generique kaletra ivermektin kaletra ivermectin colchicine prograf propecia proscar protonix protopic provas comp provas maxx provas provera pyridium ranimed ranisifar rebetol red viagra regepar reglan remeron reminyl renagel renova requip resochine retin a retrovir revatio revia rheumatrex rhinocort rhinovent risperdal rivodarone robaxin rocaltrol rogaine rudopram rulid rulide salazopyrin saroten selecim septicol
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Kendini Tutanların Bayramı!

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Kendini Tutanların Bayramı!

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
Kendini Tutanların Bayramı!

Derdimiz kendimizle..
Kendini bilmeyen neyi bilir?
Kendisiyle kavgalı olan kiminle barışıktır?
Kendini kaybeden neyi kazanır?
Türkçe'mizdeki “oruç tutmak” ne güzel tabir.
Hep tutmuşumdur bu güzel tabiri.
‘Tabir’ nitelemem boşuna değil, çünkü oruca ilişkin akıl yürütmelerimizde ve zihni intikalimizde birer ‘geçit’ birer ‘köprü’ işlevi görüyor bu ifade.
“Oruç’un Arapça’daki aslı ‘savm’.
Bu sözcüğün karşısına lügatler ‘imsak’ kelimesini yerleştirir.
Yine “tutmak, zaptetmek, zaptı rapt altına almak” manalarına gelir.
Doğrusu şu soruya bir çırpıda cevap vermek zor:
Oruç bizi mi tutar, biz orucu mu tutarız?
Bizim orucu tuttuğumuzu iddia ediyoruz.
Bir yere kadar doğru da?
Ama doğrunun çok küçük bir parçası bu.
Asıl doğru şu:
Biz orucu, oruç bizi tutsun diye tutarız.
Meğer ne zor şu “kendini tutma” meselesi.
İnsanın başına ne geliyorsa “kendini tutamadığı” için geliyor.
Günahlar hep kendini tutamamanın ürünü.
Her caninin cinayeti kendini tutamadığı anına denk geliyor.
İnsan dilini tutamadığı zaman kırıyor ve kırılıyor.
Elini tutamadığı zaman kırıyor, döküyor.
Kendini tutamadığı zaman, kendini yitiriyor, kendine yazık ediyor, kendinden geçiyor?
Yani kendini tutamayan özne olamıyor, nesneleşiyor.
Hakim olamıyor, mahkum oluyor.
Sahip olamıyor, sahip olunuyor.
Etken olamıyor, edilgenleşiyor.
Hayat atının sırtında duramıyor, aksine hayat atı onun sırtına biniyor.
İçgüdülerini dizginleyemiyor, aksine içgüdülerinin esiri oluyor.
Bilinçli davranamıyor, çünkü bilinci bilinçaltı tarafından denetleniyor.
Oysa ki bilinç, bilinçaltını denetimi altında tutması lazım.
Tersi olunca atla süvari konum değiştiriyor:
Adam atın sırtında değil, at adamın sırtında oluyor.
Kendini tutmak adam işi, zor iş.
Oruç bizi işte bu zor işe çağırıyor.
Kendisini tuttuğumuzu sandığımız oruç, aslında bize kendimizi tutmayı öğretiyor.
Yeme ve içme güdümüzü, şehvet güdümüzü denetim altına almamızı öğütlüyor.
Bu güdülerini denetleyemeyen insanların nasıl yoldan çıktığını, nasıl haram helal demeden yığdıkça yığdığını, nasıl çalıp, çırpıp, hortumlayıp götürdüğü görüyoruz.
Yeme güdüsünü denetim altına alamayan kişinin açlık korkusuna tutulduğunu biliyoruz.
Açları doyurmak kolay.
Fakat açlık korkusu çekeni dünyayı yedirseniz doyuramazsınız.
Bunu da biliyoruz.
Oruç tutmak, içgüdüleri tutmak.
Onları kontrol altında tutmak.
Bilinçaltının bilince egemen olmaması için, bilinçaltını daima gözaltında tutmak.
Böylece bilincin, ayartıcı benliğin esiri olmasının önüne geçmek.
Güdüler tutulursa, onların bilinci tutsak almaları önlenirse, bu hem bilincin hem de iradenin güçlendirilmesi sonucunu getirecektir.
Bilinç güçlenirse, şahsiyet güçlenir.
Sorumluluk bilincini oluşturmanın ve artırmanın yolu da budur.
İşte bu nedenle orucu farz kılan ayet şöyle biter:
“Umulur ki bu sayede sorumluluk bilincine ulaşırsınız.” Ayetin bu kısmı, orucun amacını açıklar.
İşte bu yüzden oruç tutmak kendini tutmaktır.
Kişi orucu ne kadar tutarsa, oruç da kişiyi o kadar tutar.
Kim orucun başını dik tutarsa, oruç da onun başını dik tutar.
Kula kul olmaktan koruyan bir kalkan, kulu kul etmekten koruyan bir akıl olur.
Ramazana elveda diyoruz.
Fakat, bir Ramazanla gelen vahiy yüreğimizde.
Ona asla elveda demeyeceğiz.
Onu tutacağız, 24 saat, 12 ay ve bütün bir ömür.
O zaman ömür Ramazanlaşacak. İşte bayramı o zaman hak edeceğiz.
Çünkü Ramazan bayramı, kendini tutanların bayramıdır..

ALINTI.


Bu mesaj 1 kez ve en son Muhtazaf tarafından 09.09.2010 - 23:09 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 09.09.2010 - 23:08
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 806 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
hircin (32), ayazdabirciftyu.. (38), arif_unal (64), lyoonn (46), ergali595 (42), FatihCgdm (38), kirenli (56), *imam_hatipli* (33), Muhsin B. (36), sezer74 (50), recepguducu (50), kenan_kygn (68), tek_1 (44), ajanpenny (46), basketcikid (34), sigat37 (37), erzincani (45), yasemin_nl (36), yosun (40), toprak_67 (45), By_Digital (38), gur (36), MustafaGED&Yacu.. (60), ademyildiray (49), ibrahimdzn (37), muka2828 (44), hagere (39)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.01821 saniyede açıldı