generique kaletra lopinavir ritonavir generique luvox hydroxychloroquine colchicine prograf propecia proscar protonix protopic provas comp provas maxx provas provera pyridium ranimed ranisifar rebetol red viagra regepar reglan remeron reminyl renagel renova requip resochine retin a retrovir revatio revia rheumatrex rhinocort rhinovent risperdal rivodarone robaxin rocaltrol rogaine rudopram rulid rulide salazopyrin saroten selecim septicol
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » TÜRKİYE VE DÜNYADA SİYASET » CAMBAZA BAK OYUNU YİNE DEVREDE...

önceki konu   diğer konu
11 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
mehmetkaratas su an offline mehmetkaratas  
CAMBAZA BAK OYUNU YİNE DEVREDE...
94 Mesaj -
Ülkenin sayýsýz problemleri ve kötü ekeonomik gidiþatý için seçimden sonra çözümler üretilmesi yerine, yeni anayasa ve onun içine bubi tuzaðý gibi sokulan türban kavgasý CAMBAZA BAK oyunu ile yine ülkenin siyasi ve ekonomik açýdan geldiði çok kötü durumu halkýn gözünden saklamak için bu iþlerin alel acele devreye sokulduðunu düþündürüyor.

Bu sayede ülkenin insanlarý hükümetin en önemli olanlarýn ne olduðuna karar verdiklerini düþünüp tekrar uyuþturulacak. Sonuçta hem kendinin hem ülkesinin nereye gittiðini yine öðrenemeyecek.

ATO baþkanýnýn yazýsýda bu anlamda çok þey ifade ediyor...

ATO: ''Anayasa'da ekonomi de yer alsýn''ATO, türban tartýþmasýna kilitlenen yeni Anayasada ekonominin de yer almasý gerektiðini açýkladý.



21 Eylül 2007 11:10
--------------------------------------------------------------------------------
Ankara Ticaret Odasý Baþkaný (ATO) Sinan Aygün, türban tartýþmasýna kilitlenen yeni Anayasada ekonominin de yer almasý gerektiðini söyledi.

Sinan Aygün, yeni Anayasa çalýþmalarýna iliþkin ANKA’ya deðerlendirmelerde bulundu.

Anayasa tartýþmalarýný, türban, Türkçe eðitim ve din dersi üzerine odaklandýðýna dikkat çeken Aygün, Türk Ceza Kanunu hazýrlanýrken de sadece zina maddesinin gündemi meþgul ettiðini hatýrlattý.

Tüccarýn, sanayicinin ve giriþimcinin haklarýnýn Anayasa’da açýkça olmasý gerektiðini belirten Aygün, “Ekonomi yok Anayasa’da. Ekonomist yok ve hiç ekonomi konuþulmuyor. Türkiye’nin sýkýntýsý ekonomi. Terörün sebebi ekonomidir. Oradaki adamýn cebine bin dolar koy terörist olmaz" dedi.

Gönderen: 21.09.2007 - 13:27
Bu Mesaji Bildir   mehmetkaratas üyenin diger mesajlarini ara mehmetkaratas üyenin Profiline bak mehmetkaratas üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
mehmetkaratas su an offline mehmetkaratas  
ÜLKEDE SORUNLAR GİTTİKÇE BÜYÜRKEN VE ÇÖZÜM BEKLERKEN
94 Mesaj -
Ülkenin hem ekpnomik hemde siyasi açýdan sorunlarý gittikçe büyürken, cambaza bak oyununun bir parçasý olarak kullanýlan türban sorunu ve sömürüsü bakýn medyayý ne kadar önemli iþlerle uðraþtýrýyor.
Hangi çeþit Malezya alýrdýnýz diye birde anket yaparsalar hiç þaþýrmam.

(B)Malezya, gazeteleri de þaþkýna çevirdi
“Türkiye Malezya olur mu” tartýþmasýný dikkate alan üç büyük gazete, Hürriyet, Milliyet ve Sabah Malezya’yý tanýtan yazý dizilerine baþladý. Ancak her gazete Malezya’nýn baþka bir yönünü öne çýkarýyor.Hepsinin ayrý bir Malezya'sý var 26 / 09 / 2007 12:39
Türkiye’nin “Ýslam ülkesi olma yolunda ýlýmlý Ýslam ülkesi olup olmadýðý” tartýþmasýnýn Malezya üzerinden yapýlmasý, ABD eski Dýþiþleri Bakaný Richard Holbrooke’un geçen ay Türkiye’yi “Malezya’dan sonra ikinci ýlýmlý Ýslam ülkesi” diye tanýtmasýyla baþladý. Ardýndan Prof. Þerif Mardin’in Hürriyet gazetesinde yayýnlanan röportajý geldi. Mardin, Ayþe Arman’ýn “Yani bir gün Malezya olur muyuz, olmaz mýyýz? Olmayýz, deyip, içimizi rahatlatýr mýsýnýz lütfen...” sözlerine “Rahatlatamam. Çünkü olmayýz diye bir söz veremem. Kimse veremez” yanýtý verdi. Hürriyet röportajý “Türkiye Malezya olmaz, diyemem” sözleriyle manþete taþýyýnca Türkiye-Malezya benzer mi, benzemez mi tartýþmasý týrmandý. Üç büyük gazete, Malezya’yý tanýtan yazý dizilerine baþladý. Ancak üç gazeteden üç farklý Malezya portresi çýkýyor.


HÜRRÝYET’ÝN MALEZYASI TEHLÝKELÝ
Malezya’ya muhabir ve fotomuhabiri gönderen Hürriyet, ülkeyi anlatan haberini “10 yýl önce biz de olmaz diyorduk” baþlýðýyla manþetten verdi. Bu ifadeler, Malezya’da “laiklik mücadelesi veren” Avukat Malik Ýmtiaz’a ait. Ýmtiaz’ýn birinci sayfaya yansýyan görüþleri þöyle:”Malezya’da bugün geldiðimiz noktayý bundan 10 yýl önce ben de hayal edemezdim. 3 yýl önce Ýstanbul’da, bazý entelektüellere ‘Türkiye Ýslamlaþýyor’ dedim. Bana ‘Bu mümkün deðil, Türkiye’nin subaplarý var’ dediler. 22 Temmuz seçim sonuçlarý beni haklý çýkardý.”
‘Neden’de anayasa ve mahalle baskýsý tartýþýldý

Avukat Ýmtiaz’ýn böyle giderse 5-10 yýl sonra Malezya’nýn Ýran, Türkiye’nin de Malezya olacaðý ifadesine de yer veren gazete, birinci sayfadan 3 fotoðrafla haberini zenginleþtiriyor. Blucinli ve türbanlý genç kýzlarý gösteren fotoðrafýn yanýnda, sýnýfta beyaz çarþaflarla oturan öðrencileri gösteren fotoðrafýn altýndaki yazý þöyle: 7 yaþýnda tesettür: Burasý Kuala Lumpur’da din eðitimi veren Agama Darul Ulum Ýlkokulu. Okulda 7-13 yaþ arasý 250 öðrenci eðitim görüyor. Ýçeri bir erkek girdiðinde sýnýf ‘Selamünaleyküm’ diye baðýrýyor.”
Birinci sayfadan verilen bir baþka fotoðraf da, Ýslam Üniversitesi’nde, kýzlar için ayrý, erkekler için ayrý mekanlarý gösteren oklar...

MÝLLÝYET’ÝN MALEZYASI HEM UZAK, HEM YAKIN
Milliyet gazetesi, Malezya’yý köþe yazarý Ece Temelkuran’ýn yazý dizisiyle tanýtýyor. Bugün baþlayan bölümünü “Hem yakýn hem uzak” baþlýðýyla sürmanþetten duyuran gazete, birinci sayfada þu deðerlendirmeyi yapýyor:


“Malezya’da siyasi Ýslam’ýn týrmanma biçimi, Türkiye ile bazý benzerlikler gösteriyor. Bu yükseliþin gündelik hayata yansýmasýnda ise önemli farklýlýklar göze çarpýyor.”

“Yakýn Çünkü” baþlýðý altýnda Malezya’da da siyasi Ýslam yükselirken laikliði savunan kesimin cendereye sokulduðu, Türkiye’de olduðu gibi onlarýn da “antidemokrat” olmak ve “kiþisel tercihlere saygý göstermemekle” suçlandýðý belirtilerek þöyle deniyor: “Malezya’da bir ilkokula bakýnca bu kiþisel seçimlerin ne kadar kiþisel olduðunu soruyor insan kendine. Okul dýþýnda baþörtüsü çýkarmasý ‘serbest’ olan çocuklara bakýnca. Ýslami hareketin Türkiye’dekini akla getiren bir ‘týrmanýþý’ var. Bu týrmanýþ, siyasal Ýslam’ýn yükseliþe geçtiði her yerde olduðu gibi ‘sýkýlmýþ diþ macunu’na benziyor; yani geri dönüþü yok.”
Türkiye Malezya olur mu? Foruma katýlýn

“Uzak Çünkü” baþlýðý altýnda ise, þöyle deniyor: “Malezya’da mücadele Türkiye’deki gibi ‘varoþ-merkez’ mücadelesi deðil. Malezya’da Ýslam varoþlardan merkeze doðru yükselmiyor. Orta sýnýf olmuþ Malaylar sayesinde yaygýnlaþýyor. Türkiye’deki kamusal-özel alan tartýþmasý Malezya’da tam tersi. Malay bir kadýn memur, kamusal alanda üniformasýnýn parçasý olarak baþörtüsü takar ama iþten çýkýnca da çýkarabilir.”

Gazetenin sürmanþetten 6 sütuna yayýnladýðý fotoðrafta ise; beyaz çarþaflý ilkokul çocuklarýný gösteriyor. Fotoðraf þu notla veriliyor: Oruç talimi ve mahalle baskýsý: Ramazanda ilkokul çocuklarý sabah 07.00’den 13.00’e kadar aç býrakýlýyor. Malaylarýn gittiði ilkokuldan tesettürlü kýz çocuklarý çýkýyorlar. “Hiçbir þey mecburi deðil” diyor müdür. Baþörtüsü de okul kapýsýnýn dýþýnda “çýkarýlabiliyormuþ” mesela. Ama bir-iki kýz haricinde kimse çýkarmýyor.

SABAH’IN MALEZYASI’NDA MÝNÝ ETEKLÝLER
Sabah gazetesi ise Malezya dizisini birinci sayfasýnda “Minili de var, çarþaflý da” baþlýðýyla duyurdu. Aktüel dergisinin hazýrladýðý yazý dizisini yayýnlayan gazete þöyle diyor: “Anayasa laik. Ama eyaletlerde þeriat da var, þeriat mahkemeleri de. Sokakta baþý açýkla türbanlý yan yana. Geceleri Filipinli ve Taylandlý fahiþeler turistleri eðlendiriyor.”

Haberi destekleyen iki de fotoðraf var, Sabah’ta. Mini etekli kýzlar ve peçesini aralayýp yemek yemeye çalýþan kara çarþaflý bir kýzýn fotoðraflarý üst üste konmuþ, üzerinde “Ýþte Malezya’nýn iki farklý yüzü” yazýyor.


Sabah “Öyle anlaþýlýyor ki Türkiye’de çok kimse, benzemeye korktuðu ya da benzemek istediði þeyi pek fazla tanýmýyor” notu ile, Türkiye’nin gitgide Malezya’ya benzeyeceði iddiasýna yakýnlaþmadan, ülkenin sosyo-politik yapýsý ve ekonomik durumuna iliþkin bilgiler de veriyor.[/B]
Gönderen: 26.09.2007 - 13:23
Bu Mesaji Bildir   mehmetkaratas üyenin diger mesajlarini ara mehmetkaratas üyenin Profiline bak mehmetkaratas üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
-huseyncan- su an offline -huseyncan-  
KEŞKE MALEZYALI OLSAYDIM YADA MALEZYADA YAŞASAYDIM YADA İRANLI OLSAYDIM YADA İRANDA YAŞASAYDIM!!!!!
70 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý mehmetkaratas

Ülkenin hem ekpnomik hemde siyasi açýdan sorunlarý gittikçe büyürken, cambaza bak oyununun bir parçasý olarak kullanýlan türban sorunu ve sömürüsü bakýn medyayý ne kadar önemli iþlerle uðraþtýrýyor.
Hangi çeþit Malezya alýrdýnýz diye birde anket yaparsalar hiç þaþýrmam.

(B)Malezya, gazeteleri de þaþkýna çevirdi
“Türkiye Malezya olur mu” tartýþmasýný dikkate alan üç büyük gazete, Hürriyet, Milliyet ve Sabah Malezya’yý tanýtan yazý dizilerine baþladý. Ancak her gazete Malezya’nýn baþka bir yönünü öne çýkarýyor.Hepsinin ayrý bir Malezya'sý var 26 / 09 / 2007 12:39
Türkiye’nin “Ýslam ülkesi olma yolunda ýlýmlý Ýslam ülkesi olup olmadýðý” tartýþmasýnýn Malezya üzerinden yapýlmasý, ABD eski Dýþiþleri Bakaný Richard Holbrooke’un geçen ay Türkiye’yi “Malezya’dan sonra ikinci ýlýmlý Ýslam ülkesi” diye tanýtmasýyla baþladý. Ardýndan Prof. Þerif Mardin’in Hürriyet gazetesinde yayýnlanan röportajý geldi. Mardin, Ayþe Arman’ýn “Yani bir gün Malezya olur muyuz, olmaz mýyýz? Olmayýz, deyip, içimizi rahatlatýr mýsýnýz lütfen...” sözlerine “Rahatlatamam. Çünkü olmayýz diye bir söz veremem. Kimse veremez” yanýtý verdi. Hürriyet röportajý “Türkiye Malezya olmaz, diyemem” sözleriyle manþete taþýyýnca Türkiye-Malezya benzer mi, benzemez mi tartýþmasý týrmandý. Üç büyük gazete, Malezya’yý tanýtan yazý dizilerine baþladý. Ancak üç gazeteden üç farklý Malezya portresi çýkýyor.


HÜRRÝYET’ÝN MALEZYASI TEHLÝKELÝ
Malezya’ya muhabir ve fotomuhabiri gönderen Hürriyet, ülkeyi anlatan haberini “10 yýl önce biz de olmaz diyorduk” baþlýðýyla manþetten verdi. Bu ifadeler, Malezya’da “laiklik mücadelesi veren” Avukat Malik Ýmtiaz’a ait. Ýmtiaz’ýn birinci sayfaya yansýyan görüþleri þöyle:”Malezya’da bugün geldiðimiz noktayý bundan 10 yýl önce ben de hayal edemezdim. 3 yýl önce Ýstanbul’da, bazý entelektüellere ‘Türkiye Ýslamlaþýyor’ dedim. Bana ‘Bu mümkün deðil, Türkiye’nin subaplarý var’ dediler. 22 Temmuz seçim sonuçlarý beni haklý çýkardý.”
‘Neden’de anayasa ve mahalle baskýsý tartýþýldý

Avukat Ýmtiaz’ýn böyle giderse 5-10 yýl sonra Malezya’nýn Ýran, Türkiye’nin de Malezya olacaðý ifadesine de yer veren gazete, birinci sayfadan 3 fotoðrafla haberini zenginleþtiriyor. Blucinli ve türbanlý genç kýzlarý gösteren fotoðrafýn yanýnda, sýnýfta beyaz çarþaflarla oturan öðrencileri gösteren fotoðrafýn altýndaki yazý þöyle: 7 yaþýnda tesettür: Burasý Kuala Lumpur’da din eðitimi veren Agama Darul Ulum Ýlkokulu. Okulda 7-13 yaþ arasý 250 öðrenci eðitim görüyor. Ýçeri bir erkek girdiðinde sýnýf ‘Selamünaleyküm’ diye baðýrýyor.”
Birinci sayfadan verilen bir baþka fotoðraf da, Ýslam Üniversitesi’nde, kýzlar için ayrý, erkekler için ayrý mekanlarý gösteren oklar...

MÝLLÝYET’ÝN MALEZYASI HEM UZAK, HEM YAKIN
Milliyet gazetesi, Malezya’yý köþe yazarý Ece Temelkuran’ýn yazý dizisiyle tanýtýyor. Bugün baþlayan bölümünü “Hem yakýn hem uzak” baþlýðýyla sürmanþetten duyuran gazete, birinci sayfada þu deðerlendirmeyi yapýyor:


“Malezya’da siyasi Ýslam’ýn týrmanma biçimi, Türkiye ile bazý benzerlikler gösteriyor. Bu yükseliþin gündelik hayata yansýmasýnda ise önemli farklýlýklar göze çarpýyor.”

“Yakýn Çünkü” baþlýðý altýnda Malezya’da da siyasi Ýslam yükselirken laikliði savunan kesimin cendereye sokulduðu, Türkiye’de olduðu gibi onlarýn da “antidemokrat” olmak ve “kiþisel tercihlere saygý göstermemekle” suçlandýðý belirtilerek þöyle deniyor: “Malezya’da bir ilkokula bakýnca bu kiþisel seçimlerin ne kadar kiþisel olduðunu soruyor insan kendine. Okul dýþýnda baþörtüsü çýkarmasý ‘serbest’ olan çocuklara bakýnca. Ýslami hareketin Türkiye’dekini akla getiren bir ‘týrmanýþý’ var. Bu týrmanýþ, siyasal Ýslam’ýn yükseliþe geçtiði her yerde olduðu gibi ‘sýkýlmýþ diþ macunu’na benziyor; yani geri dönüþü yok.”
Türkiye Malezya olur mu? Foruma katýlýn

“Uzak Çünkü” baþlýðý altýnda ise, þöyle deniyor: “Malezya’da mücadele Türkiye’deki gibi ‘varoþ-merkez’ mücadelesi deðil. Malezya’da Ýslam varoþlardan merkeze doðru yükselmiyor. Orta sýnýf olmuþ Malaylar sayesinde yaygýnlaþýyor. Türkiye’deki kamusal-özel alan tartýþmasý Malezya’da tam tersi. Malay bir kadýn memur, kamusal alanda üniformasýnýn parçasý olarak baþörtüsü takar ama iþten çýkýnca da çýkarabilir.”

Gazetenin sürmanþetten 6 sütuna yayýnladýðý fotoðrafta ise; beyaz çarþaflý ilkokul çocuklarýný gösteriyor. Fotoðraf þu notla veriliyor: Oruç talimi ve mahalle baskýsý: Ramazanda ilkokul çocuklarý sabah 07.00’den 13.00’e kadar aç býrakýlýyor. Malaylarýn gittiði ilkokuldan tesettürlü kýz çocuklarý çýkýyorlar. “Hiçbir þey mecburi deðil” diyor müdür. Baþörtüsü de okul kapýsýnýn dýþýnda “çýkarýlabiliyormuþ” mesela. Ama bir-iki kýz haricinde kimse çýkarmýyor.

SABAH’IN MALEZYASI’NDA MÝNÝ ETEKLÝLER
Sabah gazetesi ise Malezya dizisini birinci sayfasýnda “Minili de var, çarþaflý da” baþlýðýyla duyurdu. Aktüel dergisinin hazýrladýðý yazý dizisini yayýnlayan gazete þöyle diyor: “Anayasa laik. Ama eyaletlerde þeriat da var, þeriat mahkemeleri de. Sokakta baþý açýkla türbanlý yan yana. Geceleri Filipinli ve Taylandlý fahiþeler turistleri eðlendiriyor.”

Haberi destekleyen iki de fotoðraf var, Sabah’ta. Mini etekli kýzlar ve peçesini aralayýp yemek yemeye çalýþan kara çarþaflý bir kýzýn fotoðraflarý üst üste konmuþ, üzerinde “Ýþte Malezya’nýn iki farklý yüzü” yazýyor.


Sabah “Öyle anlaþýlýyor ki Türkiye’de çok kimse, benzemeye korktuðu ya da benzemek istediði þeyi pek fazla tanýmýyor” notu ile, Türkiye’nin gitgide Malezya’ya benzeyeceði iddiasýna yakýnlaþmadan, ülkenin sosyo-politik yapýsý ve ekonomik durumuna iliþkin bilgiler de veriyor.[/B]







anlatmak istediðin ne onu anlamadýk.... yani islamý yaþayan bir ülke olsa, ünv sitelerde erkek kýz ayrý ayrý okusa çokmu kötü olur demek istiyorsun....??

kusura bakma ama islamda mahremiyet vardýr sizin dininizde varmý yokmu bilmem ama bizim dinimiz namhremlerimizle konuþmamamýzý emreder.....

la havle .....
Gönderen: 26.09.2007 - 13:48
Bu Mesaji Bildir   -huseyncan- üyenin diger mesajlarini ara -huseyncan- üyenin Profiline bak -huseyncan- üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
mehmetkaratas su an offline mehmetkaratas  
İSLAM KALBE VE GÖNÜLE HİTABEDER. ŞEKİLE VE GÖSTERİŞE DEĞİL.
94 Mesaj -
Hüseyncan "anlamadým" diyecektin herhalde. Baþka anlamadýðý noktalar olan kardeþlerimiz sanýrým düþüncelerini kendileri ifade edebilirler.

Benim bu yazýmda Malezyadaki durumu incelemek için ta oralara akýn eden gazetecilerin kendi ülkelerinin çok aðýr sorunlarýný gündeme getirmek yerine böyle faydasýz iþler peþinde koþmalarýný eleþtirmek öncelikli maksadýmdý. Yani mütareke basýnýnýn halini yermek içindi.

Bu konuda Ýkinci deðinmek istediðim noktada, Ýslamda fýrkalara bölünüp dini Kuran'a özgülemeyen milletlerin nasýl bunlar Allah'tandýr diye doðru ve yanlýþ pek çok dinsel kavramý birbirine soktuklarýna dikkat çekmekti .

Oysa Kuran'a özgü Ýslam anlayýþýndan hiç kimsenin ne korkmasý nede ürkmesi mümkün deðil. Tabi iþ ehlinden yaþama sokulurda anlatýlýrsa.
Misal verecek olursak Mevlana hazretlerine deðil Türkiye, Dünya genelinde çok büyük bir saygý ve sevgi oluþurmuydu ?

Bizim dinimiz namahremlerle konuþmamamýzý deðil onlarla bir manevi perde arkasýnda ve ciddiyet içinde konuþulmasýný emreder.
Siz o perdeyi gerçek perde zannettiðinizde, Kuran'ýn hükmüde oradan alýr baþýný gider.
Kadýnlarý mahremlerle ile konuþmaktan men edip, onu sosyal yaþamdan dýþlayan ve bu þekilde Kuran'ýn hükmünü yanlýþ olarak yaþama sokan milletler cahil ve geri kalmaya mahkümdurlar.

Kadýn ve erkeðe cinselliði devamlý olarak vurgulayan ve orta yolu yani haddi aþan yasaklar ancak dayatýlan yasaklarý daha cazip hale getirmeye yarar.
Ne diyor bir atasözü "çok saklama arsýz olur, çok söyleme yüzsüz olur"

Benim Allah'a and olsun, kimsede üzerine alýnmasýn bu konuda ibret dolu çokça þahit olduðum haller var. Kalpte olmayan bez parçasýyla elde edilemez. Evet o örtülerle haným haným gezenler çoðunlukta fakat. Tersi durumlarda var. Ve parmak ýsýrtacak derecede var. Bu þekilde insanlar kendilerini ve baþkalarýný kandýrabilirler. Fakat Allah'ý asla.

Mevlana dahi hiç bir evliyanýn yapmadýðý gibi kadýnýn örtüsüyle ilgili bir tek kelamý olmadýðý halde kadýn üzerindeki, aþýrý fiziki ve manevi örtücülükten rahatsýz olup "Kadýn öyle bir varlýktýr ki, onu ne kadar kaparsanýz hem o örtü içindekini hemde dýþýndakini o derece azdýrmýþ olursunuz" der.

Efendimiz'in bir gün ellerini açýp "Yarabbi endiþedeyim, kadýnlarýn haklarýný gereði gibi koruyabildimmi" diye endiþesini Hak'ka arzetmesi na kadar manidardýr.

Analarý cahil býrakýlýp sosyal yaþamdan çýkarýlan milletler, din ve dünya adýna geri kalmýþlýða mahkümdurlar.

Ýslam coðrafyasý bunun en açýk ve acý örnekleriyle doludur.

Dünyada Kuran ahkamýna en uygun ülke bizdik. Malum taife yüzünden bu özelliðimizde kaybolmak üzere. Ve bu nedenle senin o çok sevdiðin Ýranla, bu vatan, dini Kuran'ýn dýþýna çýkarmanýn aðýr bedellerini uzun sürmeyecek bir süreçte aðýr bedellerle ve kahýrla ödeyecekler. Týpký ödeyenler ve ödemeye devam edenler gibi.

Kalýn saðlýcakla


Mesaj 5 kez düzenlendi. En son mehmetkaratas tarafından, 29.09.2007 - 11:00 tarihinde.
Gönderen: 26.09.2007 - 18:08
Bu Mesaji Bildir   mehmetkaratas üyenin diger mesajlarini ara mehmetkaratas üyenin Profiline bak mehmetkaratas üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
mehmetkaratas su an offline mehmetkaratas  
BULANIK SUDA BALIK AVLAYAN HAÇLILAR...
94 Mesaj -
Ýç ve dýþ kuþatmanýn meyvelerini toplamak için haçlý emperyalistler hiç boþ durmuyorlar.
Biz hala anayasada türban olsunmu olmasýnmý tartýþmasýyla uðraþalým atý alanda üsküdarý geçsin.

Vatan deðerlerini bilememek ve onda gaflette olmak imanýn zayýflýðýnýn en açýk belirtilerinden biridir.

Her gün bu veya buna benzer vatan adýna kötü haberleri okumak gerçekten çok üzücü.
Bu ülkenin insanlarý tümüyle CAMBAZA BAK OYUNUNDAN kendilerini kurtarýp vatanýn tüm deðerlerine sahip çýkma yolunda bilinçle hareket etmedikçe bu iþ kaoslar ve sosyal patlamalara kadar devam eder.

Balat iþgal altýnda

2’nci Vatikan’a adým adým... Her gün yüzlerce yabancý ev bakýyor, her ay 3-5 tanesi Rum’a Ýngiliz’e satýlýyor. Kiliseler de eski Rum evi alýyor

FENER Rum Patrikhanesi’nin de bulunduðu Fener ve Balat bölgesinde, yabancýlara ev satýþlarýnda adeta patlama yaþanýyor. Her gün yüzlerce yabancý ev bakmak için bölgeye akýn ediyor. Bu durum fiyatlara da yansýmýþ durumda. 40 metrekarelik içine girilecek durumda olmayan küçücük evlerin bile fiyatlarý 250 milyar liraya fýrlamýþ durumda. Oyunu farkeden semt sakinleri ise panik ve kýzgýnlýk içinde. Yetkililerin vurdumduymazlýðýna isyan ediyorlar. Çünkü yabancýlar ellerini kollarýný sallayarak geliyorlar. Ýstedikleri evi parasýný bastýrýp alýyorlar. Fatih Belediyesi’nin baþlattýðý dönüþüm projesi de yabancýlarýn suistimaline uðramýþ durumda.

Yavaþ ama sinsi oyun

Þimdi meraklý gözlerle hergün Balat’a akýn eden yabancýlarý izleyen semtin yaþlý sakinlerinden Trabzonlu Özcan Uður, (65) “Bir yabancý geliyor. Evi beðeniyor. Ýstenen fiyatý vererek hemen alýyor. Hiç pazarlýk bile yapmýyorlar” diyor. Uður, eski Rum evlerinin ise kiliseler tarafýndan satýn alýndýðýna dikkat çekiyor. Tabi burada UNESCO’nun tarihi evleri restore etmesinin de üzerinde durmak gerekiyor. Çünkü iyi niyetli gibi gözüken bu uygulama bir süre sonra evi restorasyondan geçirilen Balatlý’nýn bölgeyi terk etmesine yol açabiliyor. Gerisini doðduðundan bu yana Balat’ta yaþayan Uður anlatýyor:

“Bunlar evinize restorasyon yapýyorlar. Bunun karþýlýðýnda aylýk belli bir para ödüyorsunuz. Bu para için de örneðin bir Yunan bankasýndan kredi alýyorsunuz. Ödeyemediðiniz an Balat’taki eviniz bankanýn olmuþ oluyor. Ayný durum Fatih Belediyesi’nin projesinde de var. Belediye gözüne kestirdiði evin sahibine, ‘Ya restore ettir, ya da git’ diyor. Bu yüzden bazý Türkler gerekli parayý bulamadýðý için evlerini ucuz fiyattan satýp kaçýyorlar. Bazýlarý ise tamiratý kabul ediyor. Ama bankadan aldýðý krediyi ödeyemeyince evini satmak zorunda kalýyor. Böylece bölge yavaþ yavaþ Türkler’den arýndýrýlýyor.”

Uður’un tesbiti doðru olmakla beraber ispatlamak neredeyse imkansýz. Çünkü kimin kim üzerinden ev aldýðý belli deðil. Herhangi bir Türk vatandaþýnýn aldýðý evin arkasýnda bir Yunan kilisesi bile çýkabiliyor.

Türk varlýðý yüzde 60’a indi

Ama istihbarat görevlileri, daha önce evlerin yüzde 90’ý Türkler’e ait iken bugün ayný oranýn yüzde 60’a düþtüðünü tahmin ediyor. Yýllar önce ailesi Trabzon’dan göçen ve doðma büyüme Balatlý olan Aytun Yaðcý (65) de þunlarý söyledi

“Türkler’in satmak zorunda kaldýðý evleri genellikle yerli Rumlar ve kiliseler alýyorlar. Öyle güzel planlýyorlar ki, örneðin evinizi restore ettirdiniz. Size, ‘5 sene satmama’ yasaðý koyuyorlar. Yani evi bir bakýma kendileri için ayýrmýþ oluyorlar.” 59 yaþýndaki Muharrem Oruç’un baþýna gelenler ise ibret alýnacak gibi. Eski Kültür Bakaný Atilla Koç’un da araya girmesiyle evinin restore edilmesine razý olan Oruç’a evinin bir sene sonra teslim edileceði bildiriliyor ve bu arada kirasý UNESCO tarafýndan ödenmek üzere kiraya yerleþtiriliyor. Fakat kira aksayýnca bu sefer Oruç zor durumda kalýyor. Son sözü ise þu: “Keþke içinde oturduðum evimi vermeseydim.”

Niçin orijinal ev arýyorlar?

Yabancýlarýn aslýna sadýk kalmýþ evleri özellikle aramalarý da dikkat çekiyor. 62 yaþýndaki Mehmet Þen bu durumu þöyle açýklýyor: “Buradaki eski Rum evleri her katta bir oda þeklinde yapýlmýþ.Bu evler genel olarak 3 katlý inþa edilmiþ. Bir kat oturmak için, bir kat yatmak için, bir katta ise tuvalet ve banyo yer alýyor. Bodrumda da yemekhane ve kilerleri de olduðu için orjinal ev olarak kabul ediliyor. Ve mutlaka bu evleri arýyorlar.” Bölgeyi iyi bilen bir istihbarat uzmaný ise bu bilgileri þöyle yorumluyor: “Yaþam tarzlarýna uygun ev aramalarý yarýn birgün buraya gelip yaþayacaklarý anlamýna geliyor.” Bölgedeki ev fiyatlarý ise çýldýrmýþ durumda. Kullanýlamaz bir halde bulunan 50 metrekarelik metruk bir ev 250 milyar liraya alýca bekliyor. Ýþte diðer bazý örnekler: “Hýzýrçavuþ’da 4 katlý 28 metrekare kagir bina, 75 bin YTL. Kiremit Caddesi’nde 4 katlý 85 metrekare kagir bina 300 bin YTL. Fener’de 4 katlý 40 metrekare kagir bina. 235 bin YTL”


--------------------------------------------------------------------------------

Çelik ÇELÝKYAMAN
27.09.2007

Gönderen: 27.09.2007 - 11:15
Bu Mesaji Bildir   mehmetkaratas üyenin diger mesajlarini ara mehmetkaratas üyenin Profiline bak mehmetkaratas üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
RuZGaR su an offline RuZGaR  
Moderator


1295 Mesaj -
Genel olarak yazdýklarýnýz güzel de baþörtüsü konusunda daha dikkatli konuþulmalýdýr kanýmca, zaten dinimiz þekilcilikten ziyade her zaman öze dönük olaný makbul saymýþtýr, sizin saydýklarýnýz kötü bir emsalden baþkasý deðildir, o zaman önümüze onlarý örnek diye getirmeniz çok da doðru deðildir sanýrým..

Özellikle anayasa tartýþmalarýnda koskoca anayasayý tek bir maddeye indirgemelerinden mutlaka kuþku duymak gerekir, anayasada baþka ne maddeler var ki, onlarý örtbas etmeye çalýþýp gazete manþetleriyle gündemi bir anda deðiþtirmeye uðraþýyorlar ve maalesef vakýf oluyorlar, hükümetin icraatlarýyla büyük þirketlere ne kadar kar saðladýðý hatta borçlarýný sildiði belli, ne diye hala bir türlü memnun olamadýklarýný merak ediyorum açýkçasý..göz kırpma
Gönderen: 27.09.2007 - 16:31
Bu Mesaji Bildir   RuZGaR üyenin diger mesajlarini ara RuZGaR üyenin Profiline bak RuZGaR üyeye özel mesaj gönder RuZGaR üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
mehmetkaratas su an offline mehmetkaratas  
DİNİN SİYASETE ALET EDİLMESİNİN BEDELLERİ ÇOK AĞIR OLACAK.
94 Mesaj -
BETÜL kardeþ, yazdýklarým hakkýnda genelde olumlu düþünmeniz çok iyi.

Türban hakkýndada sanýrým birbirini açýk birebir tanýmayan insanlar olduðumuz için bazý yanlýþ izlenimler olmasý mümkündür.

Benim rahmetli annem baþörtülüydü, kýz kardeþim baþörtülü ve yakýn akrabamdan klasik eþarp olarak ve türbanla baþlarýný örtenler ve baþlarýný örtmeyenler var. Eþim baþörtüsüz. Benim kadar inançlý ve bilgi sahibi.

Bu hal hiç bir zaman aramýzdaki iliþkilerde sorun olmadý.
Ha bu konuda onlarla fikir tartýþmam olmuyormu. Elbette oldu ve oluyor. Fakat bir saygý ve tahammül sýnýrlarý içinde. Ýslam bu normal davranýþlar dýþýndaki itiþ kakýþý ve dýþlamayý zaten hiç onaylamaz.

Þüphe yokki din hakkýnda ilim ve bilgi sahibi bir insan her kimle konuþursa konuþsun, onun o söylemlerden alacaðý Allah'ýn ona nasip kýldýðý kadardýr. Hiç kimse layýk ve nasip olmadýðýna sahip olamaz.

Gelelim türban meselesinin bugün geldiði boyutlara. Hiç þüphesiz benim eskiden beri tanýdýðým klasik baþörtüsü birilerince arap topraklarýnda sunni kadýnlarýn ayrýlmasý için oluþturulan türban denilen aslýnda sýkmabaþý din sömürüsü maksadýyla bu ülkeye getirip kullandýlar.

Sakýn üzerinize alýnmayýn. Ben her bu konuda yazý yazdýðýmda inanan insanlarýn çoðunluðunu bu din adýna sömürünün ve rejimin altýný oyma iþinin bayraðý halinede getirilmiþ tablodan mümkün olduðu kadar ayýrmaya çalýþýyorum.Tabi bu ne kadar mümkünse.
Her kadýn istediði gibi örtünmekte hürdür diye genelde düþünüyorum.
Fakat iþin içine sömürü girince, yanlýþ hesaplar girince baþka þeylerde düþünüyorum.

Çünkü bu sömürüyü yapanlar bu iþi öyle ustaca dinle baðlantýlý maðduriyet tablolarý içinde kullandýlar ki sonuçta bu sorun bugünkü içinden çýkýlamaz hale geldi.

Dini basamak olarak kullanan malüm partiler bu iþi sömürmeye baþlamadan ve dýþardan örtünme þekilleri ithal etmeden bu ülkenin böyle bir problemi kesinlikle yoktu. Haliyle rejimin yok edilmesi korku ve endiþeside yoktu.

Bu konuyu bir maðduriyet tablosu olarak ortaya atanlar, sonuçta ondan çok akýl almaz rantlar elde ettiler. Sorunun çözülmemesi onlarýn rantlarýný dahada arttýrdý.

Fakat söylediðim gibi dini siyaset dünyalýk mevki ve menfaatler için kullanmanýn ve böyle bir taifeyi dinin temsilcisi olarak görüp desteklemenin bu ülkeye faturasý çok aðýr olacak.

Siyasetle ilgili uyarý yazýlarýmda görüyorsunuz.
Hayretler içindeyim.
Kuran'ýn fertleri olan ve onu temsil ettiklerini iddia eden yöneticiler ülkeleri için böyle feci tablolara neyin karþýlýðýnda razý olur ve bu facia iþlere müsaade ederler.
Asýl düþünülmesi gereken bunlar kardeþlerim.

Gün gelecek bütün ülke cambaza bak oyunundan uyanacak ama, maksat o ki zararýn neresinden dönülse kardýr misali bu ülkenin insanlarý çoðunlukla ve bir an evvel uyansýnlar. Çok geçmeden facialarýn eþiðinden geri dönelim.
Tabi Allah izin verirse.
Allah'ýn hikmetinden sual olunmaz.

Kalýn saðlýcakla...


Mesaj 3 kez düzenlendi. En son mehmetkaratas tarafından, 30.09.2007 - 12:04 tarihinde.
Gönderen: 27.09.2007 - 17:54
Bu Mesaji Bildir   mehmetkaratas üyenin diger mesajlarini ara mehmetkaratas üyenin Profiline bak mehmetkaratas üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
RuZGaR su an offline RuZGaR  
Moderator


1295 Mesaj -
Yazdýðýnýz bir cümle çok doðru, Allan neyi ne kadar nasip ederse ancak okadar ilim sahibi olabiliyor insanlar yoksa ayný Kitab'dan nasiplenenler veya yanlýþ yola sapanlarý görüyoruz.

Türbanýn ülkemize nasýl geldiðini bilmiyorum, yani þekil olarak, ama modernleþme ve þehirleþme ile ilgili olduðu aþikar, yoksa Allahaþkýna artýk kim köyde oturan ananesi gibi giyinmek istiyor ki? Ama bugün türban denilen baþörtme biçimini kim ne niyetle getirmiþ olursa olsun ceremesini dinine göre yaþamak isteyen bayanlar ödüyor, o yüzden çok da önemli deðil bence, ayrýca diyelim ki bütün bayanlar anlaþtýlar türban denilen baþörtme biçimini kaldýrdýlar ananeleri gibi yazma örtmeye karar verdiler, ne deðiþecek??
Üniversiteye girebilecekler mi, çalýþabilecekler mi, hayýr, oyüzden ayrýmýn hiç bir önemi yok, zaten bu ayrým da bir yanýlsama oluþturmak için deðil mi sadece..
Gönderen: 27.09.2007 - 18:18
Bu Mesaji Bildir   RuZGaR üyenin diger mesajlarini ara RuZGaR üyenin Profiline bak RuZGaR üyeye özel mesaj gönder RuZGaR üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
mehmetkaratas su an offline mehmetkaratas  
İSLAM AYRIŞMAYI DEĞİL, TEVHİDİ YANİ BİRLİĞİ EMREDİYOR...
94 Mesaj -
BETÜL kardeþ, yazýnýn içindeki þu deðerlendirmeler çok doðru. Kim neyi ne diye getirmiþ olursa olsun. Bu getirilenleri dinin gereði olarak özümseyen insanlar anlam veremedikleri bir tepki ile karþý karþýyalar. Tabi buda bu davranýþlara muhatap insanlarý incitiyor.

Burada öyle bir eðri ile doðrunun kavram karmaþalarýnýn içi içe geçmiþ olmasý söz konusu ki bu tablo zaten bilinçli olarak oluþturuldu ve tepki göreceði bile bile maðduriyet görünümü öne sürülerek perde arkasýnda rejimin tasfiyesi yönünde atýlan adýmlar için acýmasýzca kullanýldý.

Bugünden sonra tüm hanýmlar anlaþsanýz bile bu intibayý deðiþtiremezsiniz. Neden diyecekseniz. Sorun çoðunlukla ve aðýrlýkla bayanlarda deðil. Sorun aðýrlýkla erkeklerde çünkü hem siyasal alanda, hem de bireysel alanda din anlayýþý konusunda erkekler kadýnlardan kat be kat daha fazla bu iþin peþindeler.
Baþörtüsü uðrunda çok talihsiz ve vahþi cinayetler iþlendi. Dikkat edin örtü kadýnlarýn fakat bu cinayetlerin sahiplerinin hepsi erkek. Cinayetlerin hepside baþörtü cinayeti olarak iþlenmiþ, türban deðil. Sahiplenmede bireysel rahatsýz edilme deðil bu kitlelerin temsilini öngörüyor.

O nedenle geçmiþten örnek vererek bu örtünme þekilleriyle siyasal din kavramý ortaya atýlmadan bu maðduriyet ortamlarýda yoktu diyorum.

Dikkat edin imam hatip liselerinin çoðunu Demirel açmýþtýr. Siyaset dincileri deðil. Fakat ne zaman ki Erbakan "imamhatipler bizim arka bahçemizdir" diye onlara sahiplenmeye baþlamýþtýr ve bu lise mensuplarý ve ailelerinden bu sahiplenmeye hiç bir tepki gelmemiþtir, iþte o zaman imamhatiplere bakýþ açýsý rejim taraftarlarýnýn gözünde birden deðiþmiþtir. Ýmam hatip liseleri sorunu ile türban sorunu birbirine çok benziyor.

Türbanlý kardeþlerimizin kamusal alanda okuma ve çalýþma sýkýntýlarý olduðu gerçek. Fakat özel sektörde baþý açýk kýzlarýmýzdan hiçde aþaðý kalmadýklarý hatta bazý yerlerde öncelik aldýklarýda gerçek. Hatta bir örnek vereyim benim eþinin ve kýzýný baþýnýn açýk olduðunu bildiðim bir çok esnaf milletin bir kesimine þirin görünmek için türbanlý kýzlarý çalýþtýrmayý tercih ediyorlar.

Ortamda akýl mantýðýn iþleyeceði bir uygulama alaný yok. Þundada sizi temin ederim. Bu dinci siyasetçiler istediklerine tam anlamýyla ulaþabilseler sizin bugün maðduriyetini çektiðiniz konu bu sefer baþý açýklarýn üzerinde demoklesin kýlýcý gibi sallanacak, onlarý baský altýna alacak. Din alanýnda yumuþak baþlayýþlarýn devamý fýrsat bulduðunda kaskatý uygulamalara kadar dayanýyor.
Bunun dünyada pek çok yaþanan örneði var.

Sizin sözleriniz için bu cevaplarý verdikten sonra konuya benim açýmdan bir bakýþ ve anlatýmla devam edeyim.

Osmanlý devleti son bulduðunda bu ülkenin insanlarýnýn elinde ne bir tek Kuran meali nede tefsiri yoktu. Bu eksikliði Atatürk Elmalýlý Hamdi Yazýr'ý görevlendirerek gidermeye çalýþtý. Yine Atatürk'ün Diyanet iþlerini kurmasý huarafelerden ve saçmalýklardan mümkün olduðu kadar uzak tutulmuþ bir din anlayýþýnýn baskýn olmasý içindi.

Burda þu noktayýda özellikle belirteyim. Elmalýlý kendi zamaný için bilgili kabul edildiði halde meal ve tefsirlerinde benim eksik ve yanlýþ bulduðum pek çok noktalar mevcut. Böyle olmasý normal. Çünkü YAÞAYAN KURANLAR haricinde hiç kimse Kuran'ý eksiksiz anlatma, yansýtma donanýmýna sahip deðildir, olamazda.

Ýþte bu eksiklik nedeniyle Cumhuriyet öncesi dönemden çok çok öncelere dayanýp gelen dini anlamayada ýþýk tutacak çarpýcý birkaç örnek vereceðim.

Ýnsanlarýmýz geçmiþten bu yana Kuran'da geçen hemen her kelimeye ne anlama geldiklerini bilmeden bir yücelik ve deðer vermiþlerdir.

Misal olarak tekil haliyle KÝZB=YALANCI çoðul haliyle KEZZÝBUN yada KEZZÝBAN= YALANCILAR anlamýna gelen kelime Kuran'da geçiyor diye taa eski dönemlerden gelen bir alýþkanlýk ve taklitle kýz çocuklarýna isim olarak verilegelmiþtir. Bu alýþkanlýk bugün dahi devam etmektedir.
Bu ismin söylenimi halk arasýnda öncelikle KEZBAN, yada KEZÝBAN yada, KEZZÝBAN olarak söylenegelmiþtir.
Bir düþünün bu yanlýþý, ülkemizde yaþamýþ ve göçmüþ binlerce KEZBAN bu hatalý anlayýþla isimlendirilmiþ. Halada isimlendiriliyor.

Peki bugün çok sayýda meal ve tefsir var o halde manzara deðiþtimi ? Hayýr fazla deðiþmedi. Bunada yeni misaller vereyim.

ALEYNA diye kýzlarýmýza isim veriliyor. Bu kelimenin anlamý BÝZÝ yada BÝZE demek.
Siz kýzýnýza BÝZÝ yada BÝZE diye isim verirmisiniz ?

Bu yanlýþlýðýn boyutlarý yalnýz insan isimlerleriylede kalmýyor. Bakýn iþyerlerine ait kendim bizzat þahit olduðum bir kaç isimle bir iki çarpýcý örnek daha vereyim.

BAKARA kelime anlamý olarak SIÐIR/ÝNEK anlamýnaý geliyor. Bu kelime ayný zamanda bir sure ismi. Malum hayvanla ilgili ibretler anlatýldýðý için ayet bu ismi almýþ.

Bir avize maðazasýnýn ismini veriyorum. BAKARA AVÝZE. Birde bir tekstil maðazasýnýn ismini vereyim BAKARA TEKSTÝL. Ne kadar anlamlý ve harika deðilmi ? Google da tararsanýz daha pek çok çarpýcý örnekler bulabilirsiniz.

Ýyiki diyorum bu maðaza sahipleri, gelinlik, damatlýk, ayakkabýcý, lokanta, þekerlemeci maðazasý veya hastane v.s sahibi falan deðillermiþ. Manzaralar çok daha fazla komedi olacaktý.

Þimdi anlatmak istediðim konuya gelelim. Bu tespitler þunu apaçýk ortaya koyuyor. Ýnsanlarýmýz Kuran'ý okumuyorlar. Hele hele anlayabilecekleri kendi dillerinde hiç okumuyorlar. Okunup anlaþýlmayan ve ehliyetsiz insanlardan kulaktan dolma ve taklit yönüyle öðrenilen din ne kadar saðlýklý ve Kuran'ýn özüne uygun olabilir ?

Oysa alemlerin Rab'bi bir çok ayette Kuran'ýn anlaþýlarak okunmasý gerektiðini özellikle vurguluyor.

Benim Nur suresinde baþörtüsü olarak anlamdýrýlan tekil haliyle HIMAR çoðul haliyle HUMUR kelimesinde yaptýðým anlatýmada bu yaklaþýmlar çok uyuyor.

Ben ve benim gibi düþünen insanlar bu kelimeler için ÖRTÜ/ÖRTÜLER anlamýný öne sürdüðümüzde çok büyük itirazlar oluyor.
Geçen zaman içinde arap kadýnlarý baþörtülerini yani tekil MÝKNA çoðul haliyle MEKANÝ lerini yada NASÝYF lerini HUMUR niyetine kullanýp göðüslerini örtmüþlerse ve bu þekilde kelimeye bir anlam daha yüklemiþlerse bu ayetteki kelimenin çok seçenek tanýyan hükmünü "örtülerle göðüslerin örtülmesi" hükmünü asla deðiþtirmez, deðiþtiremez.
Bu konuda daha önce detaylý olarak yazdýðým için daha fazla deðinmeyeceðim. Maksadým bir tartýþmaya sebep olmakta deðil.

Yalnýz bir müslüman kardeþiniz olarak þu uyarýyý yapmayýda görev biliyorum. Hiç kimse kendisi gibi giyinmeyenlerin imanýna, duruþuna, kimliðine dolaylý olarakda olsa eksik ve kusur bulma anlamýna gelen sözler sarfetmesin, hatta düþünmesin.
Kalplerde olan Allah'tan gizli deðildir. Ben böyle rahat ediyorum diye ne giyiyorsa giysin kadýn özgür ve masumdur.

Taki kendisi gibi giyinmeyenlere eksik bulma anlamýna gelen (biz dinin gereðini yapýyoruz, onlar yapmýyorlar) tavýrlara, sözlere ve düþüncelere sahip olmasýn.
Allah Kuran'da iman sahibi kullarýnda olmasý gereken özellikleri çok açýk bir þekilde ayetlerle belirtmiþtir. Hesabýda görecek olan yalnýz Allah'týr.
Ýnsanlar deðil.

Araþtýrmadan ve incelenmeden atalarýn anlayýþlarý ile hareket etmenin yanlýþlýðýný ben deðil alemlerin Rab'bi söylüyor. Bende Allah böyle buyurduðu için söylüyorum.

ÝSLAMIN FERTLERÝ ÇOÐUNLUKLA TEVHÝDE YÖNELÝP, KURAN'A ÖZGÜ DÝN ANLAYIÞINI YAÞAMLARINDA HAKÝM KILMADIKÇA, BU ÇATIÞMALAR DEVAM EDECEKTÝR.
TABÝ BU YANLIÞ GÝDÝÞATLARA KARÞI ÝRADE EDÝLEN ALLAH'IN CELALÝYETLERÝDE.

Saðlýcakla kalýn......


Mesaj 7 kez düzenlendi. En son mehmetkaratas tarafından, 30.09.2007 - 12:04 tarihinde.
Gönderen: 28.09.2007 - 13:44
Bu Mesaji Bildir   mehmetkaratas üyenin diger mesajlarini ara mehmetkaratas üyenin Profiline bak mehmetkaratas üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
RuZGaR su an offline RuZGaR  
RE:
Moderator


1295 Mesaj -
Baþörütüsü için cinayetler iþlendi demiþsiniz, bu cinayetlerin tamamen baþörtüsü ve dindarlar aleyhinde kullanýlmak için iþlendiðini cümle alem biliyor bence artýk kimsenin çok da bir þey yapmasýna gerek yok çünkü her þey gün yüzüne çýktý artýk bazý kesimlerin kafalarýndaki önyargýlardan sýyrýlýp baþörtüsünü öcü gibi görmekten veya baþörtüsünün dinde yeri olmadýðýný kabul ettirmeye çalýþmaktan vazgeçmeleri gerek diye düþünüyorum. Artýk karþýlarýndaki bu muazzam kitlenin inançlarýný yaþamalarýný engellememeliler ama sanýyorum bu bazýlarýnýn da iþine geliyor, çünkü bir kesim var ki gerçekten hoþlanmýyorlar dini hassasiyetlere sahip insanlarýn ciddi mevkilere gelmelerini hazmedemiyorlar elbette baþörtüsü dini hassasiyette tek þart deðil ama akýllarý gözlerine inmiþ insanlar dini çaðrýþým yapan þeyleri görmeye bile tahammül edemiyorlar.

Halkýmýzýn bilgisizliðinden dem vurmuþsunuz ama bunun baþörtüsüyle alakasýný anlayamadým evet halkýmýz kitaplarýn yakýldýðý, dinini öðrenmenin yasaklandýðý yýllarýn þokundan yavaþ yavaþ kurtulmakta ama hiç bir zaman birilerinin dolduruþuyla dini deðerlerine hakaret etmemiþtir, örneklediðiniz durumlar benim çevremde de yaþanýyor ama o insanlara sadece acýyorum kendilerince iyi niyetle hem kulaða hoþ gelsin hem de Kitabýmýzdan olsun diye uðraþýyorlar iþte.. Ama bilgisizliklerinden baþörtüsünün Kur'an-ý Kerim'de olmadýðýný bilmediklerini kastediyorsanýz, þunu söyleyebilirim, dünyada bilgisine güvenilir ünlü alimlerden acaba baþörtüsünü reddeden var mýdýr?? Geçen gün ünlü fakih Zuhayli'nin bir röportajýný ekledim siteye, orada baþörtüsünden taviz vermenin bile caiz olmadýðný söylüyordu, bunun gibi bir çok alim daha örnek gösterilebilir bu insanlar ki zaten anadilleri Arapça sizin çýkardýðýnýz manalarý çýkaramadýklarýný düþünemiyorum açýkçasý ve bilgilerinden þüphe de etmiyorum..

Bizim kimsenin inancýyla iþimiz yok açýkçasý þu devirde bilgiye ulaþmanýn bu kadar kolay olduðu bir devirde insanlarýn nasiplerine kalýyor biraz da manevi dünyalarý o yüzden kimsenin baþörtüsü takýp takmamasý beni ilgilendirmiyor, gýyabýnda dua ederim ama haklarýnda kötü zan beslemekten Allah'a sýðýnýrým, Rabbim cümlemizi razý olduðu yola iletsin...
Gönderen: 29.09.2007 - 21:45
Bu Mesaji Bildir   RuZGaR üyenin diger mesajlarini ara RuZGaR üyenin Profiline bak RuZGaR üyeye özel mesaj gönder RuZGaR üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
mehmetkaratas su an offline mehmetkaratas  
GERÇEK ALİMLER PEYGAMBERLER VE VELİLERDİR..
94 Mesaj -
Ýslam'ýn bu en önemli gerçeklerinden biri olan noktayý her yeri geri geldiðinde anlatmaya çalýþtým.

EVLÝYA YOKMUDUR baþlýðý altýnda yazdýðým yazýlarý okuyabilirseniz orada velilerin zahiren bilinme ortamýnýn son dönemde ne olduðunu açýklamaya çalýþtým.

Müslümanlar þunu çok iyi bilmek zorundalar. Ýlim kesin ve þaþmaz sonuç halidir. Yani bir kavram ve bilginin ilim olabilmesi için kesinlikle hatadan arýnmýþ olmasý gerekir.
Alim denilen kiþiler içinde hem dünyevi (dünya iþlerinin alimleri), hem Ýslami açýdan (Allah yolunun alimleri) bu böyledir.
Yoksa bu tanýmýn dýþýnda iþlerinde sözlerinde yanlýþlar, hatalar olan kiþiler, hem dünya iþleri hemde din açýsýndan alim sýfatýna sahip kiþiler olamazlar.
Alim sayýlmak için her iki cihette ayrý ayrý hatasýzlýk ister. Birinde alim olan kiþi diðerinde alim olmayabilir. Bu geneldede böyle olmuþtur.
Ancak bir düþünür yada fikir sahibi bilgi sahibi insan olabilirler. Bu onlarýn gerçek alimlerden ayrýlmasý içinde çok gerekli bir durumdur.

Allah yolunda gerçek alimler tekil haliyle VELÝ çoðul haliyle EVLÝYA adýný verdiðimiz, kendilerine YAÞAYAN KURAN da denilen HAK DOSTU zatlardýr.
Yaþayan Kuran'larýn en önde gelenleri Efendimiz baþta olmak üzere peygamberlerdir.

YAÞAYAN KURANLAR'ýn en önemli özelliklerinden biri din adýna söyledikleri ve uyguladýklarý her iþin Allah'ýn kontrolünde ve yönlendirmesinde oluyor olmasýdýr.
Bu özellikler yaratýlmýþ baþka hiç bir zümreye verilmemiþtir. O nedenle uydurma alim yada alim yaftasý yapýþtýrýlmýþ düþünürler pek çok yanlýþ iþlerini bu Allah'tandýr diyerek Ýslam'a katmak suretiyle dine çok büyük zararlar vermiþlerdir.

Kuran'dan örnekle,
Fatiha suresinde "bizi nimet verdiklerinin yoluna ilet"
Bir baþka ayette "Sizden ücret almayanlardan öðrenin, onlardýr doðruyu ve güzeli bulanlar" kelamýndan kasýtta yaþayan Kuran'lardýr.

Allah'ýn Kuran'ý kýyamete kadar koruyacaðýný vaadetmesinin gerçek anlamýda budur. Yani Ýndirilen Kuran sayfalarýyla, yaþayan Kuran'larýn kýyamete kadar var olacaðý gerçeði....

Bugüne deðin, Ýslam coðrafyasý gerçekte bu sýfatlarda olmayan bilgi ve ilim donanýmý eksik, hatta bazý yerlerde yanlýþ pek çok Ýslam'i düþünür ve bilgi sahibi insana EVLÝYA sýfatýný kondurarak en büyük hatalardan birini yapmýþtýr ve halada yapmaya devam etmektedir.

Ben kendimi mümkün olduðu kadar kýsaca tanýtmaya çalýþýrken, yaþayan Kuran'larýn ýþýðýnda yetiþen bir insan olduðumu vurgulamak mecburiyetinde kalýyorum. Aslýnda çevremde benim bu yönüm ailem haricinde bilinmez, akrabam dahi bilmez, bildirmem. Bunun böyle olmasý gerekiyor.

Burda birbirini tanýma imkaný çok zayýf bir ortamda bunu söylerkende sýkýlýyorum.
Nedeni çok acýmasýz ve bilinçsiz karþýlýklar geliyor. Ve ben istemedende olsa o insanlarýn günaha girmesine sebep oluyorum.
Ehlullah, sizdeki cevherleri ehil olmayanlara vermeyin, deðerini bilmez çöpe atarlar. Bu halde onlar mahvolur, sizlerse Allah'ý gücendirmiþ olursunuz diye yetiþdirdiklerini uyarýrlar.

YAÞAYAN KURANLAR dediðimiz zatlardan bugüne kalan eserlerin hiç birinde baþörtüsünün b'si bile geçmez. Yaþayanlardanda bir tek kelime dahi sadr olmamýþtýr. Kadýnýn giysisiyle uðraþan kiþiler bizim için onlarýn alimlikle hiç bir alakasý olmadýðýnýn en açýk uyarýsýdýr. Týpký baþörtüsü (türban) mevzuunda insanlarýn çoðunun bu konuda bilgi ve ilim konusunda eksik olduklarýnýn iþareti olduðu gibi.
Benim bu konuda tek rastladýðým örnek, Mevlana ile igili anlattýðým mevzudur.

Çoðunluklarýn uygulamalarýnýn doðru olduðuna iþaret hangi ayet veya ayetlerde mevcuttur ?
Kuran ve Allah'ýn resulü bu iddialarýn tam tersini ve üzerine basa basa söylüyorlar.
Fýrkalarla ilgili verdiðim ayetler ve hadise bakýn ne demek istediðimi daha iyi anlayacaksýnýz.

En az bunlar kadar kadar önemlisi ben yazýlarýmda örnekler verirken yaþamsal alanda Ýslam coðrafyasýnýn genel durumunu sorguluyorum.

Madem bu giyimler ve onlarýn sahipleri Allah'ýn rýzasýna mazhar bir yoldalar,
*O halde neden Ýslam coðrafyasýnýn özellikle bu örtülere ve daha katýlarýna sahip bölümleri kan revan, þiddet ve ayrýmýn sonu gelmiyor ?
*Neden geliþmiþ ülkeler arasýnda tek bir Ýslam ülkesi bile yok ?
*Neden kitaplarýnýn aslý bile ortada olmayan haçlýlarýn pisliði Ýslam coðrafyasý üzerine aralýksýz yaðýyor ?

Oysa Allah doðru yolda olan fert ve milletlere baþarý, huzur ve yükseliþ vaadediyor.
Ýslam coðrafyasýnýn insanlarý nerelerde yanlýþ yapýyoruz diye kendilerini sorgulayacaklarýna, neden gazab arttýkça din adýna daha çok yanlýþlara sarýlýp, gömülüyorlar ?

Benim en son baþörtüsü ile igili detaylý olarak verdiðim yazý silinmiþ. Ne zaman yazsam zaten hemen siliniyor.. Oysa yazdýklarýmýn her kelimesine Allah'ýn huzurunda kefilim.
Bu kadar gerçeði yansýtan bir yazý nasýl bu kadar yanlýþ kabul edilip silinebilir ?

Baþörtüsü cinayetlerine gelince. Benim o konuda þahit olduðum çok acý örnekler var. O nedenle o yarayý hiç deþmeyelim. Her þeyin en doðrusunu Allah biliyor, bilenlerde biliyor.

Onuda sorgularken vazifeli olarak dünyaya gelen ve her biri veli olan onbir kuþak peygamber evladýný kesip zehirleyen EMEVÝ, ve ABBASÝLER 'in üçyüz küsur yýl Ýslam dünyasýný nelerden mahrum ettiðini ve Ýslama ne hezeyanlar katarak aðýr zararlar verdiðini tespit edebilmek ve her þeyi yeniden yerli yerine koyabilme akýl, idrak ve iradesini gerçekleþtirebilmek gerekiyor.
Buda yalnýz kulun istemesiyle olmuyor.

Doðrusunu isterseniz benim hiç kimsenin inancýyla uðraþmak gibi din dýþý bir iþle uðraþým olmaz, olamaz. Bu aslýnda bize hiçmi hiç uymaz. Týpký Allah'ýn gerçek müminlerde istediði gibidir halimiz.

Fakat geçmiþten bu yana yanlýþ bilgilendirmelerin sonucunda çoðunluklarýn sebep olduklarý ve olacaklarý Allah'ýn gazablarý maalesef (dünya yaþamýnda)bizleri ayrý tutmadý ve tutmayacak. Yani sonuçta bu dünya yaþamýnda birlikte bizde bedeller ödedik ve ödeyeceðiz.
Týpký diðer Ýslam ülkelerindeki akýl sahibi azýnlýklar gibi.
Yalnýz bir tek farkla bize (doðru yolda olanlara) bunlar karþýlðýnda Allah katýnda güzel karþýlýklar var.
Bu bedellerin ödenmesine sebep olan kiþiler ve onlarýn yardýmcýlarýný ise her iki cihanda hüsranlar bekliyor.

Ýþte bende ülkece kaoslara doludizgin bilinçsizce gittiðimiz bu dönemde ýsrarla bu nedenle yazýyorum. Allah rýzasý için yazýyorum.
Toz zerresi kadar katkým olsa kar sayar Allah'a þükrederim.
Ne diyor Allah'ýn veli kulu Nasreddin Hoca bir fýkrasýnda. "Bilenler bilmeyenlere anlatsýn"
Kuran'da bilginin paylaþýmýný emrediyor. Camilerde ibadet edilmesinin bir maksadýda bilgi ayrýþmasýnýn önüne geçmek ve birliði saðlamak deðilmi ?

Sonuçta barýþ dolu, ayrýþmaya yol açmayan bir zihniyete sahip olmak çok önemli. Fakat bu vataný seviyorsak yalnýz kendimizi deðil, ülkemizin de gidiþatýnýda takip etmemiz gerekiyor.
Yoksa,birilerinin gizli kapalý iþleri sonucu, ülkece bir yerlere geldiðimizde neden böyle oldu diye þaþkýn þaþkýn bakýnmaktan baþka yapacak pek fazla bir þeyimiz kalmaz.
Bir kurtuluþ savaþý daha yaþar sonrada tekrar doðrulmaya çalýþýrýz.
Gerçi Allah býrakmaz dersini verdikten sonra tekrar ayaða kaldýrýr. Týpký kurtuluþ savaþýnda olduðu gibi.
Çünkü evliya yataðý bu ülke, pek çok yanlýþýna raðmen Allah katýnda özel bir yere sahiptir.
Ne buyuruyor Kuran "Aldatan sizi Allah'ýn adýyla aldatmasýn"

Saðlýcakla kalýn.....


Mesaj 9 kez düzenlendi. En son mehmetkaratas tarafından, 01.10.2007 - 11:44 tarihinde.
Gönderen: 30.09.2007 - 13:12
Bu Mesaji Bildir   mehmetkaratas üyenin diger mesajlarini ara mehmetkaratas üyenin Profiline bak mehmetkaratas üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 844 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
Suayb (46), cuneytarkin82 (49), emira (40), ibrahim13 (50), geylani2 (42), ilknur1977 (47), mhmtyel (43), Müslüman kiz (30), hitoprak (51), solmayan-gül (39), pancoloji (39), gül_güzeli (39), güle güle (37), Sueda (38), suvari (41), teacherone (45), kudüs (48), sensinnn (38), Isik Hafize (39), masumca (51), muradmurad (45), burku (36), hatice.d (47), ismail arabaci (37), ariiff (43), nur44_55 (42), deepsilver (36), _SON_NEFES_ (32), onur5844 (52), sailor2005 (67), canfeza (37), saltanat (45), saltiks (50), van65 (), Taha1 (38)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.66643 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.