ivermectin kamagra kaletra hydroxychloroquine generique kaletra detrol detrusitol dexantol dexone diamox diflucan dilantin dilatrend dilzem dinostral diocimex diovan hct diovan diprolene diuresal diurix dostinex doxy basan doxycline droxia dulcolax duodopa duphaston duricef duspatalin dynexan nouvelle formule ecopan efavirenz effexor xr effexor elantan elavil eldepryl elmetacin elocon elpradil eltroxine elyzol ena basan enasifar endoxan
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

418 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (21): (1) 2 3 Devam >
Ekleyen Mesaj
Konu: ~~YASLILIK VE OLUM~~
NiSaNuR su an offline NiSaNuR  
~~YASLILIK VE OLUM~~
15 Mesaj -
Hiç düşündünüz mü; 70 yaşında bir insanın geçmişe yönelik düşünceleri nelerdir? Bu insan her kim olursa olsun muhtemelen yaşadığı 70-80 senenin nasıl geçtiğini anlayamadığını düşünüyordur. Hatta kendisine sorsanız belki de; "göz açıp kapayıncaya kadar geçti, hiçbir şey anlayamadım" diyecektir. 20'li yaşlardayken, büyük ihtimalle yaşlanacağını pek aklına da getirmemiş olabilir. Ancak şu an, çok uzak gördüğü o dönemin içinde bulunmanın şaşkınlığını yaşıyordur. Ve eğer ahiret için hazırlığı yoksa bu anı uzak görmekle ne kadar yanıldığını da çok iyi anlamıştır.

Yaşamı boyunca yaptıklarını yazmasını veya anlatmasını isteseniz, en fazla kalın bir defteri doldurabilir veya en fazla beş, altı saat arka arkaya anlatabilir. "Koskoca 70 sene" dediği şeyin tamamı işte bu kadardır...

Bu düşünceler içinde yaşayan kişinin, aklında ise çok önemli bazı sorular vardır:

"Göz açıp kapayıncaya kadar geçip giden bu hayatın amacı nedir?"

"Ben bu 70 seneyi ne için yaşadım?"

"Peki bundan sonra ne olacak?"

Pişman Olmadan Önce Bir Hatırlatma

Yukarıdaki sorulara birbirinden farklı cevaplar verecek iki insan grubu vardır. Bunlardan bir tanesi Allah'a inanmayan, diğeri ise gönülden katıksız bir imanla Allah'a bağlanan kişilerdir.

Birincisi yukarıdaki sorularla ilgili olarak büyük olasılıkla şöyle düşünür: "Hayatım bugüne kadar boş bir amaç uğruna geçip gitti. 70 sene yaşadım, ama ne için yaşadığımı da açıkçası pek anlayamadım. Önce annem babam için yaşıyorum dedim, sonra eşim, sonra ise çocuklarım... Ama şu an ölüm yaklaştı. Öleceğim ve bu dünyadan yok olup gideceğim. Sonrası mı? Sonra ne olacağını bilmiyorum ama herhalde herşey bitecek!"

Bu insanın içine düştüğü boşluğun nedeni, tüm evrenin, canlıların ve insanların bir amacı olduğunu kavrayamamış olmasıdır. Bu amaç, tüm bu varlıkların yaratılmış olmasından kaynaklanır. Aklı olan insan, evrenin her noktasında büyük bir plan, düzen ve akıl olduğunu görür ve dolayısıyla bunların üstün akıl sahibi bir Yaratıcı tarafından var edildiklerini anlar. Bunlar yaratılmış olduklarına, rastgele ve bilinçsiz bir süreçle ortaya çıkmadıklarına göre, mutlaka bir amaçları vardır. Bu amacın ne olduğu ise, bize herşeyin Yaratıcısı olan Allah'ın insanlara yol gösterici olarak indirdiği Kuran'da şu şekilde bildirilir:

"İşte Rabbiniz olan Allah budur, öyleyse O'na kulluk edin. Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz?" (Yunus Suresi, 3)

Bu gerçekleri göz önünde bulunduran ve Allah'a iman eden kişi yukarıdaki sorulara doğru cevabı verecek ve şöyle diyecektir: "Beni herşeyin sahibi olan Allah yarattı ve bu dünyaya gönderdi. Dünyada bulunduğum sürece beni Yaratan'a kulluk etmekle emrolundum ve bunu en güzel şekilde yapıp yapmadığım denendi. Dünyanın zaten çok kısa olduğunu, göz açıp kapayıncaya kadar geçeceğini biliyordum. Bu yüzden de Allah'a kulluk ettim, bu dünya hayatının geçici süslerine aldanmadım. Sonrası mı? Hayatım boyunca iyi işler yaptığım ve Allah'ın rızasını kazanmaya çalıştığım için ebedi bir mutluluk yurdu olan cennete kavuşmayı umuyorum. Ve Rabbime kavuşacağım günü sabırsızlıkla bekliyorum."

İnsan Düşünmekten Neden Kaçar

Halk arasında dünya hayatının kısalığı ve geçiciliği hakkında bazı deyimler kullanılır; "ölümlü dünya", "üç günlük dünya", "hayat fani" gibi. Ama bu kalıp sözcükler aslında insanların samimi görüşlerini yansıtmaz. Bu tarz sözler, toplumun bir geleneği gibi, aralarında konuşulan bir sohbet, hatta espri konusudur. Nitekim böyle önemli bir konunun hemen arkasından genellikle dünya ile ilgili planlara başlarlar. Örneğin "ölümlü dünya", "dünyaya bir kere geldik" sözünün akabinde "tabii ki dünyayı tepe tepe yaşayacaksın" tarzında sığ mantıklar da öne sürebilirler.

Oysa ki hayatın kısa olması, ölümlü olmak ve dünyaya bir kere gelmek, her insan için en önemli gerçeklerdendir. Belli bir yaşa kadar insan bu önemli gerçeğin farkına varamamış olabilir ancak bunu fark ettiği anda tüm yaşamını gözden geçirmesi ve Allah'ın kendisinden istediği şeylere göre yeniden yaşantısını düzenlemesi gerekir. Çünkü hayat çok kısadır ama insan ruhu -Allah'ın dilemesiyle- sonsuza kadar yaşayacaktır. Sonsuzun yanında 3-5 günlük hayatın hiçbir kıymeti yoktur.

Ancak bu gerçeği kavrayamayan iman etmeyen kişiler, tüm ömürlerini Allah'ı unutarak boş amaçlar uğruna tüketirler. Oysa bu boş amaçlara bile kavuşmaları mümkün değildir. Doyumsuzluk içinde yaşarlar ve her zaman bulundukları durumun ya da sahip olduklarının bir adım ötesini isterler. O adıma geçince bir adım daha, ölene kadar tatmin olmayan isteklerle ömür sürerler. Arzuladıkları güzellik ve zenginliğe dünya şartlarında kavuşmaları mümkün değildir. Çünkü her zaman karşılarına sahip olduklarından daha iyisi çıkacaktır.

Örneğin, bir kişinin satın almayı şiddetle arzuladığı son model bir arabayı düşünün. Büyük çabanın karşılığında sonunda kavuştuğu bu arabanın, çok geçmeden yeni modelleri çıkacaktır ve onun için bunlar daha cazip hale gelecektir. Veya senelerce para biriktirip, emek harcayıp sahip olduğu bir evi düşünün. Bir gün mutlaka kendisininkinden daha güzel bir evle karşılaşacak ve kendi evine olan ilgisini kaybedecektir. Satın aldığı bu malların eskiyerek, bozularak kendisine vereceği sıkıntılar ise ayrı bir acıdır.

Daha güzelini ve iyisini arama... Sahip olunca eskisinin öneminin kalmaması... Bir aşama sonra, yeninin de eski durumuna düşmesi; işte insanların tarih boyunca içinde yaşadıkları kısırdöngü budur. Aklı olan insanın bu gerçek karşısında durup, neden dünyanın peşinde koşmanın kendisine bir sonuç getirmediğini anlaması ve "benim hayata bakış açımda köklü bir sorun var mı" diye düşünmesi gerekir. Fakat insanların çoğu bu akılcılıktan yoksun bir biçimde, belki de hiçbir zaman yakalayamayacakları hayallerin peşinden koşmaya devam ederler.

Dünya Hayatı Bir İmtihan Yeridir

Allah, dünya hayatını, insanlardan hangilerinin daha güzel davranışlarda bulunacağını, kimlerin sadakat gösterip, Kendisi'ne bağlı kalacağını denemek için yaratmıştır. Başka bir deyişle dünya, Allah'tan korkup sakınanlarla, iman etmeyenlerin ayırt edilmesi için hazırlanmış bir imtihan yeridir. Bu imtihan yerinde güzelliklerle çirkinlikler, iyiliklerle kötülükler, eksikliklerle mükemmellikler biraraya konmuş ve kusursuz bir imtihan sistemi kurulmuştur. İnsanlar, imanlarının ortaya çıkması için türlü şekillerde denenmektedirler. Ölüm vakti geldiğinde ise Allah'ı hakkıyla tanıyıp takdir edebilenler, inkarcılardan ayrılacak ve kurtuluşa ereceklerdir.

Bu imtihanın sırrını anlayabilmek için öncelikle evrene tamamen hakim olan Rabbimiz'i çok iyi tanımak gerekir. O, gökleri, yeri ve bu ikisi arasındaki herşeyi yoktan var eden, her varlığın Kendisine muhtaç olduğu, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan ve bütün eksikliklerden uzak olan Yüce Rabbimiz Allah'tır. Kuran'da şu şekilde bildirilmektedir:

[B]"Göklerde ve yerde her ne varsa O'nundur. Şüphesiz Allah, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan (Gani)dır, övülmeye layık olandır." (Hac Suresi, 64)


Dünya hayatının kısa olması, ölümlü olmak ve dünyaya bir kere gelmek, her insan için en önemli gerçeklerdendir. Belli bir yaşa kadar insan bu önemli gerçeğin farkına varamamış olabilir ancak bunu fark ettiği anda Allah'ın kendisinden istediği şekilde yaşantısını düzenlemesi gerekir. Çünkü dünyadaki hayat kısadır ama insan ruhu -Allah'ın dilemesiyle- sonsuza kadar yaşayacaktır. Sonsuzluk ile kıyaslandığında birkaç dakika hükmünde olan dünya hayatına bağlanmak, buradaki kısa süreli ve küçük zevkler için sonsuz hayatı gözden çıkarmak elbette akılcı bir davranış değildir.

Alinti.
Ekleme Tarihi: 09.10.2005 - 22:33
NiSaNuR üyenin diğer mesajları NiSaNuR`in Profili NiSaNuR Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: "Bir Ibret Tablosu"
NiSaNuR su an offline NiSaNuR  
"Bir Ibret Tablosu"
15 Mesaj -
Kücük Hafiz Kiz

Ilkokulu bitirip kursa gelmisti. Ailesi kendi istegiyle geldigini söylemisti. Kayit icin adini sordugumda, hic de cekinmeyen bir tavirla
"Fatma dedi, Ve ekledi:
"Eger hafizlik yaptirmazsaniz kaydolmak istemiyorum.
Böyle tehdit edercesine konusmasi onu yasindan daha olgun gösteriyordu.
Tebessümle:
"Korkmayin kücük hanim, siz isteyin, hafiz da yapariz, hoca da...

O kücük gözlerinin ici parildadi birden.
Annesi,
"Hoca hanim kusuruna bakma hele sen, ille de hafiz olacagim derde, baska
bir sey demez. Bizim köyün hocasindan duymus. Peygamberimiz (sav), hafiz olanlara
Cennette tac giydirelecekmis demis herhalde. Siz daha iyi bilirsniz ya, köylü kafasi,
biz de bu kadar duyduk anladik. Bu da cocuk iste.
"Tabi teyze ne demek, keske herkes sizin gibi duyduklarindan etkilense de teslim olsa. Siz hic merak etmeyin, kiziniz önce Allah'a sonra,bize emanet.

Kadincagiz elime yapisti öpecekken geri cektim, utandim. Tuttum, ben onun elini öptüm. Gözleri yasardi.
"Hoca hanim bu eller, gözler hep günahli, asil sizinkiler öpülmeye layik.
"Estagfirullah teyze dedim, ahirette belli olur.
Bu konusmadan sonra kaydini yaptigimda Fatma'nin Erzurumlu oldugunu
ögrendim. Bir an düsündüm,Kücük, nasil kalacak bu kadar buralarda.
Zaman ilerledikce Fatma'nin edepli tavirlari daha da cok etkiledi beni.
Azimliydi.
Geceleri uykusunun arasinda ayetleri sayiklar görüyordum cogu kez.
Böyle devam ederken, arada bir bana gelip soru soruyordu. Bir gün,
"Hocam, hafiz olmak icin Kur'ani-i bitirmek mi lazim? diye sordu.
Ben de,
"Tabii ki, hepsini ezberleyeceksin ki hafiz adini alacaksin.
Bu cevabima cok üzülmüs gibiydi. Bir sey demek istiyordu sanki.
Tesekkür etti ve döndü arkasina gitti. Derslerim arasinda onlara sürekli Kur'an ezberlemekle isin bitmeyecegini, mutlaka icindekileri uygulamak gerektigini
hatirlatiyordum.
Talebelerden biri,
"Hocam dedi,Fatman'nin annesi ona abdestli
olmayanin hafizlara dokunamayacagini söylemis, dogru mu? diye sordu.
Cok ilginc dogrusu.
"Masaallah dedim, Osmanli zamaninda atalarimiz Kur'an-a ve Hafiz'a kiymet verdiklernden öyle yaparmis dedim.
Cok hoslarina gitmisti bu is. Hepsi adeta kendilerini ulasilmasi zor, kasa icindeki altin
gibi görüyorlardi. "
"Görsünler dedim icimden, bu yasta buralara
gelmisler. Allah'in kelamini ezberliyorlar, onlara fazla görmem bunu.
Bu arada Fatma ara sira rahatsizlaniyor ve revirde yatiyordu. Zaman gectikce Fatma'nin morali ve sagligi daha da cok bozuluyordu. Bir gün dersini iki kez aksatinca sordum:
"Ne oldu yoksa, anneni mi özledin?
"Hayir dedi.
"Neden moralin bozuk? Cok fazlada hasta oluyorsun dedim.
Yanlis anlamayin, inanin ki annemi özleyip de gitmek istedigim yok. Burayi cok seviyorum. Allah'imdan cok korkuyorum. Buralari terk edersem bana ahirette hesabini sormaz mi?
Bir sey diyemedim. Suclu gibi hissettim kendimi. O kücük kalbde bu ne imandi Ya
Rabbi! Onu hayranlikla izliyordum.

Bir gün cok rahatsizlandi. Doktora götürmek zorunda kaldik. Bir cok tahlillerden sonra
arkadasim olan doktor hanim,
"Hoca hanim derhal bu talebeyi ailesinin
yanina gönder dedi.
Saskinlikla:
"Neden? diye sordum.
Bana,
"Belki üzülecek, hatta inanmayacaksin, fakat bu talebe kanser.
Adeta basimdan asagi kaynar sular dökülmüstü. Sanki her tarafimi sefkat sarmisti.
Hastahaneden ayrilirken Fatma'ya hic bir sey diyemedim.Oysa anlamis gibi bana sorular sorup dikkatimi dagitmaya calisiyordu.
Kulagima egilerek
"Hocam dedi," Azrail insanlarin canini alirken nasildir?
Aglamamak icin kendimi zor tuttum,
"Güzel bir sürettedir, mü'min kullara dedim.
Sevindi, sanki mirildandi:
"Belki hafiz olamam, ama Elhamdulillah mü'minim dedi.
Simdi anlamistim, bana önceden sormus oldugu soruyu. Demek ki hastaligini biliyordu Hafiz olmak icin Kur'an-i bitirmesi gerektigini söyledigimde, neden üzüldügünü simdi anlamistim.
Birkac gün sonra esyalarini hazirlamaya basladik. Cünkü dayanilmaz acilar icinde oldugunu görüyorduk. Evine gitmesi gerekiyordu.
Ailesi geldi.
Fatma yanima gelerek,
" Bana kizmadiniz degil mi? Eger söyleseydim belki kursa almazdiniz.
"Ne demek? Nasil kizarim sana? dedim.Hem sonra sakin üzülme hafizligimi bitiremedim diye. Bu yola girdin ya, Rabbim seni hafizlar zümresinden yazmistir insaallah.
Öyle sevindi ki, sarildi boynuma:
"Gercekten ben simdi hafiz sayilirmiyim?
Anne bak, duydun degil mi?
" Ya Rabbi bu ne askti. Rabbimin hikmeti tecelli etse de iyi olsaydi su Fatma, ne güzel bir kul olurdu.
Böylece Fatma'yi gözyaslari ile Erzurum'a ugurladik. Cok gecmedi. Bir
iki hafta sonra ailesi agirlasti haberini verdi. Bu bir iki hafta icinde ondan iki
mektup almistim. Bana
hep hafizlik tacini merak ettigini. Rüyalarina bile girdigini yaziyordu.
Bir gün sabah namazindan sonra telefon caldi. Fatma'nin annesiydi karsimdaki ses.
Aglamakli bir sesle,

" Hoca hanim Fatma'yi ugurladik. Rica etsem bir
hatim okurmusunuz? deyince ben de dayanamadim aglamaya basladim.
Annesi beni teselli edercesine telefonu kapatmadan,
" Size ölmeden önce sunu söylememi istedi dedi hickirarak:
"Annecigim hocama söyle, Azrail söylediginden de güzelmis.
" Ey Rabbim; senin kelamin icin yanip tutusan, yoluna yapisip kelamina simsiki sarilan
kulunu, sen son nefesinde yalniz birakir misin hic?ağlar

Selam ve dua ile...



Bu mesaj 1 kez ve en son NiSaNuR tarafından 08.10.2005 - 19:51 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 08.10.2005 - 19:38
NiSaNuR üyenin diğer mesajları NiSaNuR`in Profili NiSaNuR Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: yildiz
NiSaNuR su an offline NiSaNuR  
15 Mesaj -
Hayirli gunler kardesim.

Mesaj sayiniz cogaldikca yildizlarinizin sayisida yavas yavas fazlalasiyor.

Ekleme Tarihi: 23.06.2005 - 13:30
NiSaNuR üyenin diğer mesajları NiSaNuR`in Profili NiSaNuR Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon Soru
NiSaNuR su an offline NiSaNuR  
v.a.s
15 Mesaj -
Bilmukabele kardesim cumlemizin uzerine olsun.

Melissanur kardesimiz islerinin yogunlugundan dolayi belirsiz bir sure bizlerle beraber olamiyacak.Ama kendileri gayet iyi durumdalar.

Isleri yoluna girer girmez tekrar bizlerle beraber olmaya calisacak ins.

Selam ve dua ile...

Ekleme Tarihi: 23.06.2005 - 12:56
NiSaNuR üyenin diğer mesajları NiSaNuR`in Profili NiSaNuR Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon Kafam karıştı :-(((
NiSaNuR su an offline NiSaNuR  
Cozdum
15 Mesaj -
Nagihan kardesim aslinda biraz karisikti ama yinede cozdumsevinçli

Oncelikle:
1) polis ve hirsiz gidiyor.
2) polis hirsizi birakip tekrar geri donuyor.
3) polis erkek cocuklardan birini goturuyor.
4) polis tekrar hirsizi alip geri donuyor.
5) sonra baba ve cocuk karsiya geciyorlar.
6) baba tek basina geri donuyor.
7) tekrar anne ve baba karsiya geciyorlar.
8) anne tekrar geri donuyor.
9) polis ve hirsiz bu kez gidiyorlar.
10) baba geri donuyor.
11) tekrar anne ve baba karsiya geciyorlar.
12) anne yalniz geri donuyor.
13) ve kizinin birini alip karsiya geciyor.
14) polis ve hirsiz geri donuyorlar.
15) polis tek kalan kiz cocugunu karsiya geciriyor ve tek basina geri donuyor.
16) veeee en son olarak ta tekrar hirsizi alip karsiya geciyor ve boylelikle hikaye bitiyor.

Buyrun deneyebilirsiniz.sevinçli

Ekleme Tarihi: 18.06.2005 - 23:34
NiSaNuR üyenin diğer mesajları NiSaNuR`in Profili NiSaNuR Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Nebraskalı Davut
NiSaNuR su an offline NiSaNuR  
15 Mesaj -
Gercekten ilginc ve etkileyici bir hikayeydi.

Paylasim icin tskler.

Ekleme Tarihi: 01.06.2005 - 23:43
NiSaNuR üyenin diğer mesajları NiSaNuR`in Profili NiSaNuR Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: ***Sevki Yılmaz Hocamızın Annesi icin Hatim**
NiSaNuR su an offline NiSaNuR  
15 Mesaj -
7.cuz okunmustur.

Mevlam kabul etsin.

Ekleme Tarihi: 29.05.2005 - 14:51
NiSaNuR üyenin diğer mesajları NiSaNuR`in Profili NiSaNuR Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: ***Sevki Yılmaz Hocamızın Annesi icin Hatim**
NiSaNuR su an offline NiSaNuR  
15 Mesaj -
Mevlam merhumeye gani gani rahmet eylesin,kalanlara sabir ihsan etsin ins...

7.ci cuz bende ins.

Ekleme Tarihi: 19.05.2005 - 00:21
NiSaNuR üyenin diğer mesajları NiSaNuR`in Profili NiSaNuR Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: bu gece yasadigim bir olay...
NiSaNuR su an offline NiSaNuR  
15 Mesaj -
Oncelikle cok buyuk gecmis olsun fosaloglu kardesim.
Belki cok klasik bir deyim olmustur ama yinede Mevlam beterinden korusun.
Ama en onemlisi yarin ne olacagini bilmeden bu tur olaylardan ders cikarabilmek.

Selam ve duayla kalin.

Allah'a emanet olunuz.

Ekleme Tarihi: 31.03.2005 - 21:06
NiSaNuR üyenin diğer mesajları NiSaNuR`in Profili NiSaNuR Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: "Ekmek veren eli kiran baba"
NiSaNuR su an offline NiSaNuR  
"Ekmek veren eli kiran baba"
15 Mesaj -
Bagdat'i kitlik kirip geçiriyordu. Herkesten önce de hamallar açlik çekiyordu. Içinde ekmek pistigi, sokaga kadar yayilan kokudan belli olan bir evin kapisindan seslendi hamalin biri:

- Allah rizasi için birazcik ekmek. Günlerdir lokma girmedi agzimdan.

Tandirin basindaki kadin taze ekmekleri kizina uzatti.

"Ver su adama" dedi.

Kizcagiz ekmekleri güzelce katlayip verdi aç hamala.

Hamalin sevincine sinir yoktu. Evine dogru hizlandi. Kim bilir kaç günlük açligini giderecekti? Tam bu sirada karsidan gelen birinin sert ikazi durdurdu onu:

- Çabuk söyle, bu ekmegi hangi evden aldin?

Geriye bakip eliyle isaret etti:

- Iste su evden.

Adam kizgin sekilde salladi basini:

- Yanilmamisim, böyle zamanda baska kimin evinden alinabilir ekmek? diyerek eve dogru ilerledi. Kapiyi açar açmaz da sordu:

- Kim verdi ekmegi hamala?
Hanim korkudan kizini gösterdi. Güya kizina acir, bir sey yapmaz diye düsünmüstü. Halbuki adamin sükürsüzlük ve cimrilik içine islemisti. Elindeki sopayi hizla havaya kaldirdi, kizinin ekmek veren eline öyle bir indirdi ki bilek zedelenip burkuldu, el çarpik kaldi. Söyleniyordu kendi kendine:

- Ben herkese ekmek versem bu evde ekmek kalir mi? diye.

Halbuki nimet sükür isterdi. Sükürsüzlük nimetin gitmesine sebepti. Nitekim bu sükürsüzlügün akibeti de öyle olacakti. Olmaya basladi bile. Kisa zamanda isleri bozuldu, çarsinin en islek yerindeki dükkanini satmasi da onun bozulan islerini. Bir ara o hale geldi ki, evine ekmek alamaz duruma bile düstü. Nitekim bir aksam eve gelmis, kizcagizina da aci sözü söylemisti;

- Artik benden ümidinizi kesin. Çünkü bu aksam ekmek alacak kadar da olsa elime para geçmedi. Çarsiya in, ekmek parasi iste.

Kizcagiz çarsiya inmis, utana sikila sattiklari dükkanin karsisina geçerek bir tanidik görürüm diye beklemeye baslamisti. Kendisini gören dükkandaki adam hemen yanina gelerek:

- Sen masum birine benziyorsun, ne bekliyorsun burada? diye sormustu. O da anlatmisti gerçek durumu:

- Ekmek alacak paramiz kalmadi, bir tanidiktan ekmek parasi istemek üzere bekliyorum burada. Hemen elini cebine atti adam. Hatiri sayilir bir miktar parayi uzatarak "Al" dedi. "Bununla istedigin kadar ekmek alabilirsin. Ben de nimetin sükrünü eda etmis olurum böylece.
" Kizcagiz elinin birini arkasina saklamis, ötekiyle parayi alirken adamin dikkatin çekti bu saklayis;

- Elinde bir yara bere varsa tedavi ettireyim, niçin sakliyorsun? Allah bana nimet verdi, sükrünü eda etmek için iyilik yapmam gerek, dedi.

Kizcagiz önce açiklamak istememisse de adamin israri üzerine anlatti elinin durumunu:

- Ben bir yoksula ekmek vermistim. Babam yolda rastlayip sormus, o da evi gösterip 'Iste oradan aldim' demis, bizi haber vermis. Babam eve gelince elindeki sopayla ekmek veren elime öylesine bir darbe indirdi ki, elim böylece çarpik kaldi. Göstermekten utanir oldum. Bu yüzden de evde kaldim.

Bu açiklamayi dinleyen adam bagirmaya baslar:

- Komsular! Çabuk buraya gelin, ben hayalimdeki altin kalpli kizi buldum, hayat arkadasim iste karsimda, siz de sahit olun... diyerek baslar anlatmaya:

- Ekmegi isteyen fakir bendim. Ben o gün bir hamaldim. Demek ki elinin çarpik kalmasina ben sebep olmusum. Hem sebep olayim hem de seni bu halinle bas basa birakayim. Buna Allah razi olmaz. Seni görünce içimden bir sevgi selinin koptugunu anladim, bana ekmek veren kiza ne kadar da benziyor diye düsünmüstüm. Yanilmamisim. Baban sükürsüzlük ettiginden Allah onun dükkanini elinden alip bana nasip eyledi. Simdi ise imtihan sirasi bana geldi, ben de ayni sükürsüzlüge düsmek istemem. Haydi gel, nikahimizi yaptirip birlikte babani sikintidan kurtaralim.

Yola koyulurlar, ekmek veren eli sakatlayan sükürsüz babaya dogru...

"Sükrederseniz çogaltirim, etmezseniz elinizden alir sükredene veririm. Sükürsüze de azabim siddetli olur..."
(Kur'an-i Kerim, 14/7)

Ekleme Tarihi: 23.03.2005 - 01:59
NiSaNuR üyenin diğer mesajları NiSaNuR`in Profili NiSaNuR Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Selat-u Selam
NiSaNuR su an offline NiSaNuR  
Selat-u Selam
15 Mesaj -
Enes Bin Malik'den rivayet edildigine göre Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:

gülgülgül "Benîm üzerime bir kere selât-ü selâm getirenin nefsinden ulu, Allah (C.C) beyaz bir bulut yaratir. Allah (C.C) buluta rahmet denizinden su yüklenmesini emreder, o da yüklenir. Sonra Allah (C.C) buluta yagmasini emreder, o da yagar. Yere düsen her damladan Allah (C.C) altin, daglara düsen her damladan gümüs yaratir. Kafirin üzerine düsen her damladan da Allah (C.C) onlara iman nasip eder."gülgülgül

Ekleme Tarihi: 23.03.2005 - 01:19
NiSaNuR üyenin diğer mesajları NiSaNuR`in Profili NiSaNuR Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Selamun Aleykum
NiSaNuR su an offline NiSaNuR  
15 Mesaj -
Hosgeldiniz Kubra kardesim.
Ekleme Tarihi: 19.03.2005 - 17:32
NiSaNuR üyenin diğer mesajları NiSaNuR`in Profili NiSaNuR Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: BENDE SUSALIYIM
NiSaNuR su an offline NiSaNuR  
15 Mesaj -
Vealeykum Selam.

Sizde aramiza hosgeldiniz.

Ekleme Tarihi: 19.03.2005 - 16:38
NiSaNuR üyenin diğer mesajları NiSaNuR`in Profili NiSaNuR Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Üc sey vardir..
NiSaNuR su an offline NiSaNuR  
15 Mesaj -
Allah razi olsun.

Mevlam uygulayan kullarindan eylesin bizleri...

Ekleme Tarihi: 17.03.2005 - 19:46
NiSaNuR üyenin diğer mesajları NiSaNuR`in Profili NiSaNuR Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: ***DUA***
NiSaNuR su an offline NiSaNuR  
15 Mesaj -
Yoksa siz, kendinizden önce gelip geçenlerin hali (ugradiklari sikintilar) basiniza gelmeden cennete girivereceginizi mi sandiniz? Onlara öyle yoksulluklar, öyle sikintilar dokundu ve öyle sarsildilar ki, hatta peygamber ve beraberinde iman edenler: "Allah'in yardimi ne zaman?" derlerdi. Bak iste! Gerçekten Allah'in yardimi yakindir.:(
(BAKARA 214)

Sen Hakka tevekkül kil
Tefviz et ve rahat bul
Sabreyle ve râzi ol
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Alah razi olsun ablam.
gül
Ekleme Tarihi: 17.03.2005 - 00:51
NiSaNuR üyenin diğer mesajları NiSaNuR`in Profili NiSaNuR Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: ZORDUR DOSTLUK
NiSaNuR su an offline NiSaNuR  
Themenicon   
15 Mesaj -
Gercek ve kalici dostluklara selam olsun

Allah razi olsun.

Ekleme Tarihi: 16.03.2005 - 20:13
NiSaNuR üyenin diğer mesajları NiSaNuR`in Profili NiSaNuR Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: ???
NiSaNuR su an offline NiSaNuR  
15 Mesaj -
Yanlisiniz var kardesim.

Tum gorevli kardeslerimiz ellerinden geldigince hic bir soruyu cevapsiz birakmamaya calisiyorlar.

Ekleme Tarihi: 16.03.2005 - 19:43
NiSaNuR üyenin diğer mesajları NiSaNuR`in Profili NiSaNuR Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: ASLAN MASHADOV KIMDIR?
NiSaNuR su an offline NiSaNuR  
ASLAN MASHADOV KIMDIR?
15 Mesaj -
ASLAN MASHADOV KIMDIR?

Çeçen lider Aslan Mashadov 21 Ekim 1951 tarihinde Kazakistan'ın Karadantinski Eyaletine bağlı Osakarovski Rayona bağlı Şakay Köyünde doğdu.


Ailesi 1944 yılında Stalin tarafından sürgün edilmişti. Kazakistandan evine 1957 yılında 6 yaşında bir çocuk iken döndü.

1972'de Tiflis Askeri Topçu Akademisi'nden, 1981'de de Kalinin Topçu Akademisinden mezun oldu. Sovyet ordusunda topçu subayı olarak göreve başladı.

Rusya'nın Uzakdoğu bölgeleri ile Macaristan ve Baltık ülkelerinde görev yaptı.

1992 de Albay rütbesinde iken istifa ederek Rus ordusundan ayrıldı.

1992 den itibaren Çeçenistan'ın ilk devlet Başkanı Cahar Dudayev'in sağ kolu olarak görev yaptı ve Çeçenistan Ordusu'nu kurdu.

Önce Genel Kurmay Başkan Yardımcılığı, 1994-1996 yılları arasında da Genelkurmay Başkanı olarak görev yaptı.

1995 yılında Çeçen Ordusu'nda General rütbesine yükseltildi.

31 Ağustos 1996 tarihinde Rus tarafını temsil eden Aleksandr Lebed ile ünlü Hasavyurt anlaşmasını imzalayan heyetin başında yer aldı.

27 Ocak 1997 de yapılan seçimlerde oyların yüzde 59.1 ini alarak Dudayev'den sonra Çeçenistan'ın ikinci devlet başkanı oldu.

12 Mayıs 1997 de Boris Yeltsin'le Gümrük Anlaşması ve diğer bazı uluslararası anlaşmalara imza attı.

1999 da Şamil Basayev Dağıstan'a girince, Moskova, Mashadov ile teması kesti. Mashadov'un devlet başkanı olarak normal görev süresi 2001 de bitti. Ancak, ikinci savaş nedeniyle seçim yapılamadığı için devlet başkanlığı görevini hala sürdürüyordu.

Mashadov, Rus yöneticilere sık sık yaptığı barış masasına oturma çağrılarıyla tanınan ılımlı bir liderdi. En son 14 Ocak'ta tek taraflı olarak 5 hafta süren bir ateşkes ilan etmiş. dört gün önce yaptığı ve dünya basınında da yer bulan açıklamasıyla da Putin'den savaşı sona erdireceğine inandığı 30 dakikalık bir görüşme süresi istemişti. (kafkas)
8 Mart 2005 günü Rus özel birliklerinin düzenlediği özel bir operasyonda şehid edildi.



Bu mesaj 1 kez ve en son NiSaNuR tarafından 10.03.2005 - 01:29 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 10.03.2005 - 01:25
NiSaNuR üyenin diğer mesajları NiSaNuR`in Profili NiSaNuR Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: kızım oldu
NiSaNuR su an offline NiSaNuR  
15 Mesaj -
Oncelikle mutlulugunuzu paylasiyoruz.

Mevlam kucuk yavrumuza saglik,sihhat versin,salihalardan eylesin...

Ekleme Tarihi: 09.03.2005 - 14:00
NiSaNuR üyenin diğer mesajları NiSaNuR`in Profili NiSaNuR Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: SELAMLAR
NiSaNuR su an offline NiSaNuR  
Vealeykum Selam
15 Mesaj -
Aramiza hosgeldin Karakus78 kardes.

Selam ve duayla kalin...

Ekleme Tarihi: 19.11.2004 - 23:43
NiSaNuR üyenin diğer mesajları NiSaNuR`in Profili NiSaNuR Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Sayfa (21): (1) 2 3 Devam >
İmzalar göster - Konuları göster

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 532 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
osmanli1 (49), TRABZONLU_TS (43), murat__ (41), remzay56 (61), Mikayil Demir (44), sadoðlu (68), yigilcali (48), müzisyennnn (46), hakankara (55), mikail06 (53), seyfullah (36), erguen (53), @hmed (49), emre-70 (34), AY-NUR (41), yagmurumm (33), ihvankudret (35), KeTeNci (38), zahid1 (49), hamdim (37), intifada (53), samsun1983 (41), veysel.hoca (48), mikail34 (54), zincefr (60), batmazhalil (36), MaziDENbiri (52), sero (58), Natuvan (40), tuana~islam (38), xturkkizx (37), seros633 (47), m_zahid (43), karanfil58 (39), halimyusufoglu (49), minam (44), HATÝCE81 (43), s.emine (43), naci edin (78), Yaseminerdem (36), fatih1981 (43), bekir tek (38), seyyidtalha (52)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.52320 saniyede açıldı