lopinavir ritonavir fluvoxamine generique luvox stromectol kaletra cordarone coreg coridil corpamil corprilin corpriretic corticotherapique cosaar plus cotrim coumadin cozaar crestor crixivan cyclogyl cycrin cyklokapron cymbalta cytotec cytoxan dalacin c dalacin t dalacin v danatrol danocrine daonil deflamat deltasone demadex demolaxin dentomycine depakine chrono depakine depakote depo provera dermestril dermovate deroxat desogen desoren desyrel detrol la
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » M E A L » Vettehazu

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 10 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Devadam su an offline Devadam  
Vettehazu

326 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 15.10.2003
En Son On: 07.11.2005 - 07:47
Cinsiyeti: Erkek 
Euzu Billahi mineş şeytanir racim, Bismillahir Rahmanir Rahim
Elhamdu Lillahi Rabbil alemin
Es salatu ves selamu ala Rasulina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi.

Yasin suresindeki "Vettehazu aliheten min dunillahi leallehum yunsarun" ifadesi müşriklerin kendilerine yardım edilmesi umuduyla Allah'tan başka ilahlar ittihaz ettiklerini belirtmektedir.

Şirk sinsi sinsi yayıldığı için biz de bu hususta dikkatli olmalıyız.

Maddi menfaatler için kulları gereğinden fazla yüceltmemeli, yardım etmenin ve şifa vermenin gerçek merciinin yüce Rabbimiz olduğunu hatırdan çıkarmamalıyız.

Başımız sıkıştığında, şeyhimizden veya başka kullardan değil, Allahu Teala'dan yardım dilemeliyiz. "Feduni estecib lekum" (bana dua edin, icabet edeyim)ifadesi de araya aracı koymaya lüzum olmadığını belirtmektedir.

Allahu Teala'ya emanet olunuz.
Ekleme Tarihi: 08.07.2004 - 08:04
Bu mesajı bildir   Devadam üyenin diğer mesajları Devadam`in Profili Devadam Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Gast Misafir-111  
Tevessül .

Misafir

Kayıt Tarihi: 25.04.2024
En Son On: 07.11.2005 - 07:47
Cinsiyeti: ----- 
Sayın Devadam,

Dünya işlerimizin görülmesi için:
"Nasıl ve ne yapayım da işimi göreyim ?" diyerek her türlü aracıyı ve işimizi görecek şahsa veya kuruma hatırı sayılır kişileri araya sokmakta --dünya işleri için aracı koymak haram olduğüu halde--- bir mahzur görmeyen bizler,acaba Rabbimizden bir dilekte bulunurken kendi sevdiklerini araya konulmasından daha tabii ne olabilir ? Dualarımızın kabul olması için Rasûlullah (S.A.V.) Efendimize niyazlarımızdan önce ve sonra salat-u selam getirmemiz onun yüzü hürmetine Rabbimizden istemek değil midir ? Aynen öyle de Rabbimizin kendis için seçtiği doğuştan veli kulları da vardır.Onların hürmetine de Rabbimizden istemek caizdir.Tevessül hakkında daha önce çok şeyler yazıldı ve Kuranda Maide sûresinin 35.ayeti ve Nisa Sûresinin 54. ayeti tevessülün meşruluğunu ortaya koyan ayetlerdir.Hatırlanacağı gibi bu ayetlerde rabbimiz şöyle buyuruyor :
***Ey iman edenler! Allahtan korkun, ona ulaşmaya vesileler arayın.*** buyurmaktadır. (Mâide: 35)
Duâlarımızda Peygamber Efendimizi, Mürşid-i kâmilleri, velileri, sâlihleri vesile edinmemiz onların Hazret-i Allahın yanındaki değerleri, makamları, rütbeleri ve sâlih amelleri sebebiyledir. Gaye Cenâb-ı Hakka yaklaşmak, rahmeti ve rızâ-i ilâhiyi celbetmektir.

İbadetimizi, duâmızı Hazret-i Allaha arzederiz. Yardım ve kuvvetin kaynağının O olduğuna itikat ederiz.Zira her şeyin yaratıcısı, yoktan var edicisi O,dur. O,nun izni olmadan hiçbir kimseye yardım gelmez.

Âyet-i kerimede:

***Yardım sadece ve sadece Allah katındandır.*** buyuruluyor. (Enfâl: 10)

Hayır da, şer de Hazret-i Allahtandır. Vesilelere sarılmamız, duâmızın güzelleşmesi ve Hazret-i Allahın kabulünü kolaylaştırması için bir araçtır, amaç Hazret-i Allahtır.

Âyet-i kerimede:

***Eğer onlar kendilerine zulmettikleri vakit, sana gelip de Allahtan tevbekâr olarak günahlarının bağışlanmasını isteselerdi, sen Peygamber de kendileri için af isteyiverseydin, elbette Allahı affedici ve merhametli bulurlardı.*** buyuruluyor. (Nisâ: 64)


Duâ yalnız Hazret-i Allaha yapılır. Peygamber Efendimizi ve varisi olan Evliyâullahı vesile edinmek duânın kabulünü sağlamak içindir. Aynı şekilde evliyânın ruhâniyetinden istenilen himmetle doğrudan onların şahıslarından isteniyor anlamında değerlendirilmemelidir. Tevessülün en tartışmalı kısmı burasıdır. Çünkü bunu iyi anlamayıp ayağı kayanlar çok olmuştur. Evliyâyı ve müslümanları küfürle suçlamaya kadar gitmişlerdir.

Bunların başında Vehhabîler gelir. Vehhabîler tevessül ve himmeti inkâr ederek müslümanları kâfir ilân etmişler. Canlarını, ırzlarını, mallarını helâl kılmışlar. En aşağılık dinsizlerin ve gayr-i müslimlerin yapmadığı katliamı, zulmü müslümanlara yapmışlardır. Çocuklara varıncaya kadar öldürmüşlerdir.

Peygamberimiz ve seçkin varislerinden istenilen himmet; müslümanların Hakka ulaşmalarına, sıkıntılı, zor durumlarda yardıma sebep olmaları, duâ etmeleri ve yüksek nazarlarını celbetmek içindir. Zira onlar vefatlarında dahi müslümanları yardımsız bırakmamışlardır.

Her zaman himmetleri ümmet-i Muhammedin üstündedir.

Eğer adam olarak devleşmeyi arzu ediyorsanız konuları daha bir araştırarak ve hakikatlerini ortaya çıkarmaya çalışarak foruma asınız.Müslümanlar bu şekilde hareket ederlese devleşirler.Aksi takdirde lakab ve rumuzumuz sözde kalır cüceleşmeye devam ederiz.
Gayret ve hatırlatma bizden tevfik ve hidayet Allahtandır.
Ekleme Tarihi: 08.07.2004 - 14:44
Bu mesajı bildir   zum Anfang der Seite
DiLRuBa su an offline DiLRuBa  
Themenicon    Selamün aleyküm

1118 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 18.06.2003
En Son On: 12.06.2014 - 12:10
Cinsiyeti: Bayan 
Eğer adam olarak devleşmeyi arzu ediyorsanız konuları daha bir araştırarak ve hakikatlerini ortaya çıkarmaya çalışarak foruma asınız.Müslümanlar bu şekilde hareket ederlese devleşirler.Aksi takdirde lakab ve rumuzumuz sözde kalır cüceleşmeye devam ederiz.
Gayret ve hatırlatma bizden tevfik ve hidayet Allahtandır...

Madem nasihat ediyorsunuz bendende haddim olmadan size bir nasihatim olacaktir.

Bir müslümana yakisan tatli dille, günülleri hos tutma niyetiyle yaklasmaktir. Uyarirken bile.

Kaba konusup bir müslümani incitmek yakismiyor hicbirimize.
Ekleme Tarihi: 08.07.2004 - 14:59
Bu mesajı bildir   DiLRuBa üyenin diğer mesajları DiLRuBa`in Profili DiLRuBa Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
eNeSMaLiK su an offline eNeSMaLiK  

900 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 05.04.2004
En Son On: 02.04.2005 - 12:36
Cinsiyeti: Erkek 
Bu konu gercekten onemli. Cunku gunumuzde (ozellikle egitim seviyesi dusuk, Islami kavrayisi sig bayanlar arasinda) telli babalar, ip baglamalar, mum yakmalar o kadar yaygin ki...Bu tur adetler ulkemizde Samanizm kalintilari olsa da bazi kesimler tarafindan bunlara Islami bir kilif uydurulmaya calisilmaktadir.Bu tur davranislar icin Allah'la araya araci koymak denilebilir.
Ancak dinimizde yaygin olan birbaska soylem vardir ki bunun mahzuru olacagini zannetmiyorum. Bu soylem dua ederken Allah'in sevgili kullarina bir nevi atif yapmaktir. Ornegin biz "YaRabbi Rasulunun yuzusuyu hurmetine bizleri affet" deriz, ve bircok alim bunda bir beis gormemislerdir.Ayni sekilde "Rasul" yerine sahabeler, evliyalar, sehidler denilerek de dua etmekte sakinca yoktur.
Ben devadam kardesimin de bunu, bu anlamda soyledigine inaniyorum.Yani Allah'a yonelmeden direkt olarak peygambere,sahabelere,evliyalara, sehidlere yonelmek dogru degildir.Biz ancak onlarin Allah katinda sahip olduklari ustun makami referans gostererek Allah'a yalvarabiliriz, sahislara degil.
Esselamu Aleykum.


Bu mesaj 1 kez ve en son eNeSMaLiK tarafından 08.07.2004 - 15:26 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 08.07.2004 - 15:23
Bu mesajı bildir   eNeSMaLiK üyenin diğer mesajları eNeSMaLiK`in Profili eNeSMaLiK Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Devadam su an offline Devadam  
Tevessül

326 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 15.10.2003
En Son On: 07.11.2005 - 07:47
Cinsiyeti: Erkek 
Euzu Billahi mineş şeytanir racim, Bismillahir Rahmanir Rahim
Elhamdu Lillahi Rabbil alemin
Es salatu ves selamu ala Rasulina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi.

Sevgili müslüman kardeşim Misafir 111 demiş ki:
Alıntı
Duâlarımızda Peygamber Efendimizi, Mürşid-i kâmilleri, velileri, sâlihleri vesile edinmemiz onların Hazret-i Allahın yanındaki değerleri, makamları, rütbeleri ve sâlih amelleri sebebiyledir. Gaye Cenâb-ı Hakka yaklaşmak, rahmeti ve rızâ-i ilâhiyi celbetmektir



Allah'a ulaşmak için vesile aramak başka, başı sıkışınca 3000 km uzaktaki veliden yardım istemek başka.

Ben de vehhabilerin ehli sünnet akidesine gelmesi için dua ediyorum. Fakat vehhabileri eleştirirken hassas noktaları gözden kaçırmayalım.

Hiç peygamber efendimiz, "Dua ederken beni veya şeyhinizi vesile yapın" demiş mi?

Kullarına kötü söz söylememeleri için ağızlar veren Allahu Teala'ya emanet olunuz.
Ekleme Tarihi: 08.07.2004 - 18:56
Bu mesajı bildir   Devadam üyenin diğer mesajları Devadam`in Profili Devadam Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Gast Misafir-111  
Bismillahirrahmanirrahim.

Misafir

Kayıt Tarihi: 25.04.2024
En Son On: 07.11.2005 - 07:47
Cinsiyeti: ----- 
Evet demiş kardeşim !

Peygamber Efendimiz biricik ümmetine tevessülü bizzat vasiyet etmiştir.

Gözü görmeyen bir kişi Peygamber Efendimize gelerek:

***Yâ Resulellah! Beni iyileştirmesi için Allaha duâ buyur.*** dedi.

Bunun üzerine Peygamber Efendimiz ona
***Abdest almasını iki rekât namaz kılmasını sonra da şu duâyla duâ etmesini*** emretti.

***Allahım! Peygamberin rahmet peygamberi Muhammed ile sana yönelerek yalvarıyorum. Gözümün açılması için yâ Muhammed senin ile Rabbime yönelmiş bulunuyorum. Allahım! Onu bana şefaâtçi kıl.***Ve devamla:

***Bir ihtiyacın olduğunda hep aynısını yap.*** buyurdu. (Tirmizî. Ahmed bin Hanbel)

O kimse bu duâ ile duâ edip kalktığı zaman görmeye başladı.

Vesilelerin en güzeli şüphesiz Resulullah Efendimizdir. Çünkü Hazret-i Allah âlemleri onun yüzü suyu hürmetine yarattı. Onun nurunu öyle güzel halketti ki yaradan ona aşık oldu. Ona ***Habibim! (Sevgilim)*** dedi. Sevgisinin tezahürü olarak o yüce Peygamberin nurundan âlemleri yarattı.

Onu âlemlere rahmet kıldı. Her şeye onunla hayat verdi. Onun için âlemleri çarşaf gibi serdi.

Hazret-i Allah, sevgilisini tevessül ederek istenilen bir duâyı gerçi çevirmez.

Hadis-i şerif:
***Adem cennetten çıkarılmasına sebep olan zelleyi işlediğinde, hatasını anlayıp.

---Yâ Rabbi! Sen beni yaratıp bana ruhundan üflediğinde başımı kaldırdım arşın sütûnları üzerinde <<<<Lâ ilâhe illallah. Muhammedün Resulullah>>>> cümlesinin yazılı olduğunu gördüm. Bildim ki sen, zâtının ismine ancak yaratılmışların en sevimlisini izafe edersin.***
dedi.

Bunun üzerine Allah-u Teâlâ:

****Doğru söyledin ey Adem! Hakikaten o bana göre mahlûkatın en sevimlisidir. Onun hakkı için bana duâ ettin. Ben de seni bağışladım. Şayet Muhammed olmasaydı. Seni yaratmazdım. buyurdu.**** (Hâkim. Müstedrek II. 672)

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-Efendimiz ve Ashâb-ı kiramı duâlarında hususiyetle Hazret-i Allaha tevessül ederlerdi. Gerek yaşarken, gerek vefatında. O kadar itina gösterirlerdi ki...

Hatta o kadar değerini bilirlerdi ki hayatında giydiği cübbesini Esma -radiyallahu anhâ- vefatında sonra şifâ dilenmek üzere cübbeyi yıkayıp suyunu hastalara verirdi. (Buhârî)

*S U E D A* nickiyle yazan kardeşe !

Amacımız ne kimseye kaba davranmak ve ne de kimseyi kırmaktır.Gaye Forumda asılan yanlış bir bilginin düzeltilmesi ya da yanlış anlaşılmalara sebebeiyet vermemesidir.
Bunu yaparken elbette kırıcı olmamaya dikkat edilmesi gerekir.Bendeniz de sadece " Bizler asmış olduğumuz yazıların hakikatini araştırarak veya doğru ifadesini bularak asarsak diğer insanlar arasında devleşiriz.Aksi taktirde cüceleşiriz." derken bir kabalık ya da hakaret düşünmedim.Kaldı ki,insanların nefsi çoğu kez iltifattan ve okşanmaktan hoşlanır.Başkaları incinmesin diye hakikatlerin gizlenmesi doğru bir hareket değildir.Herkes iyi bilir ki,insanlara gerçek dostları gerçekleri -bu gerçekler acı ve kaba bir dille de olsa--- söyler Bizlerin ölçüsü bu olmalıdır.Ayrıca her insanın mizaç ve karakterleri ayrı ayrıdır.Örneğin,İslâm Dinine vaya Rasûlullah (S.A.V.) Efendimize karşı bir hata ve yanlış gördüğünde hemen parlayarak : İzin ve Ya Rasûlullah boynunu vurayım." diyen Hazret-i Ömerle,ondan çok daha mülayim ve yumuşak bir tabiatte olan Hazret-i Ebu Bekir bu tür olaylar karşısında hiç bir zaman aynı tepkiyi göstermemişlerdir.Bu durum Hz.Ömerin kesinlikle kınanmasına sebep olan bir durum değildir ve olmamıştır.Bu anlamda bizler de size değişik bir mizaç taşıyor izlenimi vermiş olabiliriz.Bu gayet doğal bir husustur.Herşeye rağmen sizin nasihatinizi de tutmaya çalışacağımı bilmenizi isterim.

Ekleme Tarihi: 09.07.2004 - 09:51
Bu mesajı bildir   zum Anfang der Seite
ozturk19 su an offline ozturk19  

24 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 11.02.2004
En Son On: 12.06.2005 - 13:23
Cinsiyeti: Bayan 
çok güzel cevaplar sevgili MISAFFIR111.Zaten hep nefsi azgin olanlar tevvessÜlü red ederler.
ALLAH RAZI OLSUN SELAM VE DUA ILE...
Ekleme Tarihi: 09.07.2004 - 10:21
Bu mesajı bildir   ozturk19 üyenin diğer mesajları ozturk19`in Profili ozturk19 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Devadam su an offline Devadam  
Dini Allah'a halis kılmak

326 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 15.10.2003
En Son On: 07.11.2005 - 07:47
Cinsiyeti: Erkek 
Euzu Billahi mineş şeytanir racim, Bismillahir Rahmanir Rahim
Elhamdu Lillahi Rabbil alemin
Es salatu ves selamu ala Rasulina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi.

"Allah'ın berisinden çağırdıklarınıza bakın bakalım. Gösterin bana, yeryüzünde yaratmış oldukları ne vardır? Yoksa onların göklerde bir ortaklığı mı bulunuyor? Eğer doğru iseniz bu konuda bana, bundan önce gelmiş bir kitap veya bir bilgi kalıntısı getirin bakalım."

"Allah'ın yakınından kendisine kıyamete kadar cevap veremiyecek olanı yardıma çağırandan daha sapık kim olabilir? Oysa ki bunlar, onların çağrısından habersizdirler" (Ahqaf 4-5)

"İşte böyle. Allah Hak'dır ve O'ndan başkasını çağırmanız ise batıldır." (Hac 62)

Rahmetli Mehmed Zahid Kotku'nun "Ehli Sünnet Akaidi" kitabında şunlar yazılıdır:
"aglaGaybı biliyorum) iddiasında bulunanı tasdik eyleyen, (Ben çalınan malları bilirim), (Bana cinler haber verir) diyen ve onun bu sözünü tasdik eyleyenler (kafir olurlar). Zira gaybı ne ins (insan) bilir ne cin bilir. Bilakis yalnız Cenab-ı Hak bilir."
"Şimdi siz varın (Evliyaullahın insanın kalbinden geçeni bilmesi hakdır ve vakidir) diyen kişinin yerini tayin edin. Sizin derhal tevbe etmeniz gerekir."

Göklerin ve yerin Mutlak Hakimi olan ve kendisine şirk koşulmamasını isteyen Allahu Teala'ya emanet olunuz.
Ekleme Tarihi: 09.07.2004 - 15:13
Bu mesajı bildir   Devadam üyenin diğer mesajları Devadam`in Profili Devadam Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Gast Misafir-111  
Bismillahirrahmanirrahim.

Misafir

Kayıt Tarihi: 25.04.2024
En Son On: 07.11.2005 - 07:47
Cinsiyeti: ----- 
Asmış olduğunuz ayet meallerinin tevessül konusuyla bir alakası olduğunu sanmıyoruz.
Bizim :
-- Allahtan başkasına yalvaralım ve ondan başkasından birşey isteyelim.-- diye bir sözümüz yok.Bizler ondan isterken ve dilerken onun biricik Habibi (S.A.V.) ile diğer sevdiklerinin hurmetine ondan istersek daha güzel olur diyoruz.Evliyadan istimdat konusundan bahsediyorsanız bu dahi haktır.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şeriflerinde buyururlar ki:

---İşlerinizde sıkıştığınız zaman kabir ehlinden yardım isteyiniz.--- (Keşfül-Hafâ)

O ölmüş amma, ruhu ve ruhâniyeti ölmemiştir, askerleri de ölmemiştir. On kişi, yirmi kişi, kırk kişi istimdat etse, Allah-u Teâlânın izniyle muradlarına erdirir.

Çünkü ölmediler. --İstimdat et, yardım edecek, cevap verecek sana.-- buyuruyor. Niçin? Ölmediği için. Elbise öldü, amma ruhâniyet ölmedi.

Kabir ehlinden nasıl istimdat edilir? Ruhu alınmış, kabre konmuş, böyle bir kimseden nasıl yardım istenir? Ruh alınmış amma, diğer insanlarda bulunmayan yalnız onda bulunan iki ruh vardır. Ruh gitti, Allah-u Teâlânın takviye ettiği ruhâniyet kaldı. Kudsî ruh bu işi yapıyor.
İstimdat edenlere yetişen işte bu ruhâniyettir. Hayatta da olsa, kabirde de olsa yardım isteyenlerin yardımına yetişir.
--O Lâtiftir, Habirdir.-- (Enâm: 103)

Lâtif olan, Habir olan Allah-u Teâlâ, bütün işlerin inceliklerini bilir, her şeyden haberdardır. O ruhâniyeti dilediği şekilde hareket ettirir, O ruhâniyeti her şeyden haberdar eder.

Bütün bunlar senden sana yakın olan Allah-u Teâlâ&#8217;nın tecellileridir. O ruhâniyet bütün bu işlere vâkıftır. Kabirde de, mahşerde de böyledir. İstedikleri zaman, istedikleri şekilde böyle yetişirler.

Bunun içindir ki Âyet-i kerimesinde:

--Sâdıklarla beraber olunuz.--buyuruyor. (Tevbe: 119)
Sadıklarla (Mürşidlerle) beraber olmak sadece hayatta iken olabilir diye bir iddia tutarsızdır.Zira,herhangi bir kişi ile beraber olma hali onun ruhaniyyeti ile beraber olmak demektir.Bu bakımdan beraber olmak istenilen kişinin ölü veya diri olması fark etmez.

Hakikat ehlinde rûhâniyet ve cismâniyet ayrılmaktadır.

Allah-u Teâlâ dilediği kulunun ruhâniyetinden lâtifeler halkeder. Ne kadar halkettiğini O bilir ve o latifeleri O çalıştırır, bazen kişinin haberi bile olmaz. Bu gizli bir ilimdir.

Bunlar Allah-u Teâlânın ruhâniyetle, kudsî ruhla desteklediği kullardır.

Âyet-i kerimede şöyle buyuruluyor:

--Onlar o kimselerdir ki, Allah imanı kalplerine yazmış ve onları kendinden bir ruhla takviye edip desteklemiştir.-- (Mücâdele: 22)

Bu gibi kulların rûhâniyetleri daima uyanıktır.

Cismâniyetin uyuması veya uyanık olması rûhâniyeti etkilemez. O daima uyanık olduğu için Allah-u Teâlâ o rûhâniyetten lâtifeler halkeder ve onları hareket ettirir.

Allah-u Teâlânın lütuf izniyle kendisinden mânen istimdat edenlerin yardımına yetişir, ister yakın ister uzak olsun.

Gerek ziyaretine gelen meleklerle, veyahut gayb âlemindeki insanlarla görüşür ve konuşur. Tıpkı insanın yanında başka bir insan bulunuyormuş gibi, rûhâniyet onlara mukabele eder. O kulun bundan haberi bile olmaz, Allah-u Teâlâ ona isterse bildirir, isterse bildirmez.

--Gözlerim uyur kalbim uyumaz.-- (Buharî)

Hadis-i şerifinde rûhâniyet ile cismâniyet arasındaki farklılığı gayet güzel olarak öğrenmiş oluyoruz.

Hayatta da olsa, âhirete intikal ettikten sonra da olsa izn-i ilâhi ile kendisinden istimdat edenlerin imdadına yetişir.

Bu da ancak Allah-u Teâlânın rûhâniyetle, kudsî ruhla desteklediği kullarda olur, başkasında tecelli etmez.

Rûhâniyet nurlar çeşidinden olduğu için güneş ışığı gibi yakınlık ve ıraklık tesirinden uzaktır.

--Eğer Yemende olsan, benim ile isen yanımdasın. Yok bensiz isen, yanımda da olsan, Yemende gibisin.--
Farsça şiiri dahi bu hakikatı izah için âdil bir şâhittir.

&#8226;

Rûhâniyet dünyada seninle olduğu gibi, kabirde de seninle, mahşerde de seninle, cennet-i âlâda da seninle arkadaştır.

Bunun delili şu Âyet-i kerimedir:

--Kim Allaha ve Peygambere itaat ederse, işte onlar Allahın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerle, sıddıklarla, şehidlerle, sâlihlerle beraberdirler. Onlar ne güzel birer arkadaştırlar.-- (Nisâ: 69)

Ahlâk-ı zemime ile meşgul olanlar, nefis ve şeytana uyanlar, dünyada o kötü arkadaşla oldukları gibi, kabirde de, mahşerde de, cehennemde de onunla arkadaştırlar.

Rabbim cümlemize fehim-kavrama kabiliyeti vere!
Ekleme Tarihi: 09.07.2004 - 15:53
Bu mesajı bildir   zum Anfang der Seite
Devadam su an offline Devadam  
Ruhaniyetin gücü?

326 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 15.10.2003
En Son On: 07.11.2005 - 07:47
Cinsiyeti: Erkek 
Euzu Billahi mineş şeytanir racim, Bismillahir Rahmanir Rahim
Elhamdu Lillahi Rabbil alemin
Es salatu ves selamu ala Rasulina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi.

Hem
Alıntı
Allahtan başkasına yalvaralım ve ondan başkasından birşey isteyelim.-- diye bir sözümüz yok.

denilmiş, hem de
Alıntı
İşlerinizde sıkıştığınız zaman kabir ehlinden yardım isteyiniz

yazılmış. Bu iki nasıl mezcedilir, tefhim edemiyorum. Yasin suresindeki "Vettehazu aliheten min dunillahi leallehum yunsarun - Kendilerine yardım edilmesi için Allah'dan başka ilahlar edindiler" ifadesi aklıma geliyor.

Allahu Teala her şeyi duyar ve bilir ama, bahsettiğiniz ruhaniyet hakkında "her şeyi duyar ve bilir" vasfı belirtilmemektedir.

Bu nedenle aklı başında olan bir müslümanın her şeyi Rabbinden istemesi, araya aracı koymaması uygun olur.

Denilmiş ki:

Alıntı
Kabir ehlinden nasıl istimdat edilir? Ruhu alınmış, kabre konmuş, böyle bir kimseden nasıl yardım istenir? Ruh alınmış amma, diğer insanlarda bulunmayan yalnız onda bulunan iki ruh vardır. Ruh gitti, Allah-u Teâlânın takviye ettiği ruhâniyet kaldı. Kudsî ruh bu işi yapıyor.



Bu ifadeler hristiyanlıktaki "Baba-oğul-kutsal ruh" terimlerini hatırlattı bana. Allah'ın buyurmuş olduğu, gayet açık olan "Feduni estecib leküm-bana dua ediniz, icabet edeyim" ifadesi varken "Kudsi Ruh" da nereden çıktı ki?

Neyse, tartışmayı uzatmıyacağım, söyleyeceğimi söyledim. Benim yazdıklarım ehli sünnet akidesine uygundur. İsteyen de başkalarından yardım istemeye devam eder ve neticesine de katlanır.

Hepimize şirkten uzak durmayı emreden Allahu Teala'ya emanet olunuz.
Ekleme Tarihi: 12.07.2004 - 08:16
Bu mesajı bildir   Devadam üyenin diğer mesajları Devadam`in Profili Devadam Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 488 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
osmanli1 (49), TRABZONLU_TS (43), murat__ (41), remzay56 (61), Mikayil Demir (44), sado&#240;lu (68), yigilcali (48), müzisyennnn (46), hakankara (55), mikail06 (53), seyfullah (36), erguen (53), @hmed (49), emre-70 (34), AY-NUR (41), yagmurumm (33), ihvankudret (35), KeTeNci (38), zahid1 (49), hamdim (37), intifada (53), samsun1983 (41), veysel.hoca (48), mikail34 (54), zincefr (60), batmazhalil (36), MaziDENbiri (52), sero (58), Natuvan (40), tuana~islam (38), xturkkizx (37), seros633 (47), m_zahid (43), karanfil58 (39), halimyusufoglu (49), minam (44), HAT&Yacute;CE81 (43), s.emine (43), naci edin (78), Yaseminerdem (36), fatih1981 (43), bekir tek (38), seyyidtalha (52)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.55103 saniyede açıldı