ivermectine kaletra generique stromectol ivermektin generique plaquenil voltaren votum plus votum vytorin wellbutrin sr xatral xeloda xenical xylocaine yasmin yasminelle yaz zanaflex zantac zantic zebeta zeffix zenegra zentel zestoretic zestril zetia ziac ziagen zilutrol zinacef zinat zithromax dispersible zithromax zocor zofran zoloft zorotop zovirax zurcal zyloprim zyprexa zyrtec zyvox zyvoxid
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

18 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (1): (1)
Ekleyen Mesaj
Konu: YÜZ SENELİK BİR ÖLÜMDEN SONRA TEKRAR DİRİLTİLEREK KIYAMETTEKİ YENİDEN YARATILIŞA MİSAL OLAN HZ.ÜZEYR A.S
Seyh hakan su an offline Seyh hakan  
belki100 yıl deyil 1 ayda
54 Mesaj -
eline saglık okudum inan bizler zamanımız gelmeden kendimizide hesaba koysak belki100 yıl deyil 1 ayda ne olacak diye bak ozaman neler deyişir

sitemede beklerim
Ekleme Tarihi: 18.05.2006 - 11:23
Seyh hakan üyenin diğer mesajları Seyh hakan`in Profili Seyh hakan Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: KANAYAN YARALARIMIZ
Seyh hakan su an offline Seyh hakan  
KANAYAN YARALARIMIZ
54 Mesaj -
Arkadaşlar inanınki kalbi olan dikkatli olsun burda anlatılanlar gerçek ve hala yaşanıyor ben dayanamadım agladım tüm islam adına

Öldurdunmu onlar gibi öldureceksin

http://www.firaset.net/izle.php?id=7356
Ekleme Tarihi: 30.04.2006 - 16:11
Seyh hakan üyenin diğer mesajları Seyh hakan`in Profili Seyh hakan Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Muhyiddîn, Gavs-ül-a'zam, Kutb-i Rabbânî, Sultân-ul-evliyâ, Kutb-i a'zam
Seyh hakan su an offline Seyh hakan  
Muhyiddîn, Gavs-ül-a'zam, Kutb-i Rabbânî, Sultân-ul-evliyâ, Kutb-i a'zam
54 Mesaj -



Hazreti Pîr Seyyid Sultan Abdülkadir Geylani Kaddesallahü Sırrahül Azîz ve Hakîm, velayet burcunun batmayan güneşi, bütün velilerin piri, intisab edenlerin mutluluğa erdiği hidayet sancağı, ebedi saadetleri kendinde toplayan, maddi ve manevi tertemiz bir yolun mensubu ve Hz. Muhammed'in (s.a.v.) soyundan gelen torunudur. Tüm tarikatlar, hikmet ve ilim yolları, kaynağı Hz. Muhammed (s.a.v.) ummanı olan O yüce pınardan beslenmişlerdir.

Evliyânın büyüklerinden. Künyesi, Ebû Muhammed'dir. Muhyiddîn, Gavs-ül-a'zam, Kutb-i Rabbânî, Sultân-ul-evliyâ, Kutb-i a'zam gibi lakabları vardır. İran'ın Geylân şehrinde 1078 (H.471)de doğdu. Babası Ebû Sâlih bin Mûsâ Cengîdost'tur. Hazret-i Hasanın oğlu Hasan-ı Müsennâ'nın oğlu Abdullah'ın soyundandır.
Annesinin ismi Fâtıma, lakabı Ümm-ül-hayr olup seyyidedir. Bunun için Abdülkâdir Geylânî, hem seyyid, hem şerîfdir. Hazret-i Hüseyin'in evladına seyyid, hazret-i Hasan'ınkine şerîf denir. AbdülkâdirGeylânî hazretleri 1166 (H.561)'da Bağdad'da vefât etti. TürbesiBağdad'dadır. Ziyâret edilmekde, feyz ve bereketlerine kavuşulmaktadır. Fıkıh ve hadîs ilimlerinde müctehid idi. Kâdiriyye tarîkatının kurucusudur. Ehl-i sünnet îtikâdını ve din bilgilerini her tarafa yaydı. Orta boylu, zayıf bünyeli, geniş göğüslü, ilm için vefâkârlıkta emsâli az bulunur bir velî idi

Ekleme Tarihi: 20.04.2006 - 13:28
Seyh hakan üyenin diğer mesajları Seyh hakan`in Profili Seyh hakan Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: inanın okumaya deyer
Seyh hakan su an offline Seyh hakan  
inanın okumaya deyer
54 Mesaj -
İRTİCA-LAİKLİK-FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜ

Münafikun : 4 " Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki duvara dayanmış kütükler gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Düşman onlardır. Onlardan sakın. Allah onların canlarını alsın. Nasıl bu hale geliyorlar? "

MEDYADAKİ BAŞÖRTÜSÜ , SAKALLI MÜSLÜMANLAR , KUR'AN KURSLARI İLE İLGİLİ ...HABERLERİNİ HATIRLAYALIM...!

-HOLLANDA'DA HUKUK TAHSİLİ GÖREN TÜRK KIZI AYŞE KABAKTEPE BAŞÖRTÜLÜ OLARAK HOLLANDA ADALET BAKANLIĞINDA ÇALIŞMA HAKKI KAZANDI.

-İNGİLTERE LONDRA POLİSİ MÜSLÜMAN KADIN POLİSLER İÇİN BAŞÖRTÜSÜNE İZİN VERİR.

-BELÇİKA'DA BAŞÖRTÜSÜ İLE OKUYAN CEMİLE AHSEN VE DİĞER ARKADAŞLARI OKULLARINDAN MEZUN OLURLAR.

-HOLLANDA'DA TÜRK KIZI HÜLYA BAŞÖRTÜSÜ İLE POLİS TEŞKİLATINDA ÇALIŞMAKTADIR.

-MC DANILDS ÇALIŞANLARI İÇİN ÖZEL BAŞÖRTÜSÜ ÜRETİP ÇALUIŞANLARINA HEDİYE EDER.

-RUSYA'DA GEÇEN HAFTA ÇIKAN YASA İLE PASAPORTLARDA BAŞÖRTÜSÜNE İZİN VERİLİR.AMA BERLİN BAŞKONSOLOSLUĞU HALA PASAPORT İÇİN BAŞI AÇIK FOTOĞRAF İSTEMEKTEDİR.ŞİMDİ KİM KOMÜNİST KİM ÖZGÜRLÜKÇÜDÜR?

Fransa:

– Katolik kilisesinin liseleri vardır. Devlet, kendi bütçesinden onlara para ödemektedir.

– Müslümanların ve başka dinlere mensup olanların özel okullar, liseler, üniversiteler açmasına izin verilmektedir.

– Bütün Fransız üniversitelerine başörtülü Müslüman kızlar serbestçe gidip okuyabilmektedir. Bazı sürtüşmeler olsa da, liselere de gidebilmektedir. Fransız Danıştay'ı başörtüsü lehinde karar vermiştir.

İngiltere:

– Devlet ve millî Anglikan kilisesi birdir. Kral veya kraliçe hem devletin, hem de kilisenin başıdır.

– Orada en az beş milyon Müslüman yaşıyor. Orada başörtülü Müslüman kızların ilkokuldan üniversiteye kadar dinî kıyafetleriyle tahsil yapması serbesttir.

– Londra emniyeti son bir karar aldı ve Müslüman emniyet memurlarının sarık sarmalarına izin verdi. Bundan haberiniz oldu mu?



Avustralya:

-Victoria Eyaleti’ndeki Dandenong bölgesinde yaşayan Maha Sukkar adlı Lübnanlı Müslüman bayan, Avustralya’da başörtülü olarak görev yapacak ilk polis memuru olacak. Geçtiğimiz Aralık ayında Polis Akademisi’ne kabul edilen Maha Sukkar,....İslâmi kurallara göre polis üniforması giyecek olan polis adayı Sukkar’ın yüzme testinden geçebilmesi için yüzme havuzu sınav süresince kapatılmış. 3 yıl önce Avustralya’ya gelen Sukkar, daha sonraki zamanlarda yüzme derslerinden muaf tutulmuş. Ayrıca akademide yiyecekler de İslâmi kurallara göre Bayan Sukkar’a veriliyor(04.09.2003)



Almanya :

-Almanya Büyükelçiliği'nin resmi basın bülteninde Almanya'daki eğitim kurumları,kamu ve özel işyerleri ile tüm kamusal alanlarda başörtüsünün yasak olmadığı mahkeme kararı ile duyuruldu ( Vakit :10.09.2003)



Onlar " Gavur " , peki ya aramızdakilere ne ad vermeli...!?


İRTİCA BAHANE VURGUN ŞAHANE

Türkiye barolar birliği başkanı E.Ö. "başörtüsü yasağı sokaktada uygulansın " derken , çeteci Erol Evcil'e temiz raporu vermiştir .

Başörtüsü düşmanı vali O.T . çeteci M. Alan' ı korumakla suçlanır.

28 Şubat'çı Oramiral G.E. mafyacı işadamı Korkmaz Yiğit'in, General Teoman Koman ise mafyacı işadamı Cavit çağlar'ın danışmanı çıkarırlar

"kemal'ün çocuğu",irtica düşmanı milletvekili A.G.devletin kayıp araba diye aradığı 20 milyarlık arabayı altına çeker.

Bir başsavcıyı irticacı diye suçlayan hakim H.A. evrakda sahtecelikle yargılanır.

Yekta Güngör Özden'in kardeşi S.Ö. 13 trilyonluk ihale şaibesine "laik olduğum için harcanıyorum" diyerek savunma yapar.

Eski dekan E.U. fakültedeki kemal portrelerini indirtir ve suçu yeni dekan H.Erdoğana atarak irtica ile suçlar.

İrticanın en büyük düşmanları(!) Kızılay başkanı ve Türk hava kurumu başkanı A.T. yolsuzluk ile suçlanırlar.

kemal'çü ,laik şeriat düşmanı Korkmaz yiğit,Hayyam Gariboğlu,Murat Demirel,Cavit Çağlar,Ali Şener,Çörtük... yolsuzluktan dolayı aranmaktadırlar.

ADD karlısu şube başkanı M.U. derneğinde kumar oynatınca dernek kapatılır

Başörtüsü düşmalığını anonsla etrafa duyuracak kadar ileri götüren ilköğretim müdürü C.G.'nin yolsuzluk yaptığı belirlenir.

-Başörtüsü düşmanı dekan K.A.'nın yolsuzluk yaptığı belgelerle ispatlanır.

Hakkında sayısız yolsuzluk iddiası bulunan TŞOF başkanı D.G.,1999 takvimini kemal resimleri ile donatır.

Ünlü kemal'çülerimiz gazeteci F.A.,A.K,U.D.'nin milyarlarca liralık vergilerine ödemedikleri belgelenir.

Uluslararası af örgütü ve insan hakları komisyonlarınca kara listede olan Özbekistan lideri İ.K.:"Nurcu okullara izin vermedim,yolum kemal yoludur" der.

Ruhsatsız kurulan Bursada ki çok katlı otele 25 kat uzunluğunda Türk bayrağı asılır.

Başörtülülere hakaret eden Prof. N.A.yolsuzluk iddiaları üzerine görevine istifa eder.

Başörtüsü düşmanı rektör B.B. silah kaçakçısı E.Timan'ın ortağı çıkar.

Beyoğlu kemalizm araştırma merkezi kurucuları topladıkları bağışlarla lüks hayat yaşadıkları için tutuklanırlar.

Baş örtüsü düşmanı H.Ö. çetecilikten tutuklanır.

Köylünüm fındığını çalarken yakalanan ebe D.P. ile eşi köylülerce dövülünce olayı basına"başını kapatmayınca yobazlarca dövüldü "diye yansıtırlar

Gaziantep teknik direktörü Samet Aybaba , üç futbolcusunu" namaz kılıyor" diye ,irtica ile suçlayarak kulüpten atılmalarına neden olur.Ama kendiside şike yaparak maç kazandırmak suçundan hakkında DGM'ce dava açılır.

Haseki hastanesindeki başörtülü hemşirelere hakaret edip, bir de "devlete karşı başkaldırı içindeler" diyerek savcılığa veren çalışma bakanlığı başmüfettişi Hüsamettin Örnek SSK yı "öpenler" içinde olduğu için hakkında dava açılır.

Özel Bilgi Üniversitesinde başörtüsü sorunu yok iken , haklarında yolsuzluk iddiaları basına yansıyınca , nedendir bilinmez aniden başörtüsü yasağı uygulamaya başlarlar , onlarda formülü mü kaptılar ne ??

Başörtüsü düşmanlığının yılmaz bekçisi KEMAL ALEMDAROĞLU 'nun bilimsel hırsızlık yaptığı artık " Virginia üniversitesince de " belgelenir ve üniversite internet sitelerinde bu hırsızlığı yayınlarlar.

Emekli paşa ilhami Erdil ,emekli olmadan önce bir milyon dolara iki daire alır.Yani yemeden-içmeden , hem de "generallik" maaşı ile 38 yıllık maaş karşılığı...Askeri savcılık faaliyete geçer.

Direk ilgisi yok ( ... ) ama Harran Üniversitesi'ni birincilikle bitiren İlahiyat fakülteli N.A.'ya değilde tıp fakültesi birincesine yaş kütüğüne çivi çaktırırlar

TSK'YA TAHSİS EDİLEN BÜTÇE DIŞI ÖRTÜLÜ ÖDENEĞİN TESLİM EDİLDİĞİ KURMAY PİLOT YARBAY OSMAN AYMELEK 'İN 1997-1999 - TAM 28 ŞUBAT DÖNEMLERİ - YILLARI ARASINDA 3.5 MİLYON DOLARLIK VURGUN YAPTIĞI ORTAYA ÇIKAR : VATANI KORUYAN SUBAYLARA BİR ÖRNEK OLARAK...!

http://alfa1.myfreebb.com/
Ekleme Tarihi: 24.02.2006 - 17:21
Seyh hakan üyenin diğer mesajları Seyh hakan`in Profili Seyh hakan Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Mubarek dostum, HAKAN seyyidoğlu
Seyh hakan su an offline Seyh hakan  
Mubarek dostum, HAKAN seyyidoğlu
54 Mesaj -
Ben önceki mektubumda dualarda buluşalım dedim ama sen bunu rüyalarda buluşalım olarak anlayıp yaşadın. Bu durum bana, nicedir düşündüğüm bir konuyu hatırlattı yeniden. Bilmiyorum senin de dikkatini çekiyor mu ama modern insan artık rüyalardan mahrum bir insan türü olarak yaşam sürdürüyor. Canlı, hakiki bilgiye yüzünü dönmüş, kendisiyle amel edilir rüyalar bakımından son derece kısır bir çağ yaşadığımızı düşünüyorum .



Geleneğimizde rüyaların taşıdığı ağırlığı sen de biliyorsun; abdestle yatılan bir uyku, ruh için bir yükselme, belki miracı taklit eden bir uruç imkanını içinde barındırır. Bizler, aklımızın yetmediği durumlarda rüyalar kitabına başvurmayı da önemseriz. Rüyalar, vahyin kardeşidir bize göre. Ama bu anlamda rüyalar kıymetli belgeler gibidirler, öyle her arzulayana verilmezler. Bu bakımdan diyorum, rüyalar açısından bir çoraklık yaşıyoruz sanki. Ama her olayda olduğu gibi, marifetullahı , merakının ve ilgisinin, himmetinin ve gayretinin merkezi kılan maneviyat yolcuları bu çoraklığı aşıp geçme ustasıdırlar; eleştirilerimizdeki genellemeleri geçersiz kılan onlardır yine.

. . .

Bu nokta, bir hususu bir kez daha belirgin kılıyor gözümüzde: Bizler topyekün bir eğitime muhtacız. Bir yandan düşüncelerimize ârız olmuş problemleri gidermek, düşünüşümüzü müslümanca bir hizaya çekmek zorundayız. Bunu yaptığımız takdirde, modern dünyanın, çağdaş hayat üsluplarının bize dayattığı düşünme ve çözüm üretme biçimlerinden, bunların bizi adeta mahkum ettiği aklî ve ilmî körlük sınırından kurtulmanın yolunu bulabiliriz. Bizler, son bir iki yüzyıldır, müslüman insanı kaybettik azizim. Müslüman gibi bakan, müslüman gibi düşünen, müslümanlığını düşünmeye ve araştırmaya gerek duymayacak kadar kendinde ve çevresinde hazır bulan insan tipini yitirdik. O insanı yeniden bulmak ve o insan olmak zorundayız. Hatırlar mısın, lise yıllarımızda okulun yakınında bulunan camiye gittiğimizde gördüğümüz yaşlı insanlardan bazıları çok ilgimizi çekerdi. Onların sözgelimi abdest alışlarındaki özen, ayakkabılarını yerine koyarken sergiledikleri titizlik, sakallarını tararken yüzlerinde yakaladığımız vakar, çocukları namaz safına sokarken taşıdıkları ciddiyet .. hasılı herşeyleri bizim için incelemeye değer olurdu. Biz de bak sırayla yaşlanıyoruz. Ama sence de onlar gibi olamıyoruz, değil mi? Hayatın her anını ciddiye alarak ve bir sınav veriyor olmanın gerginliğini, ideal buldukları ilkeleri içselleştirerek aşmış bir durumda yaşayan yaşlılar olabilecek miyiz dersin?

İşte, olayın düğümlendiği nokta bu içselleştirmededir. Bunun için bir akıl eğitimine ihtiyacımız var.

Bu yetmiyor ama, bir de duygu eğitimine ihtiyacımız var. Nefsi, nefsin sınırlarını ve huylarını bilen terbiyecilere ihtiyacımız var. Bizim modern eğitim ve medya yoluyla edindiğimiz bilgiler nefsin tanınmasına, nefsin katedebileceği menzillerin öğrenilmesine yardımcı olmuyor.

Gazetelerdeki, dergilerdeki sözüm ona rehberlik eden sayfaları bir canlandır gözünde. İnsanın kendi arzularını başkalarının arzuları karşısında savunmasını öğütlemekten, ilişkilerle ilgili gündelik sorunları erdem ve hakkaniyeti ölçü alarak değil, ama nefsin konforunu bozmadan çözmenin yollarını öğretmekten başka bir şey yapıyorlar mı?

Daha bugün bir gazetede gördüğüm iki haberde bak neler deniyor: Duyguları gizlemek baş ağrısı yapıyormu ş. Uzmanlar, öfkenizi gizlemeyin önerisinde bulunuyorlarmış. Ne kadar vahim değil mi? Öfkenin gizlenmemesi, insanın nefs-i emmaresiyle el ele tutuşarak muhatabına kükremesi, kişinin kurtuluşunu açan yollardan biri olarak, ‘uzmanlar' tarafından tavsiye ediliyor. Oysa öfkenin kontrol edilmesi, bizim eğitim geleneğimizde en temel ve birincil adımlardan biri olarak buyurulmaz mı?

Bir başka haberde de, başarılı bir iş kadını, tutku benim pusulam, diyor. Tutku .. ve pusula... Euzubillahimineşşeytanirracim .

Bu haberler, bâtıl bir hayat biçimi ile ilişki kurmamış müslüman bir vicdanı çok çok şaşırtacak, ona neredeyse dehşet saçıcı gelecektir. Bir batılı gazeteci şaşkınlıkla Afganistan'da şahit olduğu şu olayı anlatıyordu bir yazısında; hatırladıkça hâlâ keyiflenirim: İki Afgan askeri bir kadını sorguya çekiyorlar. Kadın, askerlerden kurtulmak için uğraşıyor ama ba şaramıyor. Sonra feryat etmeye ve askerleri tehdit etmeye başlıyor: ‘Ya kla şmayın, yoksa elbiselerimi çıkarırım.' Askerler ne yapıyorlar sence? Kadını bırakıp korku içinde oradan uzaklaşıyorlar.

Diyeceğim o ki, bizim aklımızın ve duygularımızın eğitilmesi için bir seferberlik yapmamız gerekiyor. Gittikçe, merkezden uzağa düşüyoruz çünkü ve giderek makas açılıyor, açı büyüyor. Eğer bizim denetimimiz ve çabamız dahilinde olan bu eğitimde mesafe katedersek , o zaman bizim denetimimizi ve çabamızı aşan rüyalarımızda bu eğitimin karşılığını görürüz. Biz bize düşeni yaparsak, sema da kendisine düşeni yapacaktır.

Değerli kardeşim, dualarda ve rüyalarda buluşalım. Mümini durduracak sınır yoktur.

Nefsinin ve arzularının tutsağı kardeşin.
Ekleme Tarihi: 08.02.2006 - 16:55
Seyh hakan üyenin diğer mesajları Seyh hakan`in Profili Seyh hakan Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: kardeşlerim 9.10.11. oruç tutun
Seyh hakan su an offline Seyh hakan  
kardeşlerim 9.10.11. oruç tutun
54 Mesaj -
kardeşler yarın oruç tutun
Ekleme Tarihi: 08.02.2006 - 16:31
Seyh hakan üyenin diğer mesajları Seyh hakan`in Profili Seyh hakan Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: MÜSLÜMAN KADINLARIN ÖLÜMÜNE DAİR
Seyh hakan su an offline Seyh hakan  
MÜSLÜMAN KADINLARIN ÖLÜMÜNE DAİR
54 Mesaj -
Şimdi, o avret ki, lohusa veyâ hâmile veyâ tâûn yâhud iç ağrısından veyâ bunlardan hiç birisi olmasa, ancak yabancı erkeklere açık saçık görünmese ve kendisinden zevci hoşnud olsa, o hâtuna, ölürken Cennet melekleri gelip, karşısında, saf saf dururlar ve ona izzet ve ikrâm ile selâm verirler ve (Allahü teâlânın sevgili, şehîd câriyesi gel çık, ne eylersin dünyâ serâyında? Senden Allahü teâlâ râzı oldu ve senin bu hastalığını behâne edip, günâhını bağışladı, sana Cennet ihsân etdi, gel emânetini teslîm et!) derler. O hâtun, bu mertebeyi görüp, rûhunu vermek istedikde, etrâfına bakıp (Benim ile dostluk edenleri, yargılayıp rahmet etsin, sonra teslîm edeyim) dedikde, melekler dahî, ricâsını cenâb-ı Hakka arz edeler. Bunun üzerine, hitâb-ı izzet gelip, (İzzetim hakkı için, kulumun cümle düâsını müstecâb kıldım) buyurulur. Melekler dahî, muştuluk eyleyeler. Sonra, melek-ül-mevt, yüzyirmi rahmet melekleriyle geleler. Yüzlerinin nûru Arşa çıkmış, başları tâclı ve arkalarında, nûrdan hulleler ve ayaklarında altın na'lınlar ve yeşil kanadları bulunur. Ellerinde, Cennet yemişleri, kokuları misk gibi gelip, izzet ve ikrâm ile selâm verirler ve (Hallak-ı âlem, sana selâm eyler ve Cennet verip, habîbi Muhammed "aleyhisselâm"a komşu eyler ve hazret-i Âişeye müsâhib eyler) derler.

Bu îmânlı kadın, bu kelâmları işitip ve gözünün perdesi açılıp, ehl-i îmân hâtunlarını göre ve günâhkâr olup, azâb olunanları göre ve (Onların günâhlarını bağışla Rabbim!) diye, niyâzda buluna. Cenâb-ı izzetden, bir hitâb gele ki, (Yâ câriyem! Cümle murâdını hâsıl eyledim, ver emânetini, Habîbimin hâtunu ve kızı sana muntazırdırlar.) Hemen bu hitâbı işitince, canı titreye ve ayakları atıla ve terler döke ve can vermek üzere iken, iki melek gele. Ellerinde ateşden bir çomak, sağ yanında biri, sol yanında biri dura ve şeytân aleyhil-la'ne koşup gele ve gerçi bundan bize fâide yok ammâ, hele bir göreyim deyip eline bir cevâhir çanak içinde buzlu su, bu sûretle gelip, suyu göstere. O melekler, o habîsi görünce, ellerindeki çomaklarla vurarak, elindeki çanağı kırıp, kendisini kovalar. O müslimân hâtun bunu görüp güle. Sonra, o hûrî kızları, ona cevâhir kâse ile kevser şerâbı vereler, içe. Cennet şerâbının lezzetinden canı sıçrayıp kadehe yapışa ve melek-ül-mevt canını o kadehden ala. Melekler, çağırışıp, (İnnâ lillahi ve innâ ileyhi râci'ûn) diyeler. Ve canı alıp gökleri seyr etdirip, Cennete götüreler ve oradaki makâmını gösterip, derhâl yine, meyyitin başı ucuna getireler.
Ekleme Tarihi: 08.02.2006 - 16:20
Seyh hakan üyenin diğer mesajları Seyh hakan`in Profili Seyh hakan Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: EHLİ BEYT, KIYAMETE KADAR DEVAM EDER; HER MÜ’MlNE ONLARA HÜRMET ETMEK VE HAKLARINI KORUMAK GEREKİR
Seyh hakan su an offline Seyh hakan  
EHLİ BEYT, KIYAMETE KADAR DEVAM EDER; HER MÜ’MlNE ONLARA HÜRMET ETMEK VE HAKLARINI KORUMAK GEREKİR
54 Mesaj -
Hz. Resûlullah (s.a.v) Efendimiz buyurmuştur ki:

“Şüphesiz, (âhirete) çağrılıp gitmem yakındır. Size iki büyük ve hukuku ağır emanet bırakıyorum. Birisi, Aziz ve Celil olan Allah’ın kitabı Kur’an. Diğeri de gözümün nuru ehl-i beytimdir. Allah’ın kitabı Kur’an; semadan yeryüzüne uzatılmış (ilâhî ve nuranî) bir iptir. Lâtif ve Habir olan (her şeyi bilen Rabbim) bana bildirdi ki: Kur’an’la ehl-i beytim (âhirette) Havz-ı Kevser’in başında bana gelene kadar birbirinden ayrılmayacak. Öyleyse, sizler (size emanet ettiğim) bu iki şeyde bana nasıl halef olduğunuza (benden sonra onlara nasıl davrandığınıza) iyi bakınız; onların hakkını korumaya dikkat ediniz!”
(Ahmed, Müsned, 111,17;V,182;Tabarânî, el-Mu’cemu’1-Kebir, V, 154 (No:4922, 4923). Bkz: Tirmizî, Menâkıb, 32 (No:3788. Aynı konuda biraz farklı bir rivayet))



Hz. Resûlullah’ın (s.a.v) gerçek âşığı Ebû Bekir Sıddîk (r.a) demiştir ki:

“Resûlullah’m Ehl-i Beytini sevip memnun ederek Resûlullah’ın (s.a.v) hatırını gözetin. Vallahi, Resûlullah’ın yakınlarının haklarını korumak, benim için kendi yakınlarımın haklarını korumaktan daha sevimlidir.” (Buhârî, Fedâilü Ashâbi’n-Nebi, 12.)

Hz. Resûlullah (s.a.v) Efendimiz buyurmuştur ki:

“Sizin en hayırlınız, benden sonra Ehl-i beytime karşı en hayırlı davranan kimselerdir” (Hâkim. Müstedrek, III, 311; Ebû Ya’lâ, Müsned, No:5924)

“Allah’a yemin ederim ki, bana ve ehl-i beytime buğzeden ve bizi kızdıran kimse, muhakkak cehenneme girer.” (Hâkim, Müstedrek, III, 150; ibnu Hıbbân, el-Ihsân, XV, 435. (No:6978).)

“Ehl-i Beytim Nuh’un gemisi gibidir; ona binen kurtulur; uzak duran boğulup helâk olur.” (Hâkim, Müstedrek, III, 151; Ahmed, Müsned, III, 157; Tabarânî, el-Kebîr, No:2636-2638.)

“Rabbim bana, Ehl-i Beytim içinde kim Allah’ın birliğini ve benim peygamberliğimi kabul ederse ona azap etmeyeceğini vaadetti.” (Hâkim, Müstedrek, III, 150.)

Şu hâdiseden ibret alalım:

Ashabın hafız ve ileri gelen âlimlerinden Zeyd b. Sâbit’e (r.a) binmesi için bir hayvan getirildi. Abdullah b. Abbas (r.a) hemen üzengisini tutup binmesine yardımcı olmaya çalıştı. Zeyd (r.a), “Ey Resûlullah’ın amcaoğlu, lütfen böyle yapma, üzengiyi bırak!” dedi. İbn Abbas (r.a):

“Biz âlimlerimize ve büyüklerimize karşı böyle davranmakla emrolunduk” dedi. Bunun üzerine Zeyd b. Sabit (r.a), “Elini bana verir misin?” dedi ve İbn Abbas elini uzatınca onu öptü ve, biz de Hz. Peygamber’in ehl-i beytine karşı böyle davranmakla emrolunduk” dedi. (lbnu Abdilberr, Beyâni’1-tlm, I, 127; Kandehlevî, Hayâtu’s-Sahâbe, II, 440. Son kısmı hâriç bkz: ibnu Hacer, el-lsâbe, No:2888; (Beyrut, 1995); Hâkim, Müstedrek, III, 423.)



Müfessir İbn Kesir (rah) demiştir ki: “Ehl-i Beyte karşı hayır tavsiyede bulunan, onlara karşı iyiliği, hürmet ve ikramı emreden kimseyi yadırgamayız. Çünkü onlar tertemiz bir zürriyetten gelmektedirler. Onlar, övünme, nesep ve itibar yönünden yeryüzündeki en şerefli hanenin evlâtlarıdır. Özellikle Hz. Rasûlullah’ın şerefli sünnetine tâbi olan ve ondan hiç ayrılmayan Ehl-i Beyt, bu hürmet ve hizmete en lâyık kimselerdir. Çünkü Efendimiz (s.a.v) sahih bir hadiste:

“Size iki tane hukuku ağır emanet bırakıyorum. Birisi Allah’ın Kitabı, diğeri de Ehl-i Beytimdir. Kur’an ve Ehl-i Beytim, kıyamette havzın başında bana kavuşana kadar birbirinden ayrılmayacaktır”
buyurmuştur. (Ibnu Kesir, Tefsir, VII, 201. (Riyad, 1997))
Ekleme Tarihi: 08.02.2006 - 16:16
Seyh hakan üyenin diğer mesajları Seyh hakan`in Profili Seyh hakan Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon www.islamichat.org
Seyh hakan su an offline Seyh hakan  
ESSELAMU ALEYKUM VEREHMETULLAHİ VE BEREKETÜ
54 Mesaj -
ESSELAMU ALEYKUM VEREHMETULLAHİ VE BEREKETÜ

http://alfa1.myfreebb.com

sitemize sizleri davet ediyorum ALLAH IN İZNİ İLE BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM DİYEREK SİTEMİZİ YAYINA HAZIRLADIK EKSİKLERİMİZ OLABİLİR ONUDA İNŞALLAH BİRLİKTE
KARDEŞLERİMİZDEN TEK RİCAMIZ DİNİ İSLAMA YAKIŞMAYAN KONULARI YAZMAMALARI ÇÜNKÜ RABİMİZE HASABIMIZ VAR
Ekleme Tarihi: 01.12.2005 - 16:17
Seyh hakan üyenin diğer mesajları Seyh hakan`in Profili Seyh hakan Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: http://alfa1.myfreebb.com
Seyh hakan su an offline Seyh hakan  
http://alfa1.myfreebb.com
54 Mesaj -
ESSELAMU ALEYKUM VEREHMETULLAHİ VE BEREKETÜ

http://alfa1.myfreebb.com

sitemize sizleri davet ediyorum ALLAH IN İZNİ İLE

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

DİYEREK SİTEMİZİ YAYINA HAZIRLADIK EKSİKLERİMİZ OLABİLİR ONUDA İNŞALLAH BİRLİKTE HAZIRLARIZ.
KARDEŞLERİMİZDEN TEK RİCAMIZ DİNİ İSLAMA YAKIŞMAYAN KONULARI YAZMAMALARI ÇÜNKÜ RABİMİZE HASABIMIZ VAR


Bu mesaj 2 kez ve en son Seyh hakan tarafından 21.04.2006 - 11:45 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 26.09.2005 - 17:39
Seyh hakan üyenin diğer mesajları Seyh hakan`in Profili Seyh hakan Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Yepyeni islami Forum sitesi buyurn arkadaşlar..
Seyh hakan su an offline Seyh hakan  
YAZINI DÜZELT ARKADAŞLARI YALNIŞA SÜRME
54 Mesaj -
KARDEŞ İSLAMİ SİTE YAZMIŞSIN FAKAT HİÇTE ÖYLE BİSİTEYE RASTLAMADIM YEMEK TARİFİNDEN BAŞKA
SEN ENİYİSİ İNSANLARI YALNIŞA SÜRÜKLEMEDEN YAZINI DÜZELT
Ekleme Tarihi: 26.09.2005 - 17:14
Seyh hakan üyenin diğer mesajları Seyh hakan`in Profili Seyh hakan Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: ERKEĞİN 30 VAZİFESİ
Seyh hakan su an offline Seyh hakan  
ERKEĞİN 30 VAZİFESİ
54 Mesaj -

Erkeğin kadına karşı vazifelerini İslam kitabları uzun uzun yazmaktadır. Biz, buraya uygun, kısa ve faideli olduğunu görerek, Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin (ölümü: 1195: Siirt, Tillo), Marifetname kitabında olanı aynen aşağıda bildiriyoruz:

Ey aziz! Erkeğin hanımıyla görüşmesinde, otuz şeyi yapması lazımdır:

1- Ona karşı her zaman, güzel huylu olmalıdır.

2- Ona karşı her zaman, yumuşak davranmalıdır.

3- Eve gelince hanıma selam vermeli (yani selamün aleyküm demeli) ve nasılsın? diye hatırını sormalıdır.

4- Onu tenhada neşeli görünce, saçlarını tutup okşamalı, gülerek bus etmeli ve sarılmalıdır.

5- Tenhada üzüntülü görünce, onu çok sevdiğini, acıdığını söyleyip, halini sormalı, tatlı şeyler söylemelidir.

6- Yapamayacağı şeyleri bile, söz vererek gönlünü almalıdır. Çünkü o, evinde kapalı, başkalarından ümitsiz ve yalnız kendisine alışmış olan dostu, dert ortağı, ekmek vericisi, kendini neş'elendiricisi, çocuklarının yetiştiricisi ve ihtiyaçlarını gidericisidir.

7- Çocukları terbiyede; ona yardım etmelidir. Çünkü, bebek, anasına gece-gündüz ağlayıp, hiç rahat vermez. Onu insafsızca üzen bir alacaklıdır. O halde, ona imdat edene, Allahü teâlâ yardım eder.

8- Hanımına, memlekette adet olan elbisenin, çamaşırın en kıymetlisini giydermelidir. Ev içinde, her istediği güzel şeyleri giydirmelidir. Sokağa çıkarken, bunları da örtmeli, yabancıya göstermemelidir.

9- İyi şeyler yedirmelidir. Zengin ise, helal olan herşeyi almalıdır. Ona geniş, kullanışlı, sıhhi ve İslam hanımına yakışan elbise ve nefis ta'am te'min etmeyi, kendine borç bilmelidir.

Nafakasını sıkmamalı, israf da etmemelidir. Ailenin nafakasına verilen paranın sevabı, sadaka sevabından daha çoktur. Peygamberimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" buyurdu ki: “Gaza için sarfedilen, köle azad etmek için, fakire sadaka vermek için ve evindekilerin nafakası için sarfedilen altınların en üstünü ve sevabı çok olanı, evin nafakasına verilen altının sevabıdır.”

Hiç olmazsa haftada bir kere tatlı yedirmelidir. Yemeği yalnız yememelidir, çoluk - çocukla yemek sevabtır. En mühim şey, nafakayı, helalden kazanıp, helalden yedirmektir.

10- Hanımını hiç dövmemelidr. Dünya işlerindeki kusuru için, acı, sert söylememelidir. Kadınların kalbleri ince, nazik ve akılları farklı olduğundan, birbirlerine haset edenleri çoktur. Bu bakımdan, bilhassa yeni evliler, uyanık olmalı, ana, kız kardeş ve başka kadınların, hanımını çekiştirmelerine aldanmamalı, böyle şeyler söylemesine fırsat vermemelidir. Böyle sözlere uyarak, hanımını incitmekten çok çekinmelidir.

Anası, kız kardeşleri için hanımının söylediklerine karşı da uyanık olmalı. Anaya eziyyet olunmasına hiçbir suretle göz yummamalıdır. Anasına, kendisi, hanımı ve çocukları, her halükârda saygı göstermelidir. Ana-babaya, kayınvalide ve kayınpedere hürmet, hizmet edilmesi birinci vazife olmalıdır. Büyüklerin rızasını, duasını almağa çalışmalı, hayır dualarını büyük kazanç bilmelidir.

11- Allahü teâlâ'nın emirlerini yapmak hususunda olan kusuru için, bir günden çok dargın durmamalıdır.

12- Hanımının huysuzluklarını, yumuşak karşılamalıdır. Çünkü, kadınlar, eğri kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Akılları ve dinleri erkeklerden azdır. Erkeğe emanet olunmuşlardır. Gülerek tatlılıkla geçinmek için alınmışlardır.

13- Hanımının ahlakında bir değişiklik görürse, kabahati kendinde bulup, ben iyi olsaydım, o da böyle olmazdı, diye düşünmelidir. Evliyadan birinin hanımı, huysuz idi. Buna hep sabreder, soranlara derdi ki, eğer onu boşarsam, ona sabredemiyen biri alır da, ikisinin birden felakete düşmelerinden korkarım. Büyükler buyurmuş ki, bir kimse ailesinin huysuzluğuna sabrederse, altı şey ziyandan kurtulur: Çocuk dayaktan, tabak-bardak kırılmaktan, ahırdakiler dövülmekten, kedi sövülmekten, misafir gücendirilmekten, elbise yırtılmaktan kurtulur.
14- Hanımı kızınca, susmalıdır. Böylece kadın, pişman olup, özür dilemeğe başlar. Çünkü, o zayıftır. Susunca mağlup olur.

15- Hanımının iyiliği çoğalıp, her işi seve seve yapınca, ona dua etmeli ve Allahü teâlâ'ya şükür etmelidir. Çünkü uygun bir kadın büyük ni'mettir.

16- Hanımı ile öyle olmalıdır ki, kocam beni herkesten çok seviyor, bilsin!

17- Bakkal, kasap, çarşı, pazar işlerini asla ona bırakmamalı. Evin idaresinde, onun fikrini sormalı. Dışarıdaki büyük işleri söyleyerek, onu üzmemelidir.

18- Hanımının cahilce hareketleri için, daima uyanık bulunmalıdır. Çünkü Âdem babamız, ehli olan Havva anamızın daveti üzerine, yanlış iş işledi. Evde hakim, amir, erkek olmalıdır. Kadın değil.

19- Hanımının, günah olmayan kusurlarını görmezlikten gelmelidir. Günah iş ve sözden vazgeçmesini ve namaza, oruca ve gusül abdesti almağa devam etmesini tatlı ve yumuşak sözlerle nasihat etmelidir. Kıymetli elbise ve ziynet eşyası alacağını va'dederek ibadetleri yaptırmalı, günahlarını önlemelidir.

20- Hanımının ayıplarını, sırlarını, herkesten gizlemelidir.

21- Hanımına latife, şaka yapmalı ve kadının seviyesine inip onu hoşnud etmelidir. Nitekim, Allahü teâlâ'nın sevgilisi "sallallahü aleyhi ve sellem", ezvac-ı mutahharasına karşı, insanların en zarifi idi. Hatta bir kerre Âişe radiyallahü anha ile yarış etti. Âişe validemiz geçti. Bir daha yarış ettiklerinde, Server-i alem (sallallahu aleyhi ve sellem) geçti. Müslümanın ehli ile oynaması, boş ve günah değildir, sevaptır.

22- Hanımını cadde üstünde, parklara, oyun yerlerine, spor sahalarına, mekteplere karşı olan evlerde oturtmamak, yabancı erkekleri görmesine, onlarla konuşmasına sebep olmamaktır. Müslümanlar, ailesini, iyi havalarda, çayırlara, su kenarlarına, haram bulunmayan, kalabalık olmayan yerlere götürerek gezdirmeli, hava aldırmalıdır. Tatil günlerinde, kalabalık zamanlarda gezdirmemelidir.

23- Hanımını tahsile, vazifeye, fitneye sebep olan yerlere göndermemektir.

24- Hanımına Kur'an-ı kerim okumasını, farzlardan, haramlardan ona lazım olanları, öğretmelidir.

25- Cinsi münasebette, hanımı rahatlanmayınca feragat etmemelidir. Dört geceden fazla ara vermemelidir.. Hayız halinde, yani adet zamanında, ona takarrüp, yaklaşmak haramdır. Büyük günahtır. Âdet (regle) on günden sonra kesilirse, gusül etmese bile, münasebet caiz olur. On günden önce, adet tamam olunca kesilirse, gusül ettikten veya bir namaz vakti geçtikten sonra caiz olur. On günden ve adetten önce kesilirse, gusül etse dahi adeti olan günler tamam oluncaya kadar, ailesi ile münasebet caiz olmaz. Fakat, bu zaman içinde namaz kılması ve oruç tutması lazımdır.

26- Hanım, yalnız evde, kocasına karşı süslenip, başka kimselere süslenmemelidir.

27- Hanımından izinsiz sefere, hatta nafile hacca gitmemelidir. Sefer, insanın adi yürüyüşü ile üç gün, üç gecelik yani 104 km.lik yoldur.

28- Hanımı namaz kılıyor ve erkeğine itaat ediyorsa, ondan başka evlenmemelidir. Zira hanımları arasında adalet ve eşitlik yapmıyanlar Cehenneme gideceklerdir. Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "İki hanımı olup da, ikisine eşit bakmayan kimse, kıyamet günü, mahşer meydanına yarısı eğrilmiş olarak gelecektir."

29- Hanıma, gamını, kederini, düşmanlarını, borçlarını söylememelidir.

30- Ona, yanında ve yanında olmadığı zamanlarda, hep hayır dua etmeli, fena dua etmemelidir. Çünkü, gece-gündüz onun için çalışmaktadır. Onun ekmekçisi, aşçısı, terzisi ve hamamcısı ve malının bekçisi ve yoldaşı ve munisi ve yarı ve nigarıdır. (Ma'rifetname'nin yazısı burada tamam oldu.)

İmam-ı Gazali buyuruyor ki, "Erkeğin vazifelerinden onikincisi, hanımını boşamamasıdır. Zira Allahü teâlâ, bütün mübahlar [yani izin verdiği şeyler] içinde yalnız, talak vermeyi [yani boşanmayı] sevmez, zaruret olmadıkça, birini incitmek caiz değildir."

Dinini bilen ve seven erkekler, her hareketinde dine uyarak, hem kendilerine, hem de aile ve akrabasına ve bütün mahluklara hayırlı ve faideli olur. Bunun için, kızını seven ve onun dünyada ve ahirette mes'ud olmasını isteyen, kızını Müslüman ve salih kimselere vermelidir. Mal ve apartman ve mevki sahibi değil, din ve ahlak sahibi damat aramalıdır. Peygamberimiz buyurdu ki, "Bir kimse, kızını fasıka verirse, Allahü teâlâ'nın emanetine hiyanet etmiş olur. emanete hiyanet edenlerin gideceği yer, Cehennem'dir." Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Kızını fasıka veren kimse, mel'undur."

Fasık, kendini ve ailesini haramlara, günahlara sokan kimsedir.

Ekleme Tarihi: 24.08.2005 - 18:25
Seyh hakan üyenin diğer mesajları Seyh hakan`in Profili Seyh hakan Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: ANNE RAHMİ VE İKİZLER
Seyh hakan su an offline Seyh hakan  
ANNE RAHMİ VE İKİZLER
54 Mesaj -
Anne rahmine düşen ikiz kardeşler önceleri her şeyden habersizmiş. Haftalar birbirini izledikçe onlar da gelişmişler. Elleri, ayakları, iç organları oluşmaya başlamış. Bu arada, etraflarında olup biteni fark etmeye başlamışlar. Bulundukları rahat, güvenli yeri tanıdıkça mutlulukları artmış. Birbirlerine hep aynı şeyi söylüyorlarmış:


'Anne rahmine düşmemiz, burada yaşamamız ne harika değil mi? Hayat ne güzel şey be kardeşim!'

Büyüdükçe, içinde yaşadıkları dünyayı keşfe koyulmuşlar. Öyle ya, hayatın kaynağı neymiş? İşte bunu araştırırken, karşılarına anneleriyle onları birbirine bağlayan kordon çıkmış. Bu kordon sayesinde, hiçbir zahmet çekmeden, güven içinde beslenip büyütüldüklerini tesbit etmişler. 'Annemizin şefkati ne kadar büyük! Bize bu kordonla ihtiyacımız olan her şeyi gönderiyor.'

Artık aylar birbiri ardınca geçiyor, ikizler hızla büyüyor, diğer bir deyişle 'yolun sonu'na yaklaşıyorlarmış. Bu değişiklikleri hayretle gözlemlerken, bir gün gelip bu güzelim dünyayı terk edeceklerinin işaretlerini almaya başlamışlar.

Dokuzuncu aya yaklaştıklarında, bu işaretleri daha kuvvetli hissetmeye başlamışlar. Durumdan telaşlanan ikizlerden birisi diğerine sormuş:

'Neler oluyor? Bütün bunların anlamı nedir'

Öteki daha sakin ve aklı başındaymış. Üstelik, bulundukları bu dünya çoğu zaman ona yetmiyor; duyguları daha geniş bir âlemi arzuluyormuş. O cevap vermiş:

'Bütün bunlar, bu dünyada daha fazla kalamayacağız anlamına geliyor.' Ve eklemiş: 'Buradaki hayatımızın sonuna yaklaşıyoruz.'

'Ama ben gitmek istemiyorum' diye haykırmış kardeşi. 'Hep burada kalmak istiyorum.'

'Elimizden gelen bir şey yok. Hem, belki doğumdan sonra hayat vardır.'

'Bize hayat sağlayan kordon kesildikten sonra bu nasıl mümkün olabilir ki?' diye cevaplamış öteki. 'Bize hayat veren kordon kesilirse nasıl hayatta kalabiliriz, söyler misin bana? Hem, bak bizden önce başkaları da buraya gelmiş ve sonra da gitmişler. Hiçbirisi geri gelmemiş ki bize doğumdan sonra hayat olduğunu söylesin. Hayır, bu her şeyin sonu olacak.'

Bütün bunları söyledikten sonra eklemiş:

'Hem, belki de anne diye birşey de yok!'

'Olmak zorunda' diye itiraz etmiş kardeşi. 'Buraya başka türlü nasıl gelmiş olabiliriz, nasıl hayatta kalabiliriz ki?'

'Sen hiç anneni gördün mü?' diye üstelemiş öteki. 'O belki de sadece zihinlerimizde var. Bir annemiz olduğu düşüncesi bizi rahatlattığı için onu belki de biz uydurduk.'

Böylece, anne rahmindeki son günleri derin sorgulamalar ve tartışmalarla geçmiş.

Sonunda doğum anı gelmiş çatmış. İkizler dünyalarını terk ettiklerinde gözlerini başka bir dünyaya açmışlar ve sevinçten ağlamaya başlamışlar.

Çünkü gördükleri manzara hayallerinin bile ötesindeymiş.


( İnsan Dünyada aynen, bu anne karnındaki çocuklar gibidir )

DR HAKAN BAYSAL(SEYYİDOĞLU)
Ekleme Tarihi: 24.08.2005 - 18:21
Seyh hakan üyenin diğer mesajları Seyh hakan`in Profili Seyh hakan Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: ERKEĞİN HANIMI ÜZERİNDEKİ HAKLARI
Seyh hakan su an offline Seyh hakan  
ERKEĞİN HANIMI ÜZERİNDEKİ HAKLARI
54 Mesaj -
Erkeğin hanımı üzerinde hakkı çoktur. Kadın kocası ile iyi geçinmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Kadının cihadı, kocası ile iyi geçinmektir.) [Taberani]

Bir kadın, kocasını güzel karşılar, güzel sözler söyliyerek hoşnutluğunu kazanmaya çalışırdı. Peyamber aleyhisselam, kadının bu hareketinden dolayı kocasına buyurdu ki:

(Hanımına selam söyle, yarı şehid sevabına kavuştuğunu haber ver!) [Şir'a]

[Aşağıda siyah harferle yazılanların hepsi hadis-i şeriftir]

Kadınların Cennete girmeleri erkeklere göre daha kolaydır.

(Kadın, beş vakit namazı kılar, orucunu tutar, kendini yabancılardan korur ve kocasına muti olursa, Cennete girer.) [İbni Hibban]

Erkeğini razı eden kadın için korku yoktur: (Kocası razı olduğu halde ölen kadın Cennete girer.) [Tirmizi]

Kadına zinet eşyası mubahtır. Zinet almak için kocasını müşkül duruma düşürmemeli, yabancılara zinetlerini göstermemelidir! Böyle olunca zinetleri Cennete girmelerine ma'ni olmaz. (Cennette kadınların az olduğunu gördüm. Sebebini sordum. "Onları altın ve zinet eşyası meşgul etti." dediler.) [İ. Ahmed]

Kocasına, elinden geldiği kadar güler yüzlü davranıp, sevgi göstermeli, dili ile de onu incitmemelidir. (Kıyamette Allahü teâlâ, kocasına dili ile eziyet eden kadının dilini 70 arşın uzun yapıp, boynuna dolar. Kocasına kötü gözle bakan kadını da başı kesik ve bedeni parçalanmış hale çevirir.) [Şir'a]

(Senden ne gördüm) diyerek küfran-ı ni'mette bulunmamalıdır! (Eğer kocalarına karşı küfran-ı ni'mette bulunmasalar, namaz kılanlar hemen cennete girerdi.) [Şir'a]

(Cehennem halkının ekseriyetini kadınların teşkil ettiğini gördüm. Sebebi de, çok la'net ederler ve kocalarına karış küfran-ı ni'mette bulunurlar.) [Buhari]

Kocasına bir iyilik yapmışsa, başına kakmamalıdır. Yeme ve giyme gibi hususlarda kocasını üzmemeli, yapamıyacağı şeyi ondan istememelidir! Kocasının şerefini korumalı, her işte onun rızasını kazanıp gönlünü hoş etmeye çalışmalıdır!

(Kocanın hanımı üzerindeki hakkı, benim sizin üzerinizdeki hakkım gibidir. O halde kocasının hakkını gözetmiyen, Allahın hakkını gözetmemiş olur.) [Şir'a]

Kadın, kocasını üzmemelidir. Birgün Hz. Fatıma, ağlıyarak babasının huzuruna geldi. Resulullah buyurdu ki:

- Ya Fatıma, niçin ağlıyorsun?

- Kasıtsız söylediğim bir sözden Ali bana kızdı. Özür diledim. Fakat onu üzdüğüm için ağlıyorum.

- Kızım, bilmez misin, Allahü teâlânın rızası kocanın rızasına bağlıdır. Ne mutlu o kadına ki daima kocasının rızasını arar, kocası ondan razı olur. Kadınlar için en üstün ibadet, kocasına ita'attir. Erkek, hanımından razı olunca, o kadın istediği kapıdan Cennete girmeye hak kazanır. Kocasını üzen kadın, onu razı edinceye kadar, Allahü teâlânın la'netinde olur.)


HAKAN S :05422896565
Ekleme Tarihi: 24.08.2005 - 18:10
Seyh hakan üyenin diğer mesajları Seyh hakan`in Profili Seyh hakan Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Erkeğin hanımı üzerindeki hakları
Seyh hakan su an offline Seyh hakan  
Erkeğin hanımı üzerindeki hakları
54 Mesaj -
[hErkeğin hanımı üzerinde hakkı çoktur. Kadın kocası ile iyi geçinmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Kadının cihadı, kocası ile iyi geçinmektir.) [Taberani]

Bir kadın, kocasını güzel karşılar, güzel sözler söyliyerek hoşnutluğunu kazanmaya çalışırdı. Peyamber aleyhisselam, kadının bu hareketinden dolayı kocasına buyurdu ki:

(Hanımına selam söyle, yarı şehid sevabına kavuştuğunu haber ver!) [Şir'a]

[Aşağıda siyah harferle yazılanların hepsi hadis-i şeriftir]

Kadınların Cennete girmeleri erkeklere göre daha kolaydır.

(Kadın, beş vakit namazı kılar, orucunu tutar, kendini yabancılardan korur ve kocasına muti olursa, Cennete girer.) [İbni Hibban]

Erkeğini razı eden kadın için korku yoktur: (Kocası razı olduğu halde ölen kadın Cennete girer.) [Tirmizi]

Kadına zinet eşyası mubahtır. Zinet almak için kocasını müşkül duruma düşürmemeli, yabancılara zinetlerini göstermemelidir! Böyle olunca zinetleri Cennete girmelerine ma'ni olmaz. (Cennette kadınların az olduğunu gördüm. Sebebini sordum. "Onları altın ve zinet eşyası meşgul etti." dediler.) [İ. Ahmed]

Kocasına, elinden geldiği kadar güler yüzlü davranıp, sevgi göstermeli, dili ile de onu incitmemelidir. (Kıyamette Allahü teâlâ, kocasına dili ile eziyet eden kadının dilini 70 arşın uzun yapıp, boynuna dolar. Kocasına kötü gözle bakan kadını da başı kesik ve bedeni parçalanmış hale çevirir.) [Şir'a]

(Senden ne gördüm) diyerek küfran-ı ni'mette bulunmamalıdır! (Eğer kocalarına karşı küfran-ı ni'mette bulunmasalar, namaz kılanlar hemen cennete girerdi.) [Şir'a]

(Cehennem halkının ekseriyetini kadınların teşkil ettiğini gördüm. Sebebi de, çok la'net ederler ve kocalarına karış küfran-ı ni'mette bulunurlar.) [Buhari]

Kocasına bir iyilik yapmışsa, başına kakmamalıdır. Yeme ve giyme gibi hususlarda kocasını üzmemeli, yapamıyacağı şeyi ondan istememelidir! Kocasının şerefini korumalı, her işte onun rızasını kazanıp gönlünü hoş etmeye çalışmalıdır!

(Kocanın hanımı üzerindeki hakkı, benim sizin üzerinizdeki hakkım gibidir. O halde kocasının hakkını gözetmiyen, Allahın hakkını gözetmemiş olur.) [Şir'a]

Kadın, kocasını üzmemelidir. Birgün Hz. Fatıma, ağlıyarak babasının huzuruna geldi. Resulullah buyurdu ki:

- Ya Fatıma, niçin ağlıyorsun?

- Kasıtsız söylediğim bir sözden Ali bana kızdı. Özür diledim. Fakat onu üzdüğüm için ağlıyorum.

- Kızım, bilmez misin, Allahü teâlânın rızası kocanın rızasına bağlıdır. Ne mutlu o kadına ki daima kocasının rızasını arar, kocası ondan razı olur. Kadınlar için en üstün ibadet, kocasına ita'attir. Erkek, hanımından razı olunca, o kadın istediği kapıdan Cennete girmeye hak kazanır. Kocasını üzen kadın, onu razı edinceye kadar, Allahü teâlânın la'netinde olur.)


(hakan seyyidoğlu]
Ekleme Tarihi: 24.08.2005 - 18:04
Seyh hakan üyenin diğer mesajları Seyh hakan`in Profili Seyh hakan Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: <<<ANNEM>>>
Seyh hakan su an offline Seyh hakan  
54 Mesaj -
Ağla ey gözlerim, mevsim hazandır
Mâtemi aynada kendi yüzündür.
Gayr-ı yâr ne ola belki cezandır
Yârdan mektup gelmiş, dinle ezandır.

Âmâya gülşeni, ahrasa neyi
Söyleme ne bilir, gamsıza meyi
Ölmekse, olmanın en güzel şeyi.
Bu aşkın ismi zan, cismi hüzündür
Yârdan mektup gelmiş, dinle ezandır.

Bağrı yanıkların vuslat âteşi
Pervâneler yakan sevda güneşi
Her varın tutkusu, hem yokun eşi
Sevgili gönlüne aşkı yazandır
Yârdan mektup gelmiş, dinle ezandır.

Ağla ey yüreğim, sen cana ağla
Ayrılık resmidir, cânana ağla
Zamana, mekâna, cihana ağla
Gözyaşı, göklere inci dizendir
Yârdan mektup gelmiş, dinle ezandır.

Emmâre nefs pîri, kesret bekâyı,
Söyleme! Ne bilir bî-hayat Hayy&#8217;ı.
Her varı var eden kutlu sevdayı
Duyan gayrı değil kalbe yazandır.
Yârdan mektup gelmiş
Dinle Ezandır...


Bu mesaj 1 kez ve en son GöLGe tarafından 29.07.2005 - 17:08 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 29.07.2005 - 16:55
Seyh hakan üyenin diğer mesajları Seyh hakan`in Profili Seyh hakan Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: www.amenna.net
Seyh hakan su an offline Seyh hakan  
hakan_seyitoglu.sitemynet.com
54 Mesaj -
http://hakan_seyitoglu.sitemynet.com/

http://abdullah_96.sitemynet.com/

http://camci_hakan_baysal.sitemynet.com/
Ekleme Tarihi: 29.07.2005 - 16:38
Seyh hakan üyenin diğer mesajları Seyh hakan`in Profili Seyh hakan Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: KURAN ÖGRETiCiLERi ARANIYOR...
Seyh hakan su an offline Seyh hakan  
BİSMİLLAHİRRAHMANIRRAHİM
54 Mesaj -
KARDEŞİM ALLAH HAYIRLISINI VERSİN İNŞALLAH YAPTIĞINIZ İŞİN NE KADAR HAYIRLI OLDUGUNU BİLİNCİNDE VE SUSAMIŞ İNSANLARI SULAMAKTA BENİMDE KATKIMIN OLACAĞINI CENAB-I HAK VAZİFELENDİRİR İNŞALLAH ARADIĞINIZ VASIFLAR VAR AMA BİLGİSAYARIM YOK İNTERNETE GELİP 1 SAAT OTURUP KALKIYORUM SAAT 3 TE ÖĞRECİ VARSA İNŞ BAŞIM ĞÖZÜM ÜSTÜNE ÖĞRETİRİM. BEN ŞUAN BİLE 63 COCUK ÖGRETİYORUM. OKUTUGUM KUR-AN-İ KERİM ÖGRENCİLERİMİN SAYISINI BİLE BİLMİYORUM. HER YIL CAMİİ DEN KOVULANLARI SOKAKTAKİLER TOPLAYIP HEDİYE VEREREK NAMAZ VE KUR-AN DİNİ BİLGİ VEREREK DİNİ MUBİNE HİZMET EDİYORUM CENABI HAK YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN
Ekleme Tarihi: 29.07.2005 - 16:01
Seyh hakan üyenin diğer mesajları Seyh hakan`in Profili Seyh hakan Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Sayfa (1): (1)
İmzalar göster - Konuları göster

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 479 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
osmanli1 (49), TRABZONLU_TS (43), murat__ (41), remzay56 (61), Mikayil Demir (44), sado&#240;lu (68), yigilcali (48), müzisyennnn (46), hakankara (55), mikail06 (53), seyfullah (36), erguen (53), @hmed (49), emre-70 (34), AY-NUR (41), yagmurumm (33), ihvankudret (35), KeTeNci (38), zahid1 (49), hamdim (37), intifada (53), samsun1983 (41), veysel.hoca (48), mikail34 (54), zincefr (60), batmazhalil (36), MaziDENbiri (52), sero (58), Natuvan (40), tuana~islam (38), xturkkizx (37), seros633 (47), m_zahid (43), karanfil58 (39), halimyusufoglu (49), minam (44), HAT&Yacute;CE81 (43), s.emine (43), naci edin (78), Yaseminerdem (36), fatih1981 (43), bekir tek (38), seyyidtalha (52)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.54056 saniyede açıldı