chloroquine ivermektin kaletra lopinavir ritonavir generique luvox cardura carsol cartia xt cartia casodex caverta ceclor cd ceclor ceftin cefurim celebrex celestoderm v celestone celexa cellcept cellidrine cephoral ceporex cerina cerzine cet eco cetallerg cetrine chibroxol chlorazin chlorochin chloromycetin cialis black cialis daily cialis oral jelly cialis professional cialis soft cialis strips cialis sublingual cialis super active cialis super force cialis cibacen ciloxan cimexillin cip eco
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » DİĞER KONULAR » SIR KAPISI » Evliyâdan kerâmet istemeyiniz

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
SaYaCGIN su an offline SaYaCGIN  
Evliyâdan kerâmet istemeyiniz

Admin
1760 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.09.2004
En Son On: 24.01.2016 - 03:39
Cinsiyeti: Bayan 
Muhammed Ma'sûm-i Fârûkî hazretlerinin yüksek talebelerinden olan Muhammed Hanîf-iKâbilî, gençlik yıllarında Kâbil şehrinde bulunurken, rüyâsında iki büyük zâtı görür. Kim olduklarını merak edince biri gelip; "Her ikisi de Müceddid-i elf-i sânî İmâm-ıRabbânî hazretlerinin oğludur. Biri rahmetler hazînesi Muhammed Saîd, diğeri Urvet-ül-vüskâ Muhammed Ma'sûm'dur." dedi. O da beni Muhammed Ma'sûm'un huzûruna götür deyince, o şahıs da; "Ben senin yanına onun işâreti ile seni götürmek için geldim." dedi. Onu alıp MuhammedMa'sûm hazretlerinin huzûruna götürdü. Muhammed Hanîf, büyük müjdelerle dolu olan bu rüyâsından uyanınca, gördüklerini yakınlarına anlattı. Büyük bir şevk ve cezbeye kapılmıştı. Bunun üzerine Kâbil'den Serhend'e gitti.Serhend'e varınca Muhammed Ma'sûm hazretlerinin huzûruna girip, aynen rüyâsındaki gibi gördü. Ona talebe olup bir müddet derslerine ve sohbetlerine devâm etti. Hocasının büyüklüğü, ihsânı ve himmeti ile aklından, hayâlinden geçmeyen derecelere, kulakların duymadığı, gözlerin görmediği mârifetlere kavuştu. Hocasından icâzet ve hilâfet alarak memleketi olan Kâbil'e döndü. İnsanları irşâda ve yetiştirmeye başladı. Orada bulunan bir takım kimseler, hocasının ve onun üstünlüğünü anlayamayıp karşı çıktılar.

Nihâyet bir grup insan aralarında anlaşıp, Hâce Muhammed Hanîf'e geldiler: "Biz bir kerâmet, bir hârika görmeyince, sizin büyüklüğünüze inanmayız." dediler. Ve; "Biz bir ziyâfet hazırlayacağız. Üstâdınızı dâvet ediyoruz. Bugün yemek vaktinde onun Serhend'den Kâbil'e gelmesini bekliyoruz. Eğer gelirse, hepimiz senin taleben oluruz." diye ilâve ettiler. Hâlbuki, hocası ile arasındaki mesâfe değil bir günlük, bir aylıktan daha uzak ve yüzlerce kilometre idi. Hâce Muhammed Hanîf hazretleri, hocasına olan bağlılığının çokluğundan ve Allahü teâlânın kullarına şefkatinden, bunu kabûl eyledi ve; "Hocam Muhammed Ma'sûm hazretleri yemeği ekseriyetle yatsı namazından sonra yer. Siz yemekleri hazırlayın, geleceğini ümid ederim." dedi.

Oradakiler gülüp oynamaya, alaylı bir şekilde yemekleri ve misâfir odasını hazırlamaya başladılar. Vakit gelince Hanîf'e; "Yatsı vakti oldu. Artık yemek yiyelim." dediler. Hâce Muhammed Hanîf hazretleri de; "Yemeği getirin, üstâdımın yemek yeme zamânı bu zamandır." buyurdu. Oradakilerin bir kısmı yemeğin getirilmesi ile meşgûl oldular. Bir de ne görsünler! MuhammedMa'sûm hazretleri altı oğlu ile birlikte evin kapısından girip kendileri için ayrılmış olan minder üzerine oturdu. Yüksek oğulları da babalarının etrâfında halka şeklinde oturdular. Oradakiler bu hâli görünce, hayretler içinde kaldılar. Ne yapacaklarını şaşırdılar. Özür ve af dilediler.

Muhammed Ma'sûm hazretleri buyurdu ki: "Yalnız MuhammedHanîf'in hatırı için geldim. Onu çok sevdiğim ve o da bana bağlı olduğu için onu kırmadım. Yoksa maksadım, niyetim kerâmet göstermek değil. Sakın bundan sonra evliyâdan kerâmet istemeyiniz. Büyük zarar ve ziyanlara düşersiniz." Hep berâber yemeğe başladılar. Hem yediler, hem de konuştular. Konuşulanlar, yenenlerden tatlıydı. Orada bulunanlar, Muhammed Ma'sûm hazretlerinin sohbetini dinleyerek kalblerindeki zulmetten kurtuldular. Onu sevenler arasına girip, saâdete erdiler. Her ne kadar Muhammed Ma'sûm hazretlerinin orada biraz kalmasını istediler ve bu bizim için en büyük saâdettir dedilerse de, Muhammed Ma'sûm hazretleri; "Hiç kimseye haber veremedim, bundan kimsenin haberi yok, belki bize bağlı olanlarda bir merak ve üzüntü hâsıl olur." buyurup, ayrıldılar.

Ekleme Tarihi: 11.10.2008 - 02:54
Bu mesajı bildir   SaYaCGIN üyenin diğer mesajları SaYaCGIN`in Profili SaYaCGIN Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an 1 üye ve 419 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
mrvtt (34), incim (55), kalbiselim (53), asimm (43), hisam (48), aciz önder (38), caramed (51), sevim (59), hasan kemal (54), aygo (43), akdemir (49), zeynep63 (18), adem dikici (58), semasalman (37), yusuf2023 (43), hallo42 (33), aymet (46), irfan55 (49), bayercana (35), Sabri-81 (43), selam2000 (51), Dadas69 (55), celebirisin (40), Musab49 (50), genciz (56), erkamartuk (38), yalniz gul (58), dertli007_46 (36), kafka001 (52), egemen07 (44), Tekin (51), milasi (68), porselen43 (55), semasalman87 (37), dtkyusuf (49), sertel (51)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.53044 saniyede açıldı