|
 |
 |
|
Toplam Forum: 69
*** Toplam Konu: 30100
*** Toplam Mesaj: 148193 |
|
|
|
|
|
Gönderen |
|
 |
kemal55 |
|
|
Gunumuzde ne yapmak lazim |
|
|
|
selamun aleykum
Degerli hocam dinimizde evli iken zina eden kisiler recm olurlar.Ama su anda bunu yapacak bir yonetim yok. Peki bu kisiler recm olmadigina gore yapmis oldugu tevbeler ibadetler nasil olacak.Yoksa bu insanlar hayat boyu umutsuzmu yasayacaklar. Tevbeleri kabul olunmucakmi bunlarin.Seriat duzeni olmayan ulkelerde,bu kotu fiili yapan ve recm yapilmayan insanlar ne olacak.Bugibi insanlar ne yapmali umutsuzca ecelinin gelmesinimi beklemeli.Bu gibi durumlarda islam alimlerinin gorusleri nelerdir.
|
Gönderen: 16.05.2006 - 01:30 |
|
|
|
64 Mesaj -
|
|
|
Ýslâmýn hýristiyanlýktan önemli bir farký da ibâdet, duâ ve tevbe (günahlardan vazgeçme ve Allah'tan affedilmesini dileme) konusundaki aracýlýk meselesidir. Ýslâm bu konularda aracýyý ortadan kaldýrmýþ, ibâdet, duâ ve tevbede kul ile Rabbi'ni baþbaþa býrakmýþtýr. Cemâatle namazda imam vardýr; ancak imam aracý deðil, toplu ibâdette düzenleyici, düzeni ve birliði saðlayýcýdýr. Cemâatle namaz kýlarken her ferd -bizzat kendisi- Allah'ýna ibâdet etmektedir; ancak bu ibâdet, diðer müslümanlarla ayný zamanda ve birlikte yapýlmakta, böylece heyecan, huzur ve sevabýn artmasý saðlanmaktadýr. Ýmam cemâatten biridir, onun farklý bir özelliði, bir kudsiyeti, bir sýnýfý yoktur. Cemâat içinde dini en fazla bilen, Kur'ân-ý Kerîm'i en güzel okuyan ve en iyi ahlâký temsil eden kiþi öne geçer, namazý kýldýrýr. Kulun, ibâdet, duâ ve tevbesini yaparken aracýya ihtiyacý bulunmadýðýný, bunlarý Allah'ýna doðrudan yapmasý gerektiðini bildiren sayýsýz âyet ve hadisten þöyle bir demet sunmak mümkündür:
"Kullarým sana beni sorduklarýnda (onlara bildir ki) ben kendilerine çok yakýným. Bana duâ ettiðinde duâcýnýn duâsýna karþýlýk veririm. Bu sebeple onlar da benim dâvetime kulak versin, bana iman etsinler ki doðru yolu bulalar." (Bakara: 2/186).
Hûd sûresinde, geçmiþ ümmetlerden ve bunlara gönderilen peygamberlerin esaslarý ayný olan teblið ve çaðrýlarýndan bahsedilirken Sâlih Peygamber'in aðzýndan þöyle buyurulmaktadýr: "O sizi topraktan yarattý ve orada size hayat verdi. Þu halde O'ndan baðýþlanmayý dileyin ve O'na tövbe edin. Hiç þüphe yok ki Rabbim size çok yakýndýr ve duâlarýnýza karþýlýk vermektedir." (Hûd:11/61).
"Rabbiniz þöyle buyurdu: Bana duâ edin size karþýlýk vereyim. Bana kulluðu kibirlerine yediremeyenler küçülerek cehenneme gireceklerdir." (Mümin:40/60).
Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: "Eðer siz gühah iþlemez olsaydýnýz Allah baþka insanlar yaratýr, onlar günah iþlerler, kendisi de onlarý baðýþlardý." (Müslim, Tevbe,9)
Bir kudsî hadiste birkaç defa þu ifade tekrarlanmýþtýr: Durmadan tevbe edip tekrar günah iþleyen kul, "Rabbim, günahýmý baðýþla!" deyince Allah Teâlâ þöyle buyurur: "Kulum bir günah iþledi, arkasýndan günahý baðýþlayan, günahý cezalandýran bir Rabbi'nin var olduðunu bildi (ve O'na yönelerek tevbe etti), ne yapmýþ olursan ol, seni baðýþladým!" (Müslim, Tevbe, 29).
Ashâbdan birisi, mahremi olmayan bir kadýný öpmüþ, sonra da iþlediði günahtan dolayý piþmanlýk duymuþ, nasýl telâfi edeceðini sormak üzere Rasûlullah'a gelmiþ, olayý kendilerine anlatmýþtý. Bu münasebetle þu âyet nazil oldu: "Gündüzün iki tarafýnda (sabah, öðle ve akþam) ve gecenin de yakýn saatlerinde (akþam ve yatsý namazý kýl; çünkü iyilikler, kötülükleri giderir. Bu öðüde kulak verenlere bir hatýrlatmadýr!" (Hûd 11/114; Müslim, Tevbe, 39).
Son olarak zikredilen hadis sorunun ikinci kýsmýna da kýsmen cevap olmaktadýr. Ýslâma göre bir insanýn iþlediði günah ne kadar büyük olursa olsun affedilebilir, Allah tarafýndan baðýþlanabilir. Baðýþlamanýn sebepsiz olmasý mümkündür; çünkü Allah'ýn iradesi için sebep gerekli deðildir. Ancak yine O'nun bildirdiðine göre baðýþlanmanýn sebepleri, yollarý þunlardýr:
a) Günah, kul hakkýna tecavüz þeklinde olmuþ ise bu hak geri verilecektir. Sahipleri bilinmeyen veya bulunamayan kul haklarý, onlar adýna fukaraya verilecek, amme hizmetlerine sarfedilecektir.
b) Günahtan dolayý piþmanlýk duyulacak ve affetmesi için Allah'a yalvarýlacaktýr.
c) Bunlardan baþka -yukarýdaki âyet meâlinden anlaþýldýðý üzere- iyilikler (hasenât); yani Ýslâmda iyi, güzel, makbul, sevaplý sayýlan davranýþlar (ibâdetler, fakirlere ve çaresizlere yardým, insanlara Allah rýzasý için hizmet, hatta hayvanlara yardým) Allah'ýn günahlarý baðýþlamasýna sebep ve vesile teþkil etmektedir.
d) Nihayet kulun baþýna gelen çeþitli belâ, musibet, âfet, zarar, hastalýk vesaire de sabýrla karþýlandýðý takdirde insanlarýn iþlediði günahlara keffâret olmakta, bunlarýn baðýþlanmasýný saðlamaktadýr.
bu cevab H.KARAMAN hocamizin sayfasindan alinti yapilmistir. umarim faydali olur.
|
Gönderen: 16.05.2006 - 16:53 |
|
|
Şu an Yok üye ve 1945 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 12:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.
[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye] |
|
 |
|
Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve
afiyet dolu ömür dileriz:
yaminn (50), ^^gul^^ (43), biltek2207 (55), HasanBasri (55), naksibendi21 (39), gül_bahcem (44), Tuba (43), a_cesur (42), peri kizi (38), Eyüp10 (58), huzeyme (58), recepcoskun (50), coskunyildiz (54), ebru_88 (37), asudetaha (50), FeRHaTKc (45), genghiskhan (55), yusuflacin (43), SARI PAPATYA :.. (40), resulkoca (52), isomm (44), Dagdelen25 (48), prestij (49), maliyecig (51), osmanavci2 (41), m a r a l (47), abdullah66 (46), egelimesut (36), adil (50), CitLembik (39), güncel (54), nazlican1981 (44), salih peksoysal (50), _ramazan_ (42) |
|
|
|
 |
|