hydroxychloroquine generique rhinocortgenerique plaquenil generique kaletra ivermektin voltaren votum plus votum vytorin wellbutrin sr xatral xeloda xenical xylocaine yasmin yasminelle yaz zanaflex zantac zantic zebeta zeffix zenegra zentel zestoretic zestril zetia ziac ziagen zilutrol zinacef zinat zithromax dispersible zithromax zocor zofran zoloft zorotop zovirax zurcal zyloprim zyprexa zyrtec zyvox zyvoxid
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

18 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (1): (1)
Ekleyen Mesaj
Konu: NAMAZINIZI KILDINIZ MI ?..
saft su an offline saft  
24 Mesaj -
gül gül gül
Ekleme Tarihi: 07.06.2006 - 16:18
saft üyenin diğer mesajları saft`in Profili saft Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: BIR KELEBEGIN Hikayesi
saft su an offline saft  
Tefekkür..
24 Mesaj -
Tefekkür'e nekadar da muhtacız..
Ve bunu öylesine çok ihmal ediyoruzki..
Rabbimizin bize Kuran-ı Kerim'de kaç kere ".... düşünesiniz.." diye emir buyurmasına rağmen..

Paylaşımın için Allah razı olsun kardeşim.

Ekleme Tarihi: 26.04.2006 - 16:53
saft üyenin diğer mesajları saft`in Profili saft Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: ALLAH NASIL MİSAFİR EDİLİR ?
saft su an offline saft  
ALLAH NASIL MİSAFİR EDİLİR ?
24 Mesaj -
ALLAH NASIL MİSAFİR EDİLİR?
Musa Aleyhisselâmın ümmeti:

- Ya Musa! Rabbimizi yemeğe davet ediyoruz. Buyursun bir gün misafirimiz olsun. Nemiz varsa ikram etmeye hazırız, dediklerinde Musa Aleyhisselâm, onları azarladı. «Nasıl olur, Allah (haşa) yemekten, içmekten ve mekândan münezzehtir» diyerek bir daha böyle bir şeyi akıllarından bile geçirmemelerini tenbihledi. Fakat Musa Kelîmullah Turu Sina'ya çıkıp, bazı münasaatta bulunmak istediğinde, Allah tarafından şöyle nida olundu:

- «Ya Musa neden kullarımın davetini bana getirip söylemiyorsun?»

Musa Aleyhisselâm: «Ya Rabbi, böyle daveti size gelip söylemekten haya ederim. Nasıl olur, Zatı Ulûhiyetiniz onların söylediklerinden beridir» dedi.

Allah (c.c.): «Söyle kullarıma, onların davetine Cuma akşamı geleceğim» buyurdu.

Musa Aleyhisselâm gelip kavmini durumdan haberdar etti, hazırlığa başlandı, koyunlar, sığırlar kesildi. Mümkün olduğu kadar mükellef bir yemek sofrası hazırlandı. Çünkü misafir gelecek olan ne bir vali, ne bir padişah, ne bir başka yaratıktı. Kâinatın yaratıcısı misafir olarak gelecekti. Hazırlıklar tamamlandıktan sonra, akşam üstü uzak yollardan geldiği belli; yorgun argın, üstü-başı birbirine karışmış bir ihtiyar gelip: «Ya Musa! Uzak yollardan geldim, acım, bana bir miktar yemek verin de karnımı doyurayım» dedi. Hz. Musa:

- Acele etme, hele şu testiyi al da biraz su getir bakalım. Senin de bir katkın bulunsun. Biraz sonra Allah (c.c.) gelecek, dedi.

Tabii adam daha fazla diretmeden çekip gitti. Yatsı vakti oldu, beklenen misafir halâ gelmedi. Sabah oluncaya kadar beklediler, halâ gelen giden yoktu. Neyse ümidi kestiler. Hz. Musa taaccüp içinde idi.

İkinci gün Hz. Musa Tur'a gidip:

- Ya Rabbi, mahcup oldum, ümmetim: «Ya Sen bizi kandırdın, ya Allah sözünde durmadı» diyorlar dediğinde, şöyle hitap olundu:

- Geldim ya Musa, geldim. Açım dedim, beni suya gönderdin, bir lokma ekmek bile vermedin. Beni ne sen, ne kavmin ağırladı.» Bunun üzerine Hazreti Musa Kelîmullah:

- Ya Rabbi bir ihtiyar geldi sadece, o da bir kuldu, Allah değildi. Bu nasıl olur? dediğinde Cenabı Allah:

- «İşte ben o kulum ile beraberdim. Onu doyursa idiniz, beni doyurmuş olacaktınız. Çünkü ben ne semalara, ne yerlere sığarım, ben ancak aciz bir kulumun kalbine sığarım. Ben o kulumla beraber gelmiştim. Onu aç olarak geri göndermekle, beni geri göndermiş oldunuz» buyurdu.

Demek ki, Allah için yapılan her şey, bizzat Allah'ın kendisine yapılmış gibi olmakta, Allah o kimseden razı olmaktadır.

Ekleme Tarihi: 26.04.2006 - 14:59
saft üyenin diğer mesajları saft`in Profili saft Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Bir Dervişten Nasihatler..
saft su an offline saft  
24 Mesaj -
Rabbim tüm Mü'minlerden razı olsun inşaallah..

O güzel dualarınız için çok teşekkür ederim.
Lütfen dualarınızı hiçbir zaman esirgemeyiniz..

Ekleme Tarihi: 26.04.2006 - 14:13
saft üyenin diğer mesajları saft`in Profili saft Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Bir Dervişten Nasihatler..
saft su an offline saft  
24 Mesaj -
Kazanmaya gayret edin..

Çalisani takdir edin..

Basariyi tebrik edin..

Mazereti kabul edin..

Her an tevekkül edin..

Hastalari ziyaret edin..

Çocugunuzu terbiye edin..

Herkese tebessüm edin..

Güvenseniz de kontrol edin..

Inanmayana ispat edin..

Fakirleri gözetin..

Hayir için sarf edin..

BANA DA DUA EDIN...



Bu mesaj 1 kez ve en son saft tarafından 26.04.2006 - 11:20 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 26.04.2006 - 11:20
saft üyenin diğer mesajları saft`in Profili saft Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: İBRET ALINACAK BİR NÜKTE!
saft su an offline saft  
EL-ADL
24 Mesaj -
EL-ADL

Allah adildir, hiçbir kimseye zulmetmez. Herkes kendi ektiğini biçer.. Ve İlahi Adalet ne dünyada ne de ahirette şaşar..

Ekleme Tarihi: 26.04.2006 - 10:19
saft üyenin diğer mesajları saft`in Profili saft Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Admin kardeşlerim..
saft su an offline saft  
24 Mesaj -
Çok teşekkür ederim F a t i h kardeşim
Ancak hala bazı konulardan istifade edemiyorum
Ekleme Tarihi: 25.04.2006 - 16:24
saft üyenin diğer mesajları saft`in Profili saft Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon BU NAMAZI TANIYOR MUSUNUZ?
saft su an offline saft  
24 Mesaj -
Allahümme salli ala Muhammed ve ala âli Muhammed..

Ey Rabbimiz Resulünü anışımızdan haberdar et. O'na binlerce selat binlerce selam. Habibine makamı Mahmud'u ver. O'na vesileyi lütfet O'nu Refiki Ala'ya yükselt. Bizi de affet O'nun hatırına affet Zatının hatırına affet ne olur affet. Bizi Affet!

Ekleme Tarihi: 25.04.2006 - 12:33
saft üyenin diğer mesajları saft`in Profili saft Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Bir Dervişten Nasihatler..
saft su an offline saft  
24 Mesaj -

İyilige niyet edin..

Büyüklere hürmet edin..

Sikintiya sabredin..

Aza kanaat edin..

Sözünüzde sebat edin..

Bildiginizle amel edin..

Hatanizi kabul edin..

Yaramaz ise def edin..

Varken tasarruf edin..

Alimlerle sohbet edin..

Nefsinizle inat edin..

Sofraniza davet edin..

Zararliysa men edin..

Seviyorsaniz ifade edin..

Kalpleri fethedin..

Misafire ikram edin..

Muhtaca yardim edin..

Bilseniz de istisare edin..

Tehlikeye dikkat edin..

Hakki teslim edin..

Unutacaksaniz kaydedin..

Esirgemeyin lütfedin..

Gariplere merhamet edin..


Ekleme Tarihi: 25.04.2006 - 12:05
saft üyenin diğer mesajları saft`in Profili saft Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: HUZUR REÇETESİ..
saft su an offline saft  
HUZUR REÇETESİ..
24 Mesaj -
HUZUR REÇETESİ

KUR'AN DAN AYETLER

1 - SAADETİMİZ İÇİN

Hasbiyellâh,lâ ilâhe illahû,aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabbûl arşiil azîm.
(Sabah Akşam 7'şer kez oku )

2 - SIKINTI VE STRESİN DEFİ İÇİN

lLâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü minez-zâlimîn.

(Her gün 21 veya 100 defa oku )

3 - RIZIK İÇİN

Allâh-u Letîfun bi ibâdihî yerzuku men yeşââ ve hüvel kaviyyül azîz.
(Her gün 9 defa oku )


HUZURLU BİR HAYAT İÇİN 10 PRENSİP

1 - Daima abdestli gez,

2 - 5 Vakit namaz kıl,

3 - Sık sık sadaka ver,

4 - Erken yat,erken kalk,

5 - Ilık su ile sık sık duş al,

6 - Kır gezisi,deniz kenarı gezisi yap,(Ayda 1 defa)

7 - Türbeleri,camileri,müzeleri ziyaret et,(Ayda 1 defa)

8 - Alimleri,meşayıhı,ilim adamlarını ziyaret et,(Ayda 1 defa)

9 - Akraba,dost ve arkadaşı ziyaret yap,(Ayda 1 defa)

10 - Hiç sinirlenmemeye gayret et,sakin ol,sabırlı ol.



SAKINMAMIZ GEREKEN BÜYÜK GÜNAHLARDAN 15 TANESİ

1 - Allah'a şirk koşmak-ortak tanımak.

2 - Anneye babaya karşı gelmek,isyan etmek.

3 - İçki İçmek. (Her Çeşidini)

4 - Kumar oynamak.(Her çeşidini)

5 - Zina etmek,başkasının namusuna göz dikmek.

6 - Faiz yemek,tefecilik yapmak.

7 - Yalan söylemek.

8 - Hırsızlık yapmak.

9 - Harpten kaçmak.(Vatan hainliği)

10 - Adam öldürmek.(Katillik)

11 - Yuva yıkmak.(Karı koca arasını açmak)

12 - Yalan yere şahitlik yapmak.

13 - Yetim malı yemek.

14 - Büyü-sihir yapmak veya yaptırmak.

15 - Nemmamlık yapmak.(Söz getirip götürmek,insanları birbirine
düşürmek.



RABBİNİZ (ŞÖYLE) BUYURDU ;

BANA DUA EDİN SİZE KARŞILIĞINI VEREYİM.

( El-mü'min suresi Ayet 60 )

Ekleme Tarihi: 25.04.2006 - 11:11
saft üyenin diğer mesajları saft`in Profili saft Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: HARiKA BiR YAZI...iBRET ALIN... ARADA BİR ÇOK BUNALDIĞINIZDA OKUYUN..
saft su an offline saft  
24 Mesaj -
fosaloglu kardeşim, haklısın bir çok kişi böyle bir yazıyı beklemeyebilir. Ancak biliyorsunki, Hz.Ömer'inde (RA)İslamın ilk yıllarında kimse Müslüman olacağını beklemiyordu ama O (RA) İslamın en büyük şahsiyetlerinden biri oldu.
Buna binaen bence sahip olduğumuz bazı önyargılardan sıyrılmamız gerekiyor. Hiçbir insandan ümidimizi kesmeyip, bıkmadan, usanmadan İslamı elimizden geldiğince tebliğ etmeye, insanların kurtuluşuna, dünya ve ahiret saadetine erişmesine bir nebzede olsa katkıda bulunmaya çalışmalıyız.
Hidayet Allah'tandır...



Bu mesaj 1 kez ve en son saft tarafından 25.04.2006 - 08:08 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 25.04.2006 - 08:06
saft üyenin diğer mesajları saft`in Profili saft Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: HARiKA BiR YAZI...iBRET ALIN... ARADA BİR ÇOK BUNALDIĞINIZDA OKUYUN..
saft su an offline saft  
HARiKA BiR YAZI...iBRET ALIN... ARADA BİR ÇOK BUNALDIĞINIZDA OKUYUN..
24 Mesaj -
HARiKA BiR YAZI...iBRET ALIN... ARADA BİR ÇOK BUNALDIĞINIZDA OKUYUN..

Bir zamanlar bir psikoloji kitabında okuduğum bir bölüm vardı... Hayatın ve getirilerinin kıymetini anlamak için tavsiye edilen bir metod vardı içinde..Deniyordu ki; "arada bir, çok bunaldığınızda,hayatın sizin için çekilmez hale geldiğini düşündüğünüzde kendinize 10 dakika ayırın ve kendi cenaze töreninizi düşünün"... Cümleyi ilk okuduğumda çarpılmıştım...
Ben girişin akabinde pozitif bir gelişme ve tavsiye bekliyordum... Ama " kendi ölümümüzü ve cenazemizi " düşünmemiz tavsiye
ediliyordu...Tüylerim diken diken oldu ve yazarın saçmaladığını düşündüm o an... Ama önyargı düşmanı biri olarak okumaya devam ettim..
Diyordu ki; " bunları düşündüğünüzde dünyadaki yerinizi, dünyayı terkettiğinizde oluşacak boşluğu, sevdikleriniz ve sizi sevenler için öneminizi anlayacaksınız... O andan geriye dönme şansınız olmadığını, hayat denen kredinizin bittiğini ve onlara yanıt verme şansınız olmadığını düşünün...Tekrar sarılma, bir kez daha öpme ihtimalinizin bittiğini hissedin...
Dünyadaki küslüklerin, ayrılıkların, kavgaların yanında bu acının ve geri dönülmezliğin korkunç çaresizliğini yaşayın...Bırakın canınız yansın, bırakın alevler içinde kavrulsun tüm ruhunuz...Orada, o musalla taşında düşünün kendinizi... Seyredin şu an çevrenizde olanların yüz ifadelerini...Akıllarından ve yüreklerinden geçen cümleleri hayal edin...
Kitaba devam etmeden bıraktım kenara ve gözlerimi kapatıp aynen düşünmeye başladım...Eşimi, oğlumu, annemi, babamı, kardeşlerimi ve diğer tüm
çevremi oturttum tek tek kendi cenaze törenimdeki yerlerine... Birer birer yerleştirdim tabutumun çevresine hepsini...Hayatımda çok nadir bu kadar canım yanmıştı...Görüyordum işte "babaaaa..." diye ağlayan biricik oğlumu... Eşim kucağında "ağlayan emanetimle" ayakta durmaya çalışıyordu per perişan... Koca çınar babacığım, belli belirsiz dualar okuyordu, o gözümden hala gitmeyen vakur duruşuyla...Annem, ciğerinden bir parça canlı canlı koparılmış gibi hem içine hem dışına akıtıyordu gözyaşlarını...
Kardeşlerim, akrabalarım "çok erken gitti, doyamadı oğluna.." diyordu acıyan ses tonlarıyla... Ve dostlarım... Onlar da şaşkındı... Bazısı "daha dün birlikteydik, nasıl olur.." diyordu... Sonra anladım yazarın ne demek istediğini daha devamını
okumadan kitabın...Bunları seyredip onlara "hayır ölmedim, burdayım.." demek istedim hayal olduğunu unutup...
Farkındalık önemli bir kavramdır psikolojide... Belki de hiç aklımıza gelmeyen ve gelmeyecek bir farkındalığı göstermek istemişti yazar...Kitabı okumaya ne gücüm kalmıştı, ne de isteğim... Almam gereken dersi ve mesajı almıştım... Şimdi ne kitabın adını ne de yazarı hatırlamıyorum...Şu an bunları yazarken bile çok kötü oldum... Bu olayda tek farkındalık da yok üstelik... Biraz kendime geldikten sonra devam ettim hayatımın en zor hayaline... Sırada çevremdekilerin ölümümün akabinde neler söyleyecekleri vardı.. Usulen ve nezaketen söylenenlerin dışında..
Onlarda bıraktığım izleri, yaşananları ve yaşanamayanları elden geçirerek ben konuşturacaktım hayalimde... İçlerini okuyacaktım, senaryo bana ait olarak...Yaşarken neler yazmıştım, ölümümle neler okuyacaktım...Gerçek duygularıydı ulaşmaya çalıştığım, ölüm acısının etkisiyle girilen duygusal mod değildi, deşifre etmem gereken metin...Canım oğlumun söyleyecek çok şeyi yoktu...Özleyecekti, yokluğumu hissedecekti.. Ağlayacaktı aklına geldikçe...Belki ölümün ne anlama geldiğini hissedecek yaşa gelinceye kadar sıradan bir üzüntünün ötesine geçmeyecekti duyguları... Ama hayal bu ya, 18-20 yaşına getirdim 2 saniyede oğlumu... "hayal - meyal hatırlıyorum be baba seni...
Keşke şimdi yaşıyor olsaydın da erkek erkeğe sohbet etseydik seninle... Bak mezuniyet törenimde de babasızdım... Askere giderken kimin elini öpeceğim senin yerine...Diyecek canı yanarak bir köşede...Sevgili eşim... Benim muhteşem hatunum... Nasıl dayanır bensizliğe?...O ki, benim için her şeyini feda edip koşmuştu bana... Hayatının tek adamı şimdi toprak olacaktı...
Bir daha " Seni seviyorum " diyemeyecekti...
Bir daha hevesle açamayacaktı çalan kapıyı...
Ve her gelen gece bensizliğini haykıracaktı yüzüne...
Her sabah da bensiz başlayacaktı koca gün...
Tek cümlesi takıldı o an içime; " Oyunbozanlık yaptın be böceğim, hani beraber ölecektik ?..."
Babam-annem,o bugüne kadar evlat olarak mutlu edecek hiçbir şey yapamamanın acısıyla kahrolduğum güzel insanlar...Helaldi şüphesiz hakları...
Bilerek hiç kırmamıştım onları... Üzerine titredikleri evlatları onlardan önce göçmüştü işte önlerinde ve dualarına muhtaçtım....
Kaç anne ve babanın çekebileceği bir acıydı ki evladının cenazesinde bulunmak...
Herhalde insanın uzun yaşadığına üzüldüğü nadir anlardan olsa gerek...
Diğerlerine geçmiyorum... Bu yazıyı şu an yazıp sizlerle paylaştığıma göre "diğerlerine" artık sizler de dahilsiniz...Düşünün, bir gün bir mail ulaşıyor mail-boxınıza "ölmüş“ diye... Sizler kimbilir neler düşünür ve yazardınız...Eşim şu an yanımda ağlıyor, sanki gerçekmiş gibi... Oysa ki yazarın amacı "Yaşamanın ve hala nefes alıyor almanın kıymetini" göstermekti... Benim de öyle...Lafı çok uzattım farkındayım... Ama dediğimiz çözümü zor süreç 2 satırla özetlenemeyecek kadar girintili çıkıntılı...
Ben o gün kurduğum o hayalle, canımın tüm yanmasına rağmen YENİDEN DOĞDUM... Bilgisayar diliyle "format attım hayatıma"... Sahip olduklarımın farkına vardım ve hala nefes
alıyor olduğum için şükrettim...Gözlerimi açtığım anda o kötü ve acı sahne bitmiş,
oyun perde demişti...Peki ya hayal değil de, gerçek olsaydı ve perde bir daha açılmamak üzere kapansaydı...Belki gerildiniz, kötü oldunuz ama devamını
getirirseniz buna değer bence...
Ben bu akşam melankoliğim ve biraz abartmış olabilirim...Hani sanatçı ve şairiz ya ondandır belki... Bence bu yazıyı sadece okuyarak bırakmayın... LÜTFEN ARADA BİR, BURADAN ALDIKLARINIZI TARTIN, DÜŞÜNÜN VE HAYATINIZI GÖZDEN GEÇİRİN...Ölümün kime ve ne zaman geleceğini Yüce Allah' tan başka bilen yok...İşte bu yüzden hazır yaşıyorken ve nefes alıyorken yapabileceklerinizi yapın, ertelemeyin...
Sizi sevenlere ve sevdiklerinize daha fazla zaman ayırın...Bilerek - bilmeyerek kırdığınız kalpleri tamir edin... Ve en önemlisi;VERDİĞİ-VERMEDİĞİ, ALDIĞI-ALMADIĞI HERŞEY İÇİN, TEKRAR TEKRAR ŞÜKREDİN YÜCELER YÜCESİ YARADAN'A...

CAN DÜNDAR

Ekleme Tarihi: 24.04.2006 - 17:21
saft üyenin diğer mesajları saft`in Profili saft Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Bir Dervişten Nasihatler..
saft su an offline saft  
Bir Dervişten Nasihatler..
24 Mesaj -

Emanete ihanet etmeyin..

Halinizden sikayet etmeyin..

Büyügünüze emretmeyin..

Bos seylerde israr etmeyin..

Cahillerle sohbet etmeyin..

Nefesinizi bosa tüketmeyin..

Insanlari bekletmeyin..

Etrafinizi kirletmeyin..

Hayatinizi mahvetmeyin..

Kimseye minnet etmeyin..

Insanlari yüzüne karsi methetmeyin..

Kimseye küfretmeyin..

Kötülüge meyil etmeyin..

Malinizi bosa sarf etmeyin..

Sirrinizi açik etmeyin..

Her seyi merak etmeyin..

Suçunuzu inkar etmeyin..

Serefinizi kaybetmeyin..

Vataninizi terk etmeyin..


Ekleme Tarihi: 24.04.2006 - 12:44
saft üyenin diğer mesajları saft`in Profili saft Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Admin kardeşlerim..
saft su an offline saft  
Admin kardeşlerim..
24 Mesaj -
Haftanın konusu sayfasını açamıyorum. Acaba başka bir işlem daha mı yapmam lazım. Bilgisizliğimi lütfen hoş görün, daha yeni üye oldum.
Ekleme Tarihi: 21.04.2006 - 16:06
saft üyenin diğer mesajları saft`in Profili saft Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: EFENDİMİZE (SAV) MEKTUP - CENNETTE BULUŞURUZ PEYGAMBERİM..
saft su an offline saft  
24 Mesaj -
Rabbim cümlemizden razı olsun..

Malesef mektubun aslı bende yok, bende internet yolu ile ulaştım.
Ekleme Tarihi: 21.04.2006 - 15:54
saft üyenin diğer mesajları saft`in Profili saft Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: EFENDİMİZE (SAV) MEKTUP - CENNETTE BULUŞURUZ PEYGAMBERİM..
saft su an offline saft  
EFENDİMİZE (SAV) MEKTUP - CENNETTE BULUŞURUZ PEYGAMBERİM..
24 Mesaj -
Bir ilköğretim öğrencisinin Efendimize (SAV) yazdığı bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim. Duygular ancak bu kadar saf olabilir heralde.

''Biliyorum bütün Müslümanlar için dua ediyorsun, benim için de dua eder misin? Seni daha iyi öğrenebilmek için her akşam annem, kardeşimle bana seni okuyor. Bundan çok mutlu oluyorum. Şu an yaşıyor olsaydın,
benimle kitap okuyup, bilgisayar oynar mıydın? Hazreti Hüseyin'e
verdiğin öğütlerde namazını dosdoğru kılmasını, şüphe duyduğu işleri
yapmamasını, dürüst ve güvenilir olmasını söylüyordun. Ben de bunlara
uyacağıma sana söz veriyorum. Müslüman olduğumuz için çok şanslıyız.
Sana sahip olduğumuz için çok şanslıyız. Biz seni çok seviyoruz. Senin
yaptıklarını yapacağımıza söz veriyoruz. Seni çok özlüyoruz. Cennette
görüşmek üzere, hoşçakal canım peygamberim. Hoşçakal...''

Ekleme Tarihi: 21.04.2006 - 14:14
saft üyenin diğer mesajları saft`in Profili saft Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Rabbimizin emrine uymak ve Efendimize (SAV) kardeş olamak..
saft su an offline saft  
Rabbimizin emrine uymak ve Efendimize (SAV) kardeş olamak..
24 Mesaj -
Bugün burada ölen bir Çinli var mı?

Resûlullah [s.a.v.] rüyamda göründüler ve: "Bugün burada bir çinli vefat edecek, onun cenazesi ile ilgilenin." buyurdular.

Bundan altı, yedi ay önce Çin'in değişik bölgelerinden on kişi İstanbul'a gelir. Bu on kişi sıradan insanlar değildir.

Bunların ortak özelikleri yeni Müslüman olmalarıdır. Umre için İstanbul üzerinden Arabistan'a gideceklerdi. Hepsi de yeni Müslüman olmuş. Kimi yirmi gün önce, kimi bir ay, en uzağı iki ay önce Müslüman olmuştu. Ne yeterince İslâmî bilgileri vardı, ne de yapacakları umre ile ilgili bir bilgileri.

Yanlarına, kendilerine yardımcı olacak, hem Çince'yi, hem Arapça'yı iyi bilen, hem de İslâmî bilgisi olan birini rehber olarak alacaklardı.

Mevlâ'mızın takdiri, Türkistan'daki Çin zulmünden kaçıp İstanbul'a yerleşmiş bir Uygur kardeşimiz, bu on Çinliye rehber oldu. Bundan sonra hâdiseyi bu kardeşimizden dileyelim.

Bahsi geçen kardeşimiz şu anda bizim yanımızda bulunmaktadır.

- "Yeni Müslüman olmuş bu on Çinli ile birlikte yola çıktık. Kısa zamanda aramızda iyi bir dostluk kuruldu. Yeni mü'min olmuş bu insanlar, büyük bir heyecan yaşıyorlardı.

Hiçbirinin İslâmî bilgisi yoktu. Hatta namazda okuyacakları sûreleri bilmedikleri gibi Fatiha'yı bile bilmiyorlardı. Bazı zikirleri yaptırmaya çalışıyor, ancak Çince telâffuz zor olduğu için zikirleri tam okuyamıyorlardı.

Namazlarda sadece "Elhamdülillah, Allahu Ekber" diyebiliyorlardı. Bana sormuşlardı "Ne yapalım?" diye.

Ben de onların kimine "Elhamdülillah", kimine "Lâ ilâhe illallah" ve benzeri zikirleri öğretmeye çalışıyordum. Onlar da namazlarda bunları söylüyorlardı.

Önce Mekke'ye gittik. Kâbe'de onların hâli görülmeye değerdi. Yeni doğmuş çocuklar misali heyecan ve neşe içinde, kâh ağlıyor, kâh gülüyorlardı.

İsimlerini değiştirmiştik: Muhammed (Çan Çing) Hasan, (Çun Fang) gibi her biri yeni ismi ile çağırılıyordu. On Çinli kardeşimizden biri olan Muhammed de bir farklılık vardı. Bu durum dikkatimi çekmişti. Her namazını gözleri yaşlı olarak bitiriyordu. İyice dikkat ettim. Evet, Muhammed namazlarında ağlıyordu. Bana da sürekli sorular soruyorlar, İslâm hakkında bilgi ediniyorlardı. Ben de bildiğim kadarıyla onlara bilgiler veriyordum.

Bir gün Muhammed sordu:

- İçki nedir, İçkiye dinimiz nasıl bakar?

- Rabbimiz içkiyi kesin olarak yasaklamıştır, içilmesi, yapılması, taşınması, satılması yasaktır.

Kaldığımız otele gelmiştik. Muhammed bir telefon edeceğini söyledi ve ona memleketine telefon etme imkânı sağladık. Çin'deki kardeşini arıyordu, kardeşine aynen şöyle diyordu:

- İçki fabrikamızı kapat, Allah'ımız öyle emretmiş. Bize bu emre uymak düşer. Kardeşi bunu yapamayacağını, birçok bağlantısının olduğunu, durup dururken, kapatırlarsa, yüz binlerce dolar zarar edeceklerini, hiç olmazsa kendisine biraz zaman vermesini söyler. Fakat Muhammed kararlıdır:

- Allah emretmiş, bize uymak düşer. Fabrikayı hemen kapat, ben gelince borçları hallederim.

İçki fabrikası kapanıyor. Mekke'deki ibadetlerimize devam ediyoruz.

Yine bir gün bana sordukları sorularda çıkardıkları bir neticeyi açıklarlar:

- Kadın modası, kadınları yarı çıplak resmetmek gibi faaliyetler de dinimizde yasak mıdır?

- Evet yasaktır. Aynı gün ötele geldiğimizde yine Çin'i aradı ve bu sefer de kardeşine moda evinin kapatılması emrini verdi. Kardeşi yine itiraz etti, ancak Muhammed ne itiraz dinledi, ne de kararından vazgeçti.

- Rabbimiz emretti ise, bize bu emre uymak düşer. Mekke'deki ziyaretimizi bitirdik ve Medine'ye gittik.

Medine'de bir sabah namazı. Efendimizin "Burası cennet bahçesidir." buyurduğu yerde sabah namazının fazını kılıyoruz.

Muhammed benim yanımda. Diğer Çinli kardeşlerimizle aynı saftayız. İlk secdeye varıyoruz, secdeden kalkıyoruz, ikinci secdeye varıyoruz, sonra kıyama kalkıyoruz. O da ne?

Muhammed hâlâ secdede, kalkmadı. Tekrar secde ediyoruz, ettahiyyatı okuyoruz ve selâm veriyoruz. Muhammed hâlâ secdede. Düşündüm ki, yorgunluktan ve uykusuzluktan bazen insana bir geçkinlik geliyor, Muhammed'e de secdede böyle bir şey oldu, uyudu. Elimi uzattım, omzuna dokundum ve hafifçe çekeyim dedim ki, sağ tarafının üzerine yuvarlandı. Muhammed'in ölmüş olabileceğini düşündüm. Olay duyulmuştu. Görevliler müdahalede bulundular, dışarı çıkardılar, bir ambulansa koyarak hastaneye götürdüler. Biz de gittik. Hastanedeki ilk muayenede çoktan vefat ettiğini söylediler. Muhammed'i hastanenin morguna kaldırdılar.

Çinli kardeşlerimle birlikte hastanenin önünde ne yapacağımızı bilemez bir hâlde üzüntü içinde bulunuyorduk. O sırada bir araba ile makam mevki sahibi bir zat geldi. Herkes onu hürmetle karşıladı, sonradan öğrendik ki bu zat Medine'nin ileri gelen yöneticilerinden biri idi. Hastane yetkililerine sordu:

- "Bugün burada ölen bir Çinli var mı?"

- "Evet", cevabını alınca şu açıklamada bulundu:

- "Dün gece Efendimiz rüyamda bana göründü ve buyurdular ki,

- "Yarın burada bir Çinli kardeşim vefat edecek, onun cenazesi ile ilgilenin."

Bir anda her şey değişti. Muhammed'i morgdan aldılar, bir devlet yetkilisine yapılanlardan daha fazlasını yaptılar. Cennetü'l Bakî'ye defnettiler.

Bu hâdiseyi bizzat yaşayan ve onlara rehberlik yapan Doğu Türkistanlı kardeşimiz hâdiseyi bu şekilde anlattı.

Teslimiyeti gördük değil mi? "Rabbim emrettiyse, bize uygulamak düşer." Zararmış, ziyanmış, önemi yok. Rabbimiz emretmiş ve iş bitmiştir. İşte sahabe inancı.

Bu Çinli kardeşimiz de o inanca ulaştı ulaşmasına; ancak dünyada fazla kalamadı. Çünkü bu dünya pisliğinin içinde fazla kalamazdı ve kalmadı da. Efendimizin de ilgisine mazhar oldu. Ne mutlu bu Çinli kardeşimize, ruhu için elfatiha.

Bakın teslimiyete. "Emir Mevlâ'dan ise, bize uymak düşer."

Çinli Muhammedimize bak! O bir anda koskoca bir fabrikayı nasıl feda etti?!

Madem ölüm tek bir defa gelecek.....

Ekleme Tarihi: 21.04.2006 - 09:48
saft üyenin diğer mesajları saft`in Profili saft Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: CUMA DUASI
saft su an offline saft  
CUMA DUASI
24 Mesaj -
O daima yaşayandır. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O halde O'na Dininde ihlâs (ve samîmiyet) erbâbı olarak "Hamd olsun kâinâtın Rabbi olan Allah'a" (diye) duâ edin... (Mü'min Sûresi/65)


Ey kalbleri çekip çeviren Rabbim! Kalbimi dînin üzere sâbit kıl. (Amin)

Ekleme Tarihi: 21.04.2006 - 08:07
saft üyenin diğer mesajları saft`in Profili saft Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Sayfa (1): (1)
İmzalar göster - Konuları göster

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 788 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
hircin (32), ayazdabirciftyu.. (38), arif_unal (64), lyoonn (46), ergali595 (42), FatihCgdm (38), kirenli (56), *imam_hatipli* (33), Muhsin B. (36), sezer74 (50), recepguducu (50), kenan_kygn (68), tek_1 (44), ajanpenny (46), basketcikid (34), sigat37 (37), erzincani (45), yasemin_nl (36), yosun (40), toprak_67 (45), By_Digital (38), gur (36), MustafaGED&Yacu.. (60), ademyildiray (49), ibrahimdzn (37), muka2828 (44), hagere (39)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.52210 saniyede açıldı