ivermektin lopinavir ritonavir ivermektin kaletra generique stromectol cordarone coreg coridil corpamil corprilin corpriretic corticotherapique cosaar plus cotrim coumadin cozaar crestor crixivan cyclogyl cycrin cyklokapron cymbalta cytotec cytoxan dalacin c dalacin t dalacin v danatrol danocrine daonil deflamat deltasone demadex demolaxin dentomycine depakine chrono depakine depakote depo provera dermestril dermovate deroxat desogen desoren desyrel detrol la
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » M E A L » ilim konusunda en geniş Tefsir'ler..6

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
eness_25 su an offline eness_25  
ilim konusunda en geniş Tefsir'ler..6
13 Mesaj -
HÜVELLEZÝ KÝTABÝ VE ÜHARU MÜTEÞABÝHAT**FE EMMELLEZÝNE FÝ GULUBÝHÝM ZEYÐUN FE YETTEBÝUNE MA TEÞEBAHE MÝN HÜB TÝÐA EL FÝTNETÝ VETÝÐA E TE-VÝLÝHÝ VEMA YE' MELÜ TE-VÝLEHÜ ÝLALLAH**VERRASÝHUNE FÝL ÝLMÝ YEGULÜNE EMENNA BÝHÝ KÜLLÝ MÝN ÝNDÝ RABBÝNA VEMA YEZZEKKERU ÜLÝL ELBEB....


Sana Kitab'ý indiren O'dur. Onun (Kur'an'ýn) bazý âyetleri muhkemdir ki, bunlar Kitab'ýn esasýdýr. Diðerleri de müteþâbihtir. Kalplerinde eðrilik olanlar, fitne çýkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteþâbih âyetlerin peþine düþerler. Halbuki onun tevilini ancak Allah bilir. Ýlimde yüksek pâyeye eriþenler ise: Ona inandýk; hepsi Rabbimiz tarafýndandýr, derler. (Bu inceliði) ancak akl-ý selim sahipleri düþünüp anlar..ali imran 7



Muhkem (anlamý açýk ve kesin) ayetler Müteþabih Ayetler.Manasý acýk olmayan demek ...Ýlmin mevzusu gecen yerler tefsir edilecek Muhkem ve Müteþabih ayetlerden kýsadan bahs edilecek.tefsir edilmiycek Tefsir edilecek mevzu Ýlim mevzusudur...




Taberi tefsiri'ine göre



Bu âyetler, vaad tehdit, sevap, ceza, helal, haram, öðüt ve ibretleri açýk bir þekilde anlatmaktadýr. Buâyetler, dinin temeli olan kitabýn esasýdýr. Bunlar, farzlarý, cezalarý, hükümleri ve bütün zaruri olan husustan kapsamaktadýr. Kur'anýn diðer bir kýsým âyetleri de müteþabihtir, anlaþýlmasý güçtür. Kelimeleri birbirine benzemekte fakat mânâlarý deðiþiktir.

Kalblerinde haktan ayrýlma, doðrudan sapma eðilimi bulunanlar bu müteþabih âyetlere uyarlar. Bunlarýn gayesi karýþýklýk meydana getirmek, fitne çýkarmak ve Allanýn, muhkem âyetlerle açýkladýðý doðru izahý býrakýp âyetleri, kendi arzu ve istelerine göre yorumlamaktýr.Nitekim günümüzde,bazý Zalimler bunu yapmaktadýr.

Halbuki bu müteþabih âyetlerin mânâlarýný yalnýzca Allah bilir. Ýlimde ileri gitmiþ olan saðlam bilgili âlimler ise þöyle derler: "Biz, müteþabih âyetlerin izahýný bilmesek te muhkem ve müteþabih olan bütün âyetlerin rabbimiz katýndan geldiðine kesinlikle iman ederiz." Allanýn kitabýndaki müteþabih âyetler hakkýnda herhangi bir þey söylemekten çekinen ve bunlardan öðüt alanlar ancak akýl sahibi olan kimseledir.Evet ALLAH in diledigi kadarýný biliriz,gerisini bilmeyiz manasýnda söylenmiþtir.Ýlim ehli olmýyan ýn býrakýn müteþabihatlarý mühkemleri namaz'ýn farz vacip'lerini bilseler öpüp baþýmýza koyarýz Ýlim her alanda gerekli..





Ýbni Kesir Tefsir'ine göre



Ýþte bu, Rabbimýz olan Allah'týr. O'ndan baþka ilâh yoktur. Böyleyken siz nasýl olup ta (haktan) .döndürülüyorsunuz?» (Zümer, 6) 7 — Sana kitabý indiren O'dur. O'nun bazý âyetleri muhkemdir ki, bunlar kitabýn anasýdýr. Diðer bir kýsmý da müteþâbihl erdir. Ýþte kalblerinde eðrilik bulunanlar fitne çýkarmak ve te'vîle yeltenmek için müteþâbih olanlara uyarlar. Halbuki onun gerçek te'vîlini,(tev'il döndürmek çevirmek) ancak Allah bilir. Ýlimde derinleþmiþ olanlar: vBiz ona inandýk, hepsi Rabbýmýzm katýndandýr, derler. Ancak akýl sahipleri düþünebilirler.Pek farklý yorum yapmamýþtýr.Taberi Tefsiri gibidir..





Kurtubi Tefsir'ine göre




Ýbn Fûrek, ilimde derinleþmiþ olanlarýn te´vili bileceði görüþünü tercih eder ve bu hususta uzun uzun açýklamalarda bulunurdu. Hz. Peygamber´in Ýbn Abbas´a: "Allah´ým! Onu dinde fakih kýl ve ona tevili öðret"[42] þeklindeki sözünde bu hususa dair açýklama vardýr. Bu Kitabýnýn manalarýný ona öðret anlamýndadýr. Buna göre yüce Allah´ýn: "Ýlimde derinleþmiþ olanlar" buyruðu üzerinde vakýf yapmak ile ilgili olarak hocamýz Ebu´l-Abbas, Ahmed b. Ömer: Doðrusu da budur demiþtir.

Çünkü onlarýn "ilimde derinleþmiþ olanlar" diye adlandýrýlmalarý Arap dilini anlayan herkesin bilmekte müsavi olduðu muhkemden daha fazlasýný bilmelerini gerektirmektedir. Eðer onlar herkesin bildiðinden baþka birþey bilmiyor iseler onlarýn derinlikleri nerede kalýr?Burda bi diger görüþte tevazu ehli olduklarýndan bilmeyiz derler manasýna zikir edilmiþtir. Fakat müteþâbih de türlü türlüdür. Kimisi hiçbir þekilde bilinemez. Ruhun durumu, Allah Teala´nýn gaybýn bilgisini yalnýzca kendisine ayýrdýðý Kýyamet saatinin kopmasý gibi. Bu gibi þeylerin bilgisi Ýbn Abbas´a da baþkasýna da verilmemiþtir.




Evet bazý ilimler bilinmesede ki yukarda zikir edilmiþtir o türler.Ama genel mana itibariyle (ilminde derinleþmiþgöz kırpmaolanlar digerlerine göre tabiki çok çok fazla bilmektedir..



Önemli Dipnot... Evvela þunu zikeredelim burda ilmin degerini anlatan ayet oldugu gibi ilmini bozuk yolda sapýtmak maksatlý anlatan münafýklarada göndermeler vardýr.Hatta münafýktan öte Ýlmiyle müminleri kandýranlar.Onlarý yoldan cýkarmak istiyen leride cehennem azabýný tehdit olarak sunan ayetler vardýr.Þimdilerde milleti kandýrmak için yola çýkan bu siyonist iþbirlikçiler.

Ayetleri yanlýþ te'vil edip çevirip insanlarý kandýrmaktadýrlar. Bu olaylar daha önceden olmamýþtý olmazdýda hz Ömer Halife iken bu müteþabih ve muhkem ayetlerle tevil yapmaya ve kafasýna göre yorum yapýp fitne tohumu serpmeye çalýþanlara daha ilk anda hiç piyasaya çýkmadan hemen ceza verirdi bakýn nasýlmýþ o ceza ..



Þayet maksadý bu deðil ise, iþlediði bu günah dolayýsýyla kýnanmayý hak etmiþ bir kimse demektir. Çünkü o dönemde Kur´ân-ý Kerîm´in indiriliþ maksatlarýndan ve te´vilin hakikatlerinden tahrif edilmesi yolunda zayýf müslümanlarý þüpheye düþürmek ve saptýrmak maksadýný gütmeleri için in¬karcý münafýklara bir yol icad etmiþ oluyordu. Bu kabilden olanlara bir örnek. Ýsmail b. Ýshak el-Kadî´nin bize naklettiði þu haberdir.

Ýsmail dedi ki: Bize Süleyman b. Harb bildirdi. Süleyman Hammad b. Zeyd´den, o Yezid b. Hâ-zim´den, o Süleyman b. Yesâr´dan naklettiðine göre; Sabîð b. Ýsi Medine´ye geldi. Kur´ân-ý Kerîm´in müteþâbih buyruklarýna ve bazý þeylere dair sorular sormaya koyuldu. Ömer (ra) durumdan haberdar olunca arkasýndan birisi¬ni gönderip huzuruna çaðýrttý.


Önceden de ona kuru hurma dallarýndan bir miktar hazýrlamýþ bulunuyordu. Huzuruna gelince Hz. Ömer ona: Sen kimsin dedi. O da: Ben Allah´ýn kulu Sabîð´im dedi. Hz. Ömer de: Ben de Allah´ýn kulu Ömer´im, dedikten sonra elindeki kuru hurma dalýný alýp üzerine yürüdü ve kafasýný yaraladý. Kaný yüzüne akýncaya kadar vurmaya devam etti. Daha sonra Sabîð: Bu kadarý yeter ey mü´minlerin emiri, dedi. Allah´a yemin ederim, daha önce kafamdaki rahatsýzlýklarýn hepsi gitmiþ bulunuyor.Deniyorki ALLAH kullarýný ilimlendirmeye davet ediyor.Bununla beraberde imtihan ediyor.




Evet basit bi ilim için bile senelerce okumak varken KURAN ýn emirleri neden senelerce okumaya ve anlamaya layýk olmasýn?buda bi imtihan ALLAH muvaffak etsin amin..



Belagat tefsiri ..Ve.. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir,....e göre



"Bunlar Kitab'ýn anasýdýr" buyruðunda istiare vardýr. Burada muhkem ayetlerin asýllarý anneye benzetilmiþtir. Sair ayetler ise ona tabi ve ona baðlý¬dýr. Týpký çocuðun annesine baðlý olmasý gibi.



"Ýlimde derinleþmiþ olanlar" buyruðu da bir istiaredir. Dinde belli bir yere sahip olanlar, yerde derine doðru kök salmýþ aðýr þeylere benzetilmiþtir.




Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir,....



. Yüce Allah, Kur'an'ýn diðer semavî kitaplara üstünlüðünün kemalini göstermek için, Kur'an yerine cins isim olan el-Kitab tabirini kullanmýþtýr. Sanki, kitap ismini almaya layýk olan sadece odur, ve gerçekte öyledir


. Þerif Râdî þöyle der: Bu bir istiaredir. Bundan maksat, bu âyetlerin, kitabýn aslý olduðunu ve ondaki bütün özetlerin mânâsýný cem etmiþ bulunduðunu bildirmektir. Bu âyetler, kitabýn anasý durumundadýr, Sanki Kur'an'ýn diðer âyetleri bunlara tabi veya bunlarla alakalýdýr. Bu durum, çocuðun annesi ile olan ilgisine ve önemli iþlerinde ona sýðýnmasýna benzer..Telhisu'l-beyan 17



Bu da bir 'istiaredir.(herhangi bir varlýða, asýl adýný deðil de, benzediði baþka bir varlýðýn adýný verme sanatýna istiare denir.)


Bundan maksat, ilimde derin¬leþmiþ kimselerdir. Böyle kimseler, aðýr bir þeyin çukur bir yere yerleþmesine teþbih edilmiþtir.


Bu ifadesinden daha beliðdir.Ýlim sahiplerinin benzetmelerinden anlaþýlýyorki onlar dünya nýn kökleridirler..


Savfetü't Tefasir'göre


Ey Muhammedi Sana Kur'an-ý Kerim'i indiren O'dur. Kur'an'ýn bazý âyetlerinin delâleti açýktýr. Onlarda herhangi bir| kapalýlýk ve karýþýklýk yoktur. Helal ve haram âyetleri böyledir. Bu âyetler, Kitab'ýn aslý ve esasýdýr. Diðerleri de müteþâbihtir. Ýnsanlarýn bir çoðu bunlarýn ne mânâya geldiðini anlýyamazlar.


Müteþâbih âyetleri, muhkem ve mânâsý açýk olan âyetler yardýmýyle anlamaya çalýþan doðruyu bulur. Bunun aksini yapan sapýtýr. Bunun içindir ki Yüce Allah þöyle buyurur: Kalplerinde hidâyeti býrakýp dalâlete düþme eðilimi bulunanlar müteþâbih âyetlere uyar ve onlarý kendi arzularýna göre tefsir ederler. Bunu yapanlar, insanlarý, dinleri hususunda fitneye düþürmek ve halka, sapýk Hýristiyanlarýn yaptýðý gibi, Allah'ýn kelamýný tefsir etmeyi murat ettikleri intibaýný vermek için yaparlar.


Nitekim Hýristiyanlar Hz. Ýsa (a.s.) hakkýnda, O, Allah'ýn Meryem'e ulaþtýrdýðý kelimesi ve kendisinden bir ruhtur,(Nisa süresi) mealindeki âyeti, Hz. Ýsa'nýn Allah'ýn oðlu olduðu veya ondan bir parça olduðu þeklinde yorumlamýþ ve bunu iddialarýna delil getirmiþler; Hz, Ýsa (s.a.)'nýn ulûhiyyetini iddia etmiþ ve onun Allah'ýn kullarýndan bir kul ve peygamberlerinden bir peygamber olduðuna delâlet eden "O, sadece kendisine nimet verdiðimiz bir kuldur.(Zuhruf süresi) mealindeki muhkem âyeti terketmiþlerdir.


Müteþâbih âyetlerin tefsirini ve hakikî mânâsýný, tek olan Allah'tan baþka hiç kimse bilmez Ýlimde derinleþmiþ kimseler ise, müteþâbih âyetlere ve bunlarýn Allah katýndan geldiðine inanýrlar ve muhkem ve mü-teþâbihin hepsi hak ve gerçektir. Çünkü Allah kelamýdýr, derler. Akl-ý selim sahibi ve münevver kimselerden baþkasý düþünüp öðüt almaz.





Et-Tefsir'ül hadis




Kitab'ý sana O indirdi. O'nun bazý ayetleri muhkem-dir.

(Muhkemât Ayetlerin mânâsýna göre, buradaki muhkemattan maksat, açýk hükümler ve deðiþik yorumlamalara ihtimal vermeyen kesin prensiplerdir.) (ki) Onlar Kitab'm anasýdý (Ümmü'l Kitab Kitabýn kaynaðý, cevheri ve esasý anlamýnda) Diðerleri de müteþa-bihtirki. Kalplerinde eðrilik olanlar, fitne çýkarmak, uyardý¬ðý sonuca uðramak için onun müteþabih ayetlerinin ardýna düþerler.


Oysa onun te'vÝlini Allah'tan baþka kimse bilmez. Ýlimde ileri gidenler "Ona inandýk, hepsi RabbÝmiz katýndandýr" derler. Saðduyu sahiplerinden baþkasý düþünüp öðüt almaz




Þifa Tefsir'ine göre


O'dur sana kitabý indiren. Onda kitabýn anasý olan muhkem (Manasý açýk ve net) ayetler vardýr. Diðerleri de müteþabih (manasý bize göre açýk ve net olmayan) lerdir. Kalblerinde eðrilik olanlar fitne aramak ve yorumunu kendilerine göre yapmak için müteþabih ayetlere uyarlar. Halbuki onun yorumunu AHah'dan baþkasý bilmez. Ýlimde üstün olanlar ise «Biz ona inandýk, hepsi Rabbimizin kalýndandýr» derler. Akýl sahiplerinden baþkasý iyice düþünmezler.


Bu ayet müfessirler arasýnda üzerinde çok konuþulan bir ayettir. Muhkem nedir? Müteþabih nedir? Müteþabih ayetleri ilimde derinleþenler bilebilir mi bilemez mi? gibi sorulara cevap aramýþlar.


Bu cevaplar doðrultusunda doðru yolu bulmuþlar veya sapýtmýþlar.Sahabe, tabiin ve mezhep imamlarý müteþabih ayetlerin manasýný Allah'a havale ettikleri için biz de ayný þeyi yapýyoruz.Bize emirler veren yasaklar koyan, ibret alsýnlar diye geçmiþden kýssalar anlatan, öðütler veren ayetler muhkem ayetlerdir ve biz onlara uyarýz.
Allah'ýn arþýndan, kürsisinden, yed'inden cennetinden cehenneminden, ahiret terazisinden (v.s.) bahseden ayetler, müteþabihdirler. Ýnanýr ve öyle kabul ederiz.Bir alemki alemimize benzemez. O Ahiret alemini bu dünyadaki terimlerle anlatýyor ama o deðildir.


Allah'ýn herþeyi gördüðü, herþeyi iþittiði, herþeyden güçlü olduðu bize bildiriliyor ama görmesi, iþitmesi tutmasý bizimkiler gibi deðildir. O yarattýðýna benzemez. Ama kendisini bize tanýtýrken bizim bildiðimiz kelimelerle tanýtýyor.Cehennem üzerindeki sýrat köprüsü, Mimar Sinanýn köprüsüne de benzemez. Ýstanbul boðazýndaki Fatih köprüsüne de benzemez.


Þunu iyi bilelimki Allah (c.c.) zatým ve sýfatlarým bize tanýtýrken bizim bildiðimiz kelimelerle anlatýyor. Biz gözümüzün görme sýnýrý olduðunu biliyoruz. Her duyu organýmýzýn bir sýnýrý vardýr. Allah (c.c.) bu sý¬nýr içerisine girmez. Öyle olunca bu tür ayetler müîeþabih ayetlerdir.


Kalblerinde eðrilik bulunanlar fitne çýkarmak, manasýný tahrif etmek için bu müteþabih ayetlerin teviline çalýþýrlar.Ýlk nazil olan Ýncil'de ve ilk hristiyanlarda eb (baba) kelimesi yaratan, icad eden manasýna kullanýlmýþ. (Ebul Beka Külliyat Eb maddesi)Fakat kalbi eðriler bu kelimenin manasýný tahrif ederek baba - oðul münasebeti kurarak küfre girmiþler.




Durup dururken Rabhimiz kimsenin kalbini eðmez.(Bakara 7) Onlar eðrilince Allah da onlarýn kalblerini eðer.(Saf süresi..5)




Her günahýn gönülde bir nokta gibi karanlýk meydana getirdiðini, o karanlýðýn ancak tevbe ile parlatýlabileceðini peygamber efendimiz haber verir.(.(Müsned, Ahmed 2/297, îbni Mace K. Zühd 29)Gönüllerindeki eðri düþüncelere Kur'aný Kerimden dayanak arayanlar, tarih boyunca ayetlerin ve kelimelerin manalarýný tahrif etmiþler.Günümüzde hümanist olan bir müslüman Kur'aný Kerimden bir kýsým ayetleri alarak «Ýslam hümanizmi» adý altýnda kitap yayýnladý. Bunlar önce bir fikre sahip olup sonra Kur'aný o fikrin tasdikcisi yaparak yamldýlar.


Efendimiz (S.A.V.): «Kim kendi görüþü doðrultusunda Kur1 aný tefsir ederse, cehennemdeki yerini hazýrlasýn» buyuruyor
[/color[color=darkblue]].(Tirmiz, Tefsir bab 1 Hadis 2952, Ebu Davud, K. Ýlim hadis 3652)
Yani önce liberalizmi, kapitalizmi veya kominizmi benimsedikten sonra Kur'aný o düþünce doðrultusunda tefsir ederse cehennemlik olur.Yoksa çok iyi niyetlerle Allah (c.c.)'in kelamýný anlamak için bütün melekelerini harekete geçirerek Kur'am anlamaya çalýþýrken yanýlacak olursa (Carullah Zamahþeri gibi) hata etmiþ olur. Ama kâfir olmaz.


Müteþabih ayetlerin manasýný Allah'dan baþka kimse bilemez. Ýslami ilimlerde derinleþenler de bunun böyle olduðunu kabul ederler. Bir kýsým alimler özellikle tasavvuf tarafý aðýr basanlar (illallah) da durmazlar ve (verrasihun) de dururlar ve buna göre mana Allah ve ilimde derinleþen¬lerden baþkasý müteþabih ayetlerin manasýndadýr..




Kuran Yolu Tefsir'ine göre


Muhkem ve müteþâbihin terim anlamlan ve bu âyette hangi mânada kullanýldýklarý hakkýnda âlimler arasýnda fikir birliði bulunmamaktadýr. Þevkânî yedi tanýma yer verip bunlarý eleþtirir ve kendi tercihini þöyle belirtir: Muhkem, "ister kendi baþýna ister baþka ifadeler dikkate alýndýðýnda mânasý ve delâleti açýk seçik anlaþýlan"; müteþâbih ise, "gerek kendi baþýna gerekse baþka ifadeler dikkate alýndýðýnda mânasý ve delâleti açýk seçik anlaþýlmayandýr. Bu sebeple Râzî her ekolün kendi görüþüne uygun âyetleri muhkem, karþý görüþe uygun olanlarýn ise müteþâbih olarak niteleme gayreti içinde olduðuna dikkat çeker


Kur'ân-ý Kerîm'de gerçek anlamýný ancak Allah'ýn bildiði veya mânasýný sadece ilimde yüksek mertebelere eriþmiþ kiþilere lütfettiði âyetlerin (müteþâbihat) bulunmasýna birçok açýklama getirilmiþtir. Bunlarýn belli baþlýlarýný þöyle özetlemek mümkündür:Kur'ân-ý Kerîm'in kýyamete kadar yürürlükte kalmak üzere gönderilmiþ olmasý sebebiyle, müteakip bütün zamanlar Ýçin uygun sonuçlann ve deðiþik anlamlan n çýkarýlmasýna kapý aralayan ifadelere sahip olmasý tabiidir.


Yine her dönemin ihtiyaçlarýna cevap verebilecek kudretli bilginlerin yetiþebilmesi zor ifadelerden amaçlan bulup çýkarabilirce melekesini haiz kiþilerin yetiþmesine, bu da araþtýrma ve Ýncelemeye yönelten motivasyonun bulunmasýna baðlýdýr. Þayet dinin bütün bildirimleri kolay bir üslûpla ve tek düze ifadeler Ýçinde gelmiþ olsaydý herkes önlerindeki hazýr malzemeyle yetinme alýþkanlýðý kazanýr, ilerleme ve geliþme mümkün olmazdý.


Kur'ân-ý Kerîm'in bir taraftan çaðrý, öðüt, öðreti ve hüküm kaynaðý özelliklerini bünyesinde toplamasý, diðer taraftan da bütün zamanlara meydan okuyan bir mucize olmasý, zengin anlamlarla yüklü deðiþik üslûplardan oluþan bir ifade örgüsünü gerekli kýlmýþtýr. Ayný þekilde, Kur'ân-ý Kerîm'in temas ettiði metafizik, psikoloji, felsefe, hukuk ve medeniyet tarihi gibi ilimler derinlemesine düþünmeyi ve ifade inceliðini gerektiren üst düzey bilimlerdir. Basit bir dilin dar kalýplan içinde bu Ýlimlerin perdesini aralamak ve yeni ufuklar açmak mümkün deðildir.


Ýnsanoðlu bilim ve medeniyette ne kadar ileriye giderse gitsin hep yeni þeyler bilmek ve öðrenmek ihtiyacý duyar. Bu ihtiyacý karþýlarken bilinmeyen bîr âlemin varlýðýný sezinlemesi, marifet yolunda ilerlerken ve ilimde yeni mertebelere ulaþýrken önündeki meçhullerin tükenmediðini farketmesi, bir taraftan onu bu araþtýrmalarý sürdürmesi için kamçýlayacak, bir taraftan da ilimde ne kadar ileri giderse gitsin "her bilenin üstünde bir bilen olduðu'nu(yusuf-12/76) ve yüce Al¬lah'ýn ilminin sonsuzluðunu yürekten kabullenme erdemine ulaþtýracaktýr.


Esasen insanýn ilim ve irfan basamaklannda yükselmesini saðlayan öðrenme melekesinin geliþmesi de bilinenlerden hareketle bilinmeyenleri sezmek ve bu meçhuller hakkýnda ulaþýlan sonuçlarýn saðlamasýný yine bilinenlere göre yapmak suretiyle gerçekleþir. Öðrencinin bilgi düzeyi yükselip öðrenme melekesi güçlendikçe öðretmen aþama aþama yeni meçhulleri önce ona sezdirip sonra çözdürür. Dolayýsýyla meçhulü sezmek, onu bilme ve öðrenmenin ön þartý konumundadýr.


Yüce Allah kullarýna önce kendi varlýðýný diðerlerinden ayýrt ettiren muhkem bir bilgi saðlayýp sonra müteþâbih halde bulunan meçhulleri sezdirir ve kademe kademe bunla-n muhkeme dönüþtürür. Bir baþka anlatýmla müteþâbihlerin bu özelliði görecelidir. Gerçekte ve sözün sahibi bakýmýndan bunlarýn anlamýnda hiçbir kuþku ve tereddüt bulunmayýp muhataba nispetle kapalýlýk taþýyan ifadelerdir.


Mümin kiþi Kur'an'ýn çeliþkiler içermediðine yürekten inanýr. Zaten Kur'ân-ý Kerîm de bu kitabýn Allah'tan baþkasý tarafýndan gönderilmiþ olmasý ihtimalini ortadan kaldýran çeliþmezlik deliline bizzat iþaret etmiþtir.
"Kur'an'ý inceleyip düsünmüyorlar mý? Eðer Allah'tan baþka birinden gelmiþ olsaydý onda birçok tutarsýzlýk ve çeliþki bulurlardý!" (nisa-4/82) Ýþte Kur'an'da zahir (ilk anda hatýra gelen) anlamlan açýsýndan birbirleriyle uyumlu olmayan ifadelerle karþýlaþan bir mümin bunlarýn ayný kaynaktan geldiðini dikkate alarak ve müteþâbihleri muhkemlere vurarak görünürdeki çeliþkinin gerçek olmadýðýný ortaya çýkaracak fikri bir çalýþma yapar, böylece inancý daha bir güçlenir ve gönlü huzurla dolar


Not: Ayetin tefsirinde Hayrettin Karaman ve ekibi Süleyman Ateþ'in yapmýþ olduðu bu konu hakkýndaki tefsir'inin tamamen yalan,uydurma olduðu görüþündeler.Delilleriylede ýspat etmiþler.




Elmalýlý Tefsir'ine göre...



Mânâsý ve murada delaletleri kesin, kelime ve cümleleri baþka anlamlara çekilmeye engel, saðlam ve þaþmaz ifadelidir, muhkemdir, "bunlar ümmü'l-kitaptýrlar", kitabýn anasý, anlamda temel ve köktürler. Hak ile batýlý ayýran, hakikatleri tasdik edip ortaya koyan asýl bunlardýr. Ýlimde ve amelde peþine düþülmesi ve uyulmasý gereken temel ilkeler ve belgeler, hidayet için deliller bunlardýr. Diðerleri bunlara irca ve havale edilir.




"Allah kelamýn en güzelini (güzellikte) birbirine benzer, ikiþerli bir kitap olarak indirdi ki, Rablerinden korkanlarýn ondan tüyleri ürperir..." (Zümer, 39/23)
hükmü açýða çýkar.ALLAH tan ancak Alim kullar korkar..Ayetinde Alim olmanýn özelliklerini ortaya koymaktadýr.Alim olmakta tabiki Ýlim den gecmektedir..


Ftinecilere de tefsirinde yani Ayette gecen Kalplerinde eðrilik olanlar, fitne çýkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteþâbih âyetlerin peþine düþerler. .
Yani sapýklar insaný kaydýrmaya çalýþanlar.Bu zalimler sözde Ýslam alim'iyiz diyenler. ALLAH ýn ayetlerini satip ehli kitap ý Ayetlerin Tev'il lerini yanlýþ yapýp sapýtanl basitleþen bu insanlarada bu tefsirde güzel bi izah var.Aþagýda ki tefsirde tam onlara biçilmiþ bi kýlýf ....


Allah'ýn ilmine karþý herþeyi halletmiþ, bitirmiþ iddiasýnda bulunan ve müteþabihatýn bütün bütün ortadan kaldýrýlmasýný arzu eden ve tecrübeyi, teþabühten büsbütün arýnmýþ mutlak bir kesinlik sanan bir ilmîlik ve isbatçýlýk iddiasý cehaletten baþka birþey deðildir. Buna karþýlýk, muhkematý esas alan güçlü ve aydýnlýk bir isbat yolu ve metodu üzerinde yürümeyip, doðrudan müteþabihata sarýlmak ve onun muhkem bir gerçeklik içerdiðini inkâr edip þüpheyi esas tutmak ve kafalarýna göre Tev'il etmek le onlar.Haddini bilmemek ve ilâhî hidayeti dinlememek, tehlikelere ve karanlýklara doðru koþmaktadýrlar ki, bunu kalblerinde eðrilik ve kötü niyet, kaypaklýk ve çarpýklýk bulunanlar yaparlar.


Her þeyi kuþkulu hale getirmek, hep garip ve acaip þeylerden bahsetmek, en belli gerçekleri bile birer efsane gibi göstermek isterler ki, bunlar bilinen yolda yürümektan hoþlanmazlar. Diðer bir kýsýmlarý da kendi bilgileri herþeyi çözmeye yetermiþ gibi, kâinat düzeninde, geçmiþte ve þimdiki halde veya sonsuza dek sürecek olan gelecekte sanki hiç bilinmedik birþey yokmuþ gibi, müteþabihatýn hakikatýný kökünden red ve inkâr eder; anlamadýðý, anlayamayacaðý bir hakikat iþitirse, ona hurafe, efsane, esatir deyip geçerler ki, bunlarýn hepsi kalbin kaypaklýðýndan, çarpýklýðýndan ve haddini bilmezlikten ileri gelir..



Yukarda tefsirde gecenlerin tam ispatý var.Onlar ne yaparlar.?Her þeyi kuþkulu hale getirmek, hep garip ve acaip þeylerden bahsetmek, en belli gerçekleri bile birer efsane gibi göstermek isterler ki, bunlar bilinen yolda yürümektan hoþlanmazlar.Mesela neyi efsane yaparlar. iddia ediyorlar.Kabir azabý yok mizan yok sýrad denen köprü yok gusul de þart sadece her yeri yýkamak mazmaza iþtinþak þart degil namaz 5 degil 3 vakit Tesettür bi zina aletidir.

Evet yanlýþ okumuyorsunuz tesettür ki,bunu giyenleri kimse göremedigi için adamlarýn iþtahý kabarýyormuþ ve buda nefislerini fiþekliyormuþ.Dolayýsýyla buda zina ya davetiye oluyormuþ.Her türlü,fuhþiyat silinmiþ Türban fuhuþ aleti olmuþ.Kavram kural tanýmayanlar. Aklar aktan sütten beyaz olmuþlar. Sonra naparlar Nikah ý inkar ederler.Salavatý tefriciye gibi salatlara eðlence derler.

Evet yanlýþ okumuyorsunuz bunlarýn hepsi kanýtlýdýr.Dileyene ispatlarýný veririm bunlar gibi Ýslam ýn temel meselelerini naparlar.Ayetleri çarpýtýrlar.Evet Hz Ali Efendimiz Hz abbas Efendimz e (hariciler)le KURAN ile mücadele etme cünki KURAN ýn tevili cok yönlüdür lastik gibidir ki,isteyen istedigi yere ceker.Onlarla Sünnet'le mücade le et demiþti.Evet Sünnet i ortan silip yani akýllarý sýra KURAN ýda carpýtarak.

Sözde müfessirlik yapýyorlar. Ayette geçen fitne çýkarmak için kelamý bunlarý son derece baglar ki,onlar bunu yapýyorlar.ALLAH fýrsat vermesin oyunlarýný baþlarýna geçir ALLAH ým amin (Vemekeru vemekerAllah Vallahü hayrul makirin)ALLAH onlarýn oyununu bilir oyunlarýný baþýna geçirir onlar oyun yapar ALLAH ý unuturlar.Ama ALLAH oyun oynuyanlarýn hakkýndan gelir.o ne hayýrlý oyunlar yapar onlara..amin uyanýk olmak lazým bol bol Ýlim tahsil etmek lazým yoksa kandýrýlýrýz....



Bunlara karþýlýk ilimde rüsuh sahibi (uzman) olanlar, eðilmez, eðrilikten hoþlanmaz, ilim yolunda saðlam, bildiðini ve bilmediðini seçebilen, bildikleri sayesinde bilmediklerinin önemini mümkün mertebe çözebilen ilim erbabý da þöyle der: biz bu kitaba inandýk, muhkemi ve müteþabihi ile hepsi Rabbimiz katýndandýr. Hepsi haktýr ve gerçektir.

Hakikaten böyle temiz akýl, güzel dikkat ve kavrayýþ sahiplerinden baþkasý da hakkiyle düþünemez, kendi zihnindekini bile iyice seçip net olarak düþünemez, muhkematý esas olarak hafîaglagizli ,açýkta olmýyan) müþkil,
(sözün sahibi tarafýndan anlamý açýklanmaksýzýn ne kastedildiði anlaþýlamayan sözcüktür. Namaz, oruç, hac sözcükleri böyledir.)mücmel gibi te'vili mümkün olan müteþabihatý bile doðru dürüst te'vil edemez.

Bu konuda te'vil ve ictihat baþkalarýnýn deðil, muhkematýn mertebeleri ile müteþabihatýn mertebelerini seçebilen, te'vili caiz olup olmayanlarý ayýrabilen, fitneden, kendisini ve herkesi baþtan çýkarmaktan sakýnan, haddini bilen, ilâhî bilgiye havale edilmesi gerekenleri O'na havale eden, kâmil iman sahibi, ilim yolunda kuvvetli, temiz ve ince akýllý, doðru düþünmesini bilen ve seven, hasýlý hikmete mazhar olmuþ rasih
(Temeli kuvvetli, saðlam. Bilgisi, bilhassa dini bilgileri çok geniþ olan) âlimlerin hakký vardýr, bu iþe ancak öyleleri yetkilidir. Bunlar muhkem ve müteþabih hepsinin hakikatýna iman ederler ve önünü sonunu hesaba katarak iyi düþünürler. ELMALLI TEFSÝRÝ....... Evet yazýldýgý üzre Ýlim ehli olana var ne varsa inþ bizde olalým amin..
..


TEFHÝMU'L KUR'AN Mevdudi tefsir'ine göre...


Bu þöyle bir soruya neden olabilir: Kiþi müteþabih ayetlerin gerçek anlamýný bilmediði halde nasýl onlarýn hak olduðuna inanabilir? Bu soruya þöyle cevap verilebilir: Müteþabih (müphem) ayetler yorumlandýðýnda deðil, muhkem (anlamý açýk ve kesin) ayetler iyice incelendiðinde, bu inceleme, anlayýþlý bir kiþiyi Kur'an'ýn gerçekten Allah'ýn kelâmý olduðu inancýna götürür.

Muhkem ayetleri inceleme, kiþiyi bir kez Kitab'ýn gerçekten Allah'tan olduðu inancýna götürdükten sonra, müteþabih ayetler onun zihninde þüphelere yol açmaz ve kiþi bu ayetlerden anladýðý en basit anlamý kabul edip, ayet anlamlarýnda karmaþýklýklara rastlandýðýnda ise, bunlarý bir tarafa býrakýr. Kýlý kýrk yarýp onlarý araþtýracaðýna Allah'ýn Kelâmý'na bütün olarak inanýr ve dikkatini daha faydalý iþlere yöneltir.. Dogruya bilmeyince nasýl Hak olduguna inansýn..




Fahruddin Er-Râzi, Mefâtihu’l-Gayb,a Tefsir'ine göre


Ýster açýk bir delil ile olsun, ister gizli bir delil ile olsun, bilinebilen herþey muhkem, bilinmeyen herþey de müteþâbihtir. Meselâ, kýyametin ne zaman kopacaðýný, insanlarýn sevab veya cezalarýnýn miktarýný bilmek gibi.. Bunun bir benzeri, Allah Teâlâ'mn, "Sana kýyametin ne zaman demir atacaðýný sorarlar" (A-raf, 187) âyetidir.


Kalplerinde maraz,hastalýk,eðrilik olanlar.Fitne peþinde olanlarýn haliyle alakalý ayetin tefsiri..


Sapýklar hakkýnda ayetleri sapýtarak Yani fitne çýkarmak süretiyle mide bulandýran küçük sineklerin ve onlarýn yolunda caný ekþili istiyen kolay hayat derdinde olan daha dogrusu kolay fetva aslýnda herþeyin serbest olmasý gerektigine varana kadar fetva arýyan Bedbaht lar.Ýçin olan

Kalplerinde eðrilik olanlar, fitne çýkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteþâbih âyetlerin peþine düþerler ayetinin çok güzel tefsirini yapmýþlar veeee Ebu Müslim el- Ýsfehanî ise þöyle demiþtir "Fitneyi isteyen sapýk kimse, dalâl (yani ALLAH ýn sapýk diye niteleme yaptýgýgöz kırpma âyetleriyle ilgilenen ve bunlarý, Allahu Teâlâ'nýn, "Sâmfri onlarý saptýrdý" (Tâ-hâ, 65); "Firavun, kavmini saptýrdý, doðru yola iletmedi" (Tâ-hâ,79)ve "aglaAllah) onunla fâsýklardan baþkasýný þaþýrtmaz" {Bakara, 26) âyetleri ile beyân ettiði muhkem âyetlere baþvurup onlarý tefsir etmeyen kimsedir.

Yine onlar Hak Teâlâ'nýn, "Bir memleketi helak etmek istediðimiz zaman, onun nf'met ve refahtan þýmarmýþ elebaþlanna emrederiz de orada Ýtaatten çakarlar" (isra. 16) âyetini, "Allah Teâlâ onlarý helak etmiþ, fâsýk olmalarýný istemiþ ve mahlûkâtýný helak etmek için sebep aramýþtýr" diye tefsir etmiþl



Ne kadar bal sürsen okadar acý kalýr bu tefsir in yanýnda!!!..Bakýn Fitneyi istiyen ve veren Firavun saptýrdý istiyende gitti saptý ee ne demiþler Hacý Hacý'yý Mekke'de sapýk sapýðý dakkada bulur.Ne yerinde bi laf ,þimdi bulmuyorlarmý hocam þu serbestmi bu serbetmi sorarlar.Tabi fetva makineleri cok iþte bunlarda yok yok yasak yok herþey serbest e bunu duyanda zaten ben bi göz istiyordum iki göz oldu olsun diyor.

Üryan Namaz kýlarsýn diyor ama neymiþ tek olunca kimse olmýycakmýþ yanýnda ah be akýl sarhoþu aklýna turp sýkayým ALLAH ve Melek leri görmüyormu güya þart koymuþ neymiþ iþte tek olunca bak buda ne minarenin kýlýfý hani bak hakkýný yeme adam tek olunca dedi görüyonmu iþi biliyor bu hoca derler. Seferber olur topallar körler.

Ýþte ALLAH cc Firavun'dan bahs ederken þunu izah etmek istiyor.Ey kullarým Fivarun öldü ama torunlarý var.Onlarda onlardan KURAN kýyamete kadar bakiyse kalýcýysa ve bu ayet hala orda ise ee Fravun lanetlenmiþi yoksa azabýna kavuþtuysa ve hala fitne ayetleri duruyorsa bu nedemek olur.?Hani lokantada yemek yerken garson sorarya çorba içerken abi çorbanýn arkasý varmý ? yani baþka biþeyde yiycekmisin adamda haliyle genelde ne der var var.

Getir tuttugunu dimi iþte onun misali gibi Firavun gitti ama arkasý var.Tabi Musa a.s ýnda arkasý var.Ýþte içinde fitne olan anarþistler ALLAH ýn ayetlerini böyle çarpýtýp uyduruyor.zaten ALLAH böyle ayetlerinin tefsir edilmesinde gizli bi imtihan yaptý.Ak koyun kara koyun belli olsun diye ve artýk sapýtan sapýtacak sapýtmýyanlar kalacak.ALLAH ým sana sýgýndýk ..




Ýlmi boyutunun Tefsiri..


Ýlimde yüksek pâyeye eriþenler ise: Ona inandýk; hepsi Rabbimiz tarafýndandýr, derler. (Bu inceliði) ancak akl-ý selim sahipleri düþünüp anlar.


Arapçada "rusûh", birþeyin iyice içinde olmak demektir. Bil ki ilimde râsih olan, yakînî ve kat'î deliller ile Allah'ýn zât ve sýfatlarýný; Kur'ân'ýn Allah'ýn kelâmý olduðunu bilen kimsedir.


Cenâb-ý Allah onlarýn daha sonra dediklerini nakletmiþtir ki bunun mânâsý "Onlardan herbiri, "muhkem de, müteþâbih de Rabb'imizin katýndandýr" derler" þeklindedir. peki neden Muhkem ve Müteþabih ler derler hepsi neden demezler.? bakalým nedenmiþ..


âyett"Hepsi Rabb'imizdendir" denilmiþ olsaydý, bu da yeterli olurdu. Öyle ise, âyette ayrýca (katýnda) lafzýnýn ge¬tirilmesindeki fayda nedir? Müteþâbih âyetlere îman hususunda, daha güçlü ifâdeye ihtiyaç duyulur. Ýþte bundan dolayý, ifâde daha (te'kidli)(Kuvvetlendirme, saðlamlaþtýrma. * Üsteleme. Bir iþ için evvelce yazýlan bir yazýyý tekrarlama) olsun diye, kelimesi zikredilmiþtir.


Allahu Teâlâ daha sonra "Bunu ancak akýl sahipleri düþünebilir" buyurmuþtur. Bu, Allah Teâlâ tarafýndan, "Biz ona inandýk" diyenlere bir medh-ü senadýr. Mânasý ise, "Kur'ân'da bulunanlardan ancak aklý kâmil olan kimseler va'z-ü nasihat alýr" þeklindedir


Bu âyet, aklî delillerden bahseden, bunlar ile Allah'ýn zât, sýfat ve fiillerini bilmeye yol arayan ve Kur'ân'ý aklî delillere göre, dit ve i'râba(Kelime ve fiillerin sonunda bulunan harf veya harekelerin deðiþmesi ve bu deðiþikliði ve sebeblerini öðreten ilim.)uygun gelecek þekilde tefsir eden kelâmcýlarýn makamlarýnýn yüceliðini gösterir.


Bil ki, birþey ne kadar þerefli olur ise, onun zýddý da o kadar âdî olur. Aynen bunun gibi, Kur'ân'ý tefsire çalýþan kimse, bu sýfatlan taþýrsa, onun mertebesi de, Allah'ýn medh-ü sena ettiði yüksek derecelere çýkmýþ olur. Usûl, dil ve nahiv ilimlerinde derinleþmeden Kur'ân hakkýnda söz söylendiðinde bu, Allah'ýn muradýndan gayetuzak bir söz olur. Ýþte bundan dolayý Hz. Peygamber (s.a.s'Kur'ân'ý sýrf kendi anlayýþýna göre tefsir eden kimse, cehennemdeki yerine hazýrlansýn' buyurmuþtur


Üstad Said Nursi'den Ýlim beyan'ý

lâzým olan amel ve iktidar cihetinde,Tarafýnda en ednâ (Pek az cuzi biþey) bir serçe kuþuna yetiþmez. Fakat Hayat-ý mâneviye ve uhreviyesine lâzým olan ilim ve iftikar(Tevazu) ile tazarru(birþeye gizlice yaklaþmak tevazu ile gönülden istemek) ve ibâdet cihetinde hayvanâtýn sultaný ve kumandaný hükmündedir.

Demek ey nefsim! Eðer hayat-ý dünyeviyeyi gaye-i maksad yapsan ve ona daim çalýþsan, sen edna bir serçe kuþunun bir neferi hükmünde olursun. Eðer hayat-ý uhreviyeyi gaye-i maksad yapsan ve þu hayatý dahi ona vesile ve mezraa etsen ve ona göre çalýþsan; o vakit hayvanâtýn büyük bir kumandaný hükmünde ve þu dünyada Cenâb-ý Hakk'ýn nazlý ve niyazdar bir abdi, mükerrem ve muhterem bir misafiri olursun..Üstad Said Nursi..
Kýsaca Üstad diyorki ilmin yoksa serce kadar etmezsin

Alti çizgili yazýlar þahsýma aittir.Her hangi bi hüküm içermez..


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son eness_25 tarafından, 12.02.2007 - 07:36 tarihinde.
Gönderen: 12.02.2007 - 07:32
Bu Mesaji Bildir   eness_25 üyenin diger mesajlarini ara eness_25 üyenin Profiline bak eness_25 üyeye özel mesaj gönder eness_25 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 761 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
jakup (32), muzocel26 (58), salihhazar (55), Beyza (56), cs7014 (50), oezkan (51), kara61 (66), aetkral (51), kubratalp (48), K.GOCERLI (27), cecenmucahidi (33), yaburka (49), violine (44), mavi_ruya (48), mbahaddin (55), Kerim_Bey (36), Süreyya (66), yemenici68 (56), mecid (43), kerime (42), mehmet_eyigör_6.. (28), tokayca (51), hasan5335 (36), volkan33 (54), mgunhan (48), ttufan (42), isvec (65), beyazguel (38), atay (62), sonromeo2 (47), kulibo (38), Zeynepgul (44), nihat 60 (44), g_neferalperen3.. (46), sebiarus (55), hace (41), EsmerKiz-NL (39), n@ksýben (43), pedino (54), hatice 1975 (49), hesbollahi (45), hafýz_ (37), ozel (68), fethic (55), hacimeryem (54), telve (52), Levent75 (49), züleyha hanc&ya.. (47), erciyas tamer (46), m.kýl&ya.. (53)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.58472 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.