colchicine lopinavir ritonavir lopinavir ritonavir hydroxychloroquine lopinavir ritonavir cordarone coreg coridil corpamil corprilin corpriretic corticotherapique cosaar plus cotrim coumadin cozaar crestor crixivan cyclogyl cycrin cyklokapron cymbalta cytotec cytoxan dalacin c dalacin t dalacin v danatrol danocrine daonil deflamat deltasone demadex demolaxin dentomycine depakine chrono depakine depakote depo provera dermestril dermovate deroxat desogen desoren desyrel detrol la
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Hayir Ve Şer

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
halk yolcusu su an offline halk yolcusu  
Hayir Ve Şer
1504 Mesaj -
Müslümanlýðýmýzýn en ayýrdedici vasýflarýndan birinden bahsedeceðiz bu sayýmýzda: Hayýr-þer çizgisinin farkýnda oluþ Hayýr nedir, þer nedir? Hayýrlý olarak nitelendirdiðimiz þeyleri ve durumlarý “neye göre” böyle vasýflandýrýyoruz? Þerrin þer oluþunun kaynaðý nedir? Ve hayýr-þer anlayýþýnda müslümaný diðerlerinden farklý kýlan ölçüler nelerdir?
Bizim hayýr ve þer olarak gördüðümüz þeyler her zaman ve her durumda gerçekten öyle midir? Evet; hayýr ve þer kavramlarý, ilâhi vahyin bize öðrettiði hayatî öneme sahip kavramlar
Bu kavramlarýn hakikatini kavradýðýmýz ölçüde rotamýz doðru, kalbimiz huzurlu, akibetimiz “hayýrlý” olacak
Hayýr kelimesi, sözlükte “aranan, istenen, raðbet edilen” gibi anlamlara gelir Bu tanýmdan, hayýrda menfaat, fayda, fazilet, üstünlük, iyilik gibi vasýflar bulunmasý gerektiðini anlýyoruz Bir diðer þekilde söyleyecek olursak, herhangi bir þeyde veya durumda bu vasýflar mevcutsa biz onu “hayýr/lý” olarak vasýflandýrýrýz
Bunun tersi olan “þer” ise, yukarýdaki özelliklerin zýddýyla vasýflandýrdýðýmýz þey veya durumdur Yani her ne ki zararlý, kötü, çirkindir, iþte o, “þer/li”dir
Günlük konuþmalarýmýzda kýsaca “iyi” ve “kötü” olarak ifade ettiðimiz hususlarý kaps----- alan hayýr-þer konusunun, hayatýmýzda zannettiðimizden daha büyük bir aðýrlýðý vardýr Dolayýsýyla bu konu hakkýndaki malumatýmýzý gözden geçirmek, her an yüzyüze bulunduðumuz “murakabe” ihtiyacýnýn karþýlanmasýnda önemli bir fonksiyon icra edecektir
Hayýr ve þerrin kaynaðý
“Âmentü”de geçen “ve bi’l-kaderi hayrihî ve þerrihî min Allahi Tealâ” (hayrýyla-þerriyle kaderin Allah Tealâ’dan olduðuna iman ettim) cümlesi, bize bu sorunun en kestirme cevabýný veriyor
Evet, herþeyin olduðu gibi, hayýr ve þerrin de kaynaðý ve yaratýcýsý Yüce Rabbimiz’dir O öyle buyurur: “Ve eðer Allah sana bir zarar dokundurursa, artýk O’ndan baþka onu açýp giderecek yoktur Ve eðer sana bir hayýr dilerse, O’nun fazlýný geri çevirecek de yoktur” (Yunus, 107)
Esas konusu Allah Tealâ’ya raðmen kimsenin bir þey yapamayacaðý konusuna vurgu yapmak olan bu ayet, ayný zamanda hayýr ve þerrin O’nun elinde olduðunu ifade etmekle de konumuz açýsýndan önemlidir
Þerrin Allah’tan olmasý ne demek?
“Hayrý anladýk da, Allah Tealâ kullarý için þerri de diler mi?” diye sorulacak olursa, cevabý þudur:
Gerek bu ayetin, gerekse “Allah dilediðini aziz, dilediðini zelil eder” (Âl-i Ýmran, 26), “Allah dilediðini saptýrýr, dilediðine de hidayet eder” (En’am, 39),
“Allah dileseydi bütün insanlarý hidayete sevkederdi” (Yunus, 25) gibi pek çok ayetin açýkça ifade ettiði gerçek odur ki, varlýk aleminde her þey Yüce Allah’ýn dilemesiyle olur
Ancak O’nun “dilemesi” ile “rýzasý” birbirinden ayrý þeylerdir Ehl-i Sünnet ulemasýnýn gündeme getirdiði bu ince fakat temel farkýn açýklamasý þudur:
Allah Tealâ kullarý hakkýnda hayrý diler, ayný zamanda hayra rýzasý da vardýr Kul hayýr iþlediði zaman ondan razý olur ve ona hak ettiði mükâfatý verir Yine Allah Tealâ kullarý hakkýnda –aþaðýda açýklayacaðýmýz veçhile– þerri de diler, ama onun iþlenmesine rýzasý yoktur
Yani buradaki “dileme” kelimesi, “arzu etme” anlamýnda deðil, sadece “irade etme, izin verme” anlamýndadýr Eðer bu “irade etme, izin verme” olmasaydý yeryüzünde imtihanýn bir anlamý kalmazdý
Özgürlük ile baþýboþluk arasýndaki ince çizgi
Herhangi bir þeyin Allah Tealâ’nýn dilemesine baðlý olmaksýzýn meydana gelebileceðini düþünmek, bu alemde O’nun iradesi dýþýnda baþka varlýklarýn iradelerinin O’na raðmen etkin olabildiðini söylemek anl----- gelir ki, bu düþünce, Allah Tealâ’nýn mutlak kudret sahibi olduðu inancý ile baðdaþmaz
Burada hatýrlatýlmasý gereken bir diðer nokta da þudur: Bir þeyi Allah Tealâ’nýn dilemesi ile kulun dilemesi arasýnda çok ince bir denge noktasý vardýr
“Kader ve irade” sahasýna giren bu hassas konuyu, yazýmýzýn çerçevesini aþmýþ olmamak için –belki baþka bir sayýda müstakil olarak ele almak üzere– burada ayrýntýlý olarak iþlemeyeceðiz Þu kadarýný söyleyelim ki, birçok ayette “Yüce Allah’ýn, insaný hiçbir þeye zorlamadýðý”, “doðru ve yanlýþýn belli olduðu ve dileyenin iman, dileyenin inkâr edeceði”, “insanýn bu dünyaya imtihan için gönderildiði” açýkça belirtilmiþtir
Ýnsana düþen, yolunu tayin etmek için küçük de olsa bir gayret göstermek ve özgür iradesini kullanmaktýr Bundan sonra Allah Tealâ, kiþinin (ister doðru, isterse yanlýþ istikamette olsun) irade ettiði yolu kendisine açar Kiþi serbest iradesiyle kendisine tayin ettiði bu yolda karþýlaþacaðý þeyleri de böylece kendisi tayin etmiþ olmaktadýr
Seçimini doðru yoldan yana kullananlarý hidayete erdireceðini; kendine zulmedip dalâleti tercih edenleri de o istikamette býrakacaðýný bir çok ayette bizlere ihtar eden Cenab-ý Hak –yine Kur’an’ýn tabiriyle – “kullarýna zulmedici deðildir” ve O, “kullarýna zerre kadar haksýzlýk etmez”
Aksi halde Yüce Allah’ýn, kullarýný herhangi bir þeyi yapmaya zorlamasý ve insanýn istemediði halde o þeyi yapmak zorunda býrakýlmasý söz konusu olur ki, böyle bir durumun ne O’nun adaletine, ne de dünya hayatýnýn imtihan olmasý esprisine ve vakýaya uygun düþeceðini söylemek mümkün deðildir
Hayra dua; her iþte, her þeyde
Kýsacasý hayýr ve þerrin yaratýcýsý Allah Tealâ olduðu için, müslüman herhangi bir konuda bir adým atmadan önce O’ndan, kendisine hayýr vermesini ve þerri uzak tutmasýný ister Bu, Rasul-i Ekrem sav Efendimiz’in üzerinde önemle durduðu bir husustur Sadece zahiren önemli görünen konularda deðil, bize sýradan gelebilecek hususlarda bile Efendimiz, Yüce Allah’tan her zaman hayýrlý olaný dilemiþtir
Bu konuda Abdullah b Mes’ud ra Hazretleri’nin rivayet ettiði bir hadis oldukça dikkat çekicidir: Ýbn Mes’ud Hazretleri diyor ki:
Akþam olunca Rasulullah SAV þöyle derdi:
“Elhamdülillâh, geceye erdik Mülk de Allah için geceye erdi Allah’tan baþka ilâh yoktur O tekdir, ortaðý yoktur Mülk O’nundur, hamdler O’nadýr, O her þeye kadirdir
Rabbim! Bu gecede olacaklarýn hayýrlýsýný ve bundan sonra olacaklarýn hayýrlýsýný senden diliyorum Bu gecede olacaklarýn þerlisinden ve bundan sonra olacaklarýn þerlilerinden sana sýðýnýyorum
Rabbim! Tembellikten ve yaþlýlýðýn kötülüklerinden sana sýðýnýyorum
Rabbim! Cehennem azabýndan ve kabir azabýndan sana sýðýnýyorum” (Müslim, Ebu Davud, Tirmizîgöz kırpma
Yine Efendimiz sav, yeni bir elbise giydiði zaman þöyle dua ederdi:
“Allahým! Hamd sanadýr Bunu bana sen giydirdin Bunun hayrýný ve kullanýlacaðý iþin hayrýný senden diliyor; bunun þerrinden ve kullanýlacaðý kötü iþlerin þerrinden sana sýðýnýyorum” (Ebu Davud, Tirmizîgöz kırpma
Bu ve benzeri hadislerin bize anlattýðý en önemli hususlardan birisi þudur:
Bizler, ileride baþýmýza neyin geleceðini (yani gaybýgöz kırpma bilemediðimiz için, gerek þu anda içinde bulunduðumuz durum, gerekse istikbalde karþýlaþacaðýmýz olaylar hakkýnda Yüce Allah’tan bizi daima hayra erdirmesini ve þerri bizden uzak tutmasýný dilemeliyiz
Bu baðlamda hemen yukarýda zikrettiðimiz hadis üzerinde biraz düþünelim: Hadisi okuduðumuzda ilk anda, “Yeni bir elbise giymenin insana ne gibi þerri (zararý, kötülüðügöz kırpma dokunabilir?” sorusu akla gelebilir
Öncelikle bilmeliyiz ki, hadis Rasul-i Ekrem sav Efendimiz’in bize yönelik bir örnekliðini ihtiva etmektedir Yani Efendimiz yeni bir elbise giydiðimizde nasýl davranmamýz gerektiðini bize öðretmektedir
O’nun kalbine, yeni bir elbise giymekten dolayý gurur, kibir gibi herhangi bir eksikliðin gelmeyeceðini biliyoruz Ama böyle bir durumun bizim baþýmýza gelmesi hiç de uzak bir ihtimal deðildir Öyleyse giydiðimiz bir elbisenin bile bize þerri dokunabilir diye düþünerek, kalbimizi hiçbir zaman murakebesiz býrakmamalý ve giydiðimiz bir elbiseden bile gelebilecek þerden Yüce Mevlâmýz’a sýðýnmalýyýz
Helâki rahmet zannedenler
Günümüz insanýna önemsiz birer ayrýntý gibi görünebilecek, fakat Efendimiz sav’in, hayýr-þer meselesi üzerinde ne kadar hassasiyetle durduðunu gösteren bir diðer örnek de þudur:
Hz Aiþe ra Validemiz diyor ki:
Rasulullah sav (yaðmur yüklügöz kırpma bir bulut görecek olsa bu, yüzünden bilinirdi Bir seferinde ben, “Ey Allah’ýn Rasulü! Halk bir bulut görecek olsa, yaðmur getirebilir ümidiyle sevinir; halbuki sen bir bulut gördüðünde endiþe ettiðini yüzünden okuyorum Bunun sebebi nedir?” diye sordum Þöyle buyurdu:
“Ey Aiþe! Bunda bir azap bulunmadýðý hususunda bana kim garanti verebilir? Nitekim geçmiþte bir kavim rüzgarla azaba uðratýlmýþtýr O kavim azabý (getirecek olan bulutu) gördükleri zaman, ‘bu gördüðümüz, bize yaðmur getirecek olan bir buluttur’ demiþlerdi” (Buharîgöz kırpma
Bu konuyla ilgili olarak burada zikretmeyi faydalý gördüðümüz son örnek de þöyledir: Yine Hz Aiþe ra Validemiz naklediyor:
Rasulullah sav, rüzgar estiði zaman þu duayý okurdu: “Allahým! Senden bunun hayrýný ve bunun getireceði neticelerin de hayrýný dilerim Bunun þerrinden ve bunda olanýn þerrinden, bununla gönderilen þeylerin þerrinden de sana sýðýnýyorum” (Buharî, Müslim, Tirmizîgöz kırpma
Bütün bu rivayetlerin ve burada zikretmediðimiz daha pek çok benzerlerinin bize öðrettiði hakikat þudur: Baþýmýza gelecek olan þeylerin hakkýmýzda hayýrlý mý, þerli mi olacaðýný önceden bilemeyeceðimiz için Yüce Allah’tan daima hayýr dilemeli, þerri de bizden uzak tutmasýný istemeliyiz
Duanýn önemi burada kendisini göstermektedir Hakkýmýzda kesinleþmemiþ takdirin hayra tebdilinde duanýn oynadýðý bu rol sebebiyledir ki, Efendimiz sav, “dua ibadetin özüdür” buyurmuþtur
Bu noktada Hasan Basrî ks Hazretleri’nden bir hikmet incisiyle sözü baðlayalým: “Ýnsanlar bir hayrý bekledikleri müddetçe, o hayrýn içindedirler”




KÝME GÖRE HAYIR NEYE GÖRE ÞER


Hayýr ve þerrin, Allah’tan olduðunu biliyoruz Ancak burada açýklýða kavuþturulmasý gereken bir mesele var: Bir þey kime veya neye göre “hayýr/lý”, kime veya neye göre “þer/li” olarak nitelendirilir? Bizim dýþ görünüþe göre yaptýðýmýz deðerlendirmeler bizi her zaman doðruya götürür mü? Yani bu konu bizim vereceðimiz bir karara mý baðlýdýr? Ya da hayrýn ve þerrin tümünü bilme imkânýna sahip olduðumuzu söyleyebilir miyiz?
Yazýnýn giriþine koyduðumuz soruya yüce kitabýmýz Kur’an þöyle cevap veriyor:
“Bazen bir þey hoþunuza gitmeyebilir Halbuki o þey sizin için bir hayýrdýr Bazen de bir þeyi seversiniz; halbuki o þey de sizin için bir þerdir Allah bilir, siz bilmezsiniz” (Bakara, 216)
Bu demektir ki bizim deðerlendirmelerimiz her zaman gerçeðe tekabül etmeyebilir Ýþte bu ve benzeri ayetlere dayanarak Ehl-i Sünnet alimler, bir þeyin iyi mi yoksa kötü mü olduðunun ancak ilâhi haber ile bilinebileceðini söylemiþ, insanlarýn deðerlendirmelerinin her zaman isabetli olmayabileceðinin altýný çizmiþlerdir
Bir iftiranýn ardýndan
Bu durumun son derece çarpýcý bir örneðini Hz Aiþe ra Validemiz’e atýlan iftira olayýnda görüyoruz
Beni Mustalýk gazvesinden dönerken, ordu Medine’ye yakýn bir yerde konakladýktan sonra karanlýk çöktüðü bir vakit tekrar hareket etmiþti Hz Aiþe ra Validemiz bir ihtiyacý için konak yerinden uzaklaþmýþtý Geri dönerken çok sevdiði gerdanlýðýnýn düþmüþ olduðunu fark etti Tekrar dönüp onu arayayým derken ordu da epey yol almýþtý Belki yokluðumu fark edip geri dönerler diye konak yerinde oturdu ve beklerken uykuya daldý
Bir süre sonra, ordunun arkasýndan gelen vedüþürülmüþ, unutulmuþ eþya varsa toplayýp bir sonraki konak yerine yetiþtiren Sahabe’den Safvân b Mu’attal ra oraya geldi Hz Aiþe ra Validemizi görünce devesinden inip, onun binmesi için geri çekildi Hz Aiþe ra Validemiz deveye bindi O da devenin yularýndan tutarak hareket ettiler ve bir süre sonra diðer konak yerinde bulunan orduya yetiþtiler
Bu olayý dillerine dolayan Medine’li münafýklarýn elebaþý Abdullah b Übey ve arkadaþlarý, Hz Aiþe ra Validemiz’e aðýr bir iftirada bulunmuþtu Tepeden týrnaða þer ve büyük bir fitne olarak görünen ve baþta Rasul-i Ekrem sav Efendimiz olmak üzere bütün müminleri derinden sarsan bu iftira hakkýnda Kur’an’ýn kullandýðý ifadeler konumuz açýsýndan büyük bir önem taþýmaktadýr:
“O uydurma haberi (iftirayýgöz kırpma getirenler içinizden (belirli) bir zümredir O haberi sizin için bir þer sanmayýn Bilakis o, sizin için bir hayýrdýr”
Nur Suresi onbirinci ayette bu ifadelerle baþlayýp devam eden ayetlerde Yüce Allah sadece Hz Aiþe ra Validemiz’in bu iftiradan uzak olduðunu bildirmekle kalmamýþ, ayný zamanda bu olayýn müminler hakkýnda þer deðil, hayýr olduðunu belirtmiþtir Nitekim bu olaydan sonra kimin samimi olarak iman ettiði ve kimin münafýk olduðu ortaya çýkmýþ, müminlerin imaný, münafýklarýn ise nifaký artmýþtýr
Meleklerin insanoðluna verdiði ders
Demek ki Bakara Suresi 216 ayetin de ihtar ettiði gibi bizim dýþ görünüþü esas alarak sýnýrlý kapasitemizle vardýðýmýz kanaatler her zaman meselenin gerçek mahiyeti ile örtüþmeyebilir
Hz Adem as’ýn yaratýlýþýyla ilgili ayetlerde meleklerin sergilediði tavýr da burada bizim için çarpýcý bir örnek teþkil etmektedir
Yüce Rabbimiz yeryüzünde bir halife (insan) yaratacaðýný bildirdiði zaman melekler þöyle mukabele etmiþti:
“Biz seni hamdinle tesbih ve takdis edip dururken, yeryüzünde kan döküp fesat çýkaracak kimseyi mi yaratacaksýn?”
Buradan da anlaþýlacaðý gibi melekler bile neyin hayýrlý ve neyin þerli olacaðýný bilme konusunda tam bir yetkinliðe sahip deðildir Meleklerin bu mukabelesine Rabbimiz þöyle karþýlýk vermiþtir:
“Muhakkak ki sizin bilmeyeceðiniz þeyleri ben bilirim” (Bakara, 30)
Nitekim Hz Aiþe ra Validemiz’in anlattýðýna göre Rasulullah sav Efendimiz kendisine þu duayý öðretmiþtir:
“Allahým ben senden hayrýn her çeþidini isterim; yakýn olsun, uzak olsun; bildiðim olsun, bilmediðim olsun Bütün þerlerden de sana sýðýnýrým; yakýn olsun, uzak olsun; bildiðim þer olsun, bilmediðim þer olsun
Allahým! Kulun ve peygamberin Muhammed’in senden istediði þeyleri senden ben de istiyorum Kulun ve peygamberin hangi þerlerden sana sýðýnmýþsa ben de o þerlerden sana sýðýnýyorum
Allahým! Ben senden, cenneti ve cennete götüren söz ve ameli istiyorum Ateþten ve ateþe götüren söz ve fiillerden de sana sýðýnýyorum Ve dahi benim hakkýmda hükmettiðin her kaza ve kaderi hayýrlý kýlmaný senden diliyorum” (Ýbn Mace)
Tereddütler ve çözümler
Hakkýmýzda hayýr mý, yoksa þer mi olacaðý konusunda tereddüt ettiðimiz hususlarda Rasul-i Ekrem sav Efendimiz’in bize istihare ve istiþare yapmamýzý öðütlemesi burada mutlaka zikredilmesi gereken son derece önemli bir husustur
Hz Câbir ra anlatýyor:
Rasulullah sav bize Kur’an’dan bir sure öðrettiði gibi, her iþte istiharede bulunmamýzý da öðretirdi Þöyle buyururdu:
“Biriniz bir iþ yapmak istediði zaman farzlar dýþýnda iki rekât namaz kýlsýn, sonra da þu duayý okusun:
Allahým! Senden hayýr talep ediyorum Zira sen (her þeyi hakkýyla) bilirsin Senden, hayýr iþlemeye kudret talep ediyorum Zira sen vermeye kadirsin Senden yüce fazlýný diliyorum Sen her þeye kadirsin, ben ise acizim Sen bilirsin, ben ise cahilim Sen gayblarý bilirsin
Allahým! Eðer bu iþ bana dinim, hayatým ve akýbetim için –veya hal-i hazýrda ve ileride– hayýrlýdýr, bunu bana takdir et ve yapmamý kolay kýl Sonra da onu hakkýmda mübarek eyle Eðer bu iþ bana, dinim, hayatým ve akýbetim için –veya hal-i hazýrda ve ileride zararlý ise onu benden, beni de ondan çevir” (Buharî, Ebu Davud, Tirmizî, Nesaî, Ýbn Mâce)
Kelime anlamý “hayýr istemek olan istihare, müminleri diðer insanlardan ayýran en temel uygulamalardan birisidir Ýstihare yapmakla bizler, her þeyin hakikatini hakkýyla bilen Yüce Allah’ýn ilmine, kudretine ve merhametine sýðýnmýþ, geleceðimizi O’na teslim etmiþ, böylece kendimizi hayýr iþleme konusunda garantiye almýþ oluyoruz
Dýþ görüntünün arka yüzü
Zahirî belirti ve iþaretlerin, hayýrlý olaný tesbite her zaman yetmeyeceðini Hz Ebu Bekir ra’ýn þu hikmetli sözü son derece çarpýcý biçimde ortaya koymaktadýr:
“Sonu cehennem ateþi olan hayýrda hayýr olmadýðý gibi, sonu cennet olan þer de þer deðildir”
Bu sözün anlatmak istediði þudur: Bize hayýrlý gibi göründüðü halde, hakkýyla yerine getirilmediði için temel vasfýný ortadan kaldýracak derecede þerre bulanmýþ ameller aslýnda hayýr deðil, þerdir Bazý þeyler de bize þer gibi göründüðü halde, bizi Allah Tealâ’nýn rýzasýna ve cennete ulaþtýran bir amele sevketmesi dolayýsýyla aslýnda þer deðil, hayýrdýr
Sözün Özü
Hayýr ve þer konusuyla ilgili pek çok ayet ve hadis bir arada deðerlendirildiði zaman, hayýr-þer konusunda þunlarýn söylenmesi yanlýþ olmayacaktýr:
1 Kur’an ve Sünnet’te yer bulmuþ olan emir ve yönlendirmeler, isterse görünüþte bize þer gibi gelsin, hayrýn ta kendisidir Kur’an ve Sünnet’in bizi sakýndýrdýðý hususlar ise, görünüþte bize hayýr gibi gelse de, þerdir
2 Bizler sýnýrlý bilgimizle hayrý ve þerri her zaman hakkýyla bilemeyiz Bu sebeple Yüce Allah’tan, bizi her konuda hayra iletmesini ve þerri bizden uzak tutmasýný daima dilemeliyiz Bu anlamda istihareyi ve elbette istiþareyi hayatýmýzýn ayrýlmaz bir parçasý haline getirmeli ve özellikle önemli addettiðimiz hususlarda mutlaka istiþare ve istihare yapmalýyýz
3 Bizim dýþýmýzda geliþen –tabiat olaylarý gibi– hadiseler hakkýnda da Yüce Allah’ýn onlarý bize hayýrlý kýlmasýný, getirebileceði þerleri de bizden def etmesini dilemeliyiz
4 Yemek yemek, elbise giymek, yolculuða çýkmak gibi günlük hayatýn sýradan iþlerini yaparken bile Yüce Allah’tan daima o iþin bize hayýr getirmesini istemeli, ondan gelebilecek þerlerden de Yüce Rabbimiz’e sýðýnmalýyýz
Gönderen: 03.01.2009 - 20:44
Bu Mesaji Bildir   halk yolcusu üyenin diger mesajlarini ara halk yolcusu üyenin Profiline bak halk yolcusu üyeye özel mesaj gönder halk yolcusu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 681 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ibrahim45 (46), ebabil54 (51), _EM!NE_ (36), talat (55), nerfa (58), yakupbozseki (59), NeWBaHaR (37), Akbulut (52), vahdet_ahmet (44), saripapatyam (50), bilo78 (46), gurbetten_silay.. (39), Rabbia (52), akaya20 (38), El- Metin (43), rapidhack (42), muazbinismail (40), SANDOKAN (56), SANKOCINK (56), efuli2 (50), hollanda (46), braskim (45), benreceb (42), ergin32 (55), Ozlem (42), suheyla cabuk (52), selman77 (47), kenankara (39), bilalxx (40), iskenderpasa (46), mstfakin (42)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.56871 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.