0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » M E A L » FATİHA SURESİ TEFSİRİ

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
FATİHA SURESİ TEFSİRİ
Moderator


4254 Mesaj -
FATÝHA SURESÝ TEFSÝRÝ
Besmele
Rahman ve rahîm olan Allah'ýn adýyla;Sabahleyin hayata gözlerimizi açarken euzu-besmele ile açarýz. Ab-destimize euzu-besmele ile baþlarýz. Kur'aný kerimimizi okumaya baþlar¬ken euzubesmele çekeriz.
Rabbimiz Nahl suresinin 98 nci ayetinde "Kur'an okuduðunda kovul¬muþ þeytandan Allah'a sýðýn" ayetiyle Kur'an okumaya baþlarken euzu çekmeyi bize tavsiye etmiþtir.
Kur'aný kerimin çeþitli sure ve ayetlerinde geçmiþ peygamberlerin hangi durumlarda Allah'a sýðýndýklarýný haber vererek bizimde ayný du¬rumlarda kendisine sýðýnmamýzý iþaret etmiþtir. Mümin suresinin 27 nci ayetinde ahirete inanmayan kendini en büyük kabul eden Firavun vari"in¬sanlardan Allah'a sýðýnmamýza iþaret edilmiþtir.
îslamý teblið ederken kafirlere karþý konuþma üslûbunda istihza, ala¬ya alma, en önemli konuyu mizaha dönüþtürmekten Allah'a sýðýnmamýza iþaret edilmiþ. Muhalifler Hz. Musaya sen bizimle dalgamý geçiyorsun dediklerinde Hz. Musa:"cahillerden olmaktan Allah'a sýðýnýrým" demiþ.[1] ve istihzanýn cahil insanlarýn adeti olduðuna iþaret etmiþtir.
Hud suresinin 47 nci ayetinde ne istediðini bilmemekten Allah'a sý¬ðýnmaya iþaret edilmiþtir. Ne istediðimizi, ne zaman isteyeceðimizi, kim¬den isteyeceðimizi çok iyi bilmeliyiz.
Meryem validemiz gibi tanýmadýðýmýz biriyle tenha bir yerde karþý¬laþtýðýmýzda zaranndan korunmak için Allah'a sýðýnacaðýz.[2]
Yusuf a.s. gibi dünyanýn en güzel kadýný gözlerden uzak bir yerde kapýlan kapattýktan sonra "gel" dediðinde tek sýðýnaðýmýz Allah olacaktýr ve ona sýðýnacaðýz.[3]
Adalet konusunda suçlunun cezasýný onun yakýnma çektirerek "ceza¬nýn þahsiliði" kaidesini çiðnemekten Allah'a sýðýnmaya iþaret eder.[4] Ýslami bir devlette hakimler davanýn görülmesine baþlarken euzu-besmele çekerler ve zulmetmekten Allah'a sýðýnýrlar.
Mümin suresinin 56'ncý ayetinde ulaþýlmaz hayaller peþinde koþanlar¬dan Allah'a sýðýnmamýza iþaret edilmiþtir. Kominizin 1917 yýlýndan 1990 yýlýna kadar Rusyada uygulandý. Koministlerin hayallerinde çizdikleri cennet yerine cehennemi bir hayatla karþýlaþtýlar ve yetmiþ yýl yürüdükle¬ri çýkmaz sokakdan geri döndüler. Yeni bir çýkmaz sokaða giriyorlar. Ka¬pitalist ülkeler kendi sistemlerinin çýkmaz sokaðýnda ilk okula kadar uyuþturucunun kol gezdiðini, orta öðretimde fuhuþ yapmayana kötü gözle bakýldýðýný, her iki dakikada bir adam öldürüldüðünü, Aids in lordlar ka¬marasýna, senatosuna kadar yayýldýðýný gördü. Haþhaþýn yetiþtirildiði Afyonkarahisar ilinin gençlerine zarar vermediði halde Afyonkarahisar ilin¬den kapitalist ülkelere götürülüp buranýn gençlerini zehirlediðini gördü. Yeni bir sistem arayýþýna girdide yeni bir çýkmaza saplandý.
Biz ulaþýlmaz hayaller peþinde koþanlardan Allah'a sýðýnýrýz. Þeytanýn vesvesesinden, insanlardan olan þeytanlarýn vesvesesinden hayýrlý hiz¬metlere baþladýðýmýzda caydýrýcý vesveseler sunmasýndan Allah'a sýðýný¬rýz.[5]
Kur'an okumaya baþlasanýz hiç hatýrýnýza gelmeyen çok önemli iþler hatýrýnýza gelir. Namaz kýlmaya baþlasanýz "Hemen þu iki rekatý kýl, þu önemli iþi hallet" gibi vesveseler gelir.
Allah için cihad faaliyetine girseniz çoluk çocuk, gelecek endiþesi, ve bir çok korkunç olaylar gözünün önüne getiriverir þeytan ve þeytanýn oyuncaðý olan insanlar. Ýþte bunlar vazgeçirme çabalarýna karþý euzu-bes-mele çekerek Allah'a sýðýnacaðýz. Ayetlere mana verirken Allah'ýn murad ettiði manadan baþkasýný anlamaktan Allah'a sýðýnacaðýz. Rasulüne ters düþmekten Allah'a sýðýnacaðýz.
Kendi yanlýþ bilgilerimiz doðrultusunda ayetleri yorumlamaktan Al¬lah'a sýðýnacak ve euzu-besmele çekeceðiz.
Önce demokrasiye sonra Kur'ana iman edenler Kur'andan bazý ayetle¬ri alýp kedine göre yorumlayarak "Ýslam ve demokrasi1' adýyla kitaplar yazdýlar. Ayný yoldan yürüyerek "Ýslam ve laiklik" "Ýslam ve Hüma¬nizm", "Ýslam ve Kapitalizm" gibi kitaplar makaleler ayný yanlýþ yolun ürünleridir. Biz Euzübillahimineþ-þeytanirracim Bismillahirrahma-nirrahiym diyerek Allah'a sýðýnýp tefsirimize baþlýyoruz.
Bu Kur'andan bir ayet deðildir. Nahl suresinin 98nci ayetinde Allah'a sýðýnmamýz istenince peygamber efendimizde Euzü Billahimin-Eþ-Þeytanir-Racim diye söylememizi öðretmiþtir.
"Rahman ve Rahim Allah'ýn adýyla" veya "Esirgeyen ve baðýþlayan Allah'ýn adýyla" diye terceme ettiðimiz Besmeleyle baþlarým tefsirimize.
Allah'ýn zikriyle, hamdiyle baþlamayan, her Önemli iþ ve sözün sonu¬nun kesik (bereketsiz, sevapsýz) olduðunu bildirir Peygamber efendimiz ve buyurur.[6] Ýbni Mace ile Ebi Davud da "Allah'ýn hamdiyle" di¬ye rivayet edilmiþtir.
Besmelede Allah (c.c.)'ýn güzel isimlerinden üç tanesiyle dilimizi tat¬landýrarak iþimize, sözümüze baþlýyoruz.
Ýnsanýn ilk duyduðu, ilk gördüðü, ilk söylediði çok önemlidir. Allah (c.c.)'ýn Peygamber efendimize indirdiði altý bin*küsur ayet içinden ilk önce indirdiði hepsini kuþatacak bir emirdir, "Oku" Ünlü ko¬nuþmacýlar halkýn dikkatim üzerine çekecek ve de bütün konuþmasýný Özetleyecek cümlelerini baþlangýçta söylerler.
Biz bu dünya yolculuðunda yürürken Bismillahirrahmanirrahim der ve yürürüz. Kralý, þahý, padiþahý, devleti temsil eden yazý,sembol, veya unvanla yürüyenlere yolda kimse zarar vermediði gibi zarar verenler cezalandýrýldýðý gibi bu dünya mülkünde biz mülkün sahibinin adýyla yürü¬rüz. Mülkün sahibi Allah'ý tanýyanlar mümine zarar vermezler. Tanýma¬yanlar zarar vermeye kalkarlarsa bu dünyada cezasýný çekmezse ahirette mutlaka çeker.
Rabbimiz "herþey Allah'ý teþbih ederde siz onlarýn teþbihinden anla¬yamazsýnýz" buyurur.[7]
Bismillahirrahmanirrahim deyip yürüyen insan "daðlar ile. taþlar ile, seherdeki kuþlar ile" Allah'ý zikretmeye baþlayan müslümandrr. Herþeyin Allah'ý zikrettiðini düþünmek, ona inanmak onlar gibi zikre katýlmak eþya ile dost olmaktýr.
Biz besmeleyle Kur'aný okumaya baþlarýz. Allah'ýn kelamýný yine Al¬lah kelamryla açarýz. Allah'ýn kelamýný anlamada Allah dan yardým iste¬riz.
Rahman ve Rahim isimleri Rahmet kelimesinden türemiþtir. "Fazla harf fazla manayý gerektirir" kaidesine göre,
Rahman: bu dünyada mümin kafir ayýrýmý yapmadan nimetler veren, hepsine peygamberler göndererek yol gösteren, kitaplar indirerek, akýl vererek iyiyle kötüyü, helalle haramý, açýklayan manasýnadýr.
Besmelede Rahmaný zikreden müminde bu dünyada mümin kafir ayý¬rýmý yapmadan, hepsini Hz. Adem'in çocuðu peygamber çocuðu olarak kabul eder ve onlara yardým elini uzatýr. Haramlardan helallara, kötülük¬lerden iyiliklere rahmetle ince bir kalbin yanan sesi ve nefesiyle taþýmaya çalýþýr.
Rahýym: Ahirette müminlere rahmetiyle muamele edip az amellerini çok kabul edip, günahlarýný afvedip cennetine koyarak rahmetini göste¬rendir. Ahzap suresinin 43ncü ayetinde "Mü'minlere çok Rahimdir" bu¬yurur.[8]

Besmelenin Ahkamý:

Neml suresinin otuzuncu ayetindeki oesmele ihtilafsýz Kur'andýr, Yüzonüç surenin baþýndaki Besmeleler imamý þafiiye göre hem Kur'andandýr, hemde o sureden bir ayettir Hanefilere göre sure baþlarýndaki Besme¬leler ayettirler'ama sureden bir ayet deðildir. Sure aralarýný ayýrmak için¬dir.
Malikilere göre Nemi suresinden baþkalarý Kur'andan deðildir. Onun için farz namazlarda fatiha ve diðer surelerden önce besmele okunmaz.
Þafiiler sure baþlarýndaki Besmeleyi sureden saydýklarý için namazda Besmelenin okunmasýnýda vacip kabul ederler.
Hanefiler sure baþlarýndaki Besmeleyi sureden saymadýklarý için fati¬ha ve diðer surelerden önce Besmele çekmek sünnettir derler.[9]

FATÝHA SURESÝ TEFSÝRÝ

Rahman ve rahîm olan Allah'ýn adýyla;
Okuduðumuz mushafý açtýðýmýzda bu sûre ile karþýlaþtýðýmýzdan "Kur'ân'ýn açýþ sûresi, anahtarý" anlamýna gelen "Fatiha sûresi" diye isim¬lendirilmiþtir.
Namaz için tekbir alýp ellerimizi baðladýðýmýzda namaza Kur'ân'dan bu sûreyle baþladýðýmýzdan Fatiha Sûresi denmiþtir.
Kur'ân-ý kerîm'in kýsa bir Özeti durumunda olduðundan bazý âlimler tarafýndan "Kur'ân'ýn aslý, esasý" mânâsýna gelen "Ümmü'l-Kur'ân" diye isimlendirilmiþtir.
Fertlerin ve toplumlarýn maddî ve manevi sorunlarýný çözmeye yeter¬li olduðundan, diðer sûrelerin yerini tuttuðundan "el-Kafi" diye de isim¬lendirilmiþtir.
"Þükür, safi, Salat, Sual, Dûa, Esas, Vafi, Seb'ul Mesani" þeklinde adlarýda vardýr. Sevilenlerin özellik ve güzellikleri çok olduðundan se¬venleri onlara kendince bir çok güzel isim verir. Fatiha Sûresi'nin isimle¬rinin çok olmasý da bundan olsa gerektir.[10]

(1) Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'adýr.
Hazreti Adem'in yaratýldýktan sonra söylediði ilk cümle de yine "el-Hamdü li-llah" cümlesidir.[11]
Müminlerin Cennette söyleyecekleri cümle de yine "el-hamdü lillahi Rabbil âlemîn" olacaktýr[12]
Yine "Müminler iki hamdýn arasýnda yalnýz Allah'a hamdederek yaþamalýdýrlar. Dünya ve ahirette hamd O'nundur"[13]
Dünyada en çok tekrarlanan söz bu Fatiha sûresi'dir. Hiç bir atasözü, þiir, þarký, türkü veya ilahi, Fatiha Sûresi kadar tekrarlanmamaktadýr. "Haftanýn sarkýlan", "Ayýn þarkýlarý" diye anýlan þarkýlar zamanla unutu¬lur veya klasikler arasýna girerler. Fatiha Sûresi ise milyarlarca Müslü¬man tarafýndan, bir günün beþ vakit namazýnda kýrk defa tekrarlanmakta¬dýr.
Altmýþ yaþýndaki bir Müslüman, ömür boyunca Fatiha Sûresi'ni bir milyondan fazla okur da yine ona doyamaz ve ölürken yavrularýna Fatiha göndermeleri için vasiyet eder. Varisleri de mezar taþma "Ruhuna Fatiha" yazdýrarak gelip geçenden Fatiha isterler.
Biz mezar taþýyla Fatiha ismernemliyiz, Fatiha okutacak iþ yapmalý¬yýz.
Çünkü Nesâi'nin Süneninde rivayet ettiði bir hadis-i þerîfde Peygam¬ber efendimiz ölüler üzerine türbeler yapýlmasýný, yazýlar yazýlmasýný ya¬saklamýþtýr.[14]
Osman b. Ma'zun (r.a) vefat edince, Efendimiz Osman'ýn baþ tarafý¬na sadece bir taþ dikmekle yetinmiþtir.
Bugün sünnete uymamýz nedeniyle mezarlýklara trilyonlar gömül¬müþtür. Kabir taþlarýyla Fatiha beklemeyelim. Sadakai cariye dediðimiz topluma fayda veren iþler yaparak Fatiha okutalým.
Efendimiz:
"Ýnsanlarýn hepsi Allah'ýn a ile sindendir. Onlarýn en hayýrlýsý insanlara en hayýrlý olanýdýr" buyurur.[15]
En fazla hizmet edenin en hayýrlý olmasý için ise ilâhi vahy ölçülerine göre iman etmesi þarttýr. Günümüzde iman etmediði halde milyarlarýný fakirlere, ilmî müesseselere vakfedenler var ama iyi bilinmelidir ki, yara¬týcýyý tanýmayan ve O'na gerçekten kul olmayan ve O'nu sevmeyenin
O'ndan hayrý ve Cenneti beklemesi doðru olmaz.
Ýnsanlar için þan ve þöhret için sosyal tesisler kuranlar, yaptýklarýnýn karþýlýðýný bu dünyada "Aferin!" le þan ve þöhrete kavuþmakla alýrlar. Ya-rata'nýn rýzasý için yaratýklara hizmet edenler ise iki dünyada da mutlu olurlar.
Biz Allah'dan baþkasýna hamd etmeyiz. Peygamber efendimÝz'e sala-tü selam getiririz fakat hamd etmeyiz. Çünkü Peygamber Efendimiz de bu âlemdendir. Yaratýlmýþ, yaþatýlmýþ ve Rabbine döndürülmüþtür.
Âlem: Allah'ýn dýþýndaki herþeye denir. Âlem: Bir þeyin varlýðýna iþaret edene denir.
Yaratýlmýþlarýn tamamý Allah'ýn varlýðýna ve birliðine iþaret ettiði için "Âlem" adý verilmiþtir.[16]
Her yaratýk.kendi baþýna bir âlem olduðu gibi, her gurup da bir âlemdir.
Türkçe'de bir kelimeyi çoðul yapmak için kelimenin sonuna "ler, lar" eki getirilir: Çiçek çiçekler, çocuk-çocuklar gibi.
Arapça'da ise bu olay kelimenin durumuna göre deðiþir. Akýl sahibi olan, yani düþünen varlýklarý ifade eden kelimeler çoðul yapýlýrken sonu¬na "uun ve iyn" getirilir. Burada "Alemin" denmiþ bundan âlimlerimiz yaratýlan herþeyin kendine Özel anlayýþý olduðu hükmünü çýkarmýþlardýr.
"Yedi gök ve yeryüzü ve bunlarda bulunanlar O'nu teþbih eder. O'nu hamd ile teþbih etmeyen hiç bir þey yoktur. Fakat siz onlann teþbihlerini anlamazsýnýz. O halim olandýr. Baðýþlayandýr."[17]
"Yerde debelenen hayvanlar ve kanatlarýyla uçan kuþlar da sizler gibi ümmetlerdir."[18]
Bu âyetler ýþýðýnda yedi kat göklerde ve yedikat yerlerde olan her þey, havada uçanlarýn, yerde hareket edenlerin hepsi Allah'ý teþbih ettiðine göre hepsinin kedine göre bir canlýlýðý vardýr.
Demek ki, bundan sonra taþý da kuþu da cansýz ve ruhsuz kabul et¬meyeceðiz.
"Onsekiz bin âlem var" sözü Vehb Ýbni Münebbih'e aittir.[19] Yani âyet veya hadis deðildir. O zat da âlemlerin çokluðunu anlatmak için bu ifadeyi kullanmýþtýr. [20]

Rab: Terbiye eden, besleyip büyüten, yaþatan ve yöneten mânâlarýna gelir.
Firavun da devlet baþkaný olarak kendisini yöneten, terbiye eden, besleyip büyüten olarak görmüþ ve "Sizin en yüze Rabbiniz benim" de¬miþtir.[21]
Biz, günde kýrk defa namazýmýzda Allah'ýn âlemlerin Rabbi olduðu¬nu tekrarlayarak, Allah'dan baþka yaratan, yaþatan ve yöneten olmadýðýný önce kendimze sonra bütün insanlara ilan ediyoruz.[22]

(2) "Hamd Rahman ve Rahim olan Allah'a aittir."
Dünyada mümûvkâfir ayrýmý yapmadan nimet veren Rahman, ahi-rette müminle kâfir arasýnda ayýrým yapan ise Rahimdir.
Rahman olan Allah (cx.) mümine iki göz verip de kâfire tek göz ver¬memiþtir. Ellerimiz, dillerimiz, ayaklarýmýz mümin kâfir ayrýmý olmaksý¬zýn aynýdýr. Rahman olan Allah havayý kimsenin tekeline býrakmamýþtýr. Müminle kâfir bunlardan her hangi bir ayrýma tabi olmadan yararlanýyor, bazý insanlarýn kör, topal, saðýr olarak yaratýlmalarý da hem kendile¬rine hem baþkalarýna rahmet olabilir. Biz bunu çoðu zaman bilemeyebilir, farkedemeyebiliriz. Asýl olan sýhhattir. Hastalýk arýzidir geçicidir. Saðlýk bizim için rahmettir. Ama hastalýk da bir çok rahmete vesile olabilir.
Düþünelim ki doktor, hastalarýna baklava daðýtýrken iki tanesine bak¬lava vermiyor. O iki hasta yalvarýyor yýrtýnýyor ama doktor vermiyor. Dý¬þardan birisi doktorun haksýzlýk yaptýðýný, o iki hastaya bir kastý olduðunu zannediyor. Doktordan durumu sorduklarýnda ise o ikisinin þeker hastasý olduðu veya tatlý þeylerin o hastalar için zararlý olduðu belli oluyor.
Kehf Sûresi'nde Allah (c.c.) "Musa âleyhisselamla bir salih kulun yolculuðunu anlatýr. Musa (s.a.v.) ile o salih zat (Hýzýr olduðu rivayet ediliyor) bir gemiye binerler. O salih zat gemide hasar meydana getirir. Musa (s.a.v.) "Niçin gemiye zarar verdin" diye sorduðunda cevap vermez. Uzun bir yolculuktan sonra yaptýklarýnýn hikmetini Musa'ya açýklar. «Gemi fakirlerin idi. Arkadan gelmekte olan bir kral (korsan) o gemiyi gasbedecekti. Ancak ben onu ayýplý hale getirince gaspetmedi.» der.
Körler vakfýný kuranlar, verem, kansr hastaneleri ve araþtýrma mer¬kezlerini kuranlar ve buralara mal baðýþlayanlar genelde kendisi veya ai¬lesi bu tür hastalýklara tutulan kiþilerdir. Ýþte Allah böylece bilinmeyen yerden bize ve tüm insanlýða yardýmcý olmakta ve böylec bu zengin has¬talarýn baðýþlan neticesinde bu daldaki bilgi de geliþmektedir.
Ayrýca isyanýn faydasý da yoktur.
Ýki körden ikisi de tedavi yollarýndan ümidi kesince birisi "Allah'a þükür ki kulaðým duyuyor, halkýn ve Hakkýn kelamýný iþitiyorum. Gözle¬rimle haramý görmüyorum diyor ve rahat ediyor. Diðeri ise isyan ediyor ve iki dünyasýný da karartýyor.
Hukuk fakültesi öðrencilerine Ýslâm Hukuku ile ilgili bir ders verdi¬ðim bir sýrada. Bir de baktým beyaz bas tonlarýyla, gözleri kör gönülleri açýk dört kardeþim salona girdi.
Dersden sonra kendileriyle konuþtum. Onlar da salonda körlere Kur'an öðretiyorlarmýþ. Ellerinde kabartma nokta usulüyle Pakistan'da basýlmýþ mushaf vardý. Kendilerinden okumalarýný rica ettim. Rastgele bir sahife açtý ve süratle parmaklarýný göz yaparak okumaya baþladý.
Öyleyse insanlýk, isyanla deðil, verilen emanetleri verildiði doðrultu¬da kullanarak dünyada gönül rahatlýðý, ahirette Rabbýn rýzasýný ve cenne¬tini elde etmeye çalýþmalýdýr.[23]

Akýllar Denk Olsaydý

"Mademki Allah Rahman'dýr, dünyada kullar arasýnda ayýrým yap¬maz, niçin akýllar insanlarda eþit deðil?" diyorlar.
Eðer akýllar ve bedenî güçler bütün insanlarda eþit olsaydý, ilini ge¬liþmez, keþifler yapýlmazdý. Evlerin planý, rengi, bahçeler, yollar ayný tip ve ayný renk olur, hayat çekilmez hale gelirdi.
Güreþler, koþular, bilgi yarýþlarý yapýlmaz, heyecan, zevk,.neþe denen þey olmazdý. Çünkü güçler ve akýllar eþit. Herkes ayný saniyede ayný met¬reyi koþacak, rekorlar, rekabetler olmayacaktý. Bir güle bakan binlerce ki¬þi ayný kelimelerle ayný vezinde ayný þiiri yazacaktý.[24]

Rahim:

Ahirette müminle kâfiri ayýrt eden, mümine Cennetin veren Allah (c.c.) Rahim ismi celaliyle rahmet edecektir.
Rahim, mazlumlarýn son sýðýnaðýdýr. Bu dünyada insanlarýn haklarýný yiyen, Hakka karþý gelen, halka zulmedenler para, makam ve ünvanlany-la dünyada cezalarýný çekmeden giderlerse de ahirette mallar evlatlarý, or¬dularý servetleri onlara fayda vermeyecektir.
Rahim ismi zalimler, kâfirler için tehdit, müminler ve mazlumlar için ise teselli ve sýðýnaktýr.
Rahman ve Rahim'e iman eden bir insan, Allah'ýn yeryüzüne indirdi¬ði rahmetten yararlanýr ve yaratýklara rahmet nazarýyla bakar. Civcivini korumak için aslana karþý duran tavuk, yavrusu için kartala kanat çýrpan serçedeki rahmet bizde de vardýr. O madenimizi iþletirsek insanlarý iman sýzlaþtýnp Cehenneme atýlmasýna sebep olan ateistlere, insanlarýn elinde avucunda ne varsa sömüren kapitalistlere karþý çýrpmýr ve bir çýkýþ yolu buluruz.
Yaratýlmýþlara rahmet nazarýyla bakacaðýz. Rahman'ýn rahmetinden ümit kesmeyeceðiz.
Rahim'dir diyerek tebelliðe de düþmeyeceðiz. Çünkü O din gününün sahibidir.[25]

(3) Hamd "Din gününün sahibi Allah'a aittir."
Din gününden kasdedilen ahirettir. Birinci derecede Kur'ân'ý Kur'ân âyetleriyle tefsir edeceðiz. Ýnfitar Sûresi'nde "Sonra din gününün ne oldu¬ðunu nereden bileceksin? O gün kimsenin hiç bir kimseye hiç bir fayda saðlamayacaðý bir gündür. O gün emir yalnýz Allah'a aittir"[26] buyurularak din gününün ahiret olduðu açýklanmýþtýr.
Allah (c.c.) Rahman ve Rahim isimleriyle bizi önce ümitlendiriyor. "Maliki yevmiddin" ile de korkutuyor. Cennete gitme ümidi ile Cehenne¬me düþme korkusu arasýnda iþlerimizi ve niyetlerimizi düzeltelim.
Fatihanýn ilk iki ayeti Allah, Rab, Rahman ve Rahim isimlerini taný¬týyor. Yediklerimizi giydiklerimizi, sevdiklerimizi, elimizi, dilimizi, gö¬ren gözümüzü, yaratan yaþatan yöneteni bize tanýtýyor.
Rahman ve Rahim olan Rabbimiz Allah'a hamd ediniz dedikten son¬ra ceza gününün sahibi olduðunu hatýrlatýyor.
Bu bize tebliðin metodunu da öðretiyor; önce inanan inanmayan her¬kese sevindirici müjdeleyici olacaðýz. Sonra inananlarý ayýrýcý, iman kar¬deþliði, sebebiyle kayýrýcý fakat hep açýklayýcý, anlatýcý kurtuluþa davet edip felaketi gösterip uyarýcý olacaðýz. Bunlardan anlamayanlar için kor¬kutucu sakmdýncý ifadeler kullanacaðýz.
Su bir çok maddeyi yumuþatýr. Aðaçlarýn tepesine yükselir çiçek olur. Çiçekde koku olur ama demiri yumuþatamaz. Demir yumuþatýlmak için ateþte yakýlýr örs üstünde çekiçle döðülür. Su verilir ise yarar hale getirilir.
Bazý insanlar da güzellikten iyilikten, yumuþaklýktan anlamazlarsa onlarýn karakterine uygun davranýlýr.
Allah (c.c.) dünya ve ahiretin sahibi, maliki, yöneticisi olduðu halde burada yalnýz "Din, ciza gününün maliki" denmesinin sebebi: Bu dünya¬da bir kýsým insanlarýn ilahlýk iddiasýnda bulunmalarýna izin vermesin-dendir. Ahirette ise otorite yalnýz ve yalnýz O'na aittir.
Yaratan, yaþatan ve yöneteni tanýdýktan ve O'nun Rahman sýfatýnýn tecellisi ile rengarenk ve çeþit çeþit muamele edeceðini kimseye zulmet¬meyeceðini, o gün Allah'dan baþka kimsenin sözünün geçmeyeceðini öð¬rendikten sonra, O'nun mülkünde O'nun huzurunda O'na yönelir ve;[27]

(4) "Yalnýz sana ibadet ederiz ve yalnýz senden yardým isteriz" deriz.
Yaratýcý olarak Allah'ý kabul eden, yönetici olarak O'nu Rab tanýyan, bütün bu dünya nimetlerini O'nun verdiðini bilen, ahireîte Cennet ve Ce¬hennemi yaratan ve müminle kâfiri ayýrt edecek olan Rahim'e inanan bir Müslüman O'na hamd eder yakýnlýk saðlayýnca sanki Rabbiyle konuþu¬yormuþ gibi "Yalnýz Sana ibadet ederiz ve yalnýz Senden yardým isteriz" diyerek "Sana" ve "Senden" kelimelerini kullanmasýný öðrenir.
«Sana ibadet eder, senden yardým isteriz» derken «herþey Allarýdýr veya Allah herþeydir» diyenlere cevap veririz. Çünkü biz ibadet edenle ibadet edileni ayýrýyoruz.
Ýlk üç âyette RabbiimYin Allah, Rabb, Rahman, Rahim, Malik isim¬lerini tanýdýðýmýzdan arifler makamýna eriþiyoruz.
Ma'rifet makamýnda vuslat makamý vardýr ki bu "Ýyyake Na'büdü"
"Yalnýz Sana ibadet ederiz" diyerek Huzur'da olduðunu, kendisi Allah'ý görmese de Allah'ýn kendisini gördüðünü bilerek ibadet ederse Mevla'sý¬na kavuþan Mecnun gibi olur.
"Yalnýz Senden yardým isteriz" derken Allah'dan baþka herþeyi elinin tersiyle itip ondan baþka dilek kapýsý olmadýðýný söylemekle "Fena Fillah" mertebesine varýr.[28]

Gönderen: 02.05.2010 - 02:01
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
önceki konu   diğer konu

Mesajlar Gönderen Tarih
 FATİHA SURESİ TEFSİRİ
Muhtazaf 02.05.2010 - 02:01
 FATİHA SURESİ TEFSİRİ
Muhtazaf 02.05.2010 - 02:02

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1611 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 12:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ogretmenim_3030 (39), esmer-guzeli (27), üsse (42), dava yolcusu (37), Muhammeduveys (46), emre2008 (30), serkankarakas (46), ezzra (37), yasir70 (57), kinali (38), Ahmet 24 (74), shema (42), ennihayet_menzi.. (46), neomen (48), ihsan_cagatay (37), zorbey1970 (55), tekb1r (41), cemsonmez (48), nuresma (38), ümriye (42), kralcan21 (41), forkheart (45), Samil Ladin (37), Ahmet Yasir Gül.. (37), Visne (43), Bunyamin24 (34), Kaiser (44), huma (52), crazy_baby (38), saimkucuk (43), compeng81 (44), gulcin1 (47), kevser_ (43), rabiaRAVZA (39), BERIVAN (45), H-I-R-A (47)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.66536 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.