dexamethasone ivermectin lopinavir ritonavir lopinavir ritonavir stromectol lamotrine lamprene lanoxin lansoprax largactil lasix leponex levaquin levitra oral jelly levitra professional levitra soft levitra super force levitra lexapro lidocaton lignospan lioresal lipanthyl lipitor lisitril comp lisitril lisopril plus lisopril litarex lithiofor lithobid lodoz lopid lopimed lopresor lopressor lora allergie lorado loratine lotemax lovelle loxazol loxitane lozol sr lozol lur
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Selam vermek ve selam almak ve hükümleri...

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Konu icon    Selam vermek ve selam almak ve hükümleri...
Moderator


4254 Mesaj -
Selam vermek ve selam almak ve hükümleri...

«Size selâm verildiðinde, siz de ondan daha güzeliyle selâm verin veya aynýsý ile karþýlýk verin. Þüphesiz ki Allah her þeyin hesabýný sorucudur.» Nisa sûresi, âyet: 86

Selam; Allah'ýn cc 99 güzel isminden biridir. Her çeþit ârýza ve hâdiselerden sâlim kalan; Her türlü tehlikelerden kullarýný selâmete çýkaran;Cennetteki bahtiyar kullarýna selâm eden manasýndadýr.

Ýki Müslüman karþýlaþýnca veya ayrýlýrken birinin diðerine; "Es-selâmü aleyküm" veya "Selâmün aleyküm" yâni (dünyâda ve âhirette selâmette ol, sýhhat ve âfiyet, dünya ve ahiret meþakkatlerinden beri olmak, mü'min kullardan dua, meleklerden istiðfar, peygamberlerden þefaat sizin üzerinize olsun) demesi, diðerinin de; "Ve Aleyküm selâm" yâni (Bana ettiðin bu güzel duâ senin de üzerine olsun) demesidir. Selamlaþmak yerine günaydýn tünaydýn gibi hiç bir mana ifade etmeyen sözlerle biri birini karþýlamak Müslüman için büyük bir gaflettir, ama Selamdan sonra Merhaba demekte bir sakýnca yoktur; Þâdlýk, neþeli oluþ. Geniþlik, vüs'at. "rahat olunuz, serbest olun manasýndadýr.

Birbirinize selâm veriniz. (Hadîs-i þerîf-Tirmizî, Müslim)
Îmân etmedikçe Cennet'e giremezsiniz. Birbirinizle seviþmedikçe tam îmâna kavuþamazsýnýz. Size bir þey göstereyim mi? onu yaparsanýz, seviþirsiniz. Aranýzda selâmý çok yayýnýz. (Hadîs-i þerîf-Müslim)

Müslüman'ýn Müslüman üzerinde beþ hakký vardýr. Selâmýna cevap vermek, hastasýný yoklamak, cenâzesinde bulunmak, davetine gitmek ve aksýrýp; "Elhamdülillah" deyince; "Yerhamükellah" diyerek cevap vermek. (Hadîs-i þerîf-Buhârî, Müslim)

Selâmda sünnet þöyledir ki; önce büyük küçüðe, þehirli köylüye, devedeki ata binmiþ olana, attaki merkebde olana, merkeb üstündeki yaya yürüyene, ayakta olan oturana, az olan çok olana, efendi hizmetçisine, baba oðluna, ana kýzýna verir. Rütbe ve nimeti çok olan önce verir. Ýki Müslüman, birbirine ayný anda selâm verirse, her ikisinin de birbirine cevâb vermesi farz olur. Birbirinden sonra selâm verirlerse, ikincisinin verdiði selâm cevâb yerine geçer. Çok kimseye selâm verildiði zaman, bir kiþi, hattâ bir çocuk cevâb verince, ötekiler vermese de olur. Ýki Müslüman karþýlaþýnca, birinin "Selâmün aleyküm" demesi sünnet, diðerinin cevap olarak "Ve aleyküm selâm" demesi farz-ý kifâyedir. (Muhammed Rebhâmîgöz kırpma

HADÝSLER VE AÇIKLAMALARÇoðu din bilginlerimize göre selâm vermek sünnet, almak da vaciptir. Bu hükme de manasýný verdiðimiz âyetteki, «selam verin.» emrinden varýyorlar.
Selâm veren bir kimseye iki þekilde karþýlýk verilir:

a) Daha güzeliyle.Selâmýn daha güzeli þöyle olur. Meselâ size, «Selâmun aleyküm» diyene, siz de «Aleyküm selâm ve rahmetûllah» diye mukabele edersiniz. Eðer selâm veren, «selâmûn aleyküm ve rahmetûllah» demiþse, siz de, «Aleyküm selâm ve rahmetullahi ve berekâtûh.» diye karþýlýk verirseniz, bu son þekil selâmýn en güzel þeklidir. Bundan daha güzel selâm yoktur.
b) Ayný sözlerle.
Bu selâm þekli, selâm verene ayný sözlerle karþýlýk vermek suretiyle verilen selâmdýr. Meselâ size, "Selâmûn aleyküm." diyene siz de, «Aleyküm selâm," diye cevap verirsiniz.

Peygamberimiz diyor ki:Hadisi rivayet eden anlatýyor: Birgün birisi Peygamber'e (s.a.v.), «Esselâmû aleyke» diyerek selâm verdi. Peygamber de, "Ve Aleykes-selâm ve rahmetûllah.» diye cevap verdi.
Bir baþkasý, «Esselâmû aleyke ve rahmetûllah» diye selâm verince Peygamberimiz (s.a.v.) ona, "Ve aleykes-selâm ve rahmetûllah; ve berekâtûh» diye mukabelede bulundu.
Bir baþkasý da, «Esselâmû aleyke ve rahmetûllahi ve berekâtûh» diye selâm verince peygamber de ona sadece, "Ve aleyke» diye karþýlýk vermekle yetindi.
Bunun üzerine selâm veren adam, «Ey Allah'ýn elçisi!.. Bana selâm verirken selâmýnýzý kýsa kestiniz. (Yukarýda âyeti okuyarak) bu Allah kelâmýnýn gereðini niye yerine getirmediniz?» diye sordu. Peygamber de þöyle cevap verdi: «En geniþ ve güzel þekliyle selâm verdiniz. Bana bir þey býrakmadýnýz. Ben de sizin selâmýnýzý aynen size iade etmek zorunda kaldým.»
Selâm almak vaciptir. Fakat bir topluluða verilen selâmý, oradakilerden biri aldý mý, borç diðerlerinden düþer. Ve þu kimseler de selâm alamazlar:

Kur'an okumakta olan,
Cuma günü minberde hutbe okuyan,
Hamamda yýkanmakta olan,
Tuvalette bulunan,
Ezan okuyan,
Namaz kýlan,
Sofrada yemek yiyene,
Dua eden,
Su içen.


Peygamberimiz diyor ki:l— Selâm, Yüce Allah'ýn isimlerinden birisidir. Öyleyse selâmý aranýzda yaygýnlaþtýrýnýz.
Bir baþka rivayete göre þöyledir. Bir mü'min, diðer bir mü'min kardeþine selâm verdiðinde, selâmý iade eden mü'mine melekler yetmiþ defa rahmet okurlar, eðer iade etmezse selâm vereni kýrmakla birlikte meleklerin de yetmiþ defa lanetine uðrar.


SELÂMLAÞMAK ADABI
Birbiriyle yolda karþýlaþan iki kiþiden hangisinin daha önce selâm vermesi gerektiði noktasýnda fýkýh alimleri ayrý görüþlere sahiptir. Bazýlarýna göre þehirden gelenin, köyden gelene önce selâm vermesi gerekir. Çünkü þehirli daha çok güven telkin edicidir. Bazýlarýna göre de köyden gelenin önce selam vermesi icap eder. Çünkü þehirden gelen daha üstün yerden geliyor.
Ey saadet yolcusu!.. Bu anlattýklarýmýz sana yol gösterici olarak yeter. Eðer kanaat getirirsen. Bu ýþýk saçýcý sözlerimizi halkada yay ve
alimlerin parýl parýl parýldayan ilim kýlýçlarýndan sakýn. Onlarýn gösterdikleri yoldan sakýn ayrý düþme.
Peygamberimiz diyor ki:
Herhangi bir eser, kitap veya mektubunda salavat getiren kimsenin ismim oradan kazýnmadýðý sürece melekler daima Allah'tan affýný dilerler.


SELAMLAÞMAK ÞEKLÝ VE SELÂMIN HÜKMÜBirbiriyle karþýlaþan iki kiþi konuþmazdan veya hacetleri görmeden önce selâmlaþmak zorundadýrlar. Bu þekilde hareket etmek sünnettir, verilen selâmý dinlemek de en doðru görüþe göre vaciptir. Selâm verenin selâmýný aldýktan sonra tekrar sahibine iade etmek farzý kifâyedir. Eðer bir topluluða selâm veriliyorsa, toplulukta bulunanlardan birinin selâmý alýp vermesi yeter. Tek tek hepsi alýp verirse sevap ve fazileti daha çoktur.
Selâm iade etmek vaciptir. Ayrýca iade ederken selâm sahibine duyurmak da gerekir. Eðer duyurulmazsa borçtan kurtulamaz. Eðer selâm verdiðimiz kiþi saðýrsa, dudaklarýmýzý kýpýrdatmak suretiyle selâm verdiðimizi belirtmemiz gerekir.
Biri sana, «Esselâmû aleyke.» demek suretiyle tekil olarak selâm verirse sen ona, «Esselâmû aleyküm.» diyerek çoðul olarak selâm ver Çünkü mü'mine yaraþan hareket, çoðul olarak selâm vermektir. Çünkü tekil olarak verildiðinde melekleri selamdan mahrum býraktýðý gibi sahibini de meleklerin vereceði selâmýn sevabýndan yoksun eder.
Gerçi melekler bizim selâmýmýza muhtaç deðildirler, ama biz onlarýn rahmet okuyan selâmlarýna þiddetle muhtacýz.

SELÂMI ÝADE ETMENÝN ÞEKLÝ

Selâmý verene selâmýný iade etmenin en güzel þekli, «Ve aleykümüsselâm» demektir. «Ve harfini» getirmeden de olur, fakat faziletinden mahrum kalmak vardýr.
Selâm verirken, «Esselâmû aleykûm» demek suretiyle elif lam ile vermek de caizdir, elif lâm'sýz da. Fakat namazýn sonunda selâm verirken mutlaka selâmýn baþýna elif lam getirmek yani, «Esselâmû aleykûm ve rahmetullah» demek þarttýr.
Selâm verenin selâmýný hemen almak gerekir. Biraz geciktirildikten sonra alýnan selâm cevap sayýlmaz. Hatta selâm alýnmamýþ sayýldýðý için günaha girilmiþ olur. Selâm almamak ise mü'min kardeþimize ihanet demektir. Bir baþka yerden elçi vasýtasýyla veya mektupla gönderilen selâm kiþinin hemen (ve aleyhis-selâm) diyerek almasý, ayrýca, bir iki satýr yazýyla o selâma hemen cevap vermesi gerekir.

KÝMLERE SELÂM VERÝLMEZ


Þu kimselere dinimizce selâm vermek doðru deðildir;

Kâfire,
Kumar oynayana,
Ýçki içene,
Zina edene,
Fal bakana,
Dinde olmayan þeyleri uyduranlara.


Bunlardan kâfirin verdiði selâmý alýp almama konusunda ayrý görüþler vardýr. Hanefî mezhebine göre kâfire selâm vermek haram, fakat verdiði selâmý almak vaciptir. «Aleyke veya ve aleyke mislehû» diyerek.
Bu konuda Peygamberimiz þöyle buyuruyor:
Hýristiyan ve Yahudilere selam vermeyin. Yolda onlardan biriyle karþýlaþtýðýnýzda onu yolun kýyýsýndan geçmeye mecbur edin, siz ortadan gitmeye bakýn.
Gerçekten Hýristiyan ve Yahudilere selâm vermek doðru deðildir. Çünkü selâm vermek, onlara deðer vermek demektir. Kâfirlere deðer vermek ise caiz deðildir.

Peygamberimiz diyor ki:2— Eksiksiz bir imana sahip olmadýkça Cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevip saymadýkça da eksiksiz bir imana sahip olamazsýnýz.
Beni dinleyin!... Size yaptýðýnýzda birbirinize karþý sevgi ve saygý baðlarýný güçlendirecek olan þeyi bildireyim mi? Öyleyse çokça selâmlaþýnýz.
Bu sözlerden anlýyoruz ki selâmlaþmak ve selâmý yaygýnlaþtýrmak, hatta selâmý tanýyalým, tanýmayalým bütün Müslümanlar arasýnda bayraklaþtýrmak her mü'minin boynana borçtur.

SELÂM VERMENÝN MEKRUH OLDUÐU YERLERAçýktan Kur'an okuyana selâm vermek mekruhtur. Fakat hem Kur'an'ýn hem de selâm almanýn sevabýna eriþebilecek durumda olan kimseye vermekte bir sakýnca yoktur.
Ýlmî sohbet yapanlara, ilmî çalýþmalarda bulunanlara selâm verilmez. Kur'an dinleyenlere selâm verilmez. Ayrýca ezan okunurken, kamet getirilirken selâm alýnýp verilmez. Gizli bile olsa en doðru olan görüþe göre bu saydýðýmýz yerlerde selâm almak doðru deðildir.

Peygamberimiz diyor ki:3— Enes Ýbni Malik anlatýyor: Tam on yýl Peygamber'in (s.a.v.) hizmetinde bulundum. Bir günden bir gün bana yaptýklarým için, «Bunu niye böyle yaptýn? dememiþtir. Yine yapmadýklarým için de kalkýp da bana, «Bunu niye böyle yapmadýn?» diye sözünü etmemiþtir. Yalnýz bir gün bana, «Ey Enes!..» dedi. «Sana bir tavsiyem var: Geceleri bol bol namazla geçirirsen koruyucu meleklerinin sevgisini kazanýrsýn; evine girdiðinde çoluk çocuðuna selâm verirsen Allah bet bereketini artýrýr; eðer yataða yatarken banyo yapýp da yatma imkânýna sahipsen yap. Eðer o gece ölürsen þehid olarak can verirsin.
Evinden çýktýðýnda yolda her karþýlaþtýðýn kimseye selâm verirsen Allah iyiliklerini artýrýr; müslüman büyüklere karþý vakarlý (aðýr baþlýgöz kırpma ol; küçüklerine karþý da, merhametli ol. Ýþte bu öðütlerimi yerine getirdiðin takdirde ben ve sen Cennette (Þehadet parmaðýyla orta parmaðýný birleþtirerek) þunlar gibi olacaðýz.
Ey Enes!... Þunu bil ki Allah aðzýna attýðý bir lokma ve içtiði bir damla su karþýlýðýnda Allah'a þükredenden hoþnut kalýr.

Peygamberimiz diyor ki:3— Ey insanlar!... Selamý yayýn; yoksullarý doyurun, herkes derin
uykusunda uyurken namaz kýlýn. Eðer bunlarý yaparsanýz selâmetle Cennete girersiniz.

Peygamberimiz diyor ki:5— Cennette içi dýþýndan, dýþý içinden görünen (þeffaf) bir köþk vardýr. Orada hiç bir gözün görmediði, hiç bir kulaðýn duymadýðý ve hiçbir insan kafasýnýn düþünmediði rengârenk nimetler yer almaktadýr. Dinleyenler, «Ey Allah'ýn elçisi!...» Bu köþk kimlere hazýrlanmýþtýr.» diye sordular. Peygamber de þöyle cevap verdi: «Selâmý yayan, yoksullarý doyuran, devamlý orucunu tutan, geceleri herkes derin uykuda uyurken namaz kýlanlara hazýrlanmýþtýr.»
Dinleyenler tekrar, «Buna kimin gücü yeter, Ey Allah'ýn Resulü?» diye sorunca Peygamber þöyle karþýlýk verdi: «Size þunu bildireyim ki yolda mü'min kardeþiyle karþýlaþýp da ona selâm veren, selâmý yaymýþ; çoluk çocuðunu doyasýya kadar doyuran, yoksullarý doyurmuþ; Ramazan ayý ile altý gün de Þevvalden oruç tutan, devamlý oruç tutmuþ; yatsý namazýný camide cemaatle birlikte kýlan da herkes derin uykusunda yatarken gecelerini namazla geçirmiþ demektir.»

SELÂM VERMENÝN MEKRUH OLDUÐU KÝMSELERÞu kimselere selâm vermek mekruhtur (doðru deðildir)

Hadis okuyana,
Ezan ve kamet okuyana ve dinlerken ezan ile kametin sözlerini tekrar eden cemaate.
Helada bulunana. Ebu Hanife'ye göre helada bulunan kimse verilen selâmý içinden alýr. Fakat diliyle iade edemez. Ebu Yusuf'a göre ise ne içinden ne de dýþýndan alýp veremez. Ýmam Muhammed'e göre heladan çýktýktan sonra verir.
Namaz kýlana.
Dilenciye. Dilencinin verdiði selâm da alýnmaz.
Mahkemede karar veren hâkime. Hâkime verilen selâmý da iade etmek borç deðildir.
Ders veren hocaya. Hoca verilen selâmý iade etmek zorunda deðildir.
Oyun oynayana.
Gülene.
Yalancýya.
Manasýz þeylerle uðraþana.
Küfredenlere.
Alaycýlara.
Karý-kýz gözlemek için yol baþlarýnda duranlara.
Çýplak olanlara.
Sokakta meþgul olana.
Herkesin gözü önünde yemek yiyene.
Þarký okuyana,
Falcýlara.
Kafirlere.
«Bu açýklamayý, "Selâm, kelâmdan öncedir.» diyen Peygamber hadisini incelerken Ýbni Kemâl Haþa vermiþtir.

Peygamberimiz diyor ki:6— Selâm vermeden konuþmaya baþlayanlara sakýn karþýlýk vermeyin (kendi kendine konuþsun dursun.)


Peygamberimiz diyor ki:7— Ýki mü'min selâmlaþýnca lânetlik þeytan, «Yazýk, bu iki mü'min Allah kendilerini affetmedikçe birbirinden ayrýlmayacaklardýr!..» diye aðlayýp dövünmeye baþlar.


Din ulularý diyor ki:Hýristiyanlar, ellerini aðýzlarýna koyarak; Yahudiler, parmaðýyla iþaret ederek Mecusiler (ateþperestler) eðilerek (reverans ederek); Araplar, «Allah uzun ömürler versin» diyerek; Müslümanlar da, «Esselâmü aleyküm.» diyerek selâmlaþýrlar.
Bütün selamlaþmalarýn en güzeli ve Allah katýnda makbul olaný Müslümanlarýnkidir.


Peygamberimiz diyor ki:8— Ýmrân Ýbnil Hasîn anlatýyor: Bir gün bir adam gelerek Peygambere (s.a.v.), «Esselâmü aleyküm..» diye selâm verir. Peygamber de selâmýný aldýktan sonra adama, «Bu selâmýna karþýlýk on sevap alacaksýn.» der.
Bir baþkasý gelir, «Esselâmü aleyküm ve rahmetûllah» der. Onun da selâmýný aldýktan sonra «Sen de yirmi sevap kazandýn» der.
Daha sonra gelip de, «Esselâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtühü» diyerek selam verene, «Sen otuz sevap kazandýn.» der.
Nihayet en son gelerek «Esselâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtühü ve maðfiretûh» diye selâm verene de sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), «Sen de kýrk sevap kazandýn.» diye cevap verir.
— Miþkâtül-Medabih —

Gönderen: 14.10.2010 - 01:10
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 889 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ibrahim45 (46), ebabil54 (51), _EM!NE_ (36), talat (55), nerfa (58), yakupbozseki (59), NeWBaHaR (37), Akbulut (52), vahdet_ahmet (44), saripapatyam (50), bilo78 (46), gurbetten_silay.. (39), Rabbia (52), akaya20 (38), El- Metin (43), rapidhack (42), muazbinismail (40), SANDOKAN (56), SANKOCINK (56), efuli2 (50), hollanda (46), braskim (45), benreceb (42), ergin32 (55), Ozlem (42), suheyla cabuk (52), selman77 (47), kenankara (39), bilalxx (40), iskenderpasa (46), mstfakin (42)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.58098 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.