budesonide lopinavir ritonavir lopinavir ritonavir generique plaquenil ivermectine cipralex ciprine cipro med cipro clamycin clarinex clarithrocine claritin claritine claromycine claropram clavamox clavu basan cleocin climara clobex clocim clomid clopin clot basan clozaril co acepril co atenolol co diovan co enalapril co enatec co epril co lisinopril coaprovel colcrys colofac combivir compazine competact concor plus concor confortid conjugen convulex copegus corangine
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

55 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (3): (1) 2 3 Devam >
Ekleyen Mesaj
Konu: MEVLÜT KANDİLİ
burcu 52 su an offline burcu 52  
MEVLÜT KANDİLİ
56 Mesaj -
Kutlu Doğum ve Mevlid Kandili

Hayatın gayesi, yaratılışın mânâsı silinmiş, yok olmuştu. Herşey mânâsız başıboşluk ve hüzün örtülerine bürünmüştü.

Ruhlar birşey bekliyor, bir nurun zulmet perdesini yırtmasını içten içe hissediyordu.

O vahşet devrinde kâinat ufkundan bir güneş doğdu. Bu güneş âhirzaman Peygamberi Hz. Muhammmed Aleyhissalâtü Vesselam idi. Tarihin seyrini, hayatın akışını değiştiren bu eşsiz olay, dünyayı yerinden sarsan değişimlerin en büyüğü idi.

İşte insanlığın akıl ve kalbinde düğümlenen "Necisin, nereden geliyorsun, nereye gidiyorsun?" sorularını, düğümlerini çözüp kâinatın Sahibini ilân ve ispat edecek bir zatın teşrifi sadece insanların ruh ve kalbinde değil, diğer varlıklarda, hattâ cansız eşyada bile yansımasını bulacaktı.

Doğudan batıya bütün âlemin nurlara büründüğü, İlâhi değişimin tecelli ettiği o gece neler oldu neler?

Yahudi ileri gelenleri ve âlimleri kitaplarında daha önce rastladıkları işaret ve müjdelerin açığa çıktığını gördüler. Kimsenin haberi olmadan en önce onlar bu müjdeyi verdiler.

O gece Yahudi âlimleri semâya bakıp "Bu yıldızın doğduğu gece Ahmed doğmuştur" dediler.(1)

Bîr Yahudi İleri geleni Mekke'de Peygamberimizin doğduğu gece, içlerinde Hişam ve Velid bin Muğire, Utbe bin Rabia gibi Kureyş ileri gelenlerinin bulunduğu bir toplantıda,
- "Bu gece sizlerden birinin çocuğu oldu mu?" diye sordu.
- "Bilmiyoruz" diye cevap verdiler.
Yahudi, "Vallahi sizin bu ihmalinizden iğreniyorum!
"Bakın, ey Kureyş topluluğu, size ne söylüyorum, iyi dinleyin. Bu gece, bu ümmetin en son peygamberi Ahmed doğdu. Eğer yanlışım varsa, Filistin'in kudsiyetini inkâr etmiş olayım. Evet, onun iki küreği arasında kırmızımtırak, üzerinde tüyler bulunan bir ben var" dedi.

Toplantıda bulunanlar Yahudinin sözünden hayrete düştüler ve dağıldılar. Her birisi evlerine döndüğünde bu durumu ev halkına anlattılar. "Bu gece Abdülmuttalib'in oğlu Abdullah'ın bir oğlu doğdu. Adını Muhammed koydular." haberini aldılar.

Ertesi gün Yahudiye vardılar:
"Bahsettiğin çocuğun bizim aramızda dünyaya geldiğini duydun mu?" dediler.
Yahudi "Onun doğumu benim size haber verdiğimden önce midir, sonra mıdır?" dedi.
Onlar, "Öncedir ve ismi Ahmed'dir" dediler. Yahudi, "Beni ona götürün" dedi.
Yahudi ile beraber kalkıp Hz. Âmine'nin evine gittiler, içeri girdiler.
Pegamberimizi Yahudinin yanına çıkardılar. Yahudi Peygamberimizin sırtındaki beni görünce, üzerine baygınlık geldi, fenalaştı. Kendine gelip ayıldığı sırada,

"Ne oldu sana, yazıklar olsun" dediler.

Yahudi, "Artık İsrailoğullarndan peygamberlik gitti. Ellerinden kitap da gitti. Artık Yahudi âlimlerinin kıymet ve itibarları da kalmadı. Araplar peygamberleriyle kurtuluşa ereceklerdir.

"Ey Kureyş topluluğu, ferahladınız mı? Vallahi size, doğudan batıya kadar ulaşacak bir güç, kuvvet ve bir üstünlük verilecektir" dedi.(2)

Kâinatın Efendisini dünyaya getiren bahtiyar annenin henüz dünyaya gelmeden görüp gördükleri çok manalıydı..

Peygamber Efendimize hamileyken rüyasında, "Sen, insanların en hayırlısına ve bu ümmetin efendisine hamile oldun. Onu dünyaya getirdiğin zaman 'Her hasetçinin şerrinden koruması için bir ve tek olana sığınırım' de, sonra ona Ahmed yahut Muhammed ismini ver."

Yine kendisinden çıkan bir nurun aydınlığında bütün doğuyu ve batiyi, Şam ve Busra saray ve çarşılarını, hattâ Busra'daki develerin uzanan boyunlarını gördüğünü Abdülmüttalib'e anlatmıştı.(3)

Aynı gece Hz. Âmine'nin yanında bulunan Osman ibn Âs'ın annesinin gördükleri de şöyle:

"O gece evin içi nurla doldu, yıldızların sanki üzerimize dökülecekmiş gibi sarktıklarını gördük."

Evet bu ulvî anı dile getiren Mevlid'in yazarı Süleyman Çelebi bütün bu hakikatleri şu beytiyle şiirleştirmiştir:

"Hem Muhammed gelmesi oldu yakin
Çok alâmetler belürdi gelmedin"

Rabiülevvel ayının 12. Pazartesi gecesi, yapılan hesaplamalara göre, Miladi takvime göre 20 Nisan'a denk gelen gece idi.
Dünyayı şereflendiren iki Cihan Serverinin üzerini o günün bir âdeti olarak bir çanakla kapattılar.

Araplara göre o zaman, gece doğan çocuğun üzerine bir çanak koymak ve gündüz olmadan ona bakmamak âdetti. Fakat bir de baktılar ki. Peygamber Efendimizin üzerine konulan çanak yarılarak ikiye ayrılmış, Efendimiz gözlerini gökyüzüne dikmiş, başparmağını emiyordu.(5)

Evet, bu işaret her türlü küfrün, zulmün, şirkin ve her türlü bâtıl inanç ve âdetlerin parçalanıp yok olması, imanın, nurun ve hidâyetin kâinatı aydınlatması için gönderilmiş bir Peygamber idi.

Aynı gece Kabe'de tapılmakta olan cansız putların çoğunun başaşağı devrildiği görüldü.

Aynı gece Kisra sarayının beşik gibi sallanıp on dört balkonunun parçalanıp yerlere düştüğü öğrenildi.

Sava'da mukaddes tanınan gölün suyunun çekilip gittiği görüldü.

Bin senedir yakılan ve söndürülmeyen mecusi ateşinin sönüverdiği müşahede edildi.

Bütün bunlar işaret ve alamettir ki, yeni dünyaya gelen zat ateşe tapmayı, puta tapmayı kaldırıp, Fars saltanatını parçalayarak Allah'ın izni olmadan kutsal tanınan şeylerin kutsallığını ortadan kaldıracaktır.(6)

İşte bu geceye Veladet-i Nebi gecesi diyor ve onun bütün kalbimizle, ruhumuzla her sene yeniden yâd edip kutluyoruz. Bütün kâinatla bu geceyi karşılayarak onun âleme teşrifine kıyam ediyoruz.
Getirdiği ebedi nura, açtığı saadet caddesine ve sünnet-i seniyyesine yeniden sımsıkı sarılmak ve Mevlid Kandilini vesile ederek ona yeniden biatimizi, bağlılığımızı tazelemek ne yüce bir şeref ve ne büyük bir saadettir.
Yüce Rabbim bizleri sevgili Resulünün şefaatine nail eylesin.


Tüm İslam Aleminin Mevlüt Kandili Mübarek Olsun...
Ekleme Tarihi: 19.03.2008 - 08:04
burcu 52 üyenin diğer mesajları burcu 52`in Profili burcu 52 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Babam icin DUA Edermisiniz?
burcu 52 su an offline burcu 52  
56 Mesaj -
Ablam Allah Babamıza acil şifalar versin onun kalbinin güzelliğini Rabbim bilir, bol bol şifalar diliyorum.
Sen Güzel kalbini ferah tut Rabbimin izni ile çok iyi olacak Babam.
Allah'a emanet ol...
Selam ve Dua ile
Kardeşin...
Ekleme Tarihi: 20.02.2008 - 11:35
burcu 52 üyenin diğer mesajları burcu 52`in Profili burcu 52 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: YENİ BİR HAYIRLI İŞ..KİMSE FORMDAN ŞÜKRETMEDEN ÇIKMASIN İNŞALLAH...
burcu 52 su an offline burcu 52  
56 Mesaj -
"Hamd ederim Allah'a ki, her şey O'nun azameti önünde küçük kalmıştır. Hamdederim Allah'a ki her şey O'nun izzeti karşısında zelîldir.Hamd ederim Allah'a ki her şey O'nun mülk ü saltanatına boyun eğmiştir. Hamd ederim Allah'a ki, her şey O'nun kudretine teslîm olmuştur,"
Rabbim Şükürler olsun verdiğin nimetlere
sana inanır sana sığınırım
sen affedicisin affetmeyi seversin beni ailemi tüm inanan kullarını affeyle
Hayırlı günler...
Allah'ım yar ve yardımcımız olsun...
Ekleme Tarihi: 13.02.2008 - 11:18
burcu 52 üyenin diğer mesajları burcu 52`in Profili burcu 52 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: bir söz de siz yazın
burcu 52 su an offline burcu 52  
56 Mesaj -
SEVGİDE GÜNEŞ GİBİ OL,
DOSTLUK VE KARDEŞLİKTE AKARSU GİBİ OL,
HATALARI ÖRTMEDE GECE GİBİ OL,
TEVAZUDA TOPRAK GİBİ OL,
ÖFKEDE ÖLÜ GİBİ OL,
HER NE OLURSAN OL,
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN,
YA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL...
Mevlana
Ekleme Tarihi: 13.02.2008 - 10:50
burcu 52 üyenin diğer mesajları burcu 52`in Profili burcu 52 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: HALİL İBRAHİM BEREKETİ
burcu 52 su an offline burcu 52  
HALİL İBRAHİM BEREKETİ
56 Mesaj -
Vaktiyle birbirini çok seven iki kardeş varmış...

Büyüğü Halil... Küçüğü ise İbrâhim...

Halil; evli, çocuklu. İbrahim ise bekârmış...

Ortak bir tarlaları varmış iki kardeşin...

Ne mahsul çıkarsa, ikiye pay ederlermiş... Bununla geçinip giderlermiş...

Bir yıl, yine harman yapmışlar buğdayı. İkiye ayırmışlar... İş kalmış taşımaya...

Halil, bir teklif yapmış :
- İbrahim! Kardeşim, ben gidip çuvalları getireyim. Sen buğdayı bekle.
- Peki abi demiş İbrahim...

Ve Halil gitmiş çuval getirmeye... O gidince, düşünmüş İbrahim:

- Abim evli, çocuklu. Daha çok buğday lazım onun evine. Böyle demiş ve kendi payından bir miktar atmış onunkine...

Az sonra Halil çıkagelmiş.
- Haydi İbrahim, önce sen doldur da taşı ambara demiş
- Peki abi..!

İbrahim, kendi payından bir çuval doldurup düşmüş yola...
O gidince, Halil'i düşünmüş: Demiş ki:

- Çok şükür, ben evliyim, kurulu bir düzenim de var. Ama kardeşim bekâr. O daha çalışıp, para biriktirecek. Ev kurup evlenecek.

Böyle düşünerek, Kendi payından atmış onunkine birkaç kürek...

Velhasıl, biri gittiğinde, öbürü, kendi payından atmış diğerine.
Bu, böyle sürüp gitmiş...

Ama birbirlerinden habersizlermiş.
Nihayet akşam olmuş. Karanlık basmış.
Görmüşler ki, bitmiyor buğdaylar.
Hatta azalmıyor bile...

Hak Teala bu hali çok beğenmiş.
Buğdaylarına bir bereket vermiş, bir bereket vermiş ki...

Günlerce taşımış iki kardeş, bitirememişler.
Şaşmışlar bu işe...
Aksine çoğalmış buğdayları.
Dolmuş taşmış ambarları.

Bugün "Bereket" denilince, bu kardeşler akla gelir.
Bu bereketin adı: Halil İbrahim bereketidir...

Rabbim Evlerimize Halil İbrahim bereketi Versin İNŞALLAH
Selam ve Dua ile
Ekleme Tarihi: 04.12.2007 - 16:59
burcu 52 üyenin diğer mesajları burcu 52`in Profili burcu 52 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: PASTA.. (içiniz burkulacak...)
burcu 52 su an offline burcu 52  
56 Mesaj -
Allah razı olsun. Sağolasın
Çok güzel
Gözlerim dolu dolu oldu
Rabbim bizleri affetsin
Çok Şükür Verdiği Nimetlere
Selam ve Dua ile
Ekleme Tarihi: 27.11.2007 - 14:48
burcu 52 üyenin diğer mesajları burcu 52`in Profili burcu 52 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: KAHVE TANELERİ GİBİ OLABİLMEK
burcu 52 su an offline burcu 52  
KAHVE TANELERİ GİBİ OLABİLMEK
56 Mesaj -
Bir baba evlenmek üzere olan oğluna tavsiyelerde bulunuyormuş.

"Son tavsiyemi mutfakta anlatmak istiyorum" demiş.

Mutfağı ve yemek yapmayı bilmeyen delikanlı "Olur" demiş çekine çekine.

Baba, ocağa aynı büyüklükte üç kap koymuş, hepsini suyla doldurup üçünün de altını yakmış.

"Şimdi, istediğim her şeyden iki tane vereceksin bana" demiş oğluna.

Sırasıyla havuç, yumurta ve kavrulmamış kahve çekirdeği istemiş...

Oğlu hepsinden ikişer tane vermiş babasına.

Adam iki havucu birinci kaba, iki yumurtayı ikinci kaba ve iki kavrulmamış kahve çekirdeğini üçüncü kaba koymuş.

Her üçünü de yirmi dakika süreyle kaynatmış.

Daha sonra kapları indirip yemek masasına buyur etmiş oğlunu.

Yemek masasında üç tabak duruyormuş.

Kaplarda kaynayan havuçları, yumurtaları ve kahve çekirdeklerini büyük bir özenle tabaklara yerleştirmiş.

Sonra oğluna dönüp sormuş: "Ne görüyorsun?"

Oğlu düşünürken açıklamaya başlamış."Havuçlar haşlandıkça aslını kaybedip yumuşamış.

Yumurtalar görünüşte baştaki gibi sert duruyorlar ama içleri katılaşmış.

Kahve taneleri ise olduğu gibi duruyor, başta neyseler sonunda da öyleler.. "

Sonra asıl tavsiyesine sıra gelmiş: "Evlilikte aşk ve şefkat birlikte olmalıdır.

Aşksız bir evlilikte her iki eş de şu gördüğün havuçlar gibi birbirlerini tüketirler, eskitirler, pörsütürler.

Şefkatsiz bir evlilikte ise eşler birbirlerine ne kadar tahammül etseler de, şu gördüğün yumurtalar gibi içten içe katılaşırlar, birbirlerinden uzaklaşırlar.

Aşkın da şefkatin de olduğu bir evlilikte ise, şartlar ne olursa olsun, eşler tıpkı şu kahve taneleri gibi, birbirlerinin yanında kalırlar, kendi kişiliklerini yitirmezler.

Kahve tanelerinin tekrar kaynatılmaya hazır olmaları gibi, onlar da birbirleriyle baş başa uzun yıllar geçirmeye isteklidirler.

Oğlu aldığı bu dersten tatmin olmuşa benziyordu.

"Asıl ders bu değil!" dedi baba.

Oğlunun elinden tuttu, ocağın üzerinde bıraktığı kapların içinde kalan suları gösterdi.

"Havuçlardan ve yumurtalardan arta kalan suya bak... İkisinde de bir tat yok "

Kahve çekirdeklerini çıkardığı kaptaki suyu yavaşça bir fincana boşalttı.

Mis gibi taze kahve kokuyordu. Fincanı oğluna uzattı. "İçmek istersin herhalde" dedi.

Oğlu kahvesini yudumlarken konuşmasını sürdürdü.

"Kahve çekirdekleri gibi birbirlerini tüketmeyen eşlerin paylaştığı yuva da işte böyle olur. Mis gibi, temiz ve huzur verici.

Başka herkesin fincanına koyup yudumlayacağı taze kahve gibi...

Çünkü onlar birbirlerini harcamayarak, birbirlerine aşkla ve şefkatle davranarak hayata kendi tatlarını, kokularını ve renklerini katmayı başarırlar."

SELAM VE DUA İLE
Rabbim Herkese
Hayırlı Huzurlu Mutlu Sağlıklı bir Yuva kurmayı Nasip Etsin
Ekleme Tarihi: 27.11.2007 - 14:36
burcu 52 üyenin diğer mesajları burcu 52`in Profili burcu 52 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: ***iYi Ki DOGDUN BURCU 52***
burcu 52 su an offline burcu 52  
56 Mesaj -
Hepinize ayrı ayrı candan gönülden kucak dolusu teşekkür ederim.
Sağolun Allah Razı Olsun
Selam ve Dua ile
Ayrıca;
Canan Ablam
sözlerin çok güzel çok duygulandım
Allah'ım razı olsun
bende sizin içinizde olmaktan çok ama çok mutluyum
ablam yoktu seni gerçekten ablam yerine koydum
Allah'ım bizleri mahcup etmesin
sizi çok seviyorum
Ekleme Tarihi: 26.11.2007 - 12:39
burcu 52 üyenin diğer mesajları burcu 52`in Profili burcu 52 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: BİR KIŞ GECESİ
burcu 52 su an offline burcu 52  
BİR KIŞ GECESİ
56 Mesaj -
BİR KIŞ GECESİYDİ. Rüzgâr esiyor, lapa lapa yağan kar çatıları beyazlaştırıyordu.

Bir evin bir odasında, el işi yapan iki kişi oturuyordu: saçları ağarmış bir kadın ile bir genç kız...

İhtiyar kadın arasıra soluk kansız ellerini küçük bir mangalda ısıtıyordu.

Genç kız, gözlerini kaldırıp, bir müddet sessizce, beyaz saçlı kadını seyretti. Sonra, sesinde anlatılmaz bir tatlılık ve şefkatle:

“Anne, hep böyle yoksulluk içinde yaşamadınız ya?” dedi.

Saçları ağarmış kadın:

“Kızım, Allah sahiptir, yaptıkları iyidir” cevabını verdi.

Bu sözleri söyledikten sonra biraz durdu ve devam etti:

“Babanı kaybettiğim zaman, geride sen olmana rağmen, benzersiz bir felâkete uğradığımı sandım. O zaman yalnızca ondan ayrılığın acısını duyuyordum. Sonraları, baban hayatta olsaydı ve o halde bu fakirlik içinde olsaydık, onun nasıl da kahrolacağını düşünmeye başladım. İşte o zaman, Allah’ın ona karşı şefkatli davranmış olduğunu hissettim.”

Genç kız cevap vermedi, başını eğdi, ve saklamaya çalıştığı birkaç damla gözyaşı, elinde tuttuğu ketenin üzerine düştü.

Annesi ilave etti:

“Onu esirgeyen Allah, iyiliğini bizden de esirgemedi. Tamam, az birşeye kanaat etmemiz ve bu azı da çalışarak kazanmamız gerekiyor. Fakat, yaşamak için bu kadarı da yetmiyor mu? Bir gün bile aç kalmadık, yatacak yerimiz de var, yanımda sen varsın. Nasıl O’ndan şikâyet edebilirim?”

Bu son sözler üzerine, genç kız heyecanla annesinin dizlerine kapandı, ellerini aldı, öptü, ağlayarak göğsüne doğru eğildi.

Anne, sesini yükseltmek için gayret sarfederek:

“Kızım,” dedi. “Mutluluk, çok şeye sahip olmakla değil, ümitle ve sevgiyle gelir.”


Elimizdekilerle mutlu olmamızı söyleyen güzel bir makale. Doymak bilmeyen devamlı tüketen bir toplum olup çıktık şu dünyada. elimizde bulunan değerlere şükretmekten acizken hep daha fazlasını ister olduk. Makaledeki annenin büyük yüreğini bizlere de nasip etsin Allah.
Selam ve Dua ile
Ekleme Tarihi: 08.11.2007 - 16:55
burcu 52 üyenin diğer mesajları burcu 52`in Profili burcu 52 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: UÇUŞ
burcu 52 su an offline burcu 52  
UÇUŞ
56 Mesaj -
DELİKANLI, çalıştığı ayakkabı atölyesinde bölüm şefi olmuş ve aylığına yüklü bir zam yapıldığı için, evlilik hazırlıklarında bulunmak üzere yeni bir apartman dairesine taşınmıştı. İki aydır burada oturmasına ve bazı günler defalarca içeri girip çıkmasına rağmen, apartmandaki komşulardan hiçbiri onunla ilgilenmemişti. Ama dış kapıya bitişik olan zemin kat penceresinde gördüğü beş-altı yaşlarındaki çocuk, onlardan çok farklıydı. Delikanlı, evden her çıkışında onu aynı pencerede bulur ve gülümseyen gözlerle el sallayan çocuğa, avuç dolusu öpücükler gönderirdi.

İlkbahar geldiğinde, delikanlı o güne kadar hep buğulu bir cam arkasından görebildiği küçük arkadaşıyla sohbet etme imkânı buldu. Artık havalar ısındığı için pencereler açılmış ve evler çiçek kokusuyla dolmuştu. Anlattığına göre, küçük çocuk annesiyle birlikte yaşıyordu. Babasının ise Almanya’da çalıştığı ve bir gün mutlaka döneceği söyleniyordu. Delikanlı, yaklaşan bayram için çocuğa bir hediye vermek istediğinde, ona hangi tür ayakkabılardan hoşlandığını sordu. Çocuk, böyle bir hediye beklemiyordu. Önünde oturduğu pencerenin camına parmağıyla birşeyler çizerken:


—Uçan ayakkabılardan isterim, dedi. Ayağıma takar takmaz uçurmalı beni.


Delikanlıya göre, çocuğun bir hayâl dünyasında yaşadığı kesindi. Ama bütün küçükler hep böyleydi. Daha sonraki sohbetlerinde, o tür ayakkabıların sadece filmlerde olabileceğini söylediyse de, çocuk bu fikrinden vazgeçemedi. Bayram günü geldiğinde, delikanlı birkaç değişik ayakkabı alarak onu ziyarete gitti. Küçük çocuk, gelenin kim olduğunu çok iyi biliyordu. Kapıyı büyük bir heyecanla açarak onu karşıladı ve tekerlekli iskemle üzerindeki felçli vücudunu dik tutmaya çalışarak:


—Uçan ayakkabılardan istediğim için özür dilerim, diye gülümsedi. Ama babama, başka türlü kavuşmam mümkün değil ki!

CÜNEYD SUAVİ
Ekleme Tarihi: 31.10.2007 - 11:47
burcu 52 üyenin diğer mesajları burcu 52`in Profili burcu 52 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: On Birinci Gün
burcu 52 su an offline burcu 52  
On Birinci Gün
56 Mesaj -
YAŞLI ADAM, son demlerini yaşıyordu. İhtiyarlık derdine, bir de ağır hastalık eklenmişti. Kendisiyle ilgilenen kişiler, ona iyi olduğunu söylüyorlardı ama, ciğerleri parça parça dağılıyordu sanki, her öksürüşte.
Esasında hastalığından fazla, günahları üzüyordu yaşlı adamı. Özellikle gençliğinde pek çok hata yapmıştı. Bu yüzden de evlatları hayırsız çıkmış, her biri bir köşeye dağılmıştı. Eşi, beş yıl kadar önce vefat edince, büyük oğlu yurt dışına yerleşmiş, oraya gidince de, her şeyi unutmuştu. Kızı da bir serseriye kaçmıştı habersizce. Küçük oğlu, nispeten hayırlıydı. Arada bir kendisini ziyaret eder, yatağının baş ucuna birkaç kuruş koyardı. Hatta onu hastaneye bile kaldırmış, bazı masraflarını üstlenmişti.

İhtiyarın yalnızlığı, hepsinden kötü idi. Kendisinden ümit kesen doktorlar, sonunda onu evine göndermişlerdi. Durumu artık çok daha kötüydü. Birkaç seans kemoterapi tedavisi, vücudunun her yerini fosur fosur kabartmış, ayakta bile duramaz hale gelmişti. En çok ihtiyaç duyduğu zamanda, küçük oğlu da uğramaz olmuştu her nedense. Çok şükür ki komşuları vefalı insanlardı. Evlerinde ne pişse, ona da bir parça getirirlerdi.


Yaşlı adamın hemen baş ucunda, eski bir telefon bulunuyordu, çalmasını boşuna beklediği. Borcundan ötürü çoktan kesilmiş, üstü tozla kaplanarak rengini kaybetmişti. Gerçi çalışsa bile, arayan çıkmazdı ya!. O kadar özlemişti ki onun sesini. Bir zamanlar hâlini soran dostlarını.

Dayanılmaz ağrılarla kıvrandığı bir gece, telefona uzanarak ahizeyi kaldırdı. Belki gurbet ellerdeki oğlunun, belki de kızının sesi gelirdi derinlerden. Belki de eşinin yumuşak sesini duyardı, çok uzaklardan.

Ahizeyi bir süre öyle tuttu. Çıt bile çıkmıyordu. Tam yerine koymak üzere iken, telefondan biri seslendi ona:

— Günahların için tövbe ettin mi?

— Evet!. diye atıldı yaşlı adam, gelen sesin sahibini merak bile etmeden. Yıllar buyu af diledim Allah'tan. Günahlarım, çok fazla olmasına rağmen.

— Doğru!. diye cevap geldi, antika telefondan. Günahların, başındaki saçlar kadardır. İnşallah affedilir!.

Yaşlı adam, ağlamaya başladı. Gençliğinde pek umursamadığı, günün birinde affedilir zannettiği, belki de bu yüzden devam ettiği günahları, daha sonra binlerce kez tövbe etmesine rağmen demek ki silinmemiş, sırtında bir yük olarak bırakılmıştı. Yattığı yerden doğrulup pencereye bakınca, cama yansıyan görüntüsünü fark etti. Saçları bembeyaz, ama çok gürdü. Rahmetli babası, hatta dedesi gibi.

Gözyaşları bir ara kesilince, yorgun vücudunu tekrar yatağa attı. Telefonu yerine koymaktansa, yastığının altına sıkıştırdı. Şimdi artık bir arkadaşı vardı. Hayalî olsa bile, belki başka bir şeyler de söylerdi ona, yüzünü güldürecek, ruhuna bayram yaptıracak sözler.

Aradan on gün geçti. Fakat ihtiyar adam, her an biraz daha artan acılarına değil, günahları için göz yaşı döküp ağlamayı, Allah'tan ümit kesmeyip tövbe etmeyi; telefondaki ses de, aynı sözleri tekrarlamayı sürdürdü. — Günahların, başındaki saçlar kadardır!. İnşallah affedilir!.

On birinci gününde, yaşlı adam öleceğini anlamıştı. O geceki rüyası, daha önce gördüklerinden çok farklıydı. Rüyasında tamamen iyileşmiş, âdeta bir kuş gibi hafiflemiş, kendisini çağıran eşine koşmuştu. Daha sonra onunla birlikte uçmuştu, yamaçlarından şelaleler akan bir dağa doğru.

Uyandığında, aceleyle kalkmaya çalıştı yerinden. Rabbinin huzuruna, taptaze bir abdestle varmalıydı.

Peki ya daha sonra?

Küçüklüğünden beri, "Allah Kerim!." diye tekrar ederdi. Kerim Rabbi, belki onu da affederdi.

Duvarlara tutunarak lavaboya yanaştı. Üstündeki aynaya baktığında, nefesi bir anda kesilir gibi oldu. Nurlu yüzü iyice aydınlanmış, bütün vücudu titremeye başlamıştı. Tekrar tekrar baktı görüntüsüne. Arada bir elleriyle başını sıvazlarken. Evet, evet!. Gördüğü şey hayâl değildi.

Belki de ilaçların tesiriyle, başındaki saçlar tamamen dökülmüştü.

Bu sefer de sevinçten ağlıyordu ihtiyar. Yatağına doğru son kez adım atarken, telefondan yine aynı ses geldi:

— Günahların, başındaki saçlar kadardır!. Ve şunu sakın unutma ki, Allah Kerimdir!.

Cüneyd Suavi
Ekleme Tarihi: 31.10.2007 - 10:48
burcu 52 üyenin diğer mesajları burcu 52`in Profili burcu 52 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Selamun Aleykum, ben de yeniyim ..
burcu 52 su an offline burcu 52  
56 Mesaj -
Ve Aleyküm Selam
hoşgeldin
eminimki burda çok güzel şeyler bulacaksın
selam ve dua ile
Ekleme Tarihi: 30.10.2007 - 11:22
burcu 52 üyenin diğer mesajları burcu 52`in Profili burcu 52 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Allah'ım bize dünyada da ahirette de iyilik ver...!
burcu 52 su an offline burcu 52  
RE:
56 Mesaj -
Alıntı
Orijınalı VuSlaT_ZaMbaK

Allah'ım bize dünyada da ahirette de iyilik ver...!
AMİNNNNNN
gül
Allah Razı Olsun


Ekleme Tarihi: 30.10.2007 - 08:44
burcu 52 üyenin diğer mesajları burcu 52`in Profili burcu 52 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon Ateşten Lokma
burcu 52 su an offline burcu 52  
56 Mesaj -
Allah Razı Olsun çok güzel bi anlatım olmuş
Rabbim bütün anne ve babalara böyle çocuklar yetişmeyi nasip etsin
selam ve dua ile
Ekleme Tarihi: 30.10.2007 - 08:35
burcu 52 üyenin diğer mesajları burcu 52`in Profili burcu 52 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Bir Hadiste Sen Ekler misin??
burcu 52 su an offline burcu 52  
56 Mesaj -
"2 göze cehennem ateşi haram kılındı: Allah korkusundan ağlayan göz, İslamı ve müslümanları kafirlerden korumak maksadıyla nöbet bekleyen göz."
Hz. Enes´ten; Resûl-i Ekrem (asm) buyurdu ki:

- Üç şey vardır ki, imanın aslındandır:

1) Lâ ilahe illallâh diyene saldırmamak. İşlediği herhangi bir günahı sebebi ile, bu kimseyi tekfir etme. Herhangi bir ameli sebebi ile de İslâm´dan dışarı atma.

2) Cihad. Bu, Allah´ın beni Peygamber gönderdiği günden, Ümmetin Deccala karşı savaşacak en son ferdine kadar sürecektir. Onu, idarecilerin ne zalim olması, ne de âdil bulunması ortadan kaldırmayacaktır.

3) Kadere iman...

(Ebu Davud)
Ekleme Tarihi: 26.10.2007 - 11:14
burcu 52 üyenin diğer mesajları burcu 52`in Profili burcu 52 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: *iYi Ki DOGDUN CANIM KARDESIM MEHTAP52*
burcu 52 su an offline burcu 52  
56 Mesaj -
Dünyada Eşsiz bir güzellik varsa oda kalbindedir.
Hayatının bundan sonrası kalbinin güzelliği gibi geçsin.
İyki doğdun
Nice mutlu senelere
Ailen, Sevdiklerin ve Sevaenlerinle İNŞALLAH
DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN
MEHTAP ABLA
Ekleme Tarihi: 25.10.2007 - 13:18
burcu 52 üyenin diğer mesajları burcu 52`in Profili burcu 52 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: (((*** BU DUA'YA AMİN DiYENLERE SELAM OLSUN...!!! ***)))
burcu 52 su an offline burcu 52  
56 Mesaj -
AMİN AMİN AMİN AMİN
Selam ve Dua İle
Ekleme Tarihi: 25.10.2007 - 10:30
burcu 52 üyenin diğer mesajları burcu 52`in Profili burcu 52 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: 15 Şehit Daha!
burcu 52 su an offline burcu 52  
56 Mesaj -
Yine ocaklar söndü yine çocuklar öksüz gözü yaşlı kaldı
yine annelerin babaların yürekleri yandı
tv'ye bakıp inanamıyorum biz bu kadar etkileniyoruz
peki silah arkadaşları ne yapıyo
Rabbim sabır versin
Allah'ım hakkımız da hayırlısını nasip etsin
bitsin artık
Selam ve Dua ile
Ekleme Tarihi: 22.10.2007 - 08:59
burcu 52 üyenin diğer mesajları burcu 52`in Profili burcu 52 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Köle
burcu 52 su an offline burcu 52  
Köle
56 Mesaj -
DELİKANLI, kan dâvâsı yüzünden, yıllar boyu yaşadığı bölgeyi terk ederek doğudaki küçük bir köye kaçmış. Bu arada parası bittiğinden, karnı zil çalıyormuş. Köye girdiği zaman, etli bir yemek kokusu duymuş derinden. Bir de davul sesleri. İster istemez o tarafa yönelince, bir düğün şenliği görüp, sessizce süzülmüş bahçeden içeriye.
Ağaçların altında, belki yirmi tane masa bulunuyormuş. Onların yanında da, bir çok iskemle. Tam birine oturmaya niyetlenirken, bir çocuk gelmiş yanına: "Ağam sizi çağırıyor!." diyerek.

Delikanlı, davetsiz misafir olduğu için, biraz endişeliymiş. Fakat köymüş burası, davetiye falan istemezlermiş. Merakla gitmiş ağanın yanına, selam vermiş ayakta dikilirken.

Köy ağası, onun başka yerlerden geldiğini, daha bahçeye girerken anlamış. Her misafir gibi oturtmuş masasına. Bu arada altına bir yastık koyarak.

Delikanlı, şaşırmış bu ilgiye. Böyle bir inceliği, kimseden görmemiş yıllar boyunca. Hatta kendi ailesinden bile. Üstelik hep ezilmiş onlar tarafından, kanlıları sanki yetmezmiş gibi.

Yastığa otururken, bir anda gönlü ısınmış ağaya. O köyde yaşamaya, o adama köle olmaya karar vermiş. Karnının doyması yetermiş ona. Başka bir şey aklından bile geçmiyormuş.

Ağa kabul edince, onun yanında iş tutup, canla başla, ırgat gibi çalışmış, bir gün bile halinden şikayet etmeden.

Ağa, her fâni gibi, günün birinde dünyadan ayrılmış. Delikanlı artık olgun biriymiş ama, her nedense kendisini garip hissedip, köyü birkaç gün içinde terk etmiş. Zaten bekârmış. Hiç bir engel yokmuş onu tutacak. Aylar boyu dolaşmış ortalarda. Bir gün yine bir bahçede düğün görene kadar.

On yıl öncesi gibi, girmiş içeri. Yine davet edilmiş ağanın yanına. Zaten bunu istiyormuş bütün kalbiyle. Hayatını değiştiren bir olayın tekrarını ümit ederek.

Yanına gittiğinde, birkaç tane minder görmüş, yere serilen bir kilim üstünde. Fakat ağa hiç birine oturmuyormuş. Babacan tavrına rağmen, her nedense diğer ağa gibi yapmamış. Sadece "hoş geldin!." demiş, güler bir yüzle.

Bizimki çökmüş adamın yanına. Ona iyi bir ders vermek niyeti ile. Bir minder alarak üstüne otururken, daha önceki ağayı anlatmaya başlamış. Basit bir minder yüzünden, o adama nasıl bağlandığını, bu yüzden on yıl boyunca kul köle olduğunu; insanoğlunun işte böyle hassas bir ruh taşıdığını falan...

Yaşlı adam, onu hayretle dinliyormuş. Misafirin sözü bittiği zaman, ona belinden alt kısmını işaret ederek:

— Ben de yastık kölesiyim, diye tebessüm etmiş. Bana yastık verene kulluk ediyorum.

Genç adam, işte o an fark etmiş, her insanı yumuşak bir minderle yaratanı. O yastığa oturtup, bin bir türlü nimetleri ikram edeni. Altına koyduğu sahte yastığı, fırlatmış bir kenara, yaşlı adam gibi bağdaş kurarken.

İki ağa, yan yanaymış şimdi bahçede. Çorba, et ve pilav varmış sofralarında. Bir de şanslı kölelerin yaşadığı mutluluk.



RAMAZAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN
Ekleme Tarihi: 11.10.2007 - 08:45
burcu 52 üyenin diğer mesajları burcu 52`in Profili burcu 52 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Yanmak Vakti (Gerçekten sarsıcı ve yakıcı bir hikâye...)
burcu 52 su an offline burcu 52  
56 Mesaj -
Selamun Aleyküm Abla,
Çok güzel etkiliyeci bir hiyake bu hikayeyi okumamıştım ama buna benzer bi hikaye okumuştum keşke insanlar bu dünyanın sınav dünyası olduğunu gün gelip nelerle karşılaşacağını bilse, bu mübarek günlerin hörmetine rabbimin yoluna onun sevgisine hoşgörüsüne sığınsın herkes
Allah'ım affetmeyi sevendir. Affedicidir. Tüm kullarını affeylesin inşallah
hayırlı günler
selam ve dua ile
Ekleme Tarihi: 11.10.2007 - 08:18
burcu 52 üyenin diğer mesajları burcu 52`in Profili burcu 52 Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Sayfa (3): (1) 2 3 Devam >
İmzalar göster - Konuları göster

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1840 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
kaykaan (57), safak-50 (60), nazlinazende (45), sena_55 (49), NEWYORKER (50), hazan44 (39), RaMaZaN050 (34), KONVEYÖR (47), arefenur (52), mehmet4467 (42), hasret44 (39), turancihan (48), sevgikusu (37), kul_bahri (58), ser_kan (47), ssessiss (36), Seyyidmehmet (47), Ata01 (52), sempatik_cd (43), ebubekir1989 (35), M.EFE (50), sam@ (42), ozgurozakinci (47), garibcahil (46), muhacir-i muham.. (40), Osman50 (70), kanka_konya (36), hkurt (60), haliime (45), mrasitalas (40), hayýrsev.. (58), zekitatari (67), y_turan (39), doctor (41), koylu (63)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.18909 saniyede açıldı