ivermektine dexamethasone ivermectine ivermektin lopinavir ritonavir lamotrine lamprene lanoxin lansoprax largactil lasix leponex levaquin levitra oral jelly levitra professional levitra soft levitra super force levitra lexapro lidocaton lignospan lioresal lipanthyl lipitor lisitril comp lisitril lisopril plus lisopril litarex lithiofor lithobid lodoz lopid lopimed lopresor lopressor lora allergie lorado loratine lotemax lovelle loxazol loxitane lozol sr lozol lur
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Ezan ve isim

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Ezan ve isim

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 31.07.2020 - 00:50
Cinsiyeti: Erkek 
Ezan ve isim
Kulaklara Dolan İlk Nidâ

Allah Rasûlü'ne bir süre hizmette bulunma şerefine eren Ebu Râfi (ra) anlatıyor: "Fatıma, Ali'nin oğlu Hasan'ı dünyaya getirdiğinde Resûlullah'ın (sav) onun kulağına namaz için okunan ezanı okuduğunu gördüm." [Ebu Davud]

Ebu Râfi'in (ra) ifadesinde yer alan "namaz için okunan ezan" vurgusu, okunanı kametten ayırmak içindir. Beyhakî'nin naklettiği rivâyetlerde de Allah Resûlü'nün (sav) Hasan'ın(ra) sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okuduğu nakledilir.

Evet, Allah Rasûlü (sav) dünyaya gelen torunu Hasan'ın kulağına ezan okuyordu. Dünya ile yeni tanışan yavru, kulağında ilk nidâ olarak Allah'ın yüceliğini, varlığını ve birliğini, ondan başka ilah olmadığını, kulluk edilecek, boyun bükülecek başka hiçbir varlık olmadığını, Muhammed'in onun Resûlü olduğunu duyuyordu. Onu ibadete çağıran davetin muhatabı oluyordu. İslâm'ın şiarı kulağında yer ediyordu...

Henüz anlamasa bile veya biz onun bundan ne anladığını bilmesek bile... Ancak bu nidânın onun beyninde, kalbinde yer edineceğini, zamanla çok şey anlayacağını, kulağına okunan ezanın onun hayatında çok ciddî bir yerinin olacağını, onu neye davet etiğini idrak edeceğini biliyoruz.

Sonraki yıllarda çocuğun, dünyaya geldiğinde kulağına ezan okunduğunu duyması bile ona çok şey anlatacaktır. Hele de kulağına ezan okuyan insan sevdiği, takdir ettiği, hürmet duyduğu bir insan ise...

Ayrıca okunan ezan, bir ebeveynin yavruları için nasıl bir hayat hazırlama arzusunda olduklarının, nasıl bir istikbal düşündüklerinin, onun hangi çizgide, hangi istikamete doğru yürümesini istediklerinin de işaretidir. Çocuklarını yaratıldığı temiz fıtrat üzerine koruma azmi ve gayreti içinde olacaklarının da ilk habercilerindendir. Ezan, İslâm'ın şiârıdır. Müslümanlığın, Allah'a kulluğun, Resûlü'ne ümmet oluşun ilanıdır, haykırılışıdır...

Çocukların kulaklarında ilk duydukları, kalplerinde yer eden bu nidâ, sonraki günlerde İslâm diyarının semalarında her yükselen her nidâ ile bütünleşecek, verilen İslâmî terbiye ile yoğrulacak ve gönüllere yerleşecektir.

Ezan-ı Muhammedî'nin okunmadığı diyarlardaki gariplik duygusu, gurbet hissi daha buruk, daha derindir. Mü'min gönüller için vatan hasretinin içinde Ezan-ı Muhammedî hasreti de vardır. Ezanın devamlı semalara yükselişi, minarelerden dökülüşü bizler ve yavrularımız için ayrı bir nimettir. Yavrunun kulağına ezan okunduktan sonra uygun olan isminin de konulmasıdır. Elbette ki konulan isimde okunan ezanın ruhuna uygun olmalıdır.
Çocuklarınıza Güzel İsimler Koyunuz

Allah Resûlü (sav); "Siz, kıyamet günü isimleriniz ve babalarınızın isimleriyle çağırılacaksınız. Onun için güzel isimler koyun" buyurur. [Ebu Davud]

İsmin, bir insan üzerinde bırakacağı tesir elbette ki inkâr edilemez. Bu tesiri küçümsemek de aklı başında olan birinin yapabileceği davranış olamaz. Bu konuda gösterilecek ihmal de basite alınamaz.

İsim, sahibi olan insanla bir ömür boyu bütünleşir. O kişi görülünce ismi, ismi duyulunca da hemen o kişi zihinde canlanır. Bu kendisini tanıyanlarcadır. Tanımayan insanlara da o kişi ismiyle tanıtılır ve şahsıyla ilgili bilgiler ismiyle birlikte verilir. Bu yüzden bir ömür boyu kendisiyle bütünleşeceği bilinen, hatta ölümünden sonra bile varlığını sürdürecek olan, kıyamet gününde de huzura onunla çağırılacağı zikredilen ismin güzel ve hayırlı olması gerekir.

Resûlullah (sav) Efendimiz, hem güzel isimler konmasını emretmiş, hem de önceden konulan, mana güzelliği taşımayan isimleri değiştirmiş, onların yerlerine güzel isimler koymuştur. Mesela isyankâr manasına geldiği için Hz. Ömer'in kızının "Asiye" olan ismini değiştirmiş, ona güzel manasına gelen "Cemile" adını vermiştir. [Müslim]

Abdullah İbn Ömer'den(ra) gelen bir rivâyette Resûlullah (sav) Efendimiz; "Allah'ın en çok sevdiği isimler, Abdullah ve Abdurrahman'dır" buyurmuştur. [Ebu Davud, Müslim]

Günümüzde birçok garip isimlerle karşılaşır olduk. Hatta bu garip isimlerden birçoğu, kullanıla kulanıla alışılmış ve artık yadırganmaz isimlerden olmuştur.

Olcay, Ersin, Kaya, Aybüke, Belgin, Cenk, Cengiz, Satı, Satılmış, İmdat, Gizem, Gözlem, Gözde, Alper, Aleyna, Işıl, Suzi, Sevsen, Lusi, Anıl, Açelya, Şen, Orçun, Orkun, Özge, Ayça, Gülçin, Ediz, Döne, Samet, Sanem, Sezgi, Sezer, Aylan, Aylin, Tekin, Aşkım, Döndü, Yeter ve daha niceleri ve daha da garipleri...

Ebette ki söylediklerimiz, bu isimlerle isimlendirilen insanların şahıslarıyla ilgili de değildir, var olan isimler değiştirilsin diye de kaleme alınmamıştır. Hatta tanıdıklarımızdan, takdir edip sevdiklerimizden bu isimlerle isimlendirilenler de var. İyi niyetle konanlar da...

Ancak böyle olması veya ismi taşıyan insanın iyi biri olması, hataları hata olmaktan çıkarmayacaktır.

Bu isimlerin içinde mânasız veya mânâsı güzel olmayanlar olduğu gibi, yanlış anlaşılanlar, kötü çağrışım yapanlar, İslâm âlemi içinde bir bütünün parçası olma şuuruna uymayanlar da vardır. Çocuklara konulan isimler de niyetlerimizi, duygularımızı ve nereye ait olmayı istediğimizi en iyi belli eden özelliklerimizdendir. Onlar aynı zamanda bizim şuur derecemizi gösterir.

Belki isimler konusunda bir noktaya daha dikkat çekilmesi gerekir. Üst üste nice şaşkınlıklar yaşadığımız bu günlerde çift cinsiyet şaşkınlıkları da yaşıyoruz. Kadınlaşan erkekler, erkeleşen kadınlar ve bunlara rağbet gösteren her iki cinsten insanlar... İnsanların gerçek değerleri ile oynayan, şahsiyetli hayatı, asıl mecrasından çıkarmaya çalışan ve İblis'i memnun eden davranışlar... Giderek dengesi bozulan gıdalar ve hormonlar... Alkoller ve uyuşturucular ve daha neler neler... Bütün bunlar üzerinde durulması, düşünülmesi ve müsbet yönde tedbirler alınması, yapılan yanlışlıklara son verilmesi gereken hayat gerçekleri olarak önümüzde yer alıyor. Artık her yerde önümüze garip bir manzara çıkabiliyor ve giderek bunlar yayılıyor. Hatta çağın gerçeği sayılır, çağdaşlık alameti kabul edilir ve tercih edilir oldu.

Ancak bizim, konumuzla ilgili olarak burada üzerinde durmak istediğimiz, giderek yayılan garipliklerden çok çift cinsiyetli isimlerin var oluşudur. Bu isimlerin tehlikesi, insanların cinsiyet sapkınlıklarının tehlikesi kadar çok değildir. Yine de dikkate alınmasında ve bu konuda ihtiyatlı davranılmasında fayda olduğuna inanıyoruz. Çocukların hem kadınlar, hem de erkekler için kullanılan isimlerle isimlendirilmemesini arzu ediyoruz. Doğru olan budur. Böyle bir isimlendirmenin çocuğa tesir edebileceği, özellikle ergenlik öncesi çağlarda başkaları tarafından da alay konusu olarak kullanılabileceği gözden ırak tutulmamalıdır. Olcay, Ayhan, Yüksel, Işıl, Yaşar, Melek, İsmet, Ruşen, Kâmuran, Deniz, Duygu, Bülent bu tür isimlerdendir.

Şüphesiz isim koyma konusunda birinci derecedeki mesuliyet de babaya ve anneye, daha sonra da âilenin diğer büyüklerine düşmektedir. Her ne kadar sonradan değiştirmesi mümkün olsa bile bir çocuğun, kendi ismini baştan kendisinin koyması mümkün değildir. Dolayısıyla ebeveyn ve büyükler, çocuklarının geleceğini, istikbalde nasıl bir hayat tarzı, düşünce sistemi, hedef ve gaye seçmesinin gerektiğini düşünerek ismini ona göre koymalıdırlar. Elbette ki sadece isim koymakla da yetinmemelidirler.

İsimlerini güzel koyun ki, çocuklarınız arkanızdan isimleri için de size duâ etsinler...
ALINTI
Ekleme Tarihi: 26.03.2009 - 16:43
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 522 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
osmanli1 (49), TRABZONLU_TS (43), murat__ (41), remzay56 (61), Mikayil Demir (44), sadoðlu (68), yigilcali (48), müzisyennnn (46), hakankara (55), mikail06 (53), seyfullah (36), erguen (53), @hmed (49), emre-70 (34), AY-NUR (41), yagmurumm (33), ihvankudret (35), KeTeNci (38), zahid1 (49), hamdim (37), intifada (53), samsun1983 (41), veysel.hoca (48), mikail34 (54), zincefr (60), batmazhalil (36), MaziDENbiri (52), sero (58), Natuvan (40), tuana~islam (38), xturkkizx (37), seros633 (47), m_zahid (43), karanfil58 (39), halimyusufoglu (49), minam (44), HATÝCE81 (43), s.emine (43), naci edin (78), Yaseminerdem (36), fatih1981 (43), bekir tek (38), seyyidtalha (52)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.52114 saniyede açıldı