dexamethasone lopinavir ritonavir kamagra generique stromectol fluvoxamine fludapamide fludex forzest fosamax frumil fulcin furacin furadantin furo basan furodrix gabantine gastroprazol geodon glaupax gli basan glibenese glibenorme glimerax glimeryle glucobay gluconormine glucophage xr glucophage glucotrol xl glucotrol glucovance gracial grifulvin gris peg grisol grisovin gyne lotrimin hard on oral jelly hard on helvecin helvevir hypnorex hytrin bph hytrin hyzaar ilosone
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

36 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (2): (1) 2 Devam >
Ekleyen Mesaj
Konu: Themenicon NEFSE MUHALEFET......
drtılsım su an offline drtılsım  
Themenicon    NEFSE MUHALEFET......
46 Mesaj -
--------------------------------------------------------------------------------

Bir Hak yolcusu, bu yolda kemal makamina dogru ilerlemeye devam ettigi sure, nefsine muhalefeti cok cok yapmali. Ancak,kemale erdikten sonradir ki nefsi kendine hayirdan gayri bir is yaptirmaz. Allah;in sevdigini sever, Allah;in sevmedigini sevmez.Isbu halden sonradir ki:Nefse muvafakat kendisi icin caz olur.Hatta,bazi yerlerde nefse uymak vacip dahi olur. Bu manayi,Seyh Abdulkadir Geylani ve Seyh Ahmed:el-Rufai HZ.acik anlatti(Allah-u Taala,her ikisinin de sirrini takdis eylesin)Ancak,Cuneyd-i Bagdadi ve onu izleyenler, baska turlu dusunduler.Onlara göre:Kul,en yuce erler makamina ulassa dahi,nefse muhalefet vaciptir.Cunku cuz,i olan beseri varlik, kula nefis muhalefrtini gerekli kilar.Zira,o beseri kalinti, intikasiz devam eder.Kamil kisi,bu manayi dusunecek olursa anlar.Mesela:Bu beseri kalinti ile,sehevi seylerin alinip yenmesi sonunda Rabbindan mahcup oluyor mu?Mesela:Rabbin huzur varligini o halinde de bulabiliyormu?. Hulasa:Nefse muhalefet hukmunden, ancak masumlar makaminda olanlar cikabilir.Bu manayi anla.Kaldi ki bu:Buyuk bir tahkik isidir. Ayetle, hadisle teyid edilmis bir manadir. Allah -u Taala sögle boyordu: O ki,Rabbim huzurunda olacagi halden endise duyup nefsini hevai arzullladan alir.Meva cenneti onun yeridir.(79/40) Bu manada, insanlarin hic biri istisna edilmeli. Seyhulislam Zekeriya Ansari (Ks.) SERH-I MUNFERICE adil eserinde, ullemanin söyle dedigini yazdi: -ibadetin basi nefse muhalefettir. Seyh Abdulkadir Geylani Hz.ise söyle anlatti: -Amellerin en faziletlisi sunlardr: a) Nefse ve hevai arzulara muhalefet. b) Zatindan gayri seylerden ayrilip Allah Taala;ya daimi tevuccuh..
Ekleme Tarihi: 10.02.2007 - 17:14
drtılsım üyenin diğer mesajları drtılsım`in Profili drtılsım Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon bence tarzanca......
drtılsım su an offline drtılsım  
46 Mesaj -
olabilirmi belki deke falanda diye bilirsiniz.... neden olmasın..kahkaha
Ekleme Tarihi: 10.02.2007 - 16:47
drtılsım üyenin diğer mesajları drtılsım`in Profili drtılsım Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon bence tarzanca......
drtılsım su an offline drtılsım  
46 Mesaj -
aleyküm selam öyle diyorlar ama bilgim yok...Allah Razı Olsun
Ekleme Tarihi: 10.02.2007 - 16:36
drtılsım üyenin diğer mesajları drtılsım`in Profili drtılsım Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon sözler
drtılsım su an offline drtılsım  
46 Mesaj -
aşksız olma ki ölü olmayasın
aşkta öl ki diri kalasın
Ekleme Tarihi: 10.02.2007 - 16:20
drtılsım üyenin diğer mesajları drtılsım`in Profili drtılsım Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon sözler
drtılsım su an offline drtılsım  
Themenicon    sözler
46 Mesaj -
İNSANLAR İÇİN YALNIZ 3 OLAY VARDIR. DOĞMAK, YAŞAMAK, ÖLMEK! DOĞDUĞUNUN FARKINDA DEĞİLDİR. ÖLÜM KORKUSUYLAIZDIRAP ÇEKER VE YAŞAMAYI UNUTUR.


EY GENÇ! HANİ MİLLETİN ELİNDEN TUTUP KALDIRACAKTIN GÜYA! NASILDA DALIVERMİŞSİN O KALKILMAZ UYKUYA!


AKLIMIZ EN BÜYÜK SERVETİMİZDİR. AMA YOKSULLUKTA AYIP DEĞİLDİR.


ARTIK BULUTLARA YAZIYORUM HASRETİMİ, YAĞMUR YAĞINCA ANLARSIN NE ÇOK ÖZLEDİĞİMİ


Bu mesaj 1 kez ve en son drtılsım tarafından 10.02.2007 - 16:09 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 10.02.2007 - 16:08
drtılsım üyenin diğer mesajları drtılsım`in Profili drtılsım Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon bence tarzanca......
drtılsım su an offline drtılsım  
Themenicon    bence tarzanca......
46 Mesaj -
--------------------------------------------------------------------------------

KOÇ : Davar-ül Kurban

BOĞA : Sığır-ül Camış

İKİZLER : Adem-ül Çift-i Aynen

YENGEÇ : Mahluk-ül Böcekvari

ASLAN : Mahlukat-ül Vahşi

BAŞAK : Nebat-ül Arpa-ü Yulaf

TERAZİ : Endaze-i Kantar

AKREP : Haşerat-ül Zehr-i Zıkkım

YAY : Silah-ül Zemberek

OĞLAK : Davar-ül Veled-i İnat

KOVA : Damacana

BALIK : Mahsulat-ı Derya


Bu mesaj 1 kez ve en son drtılsım tarafından 10.02.2007 - 15:53 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 10.02.2007 - 15:53
drtılsım üyenin diğer mesajları drtılsım`in Profili drtılsım Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon İsrail'in Korktuğu Başına Geldi, İşte İran
drtılsım su an offline drtılsım  
46 Mesaj -
İNŞALLAH TR NİNDE GÖZÜ AÇILIRDA, BAŞINA GELECEK LER İÇİN İRAN GİBİ TEDBİRİNİ ALIR UYUMAK YERINE ne ..DİYEYİM..WESSELAM..



VALLAHİ UTANIYORUM BUNLARDAN ALLAH DAHA ÇOK GÜÇ KUVVET VERSİN AMMA BİZ TÜRKİYE OLARAN İRANIN YAPTIĞI SİLAHLARLA GURUR DUYAR HALE GELDİK BİZ NEDEN YAPMAYALIM NEDEN GİDİP DIŞARDAN ALIPTA ONBUNUN MODELİ GEÇMİŞ SİLAHIYLA ÖVÜNELİM İRAN YAPIYOR BİZDEKİ BAZI KESİM DE TÜRKİYEDE TEHDİT ALTINDA DİYOR MÜSLÜMANDAN MÜSLÜMANA ZARAR GELİRMİ BE HEY CAHİLLER GİDİP İŞBİRLİĞİ YAPIPDA DAHA İYİLERİNİ ORTAK OLARAK YAPSAK YA BİRBİRİMİZİN TAKNOLOJİLERİNDEN FAYDALANSAK YA AMA NE MÜMKÜN TÜRKİYENİN ÖYLE BİR DÜŞMANI VARKİ İÇİNDE ONDAN FIRSAT GELMİYORKİ SİLAH YAPALIM TAHMİN ETTİNİZ DEĞİLMİ? DÜŞMANIN KİM OLDUĞUNU ELBETTE İRTİCA İNŞALLAH Bİ YENERSEK BU GÖRÜNMEZ DÜŞMANI O ZAMAN YAPARIZ BELKİ BİZDE KENDİ FÜZEMİZİ SİLAHIMIZI....
Ekleme Tarihi: 10.02.2007 - 15:47
drtılsım üyenin diğer mesajları drtılsım`in Profili drtılsım Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon İsrail'in Korktuğu Başına Geldi, İşte İran
drtılsım su an offline drtılsım  
Themenicon    İsrail'in Korktuğu Başına Geldi, İşte İran
46 Mesaj -
Nükleer çalışmalarını sürdüren İran, savaş tatbikatı sırasında balistik füze kullandı. El Alem Televizyonu'nda yer alan habere göre salkım bombası taşıyan Şahab-3 tipi balistik füzeler, İran'ın savaş tatbikatı sırasında aynı anda ateşlendi.

İran İslam Cumhuriyeti askeri tatbikat gerçekleştirirken, salkım bombası taşıyan Şahab-3 tipi balistik füze ateşledi. El Alem Televizyonu tarafından duyurulan habere göre, Kum bölgesindeki çöl arazide devam eden tatbikatta 2 bin kilometre menzilli Şahab füzeleri kullanılıyor. Tahran'ın 120 kilometre güneyinde gerçekleştirilen tatbikatta, hava, deniz ve kara manevra kabiliyetine sahip füzeler test ediliyor. Genel Kurmay Başkanı General Rahim Safavi, tatbikatın Pers Körfezi ve Umman Denizi arasında kalan 14 ayrı bölgede sürdürüldüğünü açıkladı.

Büyük Şeytan ABD: Bu Bir Savaş Tehditi

ABD Dşişleri Bakanlığı, İran'ın Basra Körfezi'ndeki askeri tatbikatını, “savaş tehditi” olarak değerlendirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sean McCormack, yaptığı açıklamada, “savaş tehditi' gibi görünen bu tarz bir hareketin, böyle bir zamanda böyle bir rejimle bölgede bir istikrar kaynağı olmadığını gösterdiğini” söyledi.
Ekleme Tarihi: 10.02.2007 - 15:44
drtılsım üyenin diğer mesajları drtılsım`in Profili drtılsım Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon BİRLİKTE ARAMAYA NE DERSİNİZ........
drtılsım su an offline drtılsım  
Themenicon    BİRLİKTE ARAMAYA NE DERSİNİZ........
46 Mesaj -
Birlikte aramaya ne dersiniz ?
--------------------------------------------------------------------------------

Birlikte aramaya ne dersiniz ?
Gelin o zaman
Hadi hazir misiniz...?
Hazirsaniz eger ..
Serin öyleyse seccadenizi kibleye dogru ve kapatin gözlerinizi..
aydinliginiz gönlünüzdeki Ona olan sevginiz olsun..
göz yaslariniz süzülsün yanaginiza oluk oluk.
yüreginizde kavrulan aleve serinlik olsun göz yaslariniz buz daglari gibi..
Hani bir reklamda vardiya sicak kumlardan serin sulara dalmak gibi.....

Demek dost nedir bilmek istiyorsunuz.?....
menfaatsiz.. korkunuz olmayacak.. acaba demiyeceksiniz.. acaba ben onu sevsem o da beni sever mi korkunuz olmayacak yüreginizde, çünkü O vaat ediyor..
severseniz severim.. evet evet severseniz severim diyor..

Ne güzel degil mi sevginize karsilik bulmak..
sevginizin karsiliksiz kalmayacagini bilmek..

su dünyada yüreginizi yakan onca dosta.. onca sevgiliye bir çare bir derman..
yürek yakmayan.. yürege serinlik veren,her zaman sizinle ve her daim yaninizda olan bir dost..
Her daim sevgi ile sarilan bir dost..
rahman olan bir dost.. rahim olan bir dost.. gafur olan bir dost.. sözünde sadik olan bir dost..
sekile degil yürege bakan bir dost.. Dost.. dost.. dost.. diye inleyene Gel.. gel.. gel.. diye nida eden bir dost..

Ben seni sevdim diyene ...
Gel kulumsun diyen bir dost..

Bedenimle.. maddemle degil.. yüregimle acziyetimle geldim diyene
rahmetimle.. sefkatimle.. inayetimle karsilandin diyen bir dost..

Haydi
yandiysa sizinde yüreginiz..
yediginiz darbeler yildirdiysa sizi ,
sevginiz hep sevgisiz kaldiysa,her seferinde darbeler yediyseniz ..
yüreginize deger verilmediyse ,sevginizin o yüksek tondaki sesi yamaçlar arasinda bile yankisiz kaldiysa....
sizde artik dayanamiyorum sevgisiz kalmaya diyorsaniz .......


serin öyleyse seccadenizi kibleye dogru ve kapatin gözlerinizi..
Aydinlik gönlünüzdeki O göz yaslariniz süzülsün yanaginiza.
yüreginizi kavran aleve serinlik olsun göz yaslariniz..

O dost ise yürekte her zaman serinlik var
O dost ise yürekte her zaman huzur var
O dost ise yürekte her zaman cosku var
O dost ise yürekte her zaman seven bir yürek var...
o dost ise yürekte her zaman merhamet var..
Ve O.. eger O sevgili ise,o asik olunan ise..
Iste o zaman yürekte olana tarif yok..
Iste o zaman yürekte olani yazacak kalem yok..
Iste o zaman yürekte olani söyleyecek dil dahi yok..
Iste o zaman O var..
ve O var ise..

Haydi artik sözler sükut etsin kapatin gözlerinizi..
birakin artik birakin da yürekleriniz konussun..

Seccadeniz sevgiliyle bulusmaniz olsun..
göz yaslariniz sevgiliye hediyeniz olsun..
yüreginiz sevgiliyle konusan diliniz olsun..

sevgilinin size nasil tecelli ettigini iste o zaman.. iste o zaman anlayacaksiniz..

O dost ise her sey dost
O sevgili ise her sey sizin için sevgilidir o zaman.
O dost ise varsin dünya mali mülkü olmasin ne yazar....

Yüce Rabbim her daim yar ve yardimciniz olsun.

selam ve sevgilerimle..
Ekleme Tarihi: 10.02.2007 - 15:32
drtılsım üyenin diğer mesajları drtılsım`in Profili drtılsım Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon Youtube sitesi PKK terör örgütüne çalışıyor
drtılsım su an offline drtılsım  
Themenicon    Youtube sitesi PKK terör örgütüne çalışıyor
46 Mesaj -
Youtube sitesi PKK terör örgütüne çalışıyor!
30/01/2007


Haberin videosunu, ''içinde yüreğimizin kaldırmadığı görüntüler'' yer aldığını için yayınlayamıyoruz. (www.moralhaber.net)

You Tube'un denetim sorunu var
Hergün on binlerce videonun yüklendiği YouTube'un belirli bir denetim mekanizması yok.

Yöntem olarak bir kullanıcı talimatnemesinin arkasına sığınan YouTube daha geçenlerde Brezilyalı bir mankenin müstehcen videolarını yayınladığına dair dava edilmiş ve Brezilya hükümeti YouTube'un ülkede bu görüntüleri yaymasını engellemişti.

TEPKİ GÖSTERELİM
Bölücü terör örgütü PKK'nın Türk askerine haince düzenlediği pusu ve saldırıların bu siteden kaldırılması için YouTube'a tepki göstermek gerekmektedir. Çünkü durum rencide edici ve infial yaratacak bir zemine kaymaktadır. You Tube'a tepkinizi göstermek için http://www.youtube.com/contact sayfasına giderek tepkinizi belirten bir e-mail atabilirsiniz.

Yazacağınız mektup aşağıdaki gibi olabilir...
'To whom it may concern YouTube web site supposed to be for knowledge, fun and communication by the visual media power. Assasination of Turkish soldiers is neither of those goals. On the other hand who needs to see the assasinations of their sons and fathers in arms. The Kurdistan Workers Party (Kurdish: Partiya Karkerên Kurdistan or PKK) is an armed, anti-goverment terrorist organisation claiming to defend the rights of the Kurdish people in Turkey. Therefore harbouring such media on your site is strictly illegal and should be evaluated international laws. Remove such videos which belongs to this organization from the site immediately. '

HABERTÜRK
Ekleme Tarihi: 10.02.2007 - 15:29
drtılsım üyenin diğer mesajları drtılsım`in Profili drtılsım Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon çooook şaşıracaksınız......
drtılsım su an offline drtılsım  
Themenicon    çooook şaşıracaksınız......
46 Mesaj -
--------------------------------------------------------------------------------

BU ADRESE GİRİN ÇOK ŞAŞIRACAĞINIZA EMİNİM !!!

http://www.turkish-media.com/hesap/hes_mak.htm
Ekleme Tarihi: 02.02.2007 - 18:48
drtılsım üyenin diğer mesajları drtılsım`in Profili drtılsım Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon bahaeddin buhari (şah_ı nakşibend)
drtılsım su an offline drtılsım  
Themenicon    bahaeddin buhari (şah_ı nakşibend)
46 Mesaj -
BEHÂEDDÎN BUHÂRÎ (Şâh-ı Nakşibend)
--------------------------------------------------------------------------------

Evliyânın büyüklerinden ve müslümanların gözbebeği olan yüksek âlimlerden. Seyyid olup insanları Hakka dâvet eden, doğru yolu göstererek saâdete kavuşturan ve kendilerine "Silsile-i aliyye" denilen büyük âlim ve velîlerin on beşincisidir. Muhammed Bâbâ Semmâsî ile Emîr Külâl'in talebesidir. İsmi, Muhammed bin Muhammed'dir. Behâeddîn ve Şâh-ı Nakşibend gibi lakabları vardır. Allahü teâlânın sevgisini kalplere nakşettiği için, "Nakşibend" denilmiştir. 1318 (H.718) senesinde Buhârâ'ya beş kilometre kadar uzakta bulunan Kasr-ı Ârifân'da doğdu. 1389 (H.791)'da Kasr-ı Ârifân'da Rebî'ul-evvel ayının üçünde Pazartesi günü vefât etti. Kabri oradadır. İslâm âlimlerinin en meşhûrlarından olup, tasavvufta en yüksek derecelere ulaşmıştır. Zamânında ve kendinden sonraki asırlarda onun sebebi ile pekçok insan, hidâyete, doğru yola kavuşmuştur.

Zamânının büyük velîlerinden Muhammed Bâbâ Semmâsî, henüz o doğmadan Kasr-ı Ârifân'a gelmişti. Bu gelişinde, burada bir büyük zâtın kokusu geliyor. Bu beldede büyük bir velî yetişecek diyerek işâret etmiş, tarîkatın imâmı olacak emsâlsiz bir zâtın buradan zuhûr edip ortaya çıkacağını talebelerine ve sevenlerine müjdelemişti. Daha sonra babası Seyyid Muhammed Buhârî şöyle anlattı: "Oğlum Behâeddîn'in doğmasından üç gün sonra, Hâce Muhammed Bâbâ Semmâsî hazretleri, bütün talebeleri ile Kasr-ı Ârifân'a gelmişti. Ben kendisini çok sever ve muhabbet beslerdim. Kasr-ı Ârifân'ı teşrif edince, yeni doğan oğlum Behâeddîn'i alıp huzûruna götüreyim ve himmet, mânevî yardım isteyeyim, böylece feyze kavuşur dedim. Bu niyetle Behâeddîn'i kucağıma alıp, Hâce Muhammed Bâbâ Semmâsî hazretlerinin huzûruna götürdüm. Hâce Muhammed Bâbâ Semmâsî, Behâeddîn'i elimden alıp, bağrına bastı ve; "Bu yavru, benim oğlumdur. Ben bunu, mânevî evlâtlığa kabûl ettim." buyurdu. Sonra yüzünü talebelerine çevirip, aralarında en meşhûru olan Seyyid Emîr Külâl'e şöyle dedi: "Size, bu yerde bir büyük zâtın kokusu geliyor derdim. Şimdi bu tarafa gelirken de, buraya yaklaştığımızda size önce duyduğum koku iyice arttı demiştim. Hakîkat şudur ki, size bahsettiğim mübârek zât doğmuştur. İşte o mübârek koku, bu melek yavrunun kokusudur. Bu yavru, büyük bir zât olsa gerektir." buyurdu. Böylece henüz daha üç günlük çocuk iken, zamânının en büyük evliyâ ve mürşid-i kâmili olan Hâce Muhammed Bâbâ Semmâsî hazretlerinin müjdesine, himmetine ve feyzine kavuştu. Henüz daha küçük yaşta iken, evliyâlığa âit yüksek nûrlar ve eserler temiz alnında açıkça görünür, hidâyet ve irşâd, hakkı bulma ve yol gösterme nişanları yüksek simâsından belli olurdu.

Annesi şöyle anlatmıştır: "Oğlum Behâeddîn dört yaşında iken, evimizde yavruluyacak bir inek vardı. Behâeddîn, doğumuna bir müddet daha olan bu ineği göstererek, öyle anlıyorum ki, bu inek beyaz başlı bir buzağı doğuracaktır dedi. Birkaç ay sonra inek, dediği gibi bir buzağı doğurdu."

Behâeddîn Buhârî hazretlerinin ilk hocası, daha doğar doğmaz kendisini mânevî evlâtlığa kabûl eden ve hakkında çok müjdeler veren Hâce Muhammed Bâbâ Semmâsî'dir. Önce ondan istifâde etti. Sonra bu hocası, onun yetiştirilmesini en meşhûr talebesi Seyyid Emîr Külâl'e havâle etti. Yedi sene Seyyid Emîr Külâl'in sohbetine devâm etti. Sonra da onun izni ile Mevlânâ Ârif Dikgerânî'nin sohbetine devâm etti. Yedi sene de onun yanında kaldı. Bundan sonra Kusam Şeyh ve Halîl Atâ'nın sohbetlerinde bulundu. Bir müddet de Halîl Atâ'nın yanında kaldı. Ayrıca Mevlânâ Behâeddîn Kışlâkî'den hadîs ilmini öğrendi. Sonra, Abdülhâlık Goncdüvânî hazretlerinin rûhâniyetinden feyz aldı. Üveysî olarak yetiştirildi. Böylece tasavvufda ve diğer ilimlerde çok iyi yetişti. Bu tahsil devresini ve tasavvufta yetişmesini bizzât kendisi şöyle nakletmiştir:

"Çocukluktan bülûğ çağına kadar, büyük hocam Muhammed Bâbâ Semmâsî'nin sohbetinde bulundum. On sekiz yaşına girdiğim sırada, dedem beni evlendirmek istedi. Hocam Muhammed Bâbâ Semmâsî'yi düğünüme dâvet etmek için beni Semmâs'a gönderdi. Semmâs'a varıp hocamı görmekle şereflendim ve elini öptüm. Sohbetinin bereketinden bende öyle bir hâl hâsıl oldu ki, devamlı hocamın sohbetine can atıyordum. O gece kalbimdeki bu arzu ve istek ile gece yarısından sonra kalkıp abdest aldım ve hocamın mescidine gidip, iki rekat namaz kıldım. Başımı secdeye koyup çok duâ ettim. Dilimden şu duâ çıktı: "Allah'ım, bana belâ yükünü çekmeye kuvvet ver. Mihnet ve muhabbetini çekmeye tâkat, güç ver." Sabah olunca hocamın huzûruna vardım. Bana bakıp, gece olup bitenleri söyledikten sonra; "Evlâdım, duâda; "Yâ Rabbî, râzı olduğun şeyi bu zayıf ve güçsüz kuluna, fazlın ve kereminle ihsân et." demelidir. Çünkü Allahü teâlânın rızâsını kazanan kimseye belâ gelmez. Eğer Allahü teâlâ, hikmet-i ezelîsiyle sevdiği bir kuluna belâ gönderirse, kendi inâyetiyle o kuluna kuvvet ve tahammül ihsân eder ve o belâya tutulmasının hikmetini bildirir. Belâ istemekte güçlük vardır." buyurdu.

Daha sonra sofra kurulup, yemek yendi. Hocam, sofrada bir somun ekmeği alıp verdi. Ekmeği çekinerek aldım. Bu çekingenliğimi görüp; "Ekmeği almakta çekiniyorsun. Fakat bu ekmek, yolda lâzım olacaktır." buyurdu. Nihâyet dâvetimiz üzerine talebeleriyle birlikte köyümüz Kasr-ı Ârifân'a gitmek üzere yola çıktık. Ben, hocamın bindiği hayvanın üzengileri yanında yürüyordum. Rûhum zevkle dolmuş olduğundan kalbimde hiçbir dünyâ düşüncesi yoktu. Aşk ve şevkle dolu olan kalbim heyecanla çarpıyordu. Allah sevgisinden başka her şey kalbimden çıkmıştı. Bu sırada kalbim dünyâya meyledecek olsa, hocam hemen; "Kalbini ayrılıktan koru." buyururdu. Hocamın bu kerâmetini ve keşfini gördükçe, muhabbetim kat kat artıyordu. Yolumuz bir köye uğradı. O köyde hocamın dostlarından biri bizi karşılayıp evine dâvet etti. Hocam da bu dâveti kabûl edip, o zâtın evine indi. Ev sâhibinin, mahcûbiyetinden ızdırap içinde yüzü kızardı. Bu hâlini gören hocam, o kişiye; "Senin ızdırabının sebebi nedir?" dedi. O da; "Efendim, size yemek ikrâm etmek istiyorum, fakat sütten başka bir şeyim yoktur." dedi. Bunun üzerine hocam bana; "Behâeddîn, sana verdiğim ekmeğe ihtiyaç hâsıl oldu. O ekmeği ver." dedi. Ekmeği çıkarıp verdim. Ev sâhibi de sütü getirip sofraya koydu. Ekmeği süte batırarak yedik ve hepimiz doyduk. Bu kerâmeti karşısında hocamıza hayranlığımız arttı. Sonra kalkıp yolumuza devâm ettik."

"Hocam Muhammed Bâbâ Semmâsî vefât edince, dedem beni Semerkand'a götürdü. Orada bulunan büyük âlim ve velîleri ziyâret edip, benim için duâ ve himmet istedi. Sonra Kasr-ı Ârifân'a döndük. O günlerde Ali Râmîtenî hazretlerinden gelip, emâneten saklanmakta olan taç bana verildi. O anda kalbim Allahü teâlânın muhabbeti ile dolup, taştı. Sonra hocam Seyyid Emîr Külâl, Kasr-ı Ârifân'a geldi. Bana çok iltifâtta bulunup; "Hâce Muhammed Bâbâ Semmâsî, bana; "Oğlum Behâeddîn'in yetişmesi ile ilgilen. Ondan şefâatini esirgeme! Eğer onun yetişmesinde kusûr edersen, sana hakkımı helâl etmem." buyurdu. Ben de bu vasiyeti üzerine senin yetişmen ile ilgileneceğime söz verdim." dedi. Seyyid Emîr Külâl hazretleri Behâeddîn Buhârî hazretlerinin yetişmesi için titizlikle meşgûl olup, onu tasavvufta yüksek derecelere ulaştırdı. Hattâ bir gün ona şöyle buyurdu: "Yüce mürşidim Hâce Muhammed Bâbâ Semmâsî'nin sizin terbiyeniz ile ilgili vasiyetini yerine getirdim. Sizi istenilen şekilde yetiştirdim. Hem hâl bakımından, hem de ilim bakımından yüksek bir himmete sâhip bulunuyorsun. Şimdi nereye gitmeyi arzu edersen gidebilirsin. Her kimden olursa olsun, sohbetinde bulunmak ve istifâde etmek husûsunda serbestsin. Tarafımızdan size izin ve ruhsat verilmiştir. Bizde olan hâl ve makamları size fazlasıyla verdim. Bostânı senin için kuru ettim. Yâni göğsümde, kalbimde olanların hepsini sana verdim. Rûhâniyet kuşunu, insanlık yumurtasından (dar nefis çerçevesinden) çıkardım. Ama senin himmet kuşun, yükseklerde uçuyor. Şimdiden sonra icâzetlisin, müsâdelisin, izinlisin."

Behâeddîn Buhârî hazretleri, hocası Emir Külâl hazretlerinin bu sözleri üzerine Mevlânâ Ârif'in sohbetine gidip, yedi sene de onun yanında kaldı. Sonra Halîl Atâ hazretlerinin yanına gidip, on iki sene sohbetinde bulundu. İki defâ hacca gitti. İkinci haccında Herat'a gidip, Mevlânâ Zeynüddîn hazretleriyle üç gün sohbet etti. İkinci hacca gidişinde Hicâz'dan dönüp, bir müddet Merv şehrinde ikâmet etti. Daha sonra Buhârâ'ya dönüp orada yerleşti. Emîr Külâl hazretlerinin vefâtından sonra, insanlara doğru yolu gösterip, rehberlik vazîfesini yaptı.
Rivâyet edilir ki, bir zaman Şâh-ı Nakşibend hazretleri Gazyut denilen bir yere gitti. Orada talebelerinden birisi onlara yemek getirdi. Şâh-ı Nakşibend hazretleri buyurdu ki: "Bu hamuru yoğuran ve yemekleri pişiren kimse, başlamasından bitirmesine kadar gadab hâlinde idi, kızmış hâlde idi. Biz ondan hiçbir şey yiyemeyiz. Zîrâ böyle yapılan yemeklerde hiçbir hayır ve hiçbir bereket yoktur. Belki de şeytan yemek yaparken hep onunla bulunmuştur. Bizler böyle bir yemeği nasıl yiyebiliriz?"

Buyurdu ki: "Yenilecek bir gıdâ, bir yiyecek, her ne olursa olsun gaflet içinde, gadabla veya kerâhatle hazırlansa, tedârik edilse, onda hayır ve bereket yoktur. Zîrâ ona nefs ve şeytan karışmışdır. Böyle bir yiyeceği yiyen kimsede, mutlaka bir çirkin netice meydana gelir. Gaflete dalmadan yapılan ve Allahü teâlâyı düşünerek yenen helâl ve hâlis yiyeceklerden hayır meydana gelir. İnsanların hâlis ve sâlih ameller işlemeye muvaffak olamamalarının sebebi; yemede ve içmede bu husûsa dikkat etmediklerinden ve ihtiyatsızlıktandır. Her ne hâl olursa olsun, bilhassa namazda huşû' ve hudû' hâlinde bulunmak, zevkle ve göz yaşı dökerek namaz kılabilmek, helâl lokma yemeye, Allahü teâlâyı hâtırlıyarak yemeği pişirmek ve yemeği Allahü teâlânın huzûrunda imiş gibi yemeğe bağlıdır. Vücûduna haram lokma karışmış bir kimse, namazdan tad duymaz."

Tasavvufdaki hâllerinin kaybolduğunu söyleyen bir talebesine; "Yediğin lokmaların helâlden olup olmadığını araştır." buyurmuştur. Talebesi araştırdığında, yemeğini pişirirken ocakta helâl olup olmadığı şüpheli bir parça odun yakmış olduğunu tesbit ederek tövbe etmiştir.

Namazda hûdû' ve huşû' nasıl elde edilir? diye sorulunca, buyurdu ki: "Huzurlu bir hâlde helâl lokma yiyeceksiniz. Huzûr ile abdest alacaksınız ve namaza başlarken iftitâh tekbirini, kimin huzûruna durduğunuzu bilerek, düşünerek söyleyeceksiniz."

Buyurdu ki: "Nefsinizi dâimâ töhmet altında tutunuz ve ona uymayınız. Her kim bunda muvaffak olursa, Allahü teâlâ ona bu işinin mükâfâtını, karşılığını verir, sâlih amel işlemeye muvaffak olur, buna tahammül ve güç bulur. Yaptığı her işi Allahü teâlânın rızâsı için yapmaya başlar. Bütün işlerde niyeti düzeltmek çok mühimdir.

Buyurdu ki: "Namaz müminin mîrâcıdır." buyurulan hadîs-i şerîfte, hakîkî namazın derecelerine işâret vardır. Namaza duran kimsenin, iftitâh tekbîrini söylerken, Allahü teâlânın azametini, yüceliğini düşünerek, hudû' ve huşû' hâlinde olması gerekir. Öyle ki, bu hâlini istigrâk, kendinden geçme hâline eriştirmelidir. Bu sıfatın kemâl derecesi, Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellemde vardı. Rivâyet edilmiştir ki, Resûlullah efendimiz namazda iken, mübârek göğsünden öyle bir ses gelirdi ki, bu ses, Medîne-i münevverenin dışından işitilirdi. Namazda kalp huzûru nasıl elde edilir? diye sorulunca da; "Helâl lokma yemek ve yerken gaflet içinde olmamak, abdest alırken, iftitâh tekbirini söylerken, tam bir âgâhlık, gafletten uzak olma, uyanıklık içinde bulunmakla." buyurdu.

Buyurdu ki: "Oruç bana mahsustur. Onun karşılığını ben veririm." buyrulan kudsî hadîste, hakîkî oruca işâret vardır. Bu ise, mâsivâyı, Allahü teâlâdan başka her şeyi terketmektir." Yine buyurdu ki: "Allahü teâlânın doksan dokuz ismi vardır. Kim onları sayarsa, Cennet'e girer." buyurulan bu hadîs-i şerîfteki "Ahsa" kelimesinin bir mânâsı, saymaktır. Diğer bir mânâsı ise, bu ism-i şerîfleri öğrenip, bilmektir. Bir mânâsı da, bu esmâ-i şerîfenin mûcibince amel etmektir. Meselâ "Rezzâk" ismini söylediği zaman, rızkı için aslâ endişe etmemeli. "Mütekebbîr" ismini söyleyince, Allahü teâlânın azametini ve kibriyâsını düşünmelidir."

Behâeddîn Buhârî hazretlerine bu dereceye nasıl ulaştınız? diye suâl olununca; "Resûlullah sallallahü aleyhi ve selleme tâbi olmakla." buyurdu. Yine buyurdu ki: "Bizim yolumuz sohbettir. Halvette, yalnızlıkta şöhret vardır. Şöhret ise âfettir. Hayır ve bereket cemiyyette, bir araya gelmektedir. Bu da sohbet ile olur. Sohbet, bir kimsenin arkadaşında fânî olmasıyla, arkadaşını kendine tercih etmesiyle hâsıl olur. Bizim sohbetimizde bulunan kimseler arasında, bâzılarının kalblerindeki muhabbet tohumu başka şeylere bağlılığı sebebiyle gelişmez, büyümez. Biz böyle kimselerin kalblerini başka şeylere olan bağlılıktan temizleriz. Bizim sohbetimizde bulunanlardan bâzılarının da kalblerinde muhabbet tohumu yoktur. Biz böyle olanların kalblerinde muhabbet hâsıl etmek için çok himmet ederiz, yardımcı oluruz."

"İnsanlara rehber olan, onları irşâd eden doğru yolu gösteren âlimler, usta avcıya benzerler. Usta avcılar, ince mahâretlerle vahşî bir canavarı tuzağa düşürüp yakalarlar, sonra avladıkları o vahşî hayvanı terbiye edip, ehlileştirirler. Bunun gibi, Allahü teâlânın velîleri de hikmet ehli olup, güzel tedbirler ile, huylarına göre tâliblere gereği gibi muâmele ederek, teslimiyyet makâmına ulaştırırlar. Sonra sünnet-i seniyyeye tâbi olmalarını sağlayarak, maksada ulaştırırlar." Yine buyurdu ki: "İnsanlara rehber olan zâtlar, herkesin kâbiliyetine ve istidâdına göre muâmele ederler. Eğer tâlib yeni ise, onun yükünü çekip, ona hizmet ederler. Dâvûd aleyhisselâma; "Ey Dâvûd! Beni taleb eden birini gördüğün zaman, ona hizmetçi ol!" buyrulduğu gibi, çok hizmet ve himmet göstermek gerekir ki, tâlibde bu yola girme kâbiliyeti peydâ olsun. Bizim yolumuzda olan kimse, bu yola tam uyup, bunun aksine bir iş yapmamalıdır ki, işin netîcesi meydana çıksın. Sünnet-i seniyyeye uymaktan ibâret olan yolumuza uyarak, işlerde ve amellerde dikkatli davranmalıdır ki, yolumuzda olanlarda ehlullahın tam bir mârifetine kavuşma saâdeti hâsıl olsun."

Yine buyurdu ki: "Resûlullah efendimizin, benim ümmetim buyurduğu ümmet, İbrâhim aleyhisselâmın Nemrud'un ateşinden kurtulduğu gibi Cehennem ateşinden kurtulurlar. Çünkü Resûlullah efendimiz; "Benim ümmetim, dalâlet (sapıklık) üzerinde birleşmez." buyurdu. Buradaki ümmetten maksad, hakîkî ümmettir. Yâni Resûlullah'a tâbi olan ümmettir. Bunun için Resûlullah efendimiz buyurdu ki: "Benim ümmetim üç kısımdır. Birincisi dâvet ümmeti (müslüman olmayanlar), ikincisi icâbet ümmeti (müslüman olanlar), üçüncüsü de müteâbât (tam uyanlar) ümmetidir."

Buyurdu ki: "Bir kimse nefsine muhâlefet etmeye muvaffak olursa, ameli az da olsa, nefsinin isteklerine boyun eğmemeye muvaffak olduğu için şükretmesi lâzımdır. Ebdâllerin makâmını isteyen kimsenin, hâlini değiştirmesi, yâni nefsine muhâlefet etmesi lâzımdır."

Buyurdu ki: "Bizim yolumuz, Allahü teâlânın gösterdiği kurtuluş yoludur. Çünkü bu yol, sünnete uymak ve Eshâb-ı kirâma tâbi olmaktır. İşte bu sebeple, bizim yolumuzda az zamanda çok kazanç elde edilir. Fakat sünnete uymak ve riâyet etmek, sabır ve tahammül ister. Biz, bizim yolumuza girenleri, istersek kolayca çekme ile, dilersek bir başka usûlle terbiye ederiz. Çünkü rehber olan âlim, bir tabîbe benzer. Hastanın hastalığını, derdini tesbit eder ve ona göre ilâç verir. Bizim yolumuzda yalnız kalmak değil, sohbet esastır. Sohbetin de şartları vardır. İki kişi sohbet etmek isterse, birbirinden emin olmaları gerekir. Böyle olmazsa, sohbetten fayda hâsıl olmaz. Bizim sohbetimize girenlerin kalblerinde, muhabbet tohumu vardır. Kısaca bu yola, Ehl-i sünnet ve cemâat yolu denir. Bizim sohbetimize dâhil olanların kalbine muhabbet tohumu atılmıştır. Fakat Allahü teâlâdan başka her şeyden alâkasını kesmemiş olabilir. Bu durumda sohbetimize katılan kimsenin kalbinde, Allahü teâlânın sevgisinden başka neye bağlılık varsa, onu kalbinden temizleriz. Kalbinde bize karşı meyli ve muhabbeti olanlara muhabbet tohumu ekip, gece gündüz onu terbiye etmemiz bizim vazîfemizdir. Muhabbet için uzakta olmak farketmez."

Behâeddîn Buhârî hazretlerine siz nasıl bir yolda bulunuyorsunuz? diye suâl sorulunca, buyurdu ki:

"Ancak ârif olanların istifâde edebileceği bir yolda bulunuyoruz. Bu yol da üç şeyden ibârettir. Bunlar; murâkabe, müşâhede ve muhâsebedir. Murâkabe: Bu yola giren kimsenin, her şeyi bırakıp Allahü teâlâya dönmesidir. Murâkabe ehli pek azdır. Olanlar da gizlidir. Biz şu netîceye vardık ki, murâkabeyi elde etmenin yolu, nefse muhâlefet etmektir. Müşâhede: Gayb âleminden gelir ve kalb üzerine işlenen bir tecellîdir. Celâlî veya cemâlî olmak üzere ikiye ayrılmışdır. Muhâsebe: Bizim yolumuzda olan kimse, düşünüp araştırır. Kendini hesâba çekip bakar. Geçmiş zamânı gaflet ile mi, huzûr ile mi geçti? Eğer huzûr ile geçmişse, o kimsenin vakti değerlendirilmiştir. Allahü teâlâya hamd etsin. Eğer geçen zaman gaflet ile geçmişse, o kimse vaktini zâyi etmiştir. Yapacağı iş, geleceği için tedbirli olup, tövbe etmektir. Ârif olanlar, bu üç husûsa riâyet ettikleri için pekçok fayda elde ederler. Ârif olmadan istifâde edemezler. Bizler, maksada ulaşmakta vâsıtayız. Allahü teâlânın inâyeti olmadan ve rehber olmadan maksada erişmek mümkün olmaz. Şu hâlde bu yolda ilerleyen kimse, kıyâmete kadar yaşasa, kendisine rehber olan zâtın terbiye nîmetinin, lütuf ve himmetinin şükrünü yerine getiremez."

Behâeddîn Buhârî, Allahü teâlânın kullarına şefkat ve acımalarının çokluğundan, on iki gün başını secdeye koyup, Allahü teâlâdan, tasavvufta kolay ilerlenen, kolay ele geçen ve elbette kavuşturucu olan bir yol istedi. Duâsı kabûl edildi. Bu yol; yeme, içme, giyimde, oturmada ve âdetlerde orta derecede olmaktır. Kalbi çeşitli düşüncelerden korumaktır. Her ân güzel ahlâkla ahlâklanmaktır.

Kendisinden kerâmet isteyenlere buyurdu ki: "Bizim kerâmetimiz açıktır. Bu kadar çok günâh ile yeryüzünde yürümemizden büyük kerâmet olur mu?" Bir defâsında ise; "Biz Allahü teâlânın fadlına, ihsânına kavuştuk. Bizi murâdlardan, çekip götürülenlerden eyledi." buyurdular.

Behâeddîn Buhârî hazretlerinin yolunun esaslarından olan; "Biz sonda ele geçecek şeyleri başa yerleştirdik." buyurması, Resûlullah efendimizin daha ilk sohbetinde bulunan bir kimsenin kalbine hikmet ve feyz akmasına ve bir sohbetle nihâyete kavuşmasına benzetilmiştir.

Buyurdu ki:

"Yolun esâsı, kalbe teveccühdür. Kalp ile de, Allahü teâlâya teveccühtür. Kalp ile çok zikretmektir. Farz ve sünnetleri edâ etmektir. Yeme, içme, giyme ve oturmada, işlerde ve âdetlerde orta derecede olmaktır. Kalbi kötü düşüncelerden, vesveseden korumaktır. Kendisine rehber olan âlimin sohbetini ganîmet bilmektir. Hocasının huzûrunda iken ve yanında yok iken edebe uymaktır. Bu yoldan maksad ve ele geçen şey; Allahü teâlânın devamlı huzûrunda olmaktır. Eshâb-ı kirâm zamânında buna "ihsân" denilmişti. Bu yolda ilerleme esnâsında; nefsin arzularını yok etmek, nûrlara ve hâllere gömülmek, fenâ ve bekâ makamlarına ulaşmak, üstün ahlâk ile ahlâklanmak gibi on makam ele geçer."

Buyurdu ki: "Lâ ilâhe illallah kelimesini söylemenin hakîkati, Allahü teâlâdan başka ne varsa hepsini yok bilmektir."

Yine buyurdu ki: "İslâm dîninin hükümlerini yapmak, yâni emirleri yapıp yasaklardan sakınmak, haramları, şüpheli şeyleri, hattâ mübahların fazlasını terketmek, ruhsatlardan uzak durmak, mübahları zarûret mikdârınca kullanmak, tamâmen nûr ve safâdır. Aynı zamanda evliyâlık derecelerine kavuşturan bir vâsıtadır. Vilâyet derecelerine bunlarla ulaşılır. Uzak kalanların hepsi, bunlara dikkat etmediklerinden uzak kalırlar ve kendi arzularına uyarlar. Yoksa cenâb-ı Hakk'ın feyzi her ân gelmektedir."

Alaüddin Attar (K.S) anlatır: "Şah-ı Nakşibend hazretleri beni kabul edince, kendilerini o kadar sevdim ki, kararım kalmadı. Sohbetlerinden ayrılamıyacak hale geldim. Bu halde iken bir gün bana dönüp: "Sen mi beni sevdin ben mi seni sevdim?" buyurdu.- "îkram sahibi zatınız, aciz hizmetçisine iltifat etmelisiniz, hizmetçiniz de sizi sevmelidir" diye cevap verdim. Bunun üzerine: "Bir müddet bekle işi anlarsın" buyurdu. Bir müddet sonra kalbimde kendilerine karşı muhabbetten eser kalmadı. 0 zaman: "Gördün mü, sevgi benden midir, senden midir?" buyurdu.
H.791 yılmda vefat ettiler.
Mübarek; uzun boylu, buğday benizli, gür sakallı, güler yüzlü idi.
Ekleme Tarihi: 02.02.2007 - 18:41
drtılsım üyenin diğer mesajları drtılsım`in Profili drtılsım Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon iSLAMi SOHBET-MÜMiNLER KARDEŞTiR
drtılsım su an offline drtılsım  
46 Mesaj -
hizmetiniz daim olsun allah razı olsun...Allah Razı Olsun
Ekleme Tarihi: 02.02.2007 - 18:27
drtılsım üyenin diğer mesajları drtılsım`in Profili drtılsım Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon AT IN GÜNAHI................
drtılsım su an offline drtılsım  
Themenicon    AT IN GÜNAHI................
46 Mesaj -
--------------------------------------------------------------------------------

Kadinin birisine arkadaslari , "Senin " demisler " Kocana karsi bir ayri bagliligin,hürmetin var.Söz agzindan ciksin yeter.Bir dedigini iki etmiyorsun.Haline hem sasiyor ,hem imreniyoruz."

"Bakin ,anlatayim " demis kadin....
"Evlendigimizde beni gelin getirirken bir ata kendisi ,bir ata ben bindim.Önde o ,aarkada ben ,evimize dogru gelirken,benim bindigim at bir defa tökezledi.Arkasina döndü ve ata : "BIR ! " dedi.Biraz daha gittik,at yine tökezledi.Döndü,ata : "IKI !" dedi . Bir müddet daha gittik.At bir daha tökezledi.Geriye döndü ,atin yanina geldi ve ata " ÜC ! " dedikten sonra tabancasini cikarip kafasina bir kursun sikti,ati öldürdü.

Ben bu hadise karsisinda buyuk bir saskinliga düstüm. " Ne günahivardi dedim,zavalli atin ? " Geriye döndü ve bana " BIR ! " dedi .O günden sonra "BIR ! " dedigini " IKI ! " etmedim.

* * * * *

Insanlar ölümü unutmasalar,gafil , zalim ve cahil olmasalar , Allah`in icraatindaki hayri ve kendilerine olan merhameti görseler,itaatsizlik düsüncesinden bile Onun merhametine siginacak,ellerinden geldigince Onun emirlrine riayet edeceklerdir.

Hayat ve hayatin hesabi saka degildir." Cennet ucuz ,cehennem lüzümsuz " degildir.Ates,dayanilacak sey degildir.Insanin Onun engin rahmetinden baska siginagi yoktur.Ve asil "BIR !" dedigi "IKI !" edilmyecek O´dur.
vesselam
Ekleme Tarihi: 28.01.2007 - 14:56
drtılsım üyenin diğer mesajları drtılsım`in Profili drtılsım Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon ahhhhhhhh.....ahhhhhhhhhhh...ahhhhhhhhh
drtılsım su an offline drtılsım  
46 Mesaj -
haklısınız afffffff affffffff demem gerekti hakkınızı helal edin...
Ekleme Tarihi: 28.01.2007 - 14:50
drtılsım üyenin diğer mesajları drtılsım`in Profili drtılsım Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon ahhhhhhhh.....ahhhhhhhhhhh...ahhhhhhhhh
drtılsım su an offline drtılsım  
Themenicon    ahhhhhhhh.....ahhhhhhhhhhh...ahhhhhhhhh
46 Mesaj -
Selamünaleyküm degerli arkadaslar. Bir hadis beni allak-bullak etti.. Imam Gazali`nin bir kitabinda okumustum..
Resulü Ekrem Efendimiz (sav) birgün sahabeleriyle yolda giderken, yol kenarina atilmis bir ölü koyun görür.. Sahabe burnunu kapar ve nazar etmekten kacinir onun les kokusundan ve hastaliktan telef olmus halinden.. Allahresulü (sav) sorar ashabina: Sizce su koyunun sahibi gözünde degeri nedir?? Sahabe cevap verir:
Hicbir degeri yok ki, atmis onun lesini yol kenarina...
Bu cevap üzerine efendimiz(sav) sert bir ifade ile buyurur:
Nefsim kudret elinde olan Allah`a yemin ile söylerimki, Kur`an ahlaki ile ahlaklanmayan bir kulun degeri Allah katinda, su ölmüs koyunun sahibi gözündeki degeri kadar degeri yoktur; Buyurur..
Eyvaaaah eyvaaah kardesler.. Kur`an ahlakindan yoksun bizler(sizleri tenzih ederim) bir koyun lesi kadar degerimiz yok Rabbimizin katinda..
Halimiz nicedir ey kardesler?Degersiz, bir hic olarak mi gidicez Rabbimizin huzuruna?
Bizleri bagisla Yarab..
Bizlere magfiret et Yarab..
Bizleri nefsimizin eline birakma Yarab..
Bizlere ilim,irfan,ask nasib eyle Yarab..
Bizleri Kur`an ahlaki ile ahlaklandir Yarab..
Ekleme Tarihi: 28.01.2007 - 14:38
drtılsım üyenin diğer mesajları drtılsım`in Profili drtılsım Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon BEŞ ALTIN ANAHTAR..........
drtılsım su an offline drtılsım  
Themenicon    BEŞ ALTIN ANAHTAR..........
46 Mesaj -
1.kifayet miktarı ilim
2.kuran ahlakı
3.güçlü bir irade
4.büyük bir emel
5.bütün zorluklara karşı sabır..






Allah cümlemizi nail etsin inşallah bu vasıflara...


Allah Razı Olsun
Ekleme Tarihi: 28.01.2007 - 14:32
drtılsım üyenin diğer mesajları drtılsım`in Profili drtılsım Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon BİR GARİPPPPPPPPP SAYI
drtılsım su an offline drtılsım  
Themenicon    BİR GARİPPPPPPPPP SAYI
46 Mesaj -
--------------------------------------------------------------------------------

Bir garip sayi: 12345679 ama 8'i gezmeye gitmis...
12345679, bu sayinin tek basina hiç bir özelligi yok. Ama 9 ve 9'un
katlari ile çarptiginiz zaman bakin ortaya nasil
ilginç bir sonuç çikiyor.

Matematikteki su uyuma bakar misiniz? Siir gibi.

12 345 679 x 9 = 111 111 111
12 345 679 x 18 = 222 222 222
12 345 679 x 27 = 333 333 333
12 345 679 x 36 = 444 444 444
12 345 679 x 45 = 555 555 555
12 345 679 x 54 = 666 666 666
12 345 679 x 63 = 777 777 777
12 345 679 x 72 = 888 888 888
12 345 679 x 81 = 999 999 999 veeee

12 345 679 x 999 999 999 = 12 345 678 987 654 321
Ekleme Tarihi: 24.01.2007 - 15:03
drtılsım üyenin diğer mesajları drtılsım`in Profili drtılsım Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: OSMANLI TOKADI....BUSHU TOKATLAMAK İSTERMİSİNİZ
drtılsım su an offline drtılsım  
46 Mesaj -
uyanmanın zamanımı olur hep uyanık olmamız gerekmezmiydi...kardeş...uyanalım diyoruz gözlerimiz kapalı yürümeye çalışıyoruz .. ama inşallah bu sorunlarda biter diye düşünüyorum.. tabi herkese görev düşüyor bu konuda...farz dan özce farz vardır oda ilim ögrenmek...
Ekleme Tarihi: 24.01.2007 - 14:49
drtılsım üyenin diğer mesajları drtılsım`in Profili drtılsım Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: OSMANLI TOKADI....BUSHU TOKATLAMAK İSTERMİSİNİZ
drtılsım su an offline drtılsım  
OSMANLI TOKADI....BUSHU TOKATLAMAK İSTERMİSİNİZ
46 Mesaj -
BUSHU TOKATLAMAK İSTERMİSİNİZ
--------------------------------------------------------------------------------

SİTRES ATMAK İÇİN BİR BİR TAVSİYE EDERİM BİRKERE DENEYİN
SESİNİ ACMAYI UNUTMAYIN MAUSU SAGA SOLA HIZLA İTİN

aşagıdaki link e tıklayın.


http://www.oyunlar1.com/games.php?flash=795


Bu mesaj 2 kez ve en son drtılsım tarafından 24.01.2007 - 13:53 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 24.01.2007 - 13:46
drtılsım üyenin diğer mesajları drtılsım`in Profili drtılsım Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Sayfa (2): (1) 2 Devam >
İmzalar göster - Konuları göster

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 536 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
mrvtt (34), incim (55), kalbiselim (53), asimm (43), hisam (48), aciz önder (38), caramed (51), sevim (59), hasan kemal (54), aygo (43), akdemir (49), zeynep63 (18), adem dikici (58), semasalman (37), yusuf2023 (43), hallo42 (33), aymet (46), irfan55 (49), bayercana (35), Sabri-81 (43), selam2000 (51), Dadas69 (55), celebirisin (40), Musab49 (50), genciz (56), erkamartuk (38), yalniz gul (58), dertli007_46 (36), kafka001 (52), egemen07 (44), Tekin (51), milasi (68), porselen43 (55), semasalman87 (37), dtkyusuf (49), sertel (51)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.53343 saniyede açıldı