ivermectine dexamethasone generique plaquenil kamagra ivermectin apranax aprovel aralen arava arcocillin arcoxia aricept arilin arimidex aristocort artane arthrotec artofen asacol asasantine asmaxen at 10 atarax atenil ateno basan comp ateno basan atesifar athrofen atridox atrovent augmentin avalide avana avapro avelox aventyl aviral avodart aygestin azaimun azarek azelex aziclav azulfidine bactrim basiron
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

123 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (7): (1) 2 3 Devam >
Ekleyen Mesaj
Konu: AMİN DİYEN DİLLERDEN ALLAH RAZI OLSUN
cengiz. su an offline cengiz.  
AMIN
126 Mesaj -

AMIN AMIN AMINNNNNNNN.....





Ekleme Tarihi: 20.12.2008 - 00:47
cengiz. üyenin diğer mesajları cengiz.`in Profili cengiz. Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Bu Duaya Amin Diyenlere Selam Olsun...
cengiz. su an offline cengiz.  
126 Mesaj -
AMIN AMIN AMIN"
Ekleme Tarihi: 15.08.2007 - 00:51
cengiz. üyenin diğer mesajları cengiz.`in Profili cengiz. Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: BEYİN KANSERİ OLAN EŞİM İÇİN DUA
cengiz. su an offline cengiz.  
126 Mesaj -
selamun Aleykum

Allah cc sifa ihsan eyler insallah

Rabbim sizlere sabir versin.
Ekleme Tarihi: 15.08.2007 - 00:41
cengiz. üyenin diğer mesajları cengiz.`in Profili cengiz. Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Kur'an-ı Kerim'i Okuyan Çocuk. !!!!
cengiz. su an offline cengiz.  
Kur'an-ı Kerim'i Okuyan Çocuk. !!!!
126 Mesaj -
Hafız Münâvi den


Küçük bir çocuk hafızlığını ikmal etmiştir. Sabaha kadar Kuran-ı Kerimi hatmediyor, namazını kılıyor, ertesi günü de hocasının karşısına çıkıyor; çıkıyor ama biraz rengi benzi sararmış olarak çıkıyor.



Hocası, maddi-manevi mürşid olabilecek durumda bir üstattır. Talebesinin renginin niçin sarardığını diğer talebelerine soruyor.



Onlar da,Üstadım, bu talebiniz sabaha kadar Kurân-ı Kerimi hatmedip duruyor ve tabii sabaha kadar gözüne uyku girmiyor, sabah olunca da kalkıp derse geliyor. derler.



Üstad talebesinin Kuran-ı Kerimi böyle okumasını arzu etmediği için onu karşısına alır ve ona:



Kurân indiği gibi okunmalıdır evladım. der.

Bugünden itibaren sen Kurânı, şu an okuduğun gibi değil, onu okurken beni karşısında farz et ve üstadına dersini iade ediyorsun gibi oku!bulunur.



Çocuk gider, o gece Kurân-ı Kerimi okur ve sabah üstadının huzuruna geldiğinde,



Efendim bu gece ancak Kurân-ı Kerimi yarısına kadar okuyabildim. der.



Üstad Pekala, sen bu gece de Kurân-ı Kerimi doğrudan doğruya Rasûlü Ekrem(sav)in huzurunda okuyor gibi okuder.



Talebe, Ben, kendisine Kuran nazil olan zatın huzurundayım; doğru okumalıyım heyecanıyla daha dikkatlice tilavet eder...



Ve o gün üstadına , ancak KurÂn-ı Kerimin dörtte birini okuyabildiğini belirtir.



Üstadı da terakkiyi görünce, bir mürşidin müridinin dersini artırması gibi Sen şimdi de o emin melek Cibrilin Rasulü Ekrem(sav)e tebliğ ettiği anda dinliyor gibi Kurân-ı Kerimi oku der.



Talebe gider gelir;



Vallahi üstadım, bugün ancak bir sure okuyabildim. Der.



Üstadı da Evladım şimdide onu binlerce hicabın verasında bulunan Mevlâ-yı Mütealin huzurunda okuyor gibi oku düşün ki okuduğunu Allah(cc) dinliyor, senin için indirdiği kelamını senin ile mukâbele ediyor.


Talebesi ertesi gün ağlayarak üstadının karşısına gelir:



stadım, al-hamdu lillahi rabbil alemin dedim, mâlikiyevmi’d-dîne kadar geldim, iyyake nabudu demeye bir türlü dilim varmadı.

Çünkü bunun manası, sadece Sana kulluk yaparım,halbuki ben o kadar çok şeye kulluk yapıyorum ki Onu karşımda hazır ve nazır mülahazaya alınca İyyake nabuduyu aşamadım.Der.



Hafız Münâvi, bu gencin fazla yaşamadığını bir-iki gün sonra da vefat ettiğini kaydeder..
Ekleme Tarihi: 15.07.2006 - 04:13
cengiz. üyenin diğer mesajları cengiz.`in Profili cengiz. Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Iyiligi Düsünmek Yapmak Gibi Sevaptir
cengiz. su an offline cengiz.  
Iyiligi Düsünmek Yapmak Gibi Sevaptir
126 Mesaj -
Geçmiş peygamberlerden biri zamanında ortaya çıkan şiddetli bir kıtlık, insanları kasıp kavuruyordu O kadar ki, bir lokma ekmek,bulmak, bir kese altın bulmaktan daha sevindirici oluyordu

İnsanların çektiği açlık merhamet sahibi kimselerin yüreklerini paralıyordu Böyle bir ortamda yoksul bir derviş, çölde yaptığı bir yolculuk sırasında dağ gibi bir kum yığınına rastladı Kum yığınının önünde durup içinden "Ey Rabbim, ne olurdu şu yığın kumdan oluşacağına undan oluşsaydı da ben onu büyük bir zevk ve cömertlikle aç insanlara dağıtsaydım" diye geçirdi Bunu o kadar samimi olarak düşünmüştü ki, zamanın peygamberine Allah Teâlâ şöyle vahyetti: "Falan dervişe haber ver ki' onun halisane niyeti, gördüğü kum yığını, ona ait bir un yığını imiş de onu benim rızam için açlara dağıtmış gibi kendisine sevap yazmama vesile olmuştur"
Ekleme Tarihi: 15.05.2006 - 22:52
cengiz. üyenin diğer mesajları cengiz.`in Profili cengiz. Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Mal Sevgisi Kalbi Kaplamamali.
cengiz. su an offline cengiz.  
Mal Sevgisi Kalbi Kaplamamali.
126 Mesaj -
Büyük fıkıh (hukuk) bilgini, Hanefi mezhebinin kurucusu İmam-ı Azam Ebû Hanîfe'nin (VIII. yüzyıl) ilmi faaliyetleri yanında ticaretle de meşgul zengin bir zat olduğu malumdur. Bu büyük insan, gündüz öğleye kadar mescitte talebelerine ders verir, öğleden sonra da ticari işleri ile uğraşırdı. Bir gün ders verdiği sırada bir adam mescidin kapısından seslendi:

- Ya imam, gemin battı!... (İmamın ticari mal taşıyan gemileri mevcut)

İmam-ı Azam bir anlık tereddütten sonra

- Elhamdülillah dedi.

- Bir müddet sonra aynı adam yeniden gelip haber verdi:

- Ya imam, bir yanlışlık oldu batan gemi senin değilmiş.

İmam bu yeni habere de:

- Elhamdülillah, diyerek mukabele etti. Haber getiren kişi hayrete düştü:

- Ya imam, gemin battı diye haber getirdik "Elhamdülillah" dedin. Batan geminin seninki olmadığını söyledim yine "Elhamdülillah" dedin. Bu nasıl hamdetme böyle?

İmam-ı Azam izah etti:

- Sen gemin battı diye haber getirdiğinde iç âlemimi, kalbimi şöyle bir yokladım. Dünya malının yok olmasından, elden çıkmasından dolayı en küçük bir üzüntü yoktu. Bu nedenle Allah'a hamdettim. Batan geminin benimki olmadığı haberini getirdiğinde de aynı şeyi yaptım. Dünya malına kavuşmaktan dolayı kalbimde bir sevinç yoktu. Dünya malına karşı bu ilgisizliği bağışladığı için de Allah'a şükrettim.
Ekleme Tarihi: 15.05.2006 - 22:48
cengiz. üyenin diğer mesajları cengiz.`in Profili cengiz. Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Terbiye Yaratilisa Baglidir.
cengiz. su an offline cengiz.  
Terbiye Yaratilisa Baglidir.
126 Mesaj -
Eski iran hükümdarlarından biri vezirine oğlunun hocasından yakınıyordu:

- Ben istiyorum ki oğlum ilim öğrensin, benim yerime iyi bir hükümdar olsun, o ise devamlı müzikle, sesle, sazla meşgul Demek ki hocası buna iyi bir yön veremiyor

Vezir aynı görüşte değildi:

- Hükümdarım hocanın elinde mucize yok Çocuğun kabiliyeti neye ise hocası ancak onda ilerlemesine, olgunlaşmasına yardım edebilir İnsanın tabiatı değiştirilemez Terbiye yaratılışa tabidir

Hükümdar aksi görüşteydi Terbiye ile yaratılışa yön verebileceğini iddia ediyordu Bunu kanıtlamak için bir akşam sarayında bir eğlence düzenledi Bu eğlence sırasında eğitilmiş kedilerin bir gösterisi de yer aldı Bu kediler, sırtlarında, bir tabak içinde yanan mumları taşıyorlar ve onları

düşünmüyorlardı Hükümdar vezire bu kedileri göstererek:

- Görüyorsunuz, terbiyenin nelere gücü yetiyor, dedi

Vezir karşılık vermedi Olumlu, olumsuz bir şey söylemedi Yeni bir eğlence gecesini bekledi Bir başka gecede düzenlenen eğlenceye gelirken yanında gizlice bir kaç tane fare getirdi Kediler gösteriye başladığı zaman bu fareleri kedilerin ortasına doğru salıverdi Fareleri gören kediler sırtlarındaki tabağı, mumu unutup farelerin peşine takıldılar Mumlar, tabaklar hepsi bir yana yuvarlandı Yanan mumlardan yerdeki halılar tutuştu Ortalık bir anda ana-baba gününe döndü Tam bu esnada vezir padişaha yanaşıp iddiasını kanıtlamanın gururuyla şöyle dedi:

- Gördünüz mü padişahım terbiye yaratılışa tabidir
Ekleme Tarihi: 15.05.2006 - 22:45
cengiz. üyenin diğer mesajları cengiz.`in Profili cengiz. Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: hadis-i serif
cengiz. su an offline cengiz.  
hadis-i serif
126 Mesaj -



el-Kuddüs (C.C)
Hatadan, gafletten, her türlü eksiklikten çok uzak, pek temiz


Günün Hadis-i serifi
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh...

Allah Rasulü Hazret-i Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki :
Emiriniz,fazil veya facir her nasil olursa olsun, (onun emri altinda) cihad etmeniz size farzdir. Keza, namazi da fazil veya facir ve hatta kebair islemis bile olsa her Müslümanin, arkasinda kilmasi bütün Müslümanlara farzdir.


Ebu Davud


Bu mesaj 1 kez ve en son cengiz. tarafından 26.03.2006 - 00:03 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 25.03.2006 - 23:57
cengiz. üyenin diğer mesajları cengiz.`in Profili cengiz. Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: BUGUN GELIN KENDINIZE BIR IYILIK YAPIN...........
cengiz. su an offline cengiz.  
BUGUN GELIN KENDINIZE BIR IYILIK YAPIN...........
126 Mesaj -
Bu gün gelin kendinize bir iyilik yapın ve hayata tekrar merhaba deyin. Ne şekilde? Sigarasız bir şekilde. Gelin bu gün bir tarih atın beyninize, bir tarih atın kalbinize ve deyin ki ben sigarayı bıraktım... Yardımcı mı arıyorsunuz kendinize bırakmak için? Bir neden bir vesile mi arıyorsunuz? İşte size bir yardımcı bir vesile:
Sigaranın sağlığa zararlı olduğunu hep duyarsınız, bilirsiniz. Hatta paketlerin üzerinde sağlığa zararlı olduğuna dair yasal bir uyarı vardır. Fakat bu uyarı son derece yanıltıcıdır. "Sigara sağlığa zararlıdır" sözü, sigarayı masum gösteren, basite indirgeyen bir tanımdır. Sigara sağlığa zararlı olmanın çok ötesinde insanları öldürmektedir. Sigara ile ilgili uyarılar şunlar olmalıdır: "Sigara öldürür", "Sigara kanser yapar".
Dünyada sigaraya karşı yapılan çalışmalar o noktaya gelmiştir ki Avrupa Topluluğu ülkeleri bir araya gelip, ortak bir karar almışlardır. Avrupa Topluluğu ülkelerinin tümünde, hem sigara üretiminin kısıtlanması konusunda hem de sigaranın o cazibeli paketlerden çıkartılıp itici görüntüye getirilmesi ve sigaranın üzerine kesinlikle bizim yazdığımız gibi hiç görülmeyecek bir köşesinde "Sigara sağlığa zararlıdır" yazısı değil "Sigara kesinlikle öldürür!!!" ibaresinin konulması noktasında karar vardır. Özellikle üretiminin düşürülmesi, gençlere satılmaması, her yerde satılmaması hususunda çalışmalar vardır.
Sigaranın toplum nezdinde genellikle nikotin içerdiği bilinir. Fakat aslında içinde 4 binden fazla katkı maddesi vardır. Cazibesini arttıracak, tüketimini hızlandıracak bir çok madde vardır. Bu maddeler ana başlıklar altında şu şekilde sıralayabiliriz:
1- Metanol: Füze yakıtı
2- Büton: Tüpgaz olarak kullanılır
3- Aseton: Boya sökücü
4- Arsenik: Fare zehiri
5- Naftalin: Güve kovucu
6- Amonyak: Temizlik maddesi
7- Akü metali
8- Hidrojen siyanür: Gaz odalarında vardır.
9- Nikotin: Bağımlılık ve uyuşturucu kısmı.

Sigara içenlerde genellikle şu düşünce vardır. "Ben sigara içiyorum ama istediğim zaman bırakırım." Fakat bir gün bırakılamaz, duruma gelinir. Biraz önce bahsedilen 4 binden fazla katkı maddesinden biri olan nikotin; esrar, kokain, eroin grubu kadar ağır bağımlılık yapan uyuşturucu bir maddedir. Hatta Dünya Sağlık Teşkilatı sigaranın yukarıda sayılan maddelerden daha zararlı ve öldürücü olduğu kanaatindedirler. Şu an dünyada yaşanan ölüm olaylarının çoğu sigara yüzündendir. Sigara; esrardan, eroinden, kanser ve aids gibi hastalıklardan, deprem ve sel gibi doğal afetlerden, hatta savaşlardan bile daha tehlikelidir.
2. Dünya savaşında 1945'te 50 milyon insan hayatını kaybetmiştir. 1945'ten günümüze kadar sigara yüzünden 80 milyon insan ölmüştür. Dünyada her yıl 4 milyon insan sigaradan ölüyor. Hiroşima'ya atılan atom bombasında 140 bin insan öldü. Ülkemizde her yıl 100 bin insanımız sigaradan dolayı ölüyor. Sigarayı bir bomba gibi düşünürsek ülkemize her yıl bir atom bombası atılıyor, bir şehrimiz yok oluyor, insanımız ölüyor.
Sigara insanlarda bir fiziksel bağımlılık, bir de psikolojik bağımlılık yapmaktadır. Fiziksel bağımlılık şöyle meydana gelir. Beynimiz bir çok hücrelerden oluşmuştur. Bunların ismi Nöron'dur. Birçok hormonlarımız, salgılarımız vardır. Bunlardan biri de endorfin denilen salgıdır. Bunun görevi, üzüldüğümüz, sevindiğimiz veya sıkıntılı olduğumuz zaman vücudumuzu dengeler. Yani vücudumuzun doğal morfinidir. Nikotin bio-kimyasal yapısı olarak endorfine çok benzer. Sigara içen kişilerde nikotin beyin hücrelerine yerleşir ve endorfinin üretmesi gerektiği üzüntü ve sevinç zamanlarından endorfin üretmek yerine; beyin, yanılarak nikotin talebinde bulunur. Kişi üzülür sigara içer, sevinir sigara içer, sigara içemediği zaman konsantrasyonu bozulur. Sinir, stres, asabiyet bu yüzden meydana gelir.
Fiziksel bağımlılık, kişinin iradesi dışında uyuşturucu maddeyi kullanmasıdır. Sigarayı kullanan herkes nikotinden dolayı madde bağımlısı oluyor ve iradesini kullanamayacak dereceye geliyor. Bunun sonucu iradelerini kullanamadıklarından sağlıklı düşünemiyorlar. Yani sigara; hava, su gibi bir ihtiyaca dönüşüyor.
Psikolojik bağımlılık da, kişinin o maddeye istek duymasıdır. Alamadığı zaman o maddeyi sinir, stres ve huzursuzluk olayları meydana gelir. Sigaranın bırakılabilmesi için hem fiziksel hem de psikolojik destek gereklidir. Özellikle yabancı marka sigaralarda bağımlılık yapan maddeler daha fazladır.
Sigarayı bırakmak için kişi öncelikle sigara içmeme yönünde bir karar almalıdır. Sigarayla insanlar arasında duygusal bir bağ oluşuyor. Sigara benim dostum diyenler var. Sigaradan asla bir dost olmaz. Sigara öldürücüdür. Sigara iradeyle bırakılabilir.
Sigaraya başlama yaşı Türkiye'de 9-10'a kadar inmiş durumdadır. Her gün 3 milyon çocuk bu tuzağın pençesine düşüyor. Çünkü sigarayı teşvik edenler çok fazla. Okul önlerinde, kafelerde, kahvehanelerde ücretsiz sigara dağıtıyorlar şimdi.
Ülkemizde 25 milyon insan sigara bağımlısı, 5 milyon insan alkol bağımlısıdır. Alkole uyuşturucuya başlama yaşı 13-14'tür. Zaten bilimsel raporlara göre alkol ve uyuşturucuya başlama sebebi sigaradır. Gençlerimiz önce sigaranın tuzağına, sigarayla beraber alkol ve uyuşturucu bataklığının içerisine düşüyorlar. Sigara, alkol ve uyuşturucuya başlamada bir köprü vazifesi görüyor.
Sigara:
- Ülkemizde çıkan orman yangınlarının %50'sinin sebebidir. Ankara İtfaiyesi'nin yapmış olduğu araştırmaya göre Ankara'da çıkan orman yangınlarının %70'inin birinci derece sebebi sigaradır,
- Akciğer kanserine yakalananların %94'ü sigara tiryakisidir,
- Gırtlak kanserine yakalanların %99'u sigara tiryakisidir,
- 45 yaşın altındaki erkeklerde görülen kalp hastalıklarından ölenlerin %80'i sigara tiryakisidir,
- Bacağında damar tıkanıklığı olanların %50'si sigara yüzünden,
- Tiryaki hanımların çocuklarının sakat doğma ihtimali %65'dir.
- İktidarsızlığın %64'üne sigara sebebiyet vermiştir.
- Ülkemizde her yıl 100 bin civarında, sigara sebebiyle meydana gelen ölümler vardır. Bu, her gün 6 otobüs dolusu yolcunun kaza sonucu ölümü demektir. Veya her gün üç yüz kişilik bir uçağın düşüp yolcularının hepsinin ölmesi demektir. İşte sigaranın bir günlük insan maliyeti!
- Türkiye'de sigara tüketimi bütçenin %12'si kadardır. Bu orana karşılık gelen rakam Sağlık Bakanlığı bütçesinin 10 katıdır.
Bütün bu anlatılanların ışığında, duyarlı olan insanlarımıza sesleniyoruz: Gelin, toplumumuzun kanayan bu yarasına beraberce merhem olalım!

INSALLAH.CENAB-I HAKKIN IZNI ILE...


Bu mesaj 1 kez ve en son cengiz. tarafından 07.01.2006 - 00:40 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 07.01.2006 - 00:38
cengiz. üyenin diğer mesajları cengiz.`in Profili cengiz. Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: guzel sozler
cengiz. su an offline cengiz.  
guzel sozler
126 Mesaj -

Mal sahibi mulk sahibi, hani bunun ilk sahibi?


Mal da yalan mulk de yalan,var biraz da sen oyalan.


(Yunus Emre)
Ekleme Tarihi: 17.10.2005 - 19:46
cengiz. üyenin diğer mesajları cengiz.`in Profili cengiz. Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: birtane yer gerek kardesler...
cengiz. su an offline cengiz.  
RE: !
126 Mesaj -
Alıntı
Orijinali fosaloglu

436 MB; inanılmaz büyük; Kur'anın büyüklüğüne yakışırsevinçli



ALLAH (cc) senden Raz-i olsun kardesim
Ekleme Tarihi: 12.10.2005 - 18:54
cengiz. üyenin diğer mesajları cengiz.`in Profili cengiz. Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Kur'ani Kerim - komple - MP3
cengiz. su an offline cengiz.  
KURAN-I KERIMI HARIKA OKUYAN BIR COCUK IZLEYIN
126 Mesaj -
TIKLA

http://www.ankebut.net/index.php?catID=7100&id=1733
Ekleme Tarihi: 12.10.2005 - 18:38
cengiz. üyenin diğer mesajları cengiz.`in Profili cengiz. Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: birkac Dua vesayre ariyorum .......
cengiz. su an offline cengiz.  
falci kardesime
126 Mesaj -
BIRDE BURAYA BAK DILERSEN KARDESIM
SELAM VE DUA ILe.....

http://www.hasenat.com/namazsure.htm


Bu mesaj 2 kez ve en son cengiz. tarafından 11.10.2005 - 19:28 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 11.10.2005 - 18:59
cengiz. üyenin diğer mesajları cengiz.`in Profili cengiz. Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon Peygamber Efendimizin 99 ismi
cengiz. su an offline cengiz.  
RE: PEYGAMBER EFENDIMIZIN 99 GUZEL ISMI
126 Mesaj -
Alıntı
Orijinali askimevla

Allah razi olsun hepside birbirinden kiymetli vede anlam yuklu isimler.Tipki kendisi gibi SALLALLAHU ALEYHI VE SELLEM.Ne mutlu bu isimleri evlatlarina veripte kiymetini bilene.


selam ve dua ile........
Ekleme Tarihi: 03.10.2005 - 21:53
cengiz. üyenin diğer mesajları cengiz.`in Profili cengiz. Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: kararsizim
cengiz. su an offline cengiz.  
yaban gulu kardesim
126 Mesaj -
Yabangulu kardesim Selamun Aleykum.
Ben den sana tavsiye o sahsi tanisanda tani masanda niyetini tam olarak anlayamazsin.Ahir zamanda yasiyoruz ki sizin belirttiginiz gibi eger gercekten bir hoca efendi ise ki ben zan etmiyorum cunku hoca olan biri gercek bir hoca hic bir zaman oyle bir tavsiyede bulunmaz Baba ve Anne evini terk et ben veya biz yardim edelim diye bilmiyorum bu sahsi ne kadar iyi taniyorsunuz ama yine de sizin bileceginiz bir sey ben yalnizca kendi fikrimi ve dusuncelerimi yaziyorum siz kendinize once su soruyu sorun bu sahis ve ya bir baskasi bana nicin yardim etmek istiyor Eger Yalnizca ALLAH (cc) Rizasi icin mi yoksa kendi menfati icinmi bunu tespit etmek de cok zor.bir de madem amaci size yardim etmek neden Bulundugunuz sehirde degilde kendisinin bulundugu yere sizi goturmeye veya buraya gel diyor ben sahsen hic hayirli bir tarafini gormuyorum bu isin Abla .
KISININ NAMAZ KILMASI VE ORUC TUTMASI SIZLERI YANILTMASIN diye Peygamber efendimiz(sav)in Hadis-i serifi vardir.


Bu mesaj 1 kez ve en son cengiz. tarafından 04.10.2005 - 20:22 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 03.10.2005 - 21:46
cengiz. üyenin diğer mesajları cengiz.`in Profili cengiz. Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: SIGARA UZERINE !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
cengiz. su an offline cengiz.  
RE:
126 Mesaj -
Alıntı
Orijinali _Resul_

Ayrıca önemli olan maddeniz özü ve niteliğidir, Peygamber (S.A.V) zamanında olması gerekmez, o halde 100 yıl evvel bulunan uyuşturucular da mı haram değil? Onlar hakkında da eski alimlerin fetvaları yok?!



2239 - Soru: Konuşma sırasında sigara hakkında tartışmalar oluyor. Bazı kimseler, "Sigaranın haram olduğuna dair kati bir ayet olmadığına göre haram değildir" diyorlar. Siz ne dersiniz?
Cevap: Bir meselenin hükmü Ayet-i Kerimede olmayınca dinde yok mânâsına gelmez ki, bu iddia doğru görülebilsin. Dini deliller; ayet, hadis, icma ve kıyastan ibarettir. Acaba bu eserler arasında sigara ile alâkalı bir hüküm olup olmadığı incelenmiş midir ki böyle söylenmektedir. Bu gibi iddialar, ilmi bir dayanağı olmayan mugalatadan ibarettir. Bir şahıs fakir olup, çoluk çocuğunun ekmek parasını sigaraya ipotek ediyorsa veya astım, verem gibi bir hastalığa müptelâ bulunuyorsa bu kimsenin sigara içmesi haramdır. Diğer hallerde kerahet-i tahrimiye ile mekruhtur.
2240 - Soru: Sigara ile ilgili Hadis-i Şerifin nerede bulunduğunu yazar mısınız?
Cevap: Bahsi geçen Hadis-i Şerif, el-Menhelü'l-Azbil Mevrud adlı eserin c. 8, s. 269'da şu mealdedir: "Resulullah, müskir ve müftir her şeyi yasaklamıştır."
Ekleme Tarihi: 01.10.2005 - 23:41
cengiz. üyenin diğer mesajları cengiz.`in Profili cengiz. Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: SIGARA UZERINE !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
cengiz. su an offline cengiz.  
Bu gün gelin kendinize bir iyilik yapın
126 Mesaj -
Bu gün gelin kendinize bir iyilik yapın ve hayata tekrar merhaba deyin. Ne şekilde? Sigarasız bir şekilde. Gelin bu gün bir tarih atın beyninize, bir tarih atın kalbinize ve deyin ki ben sigarayı bıraktım... Yardımcı mı arıyorsunuz kendinize bırakmak için? Bir neden bir vesile mi arıyorsunuz? İşte size bir yardımcı bir vesile:
Sigaranın sağlığa zararlı olduğunu hep duyarsınız, bilirsiniz. Hatta paketlerin üzerinde sağlığa zararlı olduğuna dair yasal bir uyarı vardır. Fakat bu uyarı son derece yanıltıcıdır. "Sigara sağlığa zararlıdır" sözü, sigarayı masum gösteren, basite indirgeyen bir tanımdır. Sigara sağlığa zararlı olmanın çok ötesinde insanları öldürmektedir. Sigara ile ilgili uyarılar şunlar olmalıdır: "Sigara öldürür", "Sigara kanser yapar".
Dünyada sigaraya karşı yapılan çalışmalar o noktaya gelmiştir ki Avrupa Topluluğu ülkeleri bir araya gelip, ortak bir karar almışlardır. Avrupa Topluluğu ülkelerinin tümünde, hem sigara üretiminin kısıtlanması konusunda hem de sigaranın o cazibeli paketlerden çıkartılıp itici görüntüye getirilmesi ve sigaranın üzerine kesinlikle bizim yazdığımız gibi hiç görülmeyecek bir köşesinde "Sigara sağlığa zararlıdır" yazısı değil "Sigara kesinlikle öldürür!!!" ibaresinin konulması noktasında karar vardır. Özellikle üretiminin düşürülmesi, gençlere satılmaması, her yerde satılmaması hususunda çalışmalar vardır.
Sigaranın toplum nezdinde genellikle nikotin içerdiği bilinir. Fakat aslında içinde 4 binden fazla katkı maddesi vardır. Cazibesini arttıracak, tüketimini hızlandıracak bir çok madde vardır. Bu maddeler ana başlıklar altında şu şekilde sıralayabiliriz:
1- Metanol: Füze yakıtı
2- Büton: Tüpgaz olarak kullanılır
3- Aseton: Boya sökücü
4- Arsenik: Fare zehiri
5- Naftalin: Güve kovucu
6- Amonyak: Temizlik maddesi
7- Akü metali
8- Hidrojen siyanür: Gaz odalarında vardır.
9- Nikotin: Bağımlılık ve uyuşturucu kısmı.

Sigara içenlerde genellikle şu düşünce vardır. "Ben sigara içiyorum ama istediğim zaman bırakırım." Fakat bir gün bırakılamaz, duruma gelinir. Biraz önce bahsedilen 4 binden fazla katkı maddesinden biri olan nikotin; esrar, kokain, eroin grubu kadar ağır bağımlılık yapan uyuşturucu bir maddedir. Hatta Dünya Sağlık Teşkilatı sigaranın yukarıda sayılan maddelerden daha zararlı ve öldürücü olduğu kanaatindedirler. Şu an dünyada yaşanan ölüm olaylarının çoğu sigara yüzündendir. Sigara; esrardan, eroinden, kanser ve aids gibi hastalıklardan, deprem ve sel gibi doğal afetlerden, hatta savaşlardan bile daha tehlikelidir.
2. Dünya savaşında 1945'te 50 milyon insan hayatını kaybetmiştir. 1945'ten günümüze kadar sigara yüzünden 80 milyon insan ölmüştür. Dünyada her yıl 4 milyon insan sigaradan ölüyor. Hiroşima'ya atılan atom bombasında 140 bin insan öldü. Ülkemizde her yıl 100 bin insanımız sigaradan dolayı ölüyor. Sigarayı bir bomba gibi düşünürsek ülkemize her yıl bir atom bombası atılıyor, bir şehrimiz yok oluyor, insanımız ölüyor.
Sigara insanlarda bir fiziksel bağımlılık, bir de psikolojik bağımlılık yapmaktadır. Fiziksel bağımlılık şöyle meydana gelir. Beynimiz bir çok hücrelerden oluşmuştur. Bunların ismi Nöron'dur. Birçok hormonlarımız, salgılarımız vardır. Bunlardan biri de endorfin denilen salgıdır. Bunun görevi, üzüldüğümüz, sevindiğimiz veya sıkıntılı olduğumuz zaman vücudumuzu dengeler. Yani vücudumuzun doğal morfinidir. Nikotin bio-kimyasal yapısı olarak endorfine çok benzer. Sigara içen kişilerde nikotin beyin hücrelerine yerleşir ve endorfinin üretmesi gerektiği üzüntü ve sevinç zamanlarından endorfin üretmek yerine; beyin, yanılarak nikotin talebinde bulunur. Kişi üzülür sigara içer, sevinir sigara içer, sigara içemediği zaman konsantrasyonu bozulur. Sinir, stres, asabiyet bu yüzden meydana gelir.
Fiziksel bağımlılık, kişinin iradesi dışında uyuşturucu maddeyi kullanmasıdır. Sigarayı kullanan herkes nikotinden dolayı madde bağımlısı oluyor ve iradesini kullanamayacak dereceye geliyor. Bunun sonucu iradelerini kullanamadıklarından sağlıklı düşünemiyorlar. Yani sigara; hava, su gibi bir ihtiyaca dönüşüyor.
Psikolojik bağımlılık da, kişinin o maddeye istek duymasıdır. Alamadığı zaman o maddeyi sinir, stres ve huzursuzluk olayları meydana gelir. Sigaranın bırakılabilmesi için hem fiziksel hem de psikolojik destek gereklidir. Özellikle yabancı marka sigaralarda bağımlılık yapan maddeler daha fazladır.
Sigarayı bırakmak için kişi öncelikle sigara içmeme yönünde bir karar almalıdır. Sigarayla insanlar arasında duygusal bir bağ oluşuyor. Sigara benim dostum diyenler var. Sigaradan asla bir dost olmaz. Sigara öldürücüdür. Sigara iradeyle bırakılabilir.
Sigaraya başlama yaşı Türkiye'de 9-10'a kadar inmiş durumdadır. Her gün 3 milyon çocuk bu tuzağın pençesine düşüyor. Çünkü sigarayı teşvik edenler çok fazla. Okul önlerinde, kafelerde, kahvehanelerde ücretsiz sigara dağıtıyorlar şimdi.
Ülkemizde 25 milyon insan sigara bağımlısı, 5 milyon insan alkol bağımlısıdır. Alkole uyuşturucuya başlama yaşı 13-14'tür. Zaten bilimsel raporlara göre alkol ve uyuşturucuya başlama sebebi sigaradır. Gençlerimiz önce sigaranın tuzağına, sigarayla beraber alkol ve uyuşturucu bataklığının içerisine düşüyorlar. Sigara, alkol ve uyuşturucuya başlamada bir köprü vazifesi görüyor.
Sigara:
- Ülkemizde çıkan orman yangınlarının %50'sinin sebebidir. Ankara İtfaiyesi'nin yapmış olduğu araştırmaya göre Ankara'da çıkan orman yangınlarının %70'inin birinci derece sebebi sigaradır,
- Akciğer kanserine yakalananların %94'ü sigara tiryakisidir,
- Gırtlak kanserine yakalanların %99'u sigara tiryakisidir,
- 45 yaşın altındaki erkeklerde görülen kalp hastalıklarından ölenlerin %80'i sigara tiryakisidir,
- Bacağında damar tıkanıklığı olanların %50'si sigara yüzünden,
- Tiryaki hanımların çocuklarının sakat doğma ihtimali %65'dir.
- İktidarsızlığın %64'üne sigara sebebiyet vermiştir.
- Ülkemizde her yıl 100 bin civarında, sigara sebebiyle meydana gelen ölümler vardır. Bu, her gün 6 otobüs dolusu yolcunun kaza sonucu ölümü demektir. Veya her gün üç yüz kişilik bir uçağın düşüp yolcularının hepsinin ölmesi demektir. İşte sigaranın bir günlük insan maliyeti!
- Türkiye'de sigara tüketimi bütçenin %12'si kadardır. Bu orana karşılık gelen rakam Sağlık Bakanlığı bütçesinin 10 katıdır.
Bütün bu anlatılanların ışığında, duyarlı olan insanlarımıza sesleniyoruz: Gelin, toplumumuzun kanayan bu yarasına beraberce merhem olalım!
Ekleme Tarihi: 01.10.2005 - 22:42
cengiz. üyenin diğer mesajları cengiz.`in Profili cengiz. Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: PEYGAMBER EFENDIMIZ (sav)"IN RAMAZAN HAYATI.
cengiz. su an offline cengiz.  
PEYGAMBER EFENDIMIZ (sav)"IN RAMAZAN HAYATI.
126 Mesaj -
Fahr-i Alem Efendimiz Ramazan ayını hasretle beklerdi. Üç aylara kavuşunca sevinir; receb ayında -her zamankinden çok- oruç tutardı. Şaban ayının ise tamamına yakınını oruçlu geçirir ve "Ramazan ayına hürmeten Şaban ayında oruç tutmak daha faziletlidir." buyururdu. Fakat Ramazan'ı karşılamak maksadıyla bir iki gün öncesinden oruç tutmayı doğru bulmazdı. Yolunu gözlediği sevgiliye, Ramazan'a kavuşunca, vuslatın verdiği haz ve neşeyle mübarek ayın feyzini coşkuyla anlatırdı. Şöyle buyururdu:
"Ramazan gelince, cennet kapıları ardına kadar açılır; cehennem kapıları kapanır; şeytanlar zararsız hale getirilir."
"Cennetin sekiz kapısı vardır. Bunlardan birinin adı Reyyan'dır. O kapıdan sadece oruçlular girecektir. Oruçluların sonuncusu da içeri girince reyyan kapısı kapanacak. Bu kapıdan girenlere bir içecek ikram edilecek; onu içen bir daha susuzluk çekmeyecek."
Sevgili Efendimiz bu cihana bedel müjdeleri, orucun ihlas ve samimiyetle tutulması için söylerdi. Cenab-ı Mevla'nın yüce katına sunulacak bu kıymetli ibadetin yüz ağartacak mükemmellikte olmasını isterdi.
SAHUR VAKTİ, SEHER VAKTİ
Sahur vaktine ayrı bir değer verirdi.
"Aman sahura kalkmayı ihmal etmeyin; zira sahur yemeği mübarek bir gıdadır." derdi. Nitekim Mescid-i Nebevî'nin sofasında yatıp kalkan fakir sahabîlerden ve İslam'a ilk giren bahtiyarlardan biri olan İrbaz b. Sariye'yi bir gece sahura çağırırken:
"Mübarek gıdaya buyur!" demişti.
Bir başka seferinde sahur yapmanın önemini şöyle anlatmıştı:
"Sahur yemeği bereketlidir. Yememezlik etmeyin. Bir yudum suyla bile olsa sahur yapın. Zira Allah Teala ve melekleri sahur yapanlara rahmet yağdırır."
Fahr-i Cihanın sahura neden bu kadar değer verdiği gayet açıktır. Zira sahur vakti, seher vaktidir. İlahî rahmet ve bereketin sağanak sağanak yağdığı zamandır. Allah'a gönül verenlerin ibadet, dua ve zikirleriyle gergef gergef işlediği mübarek bir zaman dilimidir.
Sevgili kardeşler! Hiç değilse mübarek Ramazan ayı boyunca bu kıymetli vakti biz de değerlendirelim. Gönül derinliklerinden kaynayıp gelen bir coşkuyla Cenab-ı Hakk'a niyaz edenler gibi boyun büküp arz-ı hal etmeye çalışalım; zira bu feyizli zamanda uyanık olmanın büyük bir manası vardır. Sahura kalkan mü'minler o mütevazi boyun büküşleriyle sanki şöyle derler:
Rabbim! Çok şükür ben de seni bilen, seni seven, sana gönül verenlerden biriyim. Sana olan bağlılığımı arzetmek için uykumu bölüp kalktım. Yarın senin rızan için oruç tutacağım. Ne olur benden hoşnut ol. Allahım!
İFTAR ZAMANI
Yüce Mevlamız, kulunun kendine bağlılığını ve saygısını görmekten memnun olur. İftar vakti bu bağlılığın ve saygının en iyi gösterildiği bir zamandır. Bu sebeple Resûl-i Kibriya efendimiz iftar vaktini titizlikle takip ederdi. İftar vakti girer girmez oruç bozmanın gerekli oluşuna, bir çocuk safiyetiyle oruç bozma telaşına girmenin Allah Teala'yı memnun edeceğine işaret buyurur ve bunu dînî hayatı canlı tutmanın bir belirtisi kabul ederdi. İftarı geç yapmanın bir nevi kayıtsızlık ve gevşeklik olduğuna işaret ederek şöyle buyururdu:
"Bir an önce iftar etmek için gayret gösterdikleri müddetçe, ümmetim hayır ve bereketten ayrılmamış olur."
Efendimizin sözünü ettiği bu hayır ve bereketin insanı ilahî muhabbete erdirecek kadar geniş kapsamlı olduğunu bir hadîs-i kudsî'den öğrenmekteyiz. Cenabı zü'1-celal buyuruyor ki:
"Kullarım içinde en çok sevdiklerim, bir an önce iftar etmek için gayret gösterenlerdir."
Demek oluyor ki, Yüce Allah'ın eşsiz sevgisine nail olmanın yolu Hz. Peygamber'e uymak ve onun yaptıklarını yapmaktır. Bunun böyle olduğunu zaten Kur'anı Kerîm açıkça söylemiyor mu?
"Ey Muhammed! De ki: Eğer siz Allah'ı gerçekten seviyorsanız, bana uyun ki, Allah da sizi sevsin." Rasûlullah efendimize tutunmadan, onu sevmeden ilahî muhabbete ermenin mümkün olmayacağını şair ne güzel söylemiş:
Muhabbetten Muhammed oldu hasıl
Muhammed'siz muhabbetten ne hasıl?
İftar sırasında yapılan duanın kabul edileceğini söyleyen Nebiy-yi Muhterem efendimiz, iftara başlamadan önce dua ederdi. Dualarından biri şöyleydi:
"Allahım! Senin rızan için oruç tuttum. Senin verdiğin rızıkla orucumu açıyorum." Sonrada varsa hurma ile, yoksa su ile orucunu açar ve böyle yapılmasını tavsiye buyururdu.
RABBİM BANA YEDİRİR
Kainatın Efendisi oruç tutmaktan öylesine derin bir haz duyardı ki, bu hazzı devam ettirmek ve açlığın verdiği manevî derinliği sürdürmek için bir kaç gün aralıksız oruç tuttuğu olurdu. Ramazan ayının gecesini, gündüzünü hep ibadetle geçirmek isterdi. Onun bu haline sahabîleri, savm-ı visal denen bu orucu tutmaya kalkınca, efendimiz onlara engel oldu.
- Kendin tutuyorsun da bize neden izin vermiyorsun? dediklerinde de:
- Ben sizin gibi değilim. Rabbim bana yedirir, içirir" buyururdu.
Sevgili Peygamber'ine Allah Teala'nın ne yedirip içirdiğini bilemiyoruz. Bu maddi bir gıdamıydı, yoksa Cenab-ı Barî'ye yakın olmanın verdiği manevî bir doyum hali miydi, anlayamıyoruz, ama şundan eminiz ki, sevgili Peygamberimiz, ümmetine duyduğu aşırı muhabbet sebebiyle, açlığa dayanamayıp zayıf düşerler, belki bir müddet sonra usanıp vazgeçerler, dolayısıyla diğer ibadetleri gerektiği şekilde yapamazlar düşüncesiyle, aralıksız iki gün oruç tutmaya izin vermemişti.
TERAVİH
Ramazan'la birlikte Resûl-i Kibriya'nın nafile namazlarında da bir artış görülürdü. Bunun en belirgin olanı şüphesiz teravih namazıydı.
O saadet devrinde bir Ramazan akşamıydı. Ramazan ayının çıkmasına da yedi gün kalmıştı. O güne kadar Nebiy-yi Huda efendimiz, yatsı namazını kıldırdıktan sonra evine çekilirdi. Fakat o gece ilk defa teravih namazı kıldırdı. Teravih, gecenin üçte biri geçene kadar devam etti. Ertesi gün ağızdan ağza Peygamber efendimizin teravih namazı kıldırdığı haberi yayıldı. Ama o akşam teravih namazı kıldırmadı. Bir sonraki gün yine bir teravih namazı kıldırdı. Namaz gece yarısına kadar devam etti. Bir sonraki gün yine kıldırmadı. Nihayet Ramazan'ın çıkmasına üç gün kala, bütün gece devam eden bir teravih daha kıldırdı. Fakat teravih namazının farz olabileceğini düşünerek bir daha da kıldırmadı. Herkesin evinde kılmasını tavsiye buyurdu. Teravih namazlarının camide cemaatle kılınması adeti Hz. Ömer devrinde başlamıştır.
KUR'AN TİLAVETİ
Bu ibadet, dua ve zikir ayında Efendimiz Kur'an-ı Kerîm'i daha çok okurdu. Zaten Cebrail (a.s) Ramazan ayı boyunca her gece Fahr-i Cihan efendimizin yanına gelir, karşılıklı olarak birbirlerine Kur'an okurlar ve böylece o güne kadar gelen ayetleri bir daha gözden geçirmek suretiyle kontrol ederlerdi. Her yıl bir defa yapılan bu karşılaştırma olayı, Habîb-i Ekrem'in son Ramazan'ında iki defa yapılmıştı.
Ramazan boyunca Kur'an-ı Kerim okumanın manevî dünyamıza bambaşka bir zenginlik getireceğine dikkatimizi çeken Gönüller Sultanı efendimiz buyururlar ki:
Ramazan'da tutulan oruç ile okunan Kur'an-ı Kerim insana şefaat ederler.
Oruç der ki: "- Rabbim! Ben bu kulunu bütün bir gün yemekten, maddî isteklerden alıkoydum. Bu kulun hakkında şefaatimi kabul eyle!" Okunan Kur'an-ı Kerim de:
- "Ben bu kulunu geceleyin uyumaktan alıkoydum. Onun hakkında benim şefaatimi de kabul eyle!"
Böylece her ikisi de o insana şefaat ederler.
Onun dillere destan cömertliği Ramazan'da coşup taşardı. Üç aylarda, "hiç durmadan esen bir rüzgardan daha cömert olurdu." Eline geçen imkanları derhal müslümanlara dağıtır, kendinden ne istenirse hemen verir, yanında yoksa başkalarından temin ederdi. Hangi sadakanın daha makbul olduğunu soranlara "Ramazan'da dağıtılan sadaka" cevabını verirdi.
VEDA GÜNLERİNE DOĞRU
Ramazan'da veda günleri yaklaşınca Fahr-i Alem efendimizin ibadetlerinde bir artış görülürdü. Zira "Bin aydan daha hayırlı" Kadir Gecesi'nin Ramazan'ın son on gününde, özellikle 25, 27 ve 29. gecelerde bulunması ihtimali, O'nu bu geceyi kaçırmamaya sevkederdi. Şöyle buyururdu:
"Her kim Kadir Gecesi'nde, bu gecenin büyüklüğünü kabul ederek ve sevabını Allah'tan bekleyerek namaz kılarsa, geçmiş günahları bağışlanır."
Ramazan'ın son on gününde Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) Mescid-i Nebevî'de i'tikafa çekilirdi. "Rabbim kapına geldim. Sen beni atfetmedikçe, buradan biryere gitmem." anlamına gelen bu namaz, dua, zikirden ibaret yoğun ibadet esnasında, evine sadece zaruri ihtiyaçları için giderdi. Hatta bu günlerde Mescid-i Nebevî'ye bitişik olan evinin kapısından içeri mübarek başını uzatır, o güzelim saçlarını Hz. Aişe annemiz tarardı.
Sevgili efendimizin Ramazan hayatı özet olarak böyleydi. Yüce Rabbimin bu feyizli zamanı, bu ele geçmez fırsatı değerlendirmeyi hepimize lutfetmesi niyazıyla...

Prof.Dr.M.Yaşar KANDEMİR
Ekleme Tarihi: 01.10.2005 - 22:35
cengiz. üyenin diğer mesajları cengiz.`in Profili cengiz. Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: TUMOR VE KANSER
cengiz. su an offline cengiz.  
TUMOR VE KANSER
126 Mesaj -
Kanser, bir tümör hastalığıdır; kalp ve dolaşım bozukluklarından sonra öldürücü nitelikteki hastalakların ikinci sırasında yer alır. Tümör hastalıklarının giderek yaygınlaşması, hastalığın ilk belirtilerini konusunda bilgilenmeyi gerektirir. Çünkü, ancak ilk belirtilerin zamanında farkedilebilmesiyle gerekli ve etkili tedbirler alınabilmektedir,
Tümörler selim ve habis olarak ikiye aynlır
Zararsız, yani selim tümörler yapı ve sıralanışlarına göre ana dokuya çok benzerler. Gelişimleri yavaştır ve belirli bir büyüklüğü ulaştıklarında gelişimleri durur. Boynuzsu tabakaya benzer bir kapsül, selim tümörleri çevreler. Çevredeki sağlam dokular yanlara doğru itilirler, ama bundan başka bir değişme görülmez. Eğer çevre dokuları genişleyecek yer bulamazsa (mesala kafatası içi) bu tümörler de öldürücü olabilirler. Yağ dokusu tümörleri (lipom), kas müköz zarından türeyip büyüyen oluşumlar (polip) ve damarlarda oluşan tümörler (anjiyom) selim tümörler sınıfına girerler.
Habis tümörleri gelişmemiş hücreler oluştururlar ve hızla çevredeki sağlam dokulara doğru yayılırlar. Habis tümörler şu vasıfları gösterirler:
- Durmadan gelişir. Komşu dokulara yayılır.
- Çevre dokuları yıkar.
- Yavru tümörler oluşturur. Lenf ve kan damarları yoluyla ikincil odaklar yaparlar. Buralarda da büyümelerini sürdürürler.
Habis tümörler yayılarak hayati önem taşıyan vücut fonksiyonlarının önlenmesine ve önemli organların yıkımına yol açarak ölüme sebep olurlar.
Epitel dokuda oluşan habis tümörler kanser adını alırlar.
Kanserin Teşekkül Sebepleri: Bu konuda söylenenlerin çoğunluğu yalnızca ihtimallerdir. Ancak bazı kanser cinslerinin, özellikle meslekle ilgili kanserlerin teşekkül sebeplerini tespit etmek mümkündür. Kati olan tek şey, kanserin oluşumunda birçok faktörün rol oynadığıdır.
KANSERİN UYARICI İŞARETLERİ
Amerikan Kanser Derneği'ne göre eğer bu yedi uyarıcı işaretlerden birine sahipseniz, hemen doktorunuza danışın.
* Büyük abdeste veya küçük abdeste çıkma alışkanlıklannda değişiklik.
* İyişlemeyen yaralar.
* Alışılmasın dışında kanama ve akıntılar.
* Göğüste veya vücudun Herhangi bir başka yerinde sertleşme veya kitle.
* Hazımsızlık veya yutma güçlüğü.
* Herhangi bir siğil veya bende belirgin bir değişme.
* Rahatsız edici öksürük veya ses kısıklığı.

Kansere sebep olabilecek çevre etkileri üç grupta toplanabilir
1. Kimyasal Faktörler: Katran, pas, zift, mineral yağlar, anilin ve türevleri, parafin, benzol ve bileşikleri sayılabilir. Büyük şehirlerde görülen çok miktardaki akciğer kanserlerinde, sigara dumanı ile alınan tütün zifti veya içinde ziftli maddeler bulunan havanın solunması sebep olarak gösterilmektedir. Hava kirliliğinin mesul etkenleri asfaltlar, kömür dumanları, egzoz gazlarıdır.
2. Fiziksel Faktörler: Görünmeyen ışınlar (röntgen ve radyum) sayılabilir.
3. Mikroorganizmalar: Virusların kanser yapabileceği iddiası ispatlanmamıştır.
Kanser Belirtileri: Kanamalar (tükrükte, balgamda, dışkıda, idrarda ve rahimde), organizma bozukluğu (yutma güçlüğü, kusma, ishal, idrar zoru ve deri üzerindeki benlerin gelişim göstermeleri), bazı organlardaki sert oluşumlardır. Bu belirtiler ortaya çıktığında hemen bir doktora başvurmalı ve gereken kontroller yapılmalıdır. Günümüzde kesin teşhis ve tedavi imkanları oldukça arttığından, erken tanınan birçok vak'a şifa bulabilmektedir.
İsanlarda en çok görülen kanser türleri; erkeklerde akciğer, mide ve barsak, kadınlarda meme ve rahim kanserleridir. Kanser her yaşta görülebilirse de en çok 40 yaşın üzerînde rastlanmaktadır.
Kanser Tedavisi: Habis tümörlerin ameliyatla çıkartılması ve ışınlama tedavisi bugün için uygulanan en geçerli metodlardır. Yemek borusu, mide, barsak, safra kesesi, böbrek bronşlar ve akciğer kanserlerinde ameliyat daha sık uygulanır. Buna karşılık deri, dudak, gırtlak, idrar yolları, penis, dişi üreme organlarında görülen kanserlerde ışınlama tedavisiyle müsbet neticeler sağlanmaktadır. Ancak, tümörün yayılması halinde kanserli organın mutlaka ameliyatla çıkarılması gerekir.
Kanserden korunma yolları: Kanserden korunabilmek için, şüpheli durumlarda hiç çekinmeden doktora muayene olmak ve sağlıklı bir hayat sürdürmek gereklidir. Kanser ne kadar erken teşhis edilirse, kurtulma şansı da o kadar artar.
* Meslek kanserlerini önlemek için iş sağlığına dikkat etmek şarttır.
* Suni maddelerin katıldığı konserve yiyecekler kullanılmalıdır.
* Sigara içenlerde genellikle dudak, dil, gırtlak, yemek borusu ve mide kanseri görülebilmektedir.
* Alkol ve çok sıcak yiyecek-içecekler de devamlı alındıkları takdirde, mide kanserlerinin sebebi olabilmektedir.
* Aşırı beslenmeden kaçınmalıdır. Çünkü şişmanların kansere yakalanma ihtimalleri daha fazladır.
* Yiyecekler, yararlı maddelerine zarar verilmemesi için fazla ısıltılmamalıdır.
* Pişmiş yemeklerden önce çiğ sebze veya meyve yenmelidir.
* Beyaz ekmek yerine kepeklisi tercih edilmelidir.
* Hayvanî yağlar yerine nebati yağlar yeğlenmelidir. Ayrıca yoğurt, ayran ve soya esaslı besin maddelerine önem vermelidir.
* Açık hava, güneş, su ve hareketlilik metobolizmayı olumlu yönden etkiler. Sıcak su banyoları hayat fonksiyonlarını arttırıcı bir araçtır.
* Ölçülü yapılacak egzersiz kan dolaşımım, solunumu düzenler ve metabolizmayı canlandırır.
* Hormon salgısının düzenlenmesi için sessizlik ve istirahat şarttır. Şehir yaşantısının sebep olduğu kronik yorgunluklar en önemli problemlerden biridir.
* Sağlıklı hayat için yeterli ve düzenli uyku, gezi ve gerginliklerin giderilmesi önemlidir.
* Müslüman ülkelerdeki kadınlarda rahim kanseri, diğer memleketlere göre daha az görülür. Bunun sebebi, müslüman erkeklerin sünnetli oluşudur. Yine çocuğunu emzirmeyen kadınlarda meme kanseri, emzirenlere oranla çok daha fazla görülmektedir.
* Güneş ışığına aşırı ve devamlı maruz kalma da cilt kanserinin başlıca sebebidir.

Doç.Dr.Sefa SAYGILI, "Aile Sağlığı Ansiklopedisi", Zaman Gazetesi, C.1-2


Bu mesaj 1 kez ve en son cengiz. tarafından 01.10.2005 - 22:04 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 01.10.2005 - 21:59
cengiz. üyenin diğer mesajları cengiz.`in Profili cengiz. Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: 4444 salat-i tefriciyye
cengiz. su an offline cengiz.  
HASTAYA OKUNACAK DUA
126 Mesaj -
Hasta ziyaretlerinde Resûl-i Ekrem Efendimiz'in okuduğu duaları hadis kitapları kaydetmiştir. Buna göre şu dualar Peygamberimiz'in hastalara okuduğu dualardır:


"Es'elü'llâhe'l-azîm. Rabbe'l-arşi'l-azîm en yeşfiyeke."

Aile fertlerinin birinin hastalanması halinde Efendimiz mübarek elini hastanın alnına koyar, şöyle duâ ettiği olurdu:

"Allahümme Rabbenâ. Ezhibi'l-be'se, işfi, ente'ş-şâfi. Lâ şifâen illâ şifâüke, şifâen lâ yuğâdiru sekamen."

"Allah'ım, sen bütün insanların Rabbisin. Bu hastanın ızdırabını gider. Şifa ver. Şifayı veren sensin. Senden başka şifa yaratan yoktur. Ancak senin şifan vardır. Bu kuluna da hastalıktan eser bırakmayacak şekilde şifalar ihsan eyle."

SALAT-I TEFRICIYE

İmamı Kurtubî Hazretleri şöyle buyurmuş: "Bir kimse, çok önemli bir işinin veya önemli bir dileğinin gerçekleşmesini, ya da üzerinde devam edip duran büyük bir belanın üzerinden çekilip gitmesi (kalkması) için "Salât-i Tefriciye"yi (4444) defa okuyup, bu mübarek Salâtü Selâm ile Yüce Peygamberimizi vesile edinse, hiç şüphe ve tereddüt yoktur ki, Yüce Allah, okulunun istek ve muradının olması için hayırlı bir sebeb yaratır ve ona muradını verir."




"Allâhumme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen tâmmen alâ Seyyidinâ Muhammedinillezî tenhallü bihil ukadü ve tenfericu bihil-kürebü ve tukdâ bihil-havâicu ve tünâlü bihir-reğâibü ve hüsnül-havâtimi ve yustaskal ğamâmu bivechihil Kerîm ve alâ âlihî ve sahbihi fî külli lemhatin ve nefesin bi adedi külli ma'lûmin lek."

"Allahım! Bizim Efendimiz Muhammed'e (sav) kusursuz bir salât ve rahmet, mükemmel bir selâm ve selâmet vermeni diliyoruz. O Peygamber ki, onun hürmetine düğümler çözülür, sıkıntılar ve belalar onun hürmetine açılıp dağılır, hacet ve ihtiyaçlar onun hürmetine yerine getirilir. Maksatlara O'nun hürmetine ulaşılır, güzel sonuçlar O'nun hürmetine elde edilir. O'nun şerefli yüzü hürmetine bulutlardaki yağmur istenilir, Allah'ım, onun ehl-i beytine, ashabına da her göz kırpacak kadar zamanda (her an, saniye) her nefes alacak zamanda sana malum olan varlıklar sayısınca salât et."

CENAB-I ALLAH SIFALAR VERSIN KARDESIM.
Ekleme Tarihi: 01.10.2005 - 21:33
cengiz. üyenin diğer mesajları cengiz.`in Profili cengiz. Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Sayfa (7): (1) 2 3 Devam >
İmzalar göster - Konuları göster

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 609 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
fatihyenturk (46), kurtalanli (46), esmabanu (48), _LaL_ (36), !MesuD! (43), refya (45), þemsinur (69), dervis-9 (49), birparcaozgurlu.. (38), nuresmin (46), ankebut-57 (37), yassokiz (40), hamiyet (49), HeDo (35), gncmostar (38), ahmett25 (43), __peri__ (35), utkucan (44), mtbc (50), vuslat21 (44), bekir bora (37), CUNDULLAH (42), Bursa1975 (49), *~Beyaz_Gul~* (50), kazimsagir (42), Allah_korusun (39), Seyfo1 (55), gönülverumeysa (38), AKCAYLI10 (52), eoguz (39), cananaa (44), hicret14 (32), kemreluk (54), yunuss (54), ethem82 (42), Muhammed Rasid (47), akifd (38), özsu (39), serdar024 (43), htly (54), seferad34 (41), osmanlý (63), prenses (55), karakiz86 (38), Kutuptaki_Karan.. (42), Ufuk.S (), Davidoksen (37), aybalam (61), burak_sevgili (30), ömer küçükali (52), seyirdefteri (47), birsenkopuz (50), erdemli (35), safsofi (59), omer_yildirim (43), dialoginternet2.. (46), ALLAH_IN_ASLANI (54), sensiz_olmuyor (38), hasret81 (43), ismailkurt (60), Selam86 (38), mesudturan (43), ENGIN00 (45), mukadder (47), levyavuz (41), cecen3603 (), hnf (36), rabia 74 (50), son-sozum (48), DünyadakiGaflet (36), cog21 (55), yavuz37 (47), tubanur (49), nicknack (46), mhyd (51), rujhat (43), davut05 (49), mercan68 (57), ERSIN SELVI (49), cengizozkulluk (), hicret61 (51), nurefsan_ (50), yilmazgovdeli (74), Mollaislam (38), ozan ataþ (36), hasim20 (40), sakird (58)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.54959 saniyede açıldı