ivermectine stromectol dexamethasone ivermectine generique luvox prograf propecia proscar protonix protopic provas comp provas maxx provas provera pyridium ranimed ranisifar rebetol red viagra regepar reglan remeron reminyl renagel renova requip resochine retin a retrovir revatio revia rheumatrex rhinocort rhinovent risperdal rivodarone robaxin rocaltrol rogaine rudopram rulid rulide salazopyrin saroten selecim septicol
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » DİĞER KONULAR » İLANLAR & DUYURULAR » ŞEHADETİNİN 1382. YILINDA HZ.HAMZA R.A ( ESEDULLAH )

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Ukab su an offline Ukab  
ŞEHADETİNİN 1382. YILINDA HZ.HAMZA R.A ( ESEDULLAH )
575 Mesaj -
Þehîdlerin efendisi: Hz. HAMZA

Abdullah ibni Mes’ûd buyuruyor ki:

Müþriklerden Velîd adýnda birinin bir putu vardý. Safâ tepesinde toplanýrlar, bu puta ibâdet ederlerdi. Bir gün Peygamber efendimiz, onlarýn yanýna gitti ve onlarý îmâna da’vet etti. Kâfir olan bir cinnî, o putun içine girdi ve sevgili Peygamberimiz için uygun olmayan sözler sarfetti. Peygamber efendimiz üzüldüler.

Teþrif eder misiniz?

Baþka bir gün þahsýný görmediði bir kimse, Peygamber efendimize selâm vererek dedi ki:

- Yâ Resûlallah! Kâfir olan bir cinnî sizin için münâsib olmayan þeyler söylemiþ. Ben, onu bulup boynunu kestim. Arzû buyurup, yarýn Safâ tepesine teþrif eder misiniz? Siz, yine onlarý Ýslâma da’vet ederseniz, ben de o putun içine girip, sizi medhedici sözler söylerim.

Peygamber efendimiz, Abdullah ismindeki bu cinnînin arzûsunu kabûl ettiler. Ertesi günü oraya gittiler ve yine müþrikleri îmâna da’vet ettiler. Müslüman cinnî, müþriklerin elindeki putun içine girip, sevgili Peygamberimizi ve Ýslâmiyeti anlatan güzel sözler ve beyitler söyledi.

Müþrikler, bu sözleri duyunca, baþta Ebû Cehil olmak üzere ellerindeki putu parça parça ettiler. Resûlullaha saldýrdýlar. Mübârek yüzü kana boyandý. Onlarýn bu ezâ ve cefâlarýna tahammül gösterip, þöyle buyurdular:

- Ey Kureyþliler! Bana vuruyorsunuz. Ama ben sizin Peygamberinizim.

Peygamber efendimiz, oradan ayrýlýp evine geldi. Bir hizmetçi kýz, bu hâdiseyi, baþýndan sonuna kadar görmüþtü.

Bu sýrada Hz. Hamza, daðda avlanýyordu. Bir ceylana ok atmak için hazýrlandý. Ceylan dile gelerek dedi ki:

- Yâ Hamza! Bana ok atacaðýna kardeþinin oðlunu öldürmek isteyenlere ok atsan daha hayýrlý olur.

Hz. Hamza bu sözlere hayret ederek süratle evine hareket etti. Hz. Hamza âdeti üzere, avdan dönünce, tavâf yapmak için Harem-i þerîfe uðrar, ondan sonra evine giderdi. O gün tavâf yaparken, hizmetçi kýz, yanýna gelerek dedi ki:

- Ebû Cehil, kardeþinin oðluna, þöyle þöyle söyledi.

Hz. Hamza, Peygamber efendimize hakâret edildiðini iþitince, akrabâlýk damarlarý hareket etti. Silahlarýný kuþanarak, Kureyþ kâfirlerinin bulunduðu yere geldi.

- Kardeþimin oðluna, kötü söz söyliyen, kalbini inciten sen misin? diyerek, boynundaki yay ile, Ebû Cehil’in baþýný yedi yerinden yardý.

Kötü þeyler söyledim

Orada bulunan kâfirler Hz. Hamza’ya saldýracak oldular. Bu durumda büyük çarpýþma çýkacaktý. Fakat, Ebû Cehil dedi ki:

- Dokunmayýnýz, Hamza haklýdýr. Onun kardeþinin oðluna bilerek kötü þeyler söyledim.

Hz. Hamza oradan ayrýldýktan sonra, Ebû Cehil, etrafýndakilere;

- Aman ona iliþmeyiniz! Bize kýzar da Müslüman olur. Bununla Muhammed kuvvetlenir, dedi.

Hz. Hamza Müslüman olmasýn diye, kendi kafasýnýn yarýlmasýna râzý oldu. Çünkü Hamza, hatýrý sayýlýr, kýymetli ve kuvvetli idi.

Hamza, Peygamber efendimizin yanýna gelip dedi ki:

- Yâ Muhammed, Ebû Cehil’den intikamýný aldým. Onu kana boyadým, üzülme, sevin!

Sevgili Peygamberimiz buyurdu ki:

- Ben, böyle þeylere sevinmem.

- Seni sevindirmek, üzüntüden kurtarmak için, ne istersen yapayým.

Îmân etmenle sevinirim

O zaman Peygamber efendimiz buyurdu ki:

- Ben ancak senin îmân etmen ile, kýymetli bedenini Cehennem ateþinden kurtarman ile sevinirim.

Bunun üzerine Hz. Hamza hemen Müslüman oldu.

Hakkýnda âyet-i kerîme geldi. Abdullah ibni Abbâs’a göre, Kur’ân-ý kerîmde En’âm sûresi 122. âyet-i kerîmesinde, “Diriltildiði ve nûra kavuþturulduðu” anlatýlan zâtýn Hz. Hamza ve ayný âyet-i kerîmede, “Karanlýklarda bocalayan” þeklinde anlatýlanýn da Ebû Cehil olduðu açýklandý.

Hz. Hamza, Kureyþin yanýna gidip Müslüman olduðunu ve Allahýn Peygamberini her suretle koruyacaðýný bildirip þöyle dedi:

“- Kalbimi, Ýslâmiyete ve Hakka meylettirmiþ olduðu için Allahü teâlâya hamdolsun. Bu din, kullarýnýn her yaptýðýný bilen, herkese lutfu ile muâmele eden, kudreti her þeye galip gelen, âlemlerin Rabbi olan Allahü teâlâ tarafýndan gönderilmiþtir.

Kur’ân-ý kerîm okunduðu zaman, kalb ve akýl sâhibi olanlarýn gözlerinden yaþlar akar. Kur’ân-ý kerîm, açýk bir lisan ile açýklanmýþ âyetler hâlinde Hz. Muhammed’e nâzil olmuþtur. Muhammed, içimizde, sözü dinlenir, kendisine boyun eðilir bir mübârek kimsedir.

Ey müþrikler! Aklýnýz baþýnýzdan gidip, gözünüz kararýp da Onun hakkýnda sert, aðýr ve kaba sözler, söylemeyin! Eðer böyle bir düþünceye kapýlýrsanýz, biz Müslümanlarýn cesedine basýp geçmeden, onu hiç kimseye vermeyiz! ”

Hz. Hamza’nýn Müslüman olmasý ile, Resûlullah efendimiz çok sevindi. Müslümanlar, pek çok kuvvet buldu. Artýk Mekkeliler Müslümanlara, hiçbir sebep yokken, fenâ muâmele yapamadýlar. Bilhassa Hz. Hamza’nýn kýlýcýnýn þiddetinden çekindiler.

Endiþeye lüzûm yok

Peygamber efendimiz, Hz. Hamza ve diðer bir kýsým Müslümanlar Hz. Erkam’ýn evinde bulunuyorlardý. Bir ara kapý vuruldu. Gelen kimsenin, silâhlarýný kuþanmýþ þekilde Hz. Ömer olduðu görülünce, ba’zýlarý endiþeye kapýldý. Hz. Hamza;

- Gelen tek bir kiþidir. Bu kadar endiþeye lüzûm yok. Eðer, hayýr için geldi ise hoþ geldi. Yok eðer þer için geldi ise kendi kýlýcý ile baþýný keserim, dedi.

Dýþarý çýktý ve dedi ki:

- Yâ Ömer! Sen ne zannedersin? Biz Abdülmuttalib evlâdýyýz. Her birimiz Allahü teâlânýn izni ile demiri çiðneyip havaya püskürtürüz. Allah ve Resûlü için can ve baþ fedâ ederiz. Sen Resûlullaha zarar vereceðini zannediyorsan aldanýyorsun.

Sevgili Peygamberimiz, bu konuþmalarý iþitti. Kendileri gelerek, iltifat ile Hz. Ömer’i karþýladý. Hz. Ömer de Müslüman oldu. Bu iki kahraman sayesinde Müslümanlar kuvvet buldular, ibâdetlerini açýktan yapmaya baþladýlar.

Hz. Hamza bir gün, Cebrâil aleyhisselâmý kendi aslî þeklinde görmeyi arzû ettiðini, Peygamber efendimize bildirdi. Peygamber efendimiz de Hz. Hamza’ya sordular:

- Onu görmeye dayanabilir misin?

- Evet dayanýrým.

- Öyle ise yere otur da bak!

Bayýldý, arkasý üstüne düþtü

Hz. Hamza Cebrâil aleyhisselâmý görünce, bayýldý, arkasý üstüne düþtü.

Hz. Hamza, Hz. Zeyd bin Hârise, Hz. Ebû Mersed Kennaz, Hz. Enes ve Hz. Ebû Kerse ile beraber Medîne’ye hicret etti. Peygamber efendimiz Medîne’ye geldiklerinde, Mekke’li Müslümanlarý hem kendi aralarýnda, hem de Medîneli Müslümanlarla kardeþ yaptý. Kendi aralarýnda da, Hz. Hamza’yý, Zeyd bin Hârise ile kardeþ yapmýþtý. Hz. Hamza bu kardeþini çok sever ve muharebeye çýktýðý zaman her þeyini ona emânet ve vasiyet ederdi.

Peygamber efendimiz, Medîne’ye hicret ettikten sonra, Kureyþli müþrikler boþ durmadýlar. Peygamberimizi Medîne’de rahat býrakmýyorlar, Medînelilerin Onu terketmeleri için etrafýndaki Müslümanlarý tehdit ediyorlardý. Hattâ, Peygamber efendimizi Medîne’nin dýþýna çýkarmalarý için, Abdullah bin Übeyy bin Selül ile Evs ve Hazrec kabîlelerinin müþriklerine tehditler gönderdiler ve Müslümanlara hac yollarýný kapadýlar.

Bu durumda, Müslümanlarýn, Suriye ticaret yollarýný kesmeleri, müþrikleri ticarî ve iktisâdi bakýmdan zor duruma düþürmeleri ve böylece müþrikleri yola getirmeleri îcâb ediyordu. Bu sýrada bir müþrik kervanýnýn Medîne yakýnlarýndan geçmekte olduðu iþitildi. Sefer hazýrlýðý yapýldý. Sefere çýkacak birliðin kumandanlýðýna Hz. Hamza’yý getiren Peygamberimiz, ona beyaz bir bayrak verdi. Hz. Hamza’ya verilen bu bayrak Ýslâm tarihinde Müslümanlarýn kullandýðý ilk bayrak idi.

Hz. Hamza, 30 süvâri ile birlikte hareket etti. Þam’dan Mekke’ye gitmek üzere, 300 süvârinin koruduðu bir müþrik kervaný, Sifr-ül-Bahr denilen yere gelmiþ bulunuyordu. Ýslâm Mücâhidleri, buraya geldiklerinde, müþriklerin kervanýný koruyan üçyüz süvâri ile karþýlaþtýlar ve savaþ düzenine girdiler.

Doðru bir iþ yaptý

Mecdi bin Amr el-Cühenî, iki tarafýn da müttefiki idi. Müslümanlarýn sayýca çok az ve müþriklerin çok fazla olduklarýný ve düþmanlarýn bu ilk çarpýþmada yenebileceklerini düþünerek arabulucuk edip iki tarafý çarpýþmaktan vazgeçirdi. Sonra Hz. Hamza ve arkadaþlarý Medîne’ye geri döndüler. Mecdî’nin bu hareketi Peygamber efendimize arzedilince çok memnun oldular ve buyurdular ki:

- Ýyi ve doðru bir iþ yapmýþtýr.

Hz. Hamza, Ebva, Veddan ve Zül’ uþeyre gazâlarýnda Peygamber efendimizin beyaz sancaðýný taþýdý.

Bedir gazâsýnda 313 Eshâb-ý kirâm, 1000 müþrikle karþý karþýya geldi. Mekke müþriklerinden Utbe, Þeybe ve Velîd meydana çýkarak er dilediler. Peygamberimiz buyurdu ki:

- Ey Hâþimoðullarý! Kalkýnýz, Allahü teâlânýn nûrunu söndürmek için gelenlere karþý, Hak yolunda çarpýþýnýz ki, Allahü teâlâ zaten Peygamberinizi de bunun için göndermiþ bulunuyor. Kalk yâ Hamza! Kalk yâ Ali! Kalk yâ Ubeyde bin Hâris!

Dengimiz iseniz...

Hz. Hamza, Hz. Ali, Hz. Ubeyde miðferlerini giydiler. Meydana yürüdüler. Müþrikler dediler ki:

- Sizler kimlersiniz? Eðer bizim dengimiz iseniz sizinle çarpýþýrýz.

Eshâb-ý kirâm da; “Ben Hamza’yým! Ben Ali’yim! Ben Ubeyde’yim! ” dediler. Bunun üzerine müþrikler cevap verdiler:

- Sizler de bizim gibi þerefli kimselersiniz. Sizinle çarpýþmayý kabûl ettik.

Eshâb-ý kirâm, müþrikleri, önce îmâna da’vet ettiler. Onlar kabûl etmediler. Ondan sonra

Eshâb-ý kirâm, müþriklerin üzerine saldýrdýlar. Hz. Hamza ve Hz. Ali, Utbe ve Velîd kâfirlerini, anýnda öldürdüler. Hz. Ubeyde, Þeybe’yi yaraladý. Þeybe de Hz. Ubeyde’yi yaraladý.

Hz. Hamza ve Hz. Ali, Þeybe’yi orada öldürüp, Hz. Ubeyde’yi kucaklayýp Resûlullahýn huzûruna getirdiler.Ebû Cehil, müþrikleri savaþa teþvik etmeye baþladý. Her iki taraf bütün güçleriyle saldýrýya geçtiler. Bu savaþ her iki tarafýn ilk büyük savaþýydý. Eshâb-ý kirâm, “Allah Allah” diyerek, tekbîr getirerek hücûm ediyordu. Hz. Hamza, her iki elinde birer kýlýç ile çarpýþýyordu. Peygamber efendimiz “Yâ Hayyu! Yâ Kayyûm! ” buyurarak Allahü teâlâya yalvarýyordu.

Peygamberimiz, Eshâbýný, böyle yiðitçe çarpýþýyor gördükçe;

- Onlar, Allahü teâlânýn yeryüzündeki arslanlarýdýr, buyurarak onlarý takdîr ediyordu.

Allahü teâlâ, Peygamberimize yardým için melekleri de savaþa gönderdi. Eshâb-ý kirâm daha kýlýcýný vurmadan müþriklerin kellesi yere düþüyordu. Müþrikler bozguna uðradýlar. Ebû Cehil de öldürüldü. Mekke’ye doðru kaçmaya baþladýlar. Hz. Hamza, Bedir’de fevkalâde kahramanlýk gösterdi. Bedir savaþý, Peygamber efendimizin zaferiyle neticelendi. Eshâb-ý kirâmdan 14 kiþi þehîd oldu.

Allahýn arslanýyým!

Peygamber efendimiz, Uhud harbinde; Hz. Hamza’yý en önde zýrhsýz süvârilerin baþýnda çarpýþmakla vazifelendirdi. Hz. Hamza, iki elinde de kýlýç olduðu hâlde;

- Ben Allahü teâlânýn arslanýyým! diyerek, düþmaný önüne katmýþ, öldüre öldüre ilerliyordu.

Safvân bin Ümeyye, etrafýndakilere, “Hamza nerededir? Bana gösteriniz! ” diyor, savaþ meydanýný araþtýrýyordu. Bir ara gözleri, iki kýlýç ile halký kýyâsýya kesip biçen birini görünce sordu:

- Bu çarpýþan kim?

Çevresindekiler dediler ki:

- Aradýðýnýz kimse! Abdülmuttalib oðlu Hamza!

- Ben bugüne kadar, düþmanýný öldürmek için saldýran, onun gibi hýrslý, onun gibi gözüpek bir kimse daha görmedim.

Uhud’da herkes bütün güçleriyle çarpýþýrken, bir ara Resûlullah efendimiz ile Hz. Hamza arasýnda kimse kalmadý. Hz. Hamza, hiç arkasýna bakmýyor, hep ileri doðru hücûm tazeliyordu.

Savaþýn baþlamasýndan o ana kadar tek baþýna 30 müþriki öldürmüþtü. Bu sýrada Siba bin Ümmü Ammâr; “Bana karþý koyabilecek bir yiðit var mý? ” diyerek Hz. Hamza’ya meydan okudu. Hz. Hamza, “Demek sen Allaha ve Resûlüne meydan okuyorsun, öyle mi? ” deyip onu da öldürdü.

Þehit oldu

Hz. Hamza büyük kahramanlýklar gösterdikten sonra bu savaþta Vahþî tarafýndan þehîd edildi.

Vahþî, Mekke’nin fethinden sonra, Tâiflilerle birlikte Medîne’de mescide gelip, îmân etti, affa kavuþtu. Fakat Yemâme tarafýna gitmesi emrolundu. Resûlullaha karþý çok mahcûb olup, baþý önünde yaþadý.

Hz. Hamza þehîd olduðunda oruçlu idi. Hz. Peygamberimiz, kendisi için, “Seyyid-üþ-Þühedâ = þehîdlerin efendisi” buyurdu. Ve cesedini meleklerin yýkadýklarýný haber verdi.

Savaþ bitmiþti. Þehîdlerin yanlarýna gidildi. Peygamber efendimiz, Hz. Hamza’nýn mübârek cesedini görünce, dayanamadý. Aðladý. Mübârek gözlerinden yaþlar akarak buyurdu ki:

- Ben, þu þehîdlerin, Allahü teâlânýn yolunda canlarýný fedâ ettiklerine, Kýyâmet günü þâhidlik edeceðim. Onlarý kanlarýyla gömünüz. Vallahi, Kýyâmet günü mahþere yaralarý kanayarak gelecekler. Kanlarýnýn rengi kan rengi, kokularý da misk kokusu olacaktýr.

Daha sonra Peygamber efendimiz buyurdu ki:

- Bana Cebrâil aleyhisselâm gelip Hamza bin Abdülmuttalib’in göktekiler katýnda, “Allahýn ve Resûlünün arslanýdýr” diye yazýldýðýný haber verdi.

Hz. Hamza’nýn ve diðer þehîdlerin cenâze namazlarý kýlýndý. Hz. Abdullah bin Cahþ ile Hz. Hamza’nýn cenâzeleri bir kabre kondu. Hz. Hamza, Hz. Abdullah’ýn dayýsý idi.

Ve Aleykümselâm

Hz. Hamza orta boylu idi. Kýlýcýný çok iyi kullanýr pek mükemmel ok atardý. Pehlivanlarýn pîri idi. Peygamber efendimizin amcasý ve ayný zamanda süt kardeþi idi. Peygamberimiz kabrini ziyârete gider, selâm verirdi. Mezardan, “Ve Aleykümselâm yâ Resûlallah” diye cevap gelirdi.

Hz. Fâtýma buyurdu ki:

- Birgün Hz. Hamza’nýn kabrini ziyârete gittim. “Esselâmü aleyke yâ Resûlullahýn amcasý” diye selâm verdim. “Ve Aleyküm selâm ve Rahmetullahi ey Resûlullahýn kýzý” diye mezardan cevap geldi.

Þeyh Muhammed isminde âlim bir kimse Hz. Hamza’nýn kabrini ziyârete gitti. Selâm verdi. Mezardan, selâmýna cevap verildi ve, “Yâ Þeyh Muhammed, bu sene bir erkek evlâdýn olacak, ona benim ismimi koyunuz” dedi. O âlimin erkek çocuðu oldu ve adýný Hamza koydu...

EsSelam Aleykum...ya ESEDULLAH ...

Gönderen: 24.03.2007 - 15:10
Bu Mesaji Bildir   Ukab üyenin diger mesajlarini ara Ukab üyenin Profiline bak Ukab üyeye özel mesaj gönder Ukab üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 721 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ibrahim45 (46), ebabil54 (51), _EM!NE_ (36), talat (55), nerfa (58), yakupbozseki (59), NeWBaHaR (37), Akbulut (52), vahdet_ahmet (44), saripapatyam (50), bilo78 (46), gurbetten_silay.. (39), Rabbia (52), akaya20 (38), El- Metin (43), rapidhack (42), muazbinismail (40), SANDOKAN (56), SANKOCINK (56), efuli2 (50), hollanda (46), braskim (45), benreceb (42), ergin32 (55), Ozlem (42), suheyla cabuk (52), selman77 (47), kenankara (39), bilalxx (40), iskenderpasa (46), mstfakin (42)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.57055 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.