fluvoxamine generique colchicine ivermektin ivermektine stromectol cardura carsol cartia xt cartia casodex caverta ceclor cd ceclor ceftin cefurim celebrex celestoderm v celestone celexa cellcept cellidrine cephoral ceporex cerina cerzine cet eco cetallerg cetrine chibroxol chlorazin chlorochin chloromycetin cialis black cialis daily cialis oral jelly cialis professional cialis soft cialis strips cialis sublingual cialis super active cialis super force cialis cibacen ciloxan cimexillin cip eco
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » DİĞER KONULAR » İSLAM'I ANLAMA VE ANLATMA AÇISINDAN "TESETTÜR"   Cevap Ekle

önceki konu   diğer konu
3 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Gast KaMer_79  
İSLAM'I ANLAMA VE ANLATMA AÇISINDAN "TESETTÜR" Alinti ile cevapla
Misafir
Soru: Ülke gündemini yýllardýr meþgul eden tesettür meselesini farklý bir yaklaþýmla ele alýp, Ýslam dinindeki "usul, füru" kavramlarý çerçevesinde deðerlendirdiðinizi biliyoruz. Hala bir problem arz eden bu konuyu biraz daha açar mýsýnýz?

Ýslam dininde, "mükellef olma" yaþý denilen sorumluluk çaðýna gelmiþ her Müslüman ferdin yapmasý gereken iþler, "usul" ve "füru" diye iki ayrý bölümde mütalaa edilir. Bunlardan hayati ehemmiyet arz eden esaslar, usul kategorisine giren hususlardýr. Fürua gelince o, hep bu usul üzerine bina edilir. Bu açýdan denilebilir ki, usulün olmadýðý yerde, sistemli fürudan bahsetmek mümkün deðildir. Buna göre, "la ilahe illallah; Muhammedün Rasulullah" baþta olmak üzere, diðer iman esaslarý, akidede usuldür. Ýman esaslarý, tahkik ehli ulemanýn yaklaþýmý ile, temelde dört tane olup, bunlar; Allah'a, ahirete, peygamberlere iman; bir de ubudiyet, yani kulluk veya adalettir. Hatta Ýmam-ý Gazali, bunlarý, Allah'a, ahirete ve peygamberlere iman olarak üçe indirir. Bunlar olmadan din olmaz, Müslümanlýk olmaz. Namaz, oruç, hac, zekat veya diðer ibadetler, bu temeller üzerinde yükselen ve asla göre "füruat" sayýlan amellerdir. Ancak füruat demek, Türkçemizde anlaþýldýðý þekliyle "olmasa da olur" gibi bir mefhumu akla getirmemelidir. Bunlarýn füruat olmasý, asýl ile olan münasebet ve mukayeseleri açýsýndandýr ve tamamen yukarýdaki taksim ve tasnif itibariyledir. Yoksa, ibadetsiz imanýn tam olmayacaðý izah gerektirmeyen bir hakikattir.

Öncelik-sonralýk

Tesettür emrini, bu esaslar çerçevesi içinde incelediðimizde, önce belirtmeliyiz ki, tesettür, sorumluluk çaðýna gelmiþ her hür ve Müslüman kadýn için farzdýr ve Kur'an'ýn emridir. Fakat, Allah'ýn önem verdiklerine, O'nun önem verdiði ölçüde önem vermek de, kalblerin takvasýndandýr. Bu bakýmdan, biraz önce arz edilen esaslar, her zaman birinci derecede önemli olup, bunlarý takip eden Ýslam'ýn beþ, þehadet de imaný ifade demek olduðundan, dört þartý, diðer amellerin de her zaman önünde gelir. Bundan sonra hangi amelin, hangi davranýþýn ne ölçüde önemli olduðunu þartlar belirler.

Tesettür, hicretin yedi veya sekizinci yýlý; yani peygamberliðin yirminci senesinde farz olmuþtur. Bu farz olmadan önce, Efendimiz'e defalarca müracaatlar olmuþ, "Ya Rasulallah, ne olur, kadýnlarýmýza örtünmelerini emredin." denmiþtir. Yani, o dönemde Müslüman erkekler ve kadýnlar, tesettürün gereðini vicdanlarýnda duyuyorlardý ve emir gelince de, örtünmeyen Müslüman kadýn kalmamýþtýr. Bu husus, Ýslam'da teþriin yöntemini ve þeklini anlama açýsýndan da çok önemlidir.

Ýslam'ýn ilk yirmi yýlýnda kadýnlar, cahiliye dönemindeki giysilerini devam ettiriyorlardý.. Burada, bilhassa hayatý düzenleyen hükümlerin vaz'edilmesinde dikkati çeken bir baþka önemli husus, hüküm veya kanun koymada, konunun önemine ve öncelik, sonralýðýna dikkat edilmesidir. Bu itibarla da, gönüllere "la ilahe illallah" hakikatinin yerleþtirilmesi en önemli mesele olduðu için, her zaman için öncelik ona tanýnmýþtýr. 13 yýllýk Mekke döneminde inen hemen bütün ayetler ve Allah Rasulü'nün metluv, gayri metluv, yani lafýz ve mana olarak doðrudan vahye dayanan ve sadece manasýyla vahye dayanan bütün tebliðleri hep bu mevzu, yani iman etrafýnda örgülenmiþ gibidir. Öyleyse bizim de, teblið ve irþadda bu çok önemli noktaya dikkat etmemiz gerekmektedir. Yukarýda arz edildiði gibi, Allah'ýn büyük gördüðü þeyleri büyük görmek, küçük gördüðü þeyleri de küçük kabul etmek kalbin takvasýndandýr. Aslýnda bu, din-i mübin-i Ýslam'ýn da temel bir kuralýdýr. Allah'ýn vaz'ettiði þeyleri kendi ölçüleri içinde kabullenme ve hayata taþýma, Allah'a olan imanýn, O'nunla olan irtibatýn önemli bir göstergesidir. Bu husus, hadiste ifade buyurulan dini sevdirme, kolaylaþtýrma ve ayrýca nifaka yol açmama açýsýndan da ayrý bir önemi haizdir.

Tesettürün þekli

Tesettür meselesi, farziyetinin gereði tartýþýlmaz olmasýnýn yanýnda, iman ve imani hakikatlerin önünde bir mesele gibi algýlanýp takdim edilmemeli ve Ýslam'ý tebliðde, anlatmada da bu nokta, gözden uzak tutulmamalýdýr. Ayrýca, tesettür -vücudun ne kadarýnýn nasýl örtülmesi gerektiði konusu bir tarafa- "ille de þu þekilde olacak!" denilmemelidir. Zira tesettür baþka, çar ve çarþaf baþka þeylerdir. Çarþafýn tesettür yollarýndan biri olduðu muhakkaktýr. O, Osmanlý döneminde bazý yörelerde kullanýlmaya baþlanmýþ bir giysi çeþididir. Onun mazisi birkaç asýr gibi yakýn bir tarihe dayanýr. Hatta çarþafýn bazý yörelerde kullanýldýðý o dönemlerde bile, Baðdat ve Þam gibi merkezi þehirlerde kullanýlmadýðý bilinen gerçeklerdendir. Hakikat böyle iken, herhangi bir tesettür türü üzerinde imani meseleler ölçüsünde durmak ve ona her þeyin aslý nazarýyla bakmak, dini emirlerdeki Ýlahi tertibi altüst etme demektir. Bunu, dinde asli bir mesele olmadýðýndan, asli bir mesele veya tesettür emrinin bizzat kendisiymiþ gibi takdim etme, hem teþri hikmet ve usulüne, hem de dinin ruhundaki itidale aykýrýdýr.

Tesettürde estetik

Ayrýca objektif bir deðerlendirme kabul edilmese de, tesettürün belli kostümlerle yorumlanmasý konusunda þahsi kanaatimi de beyan etmek istiyorum: Müslüman'ýn yemesi, içmesi, oturup kalkmasý, evi, sokaðý, çarþýsý, pazarý; onun san'at telakkisini, ruh zerafetini, gönül inceliðini aksettirici bir mahiyette olmalýdýr. Bu açýdan da, bazý kýlýk ve kýyafetlere avamca bir gözle bakýldýðýnda dahi onda estetik zevkin olduðunu söylemek çok zordur. O halde tesettür emrini hayatýna tatbik etmekle mükellef olan bizler, kendi iradelerimizle herhangi bir giyim tarzýný seçebiliriz. Manto, pardesü, çarþaf, çar veya kýrmýzý, mavi, sarý, yeþil... vs. Bunda bir standartizeye gitme, dinin ruhundaki esnekliði ve dolayýsýyla da evrenselliði öldürme demektir. Kaldý ki, çeþitlilikte de ayrý bir güzellik de vardýr. Ayný zamanda hayatý böyle standartize etmek ve bazý kalýplar içine sokmak, halka zorluk çýkarmak demektir. Bu ise, kolaylýk dini olan Ýslamiyet'in ruhuna zýttýr.

Öte yandan, yanlýþ bir anlayýþýn tesirinde kalan bazý kesimler -maalesef- bazý kýlýk ve kýyafetler karþýsýnda, kelimelerle ifade edilemeyecek ölçülerde tahrik olmaktadýrlar. Dine, bilerek ve kasden düþman olanlar dýþýnda, dini bilmeyen kimseleri tahrik etmeme, hem dini teblið açýsýndan önemlidir, hem de dinde çok mühim bir esastýr. Aksi halde, dini hayatýn daha bir zorlaþacaðý, zorlaþtýrýlacaðý akýldan uzat tutulmamalýdýr.

Kýsaca, usule ait meselelerin anlatýlmasý ve hayatýn her ünitesine girilip, imanla gönüllerin itmi'nana kavuþturulmasý, bunalmýþ insanlýðýn dar dünyasýnýn, iman ile, Allah ma'rifet ve sevgisi ile sonsuzca geniþletilmesine þiddetle ihtiyaç duyulduðu günümüzde, yukarýda arz ettiðimiz ölçüler içinde, usul sayýlmayan meselelerde takýlýp kalmak, býrakýn inanmayanlarý, bazý inanan kesimlerin bile tepkilerine vesile olabilir. Onun için, günümüz þartlarýný idrak edip realitelere sýrtýmýzý dönmeden, Ýslami hakikatleri gerektiði þekilde anlama, yaþama ve anlatma zorunda olduðumuzu bir kere daha hatýrlama mecburiyetindeyiz.

Burada son olarak, þu þahsi mülahazamý da arz etmeden geçemeyeceðim: Kadýn, insani ve içtimai hayatý erkekle beraber tamamlamasý, hatta bazý çok önemli hususlarda, mesela çocuk terbiyesi, evin huzuru gibi ve bazý çok önemli meslekler açýsýndan, erkeðin çok önünde bulunmasý hasebiyle, mutlaka iyi yetiþmeli ve gerekli tahsili almalýdýr. Bu bakýmdan, þartlarýn bugün olduðu gibi aðýrlaþtýðý zamanlarda, takva sahiplerine Allah'ýn vicdanlarýnda bir furkan, yani doðruyu yanlýþtan ayýrma kabiliyeti var edeceðini ifade eden ayete dayanarak ifade ediyorum ki, her bir bacýmýz, okuma ile örtünme arasýndaki öncelik ve sonralýk tercihini kendisi vicdanýnda yapabilir ve yapmalýdýr. Bu tercihte, dine hizmet, ülkeye ve millete yararlý olma ve bu þekilde Allah'ýn rýzasýný kazanma herhalde ön planda tutulmalý, bu hizmet ve yararlý olmayý hayata yayýp, ona göre davranýlmalý, bazen bir emri, o emir sahibine saygýdan dolayý yerine getirememekten duyulan ýzdýrabýn o emri yerine getirmekten daha sevaplý olacaðý göz ardý edilmemelidir düþüncesindeyim.

(Bkz; Fethullah Gülen, Prizma-2,s.162-165)

His Dünyasý

Gurbet

Gurbet içinde gurbet,
Yandým bihuzur oldum.
Hasret içinde hasret,
Hem boþaldým, hem doldum.

Ben ki, bir baht-ý kare,
Dolaþtým hep avare,
Bahtýma tam emare,
Bir yeþerdim, bir soldum..

Kah çöl gibi kavruldum;
Kah bulut gibi doldum;
Damla damla savruldum,
Düþe düþe göl oldum...

Bahar geldi çiçekler,
Yapraklarda böcekler;
Yol yol gezer emekler,
Ben dururken yoruldum.

M. FETHULLAH GÜLEN

ÖLÇÜ VEYA YOLDAKÝ IÞIKLAR

Müsamaha

Sevgiyi sevip düþmanlýða düþman olmak, inançla coþan bir kalbin en mümeyyiz vasfýdýr. Herkesten nefret ise, ya gönlü þeytana kaptýrmýþlýk veya bir cinnet eseridir. Sen insaný sev; insanlýða hayran ol!.. aþkalarýný sana sevdiren ve onlarý senin nazarýnda sevimli kýlan tavýr ve davranýþlara dikkat et! Unutma ki, ayný þeyler senin de sevilip beðenilmene vesile olabilir. Daima insanca davran ve uyanýk ol!..
Gönderen: 23.02.2004 - 17:35
Bu Mesaji Bildir   Yukari
Gast KaMer_79  
İSLAM'I ANLAMA VE ANLATMA AÇISINDAN "TESETTÜR" Alinti ile cevapla
Misafir
Soru: Ülke gündemini yýllardýr meþgul eden tesettür meselesini farklý bir yaklaþýmla ele alýp, Ýslam dinindeki "usul, füru" kavramlarý çerçevesinde deðerlendirdiðinizi biliyoruz. Hala bir problem arz eden bu konuyu biraz daha açar mýsýnýz?

Ýslam dininde, "mükellef olma" yaþý denilen sorumluluk çaðýna gelmiþ her Müslüman ferdin yapmasý gereken iþler, "usul" ve "füru" diye iki ayrý bölümde mütalaa edilir. Bunlardan hayati ehemmiyet arz eden esaslar, usul kategorisine giren hususlardýr. Fürua gelince o, hep bu usul üzerine bina edilir. Bu açýdan denilebilir ki, usulün olmadýðý yerde, sistemli fürudan bahsetmek mümkün deðildir. Buna göre, "la ilahe illallah; Muhammedün Rasulullah" baþta olmak üzere, diðer iman esaslarý, akidede usuldür. Ýman esaslarý, tahkik ehli ulemanýn yaklaþýmý ile, temelde dört tane olup, bunlar; Allah'a, ahirete, peygamberlere iman; bir de ubudiyet, yani kulluk veya adalettir. Hatta Ýmam-ý Gazali, bunlarý, Allah'a, ahirete ve peygamberlere iman olarak üçe indirir. Bunlar olmadan din olmaz, Müslümanlýk olmaz. Namaz, oruç, hac, zekat veya diðer ibadetler, bu temeller üzerinde yükselen ve asla göre "füruat" sayýlan amellerdir. Ancak füruat demek, Türkçemizde anlaþýldýðý þekliyle "olmasa da olur" gibi bir mefhumu akla getirmemelidir. Bunlarýn füruat olmasý, asýl ile olan münasebet ve mukayeseleri açýsýndandýr ve tamamen yukarýdaki taksim ve tasnif itibariyledir. Yoksa, ibadetsiz imanýn tam olmayacaðý izah gerektirmeyen bir hakikattir.

Öncelik-sonralýk

Tesettür emrini, bu esaslar çerçevesi içinde incelediðimizde, önce belirtmeliyiz ki, tesettür, sorumluluk çaðýna gelmiþ her hür ve Müslüman kadýn için farzdýr ve Kur'an'ýn emridir. Fakat, Allah'ýn önem verdiklerine, O'nun önem verdiði ölçüde önem vermek de, kalblerin takvasýndandýr. Bu bakýmdan, biraz önce arz edilen esaslar, her zaman birinci derecede önemli olup, bunlarý takip eden Ýslam'ýn beþ, þehadet de imaný ifade demek olduðundan, dört þartý, diðer amellerin de her zaman önünde gelir. Bundan sonra hangi amelin, hangi davranýþýn ne ölçüde önemli olduðunu þartlar belirler.

Tesettür, hicretin yedi veya sekizinci yýlý; yani peygamberliðin yirminci senesinde farz olmuþtur. Bu farz olmadan önce, Efendimiz'e defalarca müracaatlar olmuþ, "Ya Rasulallah, ne olur, kadýnlarýmýza örtünmelerini emredin." denmiþtir. Yani, o dönemde Müslüman erkekler ve kadýnlar, tesettürün gereðini vicdanlarýnda duyuyorlardý ve emir gelince de, örtünmeyen Müslüman kadýn kalmamýþtýr. Bu husus, Ýslam'da teþriin yöntemini ve þeklini anlama açýsýndan da çok önemlidir.

Ýslam'ýn ilk yirmi yýlýnda kadýnlar, cahiliye dönemindeki giysilerini devam ettiriyorlardý.. Burada, bilhassa hayatý düzenleyen hükümlerin vaz'edilmesinde dikkati çeken bir baþka önemli husus, hüküm veya kanun koymada, konunun önemine ve öncelik, sonralýðýna dikkat edilmesidir. Bu itibarla da, gönüllere "la ilahe illallah" hakikatinin yerleþtirilmesi en önemli mesele olduðu için, her zaman için öncelik ona tanýnmýþtýr. 13 yýllýk Mekke döneminde inen hemen bütün ayetler ve Allah Rasulü'nün metluv, gayri metluv, yani lafýz ve mana olarak doðrudan vahye dayanan ve sadece manasýyla vahye dayanan bütün tebliðleri hep bu mevzu, yani iman etrafýnda örgülenmiþ gibidir. Öyleyse bizim de, teblið ve irþadda bu çok önemli noktaya dikkat etmemiz gerekmektedir. Yukarýda arz edildiði gibi, Allah'ýn büyük gördüðü þeyleri büyük görmek, küçük gördüðü þeyleri de küçük kabul etmek kalbin takvasýndandýr. Aslýnda bu, din-i mübin-i Ýslam'ýn da temel bir kuralýdýr. Allah'ýn vaz'ettiði þeyleri kendi ölçüleri içinde kabullenme ve hayata taþýma, Allah'a olan imanýn, O'nunla olan irtibatýn önemli bir göstergesidir. Bu husus, hadiste ifade buyurulan dini sevdirme, kolaylaþtýrma ve ayrýca nifaka yol açmama açýsýndan da ayrý bir önemi haizdir.

Tesettürün þekli

Tesettür meselesi, farziyetinin gereði tartýþýlmaz olmasýnýn yanýnda, iman ve imani hakikatlerin önünde bir mesele gibi algýlanýp takdim edilmemeli ve Ýslam'ý tebliðde, anlatmada da bu nokta, gözden uzak tutulmamalýdýr. Ayrýca, tesettür -vücudun ne kadarýnýn nasýl örtülmesi gerektiði konusu bir tarafa- "ille de þu þekilde olacak!" denilmemelidir. Zira tesettür baþka, çar ve çarþaf baþka þeylerdir. Çarþafýn tesettür yollarýndan biri olduðu muhakkaktýr. O, Osmanlý döneminde bazý yörelerde kullanýlmaya baþlanmýþ bir giysi çeþididir. Onun mazisi birkaç asýr gibi yakýn bir tarihe dayanýr. Hatta çarþafýn bazý yörelerde kullanýldýðý o dönemlerde bile, Baðdat ve Þam gibi merkezi þehirlerde kullanýlmadýðý bilinen gerçeklerdendir. Hakikat böyle iken, herhangi bir tesettür türü üzerinde imani meseleler ölçüsünde durmak ve ona her þeyin aslý nazarýyla bakmak, dini emirlerdeki Ýlahi tertibi altüst etme demektir. Bunu, dinde asli bir mesele olmadýðýndan, asli bir mesele veya tesettür emrinin bizzat kendisiymiþ gibi takdim etme, hem teþri hikmet ve usulüne, hem de dinin ruhundaki itidale aykýrýdýr.

Tesettürde estetik

Ayrýca objektif bir deðerlendirme kabul edilmese de, tesettürün belli kostümlerle yorumlanmasý konusunda þahsi kanaatimi de beyan etmek istiyorum: Müslüman'ýn yemesi, içmesi, oturup kalkmasý, evi, sokaðý, çarþýsý, pazarý; onun san'at telakkisini, ruh zerafetini, gönül inceliðini aksettirici bir mahiyette olmalýdýr. Bu açýdan da, bazý kýlýk ve kýyafetlere avamca bir gözle bakýldýðýnda dahi onda estetik zevkin olduðunu söylemek çok zordur. O halde tesettür emrini hayatýna tatbik etmekle mükellef olan bizler, kendi iradelerimizle herhangi bir giyim tarzýný seçebiliriz. Manto, pardesü, çarþaf, çar veya kýrmýzý, mavi, sarý, yeþil... vs. Bunda bir standartizeye gitme, dinin ruhundaki esnekliði ve dolayýsýyla da evrenselliði öldürme demektir. Kaldý ki, çeþitlilikte de ayrý bir güzellik de vardýr. Ayný zamanda hayatý böyle standartize etmek ve bazý kalýplar içine sokmak, halka zorluk çýkarmak demektir. Bu ise, kolaylýk dini olan Ýslamiyet'in ruhuna zýttýr.

Öte yandan, yanlýþ bir anlayýþýn tesirinde kalan bazý kesimler -maalesef- bazý kýlýk ve kýyafetler karþýsýnda, kelimelerle ifade edilemeyecek ölçülerde tahrik olmaktadýrlar. Dine, bilerek ve kasden düþman olanlar dýþýnda, dini bilmeyen kimseleri tahrik etmeme, hem dini teblið açýsýndan önemlidir, hem de dinde çok mühim bir esastýr. Aksi halde, dini hayatýn daha bir zorlaþacaðý, zorlaþtýrýlacaðý akýldan uzat tutulmamalýdýr.

Kýsaca, usule ait meselelerin anlatýlmasý ve hayatýn her ünitesine girilip, imanla gönüllerin itmi'nana kavuþturulmasý, bunalmýþ insanlýðýn dar dünyasýnýn, iman ile, Allah ma'rifet ve sevgisi ile sonsuzca geniþletilmesine þiddetle ihtiyaç duyulduðu günümüzde, yukarýda arz ettiðimiz ölçüler içinde, usul sayýlmayan meselelerde takýlýp kalmak, býrakýn inanmayanlarý, bazý inanan kesimlerin bile tepkilerine vesile olabilir. Onun için, günümüz þartlarýný idrak edip realitelere sýrtýmýzý dönmeden, Ýslami hakikatleri gerektiði þekilde anlama, yaþama ve anlatma zorunda olduðumuzu bir kere daha hatýrlama mecburiyetindeyiz.

Burada son olarak, þu þahsi mülahazamý da arz etmeden geçemeyeceðim: Kadýn, insani ve içtimai hayatý erkekle beraber tamamlamasý, hatta bazý çok önemli hususlarda, mesela çocuk terbiyesi, evin huzuru gibi ve bazý çok önemli meslekler açýsýndan, erkeðin çok önünde bulunmasý hasebiyle, mutlaka iyi yetiþmeli ve gerekli tahsili almalýdýr. Bu bakýmdan, þartlarýn bugün olduðu gibi aðýrlaþtýðý zamanlarda, takva sahiplerine Allah'ýn vicdanlarýnda bir furkan, yani doðruyu yanlýþtan ayýrma kabiliyeti var edeceðini ifade eden ayete dayanarak ifade ediyorum ki, her bir bacýmýz, okuma ile örtünme arasýndaki öncelik ve sonralýk tercihini kendisi vicdanýnda yapabilir ve yapmalýdýr. Bu tercihte, dine hizmet, ülkeye ve millete yararlý olma ve bu þekilde Allah'ýn rýzasýný kazanma herhalde ön planda tutulmalý, bu hizmet ve yararlý olmayý hayata yayýp, ona göre davranýlmalý, bazen bir emri, o emir sahibine saygýdan dolayý yerine getirememekten duyulan ýzdýrabýn o emri yerine getirmekten daha sevaplý olacaðý göz ardý edilmemelidir düþüncesindeyim.

(Bkz; Fethullah Gülen, Prizma-2,s.162-165)

His Dünyasý

Gurbet

Gurbet içinde gurbet,
Yandým bihuzur oldum.
Hasret içinde hasret,
Hem boþaldým, hem doldum.

Ben ki, bir baht-ý kare,
Dolaþtým hep avare,
Bahtýma tam emare,
Bir yeþerdim, bir soldum..

Kah çöl gibi kavruldum;
Kah bulut gibi doldum;
Damla damla savruldum,
Düþe düþe göl oldum...

Bahar geldi çiçekler,
Yapraklarda böcekler;
Yol yol gezer emekler,
Ben dururken yoruldum.

M. FETHULLAH GÜLEN

ÖLÇÜ VEYA YOLDAKÝ IÞIKLAR

Müsamaha

Sevgiyi sevip düþmanlýða düþman olmak, inançla coþan bir kalbin en mümeyyiz vasfýdýr. Herkesten nefret ise, ya gönlü þeytana kaptýrmýþlýk veya bir cinnet eseridir. Sen insaný sev; insanlýða hayran ol!.. aþkalarýný sana sevdiren ve onlarý senin nazarýnda sevimli kýlan tavýr ve davranýþlara dikkat et! Unutma ki, ayný þeyler senin de sevilip beðenilmene vesile olabilir. Daima insanca davran ve uyanýk ol!..
[/quote]


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son GoLGe tarafından, 25.02.2004 - 02:53 tarihinde.
Gönderen: 23.02.2004 - 22:05
Bu Mesaji Bildir   Yukari
drahsi su an offline drahsi  
Konu icon    Daha fazla dikkat Alinti ile cevapla
38 Mesaj -
Allahýn selamý üzerinize olsun.bený tekrar üniversite yýllarýma götüren yazý hakkýnda bir-iki kelam etmeden geçemeyeceðim.Takibedilen insanlarýn daha dikkatli ve daha ilmi(!)tavsiyelerde bulunmalarý gerektiði kanaatindeyim.Zira peþlerinde sürükledikleri yýðýnlar arasýnda bilinçli olanlar kadar boþlukta kalmýþ her duyduðunu araþtýrmadan,yargýlamadan (hocam demiþtir,doðrudur)mantýðýyla kabul eden insanlar da var.Birebir bu tarz insanlarla tanýþtým ben okul yýllarýnda.Ve bir hoca! makalesinin baþörtüyü baþtan attýrdýðýna,ayaklar altýna aldýrdýðýna tanýk oldum.Daha fazla dikkat,lütfen daha fazla
selam ile...
Gönderen: 19.03.2004 - 00:48
Bu Mesaji Bildir   drahsi üyenin diger mesajlarini ara drahsi üyenin Profiline bak drahsi üyeye özel mesaj gönder drahsi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

  Cevap Ekle Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 606 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ilkser (43), gorkem yildiz (37), akky (39), HAKAN KÜCÜK (51), feride orhan (56), ME10 (47), MDMETIN (39), deniz-19 (37), avni kamzeli (43), asteroit (49), erdem (), Webcam_M (54), sel14tr (44), icalim (53), ilyas.fr (46), maneviyat (46), Ý.TEKGÜL (55), vgozukara (42), EMRULLAH (39), artvinli (59), emineyzc (48), looder (56), Cheetah (34), Keje (43), sahmeran28 (50), meto54 (63), selmani fahrisi (40), alonewolf (47), ibocan2 (42), chocuq87_54 (37), KaRaGoZLuM (41)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.59167 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.