0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » Saadet toplumunun ortaya çıkması, böyle bir kardeşlik tablosunun gerçekleştirilmesi için ne kadar gayret sarfetmemiz lâzımdır?

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 12 mesaj mevcut
Ekleyen
Mesaj
Gast ahmet gunay  
Saadet toplumunun ortaya çıkması, böyle bir kardeşlik tablosunun gerçekleştirilmesi için ne kadar gayret sarfetmemiz lâzımdır?

Misafir

Kayıt Tarihi: 19.07.2025
En Son On:
Cinsiyeti: ----- 
Değerli Kardeşlerim;

Hep kardeşlik diyoruz ve birbirimiz seviyoruz diyoruz .Fakat en ufak bir şeyde birbirimizin kalbini kırıyoruz,tabiri caizse bir bardak suda fırtına çıkartıyoruz, buda yetmiyormuş gibi aramızda fitne çıkartıyoruz.Allah muhafaza eylesin.
Bizler birbirimizi Allah için sevmeliyiz.Birbirimizi olduğu gibi kabul etmeliyiz.Nasıl gülü seven dikenine katlanıyorsa birbirimizin bazı laflarıda bize batmamalı.Genel hale getirmek yerine yüzleşmeli karşıızdakinin hatasıı ona söylemeli onu deşifre etmemeliyiz.
Ben ALLAH için hepinizi çok seviyorum ve hepiniz benimiçin değerlisiniz.
Bakın Asr'ı saadette kardeşlik nasıldı.İnşallah bizlere örnek olur ...

İslam'da kardeşlik denince elbette ilk akla gelen Ensar ve Muhacir kardeşliğidir. Bu kardeşlik bilinmeden, anlaşılmadan gerçek kardeşliği kavramamız zor olacaktır. O bakımdan bu kardeşliğin gerçekleşmesini sağlayan mayanın ne olduğunu gözden geçirmemizde fayda olduğuna inanıyoruz.
Allah rızası için Mekke'de herşeyini bırakıp Medine'ye hicret etmiş bulunan, Muhacir Müslümanlara, Medineli Müslümanlar muhabbet ve samimiyetle kucaklarını açmışlar, ellerinden gelen her türlü yardımı onlardan esirgememişler ve bütün insanlığa ibret olacak bir kardeşlik tablosu sergilemişlerdir.
Medine'ye hicretten yaklaşık beş ay sonra Rasulullah (s.a.v.) Medineli yardımsever Ensar'la, hicret eden Mekkeli müslümanları bir araya topladı. 45'i Muhacirden, 45'i de Ensar';dan olmak üzere 90 kişiyi kardeş ilan etmiştir.
Peygamber Efendimizin kurduğu bu kardeşlik müessesi maddî-manevî yardımlaşma ve birbirlerine varis olma esasına dayanıyor, bu suretle Muhacirlerin yurtlarından ayrılmaktan dolayı duydukları keder ve üzüntüyü giderme, onları Medinelilerle ısındırma, güç ve destek kazandırma gayesini güdüyordu.
Kurulan bu kardeşlik müessesine göre, Medineli ailelerden herbirinin reisi, Mekkeli Muhacirlerden bir aileyi yanına alacak, mallarını onlarla paylaşacak, beraber çalışıp beraber kazanacaklardı.
Rasulullah bir araya getirilen bu aileleri rastgele değil durumlarını göz önünde bulundurarak mizaç, zevk, hissiyat itibariyle birbirlerine uygun olanları kardeş ilan ediyordu.
Bu kardeşlik sayesinde Allah ve Rasulullah muhabbetinden başka herşeylerini Mekke'de bırakan Muhacirlerin iâşe ve iskan meseleleri halledilmiş oluyordu. Muhacir-Ensar aileleri beraber barınıyor, beraber çalışıyor, beraber yiyorlardı. Bu neseb kardeşliğini, fersah fersah geride bırakacak bir kardeşlikti, iman ve din kardeşliği idi. Herşeylerini Muhacirlerle paylaşan Ensardan biri vefat ettiğinde Muhacir kardeşi ona akrabalarıyla birlikte varis oluyordu. (Bu varis olma işi Bedir Savaşı'ndan sonra Enfal Suresi 75. ayetin hükmüyle ortadan kaldırıldı.)
Yine bu kardeşlik sayesinde büyük bir sosyal yardımlaşma da temin edilmiş oluyordu.
Ensar göstermiş olduğu bu kardeşlikten son derece zevk alıyor, bununla da kalmayıp hurmalıklarını da Muhacir kardeşleriyle paylaşmak için Rasulullah'a teklif götürüyorlardı. Muhacirlerin o ana kadar ziraatle meşgul olmadıkları için bu tekliflerini Rasulullah geri çevirmiştir. Fakat Ensar buna da bir çare buldu. Ziraatten anlamayan Muhacirler, sadece tımar ve sulama işlerini yapacaklar, Ensar da ekip biçecek, sonunda çıkan mahsül ortadan pay edilecekti. Rasulullah Efendimiz bu teklife razı oldu.
İnsanlık tarihinde birçok göç hadisesi olmuştur ama, böylesine manalı, böylesine ulvî bir hicrete, böylesine can-ı gönülden sarılma, birbiriyle muhabbetle kaynaşma, kucaklaşmaya şahit olunmamıştır. Herhalde bir daha da şahit olunması zor olacaktır. Bu samimi kaynaşma neticesinde muazzam bir kuvvet doğmuş ve kısa zaman içerisinde bütün Arabistan herşeyiyle bu kuvvete boyun eğmek mecburiyetinde kalmıştır.
Muhacirler "Ensar kardeşlerimiz bize mal, mülk verdi, iâşemizi temin etti, barınacak yer sağladı" diyerek boş oturmamışlardır. Zaten imanları ve aldıkları Muhammedî ahlaka ters düşerdi. Herbiri elinden gelen gayreti göstererek, mümkün oldukça kimseye yük olmamaya çalışıyorlardı.
Bunun en canlı örneği Rasulullah tarafından birbirine kardeş ilan edilen Sa'd bin Rebi (r.a.), Abdurrahman bin Avf'a (r.a.) "Ben mal cihetiyle Medineli Müslümanların en zenginiyim, malımın yarısını sana ayırdım." demişti. Büyük Sahabi, cennetle müjdelenen 10 kişiden biri olan Abdurrahman bin Avf'ın (r.a.) verdiği cevap yapılan teklif kadar ibretlidir.
"Allah sana malını hayırlı kılsın. benim onlara ihtiyacım yok. Bana yapacağın en büyük iyilik, içinde alış-veriş yaptığınız çarşının yolunu göstermendir." buyurmuştur.
Ticarete başlayan Abdurahman bin Avf (r.a.) Rasululah'ın da kendisi için malının çoğalması ve bereketlenmesi için yaptığı duanın da yardımıyla kısa zamanda Medine'nin sayılı tüccarları arasında yerini aldı. Bir keresinde 700 deveyi yükleriyle birlikte Allah yolunda tasadduk etti. Bunun gibi bir çok Mekkeli müslüman, kendilerine göre birer iş bularak, ellerinin emeğiyle geçinmeye başlamışlardır.
Toplumun çeşitli tabakaları bu kardeşlik sayesinde birbirleriyle kaynaştı, kabîlecilik gurur ve düşmanlığını da ortadan kaldırmış oldu. Niyetleri kudsî, gayeleri ulvî, içleri dışları nur, faziletli bir toplumun meydana gelmesinde bu kardeşlik rol oynamıştır.
Rasulullah sefere çıkacağı zaman bu kardeşlerden biri götürür, diğeri de her iki ailenin de maîşetini temin etmek, idaresini yürütmek için Medine'de kalırdı. Böylece evler sahipsiz ve hâmisiz bırakılmıyordu.
Ensar'ın, Muhacir kardeşlerine gösterdikleri bu eşsiz samimiyet, misafirperverlik, kadirşinaslık, cömertlik, fedakârlık ve ferağatı Cenab-ı Hak indirdiği Haşr Suresi'nin 9. ayetiyle ilan edip bu davranışlarını methetmiştir.

"Daha önce Medine'yi yurt edinmiş ve imanı kalplerinde yerleştirmiş olanlara gelince, onlar, kendi yurtlarına hicret eden din kardeşlerini severler, onlara verilen şeyden dolayı gönüllerinde bir kıskançlık duymazlar ve kendileri ihtiyaç içinde olsalar bile onları kendi nefislerine tercih ederler, kim nefsinin ihtiraslarından korunur ise, işte onlar kurtuluşa erenlerin tâ kendisidir." (Haşr-9)


Evet, kurulan bu manevi kardeşlik hiçbir milletin tarihinde rastlanmayacak eşsiz bir şeref tablosudur. Bu kardeşlik neticesinde asr-ı saadet dönemi yaşanmıştır. İslam'ın kısa zamanda inkişafına vesile olmuştur.

Peki Şİmdi size soruyorum;
Ya bizler! Ne yapıyoruz? Ne yapmamız gerekir?
Saadet toplumunun ortaya çıkması, böyle bir kardeşlik tablosunun gerçekleştirilmesi için ne kadar gayret sarfetmemiz lâzımdır?




Bu mesaj 4 kez ve en son ahmet gunay tarafından 28.01.2007 - 12:36 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 28.01.2007 - 11:44
Bu mesajı bildir   zum Anfang der Seite
Forum Düzeni - imzaları göster
önceki konu   sonraki konu

Mesajlar Ekleyen Tarih
 Saadet toplumunun ortaya çıkması, böyle bir kardeşlik tablosunun gerçekleştirilmesi için ne kadar gayret sarfetmemiz lâzımdır?
ahmet gunay 28.01.2007 - 11:44
 Saadet toplumunun ortaya çıkması, böyle bir kardeşlik tablosunun gerçekleştirilmesi için ne kadar gayret sarfetmemiz lâzımdır?
gül_güzeli 28.01.2007 - 12:12
 Saadet toplumunun ortaya çıkması, böyle bir kardeşlik tablosunun gerçekleştirilmesi için ne kadar gayret sarfetmemiz lâzımdır?
hanzade3 28.01.2007 - 13:10
 gül güzeli hala fitne peşindesin......
muhammedparisa 28.01.2007 - 13:12
 muhammedparisa
gül_güzeli 28.01.2007 - 13:28
 Saadet toplumunun ortaya çıkması, böyle bir kardeşlik tablosunun gerçekleştirilmesi için ne kadar gayret sarfetmemiz lâzımdır?
LAZBAKKAL 28.01.2007 - 13:47
 RE: Saadet toplumunun ortaya çıkması, böyle bir kardeşlik tablosunun gerçekleştirilmesi için ne kadar gayret sarfetmemiz lâzımdır?
_SeRKaN_ 28.01.2007 - 14:46
 Saadet toplumunun ortaya çıkması, böyle bir kardeşlik tablosunun gerçekleştirilmesi için ne kadar gayret sarfetmemiz lâzımdır?
Yusuflu 28.01.2007 - 15:15
 RE:
NeV-Ra 28.01.2007 - 15:32
 FİTNE ÖLDÜRMEKTEN DAHA ŞİDDETLİDİR(BAKARA SURESİ/191)
ahmet gunay 28.01.2007 - 17:17
 Saadet toplumunun ortaya çıkması, böyle bir kardeşlik tablosunun gerçekleştirilmesi için ne kadar gayret sarfetmemiz lâzımdır?
Üsve-i Hasene 28.01.2007 - 18:22
 Saadet toplumunun ortaya çıkması, böyle bir kardeşlik tablosunun gerçekleştirilmesi için ne kadar gayret sarfetmemiz lâzımdır?
ahmet gunay 02.02.2007 - 22:12

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 604 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ahmettalan (46), zeycan (51), hayri72 (53), sihrind (47), Kara1983 (42), vanilya (58), UySaL (42), bahadun (55), Ahmet- (41), baltec (56), kirbasm (36), Zehranur23 (39), muvahhit (50), yesribb (67), sefaatli_66 (49), kirbass (36), fatihk (43), teslaxxx (44), cafe70 (49), doganweb (51), odak (48), saldiray (49), Hadimül_kur&aci.. (41), cevik07 (46), saphires (46), ke007 (56), ceyhun68 (43), yürekvleti (48)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.34698 saniyede açıldı