|
 |
 |
|
Toplam Forum: 69
*** Toplam Konu: 30100
*** Toplam Mesaj: 148193 |
|
|
|
|
|
Gönderen |
|
|
 |
|
Şeytanın Hileleri |
|
|
|
Þeytanýn Hileleri
Ýbn-i Abbas (r.a.) Hazretleri´nden naklen , Muaz b. Cebel (r.a.) rivayet ediyor :
- Bir gün Resullullah (s.a.v.) ile beraberdik. Ensardan birinin evinde toplanmýþtýk. Tam bir cemaat olmuþtuk. Sohbete dalmýþtýk. Bu arada , dýþarýdan bir ses geldi :
- Ev sahibi , içerdekiler... Eve girmem için bana izin verir misiniz ? Benim sizden bir dileðim var.
Bunun üzerine , herkes Resullullah (s.a.v.) efendimizin yüzüne bakmaya baþladý. Orda ve her zaman büyük oydu... Ýzin ondan çýkacaktý.
Resullullah (s.a.v.) Efendimiz , duruma vakýf oldu ve :
- Bu seslenen kimdir bilir misiniz ?
Buyurdu... Biz hep birden þöyle dedik :
- En iyi bilen ALLAH ve Resuludur.
Bunun üzerine Resullullah (s.a.v.) Efendimiz :
- O , lain iblistir. " Þeytandýr " Allah'ýn laneti onun üzerine olsun...
Buyurunca ; hemen Hz. Ömer :
- Ya Resullullah , bana izin veriniz onu öldüreyim.
Dedi... Resullullah (s.a.v.) Efendimiz bu izni vermedi , þöyle buyurdu :
- Dur ya Ömer , bilmiyor musun ki ; ona belli bir vakte kadar mühlet verilmiþtir... öldürmeyi býrak.
Sonra þöyle buyurdu :
- Kapýyý ona açýn , gelsin... O buraya gelmek için emir almýþtýr. Diyeceklerini anlamaya çalýþýnýz. Size anlatacaklarýný iyi dinleyiniz.
Bundan sonrasýný ondan dinleyelim ; yani Ravi´den. Þöyle anlattý :
Kapýyý ona açtýlar. Ýçeri girdi ve bize göründü. Birde baktýk ki , þekli þu :
Bir ihtiyar. Þaþý. Ayný zamanda köse. Çenesinde altý veya yedi kadar kýl sallanýyor. At kýlý gibi. Gözleri yukarý doðru açýlmýþ. Kafasý , büyük bir fil kafasý gibi. Dudaklarý da , bir manda dudaðýna benziyordu.
Sonra , þöyle bir selam verdi :
Selam ya Muhammed ; selam size ey cemaat-i müslimin.
Onun bu selamýna Resullullah (s.a.v.) Efendimiz þu mukabelede bulundu :
- Selam Allah'ýndýr ya lain...
Sonra þöyle buyurdu :
- Bir iþ için geldiðini duydum; nedir o iþ ?
Þeytan þöyle anlattý :
Benim buraya geliþim kendi arzumla olmadý. Mecburen geldim.
Resullullah (s.a.v.) Efendimiz sordu ;
- Nedir o mecburiyetin ?
Þeytan anlattý :
- Ýzzet sahibi Rabbýn katýndan bana bir melek geldi. Ve dedi ki ; Allah-ü Taâlâ sana emir veriyor , Muhammed´e gideceksin. Ama düþük ve zelil bir halde. Tevazu ile. Ona gideceksin ve ademoðullarýný nasýl kandýrdýðýný anlatacaksýn. Onlarý nasýl aldattýðýný söyleyeceksin bir bir ona. Sonra o sana ne sorarsa , doðrusunu diyeceksin. Sonra...
Allah-ü Teâlâ buyurdu ki :
- Söylediklerine bir yalan katarsan , doðruyu sölemezsen... seni kül ederim ; rüzgara savurur... Düþmanlarýnýn önünde , seni rüsvay ederim.
- Ýþte... böyle ; ya Muhammed , o emir üzerine sana geldim.
- Arzu ettiðini bana sor. Þayet bana sorduklarýna doðru cevap vermezsem ; düþmanlarým benimle eðlenecek. Þu muhakkak ki , düþmanlarýmýn eðlencesi olmaktan daha zor bir þey yoktur.
Bundan sona Resullullah (s.a.v.) Efendimiz þöyle sordu :
- Madem ki , sözlerinde doðru olacaksýn. O halde bana anlat : Halk arasýnda en çok sevmediðin kimdir ?
Þeytan þu cevabý verdi :
- Sensin ya Muhammed. Allah´ýn yarattýklarý arasýnda senden daha çok sevmediðim kimse yoktur. Sonra senin gibi kim olabilir ki ?
Resullullah (s.a.v.) Efendimiz sordu :
- Benden sonra , en çok kimlere buðuzlusun ve sevmezsin ?
Þeytan anlattý :
- Müttaki bir gence ki... varlýðýný Allah yoluna vermiþtir.
Bundan sonra , sual cevap aþaðýdaki þekilde devam etti ;
Resullullah (s.a.v.) Efendimiz sordu ; þeytan anlattý :
- Sonra kimi sevmezsin ?
- Kendisini sabýrlý bildiðim , þüpheli iþlerden sakýnan alimi...
- Sonra ?
- Temizlik iþinde... yýkadýðý yerleri üç defa yýkamayý adet eden kimseyi.
- Sonra ?
- Sabýrlý olan bir fakiri ki ; ihtiyacýný kimseye anlatmaz... Halinden þikayet etmez.
- Peki, bu fakirin sabýrlý olduðunu nerden bilirsin ?
- Ya Muhammed , ihtiyacýný kendi gibi birine açmaz. Her kim ihtiyacýný kendi gibi birine üç gün üst üste anlatýrsa , Allah onu sabredenlerden yazmaz. Sabýrlý kimselerin iþi buna benzemez. Hasýlý , onun sabrýný ; o halinden , tavrýndan ve þikayet etmeyiþinden anlarým.
- Sonra kim ?
- Þükreden zengin.
- Peki, ama zenginin þükreden olduðunu nasýl anlarsýn ?
- Onu görürsem ki , aldýðýný helal yoldan alýyor ve mahalline harcýyor. Bilirim ki ; þükreden bir zengindir.
Resullullah (s.a.v.) Efendimiz bu defa mevzuu deðiþtirdi ve ona baþka bir sual sordu :
- Peki, ümmetim namaza kalkýnca , senin halin nice olur ?
- Ya Muhammed, beni bir sýtma tutar. Titrerim.
- Neden böyle olursun ; ya lain ?
- Çünkü bir kul , Allah için secde edince bir derece yükselir.
- Peki ya oruç tuttuklarý zaman nasýl olursun ?
- O zaman da baðlanýrým. Taa , onlar iftar edinceye kadar.
- Peki ya hac yaptýklarý zaman nasýl olursun ?
- O zaman da çýldýrýrým.
- Peki ya Kur´an okuduklarý zaman nasýl olursun ?
- O zaman da eririm. Týpký ateþte eriyen bir kurþun gibi eririm.
- Peki ya sadaka verdikleri zaman halin nasýldýr ?
- Ha iþte... o zaman halim pek yaman olur. Sanki sadaka veren , bir testere alýr eline ve beni ikiye böler.
Resullullah (s.a.v.) Efendimiz sebebini sordu :
- Neden öyle testere ile ikiye biçilirsin , ya Ebamürre ?
Bunun üzerine iblis :
- Onu da anlatayým... dedikten sonra anlatmaya baþladý :
- Çünkü sadakada dört güzellik vardýr. Þöyle ki ;
1 - Allah-ü Teala , sadaka verenin malýna bereket ihsan eyler.
2 - O , sadaka veren kimseyi halkýna sevdirir.
3 - Allah-ü Teala , onun verdiði sadakayý , cehennemle arasýnda bir perde yapar.
4 - Allah-ü Teala , belayý sýkýntýyý ve ahlarý ondan defeder.
Bundan sonra Resullullah (s.a.v.) Efendimiz ashabý hakkýnda bazý sorular sordu :
- Ebubekir için ne dersin ?
Ýblis ise þu cevabý verdi :
- O bana cahiliyet devrinde bile itaat etmedi... Ýslam´a girdikten sonra nasýl bana itaat eder ?
- Peki , Ömer b. Hattab için ne dersin ?
Ýblis ona da þu cevabý verdi :
Allah´a yemin ederim ki ; her gördüðüm yerde ondan kaçarým.
Peki , Osman b. Affan için ne dersin ?
Ondan utanýrým. Hem de çok. Nasýl ki , Rahman´ýn melekleri de ondan utanýrlar...
Peki , Ali b. Ebutalib için ne dersin ?
Ýblis onun için de þöyle dedi :
Ah onun elinden bir kurtulsam... O , kendi baþýna kalsa , ben kendi baþýma kalsam... O beni býraksa, ben de onu býraksam . Ben onu býrakýrým ; ama o beni býrakmaz.
Resullullah (s.a.v.) Efendimiz , yukarýdaki sorularý sorduktan ve þeytanýn verdiði cevaplar kýsmen bittikten sonra , þöyle buyurdu :
- Ümmetime saadet ihsan eden ; seni taa, belli bir vakte kadar þaki kýlan Allah'a hamd olsun.
Resullullah (s.a.v.) Efendimiz ' in o cümlesini duyan lain iblis þöyle dedi :
- Heyhat , heyhat... Ümmetin saadeti nerede ? Ben , o belli vakte kadar diri kaldýkça , sen ümmetin için nasýl ferah duyarsýn ?
Ben , onlarýn kan mecralarýna girerim. Etlerine karýþýrým. Ama onlar , benim bu halimi göremez ve bilemezler. Beni yaradan ve baas gününe kadar bana mühlet veren Allah´a yemin ederim ki ; Onlarýn tümünü azdýrýrým. Cahillerini ve alimlerini... Ümmilerini ve okumuþlarýný... Facirlerini ve abidlerini... Hasýlý , bunlarýn hiçbiri elimden kurtulamaz. Fakat , Allah´ýn halis kullarýný , evet , bunlarý azdýramam.
Bunun üzerine Resullullah (s.a.v.) Efendimiz sordu :
- Sana göre ihlas sahibi olan muhlis kullar kimlerdir ?
Bu suale Ýblis þu cevabý verdi :
- Bilmez misin ya Muhammed bir kimse ki , dirhemini ve dinarýný sever... O , Allah için bir ihlasa sahip deðildir. Bir kimseyi görürsem ki ; dirhemini dinarýný sevmez ; övülmekten, medhedilmekten hoþlanmaz. Bilirim ki o, ihlâs sahibidir... Hemen onu býrakýr kaçarým. Bir kul malý ve övülmeyi sevdiði sürece , kalbi de dünya arzularýna baðlý kaldýðý müddetce o , size vasfýný yaptýðým kimseler arasýnda bana en çok itaat edendir. Bilmez misin ki ; mal sevgisi , büyük günahlarýn en büyüðüdür. Bilmez misin ki ya Muhammed , baþ olma sevgisi yine büyük günahlarýn en büyükleri arasýndadýr.
Ýblis anlatmaya devam etti :
- Ya Muhammed , bilmez misin ? Benim yetmiþ bin tane çocuðum var. Bunlarýn her birini bir baþka yere tayin etmiþimdir. Sonra , o her çocuðumla birlikte yine yetmiþ bin tane þeytan vardýr.
- Onlarýn bir kýsmýný ulemaya gönderdim.
- Bir kýsmýný gençlere yolladým.
- Bir kýsmýný da , meþayihe saldým.
- Bir kýsmýný da ihtiyar kadýnlara musallat ettim.
- Gençlere gelince , aramýzda hiçbir anlaþmazlýk yoktur. Onlarla gayet iyi geçiniriz.
- Çocuklara gelince , onlarla da bizimkiler istedikleri gibi birlikte oynarlar.
- Bizimkilerin bir kýsmýný da abidlerin baþýna dert ettim. Bir kýsmýný da zahidlerin.
- Onlar bunlarýn yanýna girer ; halden hale sokarlar. Bir tepeden öbürüne , hep dolaþtýrýp dururlar. Öyle bir hal alýrlar ki ; baþlarlar , sebeplerden herhangi birine sövmeye...
- Ýþte , böylece onlardan ihlasý alýrým. Onlar bu halleri ile yaptýklarý ibadeti , ihlassýz yaparlar gayrý... Ama bu hallerin farkýnda olmazlar.
Ýblis , bundan sonra , aldattýðý bir rahibin hikayesini anlatmaya geçti. Ve þöyle dedi :
- Bilmez misin ya Muhammed , Rahip Basisa tam yetmiþ yýl ihlas ile Allah´a ibadet etti. Bu ibadetleri sonucunda ona öyle bir hal ihsan edilmiþti ki , her dua ettiði hasta , duasý ve bereketi ile þifa buluyordu. Onun peþine takýldým. Zina etti. Katil oldu. Sonunda da küfre girdi.
Bu o kimsedir ki ; Allah-ü Teala aziz kitabýnda , onu þöyle anlatýr :
" ... Þeytan hali gibidir ki ; o insana : " Kafir ol " dedi. Vaktaki o kafir oldu. "
Bu defa ona þöyle dedi : " Ben senden uzaðým. Ben alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarým. " (59/16)
Ýblis bundan sonra bazý kötü huylar üzerinde durdu. Ve onlarýn her birinden nasýl istifade ettiðini anlattý :
- Bilmez misin ya Muhammed , yalan bendendir ve ilk yalan söyleyen de benim. Her kim yalan söylerse , o benim dostumdur. Her kim yalan yere yemin ederse , o da benim sevgilimdir. Bilmez misin ya Muhammed , ben Adem´e ve Havva´ya yalan yere Allah adýna and içtim.
" Muhakkak ben size nasihat ediyorum. " (7/16) dedim...
Bunu yaparým ; çünkü yalan yere yemin gönlümün eðlencesidir.
- Gýybet ve koðuculuða gelince... Onlar da benim meyvelerimdir ve þenliðimdir.
- Her kim talak üzerine yemin ederse , günahkâr olacaðýndan endiþe edilir. Ýsterse bir defa olsun , isterse doðru þey üzerine olsun. Her kim talaký aðzýna alýrsa , taaa hakikati belli oluncaya kadar karýsý ona haram olur. Onlarýn bu halleri ile kýyamete kadar meydana getirecekleri çocuklarý hep zina çocuðu olur. Aðza alýnan o talak kelimesi yüzünden hepsi cehenneme girer.
- Ya Muhammed , namazý an be an tehir edilince... onu da anlatayým. O her ne zaman ki , namaza kalkmak ister ; tutarým , ona vesvese veririm. Derim ki : " henüz vakti var. Sen de meþgulsün. Hele þimdilik iþine bak. sonra kýlarsýn. "
- Böylece o , vaktinin dýþýnda namazýný kýlar. Ve bu sebepten onun kýldýðý namaz yüzüne atýlýr.
- Þayet o kimse beni maðlup ederse , ona insan þeytanlarýndan birini yollarým. Böylece onu vaktinde namaz kýlmaktan alýkoyar. O , bunda da beni maðlup ederse , bu sefer onun hesabýný namazýnda görmeye bakarým. O namazýn içinde iken ;
- " saða bakr30; sola bak... " derim. O da bakar. O ki böyle yaptý... Yüzünü okþar alnýndan öperim. Bundan sonra ona :
- " Sen ebedi yaramaz bir iþ yaptýn. " derim veböylece onun huzurunu bozarým.
- Sen de bilirsin ki ya Muahammed , her kim namazda , saða ve sola çokça bakarsa , Allah onun namazýný kabul etmez. Bunda da ona maðlup olursam , yalnýz baþýna namaz kýldýðýnda yanýna giderim. Ve ona ; çabuk çabuk kýlmasýný emrederim. O da , baþlar ; namazýný çabuk çabuk kýlmaya. Týpký horozun , gagasý ile yerden biþeyler topladýðý gibi.
- Bu iþi yaptýrmakta da ona baþarý kazanamazsam bu sefer , cemaatle namaz kýlarken onun yanýna varýrým. Orada baþýna bir gem takarým. Baþýný imamdan evvel secdeden ve rüküdan kaldýrýrým. Ýmamdan evvel de secde ve rüku yaptýrýrým. Ýþte o böyle yaptýðý için , kýyamet günü , Allah onun baþýný eþek baþýna çevirir.
- O kimse bunda da beni yener ise , bu defa , ona namazda parmaklarýný çýtlatmasýný emrederim. Böylece o beni tesbih edenlerden olur. Ama bu iþi ona namaz içinde yaptýrmaya muvaffak olursam.
- Bunda da maðlup olursam , bu sefer ona tekrar giderim. Namaz içinde iken burnuna üflerim. Ben üfleyince , o esnemeye baþlar. Þayet o, bu esneme esnasýnda elini aðzýna kapamazsa , onun içine küçük bir þeytan girer. Dünya hýrsýný ve dünyevi baðlarýný çoðaltýr. Ýþte , bundan sonra o kimse , hep bize itaat eder , sözümüzü dinler , dediklerimizi yapar.
Þeytan bundan sonra konuþmasýna devam etti :
- Sen ümmetin hangi saadetinden ferah duyarsýn ki ? Ben onlara ne tuzaklar kurarým , ne tuzaklarr30; Miskinlerine , çaresizlerine ve zavallýlarýna giderim. Namazý býrakmalarýný emrederim. Ve onlara derim ki :
" Namaz size göre deðil.. O, Allah'ýn afiyet ihsan ettiði ve bolluk verdiði kimseler içindir. "
Sonra hastalara giderim :
- " Namaz kýlmayý býrak " derim , çünkü Allah-ü Teala : " hastalara zorluk yok... " (24/61) buyurdu. Ýyi olduðun zaman kýlarsýn ". Ve böylece o , namazýný býrakýr. Hatta küfre de gidebilir. Þayet o , hastalýðýnda namazý terkederek ölüp giderse , Allah'ýn huzuruna çýkarken , Allah-ü Teala´yý öfkeli bulur.
Sonra þöyle dedi :
- Ya Muhammed , eðer bu sözlerime yalan kattýmsa , beni akrep soksun.
- Eðer yalan varsa Allah´tan dile beni kül eylesin.
Ýblis bundan sonra konuþmalarýna devam etti ve þöyle dedi :
- Ya Muhammed , sen ümmetin için ferah mý duyuyorsun ? Halbuki ben onlarýn altý da birini dininden çýkardým.
Bundan sonra Resullullah (s.a.v.) Efendimiz ona , yani Ýblis´e aþaðýdaki þekilde kýsa kýsa bazý sorular sordu. O da bunlara cevap verdi :
- Ya lain , senin oturma arkadaþýn kim ?
- Faiz yiyen.
- Dostun kim ?
- Zina eden.
- Yatak arkadaþýn kim ?
- Sarhoþ
- Misafirin kim ?
- Hýrsýz.
- Elçin kim ?
- Sihirbazlar.
- Gözünün nuru nedir ?
- Karý boþamak.
- Sevgilin kim ?
- Cuma namazýný býrakanlar.
Resullullah (s.a.v.) Efendimiz bu defa baþka bir mevzua geçti ve þöyle sordu :
- Ya lain , senin kalbini ne yýkar ?
- Allah yolunda cihada koþan atlarýn kiþnemesi.
- Peki , senin cismini ne eritir ?
- Tevbe edenlerin tevbesi.
- Peki , ciðerini ne parçalar, ne çürütür ?
- Gece ve gündüz , Allah'a yapýlan bol bol istiðfar.
- Peki yüzünü ne buruþturur ?
- Gizli sadaka.
- Peki gözlerini kör eden nedir ?
- Gece namazý.
- Peki , baþýný eðdiren nedir ?
- Çokça kýlýnan cemaatle namaz.
Resullullah (s.a..v) Efendimiz tekrar bir baþka mevzua geçti ve þöyle sordu :
- Sana göre insanlarýn en saadetlisi (!) kimdir ?
- Namazýný , bilerek kasden býrakanlar.
- Peki , insanlarýn en þakisi kimdir ?
- Cimriler
- Peki , seni iþinden ne alýkoyar ?
- Ulema meclisleri
- Peki , yemeðini nasýl yersin ?
- Sol elimle parmaklarýmýn ucu ile.
- Peki , sam yeli estiði zaman ve ortalýðý sýcaklýk bastýðý zaman çocuklarýný nerede gölgelendirirsin ?
- Ýnsanlarýn týrnaklarýnýn arasýnda.
Resullullah (s.a.v.) Efendimiz bundan sonra , bir baþka bir mevzuu sordu. Ýblis de cevap verdi.
- Rabbinden neler talep ettin ?
- On þey talep ettim.
- Nedir onlar ya lain ?
- Þunlardýr :
- Allah´tan diledim ki , beni ademoðullarýnýn malýna ve evladýna ortak ede. Bu ortaklýk talebimi yerine getirdi. Ki bu : " Onlara ortak ol... Mallarýna ve çocuklarýna. Onlara vaad et. Halbuki þeytan onlara gurur vaad eder... " (17/64) Ayet-i Celilesi ile sabittir.
- Her besmelesiz kesilen hayvan etinden yerim , faiz ve haram karýþan yemeklerden yerim. Þeytandan Allah´a sýðýnýlmayan malýn da ortaðýyým.
- Cinsi münasebet anýnda , Allah´a þeytandan sýðýnmayan kimse ile birlikte hanýmý ile birleþirim. Ve o her birleþmeden hasýl olan çocuk , bize itaat eder. Sözümüzü dinler.
- Her kim hayvana binerken , helal yola gitmeyi deðil de , aksini isteyerek binerse , bende onunla beraber binerim. Yol arkadaþý ve binek arkadaþý olurum. Bu da Ayet-i Kerime ile sabittir ; " Onlar üzerine süvarilerinle , piyadelerinle yaygara çýkartr30; " (17/64)
- Allah-ü Teala'dan diledim ki : Bana bir ev vere. Bu dilediðim üzerine hamamlarý bana ev olarak verdi.
- Diledim ki bana bir mescid vere. Pazar yerlerini bana mescid yaptý.
- Benim için bir okuma kitabý vermesini istedim. Þiirleri bana okuma kitabý olarak verdi.
- Ýstedim ki ; bir ezan vere , Mezmurlarý verdi.
- Diledim ki ; bana bir yatak arkadaþý vere. Sarhoþlarý verdi.
- Diledim ki ; bana yardýmcýlar vere. Bunun içinde kaderiye mensuplarýný verdi.
- Ýstedim ki ; bana kardeþler vere. Mallarýný boþ yere israf edenleri verdi. Bir de masiyet yoluna para harcayanlarý. Bunlar da þu Ayet-i Kerime ile sabittir : " O kimseler ki ; mallarýný boþ yere harcarlar... Onlar þeytanýn kardeþleri olmuþlardýr. " (17/27)
Bir ara Resullullah (s.a.v.) Efendimiz þöyle buyurdu :
- Eðer söylediklerini, Allah'ýn kitabýndaki ayetlerle ispat etmeseydin , seni tastik etmezdim.
Bundan sonra Ýblis devam etti :
- Ya Muhammed , Allah´tan diledim ki ; ademoðullarýný ben göreyim ; ama onlar beni göremeyeler. Bu dileðimi de yerine getirdi.
- Diledim ki ; ademoðullarýnýn kan mecralarýný bana yol yapa ; bu da oldu. Böylece ben , onlar arasýnda akýp giderim. Gezerim. Hem de nasýl istersem.
Bütün bu isteklerimi verdi.
- Hepsi sana verildi , buyurdu Hz. Muhammed.
- Ve ben bu hallerimle iftihar ederim. Sonra þunu da ekleyeyim ki ; benimle beraber olanlar , seninle beraber olanlardan daha çoktur. Ýþte , böylece kýyamete kadar , ademoðullarýnýn ekserisi benimle beraber olurlar.
Bundan sonrasýný Ýblis þöyle anlattý :
- Benim bir oðlum vardýr. Adý, ATEME´dir. Bir kul , yatsý namazýný kýlmadan uyursa gider ; onun kulaðýna bevleder. Eðer böyle olmasaydý ; imkan yok , insanlar namazlarýný eda etmeden uyuyamazlardý.
- Benim bir oðlum daha vardýr ki ; onun adý da MüTEKAZÝ´dir. Bunun vazifesi de ; yapýlan gizli amelleri yaymaya çalýþmaktýr. Mesela bir kul , gizli bir taat iþlerse ve bu yaptýðýný da gizlemeye çalýþýrsa MüTEKAZÝ onu dürter. En sonunda o gizli amelin yayýlmasýna ve açýða çýkarmaya muvaffak olur. Böylece ; Allah-ü Teala onun yüz sevabýndan doksan dokuzunu imha eder. Çünkü bir kulun yaptýðý gizli bir amel için tam yüz sevap verilir.
- Sonra , benim bir oðlum daha vardýr. Onun adý da KüHAYL´dir. Bunun iþi de , insanlarýn gözlerini sürmelemektir. Bilhassa , ulema meclisinde ve hatip hutbe okurken. Bu sürme onlarýn gözüne çekildi mi , uyuklamaya baþlarlar. Ulemanýn sözlerini iþitmezler. Böylece hiç sevap alamazlar.
Bundan sonra Ýblis þöyle anlattý :
- Hangi kadýn olursa olsun. Onun kalktýðý yere þeytan oturur. Sonra kadýnýn kucaðýnda mutlaka bir þeytan durur. Ve onu , bakanlara güzel gösterir. Sonra o kadýna bazý emirler verir.
Mesela :
" Elini kolunu dýþarý çýkar, göster. " der.
- O da bu emri tutar. Elini kolunu açar , gösterir. Bundan sonra , o kadýnýn haya perdesini týrnaklarý ile yýrtar.
Ýblis bundan sonra Resullullah (s.a.v.) Efendimiz´e kendi durumunu anlatmaya baþladý :
- Ya Muhammed , bir insaný delalete sürüklemek için elimde bir imkan yoktur. Ben ancak vesvese veririm. Ve bir þeyi güzel gösteririm. O kadar. Eðer delalete sürüklemek elimde olsaydý , yeryüzünde ;
" Ýlah yoktur sadece Allah vardýr ve Muhammed Allah´ýn resülüdür. "
- diyen herkesi , oruç tutaný ve namaz kýlaný hiç býrakmazdým. Hepsini delalete düþürürdüm. Nasýl ki senin elinde de , hidayet nevinden bir þey yoktur. Sen ancak Allah'ýn Resulusun. Ve tebliðe memursun. Þayet hidayet elinde olsaydý , yeryüzünde tek kafir býrakmazdýn. Sen Allah´ýn halký üzerinde bir hüccetsin. Ben de , kendisi için ezelde þekavet yazýlan kimselere sebebim. Said olan kimse , taa , ana karnýnda iken saiddir. Þaki olan da , yine ana karnýnda iken þakidir. Saadet ehli kýlan da Allah , þekavet ehli kýlan da Allah.
Bundan sonra Resullullah (s.a.v.) Efendimiz þu iki Ayet-i Kerimeyi okudu:
" Bunlar, taa sonuna kadar böyle deðiþik þekilde devam edecek... Ancak Rabb´ýn esirgedikleri hariç... " (11/118-119)
" Allah'ýn emri behemehal yerini bulan bir kaderdir. " (33/38)
Bundan sonra Resullullah (s.a.v.) Efendimiz , Ýblis´e þöyle buyurdu :
- Ya Ebamürre , acaba senin bir tevbe etmen ve Allah´a dönmen mümkün deðil mi ? Cennete girmene kefil olurum.
Bunun üzerine Ýblis þöyle dedi :
- Ya Resullullah , iþ verilen hükme göre oldu. Karar yazan kalem de kurudu. Kýyamete kadar olacak iþler olacaktýr. Seni peygamberlerin efendisi kýlan , cennetin ehlinin hatibi eyleyen ve seni halký içinden seçen ve halký arasýnda bir gözde yapan ; beni de þakilerin efendisi kýlan ve cehennem ehlinin hatibi eyleyen Allah´týr. Ve O , bütün eksik sýfatlardan münezzehtir.
Ve Ýblis cümlelerini þöyle tamamladý :
- Ýþte bu söylediklerim sana son sözümdür. Ve bütün söylediklerimi de doðru dedim.
|
Gönderen: 19.01.2008 - 17:31 |
|
|
|
1463 Mesaj -
|
|
|
Kardeþ epey uðraþmýsýn emeðine deðsin inþallahurahman....Muhittin arabi'nin þeytanýn hilelerini okunmasýný isterim çok küçük bir cep kitabý ama aynen yazdýðýn kadar etkili ....
selametle.....
|
Gönderen: 19.01.2008 - 17:59 |
|
|
|
292 Mesaj -
|
|
|
Allah (c.c) razý olsun...
|
Gönderen: 22.01.2008 - 18:41 |
|
|
Şu an Yok üye ve 730 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 12:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.
[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye] |
|
 |
|
Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve
afiyet dolu ömür dileriz:
Erdal Yaman (52), sunny200 (43), Fatih68 (42), devrim_2005 (35), sofiyacan (37), memis OZYANIK (64), y34 (41), SuTaDiNDa (48), islambay42 (42), heraklia17 (50), MücahidBursa (44), misina (42), enishan (39), yakamoz64 (41), Suphan (37), seyfullah33 (40), esmer_gizz (35), junior_bayram03.. (35), samayiesrar (39), t.ali (39), safiye (60), Dolunay78 (47), murat_kesmen (46), ssemra (43), MERT DEMIR (40), Emre66 (48), ozyanik MEMIS (64), hbdayioglu (48), Melek_gina (38), nazow (42), özlem-mirac (47), nursever (47), Hülya2005 (35), mirac16 (48) |
|
|
|
 |
|