fluvoxamine kaletra chloroquine colchicine colchicine 3tc abilify aceon acepril acerpes achromycine aciphex acivir acnecolor acnefuge acticin actigall actisite active pack actonel actoplus met actos acular adalat cc adalat adapress adartrel adcirca addyi adipur advair diskus advair rotahaler aerius aerodiol aggrenox agofenac agoprim agopton agorex airol airomir akneroxid aknex aknin n aknoral albenza
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

11 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (1): (1)
Ekleyen Mesaj
Konu: Gidiyorum...Belki size tuhaf gelecek ama....
BirGaripYolcuyum su an offline BirGaripYolcuyum  
Gidiyorum...Belki size tuhaf gelecek ama....
12 Mesaj -
Yine hasret dolu günlerin hemen arefesinde,kalbimle başbaşa kalıp gözlerimi o engin ufuklara daldırıp gittiğimde, yanlızlığın o serinlik verici iklimine gark olup da maziyi perde perde gerilerde bıraktığım demlerde, kendimle başbaşa kalmanın hazzı doyumsuz zevkini iliklerime kadar duyduğum adı sükunet olan sessizliğin cennetlere kadar uzanan kollarında, adım üzere bir hayat yaşayamamanın acı ve ızdırabını katmerli bir şekilde ruhumun en ince noktalarına kadar duyup da duyuramadığım anlaşılmazlığın kıskaçları altında, beni bana mahkum eylememesini dilediğim ve dahi dilendiğim Sultanlar Sultanı'nın huzurunda nerelerdesiniz ey şeker-şerbet gözyaşlarım,nerelerdesiniz ey cennet içre cennet kevserlerim,nerelerdesiniz ey ab-ı hayatın gözyaşı damlaları diyor;ve halime nigehban olanın varlığı ve birliğiyle teselli bulup dünyevi perde gerilerine kendimi atıverip gidiyorum buralardan...




Bilinmezliğin ve farkedilmezliğin cennet edalı esintisini de kalbime dolayıp gidiyorum...İç dünyamı şerh edebileceğim dünyevi bir dosta dahi sahip olma istek ve arzusuna sahip olma hak ve yetkimin olmadığının bilinci ile gidiyorum...Sabaha çıkabilmeyi gerektiren amelimin olmadığının şuuru ve idrakı içine girmiş olmamın ötede bana bir faydası olacak mı sualine cevap veremeyişimin acı ve ızdırabı içinde nefsimi kınaya kınaya gidiyorum...Hayallerimi gerçekleştirebilmek için istikamet üzere bir hayat yaşamam gerektiği şuuruna çok ama çok geç varmış olmamdan kaynaklanan pişmanlığın kavurucu kollarında akıbetimi bekler vaziyette gözlerimi ufuklardaki silüetlere mıhlayarak gidiyorum..

Herkesten ve herşeyden sıyrılıp da gidiyorum..Varlıkta yok olup gitmenin hesablarını yaparak gidiyorum..Hayal tahtımın tarumar olması karşısında acıyla karışık belli-belirsiz tebessümlerimi arkamda bırakarak gidiyorum..Annemin gözyaşlarını silmek için uzattığım ellerimin boşlukta kalacak olmasından ötürü ruhi ve kalbi acıların içine gark olacağımı bile bile gidiyorum...

Yıllardır bağrımda gözyaşlarımla büyüttüğüm hayallerimi gerçekleştiremeyecek oluşumdan hasıl olma utanç ve büyük bir mahcubiyetle gidiyorum..

Kanadım kırık olarak,merhamete muhtaç olarak umutlarımı da yıllanmış dünyanın dallarına asarak gidiyorum...Dünyevi tüm makamları ayaklarımın altına alarak gidiyorum...Sahte gülücüklerle süslü yüzlere yüzümü çevirerek gidiyorum...

Hayat boyu çektiğim çilelere alaycı bir gülümsemeyle,onlara zerre kadar değer vermediğimi ifade eden kelime kırıntılarımla,kalbi hayatımın doruk noktasında bir türlü temessül edememiş kimliğimle gidiyorum...

İstikamet üzere hayat yaşama hedefime hiçbir zaman ulaşamayacağım acı gerçeğinin farkına vardığım anlarda bir sessiz diyara,bir bilinmez mekana,sessizlikten sadır olama boşluğa gözyaşlarımı akıtarak,yıllardır gözyaşı yükümü içine çekmek ve bağrında toplamak zorunda kalan yastığıma son gözyaşlarımı yutturarak gidiyorum...

Ağlamasını dahi unutup gitmiş gözlerime suni gözyaşları pompalayarak gidiyorum..


Kur'an'a sahip çıkacağım,Din-i Mübin-i İslam'a omuz vereceğim diye çıktığım bu yollarda yalnız kalacak olmamı hesap edemeyişimin kahredici pişmanlığını duya duya gidiyorum..Söz verip de sözümde sadık kalamayışımın baş eğen-boyun büken pişmanlığıyla gidiyorum...Güllere dahil olmak için çıktığım bu namütenahi yolda bir türlü gül kokusuna karışıp gidemeyeşimin acısını iliklerime kadar duyduğumu kimseye anlatamadan-kimseye hissettiremeden gidiyorum...


Gül derlemek için çıktım bu yola,her taraf gül olmadan veremem mola sözlerinin muştulu esintisini artık ruhumda duyamadığımı itiraf ve ifade ederek gidiyorum

Hayatım boyu akıttığım gözyaşlarımı bir silenimin olmayaşının kalbi acısını artık kaale bile almadığımı herkese ve herşeye haykırarak gidiyorum..Şu arzın üstünde fuzuli yer işgalinde bulunmuş aciz,zayıf ve hiç ender hiç oluşumu kabul,tasdik ve ikrar ile meleklerin lütuf ve keremlerinden hasıl olma kanatlarının tatlı esintileriyle gidiyorum...

Hizmet gibi ali bir mefhumua dair temsil keyfiyetinin hakkını eda etme yollarının hitamını getirememiş olmamdan kaynaklanan ALLAHım affet,ne olur affet ! nidalarıyla gidiyorum

Halihazırdaki ahvalime tekmeler savurarak gidiyorum...Tüm dünyevi makamları elimin tersiyle iterek gidiyorum..

Şu dünyada garip düşüşüme,anlaşılmazlığın acısını çok ama çok derinden duyuşuma artık itibar addetmediğimi kalbime kazıyarak gidiyorum...Ne kadar da meleksi duygular taşısam da ALLAHın hakkımdaki takdirini değitiremeyeceğim gerçeğine yürekten inanmış bir eda,yürekten inanmış bir üslupla gidiyorum...


Merak etmeyin gidişim de gürültü olmayacak..Gidişimin hiç sesi çıkmayacak..Geldiğim gibi,sessiz-sedasız gideceğim..Gidişim gazete manşetlerinde yer alacak belki de ama buna rağmen gidişim çok ama çok sessiz olacak...Hem de çok sessiz....

Artık bende mecal kalmadı,takatım kesildi,sözlerim sükuta gark oldu...Ne gözlerimde ziya kaldı ne de dizlerimde derman...Sabrım da tükendi-gücüm de kalmadı,hayallerim de terk etti beni;tıpkı Hüdhüd'ün terki gibi....

Gideceğim birgün..Uzaklara çok uzaklara gideceğim.Sessiz-sedasız,kimselere belli etmeksizin,kimselere duyurmaksızın gideceğim..Gidişimden kimsenin haberi olmayacak,arkamdan el sallayan olmayacak,gidişimin dönül(e)meyen yerlere olduğunu bilen çok az olacak..İstediğim de bunlar değil mi zaten..? Bir sonbahar vakti, yapraklar sararıp dallarından düşerken gideceğim belki de..Karışıvereceğim onların arasına..Sararmış,solmuş ruhum da tıpkı o yapraklar gibi dalından düşünce...Giderken yanımda kimseler olmayacak,son nefesimin sesini sadece ben duyacağım..Etrafımda benim için üzülen-ağıt yakan-ah edip ağlayan da olmayacak..Dudaklarımdan belli-belirsiz iniltiler çıkacak belki...Kimsenin duymadığı,kimsenin anlamak için kulak vermediği iniltiler...Bir ıssız mekanda, bir bilinmez zamanda,bir keskin sessizlikte soluklarımı yastığıma yutturarak gideceğim..Gözyaşlarımı bilinmezliğe
akıtarak..Hayallerimi; dünya ağacının yıllanmış dallarına asarak gideceğim..Benden arkada kalan soluk bir yüz,soğuk bir sessizlik,kısık sesler,yapmacık görüntüler,sahte senaryolar olacak belki de..Gideceğim; kimseye hissettirmeksizin..Gidiyorum ben dahi demeksizin..Gideceğimi hissettiğim halde haber vermeksizin..Gideceğim;belki de bir kış vakti, karlar altında, muhitime eziyet vererek-zahmet ederek...Sahte insanların olmadığı herşeyin şeffaf olduğu,gizli-saklı hiçbir şeyin olmadığı yerlere,bir sabah ansızın belki de...Sabah ezanları okunurken ya da güneşin pencereme doğuşunu göremeden gideceğim..gideceğim; gidiş yoluna girdiğimin farkına dahi varamayarak..bir bilinmeze gözlerimi açarak..hayallerimi-ümitlerimi arkada bırakarak..annemin sevgisine hasret kalarak...kardeşlerimin simalarını zihnime kazımaya çalışarak...gideceğim ALLAH'ın izniyle...Rabbimin
lütfuyla..inayetiyle..tevfikiyle..ikramıyla-keremiyle...



Gideceğim birgün demiştim ya işte gidiyorum.....



Gidiyorum...Hayal köşkümün yerle-bir oluşunu seyrederek gidiyorum..Ümit çiçeğimin solup heder olması karşısındaki çaresizliğimi yudum yudum yudumlayarak gidiyorum...Ölümün bir nefeslik mesafeden daha kısa bir mesafede emir bekler vaziyette duruşunu sezememiş olmamın pişmanlığını derinden ama çok derinden hissederek gidiyorum...Elimde kuruyup heba olan güllerimi güle vabesne ve teşni gönüllere takdim edememiş olmaktan hasıl olan acımı içime gömerek gidiyorum...Ufukta pervaz eden ak kanatlı güvercinlere dahil olamamamaktan sadır olma üzüntümü ak saçlı kelimelere yükleyerek gidiyorum..


Gidiyorum..Solgun bir yüzde temessül etmiş gözlerimi ufka dikerek ve dahi onları keskin bir sessizlik ortası boşluğa kilitleyerek gidiyorum..Gözyaşlarımla sulayamadığım hayallerimin gözbebeği güllerimi emanet olarak tevdi debileceğim bir dostumun olmayışını artık kalbime kabul ettirmeye çalışarak gidiyorum...
Ekleme Tarihi: 20.02.2009 - 18:46
BirGaripYolcuyum üyenin diğer mesajları BirGaripYolcuyum`in Profili BirGaripYolcuyum Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Aynalarin Sirri...
BirGaripYolcuyum su an offline BirGaripYolcuyum  
Aynalarin Sirri...
12 Mesaj -
Adamın biri, ilk defa gittiği şehrin tarihi çarşısına uğradığında, bir dükkana girerek;

- Hatıra eşya almak istiyorum, demiş.Ne tavsiye edersiniz?

Dükkan sahibi yaşlı zat,adamı tepeden tırnağa süzüp:

- Buranın en meşhur malı, aynalardır evladım, demiş. Ama onları almaya güç ister.

Adam, hiç düşünmeden:

- Ben, yaşadığım şehrin en zengin insanıyım, diye atılmış. Benim için para önemli değil.

İhtiyar, dudak büküp:

- İnşaAllah(c.c.) gücün yeter, demiş. Çünkü padişahlar bile alamadı onları.

Adam, ses tonunu iyice yükselterek:

- Benim elde edemeyeceğim şey yoktur!..diye direnmiş. Fiyatları ne kadar?

İhtiyar adam:

-Seçeceğin aynaya bağlı, diye gülümsemiş. Günümüze ait aynaları normalfiyata alabilirsin. Fakat eski aynalar pahalıdır.Hele hele antikalaragücün yetmez. Ama geleceğin aynası bedavadır, fakat onu görsen pekbeğenmezsin.

Adam, bu sözleri pek anlamamış. Ama merakındançatlayacak gibiymiş. Aynaları bir an önce görmek istediğinden, yaşlıadamın koluna girip,dükkanın arka bölümüne geçmiş.

Yaşlı adam, elindeki baston ile işaret ederek:

- Sana ilk önce günümüze ait aynayı göstereyim, demiş.Çerçevesi gümüştendir. Fiyatıysa sadece üç altındır.

Adam, duvarda asılı duran kristal aynayı kısa bir süre incelemiş. Ve ona bakarak saçlarını düzelttikten sonra:

- Bunun bir özelliğini görmedim, demiş. Evimde de bundan üç dört tane var.

Yaşlı adam, seke seke ilerleyerek:

- O halde bu aynaya bak!.. demiş. Çeyrek asır öncesine aittir. Çerçevesi bakırdandır. Fiyatı ise yüz kese altındır.

Adam:

- Herhalde şaka yapıyorsunuz, diye gülümsemiş.Böyle basit bir ayna,on altın bile etmez.

İhtiyar adam:

- Ben sana söylemiştim!.. diye kızmış. İsterseniz vazgeçin.

Adam,iş olsun diye aynaya baktığında, bağırmamakiçin kendini zor zaptetmiş.Gözlerini ovuşturarak baktığı aynadaki görüntü, onun yirmibeş yılönceki haline aitmiş. Ne başının büyük bölümünü saran beyaz saçlarvarmış bu görüntüde, ne de yüzünü kırış kırış eden derin çizgiler.

Adamınaynaya takılan gözleri, biraz sonra fal tşı gibi açılmış. Çünküaynadaki gençlik görüntüsünün hemen arkasından,sevdikleri geçiyormuşbirer birer.

Büyük bir dehşet içinde:

- Aman Allah(c.c.)'ım!.. diye bağırmış.Bu geçen,kız kardeşim değil miydi? Hem de henüz kanser olmadan önce.

Daha sonra, en sevdiği teyzesi ve dayısı da geçmişler, adamın görüntüsü ardından. Her ikisi de, çeyrekasır önceki halleriyle.

Adam, dayanamayıp başını çevirmiş aynadan. İhtiyar, ona sokulup:

- Bu işten vazgeç!. demiş.Zaten bir çok insan da öyle yaptı.

- Hayır!. diye itiraz etmiş adam. Kardeşimi özlemiştim, dayımla teyzemi de.

- Peki!. demiş ihtiyar. Şu gördüğün bir antika aynadır. Çerçevesi ahşaptır. Değeriyse bin kese altın eder.

Adam,orayadoğru ilerlerken,korkusundan vazgeçmiş. Ama merakını yenemeyip aynayabaktığında, küçük bir çocuk gibi çığlık atmış. Yedi sekiz yaşlarındabir çocuk duruyormuş karşısında. Soluk yüzlü, incecik, dişleri dökük vesaçları dağınık bir çocuk.

- Aman Allah(c.c.)'ım!.. diye bağırmış. Bu benim çocukluğum. Cebimdeki sapan bile duruyor.

Adam,biraz sonra sendeleyerek duvara tutunmak zorunda kalmış. Bu sefer,30-35 yaşlarındaki halleriyle annesi ve babası geçiyormuş geriden. Dahasonra da, nur yüzlü dedesi. Annesi, her gün defalarca yaptığı gibi,öpüvermiş onu yanağından. Babası ise, er zamanki şakacılığıyla,ensesine bir şaplak atmış yavrusunun.

Adam, kaçarcasına uzaklaşmış oradan. İhtiyarın yanına yığılmış ağlayarak.

Yaşlı adam:

- Gerçek aynalar böyledir evladım!.. demiş. Bu yüzden de ulaşılmaz onlara.

Adam, biraz olsun kendine geldiğinde, dükkandan atmak istemiş kendini. Fakat tam çıkacakken:

- Bedava aynalardan söz etmiştiniz, demiş. Onu da merak ettim.

İhtiyar adam:

- Ona hiçbakma evlat!. diye atılmış. Bu gün çok fazla yoruldun, kalbin dayanmaz.

- Mutlaka bakmalıyım!. diye ısrar etmiş adam. Gördüğüm şeylere artık alıştım.

Yaşlıadam, çaresiz kabul etmiş ve duvarlara asılanlardan farklı olarak,dükkanın döşemesi üzerine indirilen bir aynayı gösterip:

- İşte bu da geleceğin aynası!. demiş. Çerçevesi altından olup bedavadır. Ama onu hiç kimse almadı.

Adam:

- Geleceğin aynası ha!.demiş.Üstelik de altından ve bedava...

İhtiyar,hiç sesini çıkartmamış. Adam ise, emin adımlarla aynaya doğru ilerlemişve bakmak için yere eğildiğinde oracığa yığılıp kalıvermiş.

Yaşlı adam:

Geleceğinaynasında ne göreceğini tahmin etmen ve ona göre hazırlıklı olmangerekirdi evladım, demiş. Senin de gücün yetmedi demek ki...

İhtiyar adam, müşterisinin cansız vücudunu kucaklarken, onun aynadaki görüntüsüne bakmış.

Kuru bir iskelet görünüyormuş...
Ekleme Tarihi: 20.02.2009 - 18:29
BirGaripYolcuyum üyenin diğer mesajları BirGaripYolcuyum`in Profili BirGaripYolcuyum Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Saklambac...
BirGaripYolcuyum su an offline BirGaripYolcuyum  
Saklambac...
12 Mesaj -
[/URL]

SAKLAMBAC



Saklambac gibi hayat
Arkani dönmek hata

Görmek degil ki zaten marifet
Ya da hissetmek bir anda

Nereye baktigini bilmeden
Baksan ne fayda bakmasan ne fayda

Arkam önüm sagim solum sobe
Ebesin artik kosmalisin her yere
Ama hayat bu unutma her sey ters köse


Bakmadigim yerdesin biliyorum demeden
Sen kendinle basla her ise
Bunu bilmezsen
Kendinsin sobelenen ilk önce......


Bu mesaj 5 kez ve en son BirGaripYolcuyum tarafından 19.02.2009 - 21:35 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 19.02.2009 - 21:29
BirGaripYolcuyum üyenin diğer mesajları BirGaripYolcuyum`in Profili BirGaripYolcuyum Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: 17 yaşındaki bir gencin yüreklere seslenişi…..
BirGaripYolcuyum su an offline BirGaripYolcuyum  
12 Mesaj -

Ekleme Tarihi: 19.02.2009 - 21:20
BirGaripYolcuyum üyenin diğer mesajları BirGaripYolcuyum`in Profili BirGaripYolcuyum Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Sevgi Tuzaklarini Bilmek Ve Kurtulmak Icin...
BirGaripYolcuyum su an offline BirGaripYolcuyum  
Sevgi Tuzaklarini Bilmek Ve Kurtulmak Icin...
12 Mesaj -
Günümüzün en büyük hastalığı ve birçok rahatsızlığın baş sebebi sevgisizliktir. Sevgisizlik sevginin yokluğu değildir sadece, sevgiyi şarta bağlamak, beklentilerde bulunmak, sevgiye değer biçmekte sevgisizliktir çünkü gerçek sevgiden kopuk ve bencilcedir.
Neyazıkki günümüzdeki sevgilerin çoğu şarta bağlı, bencilce ve çıkarcıdır. oysaki müslüman Allah için sevmenin bilincinde olmak ve sevgi tuzaklarından kurtulmak zorundadır.
"Kim, îmânın tadını bulmayı severse, sevdiğini sâdece Allah için sevsin!"

Sevginin tuzakları;
Sevgi tuzaklarından biri sevgide karşılık beklemektir."eğer bana iyi davranırsa, bende iyi olurum, beni severse ben de onu severim." mantığıyla sevgiye yaklaşanlar sevgiyi bir sebebe bağlayanlardır. Sebebe bağlanan sevgi,sebep ortadan kalkınca tükenmeye mahkumdur. Pamuk ipliğine bağlı gibidir, nezamanki sebep ortadan kalkar ozaman sevgide biter. Oysaki sevgi pamuk ipliğine bağlanamayacak kadar önemli ve vazgeçilmezdir hayatımızda. Onu pamuk ipliğinden kurtarıp koruma altına alabilmek için sebeplerden kurtarmak zorundayız. Sebepsiz sevmeyi öğrendiğimiz zaman sebepsiz sevilmeye hak kazanmış oluruz.



Sevginin diğer bir tuzağı ise, "sevgimi haketmesi gerekir."yaklaşımıdır. Sevgi, hakedilmesi gereken birşey değildir, doğuştan herkes sevilmeye hak kazanmıştır zaten. Sevgi İlahi Kudret' in herkesin içine koyduğu bir değerdir, kimse bunu çalışıp kazanmamıştır. İlahi lutuf olarak bize verilen bu değeri koruyabilenler ve koruyamayanlar vardır ama bu değeri çalışarak hakedenler yoktur. Bu bilince sahip olanlar, herkesin Allah için sevilmeyi hakettiğini bilirler ve sevgilerini herkesle paylaşırlar.


Birbaşka tuzağa düşenler de "eğer .....yaparsa onu severim." diyenlerdir.
"eğer ders çalışırsa, eğer sözümü dinlerse, eğer çok para kazanırsa..."Bu kişilerin sevgi göstermesi için karşı tarafın sürekli beklentilere cevap vermesi gerekir. Beklentiler karşılandığı sürece sevgi gösterilir, eğer karşılanmazsa sevgi de biter. Sürekli beklentiler taşıyan bir ilişki zaten yıpranmaya ve tükenmeye mahkumdur. Çünkü kişi her beklentiye cevap verebilecek kudrette değildir. Böyle bir beklenti; kulun aciz ve yaratıcıya muhtaç olduğunu unutup ona taşıyamayacağı yük yüklemek anlamına gelir ki bir süre sonra o kişi de bu yükün altıda ezilir ve isteklerinizi karşılayamaz. Oysa ki sevgi isteklerle yıpratılmaya, tüketilmeye değecek kadar basit değildir, hatta bütün isteklerimizin üzerinde, bütün isteklerimizden daha çok ihtiyaç duyduğumuz bir duygudur. Varlığı içimize huzur, gönlümüze surur, gözümüze fer, dilimize derman, sözümüze ferman, kişiliğimize şahsiyettir. İsteklerle, beklentilerle tüketilmeyecek kadar değerlidir.



Bir diğer sevgi tuzağı da,"onu seviyorum çünkü ... sahip." mantığıdır. Bu şekilde sevenlerde o kişinin sahip olduğu bir özelliğinden dolayı sevgi göstermektedirler. "onu seviyorum çünkü yakışıklı, çünkü başarılı, çünkü,.." eğer kişideki bu özellik bir sebepten dolayı kaybolursa sevilme şansını da kaybetmiş olur. Oysa ki sevgi şansa, tesadüflere bağlı olmamalıdır.Sevgi özgürdür. Hiç sebepsiz, şartsız, beklentisiz, çıkarsızdır. Herkese ve herşeye yetecek kadar çoktur, paylaşıldıkça azalmayacak kadar cömerttir , herkesin içine tutunacak kadar vefalıdır, kendisini korumaya çalışanlara da rahmettir. İlahi rahmete ermek için bir sebeptir. İki cihan saadeti olmakla beraber, mümin için kurtuluştur.

Allah (c.c) şöyle buyurdu;"Benim rızam için birbirini sevenlere, benim için bir araya gelenlere, benim için birbirlerini ziyaret edenlere ve benim için birbirlerine harcayanlara sevgim vacip olmuştur."
Ekleme Tarihi: 19.02.2009 - 18:02
BirGaripYolcuyum üyenin diğer mesajları BirGaripYolcuyum`in Profili BirGaripYolcuyum Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Mutsuz Olmak İçin Güzel Bir Reçete
BirGaripYolcuyum su an offline BirGaripYolcuyum  
12 Mesaj -
Mutsuz olmak nasıl anlatılır?
Uzun uzun yazacağınızı sandığınız bir duygu aslında, değil mi?
Öyle derinden yaşarsınız ki dolu dolu anlatabileceğinizi düşünürsünüz... O kadar yerleşir ki içinize, öyle birşeydir ki sizi aldatır, yazmaya koyulduğunuzda ser verir sır vermez... Yazdırmaz... En fazla "Mutsuzum işte" dersiniz... Ruh halinizi ifade iki kelimeyle sınırlıdır...
Neden?
Evet, sorunun kaynağına inmek, geçmişi deşmek iyi fikir, sorunun kaynağına inerim ben de, geri alırım zamanı ne beni mutsuz etti öğrenmek ve kendime mantıklı bir açıklama yapmak için... Bazen işe yarar... Mutsuzluğum zaten ufak birşeydense geçer, biri beni kırmışsa ve mutsuz olmuşsam beni kıranın bunu başkalarına da yaptığını ve belki bir zaman benim de ona böyle kötü davrandığımı düşünürüm. Geçer o zaman...
Ama...
Daha kötüsü vardır bunun...
Kalbiniz paramparça olmuşsa, birşeyi istemeye istemeye bitirdiğinizde, önemli mantıklı kararlar aldığınızda, duygularınıza hiç fikir sorulmamışsa...
...o mutsuzluk ne yaparsanız yapın geçmez...
Keyfi gelirse belki...
Elinizden hiçbirşey geçmez...
Çocuk değilsinizdir artık, yeni bir oyuncak sizi sevindirmez, mutsuzluğunuzu unutturmaz, kafanızı başka şeye veremezsiniz... Nereye gitseniz kara bir bulut kafanızın üzerindedir... Ağlasanız geçmez, "ağla içini dökersin" tavsiyesi yalan olur o zaman... Hobi diye birşey kalmaz, sevdiğiniz birşeyi yapsanız da o artık çok da sevmediğiniz birşey oluvermiştir...
Kalbiniz parça parça olmuşsa...
En kötüsü de budur...
Kalbiniz paramparça olmuşsa kafanızı duvarlara vurabilirsiniz, bunun sorumlusu sizsinizdir... Kalbinize gereken değeri vermediğiniz için sizden intikam alıyor çünkü...
O artık üzüntüden sıkışmak istemiyor, mutluluktan deli gibi çarpmak istiyor çünkü...
Siz onun kıymetini bilmiyorsunuz çünkü...
O başkasına verilmek istemiyor artık çünkü...
Göçebe yaşamak istemiyor çünkü...
Birine verilip ömrünün sonuna kadar orada mutlu yaşamak istiyor çünkü...
Dinliyor musunuz?
O inatçı ama korkun bence, feci intikam alıyor...
Vücudumuzda bir yer kesildiğinde, kanadığında yara olduğunda kendi kendini yeniler, iyileşir ya, kalp bunu yapamıyor... Kalp yalnızken bunu yapmak istemiyor... Kalbin kırığı iyileşmiyor...
Ve bunu da şu an mutsuz olarak ödüyorsunuz...
Geçen sene yatağımda yatmış, sessizce tavana bakıyordum, mutsuz olduğumda en sık yaptığım şeydir zaten... bakıp bakıp düşünüyordum...
Arkadaşlarımdan biri beni yine merak etmiş ki onlar da olmasa, beni düşünmeseler ne yaparım bilmem... mesaj attı"ne yapıyorsun" diye "kalbim kırıldı kımıldamadan yatıyorum estetik dikiş olsun iz kalmasın diye" demiştim... Öyleydi...
Zor oldu ama geçti o zamanın, o kırıklığın izi kalmadı, gayet de estetik oldu...


Şimdi kımıldamadan yatmak için vakit yok, görmezden de gelinmiyor, bu kalp yine benimle inatlaşıyor...
Ekleme Tarihi: 19.02.2009 - 17:50
BirGaripYolcuyum üyenin diğer mesajları BirGaripYolcuyum`in Profili BirGaripYolcuyum Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Y o r u m s u z...
BirGaripYolcuyum su an offline BirGaripYolcuyum  
12 Mesaj -
[/URL]
Ekleme Tarihi: 17.02.2009 - 15:33
BirGaripYolcuyum üyenin diğer mesajları BirGaripYolcuyum`in Profili BirGaripYolcuyum Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon BAŞARISIZLIK!
BirGaripYolcuyum su an offline BirGaripYolcuyum  
12 Mesaj -
Hata yapmamak insanın elinde olan güçlerden biri değildir. Hata ve yanlışlarından geleceği aydınlatan zekice ve iyi sonuçlar çıkarmak ise öyledir...
Ekleme Tarihi: 17.02.2009 - 15:13
BirGaripYolcuyum üyenin diğer mesajları BirGaripYolcuyum`in Profili BirGaripYolcuyum Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: ***OL ve OLSUN***
BirGaripYolcuyum su an offline BirGaripYolcuyum  
12 Mesaj -
Hiç bir şey için "benimdir" deme
Sadece de ki "yanımdadır";
Çünkü ne altın, ne toprak, ne sevgili,
ne hayat, ne ölüm,
ne huzur,
ne de keder
daima seninle kalmaz.....

-D.H. Lawrence
Ekleme Tarihi: 17.02.2009 - 15:09
BirGaripYolcuyum üyenin diğer mesajları BirGaripYolcuyum`in Profili BirGaripYolcuyum Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Resimdeki İkinci Kişiyi Bulabilirmisin
BirGaripYolcuyum su an offline BirGaripYolcuyum  
12 Mesaj -
Resim icinde yüz ifadesi bir baska resim ilginc olmus.
Ekleme Tarihi: 17.02.2009 - 15:04
BirGaripYolcuyum üyenin diğer mesajları BirGaripYolcuyum`in Profili BirGaripYolcuyum Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: güzel bi hadis
BirGaripYolcuyum su an offline BirGaripYolcuyum  
12 Mesaj -

Ekleme Tarihi: 16.02.2009 - 14:49
BirGaripYolcuyum üyenin diğer mesajları BirGaripYolcuyum`in Profili BirGaripYolcuyum Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Sayfa (1): (1)
İmzalar göster - Konuları göster

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 535 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
BeSMeLe (39), serkan_aktas (45), karaahmetoglu (65), ademozdamar (54), levent (49), uhud38 (53), benfurkan (65), anemonia (43), tugrulsuratli (51), ali sungur (50), Adem71 (53), seyda59 (55), cetinceli (47), yenimemoli (44), fbetulk (43), hani5 (31), MileynSeleme (49), zehraygtster (33), halil ibrahim (59), mzeki (52), metinmaltas (79), Sefer1 (55), rabiaemin2 (39), Meftun (38), mkaya970 (54), islamin_gulu (37), mustafatunç (57), ali bostan (60), Kar_Tanesi_ (35), s7e7v7e7n (39), 00571 (41), Toyanc (50), volkan42 (54), frost_35 (42), gurbetci71 (57), salebe25 (44), barbarosum (49), gulcan (37), ocean82 (42), kalemdar (48), NURUNALANUR (52), SeYh_S@MiL (40), Hilal-Nisa (37), m.zeki (52), ToZ-PeMBe (37), ugurlar (37), yasemin330 (39), Iklama88 (36), mehmetkaya2005 (38), fatihuslu1985 (39), ebuzer21 (60), uduh_72 (43), NuRCaN (35), naz_angel (39), hakan125 (49), 23041987 (37), Derya A (37), delice (48), H.Gultekin (19), EsiLa_68 (35), ankebut06 (47), alzen (48), derici_001 (69), hamdi ulay resu.. (40)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.50306 saniyede açıldı