ivermektine lopinavir ritonavir ivermectin stromectol ivermektin super kamagra suprax symmetrel synthroid bottle synthroid tadacip tadalift tadalis sx tadora tamec tamsunax tarivid tavanic tegretol telfast temovate tenoretic tenormin terbifil tetraseptine thorazine ticlid tildiem timisol timonil timoptic tirosint tofranil top avana topamax toramide torasem torasis torem trandate transannon trecator sc trental trial packs triatec
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » DENEME TAHTASI » Boşluğa Dokunmak

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Boşluğa Dokunmak

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 31.07.2020 - 00:50
Cinsiyeti: Erkek 
Boşluğa Dokunmak

Fincan elimden düşmeden, geceyi yaran bir karanlık suretinde, dizkapaklarının altına değen kahverengi paltosuyla babam, oturduğum şu Fransız kafesinden içeri girecek. Birazdan sağ boşluğumdan bir torpido yiyeceğim, böbreklerim dökülecekler. İstanbul ağrı gibi saplanacak içime, kimseler çıkaramayacak. Konuşsam dudaklarım kesilecekler. Bir varil mavi asit içine gömülüp kemiklerimi eriteceğim. Yağmur korkusu sardı benliğimi. Her an hafızamı yitirebilirim.

Tutkalı eskimiş pullar gibi birer birer önüme dökülüyor yıldızlar. Uzaklardaki adsız bir sarhoşum. Gariplikten başım taş plak gibi dönüyor. Üstüm başım toza bulanmış, içimde ağlama tutkusuyla kasılmış bedenler dolusu hücreler kaynaşıyor. Mürekkep gibi akışkan kıpkızıl kan kokusu alıyorum. Toprağı eşeledikten sonra gerilip yalın kırmızı duvarlara toslayan, bakışları donuk şaşkın bir boğa gibiyim. Dizgini ayaklarına dolaşmaya namzet, oradan oraya koşan, çayırda metruk, bir kurşuna muhtaç, yaşlı bir beygir gibiyim. Kansız karanlığa kan veriyorum bu gece. Kulaklarıma bir kadın çığlığı boşalıyor. Parmaklarımda çarpılar, yüzümde çentikler… Aynaya baktıkça biraz daha adımı unutuyorum. İlk kez bu kadar utanıyorum.

İçebileceğim en sert kahveyi getir bana garson! İstinye’den denize dalıyorum; denizde boğulmak ne tatlı şey… Tonlarca kütük altında ezilmeden yürüyen bir karıncanın cesaretini taşıyor omuzlarım. Bıçkın bir delikanlıyım bu akşam. Közün üzerinde, şişlere geçirilmiş insan suretleri dönüyor. Gözlerim Haliç gibi, ötesine geçmek yasak, zincirler çekiliyor. Neresinden baksan yüzde kırkının kellesini alıyorum önümden, yanımdan, solumdan geçenlerin. Ağrıyan bir dişin yüzünden bütün dişlerimi sökecek gibiyim. Kuşkusuz fırtına kopacak birazdan. Mukavva misali katlanıp önüme serilecek metal gibi ağırlaşan gök. Uzun süre sonra böğüre böğüre ağlayacağım.

Aseton kokusu ciğerlerime doluyor. Sökülsün istediğim tırnaklarım harita üzerinde İstanbul’u oyuyor. Katiyen uyuyamıyorum. Sabaha yakın karnımın ortasından dışarı, bir kirpinin fırlamasını bekliyorum. Bir kesik attım, derimden dökülen bir damla kan tulum çıkartmak için en serseri bahanem. Plastik kulplu bir şehir içinde ağır ağır aşkı yudumluyorum. Damarlarıma işliyor kahve acısı. Parlak granitle kaplanıyor içim dışım. Üzerimde penguenler kümeleniyor.

İnce bir melodi sızıyor kulaklarımdan içeri. Bu akşam, yeryüzünde halen nefes alan, kafası en bulanık Mançuryalı benim. Göğsümden gözlerime, sırtlarında kurşun taşıyor karıncalar. Birazdan gözlerime çökecek karanlık; sürme diye bir hapaz katarakt çekiyorum. Kanser olmayı hiç bu kadar arzulamamıştım. Yetmiş ülke gezmiş, onuncu nesil meşhur bir pandomim üstadıyım. Artık bitiyor. Peşin diyet hükmünde kesiyorum sağ kolumu.

Tenekeden evler rüzgârlarca dövülüyor. Tel gibi bir akrebin kuyruğuna tutunmuş, sürükleniyorum. Halen insan olamadığım mülahazalarıyla çalkalanıyor içim. Dikey bir serüvenden soluk renkler bulaşıyor sinema perdesine. Yüzyıl önceki sessizlikten başka bir ses duymak istemiyorum şimdilik. Tunç koltuğunda çekirge gibi gerinen ulu bir krala sunulmuş bol klorlu bir tas suyu bocalıyorum başımdan aşağı. Öksüz bir kâğıt üzerine somut düşler çizerek uzaklığına ceza kesmekteyim. Aksi gibi suskunluğum tuttu bu gece. Uyumuş numarası yapıyorum çocuk gibi. Gözlerimi açsam hasta olduğumdan şüphelenecek annem. Ne olur bu gece yalnız bırakın beni dalgalar! Hem üşüyorum, soluğum da kesiliyor. Yoksun işte yine yanımda.
Alıntı

Ekleme Tarihi: 21.05.2008 - 01:54
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
pembe_PAPATYA su an offline pembe_PAPATYA  

330 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.08.2007
En Son On: 15.08.2010 - 22:27
Cinsiyeti: Bayan 
Kansız karanlığa kan veriyorum bu gece cok güzel bir söz..

Elinize Saglik
Ekleme Tarihi: 21.05.2008 - 09:20
Bu mesajı bildir   pembe_PAPATYA üyenin diğer mesajları pembe_PAPATYA`in Profili pembe_PAPATYA Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an 1 üye ve 412 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
geeflowx (39), ayseDK91 (33), umit09 (53), zehra25 (44), akutisarizar (47), merca (45), Melek_87 (37), Ehl-i Sunnet (42), lider42 (48), Mukim (55), Gizem_Perdesi (37), gök_börü (46), vuslat94 (37), srf (42), m_emin (51), mustafa508 (37), EBRAR-NESIBE (44), ahmerium (50), c gul (40), asumansule (38), adalý (51), recep_ (38), YanaYana (36), Selime (38), AllahuAkbar (40), esses (31), faruksabri (35), sevde8838 (36), süleyman555 (41), Seheryildizi (33), pech45 (55)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.51386 saniyede açıldı