chloroquine generique luvox generique rhinocortgenerique plaquenil kamagra tricor trileptal triple trial pack trittico tryptizol tylenol ulcidine urispas uroxatral uvadex valif valtrex vaniqa vantin vaseretic vasotec ventolin inhaler ventolin vepesid veracim vermicidin vermox vesanoid vesdil viagra oral jelly viagra professional viagra soft viagra strips viagra sublingual viagra super active viagra super dulox force viagra super fluox force viagra super force viagra vibramycin vicard vigora virazole vistagan volmax cr
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » A I L E / E Ğ İ T İ M / S A Ğ L I K » SAĞLIK & SPOR » Çağımızın Kaygılı İnsanı...

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Ukab su an offline Ukab  
Çağımızın Kaygılı İnsanı...
575 Mesaj -
Kaygýlarý nedeniyle davranýþlarýnda, kiþiliðinde nevrotik özellikler kazanmýþ kiþileri þöyle tanýmlýyoruz:
"Nevrotik kiþilik nedir?"
"Nevrotik kiþilik, hangi durum ve koþulda olursa olsun belirlediði davranýþlarý göstermekten kendini alamayan kiþiliktir.
Kendimize iliþkin kaygýlar, çevremize iliþkin kaygýlar, kimi zaman dünyanýn gidiþine iliþkin kaygýlar yakamýzý hiç býrakmaz. Son yýllarda hepimizi saran "Deprem kaygýsý" neredeyse gerçek bir ruh saðlýðý sorununa dönüþtü. Hepimiz birer deprembilimci kesildik, fay hattý nerelerden geçiyor, deprem nerelere yakýn, kaç þiddetinde deprem nasýl etkiler gibi sorular açýk kaygýlara dönüþüyor. Ve öðrencilerimizin yakalarýný bir türlü býrakmayan OKS, LGS, ÖSS, KPSS gibi sýnav kaygýlarý…


KAYGIDAN KURTULMANIN YOLLARI

"Ýyi de, hep kaygýyla yaþanmaz ki!" diyorsanýz siz de benim gibi ve adý ne olursa olsun kurtulmak istiyorsanýz var olan kaygýlarýnýzdan "Derdi veren Allah devasýný da vermiþtir elbet" diyerek kaygýdan kurtulmanýn yollarýný, kaygýlý insanlarýn kiþilik özelliklerini, nevrotik davranýþlarýn nasýl ortaya çýktýðýný görelim bu ayki terapimizde…
Kaygýdan kurtulmak, biliþsel düzeyde buna uygun bilgi, bilinç, duygu donanýmýyla olabilir. Hem akademik zekânýn hem de duygusal zekânýn bu anlamda eðitilmiþ olmasý "kaygýyý pozitif yaþamaya" dönüþtürebilir.



Bunun için "dört adýmlý bir strateji" uygulamak gerekiyor:

1. Adým: Kaygýyý tanýmak, varlýðýný bilmek.
2. Adým: Kaygýyý oluþturan olgular, koþullar, kiþilerle ilgili olarak deðiþik seçenekler oluþturmak.
3. Adým: Bu seçenekleri tartarak yapýlmasý gereken iþ konusunda karar vermek.
4. Adým: Verilen karar doðrultusunda harekete geçmek ve sorumluluk almak.


Bir deprem tehlikesinden girilecek sýnava, çocuðumuzla ilgili sorundan iþimizle ilgili kaygýlara kadar uygulamamýz gereken yol budur. Ancak her duruma özgü "yapýlacak iþler programý" elbette farklý olacaktýr. Ama pek çok insan için "kaygýdan kurtulmak" kolay deðildir. Bu durumda insanlar kendileri için "kaygýnýn vereceði sýkýntý ve acýlardan kurtulma yollarý" olarak dört temel yol seçerler.
Kaygý ile yaþamak acý veren bir durumdur. Bu nedenle kaygý uyandýran durumlar uysallaþtýrma, inkâr etme, uyuþturma ve kaçýnmalarla örtülür, yok sayýlýr. Ancak bu yollarý kullanýp da kaygýlarýný kendilerinden uzaklaþtýran insanlar farkýnda olmadan "Nevrotik bir kiþilik" kazanýrlar. Konunun uzmaný Karen Horney'in üzerinde durduðu dört temel nevrotik yol þunlardýr:

1. KAYGI UYANDIRAN OLGUYU USSALLAÞTIRMA:

Çocuðumuzun ateþi çýktýðý zaman kaygýlanýrýz. Bir yandan da çocuklarýn ateþinin çabuk çýktýðýný, hemen telaþlanacak bir þey olmadýðýný biliriz, ama "kaygýlanmaktan kendimizi alamayýz." Bu kaygýyý uysallaþtýrarak (akla uygun duruma getirerek), çocuðumuzun ateþinin yükselmesinin çok kötü bir hastalýðýn iþareti olabileceðini söyler, telaþýmýza haklý bir gerekçe buluruz. Pek çok kaygýmýzý bu biçimde uysallaþtýrarak "kaygýmýzýn bizde yaratacaðý sýkýntýyý haklý kýlmaya" çalýþýrýz.

2. KAYGININ VARLIÐINI ÝNKÂR ETMEK:

Ýnsanlar kendilerinde kaygý uyandýran herhangi bir þeyi "inkâr ederek" bu kaygýdan kurtulmaya çalýþýrlar. Ýþyerinde herkes için var olan bir "iþten çýkarýlma" riskinin uyandýrdýðý kaygýyý, kiþi "benim için hiçbir þey yok" diye inkâr ederek uzaklaþtýrýr. Bu biçimde "inkâr ederek kurtulmaya çalýþtýðýmýz" pek çok kaygýmýz vardýr. Ýnsanlar kimi zaman çok yakýnlarýndaki bir tehlikeyi bile "görmeyi inkâr ederek" kurtulmaya çalýþýrlar. Burada dikkati çeken bir nokta da, tehlikenin yarattýðý kaygý ne denli yüksekse inkâr da o denli þiddetli olmaktadýr.

3. KAYGIYI UYUÞTURMA YOLLARI:

Bu yollarýn baþýnda en çok bilinen "sigara, alkol ve uyuþturucu kullanýmý" gelir. Dünyada giderek artan sigara, alkol ve uyuþturucu kullanýmý "kaygýyý uyuþturma" ile doðrudan baðlantýlýdýr. Ancak uyuþturma yollarý sadece bunlar deðildir.
"Ýþe aþýrý düþkünlük" de kaygýyý uyuþturmanýn çok uygulanan bir yoludur. Cumartesi pazar günleri de çalýþmak, yaz tatili yapmamak, iþe aþýrý düþkünlük, kaygýyý uyuþturmanýn hem de yüksek ödüllü bir yoludur.
Normal dýþý uyku uyumak da kaygýyý uyuþturmanýn bir yoludur. Burada dikkati çeken, çok uyuduðu halde kiþinin kendisini dinlenmiþ hissetmemesidir.
Cinsel edimler de kaygýyý uyuþturmanýn bir yolu olarak kullanýlýr. Aþýrý cinselliðe düþkünlük, ratsgele cinsel iliþkiler, buna karþýn doyumsuzluðu engelleyememek, sinirlilik, bu tutumun kaygýdan kurtulmayla ilgili olduðunu ortaya koyar.

4. KAYGI UYANDIRAN HER ÞEYDEN KAÇINMAK:

Toplumda bu konunun sýk görülen örnekleri "Bende bir þey bulurlar" kaygýsýyla gerektiði halde doktora gidememek, diþ hekiminden kaçýnmaktýr. Pek çok insan yapmasý gereken iþleri, duyduðu kaygý nedeniyle yapamaz duruma gelmektedir. Bu gibi nevrotik davranýþlarýn kökeninin 'çocukluk kaygýlarý'nda yattýðý, en azýndan bir bölümünün böyle olduðu, kabul edilen bir gerçektir.
Nevrotik kiþilerin davranýþ biçimleri bellidir, baþka bir davranýþ gerektirse de bunu yapamazlar. Bu nevrotik kiþilikler en çok üç biçimde görülür.


1. ÇEVRE ONAYINA BAÐIMLI KÝÞÝLER:

Bu kiþiliði kazanmýþ birisi için en önemli konu, "baþkalarý tarafýndan sevilmektir." Bu davranýþla kendi kaygýlarýný yatýþtýrmayý, kendisine kimseden zarar gelmemesini amaçlar. Ancak, kendi düþüncesine göre, "o herkesin iyiliðini isteyen, herkesin yardýmýna koþan birisi"dir. Gerçekten de böyle davranýr. Herkesin derdini çözmek için uðraþýr, baþkalarý istesin ya da istemesin, aldýrmadan yardým için koþar, kendi iþlerini bir yana býrakýr, baþkalarýnýn derdini kendine dert edinir. Özellikle "birisinin" kendisini sevmesi, beðenmesi için çaba gösterir. Ona baðýmlý olmanýn bütün özelliklerini gösterir, onun istediklerini yapar, istemediklerinden kaçýnýr. Bu davranýþlarýyla hedeflediði "beðenilmek ve sevilmek"tir.
En büyük derdi, birisi tarafýndan beðenilmemek, sevilmemektir. Böyle bir durumda kendini suçlar, yanlýþ yaptýðý için sevilmediðini, beðenilmediðini söyler. Kimseye karþý suç yöneltemez, sürekli olarak kendini eleþtirir.
Bu kiþiliðin bizim kültürümüzde nasýl onaylandýðýný, nasýl örnek gösterildiðini anýmsarsak, sosyal kültürümüzün "baðýmlý kiþilik" ödüllendirmesini daha iyi anlayabiliriz. Bir "Perihan abla" tipi, kültürümüzün tipik "iyi insan"ýdýr. Oysa bu kiþiliðin altýnda yatan nedenleri daha iyi tanýmamýz gerekmektedir. Bu davranýþlarýn tümü de, kiþinin kendi kaygýsýný bastýrmak, kaygýsýndan kurtulmak için gösterdiði davranýþlardýr. TV. Programlarýnda sözde toplumsal sorunlarý ve insanlarýn dertlerini dinleyerek onlara yardýmcý olmayý kendilerine meslek edinen "SÝZÝN SESÝNÝZ, KADININ SESÝ, ESRA CEYHANLA A'DAN Z'YE… gibi daha birçok programlarýn ve bu programlarý özenle hazýrlayýp sunanlarýn kiþilerin kendi kültürümüzde nasýl onaylandýðýný ve "Baðýmlý kiþiliklere" dönüþtürüldüðü görülecektir. Dikkat ederseniz bunlar daima herkesin iyiliðini isteyen, herkesin yardýmýna koþan birileridir.
Burada önemli olan, normal bir insanýn da beðenilmek ve sevilmek isteyeceðinin bilinmesidir. Ancak, "normal kiþilikli insan", beðenilmek ve sevilmek için ne pahasýna olursa olsun çaba göstermez, aradaki önemli farklýlýk budur.

2. ÜSTÜN OLMAYA DAYALI SALDIRGAN KÝÞÝLÝK:

Bu kiþilik sahibi için, dünya birbirinden üstün olmaya çalýþan düþmanlarýn yaþadýðý bir yerdir. Çevresindeki herkes potansiyel bir düþmandýr (rakip). Çevresindekiler onun zayýf yanlarýný kollamaktadýr, hiç kimseye güvenmemek gerekir, "Baþarýlý insanýn dostu olmaz","Homo homini lupuþ– Ýnsan insanýn kurdudur". Bu durumda baþkalarý onu yeneceðine; o baþkalarýný yenmelidir. Baþarýlý olmak, baþkalarýný yenerek daha üstün olmaktýr. Bunun için de kimseye güvenmemeli, çevresini kontrol altýnda tutmalýdýr.
Bu kiþiliðin bütün davranýþlarýnýn hedefi, çevresini kontrol altýnda tutabilmektir. Kontrol altýna alamadýðý kiþileri yabancý görür, saldýrýlmasý gereken hedefler olarak algýlar. Eðer entelektüel düzeyi yüksekse bu tavrýný "uzak duruþlu yapay bir nezaket çerçevesi"ne oturtur, bu durumda da asýl hedefini gizleyebilir.
Çaðýmýz aydýnlarý çok doðru olarak, günümüz dünyasýnýn bu kiþiliði olumladýðýný, bu acýmasýz rekabet sisteminde baþarýnýn anahtarý olarak gösterdiðini belirtir.
Gerçekten de, günümüzün "Baþarýlý iþ insanlarý" tanýmý, yukarýdaki çerçeveye uymuyor mu? Oysa bu davranýþlarýn asýl hedefi, yine kendi kaygýlarýný bastýrmaktýr.

3. KAÇINAN KÝÞÝLÝK

Bu kiþilik sahibindeki insan ise "Göze çarpmaktan, üstün olmaktan, dikkati çekmekten kaçýnmaktadýr." Kaygýlarýný bastýrmanýn yolu olarak "Herkesten ve her þeyden uzak durma"yý seçmiþtir. Çevresine görünmeyen bir çember çizer ve kimseyi oradan içeriye sokmaz. Hiçbir yarýþmanýn yarýþçýsý deðildir, hiçbir rekabetin içine girmez, baþarýlý olmaktan kaçýnýr. Ýnsanlardan uzaktýr, kendini yalýtmýþtýr ve ona yönelecek tehlikelerden böyle korunmaktadýr. "Kaçýnan kiþilik", bu özellikleriyle de kimse için tehlike olmaz.
"Normal kiþilikli insan" yeri geldiðinde saldýrganlaþýr, hakkýný arar, yeri geldiðinde kaçýnýr; sevilmek ve beðenilmek için yakýnlaþýr. Normal kiþilik, bütün bunlarý yerinde, zamanýnda ve sýrasýnda yaparken; "nevrotik kiþilik", durumlar, koþullar, kiþiler nasýl olursa olsun yalnýz kendini koruduðuna inandýðý davranýþý göstermektedir. Aradaki bu çok önemli fark gözden kaçýrýlmamalýdýr.


ÇOCUKLUK KAYGILARININ NEDENLERÝ NELERDÝR?

Çocukluk döneminin kaygýlarý büyük ölçüde anne–baba tutumlarýndan kaynaklanmaktadýr. 'Kaygý'yý, yapmak istediklerimizle koþullar arasýndaki çatýþmadan, dýþa vurmak istediklerimizle bunu yapamamak arasýndaki çatýþmadan, bir deðer grubu arasýndaki çatýþmadan doðan "kaynaðý belirsiz sýkýntýlý durum ve tutukluk" diye tanýmlayabiliriz. O zaman da bu çatýþmalarýn bizi etkilediði dönemlere ve durumlara bakmamýz gerekmektedir.
"Çok sayýda nevrotik insanýn çocukluk öykülerini incelerken hepsinde de ortak bölenin, farklý bileþenler içinde aþaðýdaki özellikleri gösteren bir çevre olduðunu buldum. Deðiþmeyen temel düþman, gerçek bir canayakýnlýk ve sevecenlik yokluðudur. Çocuðun yeterli sýcaklýk ve sevecenlik alamamasýnýn ana nedeni, annenin ve babanýn kendi nevrozlarý yüzünden bunu verme yetisinden yoksun olmalarýnda yatmaktadýr. Kendi deneyimlerime göre 'temel içtenlik yokluðu' çoðu kez kamufle edilir ve aileler çocuk için en iyisini istediklerini öne sürerler. Eðitim kurumlarý ve 'ideal' bir annenin aþýrý vesveseli ya da aþýrý özverili tutumu, gelecekteki derin güvensizlik duygularýnýn köþe taþýný büyük ölçüde oluþturan bir ortama katkýda bulunan temel etkenlerdir."
Ayrýca, anne–babalarda, çocukta düþmanlýktan baþka iþe yaramayan çeþitli eylemler ya da tutumlar buluruz. Öteki kardeþlerin yeðlenmesi, haksýz azarlamalar, aþýrý bir ilgiyle küçümseyici reddetme arasýndaki önceden kestirilmesi olanaksýz deðiþmeler (tutarsýzlýklar), yerine getirilmeyen vaatler ve bir o kadar önemlisi, çocuðun ihtiyacýna yönelik geçici düþüncesizlikten çoðu kez en mantýklý arzularýna kadar ýsrarlý bir biçimde karþý olunmasý… Örneðin arkadaþlýklarýný bozmaya, baðýmsýz düþünce çabasýný alay konusu etmeye, kendi arayýþý içinde sanatsal, atletik ya da mekanik ilgisini yok etmeye dek her türden derece deðiþmesi gösteren tutumlar. Bütün bunlar, anne–babalarýn amaçlý olmasa bile sonuç açýsýndan çocuðun iradesini kýrma anlamýna gelen tutumlardýr.
Çocukluk dönemlerinin kaygýlarý arasýnda 'çocuk cinselliðine yönelik yasaklayýcý tutumun' özel bir önemi vardýr. Çocuklarda çaresizlik, korku, sevgisiz býrakýlma ve suçluluk duygularý oluþturmanýn onlarý ilerde etkileyeceðini belirtiyor.

PEKÝ, ÇOCUKLAR HÝÇBÝR ÝSTEKLERÝNDE ENGELLENMEMELÝ MÝ?
ONLARA DOÐRU/YANLIÞ TUTUMLARI NASIL ÖÐRETEBÝLECEÐÝZ?


Aslýnda bunun cevabý da Anne–babalarýn nevrotik kiþiliklerinden uzaklaþmalarýyla mümkündür. Yani burada da önemli olan anne–babadýr. Örneðin anne–baba temizlik konusunda kesin bir baský uygulamaz ve açýk ya da gizli bir acýmasýzlýkla çocuðu zorlamazlarsa çocuk temizlik eðitiminden rahatsýz olmaz.
Bir çocuk, genelde sevildiðinden emin olmasý ve cezanýn haklý olduðuna ve onun yaralama ya da küçük düþürme amacýyla yapýlmadýðýna inanmasý koþuluyla, ara sýra yapýlan bir cezalandýrmadan rahatsýz olmayacaktýr.
Görüldüðü gibi, çocuða karþý gösterilen tutumun biçiminden çok daha önemli olan, tutumun özüdür, amacýdýr. Çocuðun, ona gösterilen yaklaþýmýn özünü ve amacýný çok iyi anlayacaðýndan kuþku duyulmamalýdýr. Çünkü çocuklar, kendi duygularý ve sezgileriyle kendilerine gösterilen tutumun özündeki niyeti çok iyi anlayabilirler. Onun için de 'ne yapýldýðý'ndan çok 'neden yapýldýðý' önem kazanmaktadýr.
Çocuklardaki, 'kýskançlýk' uyandýran duygular da kaygýlarda önemli bir rol oynamaktadýr. Kardeþ kýskançlýðý, yaþýtlar arasý rekabetten doðan kýskançlýk, anneyi ya da babayý kýskanma gibi kýskançlýklar da zamanýnda anlaþýlmasý gereken duygulardýr.
Çocuðun 'baðýmlý' olup olmamasý ise ailelerin tutumuyla ilgilidir:
"Bu, bütünüyle ailelerin çocuklarýnýn eðitimiyle neye ulaþmaya çalýþtýklarýna baðlýdýr. Verilen eðitimin bir çocuðu güçlü, cesur, baðýmsýz, her türlü durumla baþa çýkabilecek bir insan yapmak mý; yoksa çocuða kol kanat germek, onu boyun eðmeci yapmak, yaþamý savsaklamasýný saðlamak ya da onu yirmi yaþýna kadar ya da daha uzun bir süre için çocuksulaþtýrmak, çocuk kalmasýný saðlamak mý olduðuna baðlýdýr."
Hepimiz kendimize ve çevremize yeniden bakalým.
Zira, "Herkes kendisi için bir derstir."


EsSelam Aleykum...

Gönderen: 21.06.2007 - 11:46
Bu Mesaji Bildir   Ukab üyenin diger mesajlarini ara Ukab üyenin Profiline bak Ukab üyeye özel mesaj gönder Ukab üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 753 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
osman12 (77), vahvah71 (53), ssercan (50), sabr_yolcusu (56), Yorumsuz_91 (33), Asya6666 (62), angel (42), cankalemdar (39), meltem6666 (59), MeCaL (56), emiremre (44), ozdalomer (53), ayþeayd&#2.. (40), talha_34 (47), mhammettelo (43), leto18 (59), sinepuryan (42), Yalnizlik (39), BATAKLIK60 (55), kamil33 (54), hmfatih (62), Soldat34 (54), MrVoLKaN (37), yusuf kuyu (44), Yusuf_Adiyaman (53), farfarlone (41), Osman_20 (39), yunusemre_56 (58), eminecanersoy (46), eren.06 (60), tugba1986 (38), tanerok (41), MAHMUT2005 (48), musbaba18 (41), Bahar38 (40), ehhan ünlü (37), ard75 (68), ofliayhan61 (54), osman42 (45), enver66 (40), ayten66 (36), adem2007 (57), uludag64 (60), kadir ibraimi (35), Hace Türkistan (52), tufan03 (48), hasimpakirbaba (48), kuscu (60), ONUR45 (41), Allah_Asigi (41), _Hilal_ (40), aydin_yilmaz (42), cemil_keskin (64), cesurkagan (37)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.64148 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.