ivermektin kamagra generique colchicine budesonide kaletra tricor trileptal triple trial pack trittico tryptizol tylenol ulcidine urispas uroxatral uvadex valif valtrex vaniqa vantin vaseretic vasotec ventolin inhaler ventolin vepesid veracim vermicidin vermox vesanoid vesdil viagra oral jelly viagra professional viagra soft viagra strips viagra sublingual viagra super active viagra super dulox force viagra super fluox force viagra super force viagra vibramycin vicard vigora virazole vistagan volmax cr
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » Perili Ev, Sarı Gelin, Üşüyen Kedi ve Titrek Düşüncelerim

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
YALNIZ_KURT su an offline YALNIZ_KURT  
Perili Ev, Sarı Gelin, Üşüyen Kedi ve Titrek Düşüncelerim

843 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.03.2007
En Son On: 30.11.2010 - 16:52
Cinsiyeti: ----- 
İstanbul bu günlerde, beyaz gelinliğini ilk kez giyecek kızlar kadar heyecanlı.

İstanbul bu günlerde, beyaz örtüleri üzerlerine kefen olan ölüler kadar suskun,

Bugünlerde İstanbul’un ellerinde kar,

sokaklarında kardan adam,

yollarında beyaz tebessümler.

Bugünlerde İstanbul’da ben, bende İstanbul,

içimizde incelmiş ruhlarımızın derinleşmiş özlemleri var.



Neyin özlemini çekiyorum ki?. Gökyüzünden sokaklarla birlikte gönlümün yamaçlarına yağan kar tanelerinin şahitlik ettiği, buğulu camlarına şiirler yazdığım, kalpler çizdiğim efsunlu pencerelerin mi? Ortasında, çatısı ve bahçesindeki ağaçlarının dalları karlarla kaplanmış resimler olan ucuz ama paha biçilmez bayram tebrik kartlarını mı? Buğulu çayların deminde, içerisine zerre leke bulaşmamış riyasız arkadaş muhabbetlerini mi?. Eski bir kömür sobasının yanında tedirgin uykulara dalmış sevimli kediyi ve sobanın üzerinde garip sesler çıkartarak fokurdayan kokulu çiçek çaylarını mı?. Gökyüzünden, hayatın en masum yüzüne serpişen kar tanelerini mi?. Postacı Fehmi amcanın üşümüş ellerini ovalayarak uzattığı: gurbet ocağından anne, baba ve ev hanesine gönderilmiş, bilinen en güzel cümlelerin seçilerek yazıldığı “büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öper beş vakit namazınızda hayır dualarınızı beklerim” heyecanıyla son bulan mürekkebine özlem damıtılmış evlat mektuplarını mı?. Güneşten saklanan her bir damlanın meleklerin sırtında çocukluğumun hayallerine umut olup yağdığı, duygularımı sıcacıklaştıran soğuk kış gecelerini mi?. Köyümüzün büyüklerinden Kahraman amcanın anlattığı büyülü perili ev ve acıklı sarı gelin hikayelerini mi?.
Sanırım ben: ne nostalji anıları, ne okulun tatil olması için kar yağışını beklediğim deli çocuk günlerimi, ne 23 nisan merasimlerinde yumurta ve çuval yarışlarına katıldığım çocuk bayramlarını, ne ilkokul öğretmenimin temizliğin nasıl yapılacağını göstermek için temizlettiği bahçesini, ne Cüneyt arkın filmlerini her izleyişimde içimde büyüyen “adam olunca polis olup ben de kötüleri dövecem” isteğimi, ne de rüzgarda savrulması için saçlarımın uzamasını beklediğim günlerimi özlüyorum.
Bütün bu cümleleri “nerede o eski güzel günler” demek için de yazmadım. Ben çocukken; “açık duran pencereden gökyüzünün dallarına her gece sayısız basamaklar kurup, sırma saçlı gecenin simsiyah saçlarını okşayarak koynuna sakladığı yıldızları toplardım.” Şimdilerde tek özlediğim şey geçmişim değil, geçmişte kaldı dediğim gerçekleri bile hayal edemeyecek kadar yalan yaşıyor olmamız. Kim bilir belki de sırma saçlı gece koynundan topladığım yıldızların yerine gerçekleri saklamıştır. Onları karanlığında gizliyor ve yıldızlarını yeniden toplayacak ilk çocukla bize gönderecek.




Bir gün; insanlığın kasalarını doldurup hayatlarının içini boşalttığı dünyada huysuz bir rüzgar esti.Ve sustu çığlıklar. Cümleler ateşe verildi. Sevimli bütün harfler yangınlarda kül oldu. Ne anlatılacak perili ev ve sarı gelin hikayeleri, ne de kahraman amcalar… Hepsi, ama hepsi masallarıyla birlikte suskunlar diyarına sürgüne gönderildi. Gözünden yaş eksik olmayanlar ağlamayı unuttu. Zaman saniyelerle ve dakikalarla ölçülebilir olma özelliğini çoktan yitirdi. Belki de böyle bir özelliği hiç yoktu. Her gece gökyüzünün duvarlarına ışıltılı merdivenlerini dayayıp gecenin koynundan yıldızları toplayarak uykuya dalan çocuklar şimdilerde büyüdü. Karanlıklar öksüz kaldı. Mutlu olduklarını dillendiren tebessüm dilencilerinin hüznü gözlerinden okundu. Acılar kalpleri terk etmedi, üzerinden defalarca geçti, hisseden olmadı.! Odalarımızın sokaklara açılan pencerelerine her sabah uğrayan kuşlar, seher vakitlerine gözlerini kapatan insanlıkla uykulara sürgün oldu. Buğulu camlara çizinle şekiller, yazılan şiirler iz bırakmadı, aktı. Ne gurbetten gönderilen bir mektup, ne gurbetten mektup getiren bir postacı, ne de gurbetten mektup bekleyen bir insan kaldı. Her adımında para biriktirip hayat azaltan insanlık, parçalanmış yorgunluğunun farkına da varamadı. Düşlerini bile taksitlere bölenler, borçlarını bitiremeden ölümün gözlerine çaresizlik içinde yalvarırcasına baktı. Gerçeklerini terk edenler sahtelikleriyle yüzleşti. Aynalara her bakışta değişken yüzlerimizden onlarca maske aktı. Kimse baktığı aynada gerçek yüzünü seçemez oldu. Hangisi benim? sorusunu da soran olmadı. Geriye dönemedi, ileri gidemedi.

Yollar aşıldı, yıllardan geçildi, yalanlara alışıldı, gerçeklere sırt çevrildi…eee sonra. Sonra?


Boş ver bu yazdıklarımı boş ver!. Nasılsa sonu gelmez!. Sen yürümene bak. Bir bak, bir düşün, bir yol bul kendine kentin çıkmaz sokaklarında. Bu uygarlık yaşanacak bir şey bırakmadı sloganlarıyla önüne bak, kaygı duy!. Neler değiştirebilirsin? Belki “bilmem’den” başka cevaplar da bulabilirsin. Kim bilir? Belki de boş vermeyip “bilirsin!”…
Ekleme Tarihi: 12.07.2007 - 18:45
Bu mesajı bildir   YALNIZ_KURT üyenin diğer mesajları YALNIZ_KURT`in Profili YALNIZ_KURT Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 592 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ayhan demirhan (42), milli (55), Faruk85 (39), buyukdere (50), akgulhassan (56), resulkol (42), aldirma_reis (45), cengiz__11 (45), musabbinumeyr (46), _rAbia_ (35), HACIBUBA (38), ergunoynamaz (67), emisya (43), cavittacir (47), arslanmurat1 (46), Ben_Neyim (45), hatipoglu (45), PinarKecik (46), Ugur_K (44), hami_74 (37), ust_mimar (41), Muhlise (43), lifos (49), osmanli (41), @tuba@ (39), oguzada (47), tolga67 (49), zoris (45), aydinhasan (45), ilkay turan (53), Muhammedbilal (35), burhann1 (41), esmafeyzaunal (43), havzanur (36)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.56373 saniyede açıldı