kamagra stromectol generique stromectol kaletra ivermektine seretide inhaler seretide rotacaps seretide serevent serocryptin seromycin serophene seropram seroquel servambutol servanolol servicillin serviclofen servispor servitet silagra sildalis sildenafil silvitra simcora simvasine simvast sinemet cr sinemet sinequan singulair sirdalud skinoren smap sortis spersanicol spiroctan sporanox starlix stocrin strattera stromectol suhagra force suhagra sumycin super avana
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » İLAHİ & EZGİ SÖZLERİ » PEYGAMBERIMIZIN USTUN KISILIGI ALLAHIN BIR MUCIZESIDIR

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
recepholding su an offline recepholding  
PEYGAMBERIMIZIN USTUN KISILIGI ALLAHIN BIR MUCIZESIDIR
1613 Mesaj -
PEYGAMBERÝMÝZ (SAV)'ÝN ÜSTÜN KÝÞÝLÝGÝ
ALLAH'IN BÝR MUCÝZESÝDÝR

Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) Rabbimiz Katýnda þerefli ve büyük makamý olan, mübarek bir insandýr. Allah'ýn alemlere üstün kýlarak, kendisine itaat edilmesi için gönderdiði Peygamber Efendimiz (sav) insanlarýn en güveniliri, dürüstlük örneði olup pek üstün bir ahlakýn sahibidir. O, Allah'ýn, takvasý, üstün ahlaký, güzel huyuyla bütün insanlara örnek gösterdiði kutlu elçisidir. Ýnsanlarýn mürþididir (ýslah edip yol gösteren). Yaþamý boyunca þefkatiyle, nezaketiyle, ince düþünceli, anlayýþlý, tevekküllü, kararlý ve sabýrlý tutumuyla tüm Müslümanlara yol göstermiþtir. Peygamberimiz (sav) kendisinden sonraki bütün Müslüman alemine örnek olmuþ çok hayýrlý bir insandýr.


Andolsun size, içinizden sýkýntýya düþmeniz O'nun gücüne giden, size pek düþkün, mü'minlere þefkatli ve esirgeyici
olan bir elçi gelmiþtir.
(Tevbe Suresi, 128)

Hz. Ali'nin torunlarýndan Ýbrahim b. Muhammed Peygamberimiz (sav)'i anlatýrken þöyle rivayet etmiþtir:

Dedem Hz. Ali, Peygamber Efendimiz (sav)'i anlatýrken Onu þöyle tavsif (vasýflandýrýrdýgöz kırpma ederdi:

O, insanlarýn en cömert gönüllüsü, en doðru sözlüsü, en mülayim ahlaklýsý ve en arkadaþ canlýsý idi. Kendilerini ansýzýn görenler, O'nun heybeti karþýsýnda çok þiddetli heyecanlanýrlar; üstün vasýflarýný bilerek sohbetinde bulunanlar ise, O'nu herþeyden çok severlerdi. O'nun üstünlüklerini ve güzelliklerini tanýtmaya çalýþan kimse; Ben, gerek ondan önce, gerek ondan sonra, onun gibi birisini görmedim, demek suretiyle, O'nu tanýtma hususundaki aczini ve yetersizliðini itiraf ederdi. Allah'ýn salat (Peygamberimiz (sav)'e yapýlan dua, istiðfar, rahmet, namaz) ve selamý O'nun üzerine olsun.16

Peygamberimiz (sav) yaþadýðý toplum içinde el-emin (güvenilir) diye ünlenmiþ, dürüstlüðü ve güvenilirliði üzerinde herkes ittifak etmiþtir. Zaten Peygamber Efendimiz (sav)'in yüzü, her görenin dürüstlüðüne kesin kanaat getireceði gibi nurlu ve asildi. Vicdanýnýn sesini dinleyerek, onunla konuþan, onun sohbetine katýlan kim olursa olsun ondaki olaðanüstülüðü anlamýþ, Peygamberliðine dair pek çok açýk delil görmüþtür. Aklý ve feraseti, sahip olduðu yüksek karakteri, kavmindeki müþriklerin bile aralarýndaki anlaþmazlýklarýný çözmesi için kendisine baþvurmalarýna sebep olmuþtur.

Sahabelerin sürekli þahit olduklarý Peygamberimiz (sav)'in sahip olduðu üstün ahlak ve meziyetleri hakkýnda Ýbn-i Sad, Ýbn-i Asakir Davud b. Husayn'dan þu bilgileri nakletmiþtir:

Allah Resulü, halký arasýnda dürüstlük bakýmýndan en üstünü, ahlak yönünden en güzeli, sosyallik yönünden en mükemmeli, komþuluk bakýmýndan en cömerdi, yumuþaklýk ve emanet bakýmýndan en ilerisi, sözce en doðrusu, hayaya ve terbiyeye en çok önem veren olarak büyümüþtür. Herkesle gayet iyi geçinmiþtir. Bu sebeple O'na "el-Emin=Son derece doðru ve güvenilir" demiþlerdir.17


Gerçekten senin için kesintisi olmayan bir ecir vardýr. Ve þüphesiz sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin.
(Kalem Suresi, 3-4)

Ýbn-i Sad, Rabi b. Hasyem'den de þöyle nakletmiþtir:

Ýslam'dan önce cahiliye devrinde herkes -anlaþmazlýklarýný çözmesi için- Allah Resulü'ne baþvururdu.18


Hacer-i Esved taþý

Yakub b. Süfyan ve Beyhaki, Ýbn-i Þihab'dan þunu naklettiler:

Kureyþliler Kabe'yi yeniden inþa ettikleri zaman, Hacer-i Esved'i yerine koymak hususunda ihtilafa düþtüler. Her kabile kendisi koymak istedi. Sonra þöyle dediler: Þu yoldan ilk kim gelirse, onu aramýzda hakem tayin edelim. Ýlk gelen, o zaman henüz delikanlý olan Hz. Muhammed (sav) oldu. (Güvenilir siyer (Peygamberimiz (sav)'in ahlaký ve hayatýný anlatan eserler) kaynaklarýna göre yaþý otuz beþ idi.) O'nu hakem yaptýlar. O da "Bir yaygý getirin" dedi. Yaygý getirildi. "Þimdi taþý hep beraber ona koyun" dedi. Taþ yaygýya konunca, "Haydi her kabilenin büyüðü gelsin ve yaygýnýn bir ucundan tutsun" dedi. Bunun üzerine her kabileden biri gelip yaygýnýn birer ucundan tuttu. Taþý bu þekilde yerine götürdüler. O da üste çýkýp onlardan aldýðý taþý yerine yerleþtirdi. Büyüdükçe herkesin saygý ve sevgisini çekti. Doðruluðu ile ün yaptýðý için de kendisine "el-Emin=son derece güvenilir kiþi" adýný koydular. Bunlar, henüz kendisine vahiy gelmeden önceydi."19

Peygamberimiz (sav) hayatý boyunca insanlara hidayet rehberi olmuþ, sahabeleri eðitmiþ, müþriklerle de sürekli konuþarak onlarý doðru yola yöneltmek için mücadele etmiþtir. Peygamberimiz (sav)'in eðitimi sonucunda çöl ortamýnda yaþayan, cahiliye ahlakýna sahip insanlar, imanýn nuruyla pýrýl pýrýl, güzel ahlaklý insanlar haline gelmiþlerdir. Bu büyük bir mucizedir. Peygamberimiz (sav)'in üstün ahlakýnýn yaný sýra hayatýnda da bu þekilde pek çok mucizevi özellik tecelli etmiþtir. Bu mucizelere gerek sahabeler gerekse iman etmeyenlerden pek çok kimse bizzat þahit olmuþlardýr. Peygamberimiz (sav)'in her biri bir diðerinden önemli olan mucizeleri vicdan sahibi tüm insanlar için hak delil niteliðindedir, iman ve hidayet vesilesidir.


Ve derlerdi ki: "Biz, ünlenmiþ bir þair için ilahlarýmýzý terk mi edeceðiz?" Hayýr, o, hakký getirmiþ ve gönderilen (elçi)leri de doðrulamýþtý.
(Saffat Suresi, 36-37)

23 sene fiili olarak mücadele içinde olmasýna, zorlu savaþlara girmesine, karþýsýnda küfrün en azgýn ve öfkeli insanlarý bulunmasýna ve her zaman en ön saflarda mücadele etmesine raðmen kendisine hiçbir þey olmamasý ve öldürülememesi de Peygamberimiz (sav)'in mucizelerindendir. Çok yiðit bir insan olan Peygamberimiz (sav)'in olaðanüstü kararlýlýðý da onunla beraber olan her Müslümanýn þevkini artýrmýþtýr. Düþmanlarýnýn kalplerine Allah'ýn korku salmasý ve her koþulda onu iman etmeyenlere karþý galip getirmesi de Peygamberimiz (sav)'in mucizelerindendir. Allah savaþlarda melekleriyle ve görünmez ordularla kendisine yardým etmiþ, böylece Hz. Muhammed (sav) kendi ordusundan sayýca çok daha güçlü olan düþman ordularýný darmadaðýn etmiþtir. Ayetlerde bu mucizevi durum þöyle haber verilir:

Evet, eðer sabrederseniz, sakýnýrsanýz ve onlar da aniden üstünüze çullanýverirlerse, Rabbiniz size meleklerden niþanlý beþ bin kiþiyle yardým ulaþtýracaktýr. Allah bunu (yardýmýgöz kırpma size ancak bir müjde olsun ve kalpleriniz bununla tatmin bulsun diye yaptý. 'Yardým ve zafer' (nusret) ancak üstün ve güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah'ýn Katýndandýr. (Al-i Ýmran Suresi, 125-126)

Peygamberimiz (sav) en mükemmel þekilde Ýslam dinini teblið etmiþ ve bunda çok kararlý davranmýþtýr; kendisine büyük eziyetler yapýlmasýna, din ahlakýný anlatmaktan vazgeçmesi karþýlýðýnda kendisine çok fazla imkan sunulmuþ olmasýna raðmen teklif edilen herþeyi reddetmiþtir. Allah'ýn rýzasýný, Ýslam'ýn ve Müslümanlarýn menfaatini daima kararlýlýkla üstün tutmuþtur. En zorlu gibi gözüken durumlarda da Allah'ýn yardýmýna kavuþacaðýný kuvvetle umut etmiþ, Allah'ýn, kendisini ve müminleri her zaman galip getireceðine inanmýþtýr. Nitekim her zaman Allah'ýn korumasý altýnda olmuþ, iman etmeyenlerin azgýnlýklarýna ve saldýrganlýklarýna raðmen hiçbir zarara uðramadan yaþamýþtýr. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in faziletlerini Allah, Kuran'da insanlara þöyle bildirmiþtir:

Gerçekten senin için kesintisi olmayan bir ecir vardýr. Ve þüphesiz sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin. (Kalem Suresi, 3-4)

Þüphesiz o (Kur'an), üstün onur sahibi bir elçinin gerçekten (Allah'tan getirdiði) sözüdür; (Bu elçi,) Bir güç sahibidir, arþýn sahibi Katýnda þereflidir. Ona itaat edilir, sonra güvenilirdir. Sizin sahibiniz bir deli deðildir. Andolsun o (peygamber), onu apaçýk bir ufukta görmüþtür. O, gayb (haberlerin)e karþý (söylediklerinden dolayýgöz kırpma suçlanamaz. (Tekvir Suresi, 19-24)


Hiç þüphesiz o (Kur'an), þerefli bir elçinin kesin sözüdür. O, bir þairin sözü deðildir. Ne az inanýyorsunuz?
(Hakka Suresi, 40-41)

Bir kahinin de sözü deðildir. Ne az öðüt alýp-düþünüyorsunuz? Alemlerin Rabbinden bir indirilmedir.
(Hakka Suresi, 42-43)


Andolsun, sizin için, Allah'ý ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ý çokça zikredenler için Allah'ýn Resûlü'nde güzel bir örnek vardýr.
(Ahzab Suresi, 21)

Büyük Ýslam alimi Ýmam Gazali, Peygamber Efendimiz (sav)'in yüksek ahlakýný, Tirmizi, Taberani, Buhari, Müslim, Ýmam Ahmed, Ebu Davud, Ýbni Mace gibi büyük hadis alimlerinden derlediði bilgilerle þöyle anlatmýþtýr:

Resulullah insanlarýn en mülayim ahlaklýsý, en yiðidi, en adili ve en namuslusu idi. O, insanlarýn en cömerti idi. Allah'ýn kendisine verdiklerinden hurma, arpa ne olursa olsun yalnýz senelik yiyeceðini ayýrýrdý, geri kalanýný Allah yolunda harcardý. Kendisinde bulunan bir þey istendiðinde verirdi.

O haya olarak da insanlarýn en mükemmeliydi. Rabbi için kýzar, þahsý için öfkelenmezdi. Kendisi veya sahabeleri zarar görse bile hakký uygulardý.

Allah Resulü insanlarýn en alçak gönüllüsü, en belið (Açýk, düzgün, güzel, sanatlý söz söyleyen) konuþaný, en güler yüzlüsüydü. Dünya iþlerinden hiçbir þey kendisini endiþeye düþürmezdi.

Medine'nin öbür ucundaki hastalarý ziyarete gider, güzel kokudan hoþlanýrdý. Fakirlerle oturur, yoksullarla yerdi. Herkese nezaketle davranýrdý, kendisine özür beyan edenin özrünü kabul ederdi. Latife yapar idi, ama hakký söylerdi.

Mübah oyunlarý gördüðünde men etmezdi, hanýmlarýyla yarýþ yapardý. Zavallýlarý yoksulluklarýndan dolayý horlamaz, zengine de varlýðýndan dolayý saygý göstermezdi, onu da bunu da Allah'a eþit olarak çaðýrýrdý. Allah Teala üstün huyu ve mükemmel siyaseti onda birleþtirmiþti...

Allah Teala ahlakýn bütün güzelliklerini, iyi yollarý, öncekilerin ve sonrakilerin baþlarýndan geçmiþ ve geçecek hadiselerin haberlerini, ahirette kurtuluþa ve saadete erdirecek hususlarý, dünyada gýpta edilip peþinden gidilecek ve gidilmeyecek herþeyi ona öðretmiþti.

Allah Teala, onun buyruklarýna itaat ve hareketlerinde kendisinin izinden gitmeye bizleri muvaffak kýlsýn."20

Peygamber Efendimiz (sav)'in ümmi oluþundaki mucizeler

Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) Tevrat ve Ýncil'de de geleceði bildirilen ümmi peygamberdir. Allah Peygamberimiz (sav)'e Kuran'ý vahyettiðinde kendisinin okuma yazmasý yoktu, yani ümmi idi. Hz. Muhammed (sav)'in bu özelliði kendisinin peygamberliðinin en önemli delillerinden biridir.

Ýman etmeyenler, Peygamber Efendimiz (sav)'in ümmiliðini bildikleri halde ona indirilen Kuran'ý kabul etmemiþler ve hak kitabý kendisinin yazdýðý iftirasýný atmýþlardýr. Oysa iman etmeyenler, Peygamberimiz (sav)'i kendisine elçilik görevi verilmeden önce de tanýmakta ve böyle bir ilme sahip olmadýðýný zaten çok iyi bilmekteydiler. Nitekim, Allah "Böylece sana emrimizden bir ruh vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmiyordun. Ancak Biz onu bir nur kýldýk; onunla kullarýmýzdan dilediklerimizi hidayete erdiririz. Þüphesiz sen, dosdoðru olan bir yola yöneltip-iletiyorsun." (Þura Suresi, 52) ayetiyle bu gerçeði haber vermiþtir. Bir baþka ayette de þöyle buyurulur:

...Allah, sana Kitabý ve hikmeti indirdi ve sana bilmediklerini öðretti. Allah'ýn üzerinizdeki fazlý çok büyüktür. (Nisa Suresi, 113)


Onlarýn sana getirdikleri hiçbir örnek yoktur ki, Biz (ona karþýgöz kırpma sana hakký ve en güzel açýklama tarzýný getirmiþ olmayalým.
(Furkan Suresi, 33)

Peygamber Efendimiz (sav) Kuran ayetlerini "Allah'tan aldýðý vahiyle" insanlara bildirmiþtir. Yaptýðý tebliðlerde hep bu gerçeði dile getirmiþ ve onlara kendisinin peygamberlikten önceki hayatýna yýllarca þahitlik ettiklerini hatýrlatmýþtýr:

De ki: "Eðer Allah dileseydi, onu size okumazdým ve onu size bildirmezdi. Ben ondan önce sizin içinizde bir ömür sürdüm. Siz yine de akýl erdirmeyecek misiniz?" (Yunus Suresi, 16)

Peygamberimiz ümmi olmasýna raðmen en mükemmel þekilde dini teblið etmiþ, Tevrat ve Ýncil'in de ilmine vakýf olmuþtur. Yüce Allah'ýn Kuran'ý vahyetmesiyle diðer kutsal kitaplardan ve geçmiþ toplumlarýn durumlarýndan da bilgiler vermiþtir.

Peygamberimiz (sav)'in hayatý boyunca daha pek çok harika olay tecelli etmiþtir. Ýmam Gazali onun ümmi oluþundaki mucizevi delilleri þöyle anlatmýþtýr:

Cenab-ý Hak, o, mekteb ve medrese görmediði, ilimle mümarese (Alýþma, alýþýklýk, yatkýnlýk) ve temasý olmadýðý, kitab mütalea etmediði, ilim için hiçbir yolculuða çýkmadýðý, yetim, zaif sayýldýðý ve cahil Araplarýn arasýnda bulunduðu halde Cenab-ý Hak bütün bunlarý kendisine ihsan etmiþtir. Acaba durumu bu iken onun için ahlaklarýn en güzelleri, edeblerin en yüceleri, mesela (eðer peygamber olmasa sadece fýkýh ilminin maslahatlarýnýn marifeti ((islam hukukunun bilgisi) nereden ona verildi? Evet, -diðer ilimler hariç- sadece fýkýh ilminin yararlýlýklarýnýn bilinmesi medresesiz ve mektebsiz, ilim ve ilim erbabýyla (ehli ile) temas etmeksizin elde edilemez. Eðer ilahi bir takviye olmasa nereden geliyor?

Üstelik Allah'ýn marifeti, Allah'ýn meleklerinin marifeti, kitablarýnýn marifeti ve peygamberliðin diðer özellikleri, eðer açýk vahiy olmazsa, nereden ona bildirilmiþ ve öðretilmiþ olabilir? Beþer (insan) kudreti nereden baþlý baþýna bunlarý elde edebilir? Eðer Hazreti Muhammed (sav)'in bu zahiri emirlerden baþka hiçbir mucizesinin olmadýðý farzedilse bile, bu emirlerin onun peygamberliðine delalet (iþaret) etmeleri yeter de artar bile… Hazreti Muhammed'in alamet ve mucizelerinden öyleleri meydana gelmiþtir ki, hiçbir ehl-i ilim, o meydana gelen mucizenin mucizeliðinde þek (þüphe, zan) ve þüphe etmez.21

Peygamberimiz (sav)'in ümmi oluþu onun peygamberliðinin en büyük delillerindendir. Kitap Ehlinin kesin olarak bildiði gibi Tevrat ve Ýncil'de geleceði vaat edilen elçinin okuma yazmasý yoktu. Ancak iman etmeyenler, Peygamberimiz (sav)'in Kuran'ý kendisinin yazdýðý yalanýný ortaya atýyorlardý. Oysa asýl yalan söyleyenin iman etmeyenler ve müþrikler olduðu açýktýr. Doðru söylemeyen bir insanýn sözlerinde muhakkak bir çeliþki olacaktýr. Birbirini tutmayan tarihler, anlatým þekilleri elbette konuþmalarýnda ortaya çýkacaktýr. Peygamberimiz (sav) ise yaþadýðý toplumun en dürüstü, en itidallisi, en güzel konuþaný, en hikmetli söze sahip olaný, en bilgili ve en görgülü insanýdýr. Aklý ve ferasetiyle her insanýn hayranlýðýný ve güvenini kazanacak kadar üstün bir insandýr.


Þüphesiz o (Kur'an), üstün onur sahibi bir elçinin gerçekten (Allah'tan getirdiði) sözüdür;

(Bu elçi,) Bir güç sahibidir, arþýn sahibi Katýnda þereflidir. (Tekvir Suresi, 19-20)

Peygamber Efendimiz (sav) Tevrat ve Ýncil'i okumadýðý halde bu kitaplardaki hükümleri, anlatýlanlarý bilmekteydi. Geçmiþ topluluklarýn tarihine de vakýftý. Elbette bu, Allah'ýn vahyi dýþýnda asla mümkün olamayacak bir durumdu. Onu tanýyanlarýn hepsi bunu biliyorlardý. Peygamberimiz (sav) daha önce herhangi bir okulda bir eðitim görmediði halde, sahip olduðu ilim ve anlattýklarý bu mübarek insanýn mucizevi yönlerinden sadece bir tanesidir. Allah Ankebut Suresi'nde þöyle buyurmaktadýr:

Bundan önce sen hiç kitap okuyan deðildin ve onu sað elinle de yazmýyordun. Böyle olsaydý, batýlda olanlar kuþkuya kapýlýrlardý. (Ankebut Suresi, 48)

Ünlü tefsir ve Ýslam alimi Celaleyn bu ayeti þöyle tefsir etmektedir:

Sen bundan, yani Kuran'dan önce kitap okur deðildin. Onu elinle de yazmadýn öyle olsaydý, yani okur-yazar olsaydýn, batýlý savunanlar, hakkýnda þüpheye kapýlýrlardý, þüphe ederlerdi. Ve, "Tevrat'ta bize anlatýlan Peygamber ümmi olup okumasý ve yazmasý yoktur" derlerdi.22

Ancak herþey bu kadar açýkken iman etmeyenler, Peygamberimiz (sav)'e saldýrmak için ona türlü iftiralarda bulunmuþlardýr. Peygamberimiz (sav)'in kendileri gibi bir beþer olmasýný öne sürmüþ, onu kendilerince doðru söylememekle suçlamýþlardýr:

Onlarýn kalpleri tutkuyla oyalanmadadýr. Zulmedenler, gizlice fýsýldaþtýlar: "Bu sizin benzeriniz olan bir beþer deðil mi? Öyleyse, göz göre göre büyüye mi geleceksiniz?" Dedi ki: "Benim Rabbim, gökte ve yerde söylenen-sözü bilir; O, iþitendir, bilendir." "Hayýr" dediler. (Bunlar) Karmakarýþýk düþlerdir; hayýr, onu kendisi uydurmuþtur; hayýr o bir þairdir... (Enbiya Suresi, 3-5)


O (Kur'an), alemler için yalnýzca bir zikirdir,
Sizden dosdoðru bir yön (istikamet) tutturmak dileyenler için.
(Tekvir Suresi, 27-28)

Peygamberimiz (sav) Allah'tan yardým isteyen, O'ndan hidayet talep eden, O'na istiðfar eden, O'nun emrini yerine getiren bir kiþidir. Nitekim kendisi de bu gerçeði yaptýðý tebliðlerde açýkça dile getirmiþtir. Allah Kuran'da þöyle bildirir:

Onlara ayetlerimiz apaçýk belgeler olarak okunduðunda, Bizimle karþýlaþmayý ummayanlar, derler ki: "Bundan baþka bir Kur'an getir veya onu deðiþtir." De ki: "Benim onu kendi nefsimin bir öngörmesi olarak deðiþtirmem benim için olacak þey deðildir. Ben, yalnýzca bana vahyolunana uyarým. Eðer Rabbime isyan edersem, gerçekten ben, büyük günün azabýndan korkarým." (Yunus Suresi, 15)

Siret Ansiklopedisi'nde Allah'ýn Hz. Muhammed (sav)'e verdiði büyük ilmin onun elçiliðine nasýl delil olduðu þöyle anlatýlmaktadýr:

Hz. Muhammed (sav) bir ümmi idi; okumasý, yazmasý yoktu. Aralarýnda doðup büyüdüðü aile fertleri, yakýnlarý ve Mekke'liler, bütün hayatý boyunca ne bir kitaba el sürdüðünü, ne de elinin kalem tuttuðunu görmüþlerdi. Durum böyle iken kendisine vahyolunan ilim deryasý Kur'an, baþlý baþýna bir mucizedir. Zira bu kitapta geçmiþteki bütün semavi kitaplarýn ana konularý, geçmiþ peygamberin kýssalarý, dinler ve bunlarýn getirdiði inançlar, eski tarih, medeniyet ve kültür ile iktisat, siyaset ve ahlak konusundaki bilgi hazineleri vardý. Halbuki, Hz. Muhammed (sav) bunlardan tamamýyla habersizdi. Kendisinin, ümmi olmasýna raðmen böyle bir Kitap'la iman etmeyenlerin karþýsýna çýkmasý zaten peygamberliðinin en büyük deliliydi...23


Yahudi alimlerin Peygamberimiz (sav)'i tanýmalarý

Kuran'da Kitap Ehli olarak bildirilen Yahudi ve Hýristiyanlar, bazý tahrif edilmiþ inanýþ ve uygulamalara sahip olmakla beraber, Allah Katýndan indirilmiþ hak dine uyan kimselerdir. Allah, Kuran-ý Kerim'in diðer Ýlahi kitaplarý doðrulayýcý son hak kitap olarak indirildiðini bildirmiþtir:

Yanýnýzda olan (Tevrat)ý, doðrulayýcý olarak indirdiðime (Kur'an'a) iman edin; onu inkar edenlerin ilki siz olmayýn ve ayetlerimizi az bir deðer karþýlýðýnda deðiþmeyin. Ve yalnýzca Benden korkun. (Bakara Suresi, 41)

Kuran'ýn diðer ayetlerinde ise, Ýsrailoðullarý'ndan birtakým bilgin kimselerin Kuran'ý bildikleri haber verilmiþtir:

Ve hiç þüphesiz, o (Kur'an), geçmiþlerin kitaplarýnda da vardýr. Ýsrailoðullarý bilginlerinin onu bilmesi onlar için bir delil (ayet) deðil mi? (Þuara Suresi, 196-197)

Ünlü tefsir alimlerinden Ýmam Said Havva, el-Esas fi't-Tefsiri'nde Þuara Suresi'nin bu ayetlerini þöyle tefsir etmektedir:

"Þüphesiz ki o" Kur'an-ý Kerim, "daha öncekilerin kitaplarýnda da vardýr." Yani önceki kitaplarda kendisinden söz edilmekte, veya onun ihtiva ettiði (içerdiði) manalar, önceki ümmetlerin peygamberlerinden nakledegeldikleri ve Yüce Allah'ýn asýl þeklini indirdiði kitaplarýnda da bulunmaktadýr. Semavi kitaplarda görüldüðü gibi.

... Ýsrailoðullarý'nýn insaflý ve adil alimleri, bu Kur'an-ý Kerim'in muhtevasý içerisinde Tevrat'ýn, Zebur'un ve Ýncil'in yer aldýðýný, onda bulunan her hususun Allah'tan gelmiþ bir hak olduðunu, önceki kitaplarýn müjdelediði kitabýn ve son peygamberin bu olduðunu bilirler."24

Tevrat'ta geleceði bildirilen ümmi peygamberin özelliklerini bilen Yahudi alimler ve onlarýn yaný sýra Hýristiyanlar -her ne kadar içlerinde bu açýk gerçeði kabul etmemekte direnenler olsa da-, Hz. Muhammed (sav)'i hemen tanýmýþlardýr. Kuran'da da Kitap Ehlinin Peygamberimiz (sav)'i çocuklarýný tanýr gibi tanýyacaklarý, içlerinden bazýlarýnýn buna raðmen inkar edecekleri ve ona inanmayanlarýn hüsrana uðrayacaklarý bildirilmektedir:

Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu (peygamberi), çocuklarýný tanýr gibi tanýrlar. Buna raðmen içlerinden bir bölümü, bildikleri halde gerçeði gizlerler. (Bakara Suresi 146)

Bizim kendilerine Kitap verdiklerimiz, onu, çocuklarýný tanýr gibi tanýrlar. Kendilerini hüsrana uðratanlar; iþte onlar inanmayanlardýr. (Enam Suresi, 20)

Allah Bakara Suresi'nde Ýsrailloðullarý'ný uyarmýþ, onlara Kuran'a iman etmelerini, hak olaný bildikleri halde bu gerçeði gizlememelerini emretmiþtir:

Ey Ýsrailoðullarý, size baðýþladýðým nimetimi hatýrlayýn ve ahdime baðlý kalýn, ki Ben de ahdinize baðlý kalayým. Ve yalnýzca Benden korkun.

Yanýnýzda olan (Tevrat)ý, doðrulayýcý olarak indirdiðime (Kur'an'a) iman edin; onu inkar edenlerin ilki siz olmayýn ve ayetlerimizi az bir deðer karþýlýðýnda deðiþmeyin. Ve yalnýzca Benden korkun.

Hakký batýl ile örtmeyin ve hakký gizlemeyin. (Kaldý ki) siz (gerçeði) biliyorsunuz. (Bakara Suresi, 40-42)

Ýsrailoðullarý'na verilen nimetlerden ve onlarýn Allah'a verdikleri ahidlerden, ümmi olan Peygamberimiz (sav)'in haberinin olmasý hiç þüphesiz Rabbimiz'in kendisine bunlarý bildirmesiyle mümkündür. Hz. Muhammed (sav) bu ayetleri onlara okuduðunda Yahudi ilim sahipleri de Peygamber Efendimiz (sav)'in geleceði beklenen kutlu elçi olduðunu görmüþlerdir. Peygamberimiz (sav)'in Allah'ýn elçisi olduðuna ve doðruyu söylediðine Kitap Ehli de þahit olmuþtur. O her özelliðiyle, yaþantýsýyla ve ahlakýyla Allah'ýn Tevrat ve Ýncil'de de geleceðini haber verdiði kutlu elçisidir. Kuran-ý Kerim'in bir ayetinde þöyle buyrulmaktadýr:

Onlar ki, yanlarýndaki Tevrat'ta ve Ýncil'de (geleceði) yazýlý bulacaklarý ümmi haber getirici (Nebi) olan elçiye (Resul) uyarlar; o, onlara marufu (iyiliði) emrediyor, münkeri (kötülüðügöz kırpma yasaklýyor, temiz þeyleri helal, murdar þeyleri haram kýlýyor ve onlarýn aðýr yüklerini, üzerlerindeki zincirleri indiriyor. Ona inananlar, destek olup savunanlar, yardým edenler ve onunla birlikte indirilen nuru izleyenler; iþte kurtuluþa erenler bunlardýr. (Araf Suresi, 157)

Bu ayeti ünlü Ýslam alimi Ömer Nasuhi Bilmen þöyle tefsir etmektedir:

Bu ayeti kerime, dünyada ve ahirette de güzelliklere, sevaplara nail olacak kimselerin en güzide vasýflara haiz (sahip) olan Hatem-ul Enbiya (Peygamberlerin sonuncusu) Hazretlerine tabi olan zatlardan ibaret olduðunu þöylece bildirmektedir: (O kimseler ki,) Kendisine vahy-i Ýlahi ile kitab verilmiþ olan (Resul'e, nebiyyi-ummi (ümmi olan nebi) olana) hiçbir kimseden birþey okuyup yazmamýþ olduðu halde mahza (yalnýzca) ilham-ý Ýlahi ile kendisine evvelin ve ahirin ilimleri münkeþif (meydana çýkma, açýlma) bulunan Hz. Muhammed Aleyhisselam'a (tabi olurlar) onun ümmetinden olmak þerefini kazanýrlar. (O nebi ki) O Peygamber-i Aliþan ki, (þan ve þerefi yüksek olan) -onu yanlarýndaki Tevrat'ta ve Ýncil'de- ismiyle, evsafý (vasýflarýyla) ile yazýlmýþ bulurlar. bir vecihle (suretle) ki, onun o kitaplarda ismi ve evsafý yazýlmýþ zattan ibaret olduðunda bir þüphe bulunamaz. Zaten o kitaplarda böyle yazýlý olmasaydý Hazreti Muhammed Aleyhisselam bunu iddia ederek kendisinin tekzib edilmesine sebebiyet verir miydi? O öyle bir Peygamber-i Aliþan'dýr ki (Onlara) o imana davet ettiði kavimlere, bütün beþeriyete (maruf ile emreder) Allah Teala'nýn emirlerine tazim edilmesini (hürmet edilmesini), güzel itikat ve ahlak ile ittisafý (özellik kazanma), mahlukata (varlýklara) þefkat gösterilmesini emir ve tavsiyede bulunur. (Ve onlarý münkerden nehy eyler)

Görüldüðü gibi, Peygamberimiz (sav)'in geleceðinin ve özelliklerinin Kitap Ehlinin kitaplarýnda bildirilmiþ olmasý da alemlere üstün kýlýnmýþ bu mübarek zatýn mucizelerinden bir diðeridir. Gördüklerini vicdanlarýyla deðerlendiren saðduyulu, iman sahibi Kitap Ehli de bu apaçýk gerçeði teyid etmiþlerdir.
Gönderen: 24.08.2006 - 19:20
Bu Mesaji Bildir   recepholding üyenin diger mesajlarini ara recepholding üyenin Profiline bak recepholding üyeye özel mesaj gönder recepholding üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 687 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
mukaddes (42), kayzersoze (40), kardelen_99 (), Cihad-i_Ekber (37), 86Feyza (38), sahmal (47), 99Feyza (38), ismail dogan (45), ber (45), numanözen (37), sonsuzdiyar (36), 999Feyza (38), abd04 (39), k.aslan1000 (52), yunus76 (48), shadowsz (39), sevcan (39), s.f. (59), hatce (55), CengizC (54), cicek.ayhan06 (52), Habesi (48), _osmanli_ (42), cesuryurek (40), basri_ciftci (39), selamyolcu (37), kara gözlüm03 (37), iyi (27), Melike88 (36), enkin (44), oglum_burak (46), reco (42), muslima06 (35), DJ_NEZO (33), urartul (47), dinsizliginkabu.. (39), squid (48), süphan (47)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.58026 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.