ivermektin fluvoxamine generique kaletra colchicine generique colchicine cardura carsol cartia xt cartia casodex caverta ceclor cd ceclor ceftin cefurim celebrex celestoderm v celestone celexa cellcept cellidrine cephoral ceporex cerina cerzine cet eco cetallerg cetrine chibroxol chlorazin chlorochin chloromycetin cialis black cialis daily cialis oral jelly cialis professional cialis soft cialis strips cialis sublingual cialis super active cialis super force cialis cibacen ciloxan cimexillin cip eco
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

9 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (1): (1)
Ekleyen Mesaj
Konu: kardeşlerim sizlere dua
huzun su an offline huzun  
9 Mesaj
amin Allah Razı Olsun
Ekleme Tarihi: 02.12.2008 - 20:31
huzun üyenin diğer mesajları huzun`in Profili huzun Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: KALPTEN GELEN DUA
huzun su an offline huzun  
9 Mesaj
Amin
Ekleme Tarihi: 02.12.2008 - 20:28
huzun üyenin diğer mesajları huzun`in Profili huzun Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Dua Ağaci
huzun su an offline huzun  
9 Mesaj
Amin Rahman razı olsun inşaAllah
Ekleme Tarihi: 29.11.2008 - 22:44
huzun üyenin diğer mesajları huzun`in Profili huzun Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Dünyaya Küsmek Ne Demektir?, bır hekımoğlu ısmaıl makalesı...
huzun su an offline huzun  
9 Mesaj
Rabbim, nefsimize uymaktan korusun
Ekleme Tarihi: 29.11.2008 - 22:42
huzun üyenin diğer mesajları huzun`in Profili huzun Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Mutlak güzellik
huzun su an offline huzun  
Mutlak güzellik
9 Mesaj
Sokaktan geçerken Yusuf’un yüzünün nuru o civarda bulunan köşklerin, evlerin pencerelerinden, kafeslerinden içeriye vurur, düşerdi.

Köşklerde bulunanlar: “–Belli ki Yusuf gezmeye çıktı, şimdi buradan geçiyor!” derlerdi.

Köşede bucakta oturanlar da duvarlarda ışıklar, parıltılar görünce, Yusuf’un oradan geçtiğini anlarlardı.

Yusuf’un geçtiği sokağa penceresi bulunan ev, onun oradan geçişinden şereflenir, nurlanırdı.

(Ey kardeş!) Aklını başına al da evinin penceresini Yusuf’un geçtiği sokağa aç; ve pencerenin önüne oturup onu seyret!

Âşık olmak demek, nur gelen tarafa pencere açmaktır. Çünki gönül, gerçek dostun yüzü ile aydınlanır, nurlanır.

(Mevlana, Mesnevi, c. IV. 3091-3096)


Güzelin kim olduğunu ne vakit unuttuk, ya güzelliğin neliğini ne zaman?..

Bir yük oldu ömür, kovunca güzeli hayatımızdan; ve güzellik küsüp gitmişti, ömür bir yük oldu. Güzellik ruhlarda perveriş içindeydi, güzellik gönülde alışveriş içindeydi. Güzellik bereketti, zenginlikti; güzeli arayan cihanın canını arıyor demekti.

Kaç bin yıl önce sormuştu soruyu Platon; “Güzel nedir?” yani ki “–Ti esti to kalon?”

Güzel kimdi gerçekten ve neydi güzellik?

Kolay bulunsun diye cevabı, kendi güzelliğinden halka güzellik vermişti Hak. Görelim ve gördükçe Güzel’e yakınlaşalım diye güzelliği yaratmıştı; ve güzelliğin hamuruna kendi nurundan bir nur katmıştı.

Güzel olan, iyi, doğru ve yararlı olandı. Güzel bir söz, güzel bir iş, güzel bir ders gibi. Güzel şiir de, güzel manzara da, güzel söz de hep estetik değeri tartmaktaydı. Din idi adı evvel güzelliğin, felsefe oldu sonra, bilgi oldu, yönetim ve siyaset oldu... Daha neler olmadı!.. Herkes ve her şey güzelin peşinde, güzel ülkelerde güzel günler yaşandı.

Sonra...

Sonra güzel insanlar güzel atlara binip gittiler ve güzellikler yağmalandı birer birer. Hüzünlü gönülleri sabaha eklerken güzellikler, sevinci gizleyerek sabahı bekler oldular. Gözlere akseden renkler de, sazlara yankıyan ahenkler de güzelliğini yitirdiler. Bestelerimiz şiddet doldu, tatlı diller hayal oldu. Gönüller güzelden uzaklaştı, zira gönüllere kin bulaştı. Güzellik atıldı ya, kaşlar da çatıldı. Oysa gelenek güzel üzerine bina olunur, kültür güzellikle beka bulurdu. Güzelin yönü gönleydi, hem güzelliğin de... Gönül Çalab’ın tahtıydı, Güzel’i aramayan iki cihan bedbahtıydı. Neye mâl olursa olsun, yaşamanın anlamı, güzel görünüşleri ve şekilleri; belki güzellik dolu gönülleri kurtarmaktı. Güzellik insana peşin verilmiş cennetti ve sultanlar güzele bakar, gönüller güzele akardı.

İki parçaydı hakikatte güzellik, ve her parça diğer yarısına âşık. Onunla sevilen sevene ders okutur, onunla sevgi ilmiği kilim dokuturdu. Aşk mektebinin kitapları ve defterleri, atölyeleri ve ezberleri hep onu söylerdi satır satır; haniki nakışları ve yazıları, resimleri ve suretleri mânâ mânâ hep onu anlatır.

Yalnızca bir çeşit Güzel vardır; ama görüntüleri binlerce çeşittir.

Sevgilinin sureti de, şekli de yoktur ta başından; vardır ki adı güzelliktir, ona suret ve şekildir giydirilen Mutlak Güzel kumaşından. O vakit Güzel, güzelliğini göstermek üzere evreni bir ayna olarak var eder. Bilmeyen aynalığı, ne bilsin aynalara pas olur keder. Güzellik ki iğreti durur, her çiçekte ve kelebekte, genç kızda ve yıldızda; fidanı yavaş yavaş kurur ve ışığı azar azar bozulur. Ezelî sevgilide güzellik bir harman olur ve güzeller harmandaki taneler.

Kardeşçiğim, bir güneş ışığı say güzelliği, üç renkli camdan süzülen... Hani ruh, gönül ve beden camında huzmelenen bir nur de adına... Akşam olunca çekilip güneşe geri gider ya hani ışıklar ve hani göz kapanınca kaybolur ya nurlar... Işığı da, nuru da camsız görmeye alıştır kendini... Yolda kalmamak, cam kırılınca kör olmamak için...

Gel artık kardeşçiğim, gülümseyelim ve güzellikleri görelim. Bıçağın ağzına sunulmadan ariyet güzelliklerimiz ve dönülmeyen yolculuklara çıkmadan benliklerimiz, mahşer mahşer yağmalanan imanlarımızda eriyen zamanların surların güzelliklerle örelim. Duyarak ve düşünerek, her ikindi güneşinin lirizmi gibi, her dolunay akşamının romantizmi gibi güzelliğe bakalım ibretle ve içimizde büyüsün bütün güzellikler. Seste, biçimde ve boyada hakikatin güzelliğine bırakalım kendimizi, Mutlak Güzel’den renk devşirelim.

Allah’tan daha güzel boyası olan kim? (Bakara, 138)
Ekleme Tarihi: 13.07.2003 - 14:09
huzun üyenin diğer mesajları huzun`in Profili huzun Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Mutlak güzellik
huzun su an offline huzun  
Mutlak güzellik
9 Mesaj
Sokaktan geçerken Yusuf’un yüzünün nuru o civarda bulunan köşklerin, evlerin pencerelerinden, kafeslerinden içeriye vurur, düşerdi.

Köşklerde bulunanlar: “–Belli ki Yusuf gezmeye çıktı, şimdi buradan geçiyor!” derlerdi.

Köşede bucakta oturanlar da duvarlarda ışıklar, parıltılar görünce, Yusuf’un oradan geçtiğini anlarlardı.

Yusuf’un geçtiği sokağa penceresi bulunan ev, onun oradan geçişinden şereflenir, nurlanırdı.

(Ey kardeş!) Aklını başına al da evinin penceresini Yusuf’un geçtiği sokağa aç; ve pencerenin önüne oturup onu seyret!

Âşık olmak demek, nur gelen tarafa pencere açmaktır. Çünki gönül, gerçek dostun yüzü ile aydınlanır, nurlanır.

(Mevlana, Mesnevi, c. IV. 3091-3096)


Güzelin kim olduğunu ne vakit unuttuk, ya güzelliğin neliğini ne zaman?..

Bir yük oldu ömür, kovunca güzeli hayatımızdan; ve güzellik küsüp gitmişti, ömür bir yük oldu. Güzellik ruhlarda perveriş içindeydi, güzellik gönülde alışveriş içindeydi. Güzellik bereketti, zenginlikti; güzeli arayan cihanın canını arıyor demekti.

Kaç bin yıl önce sormuştu soruyu Platon; “Güzel nedir?” yani ki “–Ti esti to kalon?”

Güzel kimdi gerçekten ve neydi güzellik?

Kolay bulunsun diye cevabı, kendi güzelliğinden halka güzellik vermişti Hak. Görelim ve gördükçe Güzel’e yakınlaşalım diye güzelliği yaratmıştı; ve güzelliğin hamuruna kendi nurundan bir nur katmıştı.

Güzel olan, iyi, doğru ve yararlı olandı. Güzel bir söz, güzel bir iş, güzel bir ders gibi. Güzel şiir de, güzel manzara da, güzel söz de hep estetik değeri tartmaktaydı. Din idi adı evvel güzelliğin, felsefe oldu sonra, bilgi oldu, yönetim ve siyaset oldu... Daha neler olmadı!.. Herkes ve her şey güzelin peşinde, güzel ülkelerde güzel günler yaşandı.

Sonra...

Sonra güzel insanlar güzel atlara binip gittiler ve güzellikler yağmalandı birer birer. Hüzünlü gönülleri sabaha eklerken güzellikler, sevinci gizleyerek sabahı bekler oldular. Gözlere akseden renkler de, sazlara yankıyan ahenkler de güzelliğini yitirdiler. Bestelerimiz şiddet doldu, tatlı diller hayal oldu. Gönüller güzelden uzaklaştı, zira gönüllere kin bulaştı. Güzellik atıldı ya, kaşlar da çatıldı. Oysa gelenek güzel üzerine bina olunur, kültür güzellikle beka bulurdu. Güzelin yönü gönleydi, hem güzelliğin de... Gönül Çalab’ın tahtıydı, Güzel’i aramayan iki cihan bedbahtıydı. Neye mâl olursa olsun, yaşamanın anlamı, güzel görünüşleri ve şekilleri; belki güzellik dolu gönülleri kurtarmaktı. Güzellik insana peşin verilmiş cennetti ve sultanlar güzele bakar, gönüller güzele akardı.

İki parçaydı hakikatte güzellik, ve her parça diğer yarısına âşık. Onunla sevilen sevene ders okutur, onunla sevgi ilmiği kilim dokuturdu. Aşk mektebinin kitapları ve defterleri, atölyeleri ve ezberleri hep onu söylerdi satır satır; haniki nakışları ve yazıları, resimleri ve suretleri mânâ mânâ hep onu anlatır.

Yalnızca bir çeşit Güzel vardır; ama görüntüleri binlerce çeşittir.

Sevgilinin sureti de, şekli de yoktur ta başından; vardır ki adı güzelliktir, ona suret ve şekildir giydirilen Mutlak Güzel kumaşından. O vakit Güzel, güzelliğini göstermek üzere evreni bir ayna olarak var eder. Bilmeyen aynalığı, ne bilsin aynalara pas olur keder. Güzellik ki iğreti durur, her çiçekte ve kelebekte, genç kızda ve yıldızda; fidanı yavaş yavaş kurur ve ışığı azar azar bozulur. Ezelî sevgilide güzellik bir harman olur ve güzeller harmandaki taneler.

Kardeşçiğim, bir güneş ışığı say güzelliği, üç renkli camdan süzülen... Hani ruh, gönül ve beden camında huzmelenen bir nur de adına... Akşam olunca çekilip güneşe geri gider ya hani ışıklar ve hani göz kapanınca kaybolur ya nurlar... Işığı da, nuru da camsız görmeye alıştır kendini... Yolda kalmamak, cam kırılınca kör olmamak için...

Gel artık kardeşçiğim, gülümseyelim ve güzellikleri görelim. Bıçağın ağzına sunulmadan ariyet güzelliklerimiz ve dönülmeyen yolculuklara çıkmadan benliklerimiz, mahşer mahşer yağmalanan imanlarımızda eriyen zamanların surların güzelliklerle örelim. Duyarak ve düşünerek, her ikindi güneşinin lirizmi gibi, her dolunay akşamının romantizmi gibi güzelliğe bakalım ibretle ve içimizde büyüsün bütün güzellikler. Seste, biçimde ve boyada hakikatin güzelliğine bırakalım kendimizi, Mutlak Güzel’den renk devşirelim.

Allah’tan daha güzel boyası olan kim? (Bakara, 138)
Ekleme Tarihi: 13.07.2003 - 14:09
huzun üyenin diğer mesajları huzun`in Profili huzun Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: BİR BARDAK SÜT
huzun su an offline huzun  
BİR BARDAK SÜT
9 Mesaj
Howard, yoksul bir ailenin çocuğuydu ve okul giderlerini karşılamak için kapı kapı dolaşarak eşyalar satıyordu.

O gün, hiçbir şey satamamıştı ve karnı da çok açtı. Bundan sonra çalacağı ilk kapıdan
yiyecek birşeyler istemeye karar verdi. Kapıyı açan sevimli genç bayanı görünce utandı.
Yiyecek bir şeyler yerine "Affedersiniz, bir bardak su rica edebilir miyim?" diyebildi yalnızca. Genç bayan, çocuğun aç olabileceğini düşünerek kocaman bir bardak süt getirdi ona. Çocuk, sütü yavaş yavaş içine sindirerek içtikten sonra "Çok teşekkür ederim, borcum ne kadar?" diye sordu genç bayana.
Genç bayan, "Borcunuz yok" diyerek, yüzünde sıcak bir gülümsemeyle devam etti;
"Annem, gösterdiğimiz şefkat ve nezaket karşılığı olarak asla bir bedel ödenmesini
beklemememizi öğretti bize" dedi.
Çocuk "O halde çok teşekkürler, yürekten teşekkür ederim size" dedi. Howard Kelly,
evin önünden ayrıldığı zaman kendisini yalnızca bedensel olarak değil, ruhsal olarak da güçlü hissediyordu.

Yıllar sonra genç bayan çok ender rastlanan bir hastalığa yakalanmıştı. Yöredeki doktorlar çaresiz kalınca, hastalığı ile ilgili araştırmalar yapılması için onu büyük kente gönderdiler.

Dr. Howard Kelly, konsültasyon yapması için çağrıldığı hastanın hangi kasabadan geldiğini duyunca heyecanlandı. Artık genç olmasa da yıllar önce kendisine sevgiyle yaklaşan bayanı ilk gördüğü anda tanımıştı ve onun yaşamını kurtarmak için elinden geleni yaptı.

Uzun süren tedaviden sonra bayan sağlığına kavuştu. Dr. Kelly, denetlemesi için önüne getirilen faturaya şöyle bir baktı ve üstüne birşeyler yazarak zarfın içine koydu ve hasta bayanın odasına gönderdi. Kadın elleri titreyerek aldı zarfı eline. Açmaya korkuyordu... Hastane faturasını asla ödeyemeyeceğini ve geri kalan yaşamı boyunca
bu faturayı ödemek için çalışacağını biliyordu. Sonunda zarfı açtı ve faturaya iliştirilmiş
bir not dikkatini çekti. Kâğıtta şunlar yazılıydı:


"Hastane giderlerinin tamamı bir bardak süt karşılığı ödenmiştir.".
Ekleme Tarihi: 13.07.2003 - 14:03
huzun üyenin diğer mesajları huzun`in Profili huzun Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: BİR BARDAK SÜT
huzun su an offline huzun  
BİR BARDAK SÜT
9 Mesaj
Howard, yoksul bir ailenin çocuğuydu ve okul giderlerini karşılamak için kapı kapı dolaşarak eşyalar satıyordu.

O gün, hiçbir şey satamamıştı ve karnı da çok açtı. Bundan sonra çalacağı ilk kapıdan
yiyecek birşeyler istemeye karar verdi. Kapıyı açan sevimli genç bayanı görünce utandı.
Yiyecek bir şeyler yerine "Affedersiniz, bir bardak su rica edebilir miyim?" diyebildi yalnızca. Genç bayan, çocuğun aç olabileceğini düşünerek kocaman bir bardak süt getirdi ona. Çocuk, sütü yavaş yavaş içine sindirerek içtikten sonra "Çok teşekkür ederim, borcum ne kadar?" diye sordu genç bayana.
Genç bayan, "Borcunuz yok" diyerek, yüzünde sıcak bir gülümsemeyle devam etti;
"Annem, gösterdiğimiz şefkat ve nezaket karşılığı olarak asla bir bedel ödenmesini
beklemememizi öğretti bize" dedi.
Çocuk "O halde çok teşekkürler, yürekten teşekkür ederim size" dedi. Howard Kelly,
evin önünden ayrıldığı zaman kendisini yalnızca bedensel olarak değil, ruhsal olarak da güçlü hissediyordu.

Yıllar sonra genç bayan çok ender rastlanan bir hastalığa yakalanmıştı. Yöredeki doktorlar çaresiz kalınca, hastalığı ile ilgili araştırmalar yapılması için onu büyük kente gönderdiler.

Dr. Howard Kelly, konsültasyon yapması için çağrıldığı hastanın hangi kasabadan geldiğini duyunca heyecanlandı. Artık genç olmasa da yıllar önce kendisine sevgiyle yaklaşan bayanı ilk gördüğü anda tanımıştı ve onun yaşamını kurtarmak için elinden geleni yaptı.

Uzun süren tedaviden sonra bayan sağlığına kavuştu. Dr. Kelly, denetlemesi için önüne getirilen faturaya şöyle bir baktı ve üstüne birşeyler yazarak zarfın içine koydu ve hasta bayanın odasına gönderdi. Kadın elleri titreyerek aldı zarfı eline. Açmaya korkuyordu... Hastane faturasını asla ödeyemeyeceğini ve geri kalan yaşamı boyunca
bu faturayı ödemek için çalışacağını biliyordu. Sonunda zarfı açtı ve faturaya iliştirilmiş
bir not dikkatini çekti. Kâğıtta şunlar yazılıydı:


"Hastane giderlerinin tamamı bir bardak süt karşılığı ödenmiştir.".
Ekleme Tarihi: 13.07.2003 - 14:03
huzun üyenin diğer mesajları huzun`in Profili huzun Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Tanitirmisiniz?
huzun su an offline huzun  
s.a
9 Mesaj
Allah'ın selamı,rahmeti ve bereketi tüm inananların üzerine olsun.(amin...)
Adım hüseyin..
Kendi halinde, Allah'a kulluk vazifesini yerine getirmeye çalışan bir gencim.
(bu kadar yeterli herhalde kahkaha )
selam,sevgi ve dua ile...
Ekleme Tarihi: 15.05.2003 - 17:53
huzun üyenin diğer mesajları huzun`in Profili huzun Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Sayfa (1): (1)
İmzalar göster - Konuları göster

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 496 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
osmanli1 (49), TRABZONLU_TS (43), murat__ (41), remzay56 (61), Mikayil Demir (44), sadoðlu (68), yigilcali (48), müzisyennnn (46), hakankara (55), mikail06 (53), seyfullah (36), erguen (53), @hmed (49), emre-70 (34), AY-NUR (41), yagmurumm (33), ihvankudret (35), KeTeNci (38), zahid1 (49), hamdim (37), intifada (53), samsun1983 (41), veysel.hoca (48), mikail34 (54), zincefr (60), batmazhalil (36), MaziDENbiri (52), sero (58), Natuvan (40), tuana~islam (38), xturkkizx (37), seros633 (47), m_zahid (43), karanfil58 (39), halimyusufoglu (49), minam (44), HATÝCE81 (43), s.emine (43), naci edin (78), Yaseminerdem (36), fatih1981 (43), bekir tek (38), seyyidtalha (52)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.48853 saniyede açıldı