kamagra ivermectin colchicine kaletra stromectol luvox lyrica marvelon maxalt medrol active mefe basan mefenacide mefenamin meladinine mellaril mellerettes melleril mentax mestinon metaglip metfin metoject metrizol micardis hct micardis micardisplus microgynon micronase micronovum microzide minac 50 minipress minocin miranova mobic mobicox moduretic motilium motrin munobal myambutol myconormin myfortic mysoline naltrexin naprolag
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » MEHMET AKİF(I)

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
feyza27 su an offline feyza27  
MEHMET AKİF(I)

350 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 10.12.2003
En Son On: 05.05.2009 - 10:13
Cinsiyeti: Bayan 
Dosdoğru yaşayan, konuşan, yazan bir şairMehmet Âkif, ilim, fikir, sanat ve siyaset dünyamızda dosdoğru bir şahsiyettir. Bugün, gençlerimize örnek adam diye göstereceklerimizden birisi de odur.
İçerisinde çırpındığımız çeşitli buhranlardan ancak onun imanıyla, onun ahlâkıyla, onun fikriyatıyla, onun öfkesiyle sıyrılabiliriz...
Âkif, Emrolunduğunuz gibi doğru olunuz âyeti-i kerimesine, yaşadığı müddetçe sımsıkı bağlı kalan bir mümindir. Bu bakımdan çok yakın dostları, onu bazen hep ayni kelimelerle, ayni cümlelerle bize anlatmışlardır: Âkif ömrü boyunca yalan söylememiş adamdır! diye söze başlamışlardır. Dosdoğru yaşayan, dosdoğru konuşan, dosdoğru yazan bir şair.
Hz. Peygamberin Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır! ikazına, çağımızda onun kadar inanan ve uyan kaç devlet memurumuz vardır acaba?
Bir iki örnek, faydalı olacaktır herhalde: 1908 Meşrutiyetinden sonra M. Âkif, Umur-u Baytariye Müdürlüğünde, müdür yardımcısı olarak çalışmaktaydı. Müdür Abdullah Efendi, zamanın Orman ve Maadin ve Ziraat bakanının haksızlığına uğradı. Aynı dairede katip olarak çalışan dolayısıyla gelişmelere şahid olan M. Emin Erişirgil Mehmed Âkif-İslamcı Bir Şairin Romanı isimli kitabında bu müthiş hadiseyi şöyle anlatıyor:
Günün birinde, nazır, projesini gerçekleştirdi de Müdür Abdullah Beyi azletti. Âkif bunu haber alır almaz hemen şu istifânameyi yazmıştır:
Umur-u Baytariye Müdürü Abdullah Efendinin yerden göğe kadar haklı olduğu bakteriyolojihane meselesinden azli üzerine, acizleri de memuriyetimden suret-i katiyyede istifa ediyorum!

Bu istifa bomba gibi patlamıştı. Yakın arkadaşlarından Eşref Edip yazıyor:
Darülfünûnda tensikat yapılır. Felsefe müderrisi Ferid Beyi kadro harici bırakırlar. Liyakata karşı olan bu hürmetsizliğe üstad (M. Âkif) tahammül edemez. Derhal istifasını verir. Bilahare yanlışlık oldu! derler. Ferid Beyi tekrar alırlar. Üstada da, istifasını geri almasını rica ederler. Fakat bir kere kalbi kırılan üstad, bir daha Darülfünûna avdet etmez. O kadar maddi ihtiyacına rağmen! Merhameti, ummanları dolduracak zenginlikteydi. Verdiği söze bağlılığı, üstün karakterinin en bariz özelliklerinden biriydi...
(Türk Edebiyatı dergisi, Yavuz Bülent Bâkiler, M. Âkif anıt sayısı, Aralık 1986)
Zulmü alkışlayamam zalimi asla sevemem
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.

M. Âkif Ersoy denince aklımıza ne geliyor?
İstiklal Marşını pek çoğumuz ezbere biliriz. Ya ötesini... Çanakkale destanını, Âkifin ideal genci Asımı, Köse İmamı tanıyor muyuz? Hele Kocakarı ile Ömerin hikâyesini, Âkifin dilinden okuduk mu hiç? Necid çöllerinde Âkifle birlikte yürüdük mü vuslat için? Hayır diyorsak eğer, İstiklal Marşı şairimizi yeterince tanımıyoruz demektir.
Göğsünü kabarta kabarta İstiklal Marşını dinleyen bir nesil, o eşsiz marşı yazan şairi de yakından tanımalıdır. Doğruluğu, edebi, vefası, cömertliği, kerem ve mertliği ile hep sevilip sayılmış olan ve milleti için çırpınan Âkifi tanımamak bedbahtlıktır.
Safahat adeta, belli bir noktadan bakılarak anlatılan manzum bir romana benzer. Sokaktan eve, saraydan meyhaneye, cami, köy ve şehri adeta gözünüzün önünde canlandırır. Fakiri zengini, dindarı dinsizi, pehlivanı korkağı ile her tabakadan insanı, canlı bir film sahnesi gibi konuşturur size. Tasvirler yapar, hikâye ve fıkralar anlatır, konuşmalara başvurur, vaaz eder. Komik, trajik, öğretici ve duygusal her tonu kullanır. Böylece edebiyatı da aşarak, şiiri hayatın kendisi yapar.
Şiirini Âkife sorarsak eğer, o şöyle anlatıyor:
Şiir için gözyaşı derler, onu bilmem, yalnız,
Aczimin giryesidir bence
bütün âsârım!
Ağlarım, ağlatamam;
hissederim, söyleyemem;
Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bizarım!
Oku, şayet sana bir hisli
yürek lazımsa;
Oku, zira onu yazdım, iki söz yazdımsa.

Mehmed Âkif, eserlerinin çoğunu, ülkenin o en felaketli yılları içinde vermiştir. Şiir ve yazılarında, zamanın millet ve devlet hayatının tüm özelliklerini işlemiştir. Ayrıca, aydın insanların bile hürriyetten ümit kestikleri en karamsar zamanda, yüksek moral ve iman örneği ile millete ümit aşılamıştır. Böyle bir zamanda, zaferi, özgüveni büyük bir imanla haykıran İstiklal Marşını yazmıştır.
Mehmed Âkif Ersoy, İman, cesaret ve ümidini hiç kaybetmedi
14, 15 yaşlarında iken babasını kaybeden Âkif, bir müddet sonra da yangın sebebiyle evsiz kaldıkları, annesi ve kız kardeşiyle zorlu günler yaşar. Gelecek kaygısıyla Mülkiyeyi bırakıp yeni açılan baytar mektebine geçer ve orayı da birincilikle bitirir. Bundan sonra mesleği sebebiyle Rumeli, Anadolu ve Arabistan’ın çeşitli bölgelerinde vazifeli olarak dolaşmıştır. Böylece daha genç yaşta vatanını, milletini tanımış ve olgunlaşmıştır. 1898 yılında İsmet Hanımla evlenen Mehmed Âkifin ilk üçü kız olmak üzere, 6 çocuğu olmuştur. Vatanın en felaketli yıllarında yaşamış olan Âkif, bunun ıstırabını derinden hissederek yaşar. Üzerine düşen vazifeyi yapmak için her şeyini feda ederek çalışır. Bu sebeple ailesine fazla vakit ayıramamış ve hayatı boyunca hep maddi sıkıntı içinde bulunmuştur. Mehmed Âkif, uzun yıllar Sebilürreşad dergisinin başyazarı olarak, sayısız makale ve tercümeleriyle halkı aydınlatmıştır. Ayrıca, Anadoluda şehir şehir dolaşarak verdiği vaazlarla istiklal mü! cadelesine bizzat katılmıştır. Ortaya koyduğu her yeni eserle halka iman, cesaret ve ümit aşılamıştır.
Devam edecek
Ekleme Tarihi: 15.03.2004 - 18:30
Bu mesajı bildir   feyza27 üyenin diğer mesajları feyza27`in Profili feyza27 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 438 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
osmanli1 (49), TRABZONLU_TS (43), murat__ (41), remzay56 (61), Mikayil Demir (44), sadoðlu (68), yigilcali (48), müzisyennnn (46), hakankara (55), mikail06 (53), seyfullah (36), erguen (53), @hmed (49), emre-70 (34), AY-NUR (41), yagmurumm (33), ihvankudret (35), KeTeNci (38), zahid1 (49), hamdim (37), intifada (53), samsun1983 (41), veysel.hoca (48), mikail34 (54), zincefr (60), batmazhalil (36), MaziDENbiri (52), sero (58), Natuvan (40), tuana~islam (38), xturkkizx (37), seros633 (47), m_zahid (43), karanfil58 (39), halimyusufoglu (49), minam (44), HATÝCE81 (43), s.emine (43), naci edin (78), Yaseminerdem (36), fatih1981 (43), bekir tek (38), seyyidtalha (52)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.51830 saniyede açıldı