Hamburg’dan Fatma Özmen hazýrladýðý çalýþmayý gösteriyor. Nur suresinin, namusu korumanýn farz olduðunu anlattýðý çalýþmasýný ilgi ile okuyorum.

Kelime-i Þahadet li, namazlý, oruçlu, haclý, zekâtlý bir müslümanýn eksik olup namusunu da korumasýnýn farz olduðunu anlatýyordu.

Bu yüzden namaz kýlan bir insanýn namusunu koruyamadýðýný duyunca; hem dindarlar hem de dinden uzaklar çok þaþýrýyor.

Çünkü zina, Allah’ýn kitabýnda kesin yasak. “Zina eden bir erkek, zina eden bir kadýn veya puta tapan bir kadýndan baþkasýný nikâh etmez. Zina eden bir kadýn da zina eden bir erkek veya puta tapan bir erkekden baþkasýný nikâh etmez…”

Böylece zina yapanlarýn, temiz insanlara eþ olamayacaðý bildirilmekte. Gerçi ayetleri deðil gelenekleri dinleyen kimi ebeveyn için, erkek evladý geneleve uðrayýp cinsel eðitim almadan evlilik yapamaz kanýsý hâkimdir.

Ya da ailesinin zina yaptýðýný kesin bilmesine karþýn, “ o erkektir, bir þey olmaz” deyip oðlunu temiz kýzla evlendirmesi o kadar yaygýndýr ki.

Oysa ayeti kerime, ölçüyü koymuþ; zina yapanýn dengi “zani” dir diye. Ancak tevbe ederlerse, geçmiþlerine bakýlmadan nikâhlarý sahih olur.

Zina iftirasý atanlarýn azaplarla anýldýðý Nur suresi, Hz. Aiþe’ye atýlan iftirayý da ele almakta: “Þüphesiz(Hz. Aiþe ye)iftira getirenler sizden bir topluluktur. Siz onu(iftirayý sizin için bir þer sanmayýn. Tam aksine o sizin için hayýrdýr. Onlardan herkese günahdan kazandýðý vardýr. Onlardan iftiranýn en büyüðünü idare edene de büyük azab vardýr.”

Bir gazveden dönerken, Rasulullahýn yanýnda Hz. Aiþe annemiz de vardý. Peygamberimiz, eþini sefere götürecek kadar ailesine çok deðer vermekte idi. Aiþe annemiz, bir ihtiyaç için kafileden ayrýlýr. Döndüðünde kervan gitmiþtir. Kendisi zayýf olduðundan devenin üzerindeki hevdecini yükleyenler, içinde olup olmadýðýný anlayamazlar.

Konaklama yerinde beklersem beni bulmalarý daha kolay olur düþüncesi ile orada durur. Kafilenin arkasýndan gelip, güvenlik ve intizamla görevli Safvan, müminlerin annesini tek baþýna kalmýþ görünce, devesine alýr, kafileye ulaþýrlar.

Dedikodu kazaný da kaynar. Bu fotoðrafý en kindar gözlerle çeken münafýklar için Hz. Aiþe kötülük yapmýþtýr. Peygamber ailesi çok üzülür. En fazla Hz. Aiþe ýstýrap duyup, hastalanýr. Ýþte bu ayet, bu olay üzerine gelir ve Hz. Aiþe nin masumiyetini onaylar.

Bence en can alýcý ayet-i Kerimelerden biri de: “Müminler arasýnda fuhþun yayýlmasýný isteyenlere dünyada da, ahirette de acýklý azap vardýr. Allah her þeyi bilir, siz bilemezsiniz”

Medyanýn, gazete ve televizyonlarýn yönetimlerini ellerinde bulunduranlarýn bu ayetin muhatabý olduklarýný hiç unutmamalarý gerekmekte.

Zira haber portallarýndaki porno haberlerle, gazetelerin arka sayfa güzelleri ile televizyonlarýn erotik gösterileri ile milyonlarca insanýmýzý fuhuþ bataklýðýna çektiklerinin hesabýný nasýl verecekler.

Rabbimiz bu týynetsiz kafalarý defalarca uyarmakta, bakalým uyanabilecekler mi: “Ey iman edenler, þeytanýn adýmlarýna uymayýn. Kim þeytanýn adýmlarýna uyarsa þüphesiz o fuhþu ve kötülüðü emreder…”

“Müminlere söyle gözlerini (haramdan)sakýnsýnlar ve namuslarýný korusunlar. Bu onlar için daha temizdir. Þüphesiz Allah onlarýn yaptýklarýndan haberdardýr.”

Ýþte ideal bir topluma ulaþabilmek için gözlerden baþlayan bir arýnma eylemi. Önce, trene bakarcasýna insanlar birbirlerini seyretmek gibi kaba davranýþtan vazgeçmeliler. Sonra namuslarýný korumalýlar. Sadece ahiret için deðil, dünya için de namus önemli, 2. Dünya Savaþý’nda namusunu koruyamayan Fransýz kadýnlarý ile hâlâ alay edilmekte.

“Mümin kadýnlara da söyle, gözlerini (haramdan) sakýnsýnlar, namuslarýný korusunlar ve zinetlerini açmasýnlar…”

Burada zinetten kasýt, kadýn vücudunun açýlamayacýðýdýr.

Tesettürün ne kadar mühim bir sosyal denge unsuru olduðu günümüzde iyice anlaþýlmakta.

Genç güzel, zayýf, uzun boylu özellikleri taþýyan kadýnlarýn sadece karþý cinse eziyet etmeleri ile de kalmýyor açýklýk hastalýðý. Þiþman, kýsa, çirkin, yaþlý kadýnlar, toplumun ilgisini üzerine çekenler yanýnda iki kere daha hüzünlenmekte. Erkek dünyasýnýn beðenisini kazanmýþ endamlar, hemcinslerine acý vermekte. Kaldýrýmlara bakýyorum da ilahi adalet ne kadar uygun iþlemiþ. Gençlik yaþýný sýnýrlamýþ.

Ya ölünceye kadar bir insanýn vücudu yaþlanýp, kýrýþmasa idi; kim bilir ne kötülükler olup, insanlar daha fazla açýlýp saçýlacaktý.

Yaþlý ve kýrýþmýþ vücudunu sahibine saklatarak, o ilahi denge ne harika tedbirler almýþ.

“…Dünya hayatýnýn geçici malýný elde etmek için namuslu kalmak isteyen kýzlarýnýzýcariyelerinizi)fuhþa zorlamayýn…)

Günümüz aç gözlü, vahþi, doyumsuz zihniyetinin; sýrf zenginleþmek için, köleleþtirdiði kadýnlarla fuhuþ ticareti yapan zombilerini, Rabbimiz nur mektuplarý olan Kur’an-ý Kerim ile uyarmakta.

“Sizden bekâr olanlarý… Evlendirin”

Temiz evliliklere yardým ederek, toplumun temiz kalmasýna destek veren imkân sahipleri ancak, Rabbimizin muhabbetini kazanabilecektir.


Mine Alpay Gün / Milli Gazete