stromectol hydroxychloroquine ivermektine fluvoxamine lopinavir ritonavir detrol detrusitol dexantol dexone diamox diflucan dilantin dilatrend dilzem dinostral diocimex diovan hct diovan diprolene diuresal diurix dostinex doxy basan doxycline droxia dulcolax duodopa duphaston duricef duspatalin dynexan nouvelle formule ecopan efavirenz effexor xr effexor elantan elavil eldepryl elmetacin elocon elpradil eltroxine elyzol ena basan enasifar endoxan
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » Hz. Hatice´nin Lakabi

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 11 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
haticeM su an offline haticeM  
Hz. Hatice´nin Lakabi

12 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 14.01.2007
En Son On: 27.01.2007 - 09:04
Cinsiyeti: Bayan 
Güzel huylu oldugundan ve asil bir soya mensup bulundugundan Hz. Hatice´ye, daha cahiliyye zamaninda temiz anlamina gelen "Tahire" deniliyordu. Hz. Hatice, Peygamber (sav.) Efendimizin ilk zevcesi ve en büyügü oldugu icin kendisine "Kübra" lakabi verilmistir.
Ekleme Tarihi: 21.01.2007 - 02:24
Bu mesajı bildir   haticeM üyenin diğer mesajları haticeM`in Profili haticeM Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
RABBIMIZIN HZ.HATICEYE SELAMI VAR

2687 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.08.2005
En Son On: 16.01.2010 - 23:25
Cinsiyeti: ----- 
Hz. Hatice(r.anha), Allah'ın selâmına ve Rasûlullah (s.a.s.)'in övgüsüne nâil olacak derecede faziletli ve şerefli bir kadındı. O, imanda, sabırda, iffette, güzel ahlâkta, kısacası her yönü ile örnek olan bir anneydi. Rasûlullah (s.a.s.); "hristiyan kadınlarının en hayırlısı İmrân'ın kızı Meryem, müslüman kadınlarının en hayırlısı ise, Hüveylid'in kızı Hatice'dir" buyurdu. Bu konudaki diğer bir hadisinin meali şöyledir: " Dünya ve âhirette değerli dört kadın vardır. İmran'ın kızı Meryem; Firavun'un karısı Asiye, Hüveylid'in kızı Hatice ve Muhammed (s.a.s.)'in kızı Fâtıma" (İbn İshak, a.g.e. s. 228).

Bir gün Cebrâil (a.s.) Rasûlullah (s.a.s.)'e gelerek şöyle buyurdu: "Hatice'ye Allah'ın selâmlarını söyle." Rasûlullah (s.a.s.): "Ya Hatice, bu Cebrâil'dir, sana Allah'tan selam getirdi" deyince, Hz. Hatice, Allah'ın selamını büyük bir memnuniyetle kabul etti ve Cebrâil'e de iadei selâmda bulundu (İbn Hişâm, es-Sîre,, I, 257).

Ekleme Tarihi: 21.01.2007 - 09:44
Bu mesajı bildir   NurBahcesi üyenin diğer mesajları NurBahcesi`in Profili NurBahcesi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
atakumlu su an offline atakumlu  

125 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 02.05.2006
En Son On: 02.08.2007 - 14:07
Cinsiyeti: Erkek 

Hanifti Hatice, hiç puta tapmadı. Cömertti Hatice, çünkü kendi ayakları üzerinde durabilen nadir kadınlardandı.

O, Resulullah ı gördüğü anda sevgisinin hakkını vermeye başlamıştı bile. Kervanlarına ya da başka bir deyişle nakliye şirketine müdür olarak tayin ettiği Resul, iş için yola çıktığında, damda, bahçede Onun gelmesini bekler ve Eğer o şu anda sıcakta bunalıyorsa, ben serin evlerde oturamam, soğuk sular içemem derdi. Bunu anlayabilmek için onun içinde yaşadığı şartları iyi bilmesi gerekirdi. Hatice annemiz sevgisinin tesiri ile sıcaklığın 50 dereceleri geçtiği günlerde, gönlünü verdiği o insanın çilesini daha iyi anlayabilmek için damın başında beklerdi.

Mekkeye gidenler bilir, çıkılması yarım saat süren Hıra Dağına yemek götürmek maksadıyla çıkar, mağaranın önüne yemek kaplarını koyar daha sonra gidiyor gibi yapar ve koşup bir taşın ardına gizlenir, bazen iki bazen üç gün, aç susuz bir halde mağaranın ağzına doğru ona bir zarar gelmesin diye beklerdi. Onu himaye etmeyi kendine görev edinmişti. Bir gün Cebrail gelip EY MUHAMMED HATİCE BURADA dedi. Peygamberimiz EVET BİLİYORUM deyince Cebrail (a.s) HAYIR O HEP BURADA HİÇ GİTMİYOR Kİ şeklinde cevap verdi. Belki eşinin yolunu beklerken dam üzerinde ya da bahçede Ona yaktığı türküleri ve şiirleri Peygamberimiz hiç duymadı, ama bu bekleyişi Allah Ona duyurdu.

Bu harika içtenliğin karşılığı olarak Ona selam yolladı. Peygamberimiz gelip, Cebrail (a.s)ın ve Allahın sana selamı var dediğinde bu muhteşem sevgi öğretmeni aynı zamanda zekâsının ve konuşma kabiliyetinin doruğunda bir cevap verdi: Cebrailin selamını alıyorum, ama Rabbim zaten Selamdır, tüm selamlar zaten Odur. diyordu.

Hz. Hatice annemizi bazen Resulullah ı dizlerinde teskin ederken, bazen gözyaşları içinde İslam davası için mücadele ederken bazen bir anne bazen bir sırdaş olarak görüyoruz ve anlıyoruz ki, bir kadın ya da erkek birbirlerine eş olmanın yanı sıra, aynı zamanda arkadaş, sırdaş, öğretici, yoldaş olduklarında o birliktelik anlam kazanır ve o birliktelik o zaman vazgeçilmez olur. İşte Hatice annemiz bunu yaptığı için onun öldüğü yıla Peygamberimiz HÜZÜN YILI demiştir.

Zengin ve rahat bir hayatın ardından öldüğü zaman dört yaşındaki minicik kızına ufak bir çeyiz bile bırakamayacak kadar sıfıra inen bir maddi imkânsızlığa önemi yok, ben onu Allaha emanet ediyorum diyecek kadar tevekkül sahibi bir hanımefendi. Acaba kızlarına çeyiz düzme derdine düşerek sandıklara milyarlarca liralık bez parçalarını dolduran, bunun yanında İslamı, Allahın yasak ve emirlerini öğretmekten bîhaber şimdiki hanımlarımıza iyi bir ders vermiyor mu?

Şimdi var mı içinizden kim ne derse desin uğruna inandığım bu Allah ve Resulünün aşkı için tüm anahtarlarımı ,tüm çıkarlarımı alıp senin ve Resulünün önüne koyuyorum Ya rabbi! diyecek, Kim ne derse desin ben bu örtümü, namazımı, inancımı hepsine ve her şeye rağmen yaşayacağım diyecek ve yola çıkacak sevdalı Haticeler?!


Çok beğenerek okuduğum bu yazıyı sıkılmayasınız diye kısaltarak size sundum yazan kardeşimizden Rahman razı olsun inşAllah...




Bu mesaj 1 kez ve en son atakumlu tarafından 21.01.2007 - 10:09 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 21.01.2007 - 10:05
Bu mesajı bildir   atakumlu üyenin diğer mesajları atakumlu`in Profili atakumlu Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
ilknurMerve su an offline ilknurMerve  
Hz.Hatice

476 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.06.2005
En Son On: 20.08.2014 - 01:12
Cinsiyeti: Bayan 
Alıntı
Orijınalı atakumlu


Çok beğenerek okuduğum bu yazıyı sıkılmayasınız diye kısaltarak size sundum




S.a atakumlu abi, o yazinin tamamini Allah rizasi icin burya eklersen cook sevinirim.


Bu mesaj 1 kez ve en son ilknurMerve tarafından 28.03.2007 - 11:11 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 28.03.2007 - 11:10
Bu mesajı bildir   ilknurMerve üyenin diğer mesajları ilknurMerve`in Profili ilknurMerve Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
runal su an offline runal  

65 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 05.05.2005
En Son On: 17.02.2009 - 13:20
Cinsiyeti: Erkek 
Araplar Zatı saadetlerine düşman idiler. Cebrail (a.s), kendine bir adam kiyafetinde görünür. Acaba bu adam düşmanmıdır, değilmidir diye Peygamberimizi ona sormaktan çekinir. Eve döndüğünde, Resulullah dönmüştür, olayı anlatır. Zatı saaadetleri buyururlar:

"Senin gördüğün ve beni sormak istediğin o zatın kim olduğunu biliyormusun? O Cebrail Aleyhisselam idi. Bana dönüp onun selamını sana bildirmemi söyledi ki, cennette senin için incilerden yapılmış bir bina hazırlanmıştır. Tabii orada böyle üzüntülü, sıkıntılı ve zahmetli külfetli şeyler bulunmayacakır."

Bir ara Cebrail (a.s) Peygamberimizin huzuruna gelip:

"Hak Teala Haticeye selam eder. Sen bunu Hatice'ye ulaştırasın" Resulullah ulaştırır. Hz.Hatice:

"İnnallahe hüve's-selam. Hak Teala selamın ta kendisidir. Cebraile de Selam olsun. Sana da Selam olsun Ya Resulallah"

Bu vaka Hz.Haticenin dini ferasetine delalet eder. Burada cevabında "Ve Aleyhisselam" (O'na da selam olsun dememiştir.)

Sahabiler ilk başta namazda teşehhüd okudukları zaman Et-Tahiyyatü Lillah demezler ve "es-selamü Al'llah" derlerdi. Peygamber efendimiz böyle söylenmesini men ettiler ve buyurdularki; "Allah Teala'nın esasen "Selam" ismidir. Bunun yerine "Ettahiyyatü lillah" deyiniz"

Bir ara Resul-i Ekrem (s.a.v) hasta olan kızı Hz.Fatime (r.a)'ı ziyaret eder. Buyurur:

- Kızım nasılsın?" Hz.Fatime arz eder:

- İyi değilim, hastayım, işin fena tarafı şu ki, evde yiyecek hiçbir şey de yok. Peygamberimiz buyurur:

- Kızım sen istemezmisin ki, dünyanın bütün kadınlarının hanımı olasın? Hz.Fatime arz eder:

- Babacığım, Meryem bint-i İmran ne idi? Peygamberimiz buyurur:

- O kendi devrinin kadınlarının hanımı idi, sen de kendi devrinin kadınlarının hanımısın. Hatice de son devrin kadınlarının en iyisi ve hanımıydı.

Evlatları

Hazret-i Hatice birbiri ardına üç kere evlenmek zorunda kalmış. Resul-i Ekreö dördüncü beyleri olmuştu. Bu evliliklerinden aşağıdaki çocukları doğmuştu:

1. Ebu Hale'den Hind isiml oğlan çocuğu.

2. Atik'den yine Hind isimli kız çocuğu

3. Sayfi'den Muhammed isimli oğlan çocuğu.

Hz.Hatice'nin iki çocuğunun ismininde Hind olmasına binaen künyeside Ümm-i Hind olmuştur.

Resul-i Ekrem (s.a.v)'den de Kasım ve Abdullah isimli iki oğulları olmuştur . Lakapları Tahir ve Tayyib idi ikiside İslam devrinde dünyaya gelmişlerdi. Dört kızının ismleride; Zeyneb, Rukayye, Umm-i Kulsum ve Fatime (r.a) dır. Kızların hepside İslamiyetten önce doğmuşlardır. Erkek evladı Kasım emekleme devrinden kurtulmuş yürürken vefat etti. Abdullah ise daha küçük vefat etti.

Vefatı

Hz.Hatice Resulullah (s.a.v) ile nikahlandıktan sonra 24 sene bir arada yaşadı. Nübuvvetin sekizinci senesi, Hicretten üç sen önce, Ramazan ayının başında vefat etti. O zaman daha namaz farz olmamıştı. Kendisine Cenaze namazı kılınmamıştır. Çünkü bu hüküm nazil olmamıştır. Haccun mezarlığına defn edildi Dünyada göremedik. Allah (C.C.) Cennetde görmek nasip etsin. Bizi ona misafir etsin. Resulullah misafiri severdi O'da Resulullah'ın sevdiğini severdi Şefaaatinden bizide nasiplendirsin.
Ekleme Tarihi: 28.03.2007 - 11:35
Bu mesajı bildir   runal üyenin diğer mesajları runal`in Profili runal Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
ilknurMerve su an offline ilknurMerve  

476 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.06.2005
En Son On: 20.08.2014 - 01:12
Cinsiyeti: Bayan 



Bu mesaj 1 kez ve en son ilknurMerve tarafından 12.04.2007 - 10:07 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 11.04.2007 - 15:14
Bu mesajı bildir   ilknurMerve üyenin diğer mesajları ilknurMerve`in Profili ilknurMerve Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
NaDiS su an offline NaDiS  
RE: Hz.Hatice

210 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 30.03.2007
En Son On: 04.12.2008 - 17:07
Cinsiyeti: Bayan 
Alıntı
Orijınalı ilknurMerve

Alıntı
Orijınalı atakumlu


Çok beğenerek okuduğum bu yazıyı sıkılmayasınız diye kısaltarak size sundum




S.a atakumlu abi, o yazinin tamamini Allah rizasi icin burya eklersen cook sevinirim.


Ekleme Tarihi: 11.04.2007 - 16:21
Bu mesajı bildir   NaDiS üyenin diğer mesajları NaDiS`in Profili NaDiS Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
özgürahmet su an offline özgürahmet  
hz.haticeyi anlayabilmek ve çağdaş islam hanımefendileri

66 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 03.04.2007
En Son On: 07.06.2007 - 15:49
Cinsiyeti: Erkek 
bir zaman süzgecinden geçiyoruz.işimiz çok zor.hz.haticeyi 21. yüzyılın anlayışı ile değerlendirmek ne kadar yanlış ise bu zamanın hanımlarınıda değerlendirmek o kadar yanlıştır.
biz mümin olmaya çalışan erkekler hanımlarımıza acaba kuranın ve sünnetin ışığında nasıl değerlendiriyoruz.ailemizin namus bekçileri olan eşlerimizi ne kadar takdir edebiliyoruz.çocuklarımızın annesi sıfatını veriyoruz lakin ilk öğretmeni olduğunuda biliyormuyuz.hz.hatice bu dönemde yaşayabilseydi ne derdi acaba bu kadınlara.
hergün kuaförde,çaylarda günlerde kapı kapı dolaşan hanımlara ne derdi?kocaları ve çocukları evde şefkat beklerken nerelerde gezdiği belli olmayan bayanlara diyorum.
Ekleme Tarihi: 01.05.2007 - 11:41
Bu mesajı bildir   özgürahmet üyenin diğer mesajları özgürahmet`in Profili özgürahmet Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
atakumlu su an offline atakumlu  

125 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 02.05.2006
En Son On: 02.08.2007 - 14:07
Cinsiyeti: Erkek 

ilknurMerve kardeşim gözümden kaçmış inşAllah okursun işte yazının tamamı , Allaha emanet ol...

Saygın Bir Karakter: Hanifti Hatice, hiç puta tapmadı. Cömertti Hatice, çünkü kendi ayakları üzerinde durabilen nadir kadınlardandı. Kadının ikinci sınıf sayıldığı, sözüne fazla da itibar edilmeyen bir toplumda, kendine saygı duyuracak ve sözünü dinletecek kadar da kişilik ve vakar sahibiydi. Hatice; bize bir müminin nasıl olması gerektiğini daha Müslüman olmadan önceki dönemlerinde anlatıyordu ve biz görüyorduk ki böylesi şekillenen her kişilik, bir gün Allah tarafından seçilir ve İslam ile şereflenir. İslam bize müdanasız olmayı öğretir; birilerine yaslanmamayı, kendine yeter olmayı, şahsiyet sahibi olmayı, paylaşmayı bilmeyi, entelektüel olmayı ve yaşamın sunduğu acı tatlı her olaydan dersler çıkararak olgunlaşmayı... İşte Hz. Hatice bu karakterde bir hanımdı.
Sevgiliye Hazırlanan Rafine Bir Eş: O Resul’den çok önce gelmişti dünyaya, bunun sebebini yalnızca Allah bilir. Naçizane fikrimiz, Allah’ın Hatice annemizi dünyaya Resul’den önce göndererek onu rafine etmesi, olgunlaştırması ve Resul’e layık bir hale getirmesi için olabilir. Zira, bu mükemmel hanımefendi eşini temsil etmeli, yeni dini en güzel şekilde algılayıp onu tebliğ etmeli ve eşinin küfür karşısında içinde kabaran tüm sıkıntıyı, zehir emen bir vakum gibi çekerek O’nu rahatlatan bir insan haline gelebilmeliydi. Bunun için de, hayatı daha önce tanıması gerekiyordu!..
Geleneğe Baş Kaldıran Bir Hanım: Hz. Hatice o kadar kendine güvenen ve ne yaptığını, ne istediğini bilen bir hanımdı ki; Peygamber Efendimiz’i ilk gördüğü an, O’nun doğru kişi olduğunu anlamış, kalbinde O’nu eş olarak kendine seçmişti. Oysa o güne kadar gelen tüm evlenme tekliflerini reddediyordu, iki eşi olmuştu ve yaşı 40 civarındaydı. Buna rağmen güzellik ve zarafetiyle aranılan bir eş adayı idi. Fakat O, buna rağmen tüm tekliflere sebepsiz bir şekilde ret cevabı veriyordu. Oysa Resul’ü gördüğü ilk anda İlahi bir hisle “işte O” dedi. Kendinden 10-15 yaş küçüktü, bekârdı; ama bunlar Hatice için önemli değildi. Çünkü O, kararını vermiş, kalbinde sevgi pınarları coşmuş ve aradığını bulmuştu artık. Hemen hizmetçilerinden birini yollayıp evlenme teklifini iletmek istediğinde karşısında kınayan ve ayıplayan bir grup buldu. Bu nasıl olurdu?!.. Bir kadın bir erkeğe, üstelik kendinden oldukça küçük yaşta bir erkeğe nasıl bunu teklif ederdi?!. Tüm Arabistan, bu dedikodu ile çalkalanır ve rezil olurlardı. O’nun toplum içinde bir saygınlığı vardı, böyle bir teklif her şeyi alt üst edebilirdi. Bu yüzden O’nu kararından vazgeçirmeye çalıştılar, ama dudaklarından hepimize örnek olacak şu cümleden başkası çıkmadı: “KİM NE DERSE DESİN. BEN KARARIMI VERDİM, KINAYICILARIN KINAMALARINDAN KORKMUYORUM”.

İşte bugün dahil, hepimizin kendimize mihenk taşı yapmamız gereken tek bir cümle “kim ne derse desin” inandığımız davalar uğruna, sevdiğimiz ve Allah rızası için olan her şey uğruna eğer bizde bir gün “kim ne derse desin” diyebiliyor ve her şeyi ardımızda bırakmayı başarabiliyorsak, hem kişilik manasında, hem de iman bağlamında olgunluğa ermişiz demektir. Özellikle bu dini yeni yaşamaya başlayan, yeni örtünen, namaz kılan kardeşlerimizde var olan “el alem ne der?” korkusu ve düşüncesi Hatice annemizin o muhteşem sözü ile anlamsızlaşıyor.

Kocasıyla Aynîleşen Bir Zevce: O, Resulullah’ ı gördüğü anda sevgisinin hakkını vermeye başlamıştı bile. Kervanlarına ya da başka bir deyişle nakliye şirketine müdür olarak tayin ettiği Resul, iş için yola çıktığında, damda, bahçede O’nun gelmesini bekler ve “Eğer o şu anda sıcakta bunalıyorsa, ben serin evlerde oturamam, soğuk sular içemem” derdi. Bunu anlayabilmek için onun içinde yaşadığı şartları iyi bilmesi gerekirdi. Hatice annemiz sevgisinin tesiri ile sıcaklığın 50 dereceleri geçtiği günlerde, gönlünü verdiği o insanın çilesini daha iyi anlayabilmek için damın başında beklerdi.

O’nun bu anlayış mücadelesi daha sonra evliliklerinin diğer merhalelerinde farklı şekillerde kendini gösterecek, Hz. Hatice eşinin arkadaşı, sırdaşı, yoldaşı, annesi, öğrencisi olacaktır bu sayede...

En Mutlu Gelin: Eğer bir şeyin doğru olduğuna inanıyorsanız ve o şeyi canı gönülden istiyorsanız o size mutlaka nasip olur. Çünkü Allah vermeyeceği şeyi istetmez. Hz. Hatice Muhammed’i sevmişti ve istiyordu. Bu sevgi yalnızca bir hanımın bir erkeğe duyduğu hislerden başka anlamlar içeriyordu. Kalbi onunla doluydu, gerekeni de yaptı tüm adet ve gelenekleri bir yana atıp ona talip oldu. Ve bu teklif kabul edildi. İşte dünyanın en mutlu gelini olmuştu. Onca İlahi terbiye ile yetişmiş bu hanımefendi, şimdi layık olduğu mevkii bulmuş ve Âlemlerin Efendisine eş olmuştu...Ve şimdi sıra bunun, bu sevginin hakkını vermeye gelmişti.

Teslimiyet Anıtı Bir Eş: Aslında planlı programlı hiçbir şey yoktu. Her şey, büyük bir tablodaki nakışlar gibi en iyi şekilde işleniyordu, ama tablonun genel resminden kimsenin haberi yoktu. O tabloyu Yaratan, orada kimin ne renk vereceğini, kimin hangi desende olacağını zaten belirlemişti. Hz. Hatice annemiz ise o tablonun en müstesna renklerindendi. Yaklaşık on iki yıl süren evlilikleri boyunca bir kez bile sesini yükseltmemiş, bir kez bile muhalif fikirlerde bulunarak eşine eziyet etmemişti. Katılmadığı düşünceleri olduğunda, bunu en uygun dille mantıklı bir şekilde eleştirmiş, fikirlerini açık bir şekilde ama kırmadan öne sürmüştü. Daha sonraki dönemlerde Peygamberimizin diğer evliliklerinde, eşleri arasında belki onların yaşlarından ve hayat tecrübesizliklerinden kaynaklanan cedelleşmelerinin, Hz Ömer’in bile kızı Hafsa’ yı uyardığı türde diklenmelerin hiçbiri Hz. Hatice ile olan evliliğinde gerçekleşmemişti. Ne bir maddi istek, ne diklenme, ne de sert tavırlar, serzenişler. Hiçbiri olmamıştı.

Aşkıyla Yücelen Bir İnsan:Birini severken yaptığımız bir yanlış vardır hep; O kişiyi severiz, o kadar çok severiz ki kendimizi yok eder değersiz hale getiririz. Bir zaman gelir ki, adeta o kişinin kölesi haline geliriz. Bu da karşıdaki insanın bizi kişiliksiz ve değersiz görmesine, bu sevginin bir şekilde istismar edilmesine dahi sebep olur. Hani Freud ‘un meşhur “insan insanın kurdudur” sözü gibi yiyip bitiren bir hayat törpüsü haline gelir. Oysa kişi sevdiğini severken, kendini unutmamalı o sevgi ile yeni anlamalar katmalıdır kendine. Tıpkı Hz Hatice gibi. O sevgisinin altında hiç ezilemedi, ezmedi de, ne törpüledi karşısındakini ne de yapışıp karşıdakinin hayat damarlarını kuruttu. Freud un tersine “insan insanın kurdudur”, ”İnsan insanın cennetidir””mesajını verdi bize, onararak eşinin yaralarını.

Hıra’daki Gizli Bekçi: Eşi kırk yaşına gelip de, Mehmet Doğramacı kardeşimizin tabiriyle; “insan perhizine”, uzlete çekilmeye başlayınca O’na yemek taşımaya başladı. O sıralarda ortalama elli- elli beş yaşlarındaydı ve Mekke’ye gidenler bilir, çıkılması yarım saat süren Hıra Dağı’na yemek götürmek maksadıyla çıkar, mağaranın önüne yemek kaplarını koyar daha sonra gidiyor gibi yapar ve koşup bir taşın ardına gizlenir, bazen iki bazen üç gün, aç susuz bir halde mağaranın ağzına doğru ona bir zarar gelmesin diye beklerdi. Onu himaye etmeyi kendine görev edinmişti. Bir gün Cebrail gelip “EY MUHAMMED HATİCE BURADA” dedi. Peygamberimiz “EVET BİLİYORUM” deyince Cebrail (a.s) “HAYIR O HEP BURADA HİÇ GİTMİYOR Kİ” şeklinde cevap verdi. Belki eşinin yolunu beklerken dam üzerinde ya da bahçede O’na yaktığı türküleri ve şiirleri Peygamberimiz hiç duymadı, ama bu bekleyişi Allah O’na duyurdu.

Allah’ın Selam Yolladığı Kadın: Bu harika içtenliğin karşılığı olarak O’na selam yolladı. Peygamberimiz gelip, “Cebrail (a.s)’ın ve Allah’ın sana selamı var” dediğinde bu muhteşem sevgi öğretmeni aynı zamanda zekâsının ve konuşma kabiliyetinin doruğunda bir cevap verdi: “Cebrail’in selamını alıyorum, ama Rabb’im zaten Selam’dır, tüm selamlar zaten O’dur.” diyordu.

Kıskanılan Ölü:Hz. Hatice annemizi bazen Resulullah’ ı dizlerinde teskin ederken, bazen gözyaşları içinde İslam davası için mücadele ederken bazen bir anne bazen bir sırdaş olarak görüyoruz ve anlıyoruz ki, bir kadın ya da erkek birbirlerine eş olmanın yanı sıra, aynı zamanda arkadaş, sırdaş, öğretici, yoldaş olduklarında o birliktelik anlam kazanır ve o birliktelik o zaman vazgeçilmez olur. İşte Hatice annemiz bunu yaptığı için onun öldüğü yıla Peygamberimiz HÜZÜN YILI demiştir. Aralarındaki bu sevgi o kadar büyüktür ki, eşi öldükten sonra dahi onun uzak akrabalarına bile hürmet ve ikram etmiş ve yeri geldiğinde hırkasını çıkarıp altlarına sermiştir. Daha sonraki dönemlerde evlendiği Hz. Aişe annemiz Hz. Hatice’den ve Resul ile onların aşklarından bahsederken şöyle der: “Bir gün Hatice’nin bir akrabası geldi, içeri girmek için izin istediğinde onun sesini duyan Peygamber’in rengi birden değişti gözleri ışıldadı ve şöyle dedi ‘Sesin Hatice’ye o kadar çok benziyor ki’ ve bunu söylerken onu bir daha görememenin verdiği hüzünle öyle mahzunlaştı ki... Hz Hatice’ye olan sevgisini çok defa kıskandım. Ben bir ölüyü kıskandım” demiştir. Oysa sonraki eşleri daha güzel, daha genç olmasına rağmen, Hatice annemizi bu kadar özel yapan şey, gönle inen yolun bazı fiziksel özelliklerde değil, yürekte ve kişilikte olduğunu da bizlere öğretmiştir.

Servetini Davasına Adayan Bir Eş: Altmış üç yaşında olmasına rağmen Hatice annemiz Peygamberimize yedi –sekiz evlat vermiştir. Bu da sevginin başka bir tezahürüdür. Bahçede güneşin altında İslam’ın güncelleşmeye başladığı ilk günlerde eşi dışarıda iken oturan ve O’nu anlamaya çalışan, bugünkü değeriyle 450-500 milyarlık bir nakliye şirketinin sahibi iken, tüm servetini henüz yüz elli kişi bile olmayan Müslümanlara su ve yiyecek almak için gözünü kırpmadan harcayan, ne olacağı bilinmeyen bir mücadelenin içinde inancını ve azmini hiç yitirmeden eşine destek veren bir hanımefendi. O mücadele elini kolunu bağlayıp durmayan, tüm ters giden olaylara rağmen umudunu hiç kaybetmeyen adeta bir şarj makinesi gibi Peygamberimizin o çileli günlerinde, hüzünlendiği her anda yanında olup onu adeta şarj eden bu mükemmel hanımefendiyi Resulullah daha sonraki zamanlarda tanımlarken şöyle diyordu: “HATİCE TÜM DERDİMİ VE HÜZNÜMÜ BİR ANDA ALAN BİR VAKUM GİBİYDİ’’ diye özetliyordu bu derin sevdayı. Bu mükemmel sevgi öğretmeni bir gün şirketinin anahtarlarını alıp eşinin önüne koyar ve şöyle der: “Artık bunlar senin” Peygamberimizin cevabı ise şöyle olur: “Hayır ben senin şirketinde sadece bir müdürüm, beni sıkıntı altında bırakma ne olur anahtarları geri al”. Bize burada evli bile olsa eşinin ticaretine, onun parasına müdahale etmeyen özerk bir birliktelikte yatmaktadır. Bunun üzerine Hz. Hatice’nin cevabı şöyle olur: “Ben seni tanımadan önce belki bunca malın bir anlamı vardı, ama seni ve İslam’ı tanıdıktan sonra dünya sadece hizmet için vardır, şimdi bu parayı ve anahtarları al ve Müslümanlar için bu dava için harca” Her şeyin anahtarını söküp Allah ve Resulü’nün önüne koymak, bu cesareti göstermek kimin harcı olabilir ki!..
İçine takılıp kaldığımız menfaatlerimizi, arzularımızı, emeğimizi hepsini toplayıp önüne koymak ve “İşte anahtarlar, artık bunlar sadece Allah ve Resulü’nün emrindedir!” demek, hangi babayiğidin harcı ki?.. Bunu yapabilmek, inancına aşkla bağlanmakla kabil olur. O da bize bunu öğretti zaten.

Dünyevi Değerlere Prim Vermeyen Bir Hanım:İçinde bulunduğu statüsü, o zamanın en önemli mevkisi olan ve evlendikten sonrada Peygamber eşi olarak İslam toplumunda saygın ve sevilen bir yere oturan bu hanımefendi, hiçbir zaman dünyevi makam ve hırsların esiri olmamıştır. Tevazu ve cömertliğini her mekânda göstermiştir. Peygamberimizi ziyarete gelen Ebu Süfyan’ ın hizmetçisine baldan şerbet yapan ve eliyle ikram eden, içeriye girmeye utanan hizmetçi ve cariyelere “Madem siz bahçede bekleyeceksiniz Resulullah’ ı, o halde ben de bahçede sizlerle birlikte otururum” diyerek hiçbir sınıf ayrımcılığına gitmeyen kaç insan tanıyorsunuz? Günümüzde evinde temizliğe gelen gündelikçiye Ramazan ayında ya da lokantada bize hizmet eden garsona “Hadi önce sen aç orucunu, sonra ben açarım” diyen onu oturtup hizmet eden bir kardeş var mıdır acaba?... “Müslümanım” desek bile aşamadığımız onca etiketin ve sosyal sınıfın altında bunu yapacak kişi sayısı üç beştir belki de...

Fatıma’nın Annesi: Zengin ve rahat bir hayatın ardından öldüğü zaman dört yaşındaki minicik kızına ufak bir çeyiz bile bırakamayacak kadar sıfıra inen bir maddi imkânsızlığa “önemi yok, ben onu Allah’a emanet ediyorum” diyecek kadar tevekkül sahibi bir hanımefendi. Acaba kızlarına çeyiz düzme derdine düşerek sandıklara milyarlarca liralık bez parçalarını dolduran, bunun yanında İslam’ı, Allah’ın yasak ve emirlerini öğretmekten bîhaber şimdiki hanımlarımıza iyi bir ders vermiyor mu?

Çağdaş Haticeler Var mı? Bir eşi, bir Peygamberi, bir evladı, bir davayı nasıl seveceğimizi en güzel şekilde öğreten en güzel öğretmenlerden birini tanıdık bu hafta şimdi var mı içinizden ‘’kim ne derse desin uğruna inandığım bu Allah ve Resulü’nün aşkı için tüm anahtarlarımı ,tüm çıkarlarımı alıp senin ve Resulü’nün önüne koyuyorum Ya rabbi!” diyecek, “Kim ne derse desin ben bu örtümü, namazımı, inancımı hepsine ve her şeye rağmen yaşayacağım” diyecek ve yola çıkacak sevdalı Haticeler?!.


Ekleme Tarihi: 03.07.2007 - 19:51
Bu mesajı bildir   atakumlu üyenin diğer mesajları atakumlu`in Profili atakumlu Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
SuMeYRa su an offline SuMeYRa  

1576 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 14.11.2004
En Son On: 11.11.2012 - 23:24
Cinsiyeti: Bayan 
Ve Aleykum Selam..

Mevla sizlerden razi olsun atakumlu ve tamamini okumamiza vesile olan ilknurmervem..

Her büyük sahsiyetin hayatini okurken manevi aleme daliyor bir okadar haz aliyorum.. Fakat Hz. Hadice r.anha' nin hayatini tabiri caizse herdefasinda soluksuz okuyorum..

Gözlerim doldu..

Alinacak ibret dolu cümleler.. Yasam tarzi.. Islam sevgisi..

:(ağlarağlar

Hadice validemizi örnek alan cok fakat uygulayan üc bes denilecek kadar azdir ne yazik ki..

Coktandir böylesi yazi okumamistim, iyi geldi..

Tekrardan mevla razi olsun..

Selam Ve Dua ile


Bu mesaj 1 kez ve en son SuMeYRa tarafından 03.07.2007 - 20:12 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 03.07.2007 - 20:11
Bu mesajı bildir   SuMeYRa üyenin diğer mesajları SuMeYRa`in Profili SuMeYRa Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Asminaxx18 su an offline Asminaxx18  

42 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.04.2007
En Son On: 25.08.2008 - 16:19
Cinsiyeti: Bayan 
COK GÜZELL BENDE DUYGULANDIM SU AN YANI HATICE ANNNEMIZ GIBI KIMSE OLAMAZ:::
Ekleme Tarihi: 04.07.2007 - 01:47
Bu mesajı bildir   Asminaxx18 üyenin diğer mesajları Asminaxx18`in Profili Asminaxx18 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 410 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
geeflowx (39), ayseDK91 (33), umit09 (53), zehra25 (44), akutisarizar (47), merca (45), Melek_87 (37), Ehl-i Sunnet (42), lider42 (48), Mukim (55), Gizem_Perdesi (37), gök_börü (46), vuslat94 (37), srf (42), m_emin (51), mustafa508 (37), EBRAR-NESIBE (44), ahmerium (50), c gul (40), asumansule (38), adalý (51), recep_ (38), YanaYana (36), Selime (38), AllahuAkbar (40), esses (31), faruksabri (35), sevde8838 (36), süleyman555 (41), Seheryildizi (33), pech45 (55)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.54702 saniyede açıldı