fluvoxamine stromectol kaletra fluvoxamine kaletra naprosyn natyl nebilet neggram negram nemexin neo stediril neoral neurolithium neurontin neurotop nexium nimotop nivaquine nizoral cream nizoral nolvadex nootropil norflocine norlutate noroxin norsol nortrilen norvasc norvir novonorm nyolol ocuflox oculastin oftan olmetec plus olmetec omix omnicef onymax optivar orelox orfiril osiren otrivin rhume des foins oxsoralen
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » Allah Rasûlü nün bütün derdi ve düşüncesi ümmeti idi.

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Allah Rasûlü nün bütün derdi ve düşüncesi ümmeti idi.
Moderator


4254 Mesaj -
Yrd.Doç.Dr.Halil Ýbrahim Kutlay

Allah Rasûlü nün bütün derdi ve düþüncesi ümmeti idi.

Peygamberi üzen konular(1) Rahmet Peygamberi Sevgili Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), son derece üstün bir kiþiliðe, hassas bir yapýya, latif bir yaradýlýþa sahipti. Ýbadet ve Kur an tilâveti esnasýnda gözleri yaþlý ve daima düþünceli idi.

Allah Rasûlü nün bütün derdi ve düþüncesi ümmeti idi. Bütün gam ve kederi ümmetinin manevî geleceðine yönelikti. O, Ümmetini en güzel þekilde eðitebilmek ve en iyi þekilde yetiþtirebilmek için olaðanüstü bir çaba harcýyordu. O nun üzüntüsü seviyeli, kaliteli ve derin bir üzüntü idi. O, ümmetin babasý gibiydi. Peygamberimiz in mübarek þemâilini tavsif edenler, O nun eþsiz özelliklerini anlatanlar, O nun gönlündeki sevgi ve yüzündeki tebessümle birlikte, taþýdýðý sorumluluk ve aðýr manevî yük sebebiyle "devamlý düþünceli ve sürekli üzüntülü" olduðunu ifade ediyorlardý.(2) Bu makalede Peygamber Efendimiz i, çok üzen birkaç konuya temas etmek istiyorum:

1.Ýnançsýzlýk ve inkârcýlýk En büyük arzusu, insanlýðýn "iman" nimetiyle buluþmasý ve imanla þereflenmesi olan Allah Rasûlü nü en çok üzen þey, inançsýzlýk ve inkârcýlýk idi. Ýnançsýzlýk, bir anlamýyla ilahî nimete karþý nankörlük ve yaratýklara karþý acýmasýzlýk demekti.

Akýllý, þuurlu ve bilgili bir insan nasýl imansýz olabilirdi? Gül Peygamber in, peygamberlik öncesi kýrk yýllýk gül gibi tertemiz, muazzez hayatýný gayet iyi bilen bazý yakýnlarý bile O na iman etmiyorlar, bizzat amcasý Ebu Leheb O nu taþlýyor, O nu tahkir etmeye çalýþýyordu. Bu durum gayet tabii olarak Peygamberimiz i çok üzüyordu. O nun üzüntüsü, bizzat Kur an-ý Kerim tarafýndan tescil edilmiþtir. Kur an, O nu teskin ve teselli etmek üzere þöyle buyurmaktadýr: "Ey Rasûl!.. Kalpleri iman etmediði halde aðýzlarýyla "inandýk" diyen kimseler ve yahudiler gibi küfre koþanlar seni üzmesin."agla3) "Biz gayet iyi biliyoruz ki, onlarýn söyledikleri Seni gerçekten üzüyor. Onlar gerçekte Seni yalanlamýyorlar. Fakat o zalimler, bile bile Allah ýn ayetlerini inkâr ediyorlar".(4) "Kim küfre düþerse, onun küfre düþmesi Seni üzmesin".(5) "Onlarýn sözleri, Seni üzmesin."agla6) Yine Kur an-ý Kerim, Peygamberimiz in imana yönelmeyen insanlar için duyduðu üzüntüden dolayý neredeyse kendini yiyip bitireceðini anlatmaktadýr: "Onlar bu ilâhî söze iman etmezlerse, (ve bunun sonucunda helâk olurlarsa) onlarýn ardýndan Sen de üzüntüden neredeyse kendine kýyacaksýn!.." (7) "Onlar iman etmiyorlar diye, neredeyse Sen kendine kýyacaksýn!.."agla8) Allah ýn Kitabý nýn Efendimiz i üzdüðüne tanýklýk ettiði inançsýzlýk hastalýðý, bizi de üzmeli; Allah a iman etmeyen insanlarý gördükçe "Niçin iman etmiyorlar?" diye cidden üzülmeli ve dertlenmeliyiz. Ýmandan mahrum olanlarý manevî açýdan "hasta" olarak görmeli, onlarýn bu durumlarýna üzülmeli, manevî tedavileri ve Allah ýn izniyle þifa bulmalarý için yardýmcý olmalýyýz. Hatta sadece üzülmekle kalmamalý, bu kimselerin imanla buluþmalarý için gerekli olan davet ve teblið yanýnda, gönüllerini Ýslâm a kazanma amacýyla ilgi, anlayýþ ve yakýnlýk göstermeli, henüz imanla tanýþmamýþ olanlara kesinlikle "düþman" muamelesi yapmamalý, insanlýk görevlerini ihmal etmemeliyiz.

2.Ýtaatsizlik, emre itaatte aðýr davranýlmasý Peygamberimiz i üzen bir diðer konu, emrine itaat edilmemesi veya itaatte aðýr davranýlmasýdýr. Zira nebevî emre itaatsizlik, dünya ve ahirette mutsuzluk, huzursuzluk ve felâket sebebidir. O nun Sünneti Seniyyesinin hafife alýnmasý, O na uymayý emreden Allah ýn Kitabýnýn emrini çiðnemek anlamýndadýr. Hicretin 6. yýlý sonlarýnda Peygamberimiz ile Kureyþ temsilcisi Süheyl b. Amr arasýnda Hudeybiye Barýþ Andlaþmasý imzalandýðýnda; andlaþma maddeleri ilk anda ashab-ý kirama aðýr gelmiþti. Andlaþma maddelerinin doðuracaðý kötü sonuçlarý düþündüklerinde müslümanlarý üzüntü ve keder kaplýyordu. Peygamberimiz in kendilerine Mekke ye girip tavaf edecekleri müjdesini vermesine raðmen, andlaþmaya uyarak Beytullah ý tavaf edemeden geri dönecek olmalarý, ayrýca andlaþma maddelerini Kureyþ in baskýlarýna boyun eðme ve Kureyþ e taviz vermeye razý olma þeklinde yorumlamalarý sebebiyle Müslümanlarýn maneviyatlarý kýrýlmýþ, son derece üzülmüþlerdi. Andlaþma imzalanýp da Rasûl-ü Ekrem Efendimiz ashabýna: "Kalkýn, týraþ olun, ihramdan çýkýn. Ceza kurbanlarýnýzý kesin." (Yani Mekke ye girmeden geri dönüyoruz), buyurduðu ve bu emrini üç defa tekrar ettiði halde üzüntülerinden dolayý Ashab-ý Kiram dan hiçbiri yerlerinden bile kýpýrdamamýþtý. O gün Hudeybiye de bulunan sahabenin sayýsý 1400 kadardý. Bunun üzerine Peygamberimiz, hanýmý Ümmü Seleme validemizin çadýrýna girdi. Ashabýnýn bu açýk ve net emrine itaat etmemeleri, Efendimiz i çok üzmüþtü. Ashabýnýn bu durumunu Ümmü Seleme validemize nakletti. Üzüntüsünü: "Ey Ümmü Seleme!.. Ashabým beni dinlemiyorlar", þeklinde ifade etti ve onunla istiþare etti. Ümmü Seleme validemiz: "Ya Rasûlallah!. Onlarýn senin bu emrini yerine getirmelerini mi istiyorsun? O halde dýþarý çýk. Hiç kimseyle tek kelime konuþmadan kurbanýný kes. Saçýný týraþ ettirmek için berberini çaðýr. Onlar senin ashabýn iseler, bu defa mutlaka sana uyacaklardýr" dedi. Peygamberimiz, çadýrdan çýkýp bu þekilde hareket eti. Sahabei Kiram da O na aynen uydular. Ama üzüntüden neredeyse birbirlerini kýrýp geçireceklerdi. Sahabenin, Allah Rasûlü nün ilahî vahiyle desteklendiðini bir an için unutarak barýþ andlaþmasýnýn maddelerini olumsuz þekilde yorumlamalarý sebebiyle, nebevî emre itaatte gecikmeleri Peygamberimiz i üzmüþtü. Oysa Allah Rasûlü nün nebevî mesajý, bazen ilk planda anlaþýlmasa bile, bu ulvî mesajda ilk anda bilinemeyecek ve fark edilemeyecek bazý hikmet ve incelikler olabileceði düþünülmeli ve Allah ýn Sevgilisi ni üzmemek için verilen nebevî mesajý uygulamada asla tereddüt edilmemelidir.

3.Bilgisizlik, bilgisizce fetva verilmesi: Ýlme, ihtisasa ve tecrübeye deðer veren Ýslâm; bilgisizliði, bilgisizce fetva vermeyi þiddetle reddetmiþtir. Allah Rasûlü nü üzen hususlardan biri, ehil olmayan kiþilerin ilmî hiçbir çaba ve gayret göstermeden kulaktan dolma yalan yanlýþ fetva vermeleridir. "Bilmiyorsanýz zikir ehline yani alimlere sorun" ayeti, bilmediðimiz konularda baþvuru mercii olarak "ilim ehli"ni göstermektedir. Hadis-i þerifte "Fetva vermekte cür etli olanlar manevî sorumluluktan korkmaksýzýn derhal fetva vererek yersiz cesaret gösterenler Cehennem ateþine atýlmakta cür etli olan kiþiler" olarak nitelendirilmiþtir. Yine Efendimiz, "Gerçek alimlerin vefat edip, insanlarýn cahil kimseleri baþ tacý etmeleri ve bunlarýn da bilgisizce fetva verip, kendileri sapýklýða düþtüðü gibi baþkalarýný da sapýklýða düþürmelerinin yeryüzünden ilmin kaldýrýlmasýna sebep olacaðýný" bildirmiþtir.(12) Genç sahabî Cabir b. Abdillah anlatýyor: "Biz bir yolculuða çýkmýþtýk. Bir arkadaþýmýza bir taþ isabet edip baþýný yardý. Yaralý arkadaþ ihtilam olmuþ, gusletmesi gerekmiþti. Arkadaþlarýna: Teyemmüm etmem için bir ruhsat ve izin biliyor musunuz? diye sordu. Arkadaþlarý: Su varken teyemmüm etmen için herhangi bir ruhsat ve izin bilmiyoruz, dediler. Bunun üzerine arkadaþýmýz su ile gusletti. Oysa gusletmesi derin yarasý için zararlýydý. Su yarayý azdýrdý. Yaralý arkadaþýmýz çok geçmeden de öldü. Bu durum Peygamberimiz e bildirilince, Efendimiz buna çok üzüldü. Bir müslümaný kaybetmek O na çok aðýr gelmiþti. Bu durumda çok acý konuþtu. Efendimiz o gün þöyle demiþti: "Onu onlar öldürdüler. Allah cezalarýný versin. Bilmediklerine göre soramazlar mýydý? Bilgisizlik hastalýðýnýn þifasý, bilene sormaktýr. Yarasýnýn üzerini sarýp vücudunun diðer yerlerini yýkamasý ve teyemmüm etmesi onun için yeterli idi."agla13) Bu olayda ilim ehline sormadan, bilgisizce verilen yanlýþ fetva, bir mücahidin ölümüyle sonuçlanmýþ, bu duruma çok üzülen Rahmet Peygamberi belki de bir daha benzeri bir olayýn tekrar yaþanmamasý için bu acý ve sert ifadeyi kullanmýþtý.

Gönderen: 27.10.2010 - 22:26
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 827 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
1732 üye ile 14.01.2023 - 16:03 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
hircin (32), ayazdabirciftyu.. (38), arif_unal (64), lyoonn (46), ergali595 (42), FatihCgdm (38), kirenli (56), *imam_hatipli* (33), Muhsin B. (36), sezer74 (50), recepguducu (50), kenan_kygn (68), tek_1 (44), ajanpenny (46), basketcikid (34), sigat37 (37), erzincani (45), yasemin_nl (36), yosun (40), toprak_67 (45), By_Digital (38), gur (36), MustafaGED&Yacu.. (60), ademyildiray (49), ibrahimdzn (37), muka2828 (44), hagere (39)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.06705 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.