stromectol lopinavir ritonavir stromectol colchicine kamagra oxytrol pamelor pantozol parafon parexat pariet parlodel paronex paxil cr paxil penegra pentoxi pepcid pepcidine periactin persantine pharmaquine phenhydan phoslo pirocam pirosol pk merz plavix plendil pletal podomexef ponstel pradif prandin precose premarin prevacid priligy prilosec primacton primolut n primolut nor principen prinil probalan prodafem
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » TÜRKİYE VE DÜNYADA SİYASET » 'Atatürk'ün Dönemini Hiç Özlemiyorum!'

önceki konu   diğer konu
6 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
abihayat_22 su an offline abihayat_22  
'Atatürk'ün Dönemini Hiç Özlemiyorum!'
42 Mesaj -
VAMPÝRLERE LAF ANLATILABÝLÝR MÝ?

Baþtan bellidir: Her 10 Kasým'da, medyanýn tabiriyle, Atatürk'ü 'özlemle' anarýz. Anmak gayet normal tabii... Hiç itirazým yok. Ama iþ "özlem" faslýna geldi mi... Orada durup düþünmek gerek.

Neyi özlüyorsun?

Niye özlüyorsun?

Gündemin güneþten de sýcak konusu, Kürt Sorunu. Örneðin bu konuda Atatürk dönemini özlüyor musun?

Valla ben hiç ama hiç özlemiyorum.

Sebebini anlatayým mý?



***

Liseyi bitirdiðimde sadece 1925'teki Þeyh Sait Ýsyaný'ný biliyordum. O da 'Kürt Ýsyaný'ndan ziyade, yabancý devletlerin kýþkýrtmasýyla harekete geçen 'þeriatçýlarýn isyaný' gibi öðretilmiþti. Yeþil bayraklar filan...

Üniversitede sosyoloji okudum ama kimse Kürt Sorunu'ndan söz etmedi.

Ne zaman PKK saldýrýlarý baþladý, o vakit iþin rengi deðiþti. Sadece ben deðil, bütün arkadaþlarým allak bullak oldu. Cehaletimizi biraz olsun kýrmak için okumaya baþladýk.

Baktýk ki olay bambaþka:

Aðrý Ýsyaný var; yýl 1930...

Dersim Ýsyaný var; yýl 1937...

"Dünyanýn ilk kadýn savaþ pilotu" diye övündüðümüz Sabiha Gökçen'in, kadýn-yaþlýçocuk demeden köylere bomba attýðýný öðrendik mesela.

Meðer bunlar büyük isyanlarmýþ.

O dönemde, irili ufaklý, toplam 16 isyan meydana gelmiþ.

Bunlarý öðrenince, aldý beni bir düþünce.

***

Yaþadýðým büyük hayal kýrýklýðýný biraz olsun hayal edin lütfen:

Ýlkokuldan beri Atatürk döneminin ne kadar þahane olduðu öðretilmiþ. Okuldaki ders yetmemiþ, bir posta da evde dinlemiþim... Gazete, radyo ve TV'de de ayný þey anlatýlmýþ.

Derken Atatürk döneminde, Türkiye'nin neredeyse yarýsýnýn, sürekli savaþ halinde olduðunu öðreniyorum.

Ýnanýlýr gibi deðil!

Adeta filmlerdeki o ünlü repliðin tam tersi bir durum: "Senin annen bir melek deðildi yavrum."

Böylece Atatürk dönemindeki 16 isyanýn ne anlama geldiðini kavrýyorum: Kötü yönetim!

Belli iþte: 1938'e kadar Türkiye çok kötü yönetilmiþ. Cumhurbaþkaný Atatürk, Baþbakan Ýnönü ve GK Baþkaný Fevzi Çakmak, Kürt Sorunu'nu 'çözmeye' deðil, 'yok etmeye' çalýþmýþlar.

Peki, baþarmýþlar mý?

Baþaramadýklarý apaçýk.

Bütün bunlarý öðrendikten sonra ben Atatürk'ü nasýl özleyeyim? Onun dönemine nasýl 'Altýn Çað' diyeyim?

***

Geldik bugüne...

25 yýldýr süren bir kirli savaþ: 40 bin can gitmiþ. En az 300 milyar dolar harcanmýþ. Sakatlýklar ve manevi kayýplar cabasý...

Ama Meclis'ten inanýlmaz baðýrtýlar yükseliyor:

CHP 'çözülmesin' diyor.

MHP 'çözülmesin' diyor.

Çeyrek asýrdýr süren acýlardan hiç mi ders alýnmaz yahu?

TSK önderliðindeki 'yok etme' stratejisinin baþarýsýz olduðunu kabullenmek bu kadar mý zor Allah aþkýna?

Olmadý iþte.

Atatürk döneminde de olmadý, þimdi de olmadý. Bir de barýþçýl çözümü denesek, ne kaybederiz?

Fransa ile Almanya yüzyýllarca savaþtý. Birbirlerini doðrayýp durdular. Ýnanýlmaz acýlar çekildi.

Ama þimdi Avrupa Birliði'nin baþat ülkeleri olarak iþbirliði yapýyorlar.

Komþu olup da birbiriyle kapýþmamýþ kaç devlet, millet ya da halk, grup var þu dünyada?

Akan kana bir yerde son vermek gerek. Sadece kan deðil elbette... Öç duygularýný da bastýrmak þart!

Bendeki saflýða bakýn ki vampirlere laf anlatmaya çalýþýyorum.



EMRE AKOZ / SABAH
Gönderen: 12.11.2009 - 18:43
Bu Mesaji Bildir   abihayat_22 üyenin diger mesajlarini ara abihayat_22 üyenin Profiline bak abihayat_22 üyeye özel mesaj gönder abihayat_22 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
_ESaDuLLaH_ su an offline _ESaDuLLaH_  
611 Mesaj -
Kimmis abi bu yazar? SABAH gazetesinde böyle köse yazar yazarsa asarlar adami!??? bu isin icinde bi bit yenigimi var ki? hayir, düsünmeden edemiyorum yani. Ilk okullarda mustafa kemali beyinlerimize kazidilar. Osmanlidan ses seda yok. kimse bahsetmedi!
Sevki yilmaz atatürk demez, mustafa kemal der. Cünkü onun ismi mustafa kemal.Atalarin atasi OSMANLIDIR: kimseye kilif gecirip 600 küsürlük gecmisimizi yok edemez diyor. Haklida.

Acilim olsun. yazilanlarin hepsine katiliyorum. Valla helal olsun Emre akoz a.
Gönderen: 12.11.2009 - 19:17
Bu Mesaji Bildir   _ESaDuLLaH_ üyenin diger mesajlarini ara _ESaDuLLaH_ üyenin Profiline bak _ESaDuLLaH_ üyeye özel mesaj gönder _ESaDuLLaH_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rahil su an offline rahil  
1191 Mesaj -
wayyyy çok büyük bir cesaretle dobra dobra yazmýþ... Helal olsun.... alkıs alkıs alkıs
Gönderen: 13.11.2009 - 13:33
Bu Mesaji Bildir   rahil üyenin diger mesajlarini ara rahil üyenin Profiline bak rahil üyeye özel mesaj gönder rahil üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
uçanterlik su an offline uçanterlik  
147 Mesaj -
ÖNCELÝKLE YAZARIMIZIN BU YAZISINDAN DOLAYI ONU BU MEDENÝ CESARETÝNDEN DOLAYI KUTLUYORUM

YILLARCA HEP KANDIRILDIK BU YÜZDEN DE AYNI VATANIN TOPRAÐI ÜZERÝNDE YAÞAYAN KARDEÞLERÝMÝZE KÝN VE ÖFKE DUYDUK VE ONLARI ÖTEKÝLEÞTÝRDÝK

BÝZÝ BU HALE DÜÞÜRÜLENLER NASIL HESAP VERECEK....

ÝNÞALLAH BU AÇILIM OLUMLU SONUÇ VERÝR VE ARTIK BU ÜLKEDE KARDEÞÇE YAÞARIZ.
BU ÜLKEDE YAÞAYAN ÝNSANLARIN EMRE EKOZ GÝBÝ CESUR YÜREKLÝ OLMASINI DÝLERÝM...VES'SELLAM

SELAM VE DUA ÝLE...


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son uçanterlik tarafından, 13.11.2009 - 15:25 tarihinde.
Gönderen: 13.11.2009 - 15:24
Bu Mesaji Bildir   uçanterlik üyenin diger mesajlarini ara uçanterlik üyenin Profiline bak uçanterlik üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
!MesuD! su an offline !MesuD!  
RE: 'Atatürk'ün Dönemini Hiç Özlemiyorum!'
228 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý abihayat_22

VAMPÝRLERE LAF ANLATILABÝLÝR MÝ?

Baþtan bellidir: Her 10 Kasým'da, medyanýn tabiriyle, Atatürk'ü 'özlemle' anarýz. Anmak gayet normal tabii... Hiç itirazým yok. Ama iþ "özlem" faslýna geldi mi... Orada durup düþünmek gerek.

Neyi özlüyorsun?

Niye özlüyorsun?

Gündemin güneþten de sýcak konusu, Kürt Sorunu. Örneðin bu konuda Atatürk dönemini özlüyor musun?

Valla ben hiç ama hiç özlemiyorum.

Sebebini anlatayým mý?



***

"Dünyanýn ilk kadýn savaþ pilotu" diye övündüðümüz Sabiha Gökçen'in, kadýn-yaþlýçocuk demeden köylere bomba attýðýný öðrendik mesela.

Meðer bunlar büyük isyanlarmýþ.

O dönemde, irili ufaklý, toplam 16 isyan meydana gelmiþ.

Bunlarý öðrenince, aldý beni bir düþünce.

***
Derken Atatürk döneminde, Türkiye'nin neredeyse yarýsýnýn, sürekli savaþ halinde olduðunu öðreniyorum.

Ýnanýlýr gibi deðil!
"Senin annen bir melek deðildi yavrum."

Böylece Atatürk dönemindeki 16 isyanýn ne anlama geldiðini kavrýyorum: Kötü yönetim!

Geldik bugüne...

25 yýldýr süren bir kirli savaþ: 40 bin can gitmiþ. En az 300 milyar dolar harcanmýþ. Sakatlýklar ve manevi kayýplar cabasý...

CHP 'çözülmesin' diyor.

MHP 'çözülmesin' diyor.

Çeyrek asýrdýr süren acýlardan hiç mi ders alýnmaz yahu?

Akan kana bir yerde son vermek gerek. Sadece kan deðil elbette... Öç duygularýný da bastýrmak þart!

Bendeki saflýða bakýn ki vampirlere laf anlatmaya çalýþýyorum.



EMRE AKOZ / SABAH



alkıs Takdire $ayan. Allah razi olsun helal olsun!
Gönderen: 13.11.2009 - 22:33
Bu Mesaji Bildir   !MesuD! üyenin diger mesajlarini ara !MesuD! üyenin Profiline bak !MesuD! üyeye özel mesaj gönder !MesuD! üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
kolye7 su an offline kolye7  
Atatürk döneminde Kürt isyanları ve nedenleri.
309 Mesaj -
Merhabalar,

Baþlýk altýndaki yazýyý okudum. Aslýnda yazýyý ilk forumda çýktýðýnda okudum. Altýnda yer alacak yorumlarý görebilmek için bekledim. Fakat benim anlattýðým cihette objektif hiç bir eleþtiriyi maalesef göremedim.
Konuya duygusal fakat tek taraflý bir yaklaþým sergilenmiþ. Bu göze hoþ gelebilir fakat, gerçeklere ters düþüyorsa son derece tehlikeli sonuçlara yol açar.

Týpký Ermenilerde sözde soykýrým davasý için özür dileyen ve aslýnda vatanlarýný sevdiklerinden hiç kuþkum olmayan insanlarýn yapmýþ olduðu hataya benzer bir hataya düþmüþ oluruz.

Þüphesiz bir millet her anlamda tarihinin gerçekleriyle yüzleþmeden yoluna devam edemez. Mutlaka bir yerlerde tökezler.
Bu yüzleþme her yönüyle deðilde taraflý ve baþka amaçlý içerik taþýdýðýnda ise durum çok daha vahim bir hal alýr.

Kýsaca örnek verecek olursak Dersimde yaþananlarý kabullenmek çok zor. Devlete karþý yapýlmýþ ÝNGÝLÝZ ayartmasý bir isyan var. Tüm kürt isyanlarýnda olduðu gibi. Devlet buradaki isyana müdahale konusunda haklý. Fakat uyguladýðý çok sert yöntemi kabullenmek mümkün deðil.

Dersim olaylarýnda devletin neden bu kadar sert müdahale yolunu tercih ettiðini hala tam anlamýyla öðrenmiþ deðiliz. Sonuçta bu müdahale Atatürk'ün Cumhurbaþkaný, Celal Bayar'ýn Baþbakan ve Mareþal Fevzi Çakmak'ýn Genel Kurmay Baþkaný olduðu bir zamanda gerçekleþiyor.

Burada baþlýk konuya atfen þunlarý söylemek istiyorum. Son yedi sene içinde adeta moda olan Devleti ve onun ordusunun geçmiþte yaptýklarýný karalama kampanyalarýnda bu milletin çok uyanýk olmasý gerekiyor.

Elbetteki Devlette yanlýþ yapar ve yapmýþtýr. Hatta aðýr yanlýþlar dahi yapabilir. Eleþtirmeyecekmiyiz, elbette eleþtireceðiz. Fakat "vurun abalýya" der gibi deðil. Akýl mantýk ölçüsünde ve YURT DIÞINDAN ÝTHAL EDÝLEN BÖLÜCÜ KAMPANYALARIN SELÝNE BÝLÝNÇSÝZCE KAPILARAK deðil.

Sonuçta bu devlet bizim devletimiz. O BÝTERSE, BÝZDE BÝTERÝZ. Haçlý bu durumda ancak avuçlarýný ovuþturur.Ve zaten sabýrsýzlýkla beklediðide budur.Dýþ güçler elbette Türkiye'yi tarihinin dünü ile bugünü ile yýpratýp bölmek isteyecektir. Bize düþen ancak ve ancak geçmiþteki hatalarý bir daha içine düþmemek cihetinde gerçek yönleriyle ortaya koymak ve bu hatalarýn acýlarýný bir daha yaþamamak için tedbirler üretip yaþama katmaktýr.

Yoksa son zamanlardaki açýlým kampanyalarýnýn içine monte edilmiþ fitneler ve yine kürt menþeli tarihsel olaylardaki acýlara tek taraflý bakarak çýkartýlan isyan sesleri bu ülkeye zarardan baþka hiç bir þey vermez.

Unutmayalým ki bu kürt isyanlarýnýn arkasýnda Cumhuriyetin beceriksizliði deðil, Osmanlýnýn sonunda dahi Ýngilizlerin sayýsýz ajanla devreye soktuðu isyanlarýn devamýdýr ve bir tek maksadý vardýr. Bölgede Türkiye diye güçlü bir devlet olmasý yerine etnik parçalarýna bölünmüþ bir sürü devletçik oluþturup onlarý dilediði gibi sömürmek maksadý vardýr. Yani maksat yýrtýlýp atýlan SEVR'i gerçekleþtirmektir.

Bu nedenledir ki özellikle son on yýl içinde SEVR denen olayýn yeni versiyonu BOP akýl almaz sayýsýz entrika ile sinsi sinsi tekrar devreye sokulmuþtur.
Ýþte son zamanlardaki bu kürt açýlýmý emrini veren ABD nin maksadýda apaçýk budur. Daha dün ingilizlerin oynadýðý etnik fitne oyununu artýk ABD devralmýþtýr. Ve ABD Lozan'ý bu nedenle imzalamamýþtýr.

ABD'nin apaçýk söylediði fakat bizim milletçe maalesef gereði gibi anlayamadýðýmýz bir ifadede bu anlamda þu sözcüklerdir. "OSMANLININ MÝRASI GEREÐÝ GÝBÝ PAYLAÞILAMAMIÞTIR. O HALDE BU OPERASYON ZAMANA YAYILARAK MUTLAKA TAMAMLANMALIDIR"

Bir noktaya daha dikkatinizi çekmek istiyorum. Dikkat ediniz ERMENÝ AÇILIMI, KIBRIS SORUNU ve KÜRT AÇILIMI konularý OBAMA'nýn Türkiye ziyaretinde hem mecliste alenen, hemde yapýlan gizli toplantýlarda kararlaþtýrýlmýþtýr.

Ben kendi düþüncelerimi burada bitirerek, aþaðýda Cumhuriyet tarihi ile ilgili bir yazý veriyorum. Ki bu yazýnýn altýna imzamý rahatlýkla atarým. Ýncelenmiþ ve doðruluðu sabit bulunmuþ bir içeriðe sahiptir.

Gerçekler acýdýr. O nedenle sabýrla ve tahamülle yazýmý okuyup düþünün diye rica ediyorum.
Maksadým bu ülkeyi tümüyle ayrýmsýz seven bütün insanlarýmýz gibi hatalardan ders alýnýp bir daha bu hatalara düþülmemesi için uyanýk olunmasý içindir.

O nedenle Devleti ve ordusunu hatalarý için eleþtirirken 29 kez vatana karþý isyan edenlerin isyan nedenlerinide destekçilerinide çok iyi etüd etmemiz gerekiyor. Ki bir yerlere varýp tedbirlerde daha akýlcý yollar bulabilelim.

En altta bir SEVR haritasý veriyorum ki, bugün ülkede KÜRT etnik kaþýmasýnýn asýl nedenlerini daha iyi görebilesiniz...

****************************************************************

Biraz da Kürtler tarihleriyle yüzleþsin

Kürt açýlýmýnýn gündeme gelmesiyle birlikte çok deðiþik bir tartýþma daha baþladý. 30 Aðustos’ta Genel Kurmay Baþkaný Baþbuð “Bu ülke için hep birlikte þehit old...uk” diyerek þehitlikteki mezar taþlarýný gösteriyordu gazetecilere.

Benzeri ifadeleri Tayyip Erdoðan’ýn aðzýndan duymaya zaten alýþkýndýk. Çanakkale Savaþý’nýn yýldönümünde o da Çanakkale’de “Türk ve Kürtlerin birlikte savaþtýðýný” söylemiþti.

Açýkçasý, Türkiye’de Cumhuriyet’in kuruluþundan bu yana bu ülke için kim savaþtý, kim savaþmadý tartýþmasý hiç yapýlmamýþtý. Yapýlmamýþtý çünkü bu ülkeyi bölmeye çalýþanlar yoktu. Olmadýðý için de geçmiþ defterleri kimse açmamýþtý.

Ancak artýk ortada bölücü ve Türk düþmaný bir Kürt hareketi var, bu hareketin teröristleri var, bu hareketin milletvekilleri var ve bu hareketin destekçileri var.

Bu bölücüler her fýrsatta tarih yalanlarýyla piyasaya çýkýyorlar ve diyorlar ki bu ülkeyi Kürtler ve Türkler birlikte kurdu ama Mustafa Kemal onlara ihanet etti, Kürtlerin hakkýný vermedi.

Kürtlerin hakký neydi, verildi mi verilmedi mi tartýþmasý sürerken aslýnda çok daha baþka bir þey daha tartýþmaya açýlmýþtý; hakikaten Kürtler bu ülkeyi kurarken Türklerle birlikte miydi?

Geçtiðimiz haftalarda Habertürk televizyonunda Emekli Tümgeneral Osman Pamukoðlu konuk oldu ve orada Kurtuluþ Savaþý’nda ve Çanakkale’de Kürtlerin Türklerle birlikte savaþmadýðýný söyledi. Bu, bir televizyondan ilk kez dile getiriliyordu. Pamukoðlu, daha önce bizim TÜRKSOLU’nda yayýnladýðýmýz rakam ve haritalarý göstererek tarihi gerçeði açýklýyordu.

Türkiye’de tabularý yýkmaktan bahsedenlerden, resmi tarih anlayýþýna karþý çýkanlardan, özgürlükçülerden tepki gecikmedi; hemen Türk ýrkçýlýðý, Türk bölücülüðü yaftasý yapýþtýrýldý. Ardýndan Kürtlerin Kurtuluþ Savaþý’nda olduðu, hatta PKK’ya karþý en fazla þehidi Kürtlerin verdiði gibi komik ve zavallý açýklamalara kadar düþtü düzey.

Ama artýk tartýþma açýlmýþtýr, tarihi tabular tartýþýlacaktýr ve gerçekler kazanacaktýr.

O nedenle kimse etnik kimliðinden gocunmasýn, tarihiyle yüzleþsin, barýþsýn: Evet Kürtler Kurtuluþ Savaþý’na katýldý ama Türk Ordusu’nda deðil Yunan Ordusu’nda savaþtýlar!
Bir þey daha ekleyelim, yýllardýr Araplar Osmanlý’yý arkadan vurdu diyenler ayný þeyi Kürtler için de söylemeliler; Kürtler Kurtuluþ Savaþý’ný arkadan vurmuþtur.

Osmanlý-Rus Harbi’nde
Osmanlý’yý arkadan vuran Kürtler

Osmanlý’da Kürt meselesinin ortaya çýkýþý bir Doðu Cephesi sorunu olarak baþlamýþtýr. 17. yüzyýldan itibaren yükseliþe geçen Rus emperyalizmi, 1800’lerin baþýndan itibaren Osmanlý’yý hem Doðu cephesinde Kafkaslar’dan, hem de Batý cephesinde Balkanlar’dan sýkýþtýrmaya baþlar.

Batý cephesinde Slav kökenli Bulgarlarý ve Ortodoks Yunanlarý kýþkýrtan Ruslar Doðu’da ise Ermeni ve Kürtlere el atar. 1800’lerden hemen sonra ilk Kürdoloji çalýþmalarý yine Ruslar tarafýndan baþlatýlýr. Kürtçülerin bugün bile en temel baþvuru kaynaklarý olan kitaplar da bu dönemde Ruslar tarafýndan yazýlýr.

Ruslarýn bu çabalarý karþýsýnda Osmanlý’da da uyanma baþlar. Rus destekli Kürt aþiretleri ile Osmanlý arasýnda çatýþmalar baþlar. 1830-1855 tarihleri arasýnda 8 Kürt isyaný gerçekleþir.

Fakat asýl büyük Kürtçü hareket tam da 1877 yýlýnda gerçekleþir. Bu tarih 93 Harbi olarak bilinen 1877-78 Osmanlý-Rus Harbi’nin tarihidir. Hem Balkanlar’da hem de Kafkaslar’da Ruslarla savaþan Osmanlý’ya karþý bir cephe de Kürt aþiretleri açar. Bedirhanlar ve Þeyh Ubeydullah isyanlarý tam dört yýl sürer.

Rus General Korganof, Erzurum’a saldýrýya geçmeden önce Zeylani ve Sepki aþireti reisleriyle buluþur ve yüklü miktarda ödeme yapar. Sonuç olumludur, Kürtler Rusya’ya karþý Osmanlý’yý desteklemezler.

Kürt isyanlarýnýn genel karakteri burada þekillenir: Türk devleti ne zaman ki bir düþmanla savaþsa mutlaka bir Kürt isyaný baþlar.

Ruslarýn Kürtlere desteði sonrasýnda da devam eder. Ama 93 Harbi’nden sonra hem Ermeni hem de Kürt meselesi bir arada ortaya çýkacaktýr. Doðu illerimiz Rus iþgaline girdiðinde hem Ermenilerin hem de Kürtlerin isyanlarý aralýksýz devam edecektir.

Hamidiye Alaylarý neydi?

Bu dönemde 1890 tarihinde Hamidiye Alaylarý kurulur. Alaylarýn hedefi Türk halkýna yönelik Ermeni katliamlarýný önlemektir. Abdülhamit tarafýndan kurulan bu birlikler için þimdi kimi yazarlar çarpýtmalara giriþmektedir.

Bu alaylarda Kürt aþiretleri yer almýþtýr elbette ama bu aþiretler Osmanlý silahlarýný ele geçirip daha sonra Ermenilerden boþaltýlan arazilere el koymaya baþlamýþtýr. Kürtlerin bu alaylara giriþ sebebi Türklere destek olmak deðil Ermeni topraklarýný ele geçirmektir yani.

Zaten bu alaylar daha sonra laðvedilecektir. Fakat Hamidiye Alaylarý’nýn laðvedilmesinden sonra da silahlarý býrakmayacak ve Osmanlý’ya karþý savaþacaklardý r.

Birinci Dünya Savaþý’nýn baþlamasý ile birlikte Kürtler de Doðu bölgelerinde Ruslarla birlikte hareket edecektir. O dönem bölgede etkili olan Rus Elçiliði Kürtleri ele geçirmiþtir. Nitekim hemen 1914 yýlýnda Kürt isyanlarý baþlar. Rus Ordularý Doðu Anadolu’yu iþgal ederken Kürtler de baðýmsýzlýk hayaliyle Ruslara yardým ederler.
Ünlü Sykes-Picot Antlaþmasý’na göre Doðu’da Ermenistan ve Kürdistan kurulacak ve Rusya’ya baðlanacaktýr.

Kürtlerin Çanakkale’de savaþmamalarýný n nedeni de budur. 1916 yýlýnda Antlaþmaya dökülen plan, Ruslarýn 1830’dan beri uyguladýðý plandýr zaten.

Fakat Birinci Dünya Savaþý tüm dengeleri alt üst eder. Kürtler de bu dönemde hem Ruslarla hem Ýngilizlerle hem Fransýzlarla hem de Amerikalýlarla iþbirliði yapar. Kürtlerin baðýmsýzlýðýna Sevr Antlaþmasý ile karar verilir.

Yani Birinci Dünya Savaþý’ndan Kurtuluþ Savaþý’na giden dönemde Kürtler hep Türkiye’yi iþgal eden kuvvetlerle birlikte hareket eder.

Bu durum, yani Kürtlerin Birinci Dünya Savaþý’nda Türklerle birlikte savaþmamasý o dönemin raporlarýnda açýkça geçmektedir. Rus Gordlevski aynen þu satýrlarý yazar:

“Türkler vatan savunmasýna katýlmadýklarý için Kürtlere çok kýzmaya baþladýlar.”

Fakat Rusya’da Bolþevik Ýhtilali gerçekleþince iþler deðiþir. Çünkü Lenin Kürtleri deðil Mustafa Kemal’i destekler. Sykes-Picot Antlaþmasý’ný fesheder. Bunun üzerine Türk-Sovyet Antlaþmasý gelir ve Kürtler yalnýz kalýr.

Bu tarihten itibaren Kürtlerin esas hamisi Ruslar deðil Ýngilizler olacaktýr. Türkiye’deki komünistler ve Sovyetler de Kürt isyanlarýný deðil Mustafa Kemal’i destekleyecektir.

Kürtler Sarýkamýþ’ta var mýydý?

Tüm bu anlatýlanlardan sonra Kürtlerin neden Çanakkale Savaþý’na katýlmadýðýný anlamak kolaylaþýr. Daha 1830’lu yýllarda baþlayan Kürt ihaneti çoktan kökleþmiþti, Birinci Dünya Savaþý sýrasýnda da Kürtler Türkiye için deðil Ruslar için savaþýyordu.

Böyle olduðu için de Çanakkale Savaþý sýrasýnda Kürtlerin þehit listesinde olmamasýna þaþýrmamak gerekir: Çanakkale uzak olduðu için deðil Türklere uzak olduklarý için katýlmadýlar savaþa.

Kimileri bu gerçeði daha fazla gizleyemeyeceklerin i biliyor. O nedenle de Kürtlerin diðer cephelerde, Sarýkamýþ’ta çarpýþtýðýný söylüyorlar.

Elbette bu da büyük bir yalan. Genelkurmay arþivlerinde Çanakkale ve Kurtuluþ Savaþý þehitlerinin listesi, askerlik þubesi kayýtlarýna göre tutulmuþtur. Dolayýsýyla Çanakkale ve Kurtuluþ Savaþý rakamlarý gerçektir, kimse bunlara itiraz edemez.

Ama Kürtlerin Sarýkamýþ’ta savaþtýðýný iddia edenler varsa, buyursunlar rakamlarý açýklasýnlar. Yani bizim yaptýðýmýzý yapsýnlar, belgeye karþý belgeyle ortaya çýksýnlar.

Ama Sarýkamýþ’ta Kürtlerin Ruslara karþý savaþma ihtimali bile yoktur ortada çünkü Kürt aþiretlerini o dönemde zaten Rus Elçiliði kontrol ediyor ve yönlendiriyordu.

Hain bir Kürt aþiret reisi Mutkili Hacý Musa
Kurtuluþ Savaþýmýzýn baþlangýcý 19 Mayýs 1919’dur. 24 Aðustos 1919’da Kurtuluþ Savaþý’ný idare etmek üzereHeyet-i Temsiliye oluþturulmuþtur. 9 kiþilik kurulda bir de Kürt vardýr. Mutki Aþireti reisi Hacý Musa Bey.
Ancak bu Kürt aðasý içeri sokulan bir haindir.

Nitekim Hacý Musa Bey, 1923 yýlý Mayýs ayýnda Erzurum’da kurulan Kürt Azadi Cemiyeti’nin de lideridir. Azadi Cemiyeti’nin üyelerinden biri de Þeyh Sait’tir. Azadi Cemiyeti Ýngilizlerle, Fransýzlarla ve Sovyetler Birliði ile temas kurarak Baðýmsýz Kürdistan için destek aramýþtýr.
Daha sonra bu örgüt Ýngiliz desteði ile baþlayan Nasturi Ayaklanmasý’na katýlýr. Nasturi Ayaklanmasý’nýn bastýrýlmasýndan sonra ise Ýran’a kaçarlar.

Daha sonra Mustafa Kemal bu hain Kürt aþiret reisi hakkýnda Nutuk’ta açýklama yapacaktýr.

Ýlk Meclisteki hain Kürt milletvekilleri
Ankara’da Millet Meclisi’nin kuruluþu 23 Nisan 1920’dir. Bu tarihten itibaren TBMM Ordusu da kurulmuþ ve Kurtuluþ Savaþý’ný vermiþtir.

O dönemki mecliste de bugünkü Mecliste olduðu gibi bölücü Kürt milletvekilleri vardýr. Ýþte bu Kürt milletvekilleri Türkiye’nin Kurtuluþ Savaþý’na yardým etmemiþ, tam tersine bu Kurtuluþ Savaþý’na karþý bir ayaklanma örgütlemiþlerdir.

Bitlisli Kürt milletvekili Yusuf Ziya Bey de Azadi örgütünün içindedir. Yusuf Ziya Bey ayný zamanda Ýngiliz ajanýdýr. Mustafa Kemal Paþa, Yusuf Ziya Bey’den kuþkulanmakta ve onu takip ettirmektedir. Gerçekten de Mustafa Kemal’in kuþkularý gerçek olur ve Yusuf Ziya Bey Nasturi Ýsyaný’na katýlýr.

Ýþin daha da vahimi Yusuf Ziya Bey’in askeriye içinde de adamlarý vardýr. Nasturi Ýsyaný’ný bastýrmakla görevli birlikten, Fýrka komutaný Ýhsan Nuri, Vanlý Rasim, Tevfik Cemal ve Teðmen Ali Rýza da Kürt örgütünün üyesidir ve isyan sýrasýnda 270 askerle birlikte karþý tarafa geçerler!
Görüldüðü gibi Kurtuluþ Savaþýmýza katýlan ve Türklerle savaþan Kürtlerle deðil, Kurtuluþ Savaþý’nýn içine sýzan, ancak kendi Kürt örgütlenmesini devam ettiren, Ýngiliz, Fransýz iþgalcilerle iþbirliði yapan ve en sonunda da Türk askerine karþý cephe açan Kürtleri görüyoruz.

Bu örgütün Ýngiliz desteðini saðlamak için Nasturi isyanýndan üç yýl önce 1920 yýlýnda yine Hakkari’de baþka bir isyan çýkarttýðýný da kaydedelim.

Mustafa Kemal’e idam kararýný da bir Kürt verdi

Peki Kürtlerin Kurtuluþ Savaþýmýz sýrasýndaki tek ihanetleri bu mudur?

Aslýnda Kurtuluþ Savaþý’nýn baþýndan itibaren Mustafa Kemal’in karþýsýndadýr Kürtler. Mustafa Kemal’in idam emrini veren Kürt Mustafa Paþa’dýr!.

Ayný Kürt Mustafa Paþa’nýn eniþtesi ise Kürt Ýzzet Bey’dir ve Ýstanbul Hükümeti’nin Ýçiþleri Bakanýdýr. Kürt Ýzzet Bey de Ýngiliz ajanýdýr. Kürt Ýzzet Bey’in bir de yeðeni vardýr Þerif Paþa, o da Kürdistan Teali Cemiyeti’nin Paris temsilcisidir.

Ýstanbul Hükümeti’nin ve Ýngilizler’in Mustafa Kemal hareketini engellemek için kullanmayý düþündükleri kütle ise Kürtlerdir. Damat Ferit, Kürdistan Teali Cemiyeti ile görüþerek onlara özerklik karþýlýðýnda Mustafa Kemal’e karþý savaþmayý teklif eder. Damat Ferit Yüksek Komiser De Robeck ile görüþerek Sevr koþullarý gereðince 15 bin kiþilik bir Kürt ordusu kurulmasýný ve Kürtleri Mustafa Kemal’e saldýrtmayý teklif eder.

Bu yönde en önemli giriþim Ali Galip olayýdýr. Ýngiliz ajaný Binbaþý Noel, Ali Galip ve Kürdistan Teali Cemiyeti liderleri Malatya’ya geçerler. Burada bir Kürt birliði kurarak Sivas yolunda Mustafa Kemal’i öldürecekler ve Kongre’nin toplanmasýna engel olacaklardýr.

Ancak Mustafa Kemal giriþimi haber alýr ve tedbir alýr. Malatya’da Türk birlikler Ýngiliz ajaný, Ali Galip ve Kürdistan Teali Cemiyeti liderlerini kýstýrýrlar. Tutuklama emri vardýr. Noel, Ýngilizlerden yardým ister. Saraya baský yapýlýr fakat sonuç varmez. En sonunda kaçmak zorunda kalýrlar.

Görüldüðü üzere daha Sivas Kongresi öncesinde bile Kürtler Ýngilizlerle, Ýstanbul Hükümeti ile birlikte Mustafa Kemal’e karþýdýr.

Ýngiliz gizli belgeleri de bunu doðrulamaktadý r.
28 Kasým 1919’da Mr. Kindson’un Londra’ya gönderdiði raporda þöyle yazýlýdýr:

“Kürtlere her ne kadar inanmasak da onlarý kullanmamýz çýkarlarýmýz gereðidir.”

9 Aralýk 1919 tarihli Yüksek Komiser Robeck’in Lord Curzon’a raporunda ise þunlar yazýlýdýr:

“Kürtler bütün ümitlerini Ýngiliz hükümetine baðlamýþ durumdalar. Bu ara Mustafa Kemal gittikçe tehlikeli olmaya baþlýyor. Kuvvetler, Kürtleri Mustafa Kemal Paþa’ya karþý kullanmak için para ödemeye hazýrdýrlar”

Yunan ordusundaki Kürtler

Ama Kürtler bununla da yetinmemektedir. Ýngiliz Gizli Belgeleri’nin verdiði bilgiye göre Kürtler ayný zamanda Yunanlýlarla da temas halindedir.

Amasya’da Yunan temsilcisi ile görüþen Kürtler, Yunanlýlara Türk ordusunda ele geçirilen Kürt esirlere iyi davranýlmasýný ve bu esirlerin Türk ordusuna karþý kullanýlmasýný önerir. Teklif kabul edilir ve esir Kürtler Yunan ordusunun hizmetine girerler.

Kürt-Yunan iþbirliðinin en büyük sonucu ise Koçgiri Ýsyaný’dýr. Yunan ordusu büyük ilerleyiþe geçmeden hemen önce Kürtler isyan eder. Yunan ordusu Bursa’ya doðru ilerlerken Kürtler Sivas’a doðru yürümeye baþlar.
Amerikan Askeri Ateþesi durumu þöyle rapor eder:

“... Yunanlýlar önemli bir zafer kazanýrlarsa Kürt isyaný Türkiye’nin arkasýný ciddi bir þekilde tehdit edebilir. Ancak Batýdaki savaþ Türklerin lehine geliþirse, Türkler, ellerindeki yarým düzine yetenekli liderden biriyle Kürt sorununa son verebilir. Ýngilizler kuþkusuz bu durumu bilmektedirler. Gene de Kürt sorunu ile meþgul olduðu sürece Mustafa Kemal’in Musul’a el koyamayacaðýný düþünmektedirler. Dolayýsýyla Kürt akýmýna yardýmcý olmaktadýrlar.”

Koçgiri Ýsyaný’nýn baþlangýç tarihi sadece Yunan ilerleyiþine deðil ayný zamanda Londra ve San Remo Konferanslarý’na da denk gelir. Ankara Hükümeti böylece sýkýþtýrýlmaktadýr.

Kürtler Sevr’i istiyor

Koçgiri Ýsyaný’nýn liderlerinden Baytar Nuri isyan programýný þu þekilde açýklar:

“Ýlk önce Dersim’de Kürt istiklali ilan edilecek, Hozat’a Kürdistan bayraðý çekilecek, Kürt milli kuvveti Erzincan, Elazýð ve Malatya istikametlerinden Sivas’a doðru hareket ederek Ankara Hükümeti’nden Kürdistan istiklalinin tanýnmasýný isteyecekti. Türkler bu isteði kabul edeceklerdi. Çünkü isteðimiz silah kuvvetiyle desteklenmiþ olacaktý.”

Ayaklanma büyür ve isyancýlar Ankara Hükümeti’ne bir muhtýra yollarlar. Telgraf yoluyla iletilen muhtýra þu maddelerden oluþmaktadýr:

“1-Ýstanbul Hükümeti’nce kabul edilen Kürdistan özerkliðinin Ankara Hükümeti’nce de tanýnýp tanýnmayacaðýnýn açýklanmasý

2-Kürdistan özerk yönetimi konusunda Mustafa Kemal hükümetinin ivedi yanýt vermesi

3-Elazýð, Malatya, Sivas ve Erzincan cezaevlerindeki Kürtlerin hemen salýverilmesi

4-Kürt çoðunluðu bulunan illerden Türk memurlarýnýn çekilmesi

5-Koçgiri yöresine gönderilen birliklerin geri alýnmasý.”
Kürtler bununla da kalmaz, 25 Kasým 1920 tarihinde Batý Dersim Aþiretleri reisleri adýna TBMM’ye þu þekilde baþvurur:

“Sevr Antlaþmasý gereðince Diyarbakýr, Elazýð, Van ve Bitlis illerinde baðýmsýz bir Kürdistan kurulmasý gerekiyor. Bu nedenle bu oluþturulmalýdý r. Yoksa, bu hakký silah zoruyla almaya mecbur kalacaðýmýzý beyan ederiz.”

Yunanlar Bursa’ya Kürtler Sivas’a saldýrýyor

Ankara Hükümeti, Batýda Yunanlarýn Bursa’yý ele geçirmesine raðmen Kürtlere karþý geri adým atmaz. Merkez Ordusu Komutaný Nurettin Paþa isyaný bastýrmak için bir plan hazýrlar. Topal Osman komutasýndaki Giresun alayý da Nurettin Paþa’nýn emrine verilir.

Türk Ordusu 11 Nisan 1921 günü Kürtlerin üzerine yürüyüþ baþlatýr. 45 bin kiþilik Kürt milisleri ile çapýþmalar 3 ay sürer. 17 Haziran 1921 günü isyancýlar teslim alýnýr.
Görüldüðü üzere, daha Sivas Kongresi’nin toplanma hazýrlýklarýndan baþlanarak Kürtler, Kurtuluþ Savaþý için çalýþmamýþ, tam tersine hep Kurtuluþ Savaþý’na karþý savaþmýþlardýr. Koçgiri ayaklanmasý bunun en büyük kanýtýdýr.

Genelkurmay Baþkanlýðý da bu isyaný þu þekilde deðerlendirmektedir:

“Siyasi bakýmdan büyük bir önem taþýyan bu harekât dolayýsýyla, Kürt baðýmsýzlýk davasýnýn ilk basamaðýnýn Koçgiri olaylarý ile kurulmak istendiði, bu dýþ etkilerin en açýk ve kesin delilidir.”

Bu deðerlendirmeden de anlaþýlacaðý gibi, olay münferit bir isyan deðil, bir davanýn ilk adýmýdýr! Ardýndan gelecek olan Kürt isyanlarý da bunu kanýtlayacaktý r. Nitekim isyanýn liderleri de olayý böyle deðerlendirmektedir:

“Koçgiri, Kürt Ýstiklal Savaþý’nýn bir merhalesidir, onunla bir meydan muharebesi kaybettik, fakat harp bitmedi. Biz son zaferi kazanacaðýz.”

Demek ki Türk Ýstiklal Savaþý için deðil Kürt Ýstiklal Savaþý için savaþmýþlar.

Tarihi gerçek budur, bunu ne Türk Genelkurmay Baþkaný, ne Türk Baþbakaný, ne gazeteciler, ne de Kürtler deðiþtirebilir.


SEVR HARÝTASININ ORJÝNAL HALÝ.




BU SEVR HARÝTASI DA TÜRKÇE YAZILI OLANI.
[img]http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/6/60/Sevres_Anlaþmasý.png[/img]


PC de PC de PC de
Gönderen: 25.11.2009 - 12:49
Bu Mesaji Bildir   kolye7 üyenin diger mesajlarini ara kolye7 üyenin Profiline bak kolye7 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 728 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
jakup (32), muzocel26 (58), salihhazar (55), Beyza (56), cs7014 (50), oezkan (51), kara61 (66), aetkral (51), kubratalp (48), K.GOCERLI (27), cecenmucahidi (33), yaburka (49), violine (44), mavi_ruya (48), mbahaddin (55), Kerim_Bey (36), Süreyya (66), yemenici68 (56), mecid (43), kerime (42), mehmet_eyigör_6.. (28), tokayca (51), hasan5335 (36), volkan33 (54), mgunhan (48), ttufan (42), isvec (65), beyazguel (38), atay (62), sonromeo2 (47), kulibo (38), Zeynepgul (44), nihat 60 (44), g_neferalperen3.. (46), sebiarus (55), hace (41), EsmerKiz-NL (39), n@ksýben (43), pedino (54), hatice 1975 (49), hesbollahi (45), hafýz_ (37), ozel (68), fethic (55), hacimeryem (54), telve (52), Levent75 (49), züleyha hanc&ya.. (47), erciyas tamer (46), m.kýl&ya.. (53)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.59616 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.