|
 |
 |
|
Toplam Forum: 69
*** Toplam Konu: 30100
*** Toplam Mesaj: 148193 |
|
|
|
|
|
Gönderen |
|
|
CEHENNEM DÜNYADIR, SIRAT DA NEFİS ... |
|
|
575 Mesaj -
|
|
|
Nefsimizi tam anlamýyla tuþa getirebilseydik! Ateþ, lav, zehirli gaz, duman dolu, patlamaya hazýr bomba olan nefsimizi, benliðimizle birlikte yok edebilseydik! Yani dünyayý, yani özünün gerçeði olaný, cehennemi… Dünyanýn özü deðil mi, cehennem? Dünyanýn boyalý, aldatýcý yüzü deðil mi, cehenneme bilet kesen? Yaþarken, yeryüzü cehennem, birinci bedene. Ýkinci bedene de aslý…
Cehennem, derinliklerle, kat kat derinliklerle anlatýlmýþ. Cennet, yüksekliklerle… Yaþayanlar için dünyanýn taþ, toprak, canlýlýk, hayat dolu kýsmý olan soðuk tabakasý, bir elmanýn kabuðu kadar ince, ateþ dolu, cehennemine oranla. Dünyanýn kabuðu olan, yaþanýlabilir kýsmý, kat kat, gitgide ýsýsý artan, yakan, kavuran, eriten ateþ tabakalarýyla cehenneme benziyor, madem ki bizden, yýldýzlarý, ayý, güneþi tefekkür etmemiz isteniyor, gökler, yukarýlar, cehennem benzeri güneþle, belki de cennet misali diðer gezegenlerle önümüze serilmiþ, cennet de, cehennem de tanýtýlmýþ, o halde, bizim, dünyevi isteklerden vaz geçmemiz, onun makyajlý yüzüne aldanmamamýz gerekiyor. Aksi halde, içine dalar, bir türlü çýkamayýz. Cehennem azabý henüz dünyadayken baþlar. Ruh, hafif beden, yükselmeye çalýþýrken, nefis etkisiyle aðýrlaþmýþ madde beden, yeryüzüne yapýþýr kalýr, hatta yeraltý bataklýðýna gömülmeye baþlar. Kurtulmak için çýrpýndýkça daha da batar.
Nefis, þeytanidir. Ateþ gibidir. Çünkü þeytan da ateþten yaratýlmýþtýr. Nefsi arzularýmýz bizi yakar, kavurur. Onlarý gerçekleþtirmek için, yanar, tutuþuruz. Hem hedefe ulaþmak için maddi ve manevi varlýðýmýzý helak ederiz, hem de çabuklaþtýramadýðýmýz hissine kapýlarak, kendi kendimizi yer bitiririz.
Nefis, Sýrat’týr. Nefsin istekleri, bu köprünün üzerindeki engeller ve çengellerdir. Sýrat’ý geçmek isterken arzularýmýza, tutkularýmýza takýlýr, ilerleyemeyiz. Oysa amacýmýz; bizi cennete ulaþtýracak olan o köprüyü yýldýrým hýzýyla geçmektir. Nefsi isteklerimizden vazgeçersek, o çengellere takýlýp kalmaz, cehenneme düþmekten kurtulur, karþýya, cennete kolayca, hýzla geçiveririz. Önemsizleþtirerek vazgeçtiðimiz isteklerimiz, engel teþkil edemez, yolumuz açýlýr.
Nefis, insaný aþaðýlarýn aþaðýsýna çeker. Kula kul eder. Baþýna iþ açar. Aza kanaat ettirmez. Sürekli ister... Çok, daha çok, en çok... Oysa ihtiyaçlar sonsuzdur, tatmin edilemez. Para, mal, eþya, ev, kat, yat, villa...
Gelir seviyesi, yaþam standardý bizden yüksek olanlarla görüþmek, isteklerimizi körükler. Aksine, fakirlerle arkadaþlýk edip, halimize þükretmeli, azla yetinmeyi bilmeli, daha fazlasýný isteyerek kahrolmamalýyýz. Zengin, çok malý mülkü, parasal varlýðý olan deðildir. Ýsteklerini sýfýrlayabilendir.
Erenlerden birinin yolu, bir camiye düþer ki; o gün, o vakitte devrin padiþahý da oraya, namaza gelecektir. Adamýn biri erene beklemesini, padiþahýn yanýnda namaz kýlmasýný, ondan yardým talep etmesini, verecekleriyle ihya olacaðýný söyler. O da padiþahýn yanýnda namazýný kýlýp, dua eder. Bakar ki; padiþah, istiyor da istiyor! Hazinesinin bir o kadar daha olmasýný, topraklarýna bir o kadarýn daha eklenmesini, haremine birilerinin daha katýlmasýný, daha neler neler istiyor, duasý hiç bitmiyor. Eren yavaþça kalkar, gider. Padiþah bakar ki kendisinden ihsan istemek üzere gelen bu fakir adam oralarda deðil, etrafýndakilere onun derhal bulunup, huzuruna getirilmesini söyler. Ondan birþey istenmeden gidilmesini hakaret telakki eder.
Adam bulunup, getirilir. Padiþah, onun neden kendisinden bir þey istemeden gittiðini sorar. O da:“ Padiþahým, benim birkaç altýna ihtiyacým vardý. Bunu siz de verebilirdiniz. Fakat, yanýmda o kadar çok þeye ihtiyacýnýz olduðunu belirttiniz ki bende sizin benden de fakir olduðunuz kanaati hasýl oldu. Benden daha çok ihtiyaç sahibi olduðunuz için sizden bir þey istemekten vaz geçtim. Anladým ki siz benden de acýnacak durumdasýnýz. Onun için oradan uzaklaþtým.“ der. Padiþahýn isteklerinin bitimsizliði, fakirliðinin; ihtiyaçlarýndan vaz geçenin zenginliðinin anlatýldýðý bu kýssadan herkes hissesini alacaktýr.
Hýrs ve tamah, insanýn daima fukara olarak yaþamasýnýn nedenidir. Ne kadar çok nimet inerse insin, kanaatkar olmazsak, þükredemeyiz. Oysa, hamd, þükrü kapsar. Teþekkür kula, hamd Allah’adýr. Allah’ýn bize ilk emri: 'OKU! ', Kuran’ý okumaya baþladýðýmýzda, ilk söylettirdiði: 'EL HAMD! ' dýr. Çünkü aralýksýz, içiçe nimetler inmektedir. Kuldan istenen, nimetlerin gerektiði gibi farkýnda olmak, taksimata rýza göstermek, ihsan eden Allah’a HAMD etmektir.
|
Gönderen: 10.10.2007 - 01:52 |
|
|
|
1576 Mesaj -
|
|
|
Allah Azze ve Celle Razi Olsun...
Cok güzel, okunmaya deger bir yazi...
Icindeki kissa bir o kadar güzeldi...
Nihat Hatipoglu hocamizdan da Cehennemi dinlemistim...
Rabbim bize merhamet etsin.... Mevla bizlere merhamet etsin.....
Rabbim nefsimize uydurmasin.
:(
|
Gönderen: 10.10.2007 - 21:35 |
|
|
Şu an Yok üye ve 1642 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 12:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.
[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye] |
|
 |
|
Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve
afiyet dolu ömür dileriz:
kenan27 (46), abdisahin (47), hiba (43), ebrarmustafa (40), VuSLaT_MaViSi (45), yirmibeþte.. (43), aysel_ (39), tokur_paþa (29), incim_500 (36), konyalim (44), PRENSES_0656 (35), elkece (54), kuheylan (43), ilke (58), SDolunay (51), ercanbg (53), gamzelim58 (38), MAVI_ISIK (41), rambo1390 (35), meryem21 (41), kartal47 (34), supervisor (47), IBRAHIM_YÜZER (35), ramco.b (46), Yalcina1 (36), T_inan (34), leylacik (35), cemre1 (47), Lutfiye.S (37) |
|
|
|
 |
|