generique plaquenil generique colchicine generique stromectol generique kaletra generique colchicine aldactone aldara aldipin alendron alesse aleve alges x algifor allegra allergodil allo 300 tablinen allo basan allopur altace alutan alzar amanol amaryl amilo basan amilorid comp amiloride hct amiodar amlo eco amlopin amlovasc amoxi basan amoxi cophar amoxi mepha amoxil amoximex anafranil sr anafranil antabus antabuse antalgit antamex antisacer antra antramups anvitoff apcalis oral jelly
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

8 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (1): (1)
Ekleyen Mesaj
Konu: BİR GAZİMİZİN YAZISI
yolcu20 su an offline yolcu20  
BİR GAZİMİZİN YAZISI
9 Mesaj
BİR GAZİMİZİN YAZISI (GERÇEKTEN ÇOK AĞIR.....TÜRKÜM DİYEN VE BU VATANIN EVLADI HERKES OKUSUN....


Bir Astsubaydan....
......ili kırsalında teröristlerin dur ihtarına ateşle karşılık
vermesi sonucu çıkan çatışmada güvenlik görevlisi şehit oldu.

Ya da .....ilinde devriye görevini yerine getiren aracına açılan
ateş sonucu..güvenlik görevlisi şehit oldu.
Ya da ......ili kırsalında teröristlerce döşenen mayının patlaması
sonucu asker yaralandı..

Bu nasıl başlar biliyor musunuz?

Hava o kadar sıcaktır ki beyninizdeki sıvının buharlaşıp uçtuğunu düşünürsünüz. Oluştuğu anda kuruyup giden ter damlacıklarından geriye kalan tuzlar yüzünüzün ve hatta elbisenizin her yanını kaplamıştır.
Avucunuzun içindeki ter, yüzünüzdeki gibi kolay kurumadığı için elinizdeki tüfeğinizin metal kısmı avucunuzun içinde vıcık,vıcık oynar.
Ter ile ıslanan çeliğin kokusu avucunuzun içine ve elinizi sürdüğünüz her yere siner.
Önünüzde yürüyen adamın, ayağının kuru toprakla her temas edişinde çıkan toz, ağzınızın kupkuru olmasına ve zor nefes almanıza sebep olur.
Sırt çantanızın askı kayışları yüzünden omuzlarınızı hissetmezsiniz.
Kült ağrıları ancak çantayı sırtınızdan çıkardığınızda fark edersiniz.
Bastığınız her taş parçası, her çalı ve bir ayağınızın kaplayabildiği her yeryüzü parçasından çıkan sesi duyarsınız.
Yürüdüğünüz yerdeki her Ağustos böceğinin sesini, dallardaki kuşları, yüzünüzün etrafında ürkütücü devriye uçuşları yapan arıların kanat seslerini, ağzınıza ve yüzünüze ya da herhangi bir yerinizdeki küçük yaraların üzerine konmaya çalışan sineklerin vızıltılarını,ayağınızı bastığınız yerden havalanan yeşil çekirgenin küçücük cüssesine rağmen çıkardığı tok kanat sesini en ince ayrıntısına kadar duyarsınız.
Sonra, kendi teçhizatınızın ve önünüzdeki arkadaşınızın ve arkanızdaki arkadaşınızın teçhizatlarının çıkardığı düzensiz seslerin her birini ayrı ayrı duyarsınız.
Ve aynı anda önünüzdeki arkadaşınızın nefes alışlarını duyarsınız, öksürmesini ve hapşırmasını da duyarsınız.
Telsizinizden çıkan seslerin ve cızırtıların her biri ayrı ayrı katılır bu senfoniye.
Ter ve tozun birleşmesinden oluşan kaygan çamur, postalın içindeki tüm ayağınızı kaplamıştır, çoraplar önce su toplayıp sonra patlayan yerlere adeta bir deri gibi yapışmıştır.
En çok yapmak istediğiniz şey ayaklarınızı yıkayıp, çoraplarınızı değiştirmektir. Ama bu çok büyük bir lükstür o anda.
Çünkü...
Çünkü hangi çalının dibinde, hangi kayanın arkasında sizi beklediğini bilmediğiniz ihaneti arayıp bulmanız ve yok etmeniz gerekmektedir.
Bütün masumların hayatı ve huzuru size emanet diye, öğretmenler bayrak direğine asılmasın diye, kundaktaki bebekler kurşunlanmasın diye,binlerce
yıllık emanete halel gelmesin diye kahpeliği ve ihaneti yok etmeniz
gerekmektedir.
Çünkü bunun için bayrağın, silahın, namusun ve şerefin üzerine yemin etmişsinizdir.
Çünkü önemli olan ayağınız değil, ülkeniz, bayrağınız ve onurunuzdur.
İşte bu yüzden lükstür ayak yıkamak, çorap değiştirmek. İşte bu yüzden senfoniye dönüşmüştür bütün o düzensiz sesler güruhu.
Sonra!..
Sonra birden tüm sesler kesilir, bıçağın dalı kestiği gibi, makasın kâğıdı, pensenin bir hoparlör kablosunu kestiği gibi... Bir anda... Kuşların sesleri, arıların ve sineklerin vızıltıları, çekirgenin kanat sesleri hepsi bir anda biter.
Gözlerinizi açtığınızda önünüzdeki arkadaşınızı değil, gökyüzünü görürsünüz, yere düşmüş olduğunuzu anlamanız birkaç saniye sürer.
Tek hissettiğiniz kesif bir barut ve yanık et kokusudur, yüzünüzün toprak parçalarıyla kaplandığını fark edersiniz, temizlemek için çalışmazsınız.
Arkadaşlarınızın bağırarak koşuşturduğunu görür ama kulağınızdaki çınlama ve uğultudan seslerini duyamazsınız. Sesleri yavaş yavaş duymaya başladığınızda ayağa kalkmaya çalışırsınız ama başaramazsınız.
Yine birkaç saniye sonra arkadaşlarınızın sesleri arasında "mayın" kelimesini ayırt eder ve kalkmaya çalıştığınızda ayağınızdaki yoğun ağrıyı fark edersiniz.
Ayağınız yoktur ama yine de ağrıdığını hissedersiniz.
Ne olduğunu anlamak için baktığınızda ise parçalanmış pantolonunuzun ve kopmuş ayağınızın farkına varırsınız. İşte her şey o anda başlar.
Avazınız çıktığı kadar bağırırsınız. Sonra, nefesiniz biter.
Sonra, yeniden nefes alırsınız ve yeniden bağırmaya başlarsınız. Sonra yine nefesiniz biter ve yeniden, yeniden ve yine...
Yanınıza ilk gelen arkadaşınız size, "fazla bir şey yok, sadece küçük bir yara" gibi telkinlerde bulunur. Ama siz arkadaşınız konuşurken de, helikopterle hastaneye götürülürken de artık bir ayağınızın olmadığını biliyorsunuzdur. Hep bir soru çınlar kafanızın içinde "neden ben, neden ben, neden ben ?"
Hastanede geçen aylar, tedavi ve terapilerde geçen yıllar sonunda,diz kapağınızın on iki santim altından takılı olan ve her akşam yatarken veya banyoya girerken çıkarıp kenara koyduğunuz takma bacak artık bir uzvunuz olmuştur.
Ama bunun önemi yoktur çünkü bu fedakârlığınız sayesinde vatan var olacaktır. Sizin bir bacağınızın ne önemi vardır ki!
Artık koşamayacak olmanızın, yazın herkes gibi havuza, denize giremeyecek olmanızın da hiç önemi yoktur. Vatan sağ olsun yeter.
Sonra birilerinin, sizin ödediğiniz vergilerle Fransız televizyonlarında, uğruna yarım kaldığınız vatan hudutlarını hiçe sayan programlara finans sağladığını okursunuz. Aynı dillerin bundan pişmanlık duymadıklarını söylediklerini de okursunuz.
Pamuk'ları, Dink'leri, okursunuz, Bizans çocuğuyum diyenleri duyar, Ali Kemallere tanık olursunuz, "koçlar gibi satanları "görürsünüz. .
Türk Bayraklarının yakıldığını, görürsünüz. Başlarına çuvallar geçirilip aşağılanarak elleri arkalarından bağlanan Türk askerlerini görürsünüz.
Bu aşağılanmaya cevap verecek tankların motor seslerini, helikopterlerin kanat seslerini, piyadelerin intikam yeminlerini duymayı beklersiniz ama duyamazsınız.
Onun yerine hainlerin cesetlerinin üstüne örtülen çaputlara bayrak" diyenleri görürsünüz, "uçaklarını çek", "valiyi çek" diyen başkanları ve karşılarında kekeleyen riyaseti görürsünüz.
Bu da yetmez Türk askerlerinin kendi mahkemeleriniz tarafından,"çete" diye suçlandığını, yargılandığını görürsünüz.
Yok, yok bu da yetmez. Askere, polise, öğretmene ateş eden, yol kesip soygun yapan, köy yakan, okul yıkan, mayın döşeyen teröristlerin sadece "ben bir şey yapmadım" demelerinin esas kabul edilip, "suçsuz" sıfatıyla serbest bırakıldığını görürsünüz.
Susanları, konuşması gerektiği halde susanları görürsünüz, konuşanlar her konuştuğunda, kekeleyenler her kekelediğinde ve susanlar her sustuğunda siz yeniden vurulursunuz, yeniden ölürsünüz her defasında.
Gövdenizden o toprağa akan kan, bu defa içinize akar, inandıklarınıza,uğrunda savaşarak kendi kanınızı akıtmak pahasına tertemiz tuttuğunuz değerlerinize akar.
Sizin kaya arkalarında, çalı diplerinde aradığınız ihanet gelir aklınıza, o mayınları yerleştiren eller gelir. Sorgulamaya başlarsınız: "Biz bu ihaneti doğru yerde mi aradık, kuyruğunda dolaştığımız yılanın başı, hep gözümüzün önünde miydi yoksa?"diye sorarsınız kendinize.
Onlara verilen maaş'ın sizin vergilerinizden ödendiğini, içinize sindiremezsiniz, uykularınız kaçar, neden bu vatanı sizin kadar sevmediklerini düşünürsünüz.
Bu vatan onların da vatanı değil mi? Onlar da, tıpkı benim gibi namusun ve şerefin üstüne yemin etmedi mi? diye sorarsınız kendi kendinize.
Sinirlenirsiniz, üzülürsünüz, on beş yaşında bir askeri okul öğrencisi iken her adımda söylediğiniz, beyninize ve yüreğinize nakşettiğiniz sözler gelir aklınıza": VATAN, SANA CANIM FEDA"
Geri kalan tüm hayatınızın ilk beş dakikası, böyle başlayacak işte ve hayatınız böyle devam edecektir. Son nefesinize kadar savaşacaksınız ihanetle, her şeye ve herkese rağmen, bu yolda ölene ya da bu ihaneti bitirene kadar. Siz diyorum, çünkü bu vatan için bedel ödeyen insanların neler yaşadığını, neler hissettiğini, size rağmen ve sizin için neler yaptıklarını, neler yapabileceklerini bilin istiyorum. okuduğunuz ya da televizyonda duyduğunuzdan daha fazladır yaşananlar.
Yani aslında gazetelerin iç sayfalarındaki, minicik karelerde okuduğunuz; "...ili kırsalında teröristlerce döşenen mayının patlaması sonucu, bir güvenlik görevlisi yaralandı!" haberi aslında o kadar da kısa değildir.
Sizin, daha okuduğunuz gazetenin arka sayfasına geçerken unuttuğunuz, falanca mankenin otel odası maceralarına, ya da uyuşturucu komasından ölen oğluna "şehit" deyip Türk bayrağı "örten kadının haberine ayırdığınızdan daha uzun zaman ayırmadığınız bu küçük haber, birileri için bir ömür boyu sürecek ve asla unutulmayacaktır.
Ve siz unuttuktan sonra da başka birileri, "ne için?" dendiğinde "vatan için" diyecekleri fedakârlıklarını size rağmen yapmaya devam edeceklerdir.
Sizin uyuşmuşluğunuza, duyarsızlığınıza rağmen, sizin rahatlığınıza, sizin vicdanlarınıza rağmen bu kahramanca fedakârlıklar ve bu ilk beş dakikalar yaşanmaya devam edecektir.
Asla unutmayınız başınızın üstündeki egemenlik örtüsünün payandası kopan bacaklar, bedeli ise size rağmen bu vatan için akan kanlar, feda edilen canlar, sıcak yuvalarını, babalarının yüzlerini unutan küçücük çocuklarını düşünmeden vakfedilen hayatlardır.
Ne kadarını anlayabilirsiniz veya anlamak sizin umurunuzda mı bilmiyorum, ama birileri bunları yaşadı, birileri hala yaşıyor ve emin olun yaşlı dünya döndükçe, Türk vatanı ve Türk Bayrağı için birileri daha tüm bunları yaşayacak.
Gördüğünüz gibi size bir hayli uzak bir yaşam biçimi bu. Masalarda oturup "aydınca" sohbetler etmeye hiç benzemiyor değil mi?
Bir an için bile olsa kendinizi onların yerine koyasınız diye "siz" diyerek yazdım, sizin onlardan biri olamayacağınızı biliyorum.
"Siz" kim misiniz? Siz kendinizi çok iyi biliyorsunuz! Biz de, biz de sizi çok iyi biliyoruz. "Siz" de bilin ki biz asla unutmayacağız.

"VARLIĞIM TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN"

Oktay Yıldırım / Emekli Astsubay

RABB im bizlerin başından onları eksik etmesin, onların yar ve yardımcısı olsun.
( AMİN )

Ekleme Tarihi: 23.10.2007 - 08:40
yolcu20 üyenin diğer mesajları yolcu20`in Profili yolcu20 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: ***RAMAZAN HATMİ***
yolcu20 su an offline yolcu20  
9 Mesaj
Selamün aleyküm

Almis oldugum 3. ve 4. cüzleri okudum.

RABB im hatasiyla kusuruyla düzgün okunmus hatimlerden eyler insallah.
Ekleme Tarihi: 18.09.2007 - 02:44
yolcu20 üyenin diğer mesajları yolcu20`in Profili yolcu20 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: BILELIM ÖGRENELIM, BILMEYENLERI UYARALIM
yolcu20 su an offline yolcu20  
BILELIM ÖGRENELIM, BILMEYENLERI UYARALIM
9 Mesaj
DİNİMİZCE CAİZ OLMAYAN TERİMLER

Günlük yaşantımızda ister bilerek ister de bilmeyerek zannedersem çoğumuz da bilmeyerek söylüyoruz. Aşağıda zikredeceğim terimleri ya da deyimleri, daha doğrusu başka dinlerden ve dillerden gelmiş olup ta güya bizim atasözlerimiz ya da terimlerimiz halini almış sözlerden bir kaç tanesini kaydediyorum. Dinimizle yakından uzaktan alakası yoktur.

Bunlardan şu an aklımda olanlar iki tane. Sizlerin de buna benzer bildiklerinizi buraya eklerseniz hem ben hem de siteye giren tüm arkadaslar da sizlerin sayesinde bilgilenmiş ve bundan sonra da bu gibi terimleri kullanmamaya gayret göstermiş olurlar.

1. BENİ SOKMAYAN YILAN BİN YIL YAŞASIN

Hiç düşüne biliyormusunuz hangi bir müslüman ve dinine hakiki bir şekilde bağlı olan bir kişi bunu söylebilir? Ama ne yazıkki bunu bilinçsiz hacısından da hocasından da duyuyoruz. İşimiz gücümüz sadece kendimizi düşünmek. Hadi diyelim o yılan seni sokmadı ve sen paçayı kurtardın. Ya ilerde senin o bin yıl yaşasın dediğin ve hür bıraktığın yılan senin evladını, kardeşini kısacası senin çok sevdiklerini sokarsa naparsın. Hiç mi yüreğinde acıklık ve üzüntü hissetmessin? Sonra da başlarız artık ah çekip keşke demelere.
Şu da bilinmeliki yolda görülen ve başkalarına zarar verebilecek bir taşı alıp kenara koymak bile ibadettendir. Hal böyle iken bizdeki vurdum duymazlık almış başını gidiyor bakalım nereye kadar da gidecekse.
Yaşadığımız zaman öyle bir zamanki ne bir komşunun çocuğuna ne de bir yeğenine terbiye eder, ya da yanlışlarını söyleyebilir hale geldik. Neden çünkü bu devirde artık kimse kendi çocuğuna başkarının terbiye etmesine göz yummuyor. Kendisi de çocuğuna tam terbiyeyi veremediği için sadece bir cep telefonu için gencecik yavrularamızı trenden bile atabiliyorlar. Allah bizleri ıslah etsin.


2. HER KOYUN KENDİ BACAĞIN DAN ASILIR

Aşagıdaki hikayeden de anlaşılacağı gibi bu deyimin de dinimizde yeri ve hükmü yoktur. Ama gel velakin bunu da kişilerle pek fazla uğraşmak istemediğimiz zaman: ’’ Bana ne ya nasıl olsa her koyun kendi bacağından asılır ‘’ deyip kısacası kendimizi kurtarmak isteriz.

Bir padişahın kötü huylu oğlu vardı. Oğul çevredekilere kötülük etmekten zevk duyardı babası ise dindar, Allah’ı bilen bir adamdı. Oğlunun kötülüklerini duyup gördükçe : ‘’ Yapma oğlum bunun cezasını çekersin.’’ derdi.

Bir gün oğlunun bir kötülük daha yapması üzerine , yine böyle demiştiki; oğlu karşılık verdi: ‘’Cezasını çekersem çekeyim, nasıl olsa HER KOYUN KENDİ BACAĞIN DAN ASILIR değilmi? ‘’ Oğlu gidince padişah bir adam çağırttı.

Adama şöyle dedi : ’’Hemen bir koyun keseceksiniz, koyun oğlumun penceresine tek bacağından asılacak.’’ Padişahın dediklerini aynen yaptılar. Koyun durduğu yerde kokmaya başladı. Koktukça özellikle padişahın oğlunu ve bütün sarayı rahatsız ediyordu. Oğlan, o koyunu ordan kaldırtmak istedi ama : ‘’ Padişahın emri var kaldıramayız.’’ dediler.

Oda babasına gitti şikayette bulundu. Babası : ‘’ Gördünmü ? HER KOYUN KENDİ BACAĞINDAN ASILIR AMA DÖRT MAHALLEYE DE ZARARI DOKUNUR.....’’ dedi.


Konuşma ve sohbetlerimizde mümkün olduğu kadar yukardaki zikredilen terimleri ya da buna benzer terimleri konuşmamaya özen gösterme temennisi ve duası ile ......


Şimdi sıra sizde bakalım daha ne kadar dinimizce uygun olmayan terimler varmış.

NOT : Yazdığınız terimin dinen yanlış olduğunu kısaca açıklarsanız ortadaki şüpheleri de kaldırmış olursunuz bu sayede de.
Ekleme Tarihi: 30.08.2007 - 21:55
yolcu20 üyenin diğer mesajları yolcu20`in Profili yolcu20 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: bilgisayarda en ince viruslari bitiriyor kaldiriyor
yolcu20 su an offline yolcu20  
Bundan kolay bir sey yok
9 Mesaj
Selamün aleyküm !

Su abla ilk basta programin indirip pc ne yükledikten sonra digital rakami 2 gibi masa üstünde bir dosya belirir a-squared Free isimli bir dosya. Bunu tikladiktan sonra bir pencere acilir. Sag üst tarafta kösede dili türkceye cevirmen lazim. Ondan sonra da sol tarafta alt altta güvenlik durumu pc yi tara karantina ayarlar ve yardim yazar. Sen ikincisine tikladiktan sonra pc yi tüm tariyor ve bulduklari viruslari ne kadar tehlikeli olup olmadigini sana bildiriyor. Bu islem bittikten sonra bulunan viruslari kareler var orayi isaretleyip sile basacaksin. Hepsi de bu.

Bende tam 120 adet virus buldu orta boyutlu ve az tehlikeli boyutlu olarak. Avast ta sil diyordum silemiyordu. Container e at diyordum atmiyordu. Bu programla hepsini silebildim.

Umarim yazdiklarimla yardimci olabilmisimdir.

Saygi ve dualarimla....
Ekleme Tarihi: 26.08.2007 - 18:00
yolcu20 üyenin diğer mesajları yolcu20`in Profili yolcu20 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: BU RAVDA NE BICIM BIR SITE HIC HAREKET YOK BURDA......
yolcu20 su an offline yolcu20  
9 Mesaj
Ben de Inci Baba gibi yeni üyeyim, ama onun gibi davranmak istemiyorum. Sebeblerine de gelince ilk başta siteyi tam olarak tanımıyorum, forumda neler yazılmış, neler eklenmiş onları okuyup bilmeden hemen yorum yapmak ve eleştiri yapmak niyetinde değilim. İlk başta güzelce inclersin ondan sonra eleştirilecek yerleri varsa o zaman eleştirini yaparsın düşüncesindeyim.

Diğer dikkatimi ceken de Ravda ailesinin üyeleri hayli çok. Bunların da sebebleri şahsen site güzel ve yarayışlı bir site olsa gerek ki bunca kişi buraya üye olmuş. Ayrıca yöneticeler de herkese gidipte '' Aman gelin bizim siteye üye olun karşılığında şunu vereceğiz bunu vereceğiz'' diye dediklerini de sanmiyorum. Buraya üye olan kişilerin gönül rızası ve kendi istekleri ile üye oldukları kanaatindeyim aynen benim gibi. Gelene hoş geldin gidene de güle güle denir benim bildiğim. Ne kimseyi zorla üye olun derler ne de gidene aman siz kalın ne olur diye de yalvarırlar.

İnci Baba nin konuya yaklaşım tarzı ters geldi bana. İlk etapta hemen ters ve sert uslup kullandı ve tepkiyi de hemen üzerine çekti. Neyse olan oldu artık ta ilerde inşallah hemen böyle konulara lap diye girmezsiniz.

Size ve diğer arkadaşlara bir de kısa bir hikaye anlatıp sözümü bitireceğim inşallah.

İki ama ( kör ) bir gün misafirlikte kahvaltı ediyorlarmış. Birisi diğerine : " Neden zeytinleri öyle çifter çifter atıştırıyorsun" demiş. O da diğerine : " Sen nereden biliyorsun ki , sen de benim gibi kör değil misin?" demiş. Karşılığında aldığı cevap ise: " Ben öyle yapıyorum da ondan " olmuş.

Yani kıssadan hisse kendimiz nasılsak karşımızdakilerin de öyle olduğunu sanmayalim lütfen.

Saygı ve dualarımla.....
Ekleme Tarihi: 23.08.2007 - 11:42
yolcu20 üyenin diğer mesajları yolcu20`in Profili yolcu20 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: BEN DE YENI ÜYE OLDUM
yolcu20 su an offline yolcu20  
HOSBULDUM
9 Mesaj
Cümleten hosbuldum, cannanberraramazan, sayacgin1, kosovali, karagul, esadullah ve sumeyra kardeslerim..

Böyle bir hosgeldin karsilamisini beklemiyordum. Sagolun ve ALLAH sizlerden razi olsun derim.

Hele hele Su ablanin bana özel cayla karsilamasina nasil sevindim bir bilseniz. Eeee ablam bizi bir yere davet edecek biz de elbette geri cevirmeyiz e. Ne de olsa davete ciabet etmek gerekir. Ve sagolsun ablam da nerden bildiyse benim cay tiryakisi oldugumu hemen cayla karsilik vermis bana.

Senden de Allah razi olsun Su abla ve ellerinine saglik cayin da cok güzel olmus.
Ekleme Tarihi: 21.08.2007 - 01:09
yolcu20 üyenin diğer mesajları yolcu20`in Profili yolcu20 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: YOK ARTIK!
yolcu20 su an offline yolcu20  
9 Mesaj
Her sey hos güzel de. Bu tür videolarin ben sahsen buraya eklenmesini hic ama hic uygun görmüyorum. Sebeblerine de gelince:

1. Bu siteye giren ya da üye olan belki yüzlerce kardeslerimiz giriyor ve bunlarin arasinda kalp hastasi olanlar vardir, bu gibi görüntülere kalpleri belkidayanmayabilir.

2. Hamile olan bacilarimiz vardir onlar da bu gibi video görüntülerinden korkabilirler.

3. Meraktan acaba ne tür bir video diye kücük cocuklariyla birlikte seyreden anne babalar vardir ve cocugunun bu tür videolardan korkabilecegini düsünemez, cünkü karsisina ne tür video cikacabilecegini bilemedigi icin. Ve sonradan da artik cocuk bir korktumu bir daha iyilesmeye bilir.

Affiniza siginarak ben sahsen bu tür ve buna benzer videolarin burada sergilenmesine ya da link olarak eklenmesine karsiyim. Mademki bu tür videolari arkadasiniza göstermek istiyorsaniz eger, bunu baska yöntemlerle de yapabilirsiniz. Arkadasiniza linki mail olarak gönderirsiniz.
Ekleme Tarihi: 20.08.2007 - 01:53
yolcu20 üyenin diğer mesajları yolcu20`in Profili yolcu20 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: BEN DE YENI ÜYE OLDUM
yolcu20 su an offline yolcu20  
BEN DE YENI ÜYE OLDUM
9 Mesaj
SELAMÜN ALEYKÜM RAVDA net AILESI !!!!

Ilk basta Su ablaya beni de bu siteye üye olmam icin tesvik ettiginden dolayi ondan ALLAH razi olsun der, sonra da RAVDA ailesinin bunca zaman calismalarindan ve bundan sonraki calismalarinda da RABBIM onlarin yar ve yardimcilari olmasina duaciyim.

Bir de üyeligimi kabul ettiginiz icin de RAVDA ailesine tesekkürlerimi belirtmek isterim.

Saygi ve dualarimla ......
Ekleme Tarihi: 20.08.2007 - 01:38
yolcu20 üyenin diğer mesajları yolcu20`in Profili yolcu20 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Sayfa (1): (1)
İmzalar göster - Konuları göster

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 607 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
fatihyenturk (46), kurtalanli (46), esmabanu (48), _LaL_ (36), !MesuD! (43), refya (45), þemsinur (69), dervis-9 (49), birparcaozgurlu.. (38), nuresmin (46), ankebut-57 (37), yassokiz (40), hamiyet (49), HeDo (35), gncmostar (38), ahmett25 (43), __peri__ (35), utkucan (44), mtbc (50), vuslat21 (44), bekir bora (37), CUNDULLAH (42), Bursa1975 (49), *~Beyaz_Gul~* (50), kazimsagir (42), Allah_korusun (39), Seyfo1 (55), gönülverumeysa (38), AKCAYLI10 (52), eoguz (39), cananaa (44), hicret14 (32), kemreluk (54), yunuss (54), ethem82 (42), Muhammed Rasid (47), akifd (38), özsu (39), serdar024 (43), htly (54), seferad34 (41), osmanlý (63), prenses (55), karakiz86 (38), Kutuptaki_Karan.. (42), Ufuk.S (), Davidoksen (37), aybalam (61), burak_sevgili (30), ömer küçükali (52), seyirdefteri (47), birsenkopuz (50), erdemli (35), safsofi (59), omer_yildirim (43), dialoginternet2.. (46), ALLAH_IN_ASLANI (54), sensiz_olmuyor (38), hasret81 (43), ismailkurt (60), Selam86 (38), mesudturan (43), ENGIN00 (45), mukadder (47), levyavuz (41), cecen3603 (), hnf (36), rabia 74 (50), son-sozum (48), DünyadakiGaflet (36), cog21 (55), yavuz37 (47), tubanur (49), nicknack (46), mhyd (51), rujhat (43), davut05 (49), mercan68 (57), ERSIN SELVI (49), cengizozkulluk (), hicret61 (51), nurefsan_ (50), yilmazgovdeli (74), Mollaislam (38), ozan ataþ (36), hasim20 (40), sakird (58)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.50058 saniyede açıldı