lopinavir ritonavir generique plaquenil stromectol generique rhinocortfluvoxamine prograf propecia proscar protonix protopic provas comp provas maxx provas provera pyridium ranimed ranisifar rebetol red viagra regepar reglan remeron reminyl renagel renova requip resochine retin a retrovir revatio revia rheumatrex rhinocort rhinovent risperdal rivodarone robaxin rocaltrol rogaine rudopram rulid rulide salazopyrin saroten selecim septicol
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » (¯`·.¸ Z I N N U R E Y N ¸.·´¯)

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 5 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
MeLiH su an offline MeLiH  
(¯`·.¸ Z I N N U R E Y N ¸.·´¯)

Admin
280 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 18.09.2003
En Son On: 23.03.2020 - 17:17
Cinsiyeti: Erkek 

Meleklerin bile hayâ ettigi halîfe:
Hz. OSMAN



Hz. Osman, Musluman olmadan once ticâretle ugrasirdi. Zengin bir tuccârdi. Cemiyette, sevilen, sayilan bir kimseydi. I'tibâri yuksek idi. Hz. Ebû Bekir'in de arkadasi, yakin dostu idi. Onemli islerinde ona danisir, onun fikrini alirdi. Câhiliye devrinin pisliklerine bulasmadi.

Musluman olmasini soyle anlatir:

Benim firâset sahibi olan bir teyzem vardi. Hastalandiginda ziyâretine gitmistim. Bana dedi ki:

- Yâ Osman! Sen oyle biri ile evleneceksin ki, ne o senden once bir erkek gormus olacak, ne de sen ondan once bir kadin gormus olacaksin. Bu kiz cok guzel olup, sâliha biridir. Ayrica bu kiz, Peygamber kizi olsa gerek.

Ben teyzemin bu sozune cok hayret ettim. Cunku, peygamber olarak bildigim kimse yoktu. Hic ortada boyle bir sey yok iken, teyzem bunlari nereden cikartmisti. Sunu da biliyordum ki, teyzem pek cok lâf etmezdi. Benim hayretler icinde kendisine baktigimi gorunce konusmasina soyle devam etti:

- Merak etme, O kimseye cenâb-i Haktan vahiy gelmeye basladi. Sen O'nu bulmakta gucluk cekmiyeceksin!

- Ey teyzem, hep sir olan seyler soyluyorsun. Beni meraklandiriyorsun. Sozlerini biraz acarak beni meraktan kurtar.

- Muhammed bin Abdullah'a peygamberligi bildirildi. Artik halki hak dîne da'vete basladi. Cok zaman gecmez ki, sen O'nun dînine girer kurtulursun. O'nun dîni, butun âlemi aydinlatacaktir.

Bu mes'ele benim zihnimi cok mesgûl etmeye basladi. Her onemli mes'elede fikrini aldigim, Hz. Ebû Bekir'e kostum. Teyzemin soylediklerini kendisine aynen bildirdim. Bana dedi ki:

- Teyzen dogru soylemis. Yâ Osman, sen akilli adamsin. Hic gormiyen, isitmiyen, fayda veya zarar veremiyen seye nasil tapinilir? O nasil ilâh olarak kabûl edilir?

- Yâ Ebâ Bekir, dogru soyluyorsun. Ben de bu mantiksizligin farkindayim. Fakat câre bulamamistim.

- Merak etme, artik bize hak yolu gosteren zât geldi. Ben kendisinin peygamber olduguna inandim, îmân ettim. Gel seni de huzûruna gotureyim, sen de îmân et!

Cennete da'vet eder

Beraberce Resûlullahin huzûruna vardik. Bana buyurdu ki:

- Yâ Osman, Hak teâlâ seni Cennete misâfirlige da'vet eder. Sen de bu da'veti kabûl et! Ben butun insanlara hidâyet rehberi olarak gonderildim.

Resûlullahin, guleryuzle gâyet samîmî bir sekilde yaptigi bu da'vet uzerine, hemen buyuk bir sevkle kelime-i sehâdet getirip, Musluman oldum.

Daha sonra Resûlullaha, Sam'a gittigimde gordugum ru'yâyi anlattim. Ru'yâmda, "Ey insanlar, uyanin! Ahmed Mekke'de zuhûr etti" diye nidâ isitmistim. Sonra da Mekke'ye gelince de, teyzem bana Resûlullah efendimizden haber vermisti.

Hz. Osman, cok comert idi. Iyilik yapmayi, muhtac kimselerin ihtiyaclarini gormeyi cok severdi. Guzel hâllerinden dolayi, Resûlullah efendimiz kendisini cok severdi.

Peygamber efendimiz, Eshâbinin ileri gelenlerinden cogunun bulundugu bir toplantida, sohbet buyururken:

- Herkes dostunun yanina varsin, buyurdu.

Sen benim sevdigimsin

Herkes sevdigi arkadasinin yanina gitti. Peygamber efendimiz de, Hz. Osman'i yanina alip buyurdu ki:

- Sen, dunyada ve âhirette benim sevdigimsin.

Hz. Âise anlatir:

Resûlullah efendimiz, bir gun istirahat ediyordu. Bu sirada Hz. Ebû Bekir iceri girmek icin izin istedi.

Izin verilip iceri girdi. Resûlullah hic hâlini degistirmedi. Sonra, Hz. Omer izin alip iceri girdi. Yine hâlini degistirmedi. Uzanmis vaziyette iken onlarla sohbet ettiler.

Daha sonra, Hz. Osman kapiya gelip iceri girmek icin izin istedi. Peygamber efendimiz oturdular. Hz. Osman'i bu sekilde kabûl ettiler.

Hepsi gittikten sonra sordum:

- Babam Ebû Bekir ve Hz. Omer iceri girdiklerinde hic hâlinizi bozmadiniz. Fakat Hz. Osman iceri girince, oturdunuz. Bunun sebebi nedir?

- Meleklerin hayâ ettikleri bir kimseden ben nasil hayâ etmem.

Ibni Mes'ûd hazretleri anlatir:

Bir gun gazâda, Resûlullah ile beraberdim. Yiyecek bitti, asker sIkinti icerisindeydi. Resûl-i ekrem bu hâle vâkif olunca buyurdu ki:

- Allahu teâlâ size, gunes batmadan rizik gonderecektir.

Hz. Osman bu sozu isitince, "Resûl-i ekremin her sozu muhakkak dogru cikar" diye dusunup, yiyecek bulmaya calisti. Bu rizkin gelmesine sebep olmak ve Resûlullahi memnûn etmek istiyordu.

Bunlar nedir?

Bir yerde dort deve yuku yiyecek buldu. Bunu yuksek fiyatla satin alip, Resûlullahin huzûruna getirdi. Peygamber efendimiz Hz. Osman'a sordu:

- Yâ Osman! Bunlar, nedir?

- Osman'dan Allahu teâlânin Resûlune hediyedir.

Seyyid-i Kâinatin buyurduklari, gecikmeden yerine gelince, mu'minler sevindiler, munâfiklar mahzûn oldular. Server-i âlem hazretleri mubârek ellerini acip, soyle duâ ettiler:

- Yâ Rabbî! Osman'a cok ecir ver.

Hz. Osman muhtac olanlara bol bol yemek yedirirdi. Fakat kendisi evde sirke ve zeytinyagi yerdi. Yola giderken, devesinin arkasina kolesini de alirdi. Peygamber efendimiz soyle duâ buyurmustur:

- Yâ Rabbî! Osman'in gecmis ve gelecek gizli, âsikâr butun gunâhlarini affet.

Muslumanlar, Medîne'ye hicret ettikleri zaman, su sIkintisi vardi. Rûme kuyusundan baska icilecek su yoktu. Bu kuyu da bir Yahûdîye âit idi.

Yahûdî, Muslumanlari zor durumda birakmak icin, kuyudan her zaman su vermiyordu.
Verdigi gunlerde de cok yuksek fiyatla sattigi icin herkes alamiyor, fakir Muslumanlar cok sIkinti cekiyorlardi.

Cenneti mujdeliyordu
Peygamber efendimiz, bu durumu gordukce uzuluyordu. Kuyuyu satin alip, Muslumanlara sebil edecek kimsenin, Cennette karsiligini kat kat alacagini mujdeliyor, acikca Cenneti va'dediyorlardi. Bu mujdeyi isiten Hz. Osman, hemen Yahûdînin yanina varip, pazarliga basladi.

Yahûdî, Muslumanlarin mecbûren bu kuyuyu satin alacaklarini bildigi icin, odenmesi mumkun olmayan bir fiyat istedi. Bu duruma Hz. Osman cok uzuldu. Fakat ne yapip yapip bu kuyuyu satin alarak Resûlullahi memnun etmek istiyordu. Yahûdîye dedi ki:

- Senin dedigin fiyatla bu kuyuyu ben satin alamam. Sana bir teklîfim var. Gel seninle beraber ortaklasa bu kuyuyu isletelim. Boylece kuyu elinden cikmamis olur. Kuyunun yari hissesini bana sat. Birgun sen, birgun ben kuyuyu isletelim.

Yahûdî, isin neticesinin nereye varacagini anlayamadi. Teklîf cok hosuna gitti. On iki bin dirheme kuyunun yari hissesini verdi. Kuyunun basinda bir gun Yahûdî, diger gun Hz. Osman durup, su veriyorlardi. Yahûdî yine yuksek fiyatla suyu satiyor, Hz. Osman ise bedava olarak veriyordu. Muslumanlar, sira Hz. Osman'a geldigi vakit, o gunun ihtiyaclarini aldiklari gibi, ertesi gunun ihtiyaclarini da doldurup gidiyorlardi.

Dolayisiyla ertesi gun Yahûdîye gelen olmuyordu.Yahûdî oyuna geldigini anladi. Fakat is isten gecmis oldu. Sonra gelip, kuyunun diger yarisini da ayni fiyatla Hz. Osman'a satmak istedi. Fakat Hz. Osman kabûl etmedi. Bir muddet sonra tekrar gelip, daha asagi bir fiyat teklîf etti. Hz. Osman yine kabûl etmedi. Biliyordu ki, Yahûdî mecbûren bu kuyuyu satacakti. Cunku baska câresi yoktu. Daha sonra Yahûdinin isrârina dayanamiyarak, ucuz bir fiyatla diger yarisini da satin aldi. Boylece kuyunun tamami Muslumanlarin ihtiyaclari icin sebil edildi. Peygamber efendimiz, bu habere cok sevinip Hz. Osman'a hayir duâ ettiler.

Her adimina bir kole !ağlarağlarağlar

Hz. Osman, her firsatta, Peygamber efendimizi memnûn etmek, O'nun mubârek duâsina mazhâr olmak icin firsat kollardi.

Bir gun Hz. Osman, Resûlullah efendimizi evine da'vet etti. Resûlullah buyurdu ki:

- Yalniz beni mi da'vet ediyorsun?

- Eshâb-i kirâm da da'vetlidir.

Peygamber efendimiz, Bilâl-i Habesî hazretlerini, butun Eshâbina haber vermesi icin yolladi. Kendisi de Hz. Ali ile, Hz. Osman'in evine dogru yurumeye basladi.

Hz. Osman geriden, Peygamber efendimizin adimlarini sayiyordu. Resûlullah bunu fark edip, sebebini sordugunda, su cevâbi verdi:

- Yâ Resûlallah! Her adiminiza bir kole azâd edecegim.

Da'vetten sonra da, saydigi adim kadar kole azâd etti.

Hz. Omer'den sonra ustunluk sirasi, Hz. Osman-i Zinnûreyn'e gelir. Bunun hilâfeti de ummetin icmâ'i ile sâbittir.

Musluman olduktan sonra, Peygamberimizin kizi Rukayye ile evlendi. Peygamberimizin kizlari Rukayye ve Ummu Gulsum daha once Ebû Leheb'in ogullari Utbe ve Uteybe ile nisanlanmislardi. Peygamberimiz, insanlari Musluman olmaya da'vete baslayinca, Ebû Leheb dusmanlik etmeye basladi. Ogullari da dusmanlik edip, Resûlullahin kizlarini almaktan vazgectiler. Boylece Resûlullahi sIkintiya dusurmek istediler.

Osman'a verirdim !

Bunun uzerine vahiy gelerek Rukayye Hz. Osman'a nikâh edildi. Rukayye, Bedir savasindan sonra vefât edince, Peygamberimizin diger kizi Ummu Gulsum de Hz. Osman'a nikâh edildi. Bu bakimdan ona, Peygamberimizin iki kiziyla evlenme ni'metine kavusmus oldugu icin, iki nûr sahibi ma'nâsina "Zinnûreyn" denilmistir.

Resûlullah efendimiz, ona, birbiri ardinca, iki kizini vermistir. Ikinci kizi vefât edince;

- Bir kizim daha olsaydi, onu da Osman'a verirdim, buyurmustur.

Ikinci kizini verdiginde, Hz. Osman'i gâyet medhetmisti. Dugunden sonra kizi dedi ki:

- Ey benim gozumun nûru babam! Hz. Osman'i gâyet medheylediniz. Buyurdugunuz kadar degil.

Bunun uzerine Resûlullah efendimiz kizina buyurdu ki:

- Ey benim kizim! Osman'dan gokteki melekler hayâ ederler. Ey canim kizim, Osman'a cok saygi goster. Cunku, Eshâbim arasinda, ahlâki bana en cok benzeyen odur.

Baska bir zaman da:
- Ben Allahu teâlânin huzûrunda, Osman'in dusmanlarinin hasmiyim, onlara karsiyim, buyurdu.

Bir baska zaman da:

- Butun peygamberler, hayatlarinda bir kimse ile iftihâr etmistir. Ben de Osman bin Affân ile iftihar ederim, buyurdu.

Resûlullah, Hz. Osman'a bugzeden bir kimsenin cenâze namazini kilmamistir.

Hakkinda âyet nâzil oldu

Islâmiyet yayilmaya baslayinca, her taraftan Muslumanlar cogalip Medîne'ye geliyordu. Peygamberimizin mescidi dar gelmeye baslamisti. Bunun uzerine Resûlullah efendimiz buyurdu ki:

- Bizim mescidimizi bir zrâ genisleten Cennete gider.

Hz. Osman dedi ki:

- Yâ Resûlallah, malim mulkum sana fedâ olsun! Mescidi genisletme isini uzerime aliyorum.

Mescidi 40 zrâ ya'nî 20 metre genisletti ve butun masraflarini karsiladi. Bunun uzerine, "Allahin mescidlerini ancak, Allaha, âhiret gunune inanan, namaz kilan, zekât veren ve yalniz Allahtan korkan kimseler ta'mîr eder. Iste hidâyet uzere bulunanlardan olduklari umulanlar bunlardir" meâlindeki Tevbe sûresi 18. âyeti nâzil oldu.

Hz. Osman, Peygamber efendimizin vahiy kâtiplerinden idi. Guzel yazar, guzel konusurdu. Hitâbeti kuvvetli idi. Kur'ân-i kerîmi cok okurdu. Ezberi cok ileri derecede idi. Namazda, bir rek'atte butun Kur'ân-i kerîmi okuyan dort kisiden biri de Hz. Osman'dir. Cok okudugu icin elinde iki mushaf eskimistir.

12 sene hilâfet makâminda kalan Hz. Osman, cok cesûr idi. Hicbir felâket karsisinda sarsilmamisti. Bunun icin halîfeligi cok basarili gecmistir. Bilhassa halîfeliginin ilk yillari, Islâm târihinin altin yillari olmustur. Devrinde bircok yerler fethedilmistir. Horasan, Hindistan, Mâverâunnehir, Kafkasya, Kibris adasi ve Kuzey Afrika'nin bircok yerleri, O'nun devrinde Islâm topraklarina katilmistir.

Resûlullah efendimiz haber verdi

Hz. Osman, herkese lâyik oldugu vazîfeyi verirdi. Onun ta'yîn ettigi vâliler, askerlikte ve memleketleri fethetmekte, en secme kimselerdi. Islâm memleketleri batida Ispanya'ya, doguda, Kâbil ve Belh'e kadar genisledi.

Birgun Resûlullah efendimiz, Eshâb-i kirâma, meydana gelecek fitneleri zikrediyordu. O sirada kendini ortmus bir kisi geciyordu. Server-i âlem buyurdu ki:

- O fitne gunu bu sahis, hidâyet uzere olacaktir.

Kalkip o sahsa baktilar. Osman bin Affân idi.

O sahsi Resûl-i ekreme gostererek dediler ki:

- Yâ Resûlallah. Bu mudur?

Resûlullah efendimiz buyurdu ki:

- Evet.

Yine ayni husûsta Hz. Âise-i Siddîka'dan rivâyet edilen hadîs-i serîfte buyurulmustur ki:

(Yâ Osman! Allahu teâlâ sana hilâfet denen bir gomlek giydirecek. Eger munâfiklar onu soymak isterlerse, bana kavusuncaya kadar sakin onu cikarma!)

Bu hadîs-i serîf sebebiyle Hz. Osman, muhâsara edildigi zaman halîfelikten cekilmemistir.

Halîfeligi sirasinda adâlet ile davranmaya cok dikkat ederdi. Birgun bir gencin kulagini cekti. Gencin kulagi aciyip soyle dedi:

- Efendim, herkesin birbirinden hakkini alacagi kiyâmet gununu dusununuz.

Bu soz Hz. Osman'a cok te'sîr etti. Buyurdu ki:

- Ey genc, sen de benim kulagimi cek, odeselim.

Genc, Hz. Osman'in kulagini cekti. Hz. Osman;

- Biraz daha cek, buyurunca, genc dedi ki:

- Siz Kiyâmet gununu dusunerek korktunuz. Ben de o gunku hesaptan korkuyorum.

Hz. Osman buyurdu ki:

- On sey cok zâyi olmustur: Suâl sorulmayan âlim, amel edilmeyen ilim, kabûl edilmeyen dogru gorus, kullanilmayan silâh, icinde namaz kilinmayan mescid, okunmayan mushaf, Allah yolunda dagitilmayan mal, binilmeyen vâsita, dunyayi isteyenin icindeki zuhd ilmi, icinde âhiret yolculugu icin azik edinilmeyen uzun omur.

Hz. Osman zamaninda Islâm dunyasi cok genisledi. Butun Arabistan, Afrika'nin buyuk bir kismi, Irak, Hindistan, Cin, Buhara, Turkistan, Iran Islâmin idâresi altina girdi. Islâm sancagi Istanbul surlari onune kadar goturuldu.

Fethedilen yerlerdeki halk seve seve Musluman oluyordu. Boylece Muslumanlarin sayisi milyonlari buldu. Muslumanlarin bu kadar cogalmasi, her milletten insanin bulunmasi sebebiyle, karisIkliklar da bas gostermeye basladi. Munâfiklar, Muslumanlarin arasina fitne tohumlari ekmeye basladilar.

Yahûdîler ve diger Islâm dusmanlari, Muslumanlari birbirine dusurmek icin el birligi ederek gece gunduz calisiyordu. Bunlarin elebasiligini da Yemenli bir Yahûdî olan, Abdullah bin Sebe yapiyordu.

Misir'da fitneci kimseleri basina topladi. Kurdugu bir teskilâtla, câhil ve basibos Misir kiptîlerini dunyalik seylerle kandirarak, capulcu alayi meydana getirdi.

Onuc bin kisilik bu capulcu takimi, Medîne'ye kadar yuruyup Halîfeyi indirmek istediler. Hz. Osman'in evini kusattilar. Hz. Hasan, Hz. Huseyin, Hz. Talhâ, Hz. Osman'in kapisinda nobet tutuyorlardi.

Hz. Osman, evini saran âsîlere seslenip dedi ki:

- Elebaslarinizdan iki kisi benim yanima gelsin!

Istedigi iki kisi gelince onlara sordu:

- Resûl-i ekrem efendimiz, Medîne'ye tesrîf ettigi vakit, Muslumanlar susuzluktan kiriliyordu. Peygamber efendimiz, Rûme kuyusunu satin alip, Muslumanlara bedava su veren kimseye Cenneti va'detti. Bu va'd uzerine kuyuyu satin alip, Muslumanlara vakfeden ben degil miyim?

- Evet sen idin?

- Darda kalan, Islâm ordusunun tamamini donatan, ben degil miyim?

- Evet sendin?

- Mescid dar geldigi vakit, Resûl-i ekrem efendimiz, "Cennette daha hayirlisini almak uzere, falancanin arsasini kim alip mescide ilâve eder" buyurdugu vakit onu satin alip, mescide katan ben degil miyim?

- Evet sensin.

- Resûl-i ekrem, Ebû Bekir ve Omer ve ben, Sebir daginda otururken, dag sallanmaya basladiginda, "Ey Sebir dagi dur! Zîrâ senin uzerinde bir Peygamber, bir siddîk ve iki sehîdden baska kimse yoktur!" buyurmadi mi?

- Vallahi dogru soyluyorsun. Aynen oyle oldu.

Fitneden koru
Hz. Osman, "Allahu ekber" diye tekbîr aldi. Sonra:

- Sâhid olun ki, ben sehîdim, buyurdu.

Bu sirada, âsîler duvari atlayarak iceri girdiler. Hz. Osman Kur'ân-i kerîm okurken, saldirip sehîd ettiler. Son nefesini verirken soyle duâ etti:

- Yâ Rabbî, Ummet-i Muhammedi, tefrikadan, fitneden koru!

Bunu uc defa tekrarladi.

Eshâb-i kirâmin buyuklerinden Abdullah bin Selâm hazretleri anlatir:

"Muhâsara esnâsinda, Hz. Osman'in yanina gittim. Bana sunu anlatti:

Bu gece ru'yâmda, su pencereden Resûl-i ekrem efendimizi gordum. Aramizda su konusma gecti:

- Osman seni muhâsara ettiler oyle mi?

- Evet yâ Resûlallah!

- Seni susuz biraktilar oyle mi?

- Evet yâ Resûlallah!

Iftâri bizimle yap

Bunun uzerine Resûlullah efendimiz bana bir bardak su verdi. Ve ben bu suyu ictim. Gogsumde soguklugunu hâlâ duyuyorum. Bana buyurdu ki:

- Istersen seni onlara galip getirelim veya istersen iftâri bizim yanimizda yap!

- Yâ Resûlallah, ben sizin yaninizda iftâr etmeyi tercîh ederim.

Abdullah bin Selâm hazretleri, Hz. Osman'in yanindan ciktiktan sonra isyâncilara dedi ki:

- Tarihte oldurulen her peygamber icin yetmis bin asker oldurulmustur. Oldurulen her halîfe icin de onbes bin kisi oldurulmustur. Gelin bu isten vazgecin! Yoksa âhirette bunun cezâsini cok siddetli olarak cekeceksiniz! Ayrica Hz. Osman'in uzerinizde cok hakki vardir.

Fakat âsîler sozunu dinlemediler, ayrica kendisine hakâret ettiler.

Hz. Osman, bir cocugu dogdugu zaman, onu yedinci gunu kucagina alirdi.

Kendisine bunun sebebi soruldugunda su cevabi verdi.

- Kalbime onun sevgisinin dusmesini istiyorum. Eger olurse gosterecegim sabir ve metânetten dolayi alacagim sevâb daha buyuk olur.

Bire yediyuz verene verdik
Bir defasinda Medîne'de kitlik vardi. O sirada Hz. Osman'in Sam'dan yuz deve yuku bugday kervani gelmisti. Eshâb-i kirâm satin almak icin yanina gittiler. Hz. Osman dedi ki:

- Sizden daha iyi alicim var ve sizden daha fazla veren var, ona verecegim.

Eshâb-i kirâm durumu Hz. Ebû Bekir'e bildirip dediler ki:

- Kitlik zamaninda boyle yapmasi uygun olur mu?

Hz. Ebû Bekir buyurdu ki:

- Hz. Osman Resûlullahin dâmâdi olmakla seref kazanmistir ve Cennette onun arkadasidir. Siz onun sozunu yanlis anladiniz, beraber gidelim.

Hz. Ebû Bekir, Hz. Osman'in yanina gidip durumu anlatarak buyurdu ki:

- Yâ Osman, Eshâb-i kirâm senin bir sozune uzulmusler.

Hz. Osman su cevabi verdi:

- Evet ey Resûlullahin halîfesi, onlardan iyi alici olan, bire yediyuz veriyor. Onlar bire yedi veriyor. Biz bu bugdayi bire yediyuz verip alana verdik.

Bundan sonra yuz deve yuku bugdayi Medîne'de bulunan fakîrlere, Eshâb-i kirâma bedava dagitti. Yuz deveyi de kesip fakîrlere yedirdi. Hz. Ebû Bekir bu ise cok sevinip, Hz. Osman'in alnindan optu.
Ekleme Tarihi: 23.12.2004 - 19:51
Bu mesajı bildir   MeLiH üyenin diğer mesajları MeLiH`in Profili MeLiH Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
ZEHRA 06 su an offline ZEHRA 06  

193 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 19.11.2004
En Son On: 05.04.2005 - 15:58
Cinsiyeti: Bayan 
ALLAH RAZI OLSUN MELIH ABI:(
Ekleme Tarihi: 23.12.2004 - 20:11
Bu mesajı bildir   ZEHRA 06 üyenin diğer mesajları ZEHRA 06`in Profili ZEHRA 06 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
tugba009 su an offline tugba009  

84 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 14.02.2004
En Son On: 30.11.2008 - 02:35
Cinsiyeti: Bayan 
ALLAH razi olsun.
RABBIM onlarin yasantisindan örnek alan kullarindan etsin bizleri insaALLAH...
ağlar
Ekleme Tarihi: 23.12.2004 - 22:08
Bu mesajı bildir   tugba009 üyenin diğer mesajları tugba009`in Profili tugba009 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
GÜLE SEVDA su an offline GÜLE SEVDA  
ALLAH RAZI OLSUN

77 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 24.11.2004
En Son On: 10.11.2005 - 17:57
Cinsiyeti: Erkek 
HZ. OSMAN'I bu kadar sevgili yapan şey sahip olduğu muazzam "HAYA" duygusudur. Buna sahip olan herkes mükemmeldir. Rasulullah Efendimiz: "Haya güzeldir, fakat kadınlarda daha güzeldir" buyuruyor. Allah bizleri Hz. Osman'ın ahlakıyla ahlaklandırsın. Rasulullah'ın iltifat ettiği mü'minlerden eylesin. Allah senden razı olsun kardeş.
Ekleme Tarihi: 26.12.2004 - 18:56
Bu mesajı bildir   GÜLE SEVDA üyenin diğer mesajları GÜLE SEVDA`in Profili GÜLE SEVDA Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
mehmet-54 su an offline mehmet-54  

221 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 03.04.2004
En Son On: 20.12.2007 - 01:45
Cinsiyeti: Erkek 
ALLAH RAZI OLSUNGüle Güle Güle Güle Güle Güle
Ekleme Tarihi: 03.01.2005 - 04:35
Bu mesajı bildir   mehmet-54 üyenin diğer mesajları mehmet-54`in Profili mehmet-54 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 569 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ayhan demirhan (42), milli (55), Faruk85 (39), buyukdere (50), akgulhassan (56), resulkol (42), aldirma_reis (45), cengiz__11 (45), musabbinumeyr (46), _rAbia_ (35), HACIBUBA (38), ergunoynamaz (67), emisya (43), cavittacir (47), arslanmurat1 (46), Ben_Neyim (45), hatipoglu (45), PinarKecik (46), Ugur_K (44), hami_74 (37), ust_mimar (41), Muhlise (43), lifos (49), osmanli (41), @tuba@ (39), oguzada (47), tolga67 (49), zoris (45), aydinhasan (45), ilkay turan (53), Muhammedbilal (35), burhann1 (41), esmafeyzaunal (43), havzanur (36)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.53999 saniyede açıldı