kamagra generique plaquenil generique kaletra fluvoxamine generique colchicine voltaren votum plus votum vytorin wellbutrin sr xatral xeloda xenical xylocaine yasmin yasminelle yaz zanaflex zantac zantic zebeta zeffix zenegra zentel zestoretic zestril zetia ziac ziagen zilutrol zinacef zinat zithromax dispersible zithromax zocor zofran zoloft zorotop zovirax zurcal zyloprim zyprexa zyrtec zyvox zyvoxid
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Dostluk Öldümü?

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Dostluk Öldümü?
Moderator


4254 Mesaj -
Küçüklüðümüzden beri büyüklerimizden duyduðumuz bir söz vardýr:

‘‘Yalnýzlýk ALLAH’a mahsustur.’’ Bu hakikate vurgu yapýlýrken amaç; ‘‘insan insana muhtaçtýr.’’ gerçeðine dikkat çekmektir.

Ýnsan sosyal bir varlýktýr, kendini toplumdan soyutlayamaz. Çünkü toplumu terk etmek, sorumluluktan kaçmaktýr… Ýnsan sosyal iliþkiler aðý içinde ancak yükümlülüklerini hafifletebilir… Biliyoruz ki; ALLAH önce Adem’i yarattý. Sonra ondan da eþi Havva’yý yarattý. Adem Havva’ya, Havva Adem’e muhtaçtý. Hayatýn hayrý ve huzuru iþtirakten geçiyordu. Evet, ilk günden itibaren hayat müþterekti… Fýtrat ve hýlkat buna müsaitti. Zaten ‘‘insan’’ kelimesinin sözlük anlamýnda ünsiyet geçmiyor muydu? Ýnsan insan olma hassasýný korudukça ülfet ve ünsiyet devam edecekti… Ýnsanlýktan koptukça nefret ve husumet galebe çýkacaktý… Ýþte kardeþlikten nefret üreten Kabil… Ýnsan Halýk ile barýþýk olmayýnca hayatla, halkla, herkesle hatta kendisi ile de kavgalý olacaktýr… Bu durumda insanýn ilk yapacaðý iþ; ALLAH’ý dost edinmek ve ALLAH’a dost olmaktýr… O taktirde Veli olanýn, Vekil olanýn, Kefil olanýn himayesinde ademoðlu gücüne güç katabilecektir…

‘‘Haberiniz olsun; ALLAH’ýn dostlarý, onlar için korku yoktur, mahzunda olmayacaklardýr.’’ (Yunus-62)

Tabii ki; O’na dost olmanýn bir bedeli vardýr… Elbette tek taraflý dostluk olmaz, karþýlýklýdýr…

Ýnsanlýk tarihinin en güzel ve en özel dostu, Halilullah, az mý bedel ödedi? Canýndan da çok sevdiði Ýsmail’ini býçaklara yatýrdýktan sonradýr ki, ‘‘halil’’ olma pâyesine hak kazanýyor… En güzel Vekil’e tevekkül ve teslimiyetini en üst düzeyde arzettikten sonradýr ki, ateþ selama duruyor… Demek ki ‘‘halil’’ olmanýn yolu ateþin üstüne yürümekten ve býçaklara yatmaktan geçiyor…

Halilullah için böylede Habibullah için farklý mý? ‘‘Habib’’ liðe yürürken tüm sevdalar bir sevdaya kurban edilmeli mi? Sevr’den Seniyyetül-Veda’ya uzanan sefer ‘‘habib’’ olmanýn þifresini vermiyor mu bizlere?

Bu günde Ýbrahimi bir duruþ bizi ‘‘halil’’ kýlacaktýr… MUHAMMEDi bir çýkýþ bizi ‘‘habib’’ edecektir…

ALLAH’a dost olmanýn güvencesi ile yola çýkanlar bu defa kendi aralarýn da dostluklar kuracaklardýr… Çünkü O’na dost olmak, O’nun dostlarýna da dost olmayý zorunlu kýlýyor… Baþka türlü kulluk yürüyüþü nasýl sürdürülebilir?

Kollektif bir ruhla yürekler buluþmadan þeytanýn dostlarýný altetmek mümkün deðil…

Dekyanus’a karþý kýyama duran ‘‘yedili’’nin direniþ ruhunun hangi dostluk ve kardeþlik zemininde yeþerdiðini Kur’an bize haber vermiyor mu? Artýk o ‘‘yedi güzel dosta’’ yedi düvel bile bir þey yapamazdý…

Meryem’i yarýnlara taþýyan müþfik ve münib yürek Zekeriya deðil miydi?

‘‘Hak’’ kelimeyi Firavun’a taþýrken Musa’nýn Harun gibi bir dosta ihtiyacý vardý…

Hira’da gök sofralarý MUHAMMED’e sunulurken meleklerden bir dost, Ruhul Kudüs devredeydi, Hira’dan Mekke’ye indiði zaman insanlardan bir melek onu karþýlýyordu ismi, Hatice idi…

Risaletin bidayetinde ilk olarak dostluk mektebi açýldý; burasý Daru’l-Erkam’dý… Bu kapýdan giren herkes dost olarak çýkýyordu… Bundan böyle Ýslam’ýn tüm çilesini bu yürekler taþýyacaktý…

Akabe’de dostluk sözleþmesine imza koyanlar, ölüme ve çaðlara meydan okuyorlardý…

Hicret gecesi yataða uzanan Ali’de hiçbir tereddüt ve tedirginlik yoktu… Dostluðun yüce hatýrý vardý… Çünkü onlar gerçekten gözü kara dostlardý…

Sýddýk’ýn dostluðuna melekler bile gýpta ediyordu…

Havari olmak, ensari olmak, rabbani olmak nedir? Bunun Türkçe karþýlýðý özetle, dost olmaktýr…

Ýnsanlýðýn en soylu damarý; dostluk ve vefadýr…

Tabii ki; kavli deðil kavi dostluklar… Afaki deðil, kalbi… Hesabi deðil, hasbi olanýný kast ediyoruz…

‘‘Adl’’in, ‘‘emn’’in, ‘‘sýdk’’ýn adresi olacak dostluklar…

Bizim muhtaç ve mecbur olduðumuz dostluk; bizi ukbaya hazýrlayacak, davaya baðlayacak, takvaya taþýyacak dostluktur…

‘‘ALLAH’ýn arþýnýn gölgesinde gölgelenmek’’ ancak bu yolla mümkündür…

‘‘Birbirimizi sevmedikçe iman etmiþ sayýlmayacaðýmýza’’ göre dostluk bir akide meselesidir… Ýman olayýdýr…

Kulluðumuzu sosyalleþtirmek için önce dostluk ve kardeþlik diyeceðiz… Fesadýn kökünü kurutmak, fitnenin önünü almak velayet ve uhuvvet baðlarýný pekiþtirmekle mümkündür…

‘‘Kafirler birbirlerinin velileridir. Eðer siz bunu yapmazsanýz(birbirinize yardým etmez ve dost olmazsanýz) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk olur.’’ (Enfal-73)

Yeryüzünün salahý, beþeriyetin felahý için böylesi bir dostluk iklimine ihtiyaç vardýr…

Arzýn ýslahýný zulmün izalesini, hakkýn ikamesini, üstlenen o aziz dostlarý ALLAH destekliyor:

‘‘… Onlar öyle kimselerdir ki, (ALLAH) kalplerine imaný yazmýþ ve onlarý kendinden bir ruh ile desteklemiþtir…’’ (Mücadele-22)

Çürüyen toplumlara yeni bir ruh aþýlayacak olanlar, dostluðun gereðini yapabilenlerdir…

Gayet tabii ki, bu dostluðun muhkem ve meþru olmasý gerekiyor… Sürece, çýkara, kurallara baðlý olmayan kalýcý ve köklü dostluklar inþa etmeliyiz… Ruhumuza sinmiþ korku, evham, endiþe ve tasalarý baþka nasýl üstümüzden atabiliriz… Fýrtýnalý süreçlerde hangi limana sýðýnacaðýmýz önemlidir… Hangi yüreðe demir atacaðýmýzý þimdiden bilmek durumundayýz…

Bu gün bize ekmek gibi, su gibi dost lazým…

Günahtan günaha sürüklendiðimizde bize ‘‘dur’’ diyecek, dostlar… Elleriyle, dilleriyle, kalpleriyle münkerle aramýzda siper olacak olanlardýr…

Rotayý þaþýrdýðýmýzda pusulamýz olacak, kol-kanat gerecek, ruhunun penceresini bize açýk tutacak dostluklara muhtacýz… Ýnþirah bulacaðýmýz, itminan olacaðýmýz, teselli ve teskin mercii olan yürekler… Öyle ki onlarýn yokluðunu en büyük yoksulluk bilmeliyiz…

Ýnsan sýkýntýya düþtüðünde ‘‘alo’’ diyecek bir ses bekler… Kulaklar kapýnýn zilindedir bir dokunan olmayacak mý?

Ýhtiyaç halinde umutlar depreþir, acaba vefalý bir dost ‘‘hýzýr’’ olup yetiþmez mi?

Þefkat elini elimizde göreceðimiz… Güvenli kollarý ile bizi kucaklayacak… Yaslandýðýmýzda yýkýlmayacak, gölgesine sýðýnabileceðimiz, serinleyebileceðimiz çýnar gibi dostlar… En mahrem sýrlarýmýzý vermekte tereddüt yaþamayacaðýmýz… En derin dertlerimizi döküp ferahlayacaðýmýz ortamlarýn özlemi içindeyiz…

Her þeyden önce kesin bir güven olacak, övse de, sövse de bu güven zedelenmeyecek… Bizi yanlýþ anlamayacak… Zanla hareket etmeyecek… Herkes bizi iterken onlar sinelerini bize açacak… Baþkalarý bizi yuhalarken, onlar ‘‘gel dostum’’ diyerek bize doðru koþacak…

Issýzlýðýn, yalnýzlýðýn en ürkütücü anýnda, gecenin en koyu saatinde ýþýðýmýz olacak, nefeslerinin sýcaklýðýný yüreklerimizde hissedeceðimi güzel dostluklar…

Bizi anlayan, anlamamýza anlam katan… Bize katlanan, bizi taþýyan vefa ve cefa abideleri…

Onlar ne bizi, ne de baþkasýný satmayanlardýr, sömürmeyenlerdir… Hep sahiplenenlerdir…

Biz aðlarken onlar kýskýs gülmezler…

Onlar, gerçekten sýrdaþtýr, gardaþtýr, yoldaþtýr…

Fakat, biz dostluðun gereklerini hep baþkasýndan bekleyenlerden olamayýz ki! Kendimiz beklentilere ne zaman cevap vereceðiz?

Bize düþen görev; dostluk temennisinde bulunmak deðil, dostluk dersi vermekte deðildir… Ýmanýmýz bize müminlerle dost olmamýzý emrediyor… Bizden beklenen örnek dostluklar sunmaktýr…

Pazarlýksýz, ön yargýsýz, kuralsýz, sýnýrsýz gerçek dostluklar…

‘‘Ah nerede eski dostluklar’’ diyerek hayýflanmak yerine, dostluða hazýrlanmak bize düþer…

Ortamlarýmýzda, kurumlarýmýzda dostluk meltemleri yürekleri okþamalýdýr… Resmiyet, bürokrasi, formalite, protokol dostluklarýmýzý zedelememeli… Biz her þeyden önce kardeþiz! Bunu nasýl unuturuz? Sýnýflaþma, kamplaþma, itiþme, didiþme… El insaf! Bu ne hâl!

Dostluðu týkayan kýdem, kariyer, makam, ünvan, statü, sýnýf farkýný biz aþamaz isek kim aþacak?

Dünyamýzýn, ufkumuzun, yüreðimizin geniþliði dostluk çemberimizin çapýndan bellidir…

Bizi çokça meþgul eden: Ticari ortaklýklarýmýz, mesai birlikteliklerimiz, sosyal etkinliklerimiz, kültürel faaliyetlerimiz, müþterek organizasyonlarýmýz, ekonomik teþebbüslerimiz dost ve kardeþçe mi? Yoksa seküler bir algýnýn, popüler bir kültürün kural ve kabuller mi bizi sürüklüyor?

Þayet bu çalýþmalar kardeþlik zemininde hayat bulursa ibadi bir sorumluluk olarak belirecek, uhrevi bir kazanýmýn ‘‘hak ediþini’’ þimdiden yakalamýþ olacaðýz…

Dostlukla damýtýlmamýþ iliþkiler hamdýr… Kardeþlikle yoðrulmamýþ yapýlar yavandýr…

Yarýnlarda ‘‘keþke’’nin fayda vermeyeceði dostluklara prim veremeyiz…

‘‘Vah yazýklar olsun bana, keþke filaný dost edinmeseydim.

Çünkü o, gerçekten bana geldikten sonra beni zikirden(Kur’an’dan) saptýrmýþ oldu. Þeytanda insaný yapayalnýz ve yardýmcýsýz býrakandýr.’’ (Furkan-28-29)

Rasulullah (sav) de buyurmuyor mu? ‘‘ Kiþi dostunun dini üzeredir.’’

Defolu dostluklar… Dumura uðramýþ duyarlýlýklar… Kardeþler! Bize dalkavuk deðil, dost lazým.

Sýrtýmýza basýp yükselme hesaplarý yapan sahte dostlarla, bizi baðrýna basacak sahici dostlarý ayrýþtýrabilmeliyiz…

Aslýnda biz dostlarýmýzý tanýrýz…

Kim ki, tek kýbleli ise ve bu kýble de Kabe ise o bizim dostumuzdur… Onlarý alýnlarýndaki secde izinden tanýrýz… Kuþandýklarý takva örtüsünden biliriz… Üzerlerinde taþýdýklarý ALLAH’ýn boyasýndan seçeriz…

‘‘Görüldüklerinde ALLAH’ýn hatýrlandýðý’’ hayýrlý kullardýr, onlar…

Onlarýn baþlarý dik, alýnlarý ak, elleri açýktýr… Ýsar sahibidirler… Kendileri ihtiyaç sahibi olsalar da dostlarýný kendi nefislerine tercih ederler… Kiþisel çýkar ve ihtiraslar karþýsýnda eðilip küçülmezler…

Küfre karþý onurlu, kardeþlerine karþý mütevazidirler…

Bizim dostluklarýmýzda kriter: Ýrsiyet, cinsiyet, milliyet, hamiyet, asabiyet, kavmiyet deðildir… Eksende menfaat, maslahat hesaplarý da yoktur… Dostluðun olmazsa olmazý, imandýr…

ALLAH rýzasý aradan kayýp gittiðinde her þey tersyüz oluyor… Bu gün dostluklar neden kalýcý deðil? Ýnsanlar kalabalýklar içerisinde yalnýz, çaresiz, kimsesiz… Sesler içinde saðýr… Renkler içinde kör… Kendisi ile görebileceði, duyabileceði, hissedebileceði yürekler arýyor… Bu kaygan seküler zeminde dost bulmak, dost kalmak günbe gün zorlaþýyor… Çünkü toplumsal virüsler bünyeyi sardý. Ýnsanlar bireyselleþiyor, bencilleþiyor, dünyevileþiyor, cimrileþiyor… Liberal rüzgarlar kiþilikleri parçalýyor… Ýlkesiz, ölçüsüz özgürlük alanlarý toplumsal dokuyu bozuyor… Artýk dostluklar birer fantezi… Yüzler maskeli… Güzensiz, doyumsuz, dayanýksýz ruhlar daðýnýk… Bu insanlarýn önce Rableri ile barýþmalarý lazým… Fýtratlarý ile buluþmalarý gerekiyor… Yalansýz bir dünya, riyasýz bir yaþam insanlýðýn ortak ihtiyacý…

Bu gün toplumsal hayat sosyal bir mezarlýða dönmüþ durumda… Yorgun-argýn iþten eve kendilerini atan yýðýnlar televizyonlarýn karþýsýnda yýðýlýp kalýyorlar… Ýnsani temastan, sýcak dostluktan, duyarlýlýk ve duygudan uzaklaþtýkça uzaklaþýyorlar…

Modernizm, teknoloji belki bize çok þey kazandýrdý fakat bir o kadarda aldýklarý var… Dostlarýmýzý çaldý… Dünya öncelendikçe, dostluk ucuzladý…

Rekabet dünyasý, rant kavgasý, riya virüsü ruhlarý kemiriyor… Ýnsanlar birbirini rakip görme marazýndan kurtulup refik olamýyorlar…

Toplum politize oldukça, popülizme kaydýkça dostluk yitimi ivme kazanýyor…

Bu toplumsal tabloyu acý ve hüzünle izleyen her insaf ehli, þunun altýný çiziyor:

Þimdi dostluklarý ayaða kaldýrma vaktidir…

Bizim için, hayat dost kazanma sanatýdýr…

Dostsuzluk, insanýn en hazin gurbetidir…

‘‘Dostluk öldü mü?’’ diye soranlara… ‘‘Hayýr’’ demeliyiz…

Çünkü; ‘‘biz varýz ya!’’


Ramazan Kayan
Gönderen: 08.11.2010 - 19:22
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 594 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
mrvtt (34), incim (55), kalbiselim (53), asimm (43), hisam (48), aciz önder (38), caramed (51), sevim (59), hasan kemal (54), aygo (43), akdemir (49), zeynep63 (18), adem dikici (58), semasalman (37), yusuf2023 (43), hallo42 (33), aymet (46), irfan55 (49), bayercana (35), Sabri-81 (43), selam2000 (51), Dadas69 (55), celebirisin (40), Musab49 (50), genciz (56), erkamartuk (38), yalniz gul (58), dertli007_46 (36), kafka001 (52), egemen07 (44), Tekin (51), milasi (68), porselen43 (55), semasalman87 (37), dtkyusuf (49), sertel (51)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.57921 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.