0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » vahdetı vucud kufru ?

önceki konu   diğer konu
11 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Gönderen
Mesaj
buharii su an offline buharii  
vahdetı vucud kufru ?
47 Mesaj -
vahdetý vucud kufru

Anlamý ve mahiyeti ile ilgili tartýþmalarýn hiç kesilmediði bir konu olan Vahdet-i Vücûd, harici tesirlerin etkin olduðu bir inançtýr.

Müslümanlarýn savaþlar veya ticarî iliþkiler sonucunda özellikle Hint'le irtibat kurmalarý, Hint din ve felsefelerinin müslümanlar arasýnda tanýnmasýna imkân saðlar.

Bu irtibat süresince Veda inancý bazý sûfîlerce düþünce ve inançlarýný izahta yardýmcý unsur olarak benimsenir. Veda inancýna göre, tabiat diye baþlý baþýna bir mevcûd yoktur. Varolan sadece yaratýcý kudrettir. Tabiat ise onun bir görüntüsüdür.-Aynen dalga ve köpüðün, denizin bir görüntüsü olmasý gibi. Deniz kayboldumu dalgada köpükte kalmaz. Deniz dalga ve köpükten ibaret deðildir ancak onlarsýz da kendisini gösteremez.

Fena inancýnýn doðru biçiminden, bozulmuþ, çarpýtýlmýþ biçimine geçiþte Allah'ýn varlýðýnýn karþýsýnda ayrý bir "Ben"in olamayacaðý inancýnýn oluþmasý, Vahdet-i Vücûd inancýnýn doðuþunda önemli bir safhayý teþkil eder.

Eðer "Ben" yoksa, o zaman diðer þeylerin de olmamasý gerektiði kanaati oluþur. Diðer þeyleri, Allah'a raðmen var kabul etmek Yunus Emre'nin önceki sayfada geçen mýsrasýnda olduðu gibi, þirk olarak nitelenir.

Ancak bu inancýn baþtaki daðýnýklýktan ve yorum farklýlýklarýndan kurtarýlýp, sistemli þekilde ifade edilmesi hemen gerçekleþmemiþtir. Bunun için Ýbn Arabi'yi (638/1240) beklemek gerekmiþtir. Veda inancý ve diðer toplumlarýn felsefî birikimleri son safhada sahip olunan söz konusu inancý izahta önemli kolaylýklar saðlar ve böylelikle felsefî bir sistem doðar; bu Vahdet-i Vücûd inancýdýr, Ýbn Arabi'de ontolojik ve metafizik anlamda baþlýbaþýna bir inanç sistemi haline gelen Vahdet-i Vücûd inancý, bazý sufilerin elastikiyetli ifadeleri içerisinde tasavvufun bünyesinde yerini alýr. Elâstiki ifadelerle anlatýlan ve bu nedenle istenilen anlama çekilebilen bu inanç, böylelikle müslüman halkýn kabulünü elde etme imkâný kazanýr.

Söz konusu inancýn anlamýný araþtýracak olursak; Vahdet-i Vücûd inancý "Vücud'"un tek olduðu ve bunun da Vücud-u Mutlak olan Vücud-u Ýlâhi'den ibaret olduðu anlamýna gelir.(59) Buna göre âlem (kâinat) Allah'ýn (Vucud-u Ýlâhî'nin) dýþ görünüþünden ibarettir. Allah ise âlemin iç görünüþüdür, ikisi arasýnda cevher, araz farklýlýðý varsa da bu görünüþten ibaret olup, gerçekte her ikisinin de sýfatlarýnda fark mevcut deðildir.

Baþta Ýbn Arabî olmak üzere en açýk biçimiyle Sadreddin Konevî (673/1274) Celâleddin Rumî (672/1273), Abdulkadîr el-lci (756/1355), Ýbn Seb'în (669/1270), lbnu'l Farýz (632/1235), Tîlimsanî ( ) gibi ünlü sufîlerin söz ve yazýlarýnda kolaylýkla bulunabilecek Vahdet-i Vücûd inancý, günümüz araþtýrýcýlarýnýn çoðunun zihnin de Batý kökenli Panteizm kavramýný çaðrýþtýrýr bir þekilde yer etmiþtir. Çünkü Panteizm'e göre de "Allah'ýn âlemden ayrý ve müstakil bir þahsiyeti yoktur."60

Elbetteki yanlýþlýðýn coðrafyasý ve zamaný olmaz. Yanlýþ, her yerde ve zamanda yanlýþtýr. Üstelik yanlýþlar arasýndaki farklýlýklar (zýtlýklar) birine oranla diðerini doðru kýlmaz. Yani basit bir örnekle; 2 kere 2'nin deðiþik kiþiler tarafýndan 5 veya 7 olarak kabul edilmesi durumunda, 5 sonucunu yanlýþ kabul eden birisinin 5 ile 7 sonuçlarý birbirinden farklý olmasý nedeniyle, 7 'yi 5'e kýyaslayarak " 2 kere 2 nin 5 ettiði görüþü yanlýþtýr, 7'de 5'ten farklýdýr o halde 2 kere 2, 7 dir" yargýsýnda bulunamaz ve böyle bir yargý doðru kabul edilemez. Çünkü 2 kere 2'nin 5 ettiði düþüncesi nasýl yanlýþsa 7 ettiði düþüncesi de ayný þekilde yanlýþtýr. Zira bir yanlýþýn durumu diðer bir yanlýþa göre deðil, doðruya göre bir anlam ifade eder.

Birþey, doðru olandan farklý ise yanlýþlýk deðerini kazanýr. Doðruyla ayný ise doðruluk deðerini kazanýr. Bunlarý belirtmemizin nedeni; Vahdet-i Vücûd inancýný ýsrarla Batý'nýn panteizminden farklý olduðunu vurgulayarak doðru (hakikat) kýlma gayretlerinin hiç eksik olmamasýdýr.61

Bu durumda olanlar Fena ve Hulûl’la ilgili inançlara sahip olup, bunu tereddütsüz bir þekilde ifade eden kiþilere raðmen, "Onlar bununla hululü kasdetmiyorlar(dýgöz kırpma" diyerek konuyu zoraki olumlu mecralara çekmeye çalýþan kiþilerle benzer tavýr içerisindedirler.

Kraldan çok kralcý kesilme eðilimi taþýyan bu þahsiyetlerinden birisi de çaðdaþ araþtýrýcýlardan Seyyid Hüseyin Nasr'dýr ve konumuzun anlaþýlmasý için onu bir örnek olarak alabiliriz.

O, kitaplarýnda ýsrarlý bir þekilde Vahdet-i Vücûd'un Panteizm olmadýðýný açýklar. Ona göre, bu ikisi arasýnda hiç bir benzerlik yoktur. Þu açýklamasý ise bu ilgisizliði(I) göstermeye yöneliktir; "aglaÖncelikle) Panteizm felsefi bir sistem(dir)...ikinci olarak, panteizm Allah'la kâinat arasýnda tözsel bir devamlýlýk öngörür...(Vahdet-i Vücûd inancýna gelince) þudur bu doktrinin esaslarý, Allah kâinat karþýsýnda mutlak aþkýn (müteal) olmakla birlikte, kâinat O'ndan bütünüyle ayrý deðildir. Yani kâinat esrarlý biçimde Allah'a katýlmýþ durumdadýr."62

Görüldüðü gibi Panteizm ile Vahdet-i Vücûd arasýndaki çok ince anlam farklýlýklarý dikkate alýnarak, Vahdet-i Vücûd'un: Pateizm olmadýðý ve Panteizm yanlýþ olduðuna göre, Vahdet-i Vucûd'un doðru/hakikat olduðu gibi bir saçmalýða düþülmektedir.

Halbuki la ilahe illâllah'ta simgeleþen Tevhid hakikati çerçevesinde düþünüldüðünde dikkate alýnmasý gereken husus, Vahdet-i Vücûd'un Tevhid'in gereði mi yoksa onun çarpýtýlmýþ biçiminin ulaþtýðý bir inanç mý olduðu konusudur.

Vahdet-i Vücûd inancýný, karþýtlarý bir yana, bizzat taraftarlarýnýn ifadelerinden hareketle anlamaya çalýþacak olursak, ilk sýralarda karþýmýza çýkan þahýs Hallac-ý Mansur (309/921) olur. Onun daha çok hulul inancýný çaðrýþtýrýr ifade ve fikirleri önceki sayfalarda da geçtiði gibi bir çok taraftar bulur. O'nun çok sayýdaki taraftarlarlarýndan bir örnek olarak yakýn dönem sufilerinde Nazmi Efendi'yi(1113/1701) anabiliriz.

O, Vahdet-i Vücûd inancý gereði, hulul inancýna karþý çýkar. Hulul olabilmesi için iki ayrý varlýðýn bulunmasý gerektiðini ifade eder ve O'na göre iki ayrý varlýk yoktur. Bu nedenle hulul inancý yanlýþtýr, hakikate muhaliftir. Çünkü bir tek varlýk vardýr. O da "Vücûd-u Mutlak" olan Allah'týr.

Nazmî Efendi'ye göre, "Allah bütün âlemi, kâinatý kaplamýþ" demek de büyük yanlýþtýr, Allah'tan ayrý bir âlemin olduðu söz konusu edilmektedir. Halbuki âlem, eþya diye birþey yoktur. Varolan sadece Allah'týr. Ancak bunu ise cahiller deðil sadece "ev ednâ" makamýna eriþenler anlayabilirler."

Ünlü sûfý-þair Camî'de (898/1492) mensubu olduðu ve savunduðu Vahdet-i Vücûd inancýný bir çok þiirinde tekrar tekrar açýklar. Þu þiiri bunlardan sadece birisidir;

Arkadaþ,dost, yoldaþ,
Hepsi O,
Dilencinin yýrtýk-sökük elbisesindeki de
Krallara lâyýk sýrmalý kaftanlardaki de,
Hep O;
Çeþitliliðin sergileniþinde veya birliðin gizliliðinde
Vallahi hep O!
Tallahi hep O! 64

Ibn Arabi'nin (638/1240) Vahdet-i Vücûd inancýnýn sistemleþtiricisi olduðunu belirtmiþtim. O, seleflerinden aldýðý bu inancý sistemli, baþlýbaþýna bir inanç sistemi haline getirdikten sonra haleflerine devreder. Bu itibarla konunun Ýbn Arabî merkezli incelenmesinde yarar vardýr.

Ýbn Arabi'nin Vahdet-i Vücûd inancýnýn doðru biçimde anlaþýlabilmesi için Nazmi Efendi örneðinde olduðu gibi, hulul inancýnýn dayanak alýnmasý gerekmektedir. Þöyleki, O, hulul inancýnýn saçma olduðunu ifade eder. Çünkü hulul olmasý için, iki ayrý varlýðýn (hulul eden ve kendisine hulul olunan - Allah/kâinat) bulunmasý gerektiðini söyler.

Halbuki ona göre mevcud (varolanlar) Bir'dir. "Hakikat budur ki, Halik, Mahlûktur ve yine hakikat budur ki, Mahlûk, Hâlýk'týr. Bunlarýn hepsi bir tek varlýktandýr. Hayýr belki O tek varlýktýr. Ve yine O, çokluk halinde olan varlýktýr."65

Ona göre âlem ile Allah arasýnda bir ayrýma gidilmesi zorunlu görülecek olursa, bu ancak zihinsel olarak yapýlabilir. Yani böylesi bir ayrým þeklîdir, gerçeði yoktur. Çünkü "varlýkta ancak bir vardýr. Suyun rengi kabýnýn rengidir,"66

O'nun Vahdet-i Vücûd inancýnýn dayanaðý olarak ünlü eseri Fûsus el-Hikem dikkate alýndýðýnda, söz konusu inancýný ifade eden bazý söz ve açýklamalarý þunlardýr;

"Bu kitap, nefis ârzularýnýn münezzeh ve içine fesad karýþmamýþ olan en küdsî makamdan indirilmiþtir.. .ben ancak bana ilham olunan þeyi söyledim. (s:5)

Tanrý, mahlûkuna insan ile nazar kýldý ve onlara rahmet eyledi. Þu halde O ezelî olan insan, þekliyle hadîs, zuhur ve neþ'eti bakýmýndan ebedî ve daimdir. (s: 10)

Bineanaleyh biz O'nu gördüðümüz vakit kendi nefislerimizi görürüz ve O bizi gördüðü vakit kendi nefsini görür. (s: 19)

O (yani Adem) hem Hak, hem de Halk'týr (s:25)

Hakk'ý tenzih eden kimse ya câhildir, ya edebî noksan kimsedir...Çünkü Hak olan Mahlûk'larýn hepsinde zuhur yani belirme vardýr. Þu halde bütün mefhumlarda beliren O'dur. (s: 51,52)

Sen Hakk'ýn sureti ve Hakk da senin ruhun olduðu olduðu cihetle sen Hakk için cismanî bir suret gibisin. O da senin cesedinin suretini sevk ve idare eden bir ruh gibidir (s:54).

Alemin suretinden Hakk'ýn ayrýlmasý asla mümkün deðildir (s: 55).

Böyle olunca her bir Mâbud'da Allah'tan baþkasýna ibadet olunmadý (s: 62)

Sen yere gömüldüðün vakit O'nun içindesin, O senin zarfýndýr (s: 66)

Vücûd âleminde ancak O vardýr (s: 74).

Varlýkta O'nu gören, O'dan baþkasý deðildir (s:75).

Ýnsan ve eþya isimleriyle anýlan hep O'dur (s:76).

Demek oluyor ki, tabiat âlemi bir aynada beliren suretlerdir. Hayýr! belki de çeþitli aynalarda görülen tek bir surettir (s:81).

Allah beni öðer, ben de O'nu. O bana kulluk eder, ben de O'na (s:94)

Hakk'ýn belirmesi benim vücûdumdadýr. Bunun için biz Hakk'a göre kap gibiyiz (s:95).

Ey nefsinde varlýklarý yaratan! Sen halk ettiðin þeylerin hepsisin (s:105).

Bir vakit olur ki, Kul þüphesiz Rabb olur. Baþka bir vakitte de iftirasýz kulluk derecesine iner (s:109).

Herhangi bir mahlûkta Allah'tan þu eser vardýr ve diðer mahlûkta bu þey vardýr denilemez. Çünkü O ezelî varlýk parçalanmayý kabul etmez (s: 111).

Sen Kul'sun ve Tanrý'sýn; kulluðun kimin kulu olduðunu bildiðin içindir (s:116).

O herþeyi kaplamýþtýr (s: 118 ).

Zaten yolda muhakkak olarak yürüyen Hakk'týr. Bilinen de ancak O'dur. (s: 156).

Þu halde sen bir yönden düþünürsen benim sýðýnmam O'ndan O'nadýr(s:164).

Göz O'ndan baþkasýna bakmaz (s:167)...

Hakikat ancak bizim bahsettiðimizdir. Buna inan ve bu meselede hâl ile bizim gibi ol (s:307)...

Bu bölüme Ýmam Ebû Hanife'den (150/767) bir alýntýyla baþlamýþ ve insanlarýn ayný kavramla farklý þeyler ifade edebileceklerini, bu nedenle kavramlarýn bizzat kendilerinin deðil, ifade ettikleri anlamýn önemli olduðunu açýklamýþtýk.

Tevhid hakikatinin "Tevhid", "Ýslâm" isimleri altýnda bozulup deðiþtirilmesine iliþkin çok sayýda örneklerden de anlaþýlmýþ olmalýdýr ki, bazý insanlar söz ve yazýlarýnda her ne kadar Allah, Ýslâm, Peygamber, Kur'an vs. gibi isimleri kullanýrlarsa da, onlarýn bahsettikleri bu isimlerin Resûlüllah (sav)'in bildirdiði dinin temelini oluþturan benzer isimlerle bir iliþkisi olmamýþtýr.

Kýsacasý çoðu zaman bu þahýslar, Kur'an ve Sünnet'te bildirilen aþkýn (Muteal), yaratýklarýnýn herþeyini hükmü altýnda bulunduran, herþeyi kontrolü, gücü, ilmi altýnda tutan, sürekli yoktan yaratan, kendisiyle hiç bir yaratýðýn bir (aynýgöz kırpma olmadýðý ve olamayacaðý Allah inancýnýn dýþýnda bir Allah'a inanmýþlar, o kendi hayallerinin ürünü olan hayali varlýktan, Allah olarak bahsetmiþlerdir.

Onlarýn inandýðý o Allah ise (haþa) yoktan yaratamayan, yaratýklarýyla ilgilenmeyen ve hatta yaratýklarýyla bir (aynýgöz kırpma olan hayallerinin ürünü bir varlýktýr. Bu durumun kýsa ve çok güzel bir deðerlendirmesi olarak yine Ýmam Ebû Hanife'nin (150/767) bir tesbitini dikkate almak konunun anlaþýlýr olmasý açýsýndan yararlý olacaktýr;

"Bir yahudiye kime ibadet ettiðini sorarsanýz, "Allah'a ibadet ediyorum" der. Allah'ý sorduðun zaman, onu beþer þeklinde yaratýlmýþ olan oðlu Üzeyr olduðunu söyler. Bu durumda olan kimse Allah'a iman etmiþ olmaz. Eðer bir Hristiyana, kime ibadet ettiðini sorarsanýz "Allah'a ibadet ediyorum" der. Allah'ý sorduðunda, onun Ýsa'nýn cesedinde ve Meryem'in karnýnda gizlenen, bir yere sýðan ve giren varlýk olduðunu söyler. Bu durumda bulunan kimse ise Allah'a iman etmiþ olmaz. Mecusi'ye de kime ibadet etitiðini sorarsan, o da "Allah'a ibadet ediyorum" diye cevap verir. Fakat Allah'ý sorduðun zaman, onun ortaðý, eþi ve çocuðu bulunan bir varlýk olduðunu söyler. Bu durumda olan bir kimse de, Allah'a iman etmiþ olmaz. Bütün bu kimselerin Allah'ý bilmemeleri ve inkârlarý birdir. Vasýflarý, sýfat ve ibadetleri ise çok ve deðiþiktir... iþte böylece sen onlarýn tavsif ve ibadet ettiklerine, ibadet etmediðini bilirsin. Çünkü onlar üç yahut iki ilâh tavsif ediyorlar. Tavsif ettiklerine de ibadet ediyorlar. Oysaki sen, bir olan Allah'ý tavsif ediyorsun. O halde senin ibadet ettiðin mabudun onlarýn ibadet ettiklerinden baþkadýr. Onlarýn mabudu da senin ibadet ettiðinden baþkadýr. Bunun için Kur'an'da ; "De ki, ey kâfirler.ben sizin taptýklarýnýza tapmam, siz de benim taptýðýma tapmazsýnýz" buyurulmuþtur."67
Gönderen: 23.12.2006 - 21:30
Bu Mesaji Bildir   buharii üyenin diger mesajlarini ara buharii üyenin Profiline bak buharii üyeye özel mesaj gönder buharii üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
önceki konu   diğer konu

Mesajlar Gönderen Tarih
 vahdetı vucud kufru ?
buharii 23.12.2006 - 21:30
 vahdetı vucud kufru ?
buharii 25.12.2006 - 22:16
 vahdetı vucud kufru ?
kolcu66 26.12.2006 - 02:22
 vahdetı vucud kufru ?
Hak-dilaram 26.12.2006 - 10:11
 Buhari Kardeşe
Havz-i Kevser 26.12.2006 - 19:42
 vahdetı vucud kufru ?
ibn_teymiyye 28.12.2006 - 01:31
 vahdetı vucud kufru ?
Havz-i Kevser 28.12.2006 - 19:30
 vahdetı vucud kufru ?
ibn_teymiyye 28.12.2006 - 23:57
 vahdetı vucud kufru ?
buharii 06.01.2007 - 21:57
 Yeter artık Amacınız nedir?
Havz-i Kevser 07.01.2007 - 17:36
 vahdetı vucud kufru ?
.:Yakup023:. 07.01.2007 - 18:08

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 922 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 12:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
Muhtazaf (67), güllük (50), Tarik1001Ziyad (43), seraga (55), HÜSEYiN KARA (65), karaelmas38 (51), cemal57 (61), M.fansa (57), TATLIBELA (47), bbs (45), sedatf (50), uslu (49), ..ERDAL.. (43), metpay (55), derya_611 (50), aleyna nur (46), dilara0038 (59), aydin2004 (65), GülMuhammed (41), nurhalil (59), mustafa1 (56), kociste (70), osmanca (56), emin cinar (72), gulyuzlu (42), muhammedsafi (61), 0beyhan (55), alemihuccet (47), ahmet_37 (61), koreli09 (51), semsihamdi (62), dstar34 (49), seferyaþa.. (68), istanbulluzeki (59), atalayx (53), muhammet karagö.. (46), Rana-iyl (55), memo-nrw (51), yagmurum (52), sefadostu (51), abdulkadirorçan (40), sertan birol (45), bey57 (58), minikserce76 (51), orkan (48), fatma aktan (52), daliyavuz (54), Suffii (47), capanoglu66 (47), Ferhat37 (45), cansever80 (44), tete (47), telli (53), adidas_021 (27), mtura01 (50), Erdogandk (45), Otoriter (54), hmei? (53), furkan_guven (48), hasankaya01 (45), scorpion (42), talha57 (55), ali kaman (56), yueksel77 (48), wellness (55), Eness (61), nihanhane (42), ceek13 (45), samsat (41), ahmet-33 (51), temeksiz (61), SAVAÞ (50), isyan (39), nacikilci (55), Financial1982 (45), Simsek1974 (51), nurdansaka (45), BEKIR KOCA (44), haydaruzun (48), kadr (68), TONYUKUK (55), adim55 (46), AyMelek (53), melih_6 (51), Izzet Demirhan (66), mirkli (53), keser29 (53), muhsincan (49), 55hilal (66), ResoAga (54), 56emrullah (39), TAMER&CAMDERELi (50), birkulun (41), armagan63 (49), zekeriya- (56), acizane_23 (40), alibis (51), ilhan7979 (54), makedon (62), atikus (54), bay z021 (42), ruveyda_1983 (42), baranagri (55), Sessizlik_50 (36), SANLI (47), mrgol (73), mkaplan (44), arap (37), mna_metu (38), meloman (52), NæTiv&#83.. (38), Hazanyeli (48), gonul-_-dostum (45), ussaki (56), gencosman64 (61), M_K_S_37 (55), osmandenizci (61), DELÝBA&T.. (53), akýnc&ya.. (49), raif1971 (54), eren06 (60), vuslat_65 (40), mustafawarburg (54), mavi_ (42), afacan (56), Protoss (54), hayrettin23 (63), Hamdi (58), mustafaarda (57), hasta_genc23 (40), Usta74 (51), gulaislame (45), gulum_sevgi (61), emin2535 (56), fizme (56), santana (39), ahmet33 (42), serco (49), s.durdu (50), sulo (), tGb (39), zorbey66 (51), nurayse (51), raptor26 (47), orhan-velioglu (48), gülyunah (57), cendel (45), el bilo (50), PeYGaMBeR_GüLLe.. (36)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.60127 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.