*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 925 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Pazartesi, 29. Nisan 2024 - 03:35

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » HADİS / SÜNNET » NÜBÜVVET PINARINDAN DAMLALAR

önceki konu diğer konu

3 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	Hak-dilaram

NÜBÜVVET PINARINDAN DAMLALAR

143 Mesaj -

Abdullah Ýbni Abbas (Radýyallahu Anhü göz kırpma

anlatýyor: “Gerek kendisi ile gerek Kureyþ kâfirlere ile Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Hudeybiye Sulhü’nü imzaladýðý müddeti içerisinde ticaret için Þam’a giden bir Kureyþ kafilesi içinde bulunduðu sýrada (Rum Kayseri) Hýraklius tarafýndan devlet olunmuþtu.

Ebu Süfyan ile arkadaþlarý Hýraklius’un yanýna gelmiþlerdi. O zaman Hýraklius ile beraberindekiler Ýlia’da (Beytul Makdis) idi. Rum büyükleri yanýndayken kral bunlarý meclisine çaðýrdý.

Onlarý huzuruna alýp, tercümanýn gelmesini emretti. Tercüman þöyle sordu:

- Peygamberim diyen bu zata nesepçe en yakýn olanýnýz hanginizdir?

Ebu Süfyan dedi ki:

- Nesepçe en yakýnlarý benim.

Bunun üzerine Hýraklius þöyle dedi:

- Onu bana yaklaþtýrýnýz, arkadaþlarý da yanýna gelsinler lâkin arkasýnda dursunlar.

Sonra tercümana dönüp þöyle söyledi:

- Bunlara söyle, ben bu zat hakkýnda bu adama sorular soracaðým bana yalan söylerlerse onu yalanlasýnlar.

Ebu Süfyan dedi ki:

-Vallahi, arkadaþlarým yalanýmý ötede beride söylerler diye utanmasaydým, onun hakkýnda yalan uydururdum. Ondan sonra bana ilk sorduðu þu oldu:

- Sizin içinizde nesebi nasýldýr?

- Onun içimizde nesebi çok büyüktür.

- Sizden, önce peygamberlik davasýnda bulunan hiç bir kimse varmýydý?

- Yoktu.

- Atalarý içinde hiç bir melik gelmiþ midir?

- Hayýr.

- Ona tabi olanlar halkýn eþrafý mý yoksa zayýflarý mý?

- Zayýf olanlardýr.

- Ona tabi olanlar artýyor mu eksiliyor mu?

- Artýyorlar.

- Ýçlerinde onun dinine girdikten sonra beðenmezlikten dolayý dininden dönenler var mýdýr?

- Yoktur.

- Þu dediðinizi demezden evvel hiç yalan ile itham ettiðiniz varmýydý?

- Hayýr.

- Hiç ahdi bozar mý?

- Hayýr, bozmaz. Ancak biz þimdi onunla bir müddete kadar anlaþma h-lindeyiz. Bu müddet içinde ne yapacaðýný bilmiyoruz.

Ebu Süfyan dedi ki:

Kendiliðimden bir þey katmaya imkan verecek bu sözden baþkasýný b-lamadým.

- Onunla hiç savaþtýnýz mý?

- Evet.

- Onunla savaþýnýz nasýldýr?

- Aramýzdaki savaþta bazen o bize zarar vermiþtir, bazen de biz ona zarar verirdik.

- Size ne emrediyor?

- Bize yalnýz Allah’a ibadet ediniz, hiç bir þeyi O’na ortak etmeyiniz, atalarýmýzýn inanýp söyleye geldikleri þeyleri terk ediniz, diyor. Bize namazý, doðruluðu, iffetliði ve Allah’ýn emrettiði her þeyi emrediyor.

Bunun üzerine Hýraklius tercümana þöyle dedi.

- O’na söyle: Nesebini sordum, içinizde yüksek nesebli olduðunu beyan ettin. Peygamberler zaten böyle kavimlerin nesep sahipleri içerisinden gönde-rilir. Ýçinizden bu sözü O’ndan evvel söylemiþ hiç bir kimse var mýydý diye sordum; hayýr dedin. O’ndan evvel bu sözü söylemiþ bir kimse olsaydý bu da kendisinden evvel söylenilmiþ bir söze tabi olmuþ bir kimsedir, diyebilirim.

Babalarý içinde hiç bir hükümdar gelmiþ midir diye sordum, hayýr dedin.

Babalarý içinden bir hükümdar olsaydý bu da babasýnýn mülkünü geri almaya çalýþýr bir kimsedir diye hükmederdim. Bu davasýna kalkýþmadan evvel O’nun bir yalanýný tutmuþ mu idiniz diye sordum, hayýr dedin. Ben ise muhakkak biliyorum ki halka karþý yalan söylemeyi irtikap etmemiþ iken Allah’a karþý yalan söylemeðe cür’et edemezdi.

O’na tabi olanlar halkýn eþrafýmý yoksa zayýflarýmý diye sordum, O’na tabi olanlar insanlarýn zayýflarý olduðunu söyledin. Peygamberlerin tabileride onlardýr. O’na uyanlar artýyor mu, yoksa eksiliyor mu diye sordum, artýyorlar dedin. Ýman iþi de tamam oluncaya kadar hep bu þekilde gider. Ýçlerinde O’nun dinine girdikten sonra beðenmememizlikten dolayý dininden dönen var mýdýr diye sordum, hayýr dedin. Ýman da kalplere karýþýp kökleþinceye kadar böyle olur. Hiç ahde vefasýzlýk eder mi diye sordum, hayýr dedin. Peygamberlerde böyledir ahde vefasýzlýk etmezler. Size ne emrediyor diye sordum, yalnýz Allah’a ibadet edip, O’na hiç bir þeyi ortak kýlmamayý size emrettiðini, putlara ibadetten sizleri nehyettiðini, ayný þekilde namaz ile doðruluk ve iffetlilik ile emrettiðini söyledin.

Eðer bu dediklerin doðru ise þu ayaklarýmýn bastýðý yerlere yakýnda O zat malik olacaktýr. Zaten bu Peygamberin zuhur edeceðini bilirdim. Lakin sizden olaca-ðýný tahmin etmezdim. O’nun yanýna varabileceðimi bilsem, O’nunla buluþmak için her türlü zahmete katlanýrdým. Yanýnda olsaydým ayaklarýný yýkardým.

Ondan sonra Hýraklius, Dýhye’nin elçiliðiyle Busra emirine gönderilen ve onun tarafýndan kaysere ulaþtýrýlan Peygamber’in mektubunu istedi. Getiren þahýs onu Hýraklius’a verdi. O da okudu. Mektupta þunlar yazýlýydý:

“Rahman ve Rahim olan Allah’ýn ismi ile. Allah (Celle Celâlühü göz kırpma

’nün kulu ve Peygamberi olan Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) den Rum’un büyüðü Heraklius’a. Hidayete tabi olanlara selam olsun.

Müslüman ol ki selamet bulasýn. Allah (Celle Celâlühü göz kırpma

mükafatýný iki misli versin. Eðer kabul etmezsen sana baðlý olanlarýn tamamýnýn günahý senin ü-zerinedir. Peygamber Efendimiz mektuba þu ayeti kerimeyi yazmýþtý.”Ey kitap ehli! Sizinle bizim aramýzda ortak olan bir kelimeye gelin. Allah (Celle Celâlühü göz kırpma

den baþkasýna tapmayalým. O’na hiç bir þeyi ortak koþmayalým. Allah (Celle Celâlühü göz kırpma

nü býrakýp ta kimimiz kimimizi Rabler edinmeyelim. Eðer yüz çevirirlerse, deyiniz ki: Þahid olun, biz muhakkak Müslümanlarýz.” (Ali Ýmran: 64)

Ebu Süfyan þöyle devam etti:

Heraklius mektubu okuduktan ve söyleyeceklerini söyledikten sonra yanýnda gürültü çoðaldý, sesler yükseldi. Bizde yanýndan çýkarýldýk. Onlara dedim ki Ýbni Ebi Kebþe’nin iþi hakikaten büyüyor. Beni Asfar Meliki ondan korkuyor. Artýk Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in galip geleceðine, Allah (Celle Celâlühü göz kırpma

, islamý kalbime girdirinceye kadar kesin inancým devam etti.

Ýliya yani Beytül Makdisin sahibi ve Hiraklius’un dostu olup Þam hristiyalarýna atanan Ýbnun Natur Hiraklius’un bahsederek þöyle der: Hiraklius Beytul Maktise geldiðinde onu bir gün çok kederli gördüm. Kumandanlarýndan bazýlara ona, seni bir baþka türlü görüyoruz, dediler.

Hiraklius yýldýzlara bakan, kahinliðe aþina olan bir kimse idi. Bu soruya muhatap olunca, onlara, bu gece yýldýzlara baktýðýmda Hitan Melikini zuhur etmiþ olarak gördüm. Bu ümmet içinde sünnet olanlar kimlerdir, diye sordu. Yahudilerden baþka sünnet olan yoktur, onlardan da sakýn endiþe etme! Memleketinin þehirlerinin idarecilerine yaz, oralardaki yahudileri öldürsünler, dediler.

Derken Hiraklius’un huzuruna Gassan Meliki ta-rafýndan Peygamber Efendimize dair haber ulaþtýrmaya memur olarak gönde-rilmiþ bir adam getirildi. Hiraklius bu adamdan haberi alýnca, gidin bu adam sün-netlimidir deðil midir, bakýn, dedi. Bunun üzerine onun sünnetli olduðunu haber verdiler. Sonraki gelen adama arablar sünnet olurlar mý, diye sordu. Sünnet o-lurlar cevabýný aldý. Bunun üzerine Hiraklius, bu ümmetin meliki zuhur etmiþtir, dedi. Ondan sonra Hiraklius, Roma’da bilgisi iyi olan bir dostuna mektup yazýp Hýmýs’a gitti. Hýmýstan ayrýlmadan o dostundan, Peygamberin zuhur ettiðine dair bir mektup geldi. Bunun üzerine Hiraklius Hýmýs ta bulunan bir sarayýnda Rum büyüklerini davet ederek kapýlarýn kapanmasýný emretti. Sonra yüksek bir yere çýkarak þöyle hitap etti:

- Ey Rum topluluðu! bu Peygambere beyat edip de felah ve rüþde nail olmayý istemez misiniz?.

Bunun üzerine topluluk yaban eþekleri gibi hýzlý bir þekilde kapýlara kaç-týlarsa da kapýlarý kapanmýþ buldular. Hiraklius, onlarýn bu derece nefretlerini görüp imana girmelerinden ümitsiz olunca, bunlarý geri çevirin diye emretti. Deminki sözlerimi dininize olan sýký baðlýlýðýnýzý öðrenmek için söyledim, bunu da gözlerimle gördüm, dedi. Bu söz üzerine oradakiler memnuniyetlerini beyan ederek kendisine hürmeten secde ettiler. Hiraklius’un haberi bundan ibarettir.

Buhârî, Bed’ül Vahy: 6, cihad: 102; Müslim, Cihad: 73. . . . . .

Gönderen: 22.02.2007 - 14:38

Hak-dilaram üyenin diger mesajlarini ara

	Hak-dilaram

143 Mesaj -

Ebu Musa (Radýyallahu Anhü göz kırpma

þöyle dedi:

“Hangi müslüman daha faziletlidir?” diye sorulunca Peygamber Efendimiz :

“Dilinden ve elinden müslümanlarýn emniyette olduðu kimse” diye cevap verdi.

Buhârî, Ýman: 4, 5; Müslim, Ýman: 64, 65

Bu Hadisi þerif Peygamber Efendimizin cevamiul kelim (az kelimeyle çok mana ifade etme) olan sözlerindendir. Hadisi þerifin bazý rivayetlerinde “Elin-den ve dilinden insanlarýn kurtulduðu kimse” þekli gelmiþtir. (Ahmet Bin Hanbel: 2/224)

Peygamber Efendimiz muhacirlere hicretlerine güvenmemeleri için ve hakiki hicretin vatanýn terki olmayýp bilakis Allah (Celle Celâlühü göz kırpma

’nün yasaðýnýn tümünün terk edilmesi olduðunu ve ilelebed bu hicretin kesilmeyeceðini beyan etmiþtir.

Diðer müslümanlara sadece eza ve cefa vermemekle vasýflanan müslü-manýn kâmil olmasý gerekmez. Çünkü müslümandan, Ýslam’ýn diðer rükunlarýna riayetkâr olmakla beraber, dilinden ve elinden eza ve cefa görülmeyen kastedilmektedir.

“O kimse ki” lafzýndan murat Ýslam’ýn temel rükunlarýný yerine geti-ren ve birlikte diðer müslümanlarýn dilinden ve elinden zarar görmediði kimsedir. Bir müslümanýn diðer müslümanlara güven vermesi kâmil müslüman olmasý demektir. Bununda tek bir yolu vardýr. Dilimize ve elimize hakim olmaktýr. El ile zarar vermek herkes için mümkün olamayabilir. Ama dili herkes zarar veya fayda olarak kullanabilir. “Hýrsýzlýk eden müslüman olarak hýrsýzlýk etmez. . .” hadisini yukarýda geçen Hadisi þerifle beraber deðerlendirirsek daha doðru olur.

Hadisten Çýkarýlacak Dersler ve Öðütler

1. Müslüman güvenilir bir kiþidir.
2. Kâmil müslüman diðer müslümanlarýn dilinden ve elinden emin olduðu kimsedir.
3. Kemâlat ve fazilet baþkalarýna zarar vermemekle ölçülür.
4. Güven ve emniyet içtimai hayatýmýzýn vazgeçilmez unsurudur.
5. Ýslam için hicret nasýl önem taþýyorsa Allah (Celle Celâlühü göz kırpma

’nün yasakladýðý þeylerden uzak durmakta o kadar önemlidir.
6. Hiç bir zaman ameller insaný dinden çýkarmaz.
7. Eminlik vasfýný kaybeden müslüman her iþi yapar.

Gönderen: 23.02.2007 - 10:38

	~HiLaLaY~

2765 Mesaj -

çok güzel bilgiler paylaþým için teþekkürler

Allah Razı Olsun

Ey Rabbimiz ! kalplerimize Ýslam nurunu, Kuran hidayetini bahþeyle,

cümlemizi Ýslam'a ve Kur'ana baðlý insanlar eyle,

bizi dünya ve ahiret mutluluðuna nail eyle...(amin)

Sevgi Selam ve DUA ile... gül

Gönderen: 23.02.2007 - 11:14

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 925 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ibrahim45 (46), ebabil54 (51), _EM!NE_ (36), talat (55), nerfa (58), yakupbozseki (59), NeWBaHaR (37), Akbulut (52), vahdet_ahmet (44), saripapatyam (50), bilo78 (46), gurbetten_silay.. (39), Rabbia (52), akaya20 (38), El- Metin (43), rapidhack (42), muazbinismail (40), SANDOKAN (56), SANKOCINK (56), efuli2 (50), hollanda (46), braskim (45), benreceb (42), ergin32 (55), Ozlem (42), suheyla cabuk (52), selman77 (47), kenankara (39), bilalxx (40), iskenderpasa (46), mstfakin (42)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.57199 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.