ivermectine ivermektin stromectol ivermectine budesonide detrol detrusitol dexantol dexone diamox diflucan dilantin dilatrend dilzem dinostral diocimex diovan hct diovan diprolene diuresal diurix dostinex doxy basan doxycline droxia dulcolax duodopa duphaston duricef duspatalin dynexan nouvelle formule ecopan efavirenz effexor xr effexor elantan elavil eldepryl elmetacin elocon elpradil eltroxine elyzol ena basan enasifar endoxan
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » A I L E / E Ğ İ T İ M / S A Ğ L I K » KADIN & AiLE » Hayatı DOĞURAN kadındır...

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Ukab su an offline Ukab  
Hayatı DOĞURAN kadındır...

575 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.01.2007
En Son On: 05.02.2010 - 15:42
Cinsiyeti: Erkek 
Bir toplumda aile kurumu yara almışsa, o toplum uzun süre yaşamaz. Maddenin bölünebilen en küçük parçasına "atom" denir ve bu, maddenin tüm özelliğini gösterir. Ne var ki atom parçalanınca, madde özelliğini kaybetmekle kalmaz, çevreye büyük hasar da verir.
Bir şey varoluş amacını yitirirse, o şeyin kıyameti kopmuş demektir.
Ailenin varlık sebebi, insanın sükuna kavuşması ve neslin devamıdır. Bunun yanında toplumun da en küçük parçasıdır. Yani aile, toplumun atomu gibidir. O parçalanırsa, artık sağlıklı bir toplumdan söz edilemez.
Amerika'daki ailelerden %50si boşanıyormuş. Avrupa'nın da bundan aşağı kalır yanı yoktur. Her ne kadar hükümetler aileyi teşvik etseler de (madden), manen bir şey yapacak güçleri olmadığı için aile kurumu Batı'da çökmek üzeredir. Bu da Batı'nın kıyameti demektir.
Bir toplumun gençlerine yön çizecek "model"ler ahlaki erozyon yaşıyorsa, orada insanlar fıtratlarına yabancı düşerler ve mutlu olma şansları da kalmaz. Bu mutsuzluktur ki, insanları farklı eğilimlere, sapkınlıklara sürükler. İçki, uyuşturucu ve cinsel sapmalar bu sapkınlıkların en önde gelenleridir.
"İdol" denilen ve gençlerin "ilah– ilahe" diye benimsediği insanlara bakıyoruz, insan olarak yüzümüz kızarıyor. Basit olanın da bir mantığı vardır; ama bunlar basitten de öte bir davranışın temsilciliğini yapıyorlar.
Batı'daki "sanatçı, yazar" denilen insanların (geçmişten geleceğe) hayatlarına baktığınız zaman, sapkın olmayan; şehvet, fuhuş, içki, uyuşturucu kurbanı olmamış bir tek insana rastlayamazsınız. Evet, aklınıza gelen iri iri isimlerin özel veya genel hayatlarına bakınız, ne iğrenç tüneller, ne kıyametler göreceksiniz.
Biz, bunları örnek alarak "uygar" olacağız. Doğrudur, uygarlık zaten bir yaşam tarzının egemen olduğu dünyanın adıdır. Uygarlık, nefs–i emmare imparatorluğudur; orda ne ararsan bulunur, hakikatten başka.


* * *

Aileyi yapan kadındır. Hani, "yuvayı dişi kuş yapar." deniliyor ya, doğrudur. Öyleyse nasıl bir kadın tercihimiz olmalıdır ki erkekler olarak, o aile cennete yol olsun?
Başka yerlere bakmak bize yakışır mı? Müslümanların örneği Muhammet Aleyhisselam'dir. O ne dedi ise, ne tavsiye etti ve yaşadı ise, hepsi bizim hem dünya hem Ahiret mutluluğumuz içindir. Ne diyor O:
"Kadını, güzelliği dolayısıyla alma; güzelliğinin kendisini helake sürüklemesinden korkulur. Malı yüzünden de alma; çünkü servetinin kendini azdırmasından korkulur. Ancak dindar olan adını al."
Dindar olan kadın Allah'ını bilir. Böyle olunca da huzurun ve mutluluğun kaynağı olur.

* * *

Nice güzeller geldi yeryüzüne, ama kanla, kavgayla terk ettiler dünyayı. Bir Batılı filozof şöyle der: "Güzel yüzün arkasında çoğu zaman ahmak bir zeka yatar." Batı'da bu durumun felsefi bir adı da vardır: Narsizm. İnsan kendine tapınıyor. Anaç kadınlara bakınız, çoğunun fiziği pek uygun değildir; ama kimyaları iyidir. Oysa aileyi güzellik değil, ahlak ayakta tutar.
Güzel huy, kadında aranacak ikinci özelliktir. Veliler bile, kötü huylu kadınlara sabretmekle deneniyorlar. Güzel huy, hava gibi, su gibidir; huzurun, mutluluğun, hatta yaşamın kaynağıdır. Örneğin, şu kötü huylara bir bakalım, güzel huyun kıymeti anlaşılsın.
Durmadan şikâyet eden kadınlar vardır; bir dokun, bin ah işit. Gittikleri yeri cehenneme çevirirler. İkide bir hasta olduğunu söyleyip dikkatleri üzerlerine çekmek isterler. Bunlar zayıf kişilikli, şımarık ve bir yuvanın sorumluluğunu yüklenemeyecek tiplerdir.
"Böyle yaptım, şöyle yaptım." diyerek yaptıklarını sayıp dökerek kocasının balına kakan kadınlar da çekilmezdir. İyi bir aile terbiyesi almamış tiplerdir. Sonradan görme de diyebiliriz.
Her gördüğünü canı çeken ve alınması için kocasını zorlayan, tüketim tanrısına kulluğu çok seven kadın tipleridir ki, bunlar bir eve girdi miydi, huzur o evden çıkar gider.


* * *

Güzel görünmek için bütün gün aynanın karşısına geçip süslenmekle meşgul olan kadınlar. "Narsizm" yani kendine tapınma, bunlarda öne çıkmıştır. Herkesi küçük görürler, kim olursa olsun onlara alaycı tavırlarla bakarlar. Bunlara kim, "sensin!" derse hemen o yöne doğru meylederler.
Hani bazı kadınlar da vardır ki, sofrada yemekteyken kavga çıkarmayı severler. Günün bütün dökümünü sofrada yaparak yemeği ev halkına zehir ederler.
Çok gevezelik eden kadınlar vardır ki; kibar konuşmak için ağızlarını eğip bükerler.
Modern zamanlarda bunlara daha çok eklenecek tipler vardır. Bütün bunlar ailenin içini ve çevreyi bozmak için yeterli sebeplerdir.
Bunların yanında
"Ahlakları güzel." (55/70)
"Yalnız kocalarına bakarlar." (55/56)
"Kocalarına aşık, daima bakiredirler." (56/36,37)
Allah tarafından özellikleri buyurulan kadınlar var ki, işte onlar dünya ve Ahiret mutluluğunun köprüleri, saliha kadınlardır.
Peygamber Aleyhisselam:
"Kadınlarınızın hayırlısı, kocası yüzüne baktığı zaman onu sevindiren, emrettiği vakit itaat eden, ayrıldığı vakit malını ve iffetini koruyandır." buyuruyor.

* * *
Peygamberimizin Aleyhisselam başka bir Hadis'i vardır ki manidardır: "Çöplükte biten gülden kaçının." Bunun ne olduğunu soranlara: "Kötü bir ailede doğan güzel kız." buyurdu.
Burada da aile eğitiminin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Asil bir ailede büyümüş, insani değerlerle tanışmış, sevgi ve saygının ne anlama geldiğini idrak etmiş biri ile; sokağa terkedilmiş, aile içi şiddetin veya vurdumduymazlığın kurbanı olmuş bir kız birbirine hiç benzer mi?
Dünyanın cenneti saliha bir kadındır. Kimde varsa kıymetini çok iyi bilsin!


* * *

Öte yanda kıymet bilecek, güzel huylu erkekler de olmalıdır elbet.
Bir erkek,
Hanımıyla iyi geçinme yollarını bilmelidir. Bunun için hanımını iyi tanımalı; onun güçlü ve zayıf yönlerini bilmeli ve asla zaafından istifade etmemelidir. Erkek, hanımının gözünde saygısını yitirirse, her şeyini yitirir.
Erkek, espritüel olmalı, arasıra aile içinde şaka yapmalıdır. Katı otorite aileyi sarsar. Çok ciddiyet, uzun zaman sonra psikiyatri servislerinde boy gösterir.
Kadını yönetmek, bir ülkeyi yönetmekten zordur. İyi bir yönetici değilseniz, evin içinde ihtilaller, darbeler, inkılaplar, muhtıralar yaşanabilir. Sonu idama kadar gidebilir.[/navy]* * *
Kadın, kendi namusunu elbette korumalıdır; ama kadının namusunu asıl erkeği korumalıdır. Bu da erkeğin namuslu olması ve namuslu davranmasıyla mümkündür. Namussuz bir erkeğin namuslu kadını olmak, cehennemi yaşamak gibi zordur.
Erkek, kadının geçimini sağlamalıdır. Birliğin egemen olmadığı aileler dağılmışlardır. Bir evde "Benim kazandığım–senin kazandığın" gündeme gelirse, o ev çatırdamaya başlamıştır.
Erkek, kadınına bir şeyler öğretmeli, yani bilgi yönüyle ondan biraz üstün olmalıdır. Aksi olursa, erkek zavallı konumuna düşer, kadının gözünde küçülür ve aile statüsü tartışılır.
Kadın, kural dışı davranışlarda bulunursa, yaratılış kuralları ona hatırlatılmalı ve şiddet uygulamadan sorunların çözüm yolu araştırılmalıdır.
"Onlarla güzel geçinin, iyi muaşerette bulunun." (4/19) Ayeti unutulmamalıdır.

* * *

Aslında hayat müşterektir. Havva olmadan Âdem, Âdem olmadan Havva düşünülemez. Allah Celle Celaluhu, Âdem'den yaratmış Havva'yı. Bu nedenle Âdem'in bir yerleri hep boş kalmıştır. Âdem bu boşluğunu doldurmak için Havva'nın ardına düşmüş, Havva da asıl vatanına kavuşmak için Âdem'i arayıp durmuştur.
İkisini birbirinden ayırmaya kalkışan, aslında insanı orta yerden ikiye bölüyor demektir. Ama Batı'nın hayatı ikilik üzere kurulduğu için bunu yapmadan yaşayamazlar.
Peki Müslümanlara ne oluyor ki, onlar Tevhid'i terk edip de teslise kaymaya çalışıyorlar.


EsSelam Aleykum...

Ekleme Tarihi: 05.04.2007 - 08:08
Bu mesajı bildir   Ukab üyenin diğer mesajları Ukab`in Profili Ukab Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 811 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
kaykaan (57), safak-50 (60), nazlinazende (45), sena_55 (49), NEWYORKER (50), hazan44 (39), RaMaZaN050 (34), KONVEYÖR (47), arefenur (52), mehmet4467 (42), hasret44 (39), turancihan (48), sevgikusu (37), kul_bahri (58), ser_kan (47), ssessiss (36), Seyyidmehmet (47), Ata01 (52), sempatik_cd (43), ebubekir1989 (35), M.EFE (50), sam@ (42), ozgurozakinci (47), garibcahil (46), muhacir-i muham.. (40), Osman50 (70), kanka_konya (36), hkurt (60), haliime (45), mrasitalas (40), hayýrsev.. (58), zekitatari (67), y_turan (39), doctor (41), koylu (63)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.01963 saniyede açıldı