generique stromectol ivermektin generique kaletra fluvoxamine generique stromectol cardura carsol cartia xt cartia casodex caverta ceclor cd ceclor ceftin cefurim celebrex celestoderm v celestone celexa cellcept cellidrine cephoral ceporex cerina cerzine cet eco cetallerg cetrine chibroxol chlorazin chlorochin chloromycetin cialis black cialis daily cialis oral jelly cialis professional cialis soft cialis strips cialis sublingual cialis super active cialis super force cialis cibacen ciloxan cimexillin cip eco
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » DİĞER KONULAR » Depresyondaki yaşlılar için doktor ve psikologlar tarafından verilen profesyonel tedavinin, ilaçlardan daha faydalı olduğu saptandı.   Cevap ekle

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
asanyakan su an offline asanyakan  
Themenicon    Depresyondaki yaşlılar için doktor ve psikologlar tarafından verilen profesyonel tedavinin, ilaçlardan daha faydalı olduğu saptandı. Alıntı yaparak cevapla

401 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 09.11.2003
En Son On: 16.05.2004 - 02:20
Cinsiyeti: ----- 
Depresyondaki yaşlılar için doktor ve psikologlar tarafından verilen profesyonel tedavinin, ilaçlardan daha faydalı olduğu saptandı.
Profesyonel anlamda tedavi gören yaşlı depresyon hastalarının, daha az rahatsızlık geçirdikleri ve yaşam kalitesini artırabildikleri gözlendi. Yaş ortalaması 60 ve üstü bin 801 depresyon hastası üzerinde, Amerika'da 18 ayrı klinikte bir yıl süren bir araştırma yapıldı. Deneklerin yarısı depresyon ilaçlarıyla tedavi edilirken, diğer yarısına, hastanın durumuyla ilgilenen hemşire, psikolog ve doktorlar tarafından takım tedavisi uygulandı. Huysuzluk ve ruh durumunu düzeltmek açısından uygulanan takım tedavisinde, hastanın yakınlarıyla teması sürdürülerek, kişisel özellikleri, davranış durumu ve sorunlarıyla ilgili bilgi edinildi. Araştırma sonunda, takım tedavisi uygulanan hastaların yüzde 45'inde, depresyon rahatsızlıklarının yarı yarıya azaldığı saptandı. Sadece ilaçla tedavi gören diğer depresyon grubunda ise bu oran yüzde 19 olarak belirlendi. Hafif ve orta derecede depresyon geçiren hastaların genellikle ilaç tedavisine başvurduklarına değinen uzmanlar, araştırmayla bu hastalara da daha fazla ilgi gösterilmesi gerektiğinin anlaşıldığını belirtti.

Beş kadından biri hamilelik döneminde depresyona giriyor

Amerikalı araştırmacılar, hamile kadınlardan beşte birinin sorunlarını anlatmamasına rağmen depresyona girdiğini belirledi. Doktorlara göre genelde erkeklerin iki katı sayı ve oranda depresyona giren kadınların hamilelik döneminde kendi fiziki durumları ile çocuk doğurmaktan duydukları korkunun en büyük etken olduğu ileri sürülüyor. Uzmanlar bu nedenle depresyon belirtilerini gören kadınların veya eşlerinin doğrudan bir uzmana başvurarak tedavi olma yollarını aramaları öneriyor. 26.Mayıs.2003

Hiçbir etkisi olmayan sahte ilaçlar (placebo) major depresyonu tedavi
eder mi?

American Journal of Psychiatry dergisinin mayıs 2002 sayısında yer alan yeni araştırmaya göre major depresyonu olan hastalara verilen sahte ilaçların (hastalar ilaçların etkisiz olduğunu bilmiyorlardı) beyin aktivitelerini gerçek ilaçlar kadar değiştirebildiği sonucu çıktı.Araştırma 51 hasta üzerinde gerçekleştirildi ve beyin aktivitelerinin ölçümünde QEEG (dijital eeg) cihazı kullanıldı. UCLA Neuropsycchiatric İnstitue and Hospital'da Dr. Andrew Leuchter tarafından yönetildi.Her iki gurubun beyinlerinde meydana gelen değişiklikler büyük oranda birbirine benzemekle birlikte placebo (yalancı) etkili ilaçları alan hastaların prefrontal kortekslerinde daha fazla aktivite görülürken gerçek antidepresanları alan hastalarda daha az aktivite görüldü.Araştırmanın en çarpıcı sonucu ise placebo etkili ilaçları alan hastaların en az gerçek antidepresanları alan hastalar kadar iyileşme göstermesi.Amerika'da devletin son zamanlarda ilaç üreticisi firmalardan yeni üretilen ilaçların placebo etkili ilaçtan daha etkili olmasını istediğini hatırlatalım.

Türkler Cinsel Sorunu Olduğunu Kabul edemiyor:

Dördüncü ulusal cinsel işlev bozuklukları kongresinde Prof.Dr.Ferruh şimşek şunları söyledi "Yaşadıkları cinsel işlev bozukluğunu zorlu yaşam koşulları,iş stresi,yetiştirme koşulları ya da eşlerinin hataları ya da anlayışsızlığı gibi kendilerinin dışındaki etkenlere bağlamaya çalıştıklarını gördük.Ortada bir cinsel sorun olduğu kabullenildikten sonra da ne yazık ki,uzun süre sorunun eşler arasında bile konuşulamadığı,tedavi ya da çözüm arayışına girilmediğini saptadık.Çiftler tedaviye,sorun çıktıktan ortalama 7 yıl sonra gidiyorlar."
Araştırmalar Bayanların Söylediklerini Boş Verin Diyor !
Bir bayanla karşılaştınız sizden hoşlanıp hoşlanmadığını öğrenmek istiyorsanız o zaman ne söylediklerini boş verin vücut hareketlerini iyi gözleyin.Bu tavisye Journal of Personality and Social Psychology 'de yayınlanan bir araştırmanın sonucu..Uzmanlar bir bayan sizden hoşlandı ise mutlaka her zamandan farklı bazı fiziksel hareketler göstereceğini söylüyorlar.Araştırmaya göre böyle durumlarda bayanların hareketliliklerinde mutlaka hızlanma oluyor ve hareketleri daha kompleksleşiyor.

Araştırmalar Paranın Mutluluk Getirmediğini Gösteriyor.
Amerikalı Psikolog Prof.Dr. David Myers araştırmasının sonuçlarına göre Amerikan toplumunun refah düzeyi artmasına rağmen( milli gelir 40 yılda 2 katından daha fazla yükselmiştir) bu durumun Amerikan vatandaşlarının mutluluğuna hiç bir katkıda bulunmadığını,tam tersine toplumun giderek kendisini daha mutsuz algılama eğiliminde olduğunu söylüyor.1950'lerin ortasından 1990'ların sonuna kadar Amerikalıların ortalama gelirleri yıllık 8.000 dolardan 20.000 dolara yükselmiş durumda.(Vergi oranlarındaki ve enflasyondaki değişikliklerin etkisi çıkarıldıktan sonra)1950'li yıllarda yapılan anketlerde toplumun % 35 kendini çok mutlu olarak algılarken 1990'lı yıllarda bu oran %33 'e düşmüş durumda.Prof.David Myers bu durum karşısında iki katı daha fazla zenginiz ama asla daha mutlu değiliz diyor.

Benzer şekilde Forbes dergisinin araştırmasında ise multimilyonerlerin
kendilerini normal insanlardan daha mutlu olarak algılamadıkları ortaya çıkmıştı.Uzmanlar bu durumu insanların para kazandıkça aynı zamanda beklenti düzeylerinin de yükselmesi ile açıklıyorlar. Bir multimilyonere sormuşlar "ne kadar para yeter?" diye multimilyoner "sadece birazcık daha fazla para hep yeterli olur" demiş.Sonuçta günümüzde Amerikan toplumu evet daha zengin ama hep birazcık daha fazlasını istediği için sanırız ki mutluluk düzeyinde bir artma söz konusu değil.
Sizce boşanmış ailelerin çocukları mı yoksa evlatlık olarak başka bir ailenin gözetiminde büyüyen çocuklar mı daha mutludur?

Journal of Family Psychology'de mart 2002 de yayınlanan bir araştırma sonuçlarına göre evlat edinilmiş çocukların daha az davranışsal ve duygusal problemleri oluyor.Aynı şekilde evlat edinilmiş çocuklar boşanmadan sonra anne yada babasının yanında kalan çocuklara göre daha yüksek kendilik değerine(self esteem) sahipler, aile ilişkileri daha iyi ve okul başarıları daha yüksek.Araştırmayı yapan psikolog Robert Bauserman bu araştırmanın boşanma olayından sonra ebeveynlerden birinin yanında kalan çocukların hasta olarak nitelendirileceği anlamına gelmeyeceğini söylüyor.Araştırmaya 2660 çocuk katıldı.
e-mail Göndermek Sağlığa Yararlı

E-mail'in etkilerini inceleyen ilk araştırmanın sonuçları, e-mail yazmanın sağlık üzerinde olumlu etkileri olduğunu gösterdi.

Teksas Üniversitesi'nde yapılan araştırmaya göre, (11 Eylül saldırıları gibi) psikolojik durumlarını derinden sarsacak olaylar yaşayan öğrencilerin, neler hissettiklerini anlatan e-mail yazdıklarında, duygularını yazmayan öğrencilerden daha kısa sürede kendilerini daha iyi hissetmeye başladıkları görüldü.

The Daily Telegraph gazetesinde yayınlanan haberde, Teksas Üniversitesi'nin psikoloji bölümü tarafından yapılan araştırmanın ayrıntıları yer aldı.

Duygularıyle ilgili e-mail yazan öğrencilerin birkaç gün içinde kendilerini daha iyi hissetmeye başladıkları, derse devamsızlık yapmadıkları görüldü.

Psikolog Erin Brown, yalnızca e-mail'le olsa bile yazmanın insana kendini ifade etmesine yardım ettiği ve stresi yenmesini sağladığını belirtti.

"Karamsar kişilerde bile işe yarıyor" diyen psikolog, araştırmanın, yazmanın insanın ruh sağlığı üzerindeki olumlu etkisini deneysel olarak da gösterdiğini ifade etti.


Ünlü Mayo Kliniğinin Araştarmasına Göre Tüm Okul Çocuklarının %7.5 ' i Hiperaktif......
8,548 çocuğun katıldığı araştırmada çocukların % 7.5'inde Hiperaktivite teşhis edildi.Uzmanlar hiperaktivitenin çocukluk çağında en yaygın davranış bozukluğu olduğunu bildirdi.Hiperaktif çocukların dikkat süresinin çok kısa olması,içgüdüsel davranış özellikleri göstermeleri, odaklanmada ve oturmada zorluk yaşama gibi özellikleri bulunuyor.Ancak bir çocuğa hiperaktif teşhisi konulabilmesi için bu özelliklerin hem evde hem de okulda baskın olması gerekiyor.Uzmanlar hiperaktivitenin Amerika da % 4 ile % 12 arasında çocuğu etkilediğini söylüyor.

Bu araştırma Pediatrics and Adolescent Medicine March 2002 kaynağından bir özettir.

Evli erkeklerin bekar erkeklerden daha mutlu olduğunu, buna karşılık evli Evli..

Evli erkeklerin bekar erkeklerden daha mutlu olduğunu, buna karşılık evli kadınların bekar kadınlardan daha mutsuz olduğunu biliyor muydunuz ? Bu sonuç Kaliforniya Üniversitesi Profösörlerinden Psikolog Robert W.Levenson'un uzun yıllar süren araştırmalarının anket ve testlerinin çok kısa bir özeti.Bu araştırmaladan çıkan başka bir ilginç sonuç ise erkeklerin daha çok kendi duygularının oluşum nedenlerinin yine kendi duyguları ile ilişkili bulunması.Kadınların duygularının nedeni olarak kocalarının duygularının ön planda olması, kadınların bu kronik mutsuzluğunun nedeni olarak tahmin ediliyor.Başka kadın ve erkekler arasında bulunan önemli farklardan biri ise kadınların duygusal tecrübe ve yaşantılarının kendi psikolojilerini yansıtmaması bu farkların nedenleri olabilir diyor psikolog Levenson.Daha önceki araştırmalarda bekar bir bayanın bekar bir erkeğe göre daha az psikolojik sorunları olduğunu gösteriyordu (Prof.Dr.Nevzat Yüksel) Tüm bu sonuçlar aklınıza evlilik bazı bayanlara neden mutluluk getirmiyor da erkeklere getiriyor sorusunu getirdi değil mi ?Bu sorunun cevabını yine en iyi bayanların verebileceğini düşünüyoruz.

Bayanların erkeklerden strese daha dayanıksız olduğunu düşünüyorsanız...

Bayanların erkeklerden strese daha dayanıksız olduğunu düşünüyorsanız bu araştırmayı okuyunca yanıldığınızı anlayacaksınız.Duesseldorf Üniversitesin'de yapılan yeni araştırma sonuçları bayanların kronik ve akut stresle daha iyi mücadele ettiğini gösteriyor.58 bay ve bayan denek üzerinde yapılan araştırmada her iki gurup ta aynı stres ortamlarına sokulduktan sonra yapılan hafıza ölçme testlerinde erkekler bayanlara göre daha kötü sonuçlar aldılar.Farklar istatistiksel olarak anlamlı bulundu.

Bu araştırmaya benzer başka bir araştırma da Hollanda da Groningen Üniversitesinde yapıldı. Araştırmada üç ayrı denek gurubu oluşturuldu, ve üç guruba da ayrı evlerde aynı oranda stres yaratıcı uyaranlar verildi.

1.Gurup sadece bayanlardan oluşuyordu ve yapılan testler sonucunda bayanlar gurubunun stresten en az etkilenen grup olduğu ortaya çıktı.

2.Grup erkeklerden oluşuyordu ve erkekler stresten en fazla etkilenen guruptu.

3.Gurup karışık guruptu ve bu gurubun erkeklerinin ve bayanlarının stres düzeyi eşit bulundu.

Bu Sonuçları değerlendiren Psikolog.Dr.Christel Westenbroek "Bu araştırma bayanların sosyal destek durumlarında stresi tolere etme güçlerinin daha yüksek olduğunu gösteriyor.Erkeklerin kendi içlerinde ki sosyal ortamlarında streslerinin daha yüksek olmasının nedeni erkeklerdeki hiyerarşi içinde baskın olma dürtüsünün erkeklerde daha baskın olmasından kaynaklanabileceğini" söyledi.


Balık Ye Depresyondan Uzak Dur !

Ekim 2001 'de Journal of Affective Disorders ta yayınlanan bir araştırmada 23 ülkede yapılan çalışmaya göre balık tüketimi ile depresyon,özelliklede doğum sonrası depresyon arasında ters orantı bulunmuş.Yani çok balık tüketen ülkeler depresyondan uzak duruyor.Örneğin balık tüketimi yılda 8.6 paund olan Güney Afrika'da kadınlar arasında depresyon oranı %24.5 gibi çok yüksek bir oranda.Oysa balık tüketimi yılda 81.1 paund olan Singapur'da kadınlar arasında depresyon oranı %1.5.Aradaki fark çok bariz değil mi ? Aynı çalışmada balık tüketiminin Manik Depresyona ve şizofreniye yakalanma riskini azalttığına dair deliller bulunmuş.Oregon Health Sciences Universitesinden William Connor balık sevmeyenlere günde 1 gram balık yağı kapsülünün yararlı olacağını söylüyor.

Amerika’da yapılan başka bir ulusal araştırmaya göre balık tüketimi düştükçe, depresyon, intihar eğilimi, kalp krizi vakaları artıyor. Araştırmayı yöneten Ulusal Sağlık Enstitüsü’nden Doktor Joseph Hibbeln "Artık bu hastalıkların neden artış gösterdiğini biliyoruz" diyor.

Ekim 2001 Journal of Affective Disorders kaynağından özettir.


Magnetik Terapi :
University of Illinois Chicago'da yapılan bir araştırmada çeşitli depresyonlarda magnetik uyaranlarla yapılan tedavilerin en az elektrokonvülsif (Şok) tedavileri kadar etkili olduğu bulundu.Bunun çok iyi bir haber olduğunu söyleyen Dr. Philip Janicak magnetik uyaran tedavisinin diğer tedavi yöntemlerine göre daha zararsız ve yan etkisinin olmadığını belirtti.

Depresif hastaların prefrontal kortexinde anormal bir elektrik aktivite ve azalmış bir kan akışı görülmektedir.İşte beynin bu bölgesi bu tedavi yönteminde magnetik olarak uyarılmaktadır.Bu uyarı yaklaşık olarak 10-15 dakika sürmekte ve bölgeye yaklaşık 1000 magnetik uyaran gönderilmektedir.

Daha önce Hamilton Depresyon Ölçeği ve diğer depresyon testleri uygulanmış bulunan hastaların depresif belirtilerinde azalma meydana geliyor.Magnetik terapi uygulanan ve sadece elektro şok tedavisi uygulanan hastaların depresyon skorları arasında istatistiksel olarak bir fark bulunmuyor.Bunun anlamı her iki tedavi yöntemininden'de aynı sonucun elde edildiği.

Hastaları mıknatıslarla tedavi eden Dr.Mesmer bu araştırmanın sonuçlarını duysa idi ne derdi acaba ? Kendini tebrik ederdi sanırım.Ayrıca Kleopatra'nında ısıtılmış mıknatısları vücuduna temas ettirerek güzelleşmeye çalıştığını hatırlatalım.

Özetlerken yararlandığımız kaynak: http://www.elsevier.com/locate/biopsych.


Manik Depresif Bozukluk ve Panik Atak aslında aynı hastalık mı?
Prof. Dr. F. Mac Kinnon panik atak ve Manik Depresif Bozukluğun genetik olarak aynı şey olduğunu ispatladıklarını söylüyor.Bu araştırmanın ingilizce orjinaline http://www.newsrx.com linkinden gidebilirsiniz.


Fobiniz Varsa Bu Yazıyı Mutlaka Okuyun !
Eğer bir fobiniz varsa korktuğunuz şeyle yüzleşmek bazen yararlı olabilir.Los Angels California üniversitesi psikologlarının konu ile ilgili yaptığı bir araştırma şöyle:Tamamı örümcek korkusuna sahip olan denekler iki guruba ayrılıyor.Bir guruba her gün aynı örümcek gösteriliyor.Diğer guruba ise her gün değişik türde bir örümcek gösteriliyor.Aradan geçen 3 hafta sonra her iki guruba da daha önce hiç görmedikleri türde çok garip bir örümcek gösteriliyor.daha önce her gün farklı örümcek gösterilen guruptaki insanlar bu yeni örümcekten korkmuyorlar.Bu araştırmadan bizim çıkardığımız sonuç şu şekilde:Örneğin uçak korkusu olan insanlar uçak resimleri kolleksiyonu yapabilirler.

Bu yazı HealthScout - February 21, 2002 kaynağından özetlenmiştir.


Müzik Terapi:
Müzik enstrümanları özelliklede kemanın kullanmayı öğrenmenin beyni fiziksel olarak değiştirdiği, çocukların bilişsel-algısal yeteneklerini arttırdığı,ve yaşlılıkta ruhsal sorunlarla karşılaşma riskini azallttığı bulundu.

Bu haber http://www.ABCNews.go.com kaynağından özetlenmiştir.

Gülmek Yaratıcı Düşünce Gerektiren İş Performansını Arttırır !
Araştırma sonuçlarının gösterdiğine göre hem iyi bir sağlığa sahip olmak için hem de iyi bir çalışma performansı için gülmek en iyi ilaç...
Araştırmalardan birine göre,eğer işiniz yaratıcılık gerektiriyorsa ve eğer erkekseniz,komedi filmleri izlemek iş performanısınızı etkiliyor.Harward üniversitesinde örgütlü davranış konusunda master tezine sahip Allan Filipowicz bir grup öğrenciye bir komedi filmi;diğer bir gruba ise normal bir film izlettirdi.Komedi filmi izleyen gruptaki erkek öğrenciler kendilerinden kartondan bir köprü yapmaları istendiğinde diğer gruba göre çok daha fazla başarı sergilediler.Kız öğrencilerde ise bu oran oldukça düşüktü.Filipowicz bu durumun erkeklerin filmi izledikten sonra dikkatli olmalarından kaynaklandığını belirtti.

İkinci araştırma ise,eğer bir yöneticinin tercih ettiği biçim üretici ve sorgulayıcı bir tarz ise,bu durumda yapılan espri ve şakaların iş performansını arttırdığını göstermektedir.Ancak eğer bu iş,serbest bir çalışma anlayışından farklı olarak emirlere uymayı gerektiriyorsa bütün bunlar yapılan işe zarar verecektir.

Sonuç olarak "Mizahın etkisi yapılan işe göre değişmektedir,eğer yaratıcı bir şeyler yapıyorsanız kullanmak isteyebilirsiniz ama aksi halde kullanmayın", diyor Filipowicz.

KADINLAR HARİTA ÖZÜRLÜSÜ!

Yetenekleri daha düşük
KANADA’DA, Saskatchewan Üniversitesi psikologlarından Deborah Saucier tarafından yapılan bir araştırma, kadınların harita üzerinden yol bulabilme yeteneklerinin, erkeklere göre düşük olduğunu ortaya çıkardı. Devamı

Meksika'da Psikologlar İlaç Yazabilecek:
Meksika Parlementosun'da kabul edilen yasaya göre psikologlar hastaya psikotrop ilaç reçetesi verebilecekler.Yeni yasaya göre psikologların nöröloji,farmakoloji,psikofarmakoloji,fizyoloji, psikopatoloji,klinik farmakoterapi adlı dersleri de 450 saate,uygulama eğitimleri de( hastanede bir uzman gözetimi altında staj şeklinde) 400 saate çıkarılıyor.
Not:Bu haber Albuquerque Journal - February 01, 2002 kaynağından bir özettir.Bizim herhangi bir yorumumuz bulunmuyor.
Ekleme Tarihi: 27.11.2003 - 05:32
Bu mesajı bildir   asanyakan üyenin diğer mesajları asanyakan`in Profili asanyakan Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

  Cevap ekle Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 404 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
geeflowx (39), ayseDK91 (33), umit09 (53), zehra25 (44), akutisarizar (47), merca (45), Melek_87 (37), Ehl-i Sunnet (42), lider42 (48), Mukim (55), Gizem_Perdesi (37), gök_börü (46), vuslat94 (37), srf (42), m_emin (51), mustafa508 (37), EBRAR-NESIBE (44), ahmerium (50), c gul (40), asumansule (38), adalý (51), recep_ (38), YanaYana (36), Selime (38), AllahuAkbar (40), esses (31), faruksabri (35), sevde8838 (36), süleyman555 (41), Seheryildizi (33), pech45 (55)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.56761 saniyede açıldı