generique stromectol dexamethasone ivermektine lopinavir ritonavir generique colchicine aldactone aldara aldipin alendron alesse aleve alges x algifor allegra allergodil allo 300 tablinen allo basan allopur altace alutan alzar amanol amaryl amilo basan amilorid comp amiloride hct amiodar amlo eco amlopin amlovasc amoxi basan amoxi cophar amoxi mepha amoxil amoximex anafranil sr anafranil antabus antabuse antalgit antamex antisacer antra antramups anvitoff apcalis oral jelly
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » K İ T A P / K Ü L T Ü R / S A N A T » KİTAP & DERGİ » Cevdet Said: Ademoğluınun İlk Mezhebi. İslam ve Şiddet Üzerin

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Cevdet Said: Ademoğluınun İlk Mezhebi. İslam ve Şiddet Üzerin
Moderator


4254 Mesaj -
Cevdet Said, Ýslam ve Þiddet

Ýçerisinde yaþadýðýmýz coðrafyada yer alan yoðun önyargý ortamýnda Cevdet Said’i okumak ilaç gibi geliyor.
Ýslam ve þiddet ikilisini kitaplarýnda irdeleyen Said, kamuoyunda kurgulanan Ýslam = þiddet formülünden sýkýlan, bu fomüle karþý “Ýslam’da þiddet yoktur!” söylemiyle cevap vermeye çalýþan kesim için doyurucu bir okuma alanýný sunuyor. Ancak baþlangýçta, Cevdet Said’in çýkýþ noktasýnýn, bu kurguya karþý bir çözümleme sunmak deðil, Ýkinci Dünya savaþýndan sonra geleneksel Ýslam dünyasýnda var olan þiddet eksenli eðilimlere bir öz eleþtiri getirmek olduðunu belirtmemiz gerekir. Cevdet Said, eserinin reel zeminini oluþturan ve ortadoðu ile özdeþleþmiþ geleneksel Ýslam dünyasýnýn içerisinde bulunduðu, iþgal, iç savaþ ve iktisadi gerilik olgularýnda yansýmasýný bulan kaos durumunu göz önünde bulundurarak þiddete meþru zemin aramaya çalýþan kesime, yaþanýlan bütün bu olumsuzluklara raðmen bir reddiye sunuyor.
1931 doðumlu Cevdet Said, deðindiðimiz sorunlu coðrafya ile ilgili ön kanaatini, Ademoðlu’nun ilk mezhebi isimli kitabýnýn önsözünde, ’’Ýslam dünyasýnýn içinde bulunduðu sorun, insanlýðýn beþte birini ilgilendiren bir sorundur. Onun için; Ýslam dünyasýnýn baþýna gelen bu geri kalmýþlýk sorununun çözümüne katkýda bulunma gücü olan herkes, bu konuda yardým elini uzatmalý, konuya gereken önemi verip üzerinde fikir yormalýdýr’’ cümlesiyle bildiriyor. Çözüme katkýda bulunma maksadýyla, kendi araþtýrma alanýný ‘Ýslam ve þiddet’ olarak tespit eden Said, çalýþmasýnda, Ýslami mücadelede þiddetin kabul edilmesine karþý tezleri ortaya koyuyor. Akabinde, geri kalmýþlýktan çýkýþ yolu olarak Ýslam = bilgi formülünü geliþtirmeye çalýþýyor.
Said: Þiddet asrýn hastalýðýdýr
Peki Cevdet Said þiddete olan karþýtlýðýný kuramsal çerçevede nasýl gerekçelendiriyor? Ýslami mücadelede, tebliðde þiddeti bir arac olarak kullanmayý reddederken hangi delilleri öne sürüyor? Öncelikle, ’’hiçbir þiddet eylemine baþvurmaksýzýn kendilerine yöneltilen eziyetlere sabýr ve tahammülle karþýlýk veren peygamberlerden canlý kesitler baþlýðýný taþýyan bölümde Hz. Nuh, Hz. Hud, Hz. Musa, Hz. Þuayb, Hz. Ýsa (as) ve son peygamber Hz. Muhammed’in (sav) mücadelelerinde þiddetin bir yöntem olarak yer almadýðýna, Kuran-ý Kerim’de yer alan ayetlerden yola çýkarak deðiniyor. Yazar, ’’peygamberlerle topluluklarý arasýnda cereyan eden münakaþa ve mücadelenin Kur’an’da anýldýðý tüm yerler dikkatli bir þekilde tetkik edilirse, sonuçta peygamberlere karþý tavýr konmasýnýn tek sebebinin, bir þiddet eylemi veya bir öldürme fiili yahut bir suikast giriþiminde bulunmalarý deðil; ’’Rabbimiz sadece Allah’týr’’ demeleri olduðu açýk bir þekilde görülecektir’’, dedikten sonra saydýðýmýz peygamberlerin hayatlarýndan örnekler sunuyor.
Konunun aydýnlatýlmasýnda ele alýnan diðer alan, meselenin etrafýndaki þüphelerdir. Said bu noktada, þiddetin bir arac olarak benimsenmesinde meþrulaþtýrýcý vasfa sahip olan bir takým þüphelere karþý cevaplar veriyor. Ya cihad devre dýþý kalýr, cihad ruhu sönerse; hakk söz, kuvvet olmadan nasýl etkili olacaktýr; Korkak, cesaretsiz ve sorumluluktan kaçan bir tavýr ne kadar baþarýlý olur, sorularýnda özetleyebileceðimiz bu þüphelerle ilgili yapýlan yorumlar, peygamberlerin hayatlarýnda görüldüðü gibi, toplumda þiddet kullanýmý ve dayatmanýn bir çözüm olamýyacaðýný delillendiriyor. Said’in genel kanaatini ifade eden þu sözler, bütün bu açýklamalarýn ardýndan anlam kazanýyor: ’’Þiddeti eksen alýp dayatmayý fikirden/konuþarak anlaþma metodundan önde tutan ve þiddetin tüm tezahürlerini kutsal addedip sosyal deðiþimde ona ilk faktör olarak bakan þüphe sahipleri vardýr. Bu düþünceyi kendilerinin hareket noktasý benimseyen bu kimseler, iki hataya düþmekten kurtulamazlar: Ya þiddetle karþý tarafý hizaya getirmeye çalýþýrlar, ya da eþit oranda bir maddi güce sahip oluncaya kadar karþý güce boyun eðmek zorunda kalýrlar. Doðrusu ben böyle bir metottan yana deðilim; baþkalarýna düþüncemizi þiddet yoluyla dayatmaya razý olmadýðým gibi, sahip olduðu güçten dolayý baþkalarýnýn düþüncesine boyun eðmeyede razý deðilim. ‘Biz sadece Allah’a tevekkül eder ve sadece ona dayanýrýz’.’’
Özeleþtiriye muhtacýz
Çevdet Said’in þiddete karþý olan gerekçelerini bu düþüncelerle tanýdýktan sonra, onun kitabýnda bu baðlamda yaþanan diðer sorunlara iliþkin kanaatlerini okumakda mümkün. Ona göre ‘‘Müslüman olarak bizlerin iki þeyi birbirinden ayýrdetmemiz gerekiyor: Ýslam’ýn görüþü ve kendi görüþümüz. Bunlarý ayýrtedemediðimiz zaman sorunlarýmýzýn çözümü imkansýzlaþýyor. Zira o zaman müslüman, Hakk uðrunda verilmesi gereken mücadeleden çok daha fazlasýný batýl uðrunda vermeye çalýþýyor.’’ Buna ek olarak Said, ‘‘Ýslami ve gayri islami kesim ile içinde yaþadýðýmýz kültürel ortamda hayat süren ve genel olarak gidiþattan memnun olmayan üçüncü bir kesim, mevcut ortamýn ancak siyasi bir inkýlap ile deðiþebileceðini düþünmektedir. Ben þahsen, bu düþünceden ve bunu prensip olarak benimseyen kimselerden çok endiþe duyuyorum’’ dedikten sonra deðiþimde þiddeti öne almanýn fikri hareketliliði durdurduðuna dikkat çekiyor. Müslümanlarýn þiddet sorununa karþý açýk ve net bir tavýr ortaya koyamadýklarýndan yakýnan Said, ‘‘...zira onlar, Ýslami bir toplumun içinde bulunduðu sorunlara çözüm aramada ‘þiddetin kullanýlmamasý gereken bir metod olduðunu’ açýk bir þekilde ifade etmeyi Ýslam’a ihanet olarak telakki ediyorlar’’ düþüncesini belirtiyor.
Özeleþtirisini, özeleþtiriyi ayýp ve kendini teþhir olarak agýlayan mantýðý mercek altýna alarak devam ettiren Said’e göre, ‘‘Müslüman bugün kendini bir özeleþtiriye tabi tutup eylemlerini ve tarihini ibret nazarýyla tefekkür etmekten aciz bir durum yaþýyor. O, kendisini geri býrakan etkenlere boyun eðmiþ ve bu duruma saðlýklý bir þekilde karþý koyacak gücü kaybetmiþ durumdadýr. Daha da gerçeði o, tevbenin ifade ettiði manadan yoksun kalmýþtýr. Yani ‘kendini özeleþtiriye tabi tutup hatasýný anlama ve buradan hareketle onu tashih etme gücünü’ kaybetmiþtir.’’ Bu çerçevede þiddet konusunun kapalýlýða terkedilmesi ve muallakta býrakýlmasýný sakýncalý olarak deðerlendiren Said, ‘‘özellikle þiddete diðerlerinden daha fazla meyyal olan ve teblið metodunun önemini net bir þekilde kavrayamayan gençler için, fikir önderlerinin bu hususu vurgulamasýnýn, problemi büyük oranda çözeceðini’’ düþünmektedir.
Çözüm, bilgidedir.
Ademoðlunun ilk mezhebi kitabý, þiddet sorunu çerçevesinde meselenin adýnýn konulmasý iþlevini görürken, yine Cevdet Said’in kaleminden çýkan Ademin oðlu Habil gibi ol isimli eser, çözüme odaklanan bir çalýþmadýr. Geleneksel Ýslam dünyasýnda egemen olan kriz içerisinde yalnýzca ‘‘kitap ve kelam anlamýný ve deðerini yitirmiþ deðildir; onlarla birlikte düþüncede anlamýný ve önemini yitirmiþtir. Burada dünya hayatýyla ilgili, insanlarýn bir þey yaptýklarýný sanmalarýna raðmen, tüm çabalarýnýn nasýl boþa çýktýðý hususunun da, ayný ciddiyetle araþtýrýlýp ortaya konulmasý gerekir.’’ Bu hedefe ulaþmak için bilgiye yoðunlaþýlmasý ve ortaya çýkan sonuçlarýn uygulamaya aktarýlmasý gerekir. Cevdet Said bu doðrultuda yaptýðý denemede, bilgi ve iktidar, tarih, Avrupa Birliði konularýna kendine has yaklaþýmlar sunar.
Eserler:
Cevdet Said: Ademoðluýnun Ýlk Mezhebi. Ýslam ve Þiddet Üzerine, 2000 Ýstanbul
Cevdet Said: Ademin oðlu Habil gibi ol. Yeni bir kimliðin inþasý, 2002 Ýstanbul
Gönderen: 26.03.2008 - 10:13
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 540 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ferdülislam (108), sunniit (59), kadirbey (62), busra12 (32), melisatek (32), hüzünlüköprü (36), ramazan294 (35), nisa88 (36), ervam (57), Allah 1 (47), saime86 (38), batu39 (51), Abdurrahman Gör.. (61), fatihulu24 (30), Zeynep_85 (39), ferhatb (51), GuVeNN (46), safiye55 (35), azra16 (44), ahmed86 (38), mürsid (37), mekin (43), tohurter (54)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.56138 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.