generique stromectol generique kaletra kaletra lopinavir ritonavir stromectol luvox lyrica marvelon maxalt medrol active mefe basan mefenacide mefenamin meladinine mellaril mellerettes melleril mentax mestinon metaglip metfin metoject metrizol micardis hct micardis micardisplus microgynon micronase micronovum microzide minac 50 minipress minocin miranova mobic mobicox moduretic motilium motrin munobal myambutol myconormin myfortic mysoline naltrexin naprolag
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » İBRET TABLOLARI » ECDADIN SULTANLARINDAN NÜKTELER

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
züMrütüaNka su an offline züMrütüaNka  
ECDADIN SULTANLARINDAN NÜKTELER

351 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 02.10.2005
En Son On: 03.12.2009 - 16:15
Cinsiyeti: Erkek 
Saltanat Benim İse

Padişah II. Murat, henüz 13. yaşında bulunan oğlu Fatih Mehmed'e tahtı bırakmıştı. Bu sırada Balkanlarda ortaya çıkan düşman tehlikesi yüzünden kendisinden tekrar tahta çıkması istenmişti. II. Murat söz konusu istek üzerine oğluna şöyle bir haber göndermişti. "Bizim tahtı oğlumuza bırakmaktan maksadımız, istirahat etmek ve geri kalan beş on yılımızı ibadetle geçirmekti. Saltanat kendisine lazımsa din ve devleti savunsun." Fatih Mehmed bu haberi alır almaz babasına II. Murat'a şöyle mukabelede bulunmuştu: "Saltanatı senin ise düşmanlar İslam ülkelerini alarak ilerlemektedir. Osmanlı Devletini ve İslam ulusunu bu felaketten kurtarmak asıl görevinizdir. Yok saltanat benim ise, yine ordunun başına geçmeniz için padişahın fermanı vardır. Göreviniz ihtar olunur."

Teşekkür

Fatih Sultan Mehmed, İstanbul'u fethedip şehre girdiğinde,
Bizans'ın ileri gelenleri huzuruna çağırmıştı. Gelenler arasında Bizans'ın Başbakanı Notaras da bulunuyordu. Notaras huzura girer girmez, Fatih'i memnun bırakıp hayatını garantiye almak düşüncesiyle Padişahın ayaklarına kapanarak şöyle dedi: "Neyim varsa hepsini sana takdim ediyorum, lütfen kabul buyurunuz."
Fatih, Notaras'ın ne yapmak istediğini biliyordu. Verdiği hediyelerle Padişahı bir nevi teşekküre zorluydu. Fakat Fatih, Notaras'ın arzu ettiği gibi davranmadı, onun ayağa kalkmasını işaret ettikten sonra: "Bu şehri bana veren kimdir?" diye sordu. Başbakan hç çıkararak: "Elbette Allah'tır," diye cevap verdi. Söz sırası tekrar Fatih'e geçince şöyle dedi: "O halde bana verdiğiniz şeylerden dolayı teşekkür beklemeyiniz. Allah dururken kimseye teşekkür edemeyeceğim."

Fazla Bahşiş

İstanbul'u aldıktan sonra Fatih Sultan Mehmed'e birçok şair kaside sunup bahşişlerini alırmış.
Onlardan biri olan Türkmen saz şairinin beyti ise şu şekildeymiş:
"Devleti Hünkârım, sabahınız hayırlı olsun.
Yediğin bal ile kaymak, güzerğahınız çayır olsun."
Padişah sözkonusu şairin bu mısralarını çok beğenmiş ve ona iyi bir bahşiş vermiş.
Padişahın adamları bu işe şaşırmışlar ve:
"Padişahım," demişler daha iyi şiirlere az bahşiş verdiğiniz halde buna neden çok bahşiş verdiniz?"
Şöyle cevap vermiş Fatih Sultan Mehmed:
Bu şair diğer şairlerin hepsinden daha samimi ve yalandan arınmış. Zavallı ömründe hiç iyi
yemek ve yumuşak bir yatak görmemiş. En iyi yemeğin bal ile kaymak,
en iyi yerin ise çayır olduğunu sanıyor."

Herkes Yediğinde Gönderir

Uzun Hasan, Fatih'e kutu içinde bir hediye gönderir. Kutu açılınca içinden akrepler ve yılanlar çıkar.
Bunun üzerine Fatih de Uzun Hasan'a hediye olarak bal gönderir. Bu durum bazılarının şu soruyu sormalarına vesile olur:
"Padişahım neden böyle yaptınız?" Fatih, şöyle yapar açıklamasını: "Herkes yediğinden gönderir."

Sizin Soracağınız


Bir Ramazan günü III. Mustafa'nın veziri Koca Ragıp Paşa'nın konağında yapılan sohbet esnasında Ragıp Paşa Paşa Şair Haşmet'e hitaben: "Senin de borcun var mı Haşmet," diye sormuş ve ondan şu cevabı almış: "Evet Efendim, var."
"Ne kadar?" diye sorunca da: "Mahalle bakkalına bin kuruş, kasaba beş yüz kuruş..." şeklinde cevap almış. Ragıp Paşa sorusunun anlaşılmadığını düşünerek şu açıklamayla birlikte tekrarlamış sorusunu: "Ben onu sormuyorum, oruç borcun var mı onu soruyorum." Şair Haşmet, bu soruyu da şöyle cevaplamış: "Paşam oruç borcunu Allah sorar. Sizin soracağınız kul borcudur."

Talaş-Telaş

Sultan III. Mustafa 'telaş' ile 'talaş'ı birbirine karıştırırmış. Her zaman 'talaş'a 'telaş'a da 'talaş' dermiş.
Kendisini bu hususta uyarmak istemişler; ama buna kimse cesaret edememiş.
Saraydakiler uygun bir şekilde bu konuda Padişahı uyarmayı planlıyorlarmış.
Bu sırada Padişahın Nedimi: "Ben bu işi hallederim, siz merak etmeyin; ama bana bir hafta müsaade edin.
Eğer beni Padişahımız soracak olursa, 'Bir kaza geçirdi, evi yanıyordu, kendisi kurtuldu kurtulmasına ya biraz rahatsız. Birkaç güne kadar gelir,' deyin," demiş. Ve Nedim bir hafta sonra saraya gelip
Padişahın huzuruna çıkmış. Padişah:
"Geçmiş olsun, bir kaza geçirmişsiniz, anlat bakalım nasıl oldu?" diye sormuş.
Nedimi, planını şöyle uygulamaya koymuş:
"Refikam bir gün patlıcan kızartmaya başlamış. Talaşları yığarak tutuşturmuş.
Talaşlar birden alev alınca hanımı bir telaş almış ki, sormayın. Ne yapacağını bilemez olmuş.
Talaşlar yanınca bizimki telaşlanmış, bizimki telaşlandıkça talaşlar alevlenmiş.
Neyse efendim, alev alev talaş, bizim hanımda ise yine öylesine bir telaş ki..."
Padişah Nedimin sözünü keserek şöyle demiş:
"Canım, hanımın o kadar talaş etmeseydi, telaşlar bu kadar tutuşmazdı ki."

Aynı Şeyi Hatırlatıyor

Padişah III. Ahmet, günün birinde yanında bulunan adamlarından birine şöyle der:
"Musiki bana, Cennet kapısı açılırken çıkan ses gibi geliyor."
Adam, Padişahın gözüne girmek için:
"Aman Hünkarım, musiki bana da aynı şeyi hatırlatıyor," der.
III. Ahmet, kendisine yaranmak gayesi ile kılıktan kılığa giren adamı şöyle diyerek susturur:
"Sana gelen Cehennem kapısı kapanırken çıkardığı gıcırtıdır."

Elini Bile Sürmemişsin

Koca Ragıp Paşa bir gün kendi adını vermiş olduğu kütüphaneye gitmiş. Bir de bakmış ki; rafların, kitapların üstünde bir karış toz, her köşeyi örümcek ağı sarmış, her taraf pislik içerisinde.
Hemen kütüphane memurunu bulup şöyle demiş:
"Tebrik ederim seni, doğrusu çok emniyetli birisin; sana teslim edilen hiçbir şeye elini bile sürmemişsin."
Ekleme Tarihi: 18.08.2007 - 10:53
Bu mesajı bildir   züMrütüaNka üyenin diğer mesajları züMrütüaNka`in Profili züMrütüaNka Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1142 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
kaykaan (57), safak-50 (60), nazlinazende (45), sena_55 (49), NEWYORKER (50), hazan44 (39), RaMaZaN050 (34), KONVEYÖR (47), arefenur (52), mehmet4467 (42), hasret44 (39), turancihan (48), sevgikusu (37), kul_bahri (58), ser_kan (47), ssessiss (36), Seyyidmehmet (47), Ata01 (52), sempatik_cd (43), ebubekir1989 (35), M.EFE (50), sam@ (42), ozgurozakinci (47), garibcahil (46), muhacir-i muham.. (40), Osman50 (70), kanka_konya (36), hkurt (60), haliime (45), mrasitalas (40), hayýrsev.. (58), zekitatari (67), y_turan (39), doctor (41), koylu (63)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.02792 saniyede açıldı