kaletra kaletra kaletra generique colchicine generique plaquenil detrol detrusitol dexantol dexone diamox diflucan dilantin dilatrend dilzem dinostral diocimex diovan hct diovan diprolene diuresal diurix dostinex doxy basan doxycline droxia dulcolax duodopa duphaston duricef duspatalin dynexan nouvelle formule ecopan efavirenz effexor xr effexor elantan elavil eldepryl elmetacin elocon elpradil eltroxine elyzol ena basan enasifar endoxan
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

110 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (6): (1) 2 3 Devam >
Ekleyen Mesaj
Konu: hotmail???
SHaDeeD su an offline SHaDeeD  
374 Mesaj -
bende msn beta kullanıyorum ama sorunla karşılaşmadım hiç..

bu ara hotmail sayfasında genel sorun vardı ondan olabilir..
Ekleme Tarihi: 20.02.2005 - 14:55
SHaDeeD üyenin diğer mesajları SHaDeeD`in Profili SHaDeeD Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon RAVDA NETT`EKI BÜTÜN GÖNÜL DOSTLARINA
SHaDeeD su an offline SHaDeeD  
374 Mesaj -
amin..amin...

Allah sevdiği kullarından olmayı nasip etsin cümlemize inş..
Ekleme Tarihi: 19.02.2005 - 10:42
SHaDeeD üyenin diğer mesajları SHaDeeD`in Profili SHaDeeD Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: MEHMED ZÂHİD KOTKU
SHaDeeD su an offline SHaDeeD  
374 Mesaj -
http://www.iskenderpasa.com dan hayatı ile ilgili bilgi ve sohbetlerine ulaşabilirsiniz..
Ekleme Tarihi: 19.02.2005 - 10:24
SHaDeeD üyenin diğer mesajları SHaDeeD`in Profili SHaDeeD Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: MEHMED ZÂHİD KOTKU
SHaDeeD su an offline SHaDeeD  
374 Mesaj -
Allah razı olsun sizlerden...

Rabbim bize sevdiği kullarıyla beraber olmayı nasip etsin inş.
Ekleme Tarihi: 18.02.2005 - 17:34
SHaDeeD üyenin diğer mesajları SHaDeeD`in Profili SHaDeeD Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon YENI YILINIZI TEBRIK EDERIM......
SHaDeeD su an offline SHaDeeD  
374 Mesaj -
bütün hayr dileklerinize katılıyorum..Rabbim hayrlar versin inş..


Muharrem ayının birinci gecesi, müslümanların yılbaşı gecesidir. Muharrem ayı, islâm kamerî senesinin birinci ayıdır. Muharrem ayının birinci günü müslümanların kamerî senesinin, birinci günüdür. Kâfirler, kendi yılbaşıları olan ocak ayının birinci gecesinde, noel baba yapıyorlar. Güyâ hıristiyan dîninin emr etdiği küfrleri işliyorlar. Bu gecede tapınıyorlar. Müslümanlar da, kendi sene başı gecelerinde ve günlerinde müsâfeha ederek, mektûblaşarak tebrîkleşir. Birbirlerini ziyâret eder, hediyye verirler. Senebaşını mecmû’a ve gazetelerle kutlarlar. Yeni senenin, birbirlerine ve bütün müslimânlara hayrlı ve bereketli olması için düâ ederler. Büyükleri, akrabâyı, âlimleri evinde ziyâret edip düâlarını alırlar. O gün, bayram gibi temiz giyinirler. Fakîrlere sadaka verirler.

Mübârek geceler, islâm dîninin kıymet verdiği gecelerdir. Allahü teâlâ, kullarına çok acıdığı için, bazı gecelere kıymet vermiş, bu gecelerdeki, duâ ve tevbeleri kabûl edeceğini bildirmiştir. Kullarının çok ibâdet yapması, duâ ve tevbe etmeleri için bu geceleri sebep kılmıştır. Bu geceleri ihyâ etmeli, ya’nî kazâ nemâzları kılmalı, Kur’ân-ı kerîm okumalı, düâ, tevbe etmeli, sadaka vermeli, müslimânları sevindirmeli, bunların sevâblarını ölülere de göndermelidir. Bu gecelere saygı göstermelidir. Saygı göstermek, günâh işlememekle olur.

Kur'an-ı kerimde bildirilen ve dinde kullanılan arabî ayların bir yılı, bir güneş yılından on gün kısadır. Hicri kameri aylar, hicri şemsi ve miladi aylara göre, on gün önce gelmektedir. Bunun için müslümanların mübarek günleri veya geceleri, şemsi yıllara göre, her yıl on gün önce olur. Çünkü, mübarek günler, güneş aylarına göre değil, kameri aylara göre yapılır. Dinimiz böyle emretmektedir.

İslâmiyette, güneş yılının ayları içinde sayılı bir mübarek gün yoktur. Doğum günü ve mübarek geceler, hicri yıl ile kutlanır. Bütün ibâdetlerde ve dini faaliyetlerde kameri aylar esas alınır. Hac, oruç, kurban ve bayram günleri kameri aylara göre tespit edilir. Haccı Allahın bildirdiği Zilhicce ayında yapmayıp da, miladi bir ayda, mesela Ocakta yapmak, orucu, Ramazanda değil de, Şubatta tutmak, dini değiştirmek olur. Bütün mübarek geceler de kameri aylara göre tespit edilir. Bu geceleri başka günlere almak dini değiştirmek olur.

Allahü teâlâ, kullarına çok acıdığı için, bu gecelere kıymet vermiş, bu gecelerdeki, duâ ve tövbeleri kabul edeceğini bildirmiştir. Allahü teâlâ, (Bu gecelerde yapılan duâ ve tövbeleri kabul ederim) buyuruyor.
Ekleme Tarihi: 09.02.2005 - 21:38
SHaDeeD üyenin diğer mesajları SHaDeeD`in Profili SHaDeeD Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: gülmece
SHaDeeD su an offline SHaDeeD  
374 Mesaj -
Allah razı olsun..sevinçli kahkaha kahkaha
Ekleme Tarihi: 07.02.2005 - 17:41
SHaDeeD üyenin diğer mesajları SHaDeeD`in Profili SHaDeeD Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon telefon numaranız
SHaDeeD su an offline SHaDeeD  
Themenicon    telefon numaranız
374 Mesaj -
Aşağıdaki hesapları sırası ile yapınız!!

- Ev telefonunun ilk 3 rakamını yaz (alan kodu kullanma!)
- 3 rakamı 80 ile çarp,
- 1 ekle,
- 250 ile çarp
- Ev telefonunun son 4 rakamını ekle,
- Ayni 4 rakami bir daha ekle,
- 250 çıkar,
- 2 ye böl...
Ekleme Tarihi: 07.02.2005 - 09:45
SHaDeeD üyenin diğer mesajları SHaDeeD`in Profili SHaDeeD Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Kacinci Deneme?
SHaDeeD su an offline SHaDeeD  
374 Mesaj -
olmuşsevinçli Allah razı olsunsevinçliaşık
Ekleme Tarihi: 04.02.2005 - 11:29
SHaDeeD üyenin diğer mesajları SHaDeeD`in Profili SHaDeeD Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Kacinci Deneme?
SHaDeeD su an offline SHaDeeD  
374 Mesaj -
oldu mu
düsün
Ekleme Tarihi: 04.02.2005 - 11:28
SHaDeeD üyenin diğer mesajları SHaDeeD`in Profili SHaDeeD Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Kacinci Deneme?
SHaDeeD su an offline SHaDeeD  
374 Mesaj -
evet osevinçli o nasıl yapılıyor?
Ekleme Tarihi: 04.02.2005 - 11:15
SHaDeeD üyenin diğer mesajları SHaDeeD`in Profili SHaDeeD Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Kacinci Deneme?
SHaDeeD su an offline SHaDeeD  
374 Mesaj -
bende bişey sorabilir miyim?foruma cvp yada konu yazarken http://www.ravda.net yazmak yerine TIKLAYIN yazıp ona basınca rvdanın açılması nasıl yapılıyordüsün

anlatabildim mi bilmiyorumdüsün telaşlı
Ekleme Tarihi: 04.02.2005 - 09:53
SHaDeeD üyenin diğer mesajları SHaDeeD`in Profili SHaDeeD Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Mahmut Es'ad COŞAN (Rh.A) : Hayatı
SHaDeeD su an offline SHaDeeD  
374 Mesaj -

Allah yoluna adadığı hayatını cami yolunda noktalayan adam Esad Coşan Hocaefendi



Bundan dört sene önce 4 Şubat 2001'de ajanslara düşen bir haber, dünyanın birçok ülkesinde özellikle Türkiye'de çok sayıdaki insanı derinden sarstı.

Gelen haberde Avustralya'da meydana gelen bir kazada Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan Hoca ve damadının vefat ettiği belirtiliyordu. Kimse bu haberi kabul etmek istemedi. Bir yanlışlık olmasını temenni etti. Ama kısa zaman sonra gerçek, hocaefendinin yakınları tarafından 'Prof. Dr. M. Esad Coşan Hocaefendi geçirdiği elim bir trafik kazasında alem-i bekaya irtihal etmiştir. Milletimizin başı sağolsun.' şeklinde duyuruldu. Allah yoluna adanan bir ömür, yine Allah yolunda son bulmuştu. Çünkü hocaefendi ve damadı Prof. Dr. Ali Yücel Uyarel, Dubbo şehrine bir caminin temel atma merasimine gidiyordu.

Türkiye için önemli bir şahsiyetin çok uzakta ve gurbette vefat etmesi herkesi derinden etkilemişti. Cenazesi Süleymaniye Camii haziresine, kayınpederi ve şeyhi olan M. Zahid Kotku'nun yanına defnedilmek istendi. Bunun için Bakanlar Kurulu’nun kararı imzalamasıyla medyada büyük bir tartışma başlatıldı ve Süleymaniye'ye defnedilmesi engellendi. Eyüp Sultan Mezarlığı'na defnedilmesine karar verilen Esat Coşan Hocaefendi kayınpederi ve şeyhi olan M. Zahid Kotku'ya komşu olamasa da Eyüp Sultan Hazretleri'ne komşu olma şerefine nail oldu. O gün Fatih Camii, İstanbul tarihinde benzeri görülmeyen muazzam bir cemaati ağırladı. Avluda toplanan binlerce insan vakar ve tevekkül içisinde onu ebedi istirahat gahına uğurladı.

Kotku Hazretleri’nin feyziyle yetişti

Esad Coşan Hocaefendi, üniversite hocalığından geliyordu. Merhum Mehmed Zahid Kotku Efendi gibi alim ve fazıl şeyhin sohbet ve feyzinden istifade ederek yetişen bir mutasavvıf ve aynı zamanda Mehmed Zahid Efendi’nin damadıydı.

Mehmed Zahid Kotku Efendi’nin 13 Kasım 1980 günü vefatından sonra, cemaatin eğitimi ve her türlü meselesiyle ilgilenme, irşad ve tebliğ görevi ona devredilmişti. 1997 yılına kadar sürekli yurtiçi ve yurtdışında çalışmalarını sürdürdü. Yaşanan '28 Şubat' siyasi krizinden önce Türkiye'de hizmet alanlarının tıkandığını sezdi. Bunu çevresindekilere "Ben Türkiye'nin durumunu halatı kopmuş bir asansöre benzetiyorum. Buna engel olunmazsa düştüğünde çok zayiat olacak." diyordu. 28 Şubat’la birlikte medya tarafından diğer cemaat önderleriyle birlikte hedef gösterildi. Bu olayların akabinde Türkiye'den ayrıldı ve çok uzaklara, Avustralya'ya yerleşti ve sağlığında da tekrar dönmek nasip olmadı.

Esad Coşan Hocaefendi arkasında gözü yaşlı bir eş, biri erkek üç evlat, oğlunun ismini duyduğunda gözyaşlarını tutamayan yüz yaşına yaklaşmış bir baba bıraktı. Yine bunlar yanında kardeşleri ve yakınlarıyla beraber binlerce manevi evlat derecesindeki gönül dostu da geride kaldı.

Şekil ve merasimden çok ruh ve muhtevaya önem verirdi

Prof. Coşan, millî-manevî değerlere son derece bağlı münevver bir ilim adamıydı. Aynı zamanda, mensubu bulunduğu Nakşibendi tarîkatının en belirgin özelliklerinden olan, ilmi esas alıp, dînî kurallara sıkı sıkıya bağlanma düsturuna sıkı sıkıya bağlıydı.

Aksiyoner, dışa açık, toplum hizmetlerine önem veren, aşırılıklardan uzak, makûl ve mu'tedil bir yapıya sahipti. Şekil ve merasimden çok ruh ve muhtevayı öne çıkaran, dünya-ahiret dengesini gözeten ve muhabbet yolunu benimseyen bir tarîkat anlayışına sahipti.

Kendi şahsında ve faaliyetlerinde yüklendiği misyonu liyakatle temsil eden kâmil bir insandı. Bağlı bulunduğu gelenekten kopmadan, çağın ilmî, fikrî, kültürel ve teknolojik şartlarını göz önüne almış ve onları en iyi şekilde değerlendirmek için çaba sarf etmişti.

Prof. Dr. Osman Türer: Kardeşlik ve yardımlaşma için tasavvuf kültürünü yaşatmaya çalışıyordu

Kendisi de akademisyen olduğu ve üniversitelerde görev aldığı için eğitim camiasında önemli bir yeri var. Onu öğrenciliğinden beri tanıyan ve yakınında bulunan Atatürk Ü. İlahiyat Fak. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Türer, Hocaefendi’nin tarikat kültürüne verdiği önemi şöyle anlatıyor:

"Hocaefendi, tarihte olduğu gibi, toplumsal barış ve huzurun sağlanmasında insanlarımızın gerçek tasavvuf ve tarîkat kültürünü tanıyıp yaşamalarının son derece önemli olduğuna inanıyordu. Kardeşlik, yardımlaşma, sevgi,saygı, adalet, dürüstlük, fedakârlık, merhamet, hoşgörü vb. millî ve dînî değerlerin yaşatılmasında ve toplum olarak arzu edilen refah ve mutluluğun yakalanabilmesinde tasavvufun önemli bir yeri vardır.

Ona göre, insanlarımızı kıskacına alan ve aslî kimliğinden uzaklaştıran akımlar karşısında insanlarımızı sevgi, kardeşlik ve hizmet atmosferinde bir araya getirecek olan gerçek tasavvuf kültürü ve ahlâkıdır. Bu yüzden, hizmet alanlarını Avrupa, Asya, Amerika ve Avustralya kıtalarına kadar yaygınlaştırmıştı. Üstelik, bu uğurda başarılı olabilmek için, teknolojinin ve modern pedagojinin sağladığı tüm imkân ve vasıtalardan yararlanmaya çalışmış, müntesiplerine de bunu tavsiye etmiştir."

Üniversitede birçok öğrenci yetiştirdi

1938 yılında Çanakkale'de doğdu. Babası Halil Necati Efendi, annesi Şâdiye Hanım'dır. 1950'de İstanbul Vezneciler İlkokulu'nu, 1956'da Vefa Lisesi'ni bitirerek aynı yıl İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi bölümüne girdi. Arap dili ve edebiyatı, Fars dili ve edebiyatı, Ortaçağ tarihi ile Türk-İslam Tarihi sertifikalarını alarak 1960 yılında Edebiyat Fakültesi'nden mezun oldu. Aynı yıl Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde açılan asistanlık imtihanını kazanarak Klasik-Dînî Türkçe Metinler Kürsüsü'ne asistan olarak girdi. Fakülte yayın komisyonunda iki yıl sekreterlikte bulundu.

1965 yılında XV. yüzyıl şâirlerinden olan "Hatiboğlu Muhammed ve Eserleri" konusunda doktora tezi vererek "İlahiyat Doktoru" unvanını aldı. 1967-1968 yılları arasında Ankara Yükseliş Mühendislik ve Mimarlık Özel Yüksek Okulu'nda "Türkçe ve Hümaniter Bilgiler" dersini okuttu. 1973 yılında ise, "Hacı Bektaş-ı Veli, Makâlât" adlı doçentlik tezi ile doçentlik unvanını aldı ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk-İslam Edebiyatı Kürsüsü'ne öğretim üyesi olarak tayin edildi. 1977-1980 yıllarında Sakarya Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi'nde Türk dili ve edebiyatı dersleri verdi. 1982 yılında profesörlüğe yükseldi. Sosyal ve kültürel faaliyetlere daha fazla zaman ayırabilmek düşüncesiyle, 1987 yılında emekliliğini isteyerek üniversiteden ayrıldı.

Prof. Dr. Ramazan Ayvallı: İlmî çalışmalara önem veriyordu

Esad Coşan Hocaefendi'nin talebesi olan Prof. Dr. Ramazan Ayvallı, onun gayretlerinin çok eskilere dayandığını belirterek şöyle diyor: "1969-1970 yıllarında, rahmetli Es'ad Coşan Hocaefendi’nin evinde, bazı arkadaşlarla (takriben 12 kişi) birlikte ilmî çalışmalar yapıyorduk. Hatta millî ve manevî değerlerimizi, bu aziz vatanın çocuklarına doğru bir şekilde ulaştırmak için "Seher Yayınevi" adıyla bir kitabevi kurmayı ve orada ilmî, dinî, ahlâkî kitaplar yayınlamayı planlamıştık."

Her şeyin başı eğitim

Ona göre her şey İslâmî eğitime bağlıdır. Hem dünyanın huzur ve saadeti; kalkınma, yükselme, gelişme, düzen, temizlik, verim, dürüstlük, sadâkat, başarı... Hem de âhiretin hayrı, sevabı, mükafatı, saadeti, selameti, izzeti, nimeti, cenneti... Eğitim müesseseleri yanında iyi bir dinî eğitim verilecek yerlerin başında ailenin geldiğine de dikkat çekerek aile reislerine şöyle seslenmişti:

"Ey aile reisleri! Allah celle celaluh ailenizi ve çoluk çocuğunuzu sizden soracak; eğer kendinizi düşünüyorsanız, sorumluluğunuzu bilin; onları İslâm şuuru ve sağlam iman ile yetiştirin! Eğer onları seviyor ve istikballerini düşünüyorsanız, ahiretlerinin mahvolmasına meydan vermeyin, göz göre göre onları ateşe atmayın! İman ve İslâm, sizler ve onlar için hava ve sudan, yiyecek ve giyecekten de önde bir ihtiyaçtır. Önce bu ihtiyacı karşılamaya girişin, dünyaya dalıp ahireti ihmal etmeyin!"

Prof. Dr. Orhan Çeker Onun konuşması,

dinlendiren bir esinti nağmesi gibiydi

Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Çeker, Hocaefendi’nin çok güzel hitabet tarzının bulunduğunu, bu sayede kendini dinleyen kimseleri etkileme gücüne sahip olduğunu belirtiyor. “Türk-İslam Edebiyatı Kürsüsünde görev yapması nedeniyle o bir ‘Türkçe’ ustasıdır.” diyen Prof. Çeker, merhum Coşan’ın dildeki hakimiyetini ve konuşma üslubunu şöyle değerlendiriyor:

"O konuşurken sanki yorucu bir konuşma dinlemiyorsunuz da dinlendiren bir esinti, bir nağme hissedersiniz. Bir kelimenin bazen beş altı tane eş anlamlısını aynı anda duyabilirsiniz.

O, karşılaştığı uygunsuz fiiller ve tavırlar karşısında tepkisini hemen ortaya koyar, bunu sergilerken de kalp kırmamak için son derece kibar ve edibane bir şekilde davranırdı. Hangi tür ve inançtan olursa olsun insanlarla ilişki kurmaktan çekinmezdi. Son derece medenî davranırdı. Karşısındaki insan ya doğru söyleyecekti ya yanlış. Doğru söylüyorsa kalkar destekler, yanlış söylüyorsa yanlışını hatırlatır, doğrusunu ona söylerim diye düşünür, herkesin de böyle davranmasını tavsiye ederdi.”

İsmail Durak Ünlü (Eski milletvekili) Haksızlığa tahammülü yoktu

Eski Milletvekili İsmail Durak Ünlü, Hocaefendi’nin çok hassas bir insan olduğunu anlatıyor. Sur dibinde bulunan ve ölmek üzere olan yaşlı bir teyze ile özürlü oğlunun durumu onu derinden sarsmış. Onların her bakımının yapılmasına rağmen kurtarılamaması üzerine "Bunlara karşı hepimiz sorumluyuz. Birilerinin böylelerine bakması farzı kifayedir. Bu yapılmadığı için hepimiz de mesulüz." der. Yine Ünlü, karşılaştığı haksızlıklar karşısında da celallenip tepkisini hemen yansıttığını anlatıyor. Cezayir'de demokratik yollarla seçimi kazanan partinin devrilmesi ve karışıklıkların çıkartılması üzerine adeta köpürerek, "Büyük bir miting düzenlense en önde ben yürüyeceğim!" der. Yine bacanağı Esad Işıldar'ın vefat haberi üzerine duygularına engel olamaz ve hıçkıra hıçkıra gözyaşı döker.

Biz Allah'ın rızasını istiyoruz

Hayatının gayesini "Allah rızası" olarak belirleyen merhum Esad Coşan, amacını, "Biz Allah'ın rızasını istiyoruz; fakirlik ve sefaletin yenilmesini; huzur ve refahın yaygınlaştırılmasını; herkesin mutlu ve bahtiyar olmasını; inananların birleşmesini; yalan-yanlış din ve inançların bırakılmasını, Müslümanların şuurlu olmasını, aralarındaki ihtilaf ve tefrikaların sona ermesini, karşılıklı sevgi ve saygıya, işbirliğine, yardımlaşma ve dayanışmaya ulaşmayı istiyoruz." diyordu.

Coşan Hocaefendi’den tavsiyeler

Her gün birkaç âyet, birkaç hadîs mutlaka okuyun. Bunları hatırınızda tutmaya gayret edin; muhakkak birkaç kişiye de anlatın; kendi aile efradınıza ya da iş ve arkadaş çevrenize tebliğ edin!

Her gün din ve iman büyüklerinin, tarihî şahsiyetlerin başta peygamberler olmak üzere (salavatullahi ve selâmuhü aleyhim ecmain), sahabe-i kirâmın (rıdvanullahi teâlâ aleyhim ecmâin), evliyaullahın, pîrân ve meşayihimizin (kaddesallahu esrârahum), kahramanların, sâlihlerin, hakîmlerin, başarılı şahsiyetlerin, meşhur adamların hayatlarını ve ibretle sözlerini okuyun, ezberleyin; onlardan ibretler çıkarın, kendinizi onlarla mukayese edin!

Türkiye içindeki ve dışındaki iyi ve uygun insanlardan yeni dostlar edinin, onları ziyarete gidin, onları evinize dâvet edin, mektuplaşmayı sağlar, çok sevap kazanmaya vesile olur.

Kendinizin mensup olduğu İslâmî grup dışındaki diğer zümrelerle ilgilenin, onlarla arkadaş olun, çalışmalarını izleyin, sizinkilerle mukayese edin, kimseyi hor görmeyin ve çok açık delil olmadıkça kimseyi suçlamayın, hüsn-i zanla hareket eyleyin!

Çevrenizden müsaid ve müstaid gördüğünüz o-lumlu ve iyi eğilimli kişileri seçin, onları eğitime ve camianıza kazanmaya çalışın!

Günahkârlara kızmayın, onları ayıplamayın, sabırlı olun, onlara birer hasta gibi şefkatle yaklaşın, doğru yola gelmeleri için gıyaplarında dua edin. Bilin ki onlar içinde çok kıymetli cevherli olanları vardır.

İslâm ülkelerine, uzak Türk illerine ziyaretler, seyahatler düzenleyin; onlarda dostluk, eğitim ve ticaret ilişkileri kurmaya çalışan; çeşitli ülkelerdeki azınlık Müslüman grupları tanımaya ve onlara yardım etmeye gayret edin!

Prof. Dr. Orhan Çeker Bir güzel insanın ardından
Peygamberler ve özellikle büyük babamız Hz. İbrahim ile Peygamberimiz (sas) için, Kur'an-ı Kerim bir durum tespiti yapar: "Usvetün Hasenetün".

Yani "güzel bir örnek". (Ahzab: 21, Mümtehine 4,6) Allah Teala vahyi göndermekle kalmamış, icraatını da peygamberleri üzerinde gerçekleştirmiş, dolayısıyla onlar vahyin en güzel uygulayıcısı ve timsali olmuş, böylece ümmet de dinini o en güzel örnekten uygulamalı olarak bizzat öğrenmiştir. Malumdur ki, görmek; okumak veya dinlemekten çok daha etkin bir eğitim yoludur. "Peygamber" görmüş olanlar bu imkândan istifade etmişler ve kendilerini düzene koymuşlardır. Peki ya bizim gibi peygamber görmemiş olanlara kimler örneklik yapacaktır? Elbette ki "peygamber" gibi bir örneği dünya hayatında göremeyeceğiz; ama o örneği canlandıracak örnekleri Allah Teala şimdiye kadar eksik etmemiştir. Bu sözümden salih insanların masum olduğu sonucu çıkarılmamalıdır. Peygamberimiz (sas), "Ümmetimden bir taife Hakk’a destek olmada devam edecektir. Karşı çıkanlar onlara zarar veremeyecektir. Nihayet Allah'ın emri onlar bu halde iken gelecektir." (Müslim, İmaret: 170-177) buyurmuş ve vahyin örnekliğini sergilemiş olan Peygamber’in (sallallahü aleyhi vesellem) canlı örnekliğini yapacak canlı sünnet ya da yaşayan sünneti haber vermiştir.

Es'ad Hocaefendi (ra) ile ilk tanışmam 1974'ün Haziran’ında olmuştu. O zaman için Yüksek İslam Enstitüsü’nde yıl sonu imtihanlarını yeni bitirecektik. Merhum M. Zahid Hocaefendi'nin Ankara'ya geldiğini duymuş ve orada kendisini ziyaret etmeyi arzulamıştık. Arkadaşlar erkenden beni gönderdiler. Ben Hocaefendi’nin yerini öğrenecek, arkadaşlar gelince onlarla Hacıbayram'da buluşup kendilerini o adrese götürecektim. Adresi öğrenebileceğim bir telefon numarası vardı. O numara Es'ad Efendi'ye aitti. O numarayı arayarak ilk görüşmemi yapmış oldum.

Adres, Ayrancı'da Mustafa Paçacı isminde birinin evi idi. Es'ad Hocaefendi ile ilk tanışmamız böylece telefonda gerçekleşmişti.

Merhum Es'ad Hocaefendi, sivil kuruluşlara çok önem verirdi. İnsana hizmet götürebilen ne kadar faaliyet sahası varsa hepsini tavsiye eder ve bu tür kurumların kurulması için ön ayak olur, kurulmuş olanları takdir eder ve desteklerdi. Bu kurumların, o çevrede toplumca saygın ve kabul gören, hizmeti çağrıştıran, kültürü yansıtan isimler altında kurulmasını tavsiye ederdi. Faaliyet sahası olarak çevrecilikten tutun da, tarihten, sanat ve medeniyet tarihinden çağdaş bilimlere, bunları araştırma ve o yolda yayın yapmaya varıncaya kadar hepsini düşünebiliriz. Kendisinin bulunduğu çevrelerde, seyahat ettiği yerlerde bu hizmetleri ya bizzat başlatmış ya da özellikle tavsiye etmiş ve sonradan takibinde bulunmuştur. Günün birinde bana "Konya'da bir fıkıh kalesi düşünüyoruz." demişti. Bununla o, Konya'da kurumlaşmış, araştırma/inceleme yapan, yayınları, talebeleri, asistanları, hocaları olan, masrafları karşılanan bir fıkıh merkezi arzu ediyordu. Bunun bir benzerini Ankara'da, hadis kalesini de İstanbul'da düşünüyordu. Fakat bütün bunlar gerçekleştirilemedi. Sivil kuruluşların hizmette bulunduklarını gördüğü zaman neşesi yerine gelir, sevinci halinden okunurdu.

Hocaefendi insan eğitimini ön plana almıştı. Eğitim derken insanlığın ihtiyaç duyduğu her sahadaki öğretimini ve bu öğretimin el becerisine yani hizmete dönüştüğünü anlamamız gerekir.

Onun hayatını, faaliyetlerini, seyahatlerini, tavsiyelerini incelerseniz bu özelliği hemen dikkatinizi çekecektir. Üretimi ve gerek ulusal gerekse uluslararası ticareti özellikle tavsiye ederdi.

O, cemaatine düşkündü. Her ne olursa olsun onların iyi geçinmelerini, dargınlığa sebebiyet vermemelerini özellikle ister, geçimsizliklerine bizzat çare olamamışsa o çevrede saygın kişilerin arabulucu ve hakem olmasını söylerdi. Bu isteğini zaman zaman konuşmalarında açıkça dile getirirdi.

Geçimsizliğe sebep olan meselenin halledilip halledilmediğini sorar ve ilgilenirdi. Tabii ki halledilmemiş olması onu üzüntüye sevk ederdi. "Sıkıntım var, duanızı bekliyorum" diyene "Yapacak başka bir şey var mı?", diye ısrarla sorar ve eğer duanın yanı sıra yapacağı başka bir şey varsa fedakarlıktan çekinmezdi. Özellikle ailevi ve mahremiyet özelliği olan konularda fazla açıklama istemez, meseleyi mümkün olduğu kadar kapalıca halletmeye çalışırdı. Başka türlü sıkıntılarda da aynı davranır ve çevresinin de o kişiyle ilgilenmesini açıkça söylerdi. Buna dair de epeyce hatıra ve örnek mevcuttur.

Kendileri firaset sahibi, çok cevval ve faal idi. Cematinin de seviyesini yükseltmek için büyük fedakarlıklar yapardı. O her yerde bütün sıkıntılara rağmen hizmet etmenin en iyi yollarını ve kaliteli hizmet yapacak insanları aradı, yetiştirdi. Yurtdışına yönelişi ve oralarda yeni oluşumlar peşinde koşmasında, milletimizin ve inancımızın güzelliklerini dünyaya tanıtma gibi benzer sebeplerin yanında bu durumun da tesiri vardı.

Vefatından yaklaşık bir-birbuçuk ay önce rüyamda Hocaefendi’nin birine vekalet verdiğini söylediler. Vekalet verme işini pek iyiye yorumlayamadım. Yoksa Hocaefendi vefat mı edecekti? Aklımı meşgul eden bu yorumu kimseye söyleyemedim. Rüyayı bir Ramazan gecesi bazı arkadaşlara anlattım. Söz döndü dolaştı, nihayet ‘Hocaefendi’yi bir telefonla arayalım.’ dediler. İsveç'te idi. Aradık, ben de konuştum. Hocaefendi neşe ızhar eden üslupla konuşuyordu. Eskiden sık sık sorduğu gibi ilmi çalışmaları ve yayınları sordu. En son bir emriniz var mı demem üzerine, "Selam ve dua." dediler, Hocaefendi son aylarda herkesten dua istiyordu. Dua istemesi de cemaatinin dikkatini çekmişti. Hikmeti 04 Şubat 2001 günü anlaşılacaktı. Evet Hocaefendi cami/külliye yolunda vefat etmişti. Hocaefendiyle ilk tanışma konuşmamız da son konuşmamız da telefonda olmuştu.

Vefat haberleri alınınca genelde insanın aklına Yasin-i Şerif okumak gelir. Fakat Hocaefendi'nin vefat haberini alınca benim aklıma sürekli Fetih Suresi'ni okumak geldi. Ve kendimi bu sureyi okumaktan alıkoyamadım. Güzel insan! Farz namazların akabinde dualarım sizinledir. Nur içinde yatın. "Bilin ki dünya hayatı bir oyun, eğlence, ziynet, kendi aranızda öğünme, mal ve evlat çoğaltma yarışıdır...(Kur'an-ı Kerim, Hadîd: 20)." Allah rahmet eylesin.

Ye’s yok, gevşeme yok, korkmak yok! Ne mutlu halis muhlis çalışkan Müslümanlara

Prof. Dr. M. Es’ad Coşan

Yurt içi ve dışında, pek çok çeşitli hayat görüşleri, farklı düşünce ve anlayışlar var. Herkes edindiği tecrübelere, aldığı eğitime, ömrü boyu karşılaştığı kişi ve olaylardan etkilenişine, nefsinin arzu ve temayüllerine; görgü, edep, inanç ve ahlakına göre, bir yol tutturmuş gidiyor; iyi veya kötü, yararlı veya zararlı, dine ve kanunlara uygun veya aykırı güzel veya çirkin işler yapıyor.

Bizler, elhamdülillah ki Müslüman’ız; İslam'dan ve imandan Kur'an-ı Kerim'den dinimizin ahkâmından, emir ve yasaklardan, ibadet ve taatlerden, görev ve sorumluluklarımızdan, hatta din uğruna uğrayabileceğimiz mihnet, sıkıntı, zarar, elem ve kederlerden son derece de memnunuz. Gerekirse seve seve malımızı ve canımızı feda edebiliriz. Biz Müslüman olarak yaşamak, herkese iyilik yapmak; Yüce Rabb’imizin rızasını kazanmak; ardımızda hayırlı eserler, güzel bir nam ve nişan; sevimli, olumlu, şerefli, mübarek, muhterem, muazzam, mükerrem bir iz ve hayır dua ile anılacak bir hatıra, olgun ve dolgun bir hayat bırakarak ahirete göçmek; alnı ak ve açık olarak ölmek, ahirette de cennete girmek, Allah'ın rıdvan-ı ekberine ermek, Cemal’ini görmek, Resulüne (sas) komşu olmak istiyoruz.

Amacımızın çok yüksek, işimizin çok zor, çalışmalarımızın çok zahmetli ve çileli, hayatımızın çok tehlikeli ve sıkıntılı olabileceğini görüyor ve biliyoruz.

Cenab-ı Hak yarimiz ve yardımcımız olsun. Bizi korusun, bizi zorlu imtihanlara tâbi tutmasın, kusurlarımızı bağışlasın, rahmetine erdirsin. Halka halka iç içe, çeşit çeşit ödev görev ve sorumluluklarımız var. Zaman çok kıymetli ve çok kısıtlı; ömür kısa, yol uzun, iş çok. Halk cahil, dost zaif, düşman kavi, tuzak çok, fitne ve fesat yaygın, sorumlular gafil, şartlar çetin, uyanık mümin az...

Olsun! Şair ne demiş:

Felek her türlü esbabı

cefasın toplasın gelsin

Dönersem kahpeyim

millet yolunda bir azîmetten!

O "millet yolunda" demiş, biz "Allah (cc) yolunda" diyoruz; o sözde istibdada karşı sahte hürriyet istemiş, biz iki paralık "dünyalık" yerine "ebedi, sermedi, daimi, saadeti diliyoruz. O yanılmış, aslında iyi niyetli olan bir hakana karşı çalışmış; biz gerçek küfre, şirke, zulme, sömürüye, şeytana, şarlatana, çok kötü niyetli hunhar, gaddar düşmanlara karşı ölüm kalım mücadelesi veriyoruz. İyi çalışmazsak işin sonunda din, iman, ırz, namus, vatan, millet, hukuk, hürriyet, huzur, saadet, selamet, hayat, ahiret, her şey gidebilir.

Daha azimli, daha kararlı daha sebatlı, daha sabırlı, daha tahammüllü, daha cefakeş, daha fedakâr, daha vefakâr olmalıyız.

Aldatıcı lafları, kandırıcı gülücükleri, sureti haktan görünen palavraları, sahte kahramanları, şeytan düzenbazları, yılan madrabazları, yalan cambazları iyi teşhis etmeliyiz. Meydanı onlara bırakmamalıyız. Bazen bir kafir bir mü'minden daha halis ve sadık görünür. Bir münafık muazzam dalkavukluk yapar. Bir soysuz en ileri vatanseverlik rolü oynar. Bir hain köşebaşını tutar. Bir düşman direksiyonu ele geçirir.

Koca bir Devlet-i Aliyye-yi Osmaniye nasıl parçalandı? Nasıl bölük bölük bölündü? Balkanlar nasıl elden kaçtı? Petrol mıntıkaları nasıl yabancıların sömürüsüne geçti; Kırım, Kafkasya, Kazan, Orta Asya, Ortadoğu, mukaddes beldeler, Mısır, Sudan, Cezayir, Fas, Hindistan, Malezya, Java... İspanya, Endülüs, Sicilya, Malta, Girit, Moro, Mora, Kıbrıs oldu?

Çok okumalı, çok gezmeli, çok görmeli, çok düşünmeli, çok üzülmeli, çok ağlamalı, çok çok çalışmalı, çok çalışmalı çok çalışmalıyız.

Çare var, ümit var, ye's yok, korku yok, gevşeme yok, zarar yok! Güneş balçıkla sıvanmaz. Gerçekler uzun zaman saklanamaz. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar biter. Hak gelir, batıl zâil olur.

Sonuç zafer, sonuç başarı, sonuç mutlaka kâr, sonuç gazilik veya şehitlik, sonuç cennet, sonuç ebedi saadet! Ne mutlu Müslümanlara!

(İslam dergisi, Şubat 98 başyazı)
Ekleme Tarihi: 03.02.2005 - 11:43
SHaDeeD üyenin diğer mesajları SHaDeeD`in Profili SHaDeeD Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: SEHITLER GIBI
SHaDeeD su an offline SHaDeeD  
374 Mesaj -
amin..Allah razı olsun..
Ekleme Tarihi: 28.01.2005 - 19:06
SHaDeeD üyenin diğer mesajları SHaDeeD`in Profili SHaDeeD Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: ...::DUA::...
SHaDeeD su an offline SHaDeeD  
...::DUA::...
374 Mesaj -
Rabbim binbir günah ile kapına geldim, sana sıgındım, sana dayandım, sanadır tüm sikayetim, sanadır sarılışım, sanadır sevgim.
Elimde sahadet karanfilleri, kalbimde pisman olmus bir cocukla önünde diz cöküyorum.

Sen esirgeyen, sen bagıslayan, sen affedensin, affet bizi Allahım.
Her sabah uyanıyorsa gözlerimiz, her sabah yeni bir gün doguyorsa, mevsimler degişiyor ve biz buna şahid oluyorsak, bize tevbe etmek icin yeni bir fırsat daha verdigin icin sana hamd ile tesekkür ediyoruz.
Ilahi, bizi gözleri kör bakan, kulagını tüm seslere kapamıs, kalbindeki sıcakl
ıgı yitirmis insanlık zincirinin cürük bir halkası eyleme.

Senden baska kimsemiz yok ilahi, önünde diz cökecegimiz, ugruna sevda sarkıları besteleyecegimiz, yolunda canımızı verecegimiz, gözyaşlarımızı huzurunda utanmadan dökecegimiz kimsemiz yok senden baska.
Eger sevgini yüregimizden alırsan, biz kaybedenlerden oluruz, ebedi azabını hak edenler arasında saf tutarız, bize acı, bize merhamet et , bizi yolu dosdogru olanların kervanında yolcu kıl rabbim.
Allahım kalbimizi sana adıyoruz, su dünyanın acılarına kederlerine yenilmeden, senin rızan için sırf senin için kalbimizi sana adıyoruz, adağımızı kabul buyur.

Bize gönül dilini ögret, bize sana gitmeyen yolun sarp bir yokuş, kainatin dehlizlerinde ebedi bir kayboluş oldugunu anlat.
Bize kucağını aç ey merhametlilerin en merhametlisi, bizi sevginle kuşat, bizi birakma!
Bizi teslim etme, bizi senden koparacak olan hic bir seye teslim etme.
Bugün hüzün taşıyorsa gözlerimiz, bugün kanıyorsa yaralarımız, bükükse hala boynumuz, biliyoruz ki senden geldi, narınada nurunada kucak açıyor ,rıza gösteriyoruz.
Ilahi darılma, yeterki sen bize darılma, yeterki sen bizi unutma, düzenin kana susayan carki arasinda kan revan icinde kalsada bedenimiz, hor görülsek, iskence görsekte, sen bizimleysen asla müteessir degiliz.

Allahım! Bizi namazı, duası, ibadeti, yaşamı ve ölümü senin için olanlardan kıl, bizi affet, bizi bagışla...AMİN

Cumanız mübarek olsun..
Ekleme Tarihi: 28.01.2005 - 13:25
SHaDeeD üyenin diğer mesajları SHaDeeD`in Profili SHaDeeD Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: <<mutlu evlilik>>
SHaDeeD su an offline SHaDeeD  
<>
374 Mesaj -
Yaklaşık kırk gün süren ve yüzyüze yaptığımız görüşmelerde eşlerin mutlu evlilik adına uygulayıp sonuç aldıkları taktikleri özet hâlinde sunacağız. Siz de kişilik özelliğinize uygun olanı seçip uygulayarak evliliğinizi cennete çevirebilirsiniz:

-Ne kadar yüksek tahsilli ve kariyer sahibi olursanız olun, beyinizle şahsiyet ve gurur yarışına girmeyin.

-Suçlanan eş, hatasını ısrarla ve tekrar yapma yoluna gider; bunu da hınç alma duygusuyla yapar.

-Kendisini ağıra satan eş, baltayı taşa vurmak üzeredir.

-"Biliyorum, sen artık beni sevmiyorsun!" diye sitem eden kişi, eşini şuuraltına "artık beni sevme" düşüncesinin temelini atmış olmaktadır.

-Evliliğin en büyük düşmanı hayalciliktir. Karı ve koca, mevcut eşlerinin dışındaki eşlerle daha mutlu olacaklarını sanmaktadırlar. Bu ise büyük bir hatadır. Hayalci söz ve davranışlarla eşinizi bıktırmayın. Hayallerinizdeki eşe göre değil, mevcut eşinize göre hayatınızı düzenleyin.

-Erkekler görsel ve işitseldir; hanımlarsa dokunsal (hissî) ve duyusal… Bunun için erkekleri elde etmek için göze hitap eden ev ve vücut bakımına; hanımların gönlüne ulaşabilmek için de bedenî temas ve ilgiye ihtiyaç vardır.

-Boşanmaların büyük kısmı olmadık şeyler için âh u vâh etmekten, boşu boşuna üzülmekten kaynaklanmaktadır.

-Asabîyseniz, tartışma çıkarma ve muhatabınızı kırma ihtimaliniz çok yüksektir. Bundan kurtulmak için özür dilemeyi öğrenin.

-Mübâlağacıysanız göz yaparken kaş çıkartma riski altındasınız. Aslında standartların üstünde olan eşinizi, incir çekirdeğini doldurmayacak bir şey yüzünden kaybedebilirsiniz. Çözümü dilinize hâkim olmaktan geçiyor.

-Çıtkırıldımsanız, bıkkınlık vermeye başlayan nazınız âşık usandıracak hâle gelmiş olabilir. Bundan kurtulmak için olaylara geniş açıdan bakmayı öğrenin.

-İradenize hükmedemiyorsanız, günah, hastalık, sıkıntı, dert ve tasa peşinizi bırakmayacaktır. Kurtuluş reçetesi, yalnız kalmamak ve denetlenmektir.

-Uyumsuzsanız, kabahati hep muhatabınızda ararsınız. Çözüm yolu, mütevâzî olmak ve önceliği karşınızdakine vermekten geçer.



EVLİLİKTE MUTLU OLMASI ZOR TİPLER

-Hep fedâkârlık bekleyen, kendisi fedâkârlıkta bulunmaya hiç yanaşmayan,

-Küçük şeylerle mutlu olamayan,

-Herşeyi tenkid edenler (eleştiren),

-Nimeti, iyilik ve güzelliği fark etmeyenler,

-Başkalarını suçlayıp duran, ama kendi eksiklerini görmeyen,

-Didaktik (buyurucu, öğretici) üslupla konuşan,

-Beklentilerini, imkânlarına göre düzenleyemeyen,

-Tebrik ve takdir cimrisi olan,

-Öfkesine hükmedemeyen,

-Şüpheci, endişeci ve dedektif huylu olanlar,

-Maddî olarak kendinden üstündekilere imrenirken, kendinden
aşağıdakilerden ders ve ibret almayan,

-Sır saklamayı bilmeyen,

-Boşanma ve ayrılma lafını sıkça ağzına alan,

-Eşini başkalarıyla kıyaslayan…

(Genç Beyin, Sayı: 29)
Ekleme Tarihi: 28.01.2005 - 13:20
SHaDeeD üyenin diğer mesajları SHaDeeD`in Profili SHaDeeD Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon Arkadas
SHaDeeD su an offline SHaDeeD  
374 Mesaj -
Arkadaş...karanlık yolun meşalesi..ya da aydınlık yolun gölgesi...

Amin..Rabbim hayırlı yolda arkadaşlarla birlik olmayı nasip etsin..

nurlu yüreğine sağlık..sevinçli --şiirlerin çok güzel gerçekten..sevinçli --
Ekleme Tarihi: 27.01.2005 - 16:54
SHaDeeD üyenin diğer mesajları SHaDeeD`in Profili SHaDeeD Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon Dönüyorum ben gurbete
SHaDeeD su an offline SHaDeeD  
374 Mesaj -
gurbet..yüreklerdeki ince sızı..gözlerde hasret yükü yağmurların durağı...

gurbete gitmek zor..bunu şu an daha iyi hissediyorum..aklımda yurt dışında okumak fikri var ama karar veremiyorum..şiirini okuyunca hissettim bu sızıyı...

nurlu yüreğine sağlık...
Ekleme Tarihi: 27.01.2005 - 16:46
SHaDeeD üyenin diğer mesajları SHaDeeD`in Profili SHaDeeD Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon Yalnizligi Seviyorum,Ama Yalniz Degilim ki..
SHaDeeD su an offline SHaDeeD  
374 Mesaj -
Amiin inş..

Nurlu yüreklerinize sağlık...
Ekleme Tarihi: 19.01.2005 - 17:50
SHaDeeD üyenin diğer mesajları SHaDeeD`in Profili SHaDeeD Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon Gözlerim Kan Aglar
SHaDeeD su an offline SHaDeeD  
374 Mesaj -
yüreğinize sağlık...sevinçli gerçekten .çok güzel şiir..Rabbim ilhamınızı daim eylesin..Güle Güle
Ekleme Tarihi: 19.01.2005 - 09:37
SHaDeeD üyenin diğer mesajları SHaDeeD`in Profili SHaDeeD Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon Corba Deyip Gecmeyin:)
SHaDeeD su an offline SHaDeeD  
374 Mesaj -
Allah razı olsun da evdekinin yerini hazır çorba tutmaz bence..sevinçli ben hazır çorbaları sevmiyorumsevinçli
Güle Güle
Ekleme Tarihi: 19.01.2005 - 09:31
SHaDeeD üyenin diğer mesajları SHaDeeD`in Profili SHaDeeD Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Sayfa (6): (1) 2 3 Devam >
İmzalar göster - Konuları göster

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 559 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
mrvtt (34), incim (55), kalbiselim (53), asimm (43), hisam (48), aciz önder (38), caramed (51), sevim (59), hasan kemal (54), aygo (43), akdemir (49), zeynep63 (18), adem dikici (58), semasalman (37), yusuf2023 (43), hallo42 (33), aymet (46), irfan55 (49), bayercana (35), Sabri-81 (43), selam2000 (51), Dadas69 (55), celebirisin (40), Musab49 (50), genciz (56), erkamartuk (38), yalniz gul (58), dertli007_46 (36), kafka001 (52), egemen07 (44), Tekin (51), milasi (68), porselen43 (55), semasalman87 (37), dtkyusuf (49), sertel (51)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.52586 saniyede açıldı