generique kaletra chloroquine lopinavir ritonavir generique rhinocortivermektine cipralex ciprine cipro med cipro clamycin clarinex clarithrocine claritin claritine claromycine claropram clavamox clavu basan cleocin climara clobex clocim clomid clopin clot basan clozaril co acepril co atenolol co diovan co enalapril co enatec co epril co lisinopril coaprovel colcrys colofac combivir compazine competact concor plus concor confortid conjugen convulex copegus corangine
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

5 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (1): (1)
Ekleyen Mesaj
Konu: vefa
sefam su an offline sefam  
vefa
5 Mesaj
Günahlara karşı teyakkuz, Allah'a karşı vefalı olmak demektir.


M. FETHULLAH GÜLEN

Ekleme Tarihi: 30.12.2005 - 16:58
sefam üyenin diğer mesajları sefam`in Profili sefam Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: PKK'DAN AŞKIN'A TAM DESTEK
sefam su an offline sefam  
Themenicon   
5 Mesaj
mehr yazısına tıklayınız..

Ekleme Tarihi: 14.12.2005 - 11:29
sefam üyenin diğer mesajları sefam`in Profili sefam Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: PKK'DAN AŞKIN'A TAM DESTEK
sefam su an offline sefam  
5 Mesaj
mesaj ek leye girdikten sonra sağ tarafta mehr yazısın atıklayınız. olmaz
Ekleme Tarihi: 14.12.2005 - 11:27
sefam üyenin diğer mesajları sefam`in Profili sefam Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: israil ve filistin
sefam su an offline sefam  
israil ve filistin
5 Mesaj
Şehitler ölmez!

"Acaba İsrail Arafat'ı öldürebilir mi" diye soruluyordu bir süre önce Arafat'ın kuşatma altında olduğu günlerde... Daha kötüsünü yaptı İsrail. Bu defa boynundan aşağısı felçli, hayatını tekerlekli sandalyede sürdüren 66 yaşında bir insanı, hem de sabah namazından çıktığı sırada öldürdü.
İsrail adına, vahşetin tüm sembolik unsurlarını taşıyan bir cinayet işlendiğini söylemek mümkün. Filistinlilerin bağrına bir bıçaktır saplanan. Hiç şüphe edilmemeli ki, bu bıçak, sadece Filistinlilerin bağrında değil, İslam dünyasının bağrında hissedilecektir.
Ve İsrail'in bunu hesap etmemesi mümkün değildir.
İsrail, Filistin'de, zaten çok uzaklarda görünen barışı, belki bir daha hiç gelmemesine yok etmiştir.
Bugüne kadar İsrail, bir çok Filistin'li lideri öldürdü suikastlerle...
Şeyh Ahmet Yasin'in sembolik hüviyeti, belki tüm şehadetleri kişiliğinde toplayacak ve Filistin – İslam hafızasının derinliklerinde korunacaktır.
Filistin bir çığlıklar ülkesidir.
"Ebi - Babacığım" diye sesleniyordu bir süre önce bir Filistinli kız çocuğu...
Belki bundan sonra tüm Filistin "Ceddi -Dedeciğim" diye seslenecek Şeyh Ahmet Yasin'in arkasından... Ak sakallı, nur yüzlü rehberlerini kaybettiler onlar, alçakça bir cinayetin hedefi olarak...
Alçakça, çünkü sabah namazını camide kılacak kadar güvenlik duvarlarını önemsemeyen bir insana suikast düzenlemek bir maharet olmamalı...
Burada utanç payı en çok Amerika'nın yüzüne yansımalı.
Vahşetin kanı, hiç şüphesiz Şaron kadar Bush'un yüzüne de sıçrıyor.
Yoo, aşırı bir his tezahüründe bulunmuyorum.
Çünkü bu cinayet, İsrail Bakanlar Kurulu'nda varılan bir kararın ürünü. Yani tasarlanmış bir cinayet.
"Büyük Ortadoğu Projesi"diye İslam coğrafyasına yönelik tanzim hesapları yapan Washington, bu projenin önündeki en büyük engelin Filistin'e karşı işlenen cinayetler olduğunu bile bile, Şeyh Ahmet Yasin'in öldürülmesi gibi bir vahşete mani olamıyor. Mani olamamaktan öte, İslam dünyası, İsrail'in ve tabii ki işlenen cinayetlerin arkasında Amerika'nın olduğunu biliyor.
Dişine kadar silahlı bir katil Şaron, bir "insan kasabı" ve Ortadoğu'da cinayet üstüne cinayet işliyor. Amerika seyrediyor.
Şaron, Amerika'nın "günah defteri"ni yazıyor kendi günah dosyasını şişirirken...
Bu cinayetler, Filistin direnişini bitirmez, aksine daha da besler.
Çünkü Filistin'in şehadet defterine, en sembol isimler yazılmış oluyor.
İsrail bundan sonra daha çok korkacaktır, kendisini daha çok kuşatma altında hissedecektir. Artık "Utanç Duvarı" da yetmez, bir başka duvar, psikolojik kuşatılmışlık duvarı, suçluluk duvarı, kan duvarı örecektir İsrail'in etrafını...
Şaron en büyük kötülüğü kendi halkına yapmıştır. Çünkü her cinayet, "vatan" duygusuna eşlik eden bir şehadet duygusunu coşturuyor. İsrail halkı bundan böyle kendini nasıl güvende hissedebilir?
Filistin sokaklarında dün göz yaşından çok öfke yürüdü, kin yürüdü... İntikam yeminleri çınladı Filistin sokaklarında... Yüreklerinde acı yumaklanan insanlar Amerika'dan nasıl okunur acaba?
Şeyh Ahmet Yasin, ölüme hazır olmalıydı. Zaten boynundan aşağısı tutmayan bir insan haline geldiğinden beri bağışlanmış bir hayatı sürdürüyordu. Yaşadıkları belki ölümden daha çok cefa vericiydi. Bir davanın öncüsü olarak şehitler kervanına katıldı. Kutlanmayı bekleyeceğinden eminim.
Bir vasıyyeti var "Ey ümmetin liderleri, ey ümmetin halkları, diye sesleniyor, umarız bizim aleyhimize olmazsınız! Allah aşkına bari aleyhimize olmayın!"
Ve bir duası var. Hazreti Peygamber (s.a.)'in Taif'te taşlanması ve ayaklarının kan içinde kalması üzerine yaptığı dua ile bütünleşen sesler onlar. Yüreğinizi o dua ile başbaşa bırakırken, Filistin'e, dünya Müslümanlarına başsağlığı diliyorum.
"Allah'ım! Sana şikayette bulunuyorum… Sana şikayette bulunuyorum… Sana şikayette bulunuyorum…
Gücümün azlığını, imkanımın yetersizliğini ve insanlara karşı zaafımı sana şikayet ediyorum…
Sen zayıf düşürülmüşlerin Rabbisin… Sen bizim Rabbimizsin… Bizi kime bırakıyorsun?…
Bize cehennem olacak uzaklara mı? Veya düşmana mı?
Allah'ım! Akıtılan kanlar, dokunulan ırzlar, çiğnenen hürmetler, yetim bırakılan çocuklar, oğlunu yitirmiş anneler, dul kalmış kadınlar, yıkılmış evler ve ifsad edilmiş ekinler aşkına sana şikayette bulunuyorum.
Sana şikayette bulunuyorum! Gücümüz dağıldı… Birliğimiz bozuldu… Yollarımız ayrıldı… Halkımızın zaafını ve ümmetimizin bize yardım edip, düşmanı yenmedeki aczini sana şikayet ediyorum…"

arkadaşımdan sizlere......... ve bana..
Ekleme Tarihi: 24.03.2004 - 21:16
sefam üyenin diğer mesajları sefam`in Profili sefam Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: okurken yorulursanız, okuduklarınızı uygulayınız
sefam su an offline sefam  
okurken yorulursanız, okuduklarınızı uygulayınız
5 Mesaj
Kendinizi yorgun mu hissediyorsunuz?

Kendinizi sürekli yorgun ve halsiz hissediyorsanız, uykunuzu bir türlü alamamaktan şikayetçiyseniz;
Uzmanlığını yorgunluğa karşı tedavi yöntemleri üzerinde yapmış bir doktor olan Erika Scwartz, yorgunluğun yalnızca can sıkıcı olmakla kalmadığını, vücudun imdat sinyali olduğunu ifade ediyor. Schwartz’ a göre, dikkatli olmaz ve sizi yoranın ne olduğunu bulmazsanız hastalanmanız işten değil. Enerjinizin iyiden iyiye azaldığını mı düşünüyorsunuz? Kulübe hoş geldiniz! Doktorlar, kendilerine başvuran kişilerin en yaygın şikayetlerinin halsizlik ve yorgunluk olduğunu söylüyor. Enerji, vücutta her zaman aynı düzeyde seyreden, statik bir etmen değildir. Günlük, aylık hatta mevsimsel döngüler izler ve bu döngüler kişiden kişiye değişiklik gösterir. Ancak yorgunluğunuz süregelen bir durumsa, yaşam tarzınızı gözden geçirmeniz yerinde olacaktır. Vergi ödemeleri, park yeri sorunu ya da büyümekte olan çocuğunuz, farkında olduğunuz stres kaynaklarıdır; peki ya farkında olmadıklarınız? Enerjinizi galip, sizi halsiz bırakan bu sinsi faktörleri tanımak ve onlarla mücadele etmek istemez misiniz?

1. HEP iş, HEP iş
Ciddi ve sorumluluk sahibi bir yetişkin olmaya çalışmak, giderek rutinleşen ve kendini tekrarlayan bir hayat, son derece sıkıcı olabilir. Vücudunuz bu duruma yorgunlukla tepki verir. Haftanın her günü, günün her saati etkili ve üretken olmaya çalışmak sizi fiziksel ve psikolojik açıdan yorar. Beynin de dinlenmeye ihtiyacı vardır.
Ne yapmalı: Eğlenceyi ciddiye alın.
Gününüzü hoşunuza giden şeylerle renklendirin. E-mail şakalarını okuyup tanıdıklarınıza yollayın, bir dergiyi karıştırın, arkadaşınıza telefon edin, hayal kurun, zaman harcayın, çocuklarınızla oyun oynayın, bir CD alıp arabada dinleyin... Ufak molalar vermek sizi canlandıracak ve hayatınızdaki rutini biraz olsun giderecektir.

2. GÜNEŞ IŞIĞI EKSİKLİĞİ
Yeterince doğal ışık olmadığında vücut uyuma moduna geçer. 600 yetişkinin katıldığı bir araştırmada Massachusetts üniversitesi uzmanları depresyon, düşmanca duygular, öfke, asabiyet ve anksiyete gibi duygulanımların en yüksek olduğu dönemin kış, en düşük olduğu döneminse yaz olduğunu gösteriyor. Uzmanlar gün ışığına çıkmak, diyet ve egzersiz sayesinde ruh halindeki dalgalanmaların önüne geçilebileceğini söylüyor.
Ne yapmalı: Işığa çıkın
Gündüz hiç olmazsa 10 dakikalık bir yürüyüş yapın. En yorgun hissettiğinizde yapacağınız bir yürüyüş, kafeine benzer canlandırıcı etkiye sahiptir. Hava kapalıysa bile dışarı çıkmalısınız; dışarıda her halükârda ofisinizden daha fazla gün ışığı olacaktır. Dışarı çıkma imkanınız yoksa, ışık alan bir odada birkaç dakika kalmak bile iyi gelir.

3. YANLIŞ NEFES ALMAK
Soluk alırken çoğu kez yeterince oksijen çekemezsiniz. Kandaki oksijen miktarının düşük, karbonmonoksit miktarınınsa yüksek olması yorgunluğa neden olur. Yeterince oksijen alamadığınızda nabzınız ve tansiyonunuz yükselir. Bu da vücudu fazladan yorar.
Ne yapmalı: Diyaframınızı kullanın
Günde birkaç kez diyaframdan nefes almayı deneyin. Özellikle de yorgun hissettiğiniz, enerjiye ihtiyaç duyduğunuz anlarda. Elinizi göbeğinizin üstüne koyun. Nefes alırken midenizin ve göğsünüzün şiştiğini hissedin. Bu hareket, ciğerlerinizin alt kısmını genişleterek daha fazla oksijen almanızı sağlar.

4. HAREKETSİZLİK
Aynı pozisyonda uzun süre kalmak enerjiyi tüketir. Vücut, durgunluğu uykuya dalmakla özdeşleştirir. Yine uzun süre ekran karşısında (bilgisayar ya da televizyon) kalanlar, daha seyrek göz kırptıklarından gözlerde kuruma ve yanmadan şikayet eder. Bu durum, gözlerinizi kapatmaya eğilimi artırır.
Ne yapmalı: Daha fazla hareket edin
Gerinin. Yürüyün. Esneyin. Tuvalete gidin. Kısa molalar alarak vücudunuzu zinde tutabilirsiniz. Gözlerdeki yanmaya karşı yarım saatte bir mola verin (TV izliyorsanız reklam aralarında uzaklaşın) ve daha uzakta bir noktaya konsantre olun.


Enerji veren çabuk ve etkili yöntemler

? Naneli şeker yiyin ya da naneli çiklet çiğneyin. Nane kokusunun uyanıklığı artırdığı belirlenmiştir.

? Enerjiyi hatırlayın. Seyrederken çok heyecanlandığınız bir maçı ve o an neler hissettiğinizi düşünün.

? Soğuk bir şeyler için. Ya da yüzünüzü soğuk suyla yıkayın. Soğuğun canlandırıcı etkisi bilinir.
? Kırmızıya odaklanın. Bu renk, harekete geçirir ve enerji verir.



5. UYKU DÜZENSİZLİKLERİ
Vücudun iç saati düzen arar. O yüzden, hafta sonları geç vakitlere kadar ayakta kalmak ve ertesi sabah uyumak ile kendi kendinize jet-lag etkisi yapmış olursunuz. Düzensiz bir program, akşamdan kalmakla eşit bir tesire sahiptir ve kalktıktan uzun süre sonra bile halsiz hissetmenize yol açar. Brigham ve Boston Kadın Hastanesinde yapılan bir araştırmaya göre, bu durumda yeterince uyusanız dahi normalden çok daha yorgun ve bitkin olursunuz.
Ne yapmalı: Düzenli uyuyun
Düzenli bir yatış-kalkış programını takip edin ve mümkün olduğunca programa uyun. Hafta sonlarında bile. Bir gece daha fazla uyumak isterseniz 20-30 dakika erken yatın.

6. SUSUZLUK
Birçok insanın susuz dolaştığını söyleyen uzmanlar, susadığımızı hissettiğimizde, vücut sıvımızın yüzde 2-3‘ ünü çoktan kaybetmiş olduğumuzu bildiriyor. Susuzluk, yorgunluğa yol açar ve uyku getirir. Kan hacmi azalır, bunun sonucunda da beyne ve kalbe yeterince kan pompalanmamaya başlar.
Ne yapmalı: Bol su için
Yemek saatlerinizi planladığınız gibi, su içeceğiniz saatleri de planlayın. Yanınızda hep bir şişe su bulundurun. Vaktinizin çoğunu oturarak geçiriyorsanız 9, hareketli bir yaşam sürüyorsanız 12 bardak su içmeyi hedef olarak belirleyin. Daha cazip hale getirmek için suya limon ve portakal rendesi ekleyebilir, dilerseniz kafeinsiz bitki çayları içebilirsiniz. Daha fazla çorba, taze meyve ve sebze tüketmek de iyi çözümlerdir.
7. GECELERİ PARLAK IŞIKLAR
Normal seviyedeki ışıklandırmalar, beynin gece-gündüz muhakemesini bozar. Parlak ışıklar, vücudun iç saatini yeni baştan ayarlayarak yatış-kalkış saatlerinde düzensizliğe sebep olur. Brigham ve Kadın Hastanesinde yapılan bir araştırma, parlak bir ışıklandırmanın, uyku getiren melatonin üretimini azalttığını belirtiyor.
Ne yapmalı: Loş ışıklandırma kullanın
Salonunuzda ve yatak odanızda kullandığınız ana ışıklandırma öğesini, yatmadan birkaç saat önce kısın, hatta yerine bir okuma lambası kullanın.

8. KAHVALTIDA VİTAMİN VE KAHVE
Kahvaltıyı geçiştirmek için sıklıkla kullanılan kahve-vitamin ikilisi, adeta bir zindelik süzgecidir. Kahvaltıyı atlamak zaten yeterince kötü bir alışkanlık; zira güne kalori almadan başlarsanız metabolizmanızın ve diğer vücut fonksiyonlarınızın enerji tasarrufu yapmak için yavaşlamasına neden olursunuz. Sonuçta yorgunluk kaçınılmazdır. Sabahları kahvaltı etmek, vücuda enerji kazandırmak adına tartışılmaz bir öneme sahiptir. Uyandığınızda açlık hissetmemeniz ise, muhtemelen bir gece önce fazla yediğinize işaret eder.
Ne yapmalı: Sıkı bir kahvaltı yapın
Tüm gün boyunca enerji seviyesini korumak istiyorsanız, protein ile karbonhidratı birleştiren bir kahvaltı ile güne başlamalısınız. üzerine yağ sürülmüş ekmek, tahıl gevreği ve süt, yumurta ve kepek ekmeği, mantıklı alternatiflerdir. Karbonhidratları yakmanız fazla sürmez, bu yüzden kısa bir süre içinde enerjiye kavuşursunuz. Yakılması daha uzun süren, bu nedenle midede daha uzun süre kalan proteinler ise, uzun süreli güç kaynaklarıdır.

9. FAZLA EGZERSİZ
Her gün egzersiz yapmak, özellikle form kazanmaya çalışanlar için iyi bir enerji kazanma metodu olabilir. Ancak vücut, egzersiz sonrasında toparlanmak ve yeniden enerji depolamak için zamana ihtiyaç duyar.
Ne yapmalı: Bir gün mola verin
Bir molayı hak edip etmediğinizi anlamak için, sabah uyanır uyanmaz nabzınızı kontrol edin. Normal bir egzersiz gününde ölçtüğünüz nabızdan beş atış fazlaysa, o günü hafif bir egzersizle, ya da sadece dinlenmeyle geçirin. Dilerseniz günaşırı egzersiz yapabilirsiniz. Ancak üst üste iki gün egzersiz yapmamak gibi bir hataya düşmeyin, aksi takdirde tembelleşirsiniz.

10. KİLO FAZLASI
2-3 kilo aldığınızda yorgunluk hissi baş gösterir. Vücudun taşıdığı fazla kilolar kalbe daha çok yük binmesine, dolayısıyla yorgunluk hissine neden olur.
Ne yapmalı: Kilo verin
Formülü biliyorsunuz: abur-cuburdan vazgeçin, yağlılardan ve tatlılardan uzak durun ve sağlıklı beslenme ilkelerini hayata geçirin. Porsiyonlarınızı kontrol altına alın - normalde ne kadar yediğinizi görmek sizi şaşırtabilir. Verdiğiniz her kiloyla enerjiniz daha da artacaktır.


Yiyerek enerji kazanın ;

? Bir çocuk gibi yiyin. Yani acıktığınızda yemeğe oturun, doyduğunuz anda bırakın. Vücudunuzun verdiği açlık sinyallerine dikkat edin. Dört saatte bir acıkıyorsanız, daha az ve daha sık yiyin. İki gün içinde size uygun beslenme metodunu anlarsınız.
? Çok ve yağlı yemekten kaçının. Yağlar midede uzun kaldığı için, çok yağlı yemek, beyne, kalbe ve diğer organlara gidecek kanın midede oyalanmasına ve enerjinizin azalmasına neden olur.
? Acıktığınız anda ilk önce ekmeğe saldırmayın. ilk yediğiniz hep protein olsun. Protein, uyanıklığı sağlayan dopamine üretimine yol açar. Karbonhidrat ise, rahatlatıcı ve gevşetici serotonin üretimine neden olur.
? Günde en az bir kez demir yönünden zengin bir şeyler yiyin. Demir, dokulara oksijen taşınmasına yardım eder. Kırmızı et, kabuklu deniz ürünleri, demir katkılı ekmek ve tahıllar, kuru üzüm ve kayısı ile baklagiller, zengin demir kaynaklarıdır.
? Fazla alkol ve kahve kullanmayın. Alkol hem uyuşukluk verir, hem de su kaybına neden olurken, kahve kısa sürede enerji sağlar, ancak bir süre sonra enerji seviyeniz aniden düşer. içtiğiniz her bardak alkol ve kahve için bir bardak su için.
? Çok az yemekten kaçının. Birçok kadının, ihtiyacı olandan çok daha az kalori aldığını belirten uzmanlar, günde 2000-2400 kalori alan kadınların kilosunu koruyabileceğini bildiriyor.




11. UYUŞUKLUK
Kendini salmak, yalnızca yorgun görünmenize değil, yorgun hissetmenize neden olur. Eklemler normal bir gerginlikte durmadığında vücut daha fazla enerji harcar. Bu şekilde sırtınıza ve kalçalarınıza daha fazla yük binmesine fırsat verir, daha yorgun ve bitkin hissedersiniz.
Ne yapmalı: Dik durun
Duruşunuz ne kadar doğru? Boynunuzu eğmeden aşağı doğru baktığınızda ayakkabılarınızı görebiliyorsanız, doğru duruş tekniğine sahipsiniz demektir. Hareket eder, oturur yahut ayakta dururken başınız dik durmalı ve kulaklarınız, tam omuzlarınızın üstüne denk gelmelidir.

12. AŞIRI GÜRÜLTÜ
Gürültü, stresin diğer adıdır. Yaşam kalitesini düşürmekle kalmaz, psikolojik hasarlara neden olur. Gürültülü bir ortamda nabzınız ve tansiyonunuz yükselir, adrenalin fırlar ve stres yükleyen her türlü faktör, enerjinizi azaltır. Üzerinde kontrol sahibi olmadığınız için gürültü, başlı başına bir stres nedenidir. Belli bir dereceye kadar olan gürültüleri tolere edebilirsiniz. Ancak gürültülü bir ortamda yaptığınız işe odaklanmak için harcadığınız çaba, sizi güçten düşürür. Tüm bunların yanı sıra, oldukça da bunaltıcıdır.
Ne yapmalı: Desibeli düşürün
İş arkadaşlarınıza ve/veya çocuklarınızdan daha sessiz olmalarını isteyin. Şayet gürültü yüzünden uyuyamıyorsanız, kulak tıkacı kullanmayı deneyin. Sokaktan gelen sesleri azaltmak için pencereleri ve kapıları süngerli bantlarla çevreleyin. Kalın halılar ve perdeler de sesi engeller.

Hepinize bitmeyen enerjiler, bol hareketli günler!
Ekleme Tarihi: 19.03.2004 - 01:18
sefam üyenin diğer mesajları sefam`in Profili sefam Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Sayfa (1): (1)
İmzalar göster - Konuları göster

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 409 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
geeflowx (39), ayseDK91 (33), umit09 (53), zehra25 (44), akutisarizar (47), merca (45), Melek_87 (37), Ehl-i Sunnet (42), lider42 (48), Mukim (55), Gizem_Perdesi (37), gök_börü (46), vuslat94 (37), srf (42), m_emin (51), mustafa508 (37), EBRAR-NESIBE (44), ahmerium (50), c gul (40), asumansule (38), adalý (51), recep_ (38), YanaYana (36), Selime (38), AllahuAkbar (40), esses (31), faruksabri (35), sevde8838 (36), süleyman555 (41), Seheryildizi (33), pech45 (55)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.49201 saniyede açıldı